• Sonuç bulunamadı

Haşim'i anarken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Haşim'i anarken"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-T“T_

/fo i

( V

HAŞİ M’İ ANARKEN

N

evzat Yalçın, bu sayıda okuyacağınız yazısını A lm anya’dan göndermeseydi, Ahmet Haşim’in ölümünün kırkıncı yıldönü­ mü olduğunu bilemeyecektim. Sonradan hatırlayınca da, böy­ le bir yıldönümünden H isard a hiç bahsedilmemiş olması bana üzün­ tü verecekti. Bu bakımdan, vefalı şair dostuma teşekkür borçluyum.

Geçmiş büyüklerin daha çok onuncu, kırkıncı, yüzüncü gibi yu­ varlak rakam lı yıldönümlerinde anılm aları kolaylık olsun diyedir. Yoksa, kırkıncı yıldönümünün kırk birinciden daha önemli olduğu­ nu kimse ileri süremez. Çocukluğumdan beri şiirlerini dilimden dü­ şürmediğim Ahmet Haşini, belli yıldönümlerinde, iki üç satır yazı, birkaç merasimle anılıp unutulacak kimselerden de değildir.

Sanat Sevenler Derneği nin geçen ayki şiir toplantısında Haşim- den de bir şiir okunması hoşuma gitmişti. Fakat, toplantının so­ nunda, «Merdiven» şiirinin, bir ay önce dergilerde çıkan yeni ş iir lerle birlikte yarışm aya konulduğunu ve onun için de dinleyiciler­ den oy istendiğini görünce hayrete düştüm. Yaptığım itiraza verilen cevaba göre, «Merdiven» şiiri dergilerin birinde yeniden yayınlan­ dığı ve jüri tarafından (lütfedilip) seçildiği için, yarışm a dışı tutu­ lamazmış. Bir ay önceki toplantıda da Yahya Kem al’in «Açık De- niz»inin aynı şekilde yarışm aya sokulduğunu söylediler.

Dem eğin yıl sonunda ilân edeceği yarışm a sonuçlarından, Ah­ met oğlu Mehmet’in birinci; Haşan oğlu Hüseyin’in ikinci geldiğini; Ahmet Haşim'le Yahya Kem al'in ise üçüncü ve dördüncülüğü ka­ zandığını (hatta hiç derece alam adığını) öğrenmemiz mümkündür.

Nitekim, ben oyumu Ahmet Haşim’e vermedim. Yerlerinden kal­ kıp yanım a gelen birkaç genç de, «Merdivensin yarışm a dışı sayıl­ ması hususunda benimle aynı fikirde olduklarını söylediler ve —şüphesiz— onlar da Haşim’e oy vermediler. Yılların ötesinden sü­ züle süzüle gelen ve milletin hafızasına geçen şiirlerle, yeni yazılıp henüz hiç bir değer hükmü almamış şiirler bir arada nasıl yarışm a­ ya sokulabilir? Bu, elm a ile armudu toplamaya benzemez mi? Hem geçmişin ustalarına, hem de bugünün gençlerine haksızlık edilmiş olmaz mı?

M E H M E T Ç I N A R L I

(2)

Sözünü ettiğim şiir toplantılarına ben yalnız iki defa gidebildim. Her ikisinde de «geçen ayın en güzel şiirleri» olarak tak­ dim edilip, yarışmaya sokulan eserler arasında, gerçekten güzel ve başarılı olan­ lar bulunduğu gibi, şiir olduğundan şüp­ he edilecekler de vardı. Her iki toplantıda da, Nüzhet Erman'ın, dergimizdeki Büyü- teç’iyle inceleyip, «nane» olarak vasıflan­ dırdığı bazı karalamaların seçilen şiirler arasına alındığını gördüm. Halbuki, seçi­ mi yapan jüride zevkine ve anlayışına gü­ venmek istediğimiz kimseler de bulunu­ yor. Bunların, ittifakla aldıkları kararlar­ da, sırf Erman'a inat olsun diye, kanaat- lanna aykırı oy vermiş olmaları da söz konusu edilemiyeceğine göre, demek ki, bir şiiri değerlendirmede, birbirine yakın görüşte olmaları gereken kimseler (jüride bulunan dört üyeden üçünün Hisar’da uzun süre yazıları çıkmıştır) arasında bi­ te, akla kara, geceyle gündüz kadar fark olabiliyor. Başarı ölçüsünün bu kadar kaypak ve belirsiz bulunduğu bir alanda, nefes tüketip, göz nuru dökmenin anlam­ sız olduğunu düşüneceklere yerden göğe kadar hak veririm. Bu değerler anarşisi yüzünden, Akif’in :

— Şairim.

— Olmaz olaydın : o ne yiizler karası İtence dünyadaki işsizlerin en maskarası.

mısralarında dile getirdiği nefret, bugün büyük halk kitlelerine mal olmuştur- Dünyanın en büyük şairlerini yetiştirmiş bulunan bir memlekette, kitap dağıtım şirketleri —hiç bir ayırım yapmadan— «Ben şiir kitabı dağıtmam!» kitabevleri «Ben şiir kitabı satmam!» diyebilmekte­ dir.

«Merdiven» şiiri okunmadan önce, Ahmet Haşim'in, zamanında itirazlara yol açmış, «tepkiye uğramış» bir şair ol­ duğu önemle belirtildi. Bugün eserlerine dudak bükülen şairlerin de, yarın —Ha- şim gibi— el üstünde tutulacağı ima edil­ mek istendi.

Haşim, bütün şiirlerinde, bu sanatın geleneklerine bağlı kalmış bir şairdir. Aruz vezniyle yazar, kafiyeyi ihmal et­

4

mez. Dili, o devirde yaşamış öteki şairle- rinki gibi, Edebiyat-ı Cedide'nin ağdalı di­ linden, yaşayan Türkçeye doğru gelişmiş­ tir. Kendisine yapılan itirazlar, şiirlerinin anlam bakımından biraz kapalı oluşun­ dan doğuyor. O şiirler ahenk ve ritm ba­ kımından mükemmel olduğu gibi, gramer yönünden de —ufak tefek aksamalar müstesna— Türk söyleyişine uygundur.

Bir musiki parçası gibi insanı sarıve- ren ve —anlamını düşündürmeden— tek­ rarlamak isteği uyandıran :

Göllerde bıı dem bir kamış olsam.

mısraının dili de kusurlu değil. Orhan Veli’nin söylediği :

B ir de rakı şişesinde balık olsam.

mısraı da, Haşim’inki gibi renkli ve ahenkli olmamakla beraber, Türkçe’ye uygundur.

Fakat, İkinci Yeni adıyla ortaya çı­ kan bazı şairlerle, onları takip edenlerse, anlam bakımından büsbütün kapalı olma­ ya özendiler; bunu sağlamak için de, Türkçe’yi kendi keyiflerine göre değiştir­ mek yolunu tuttular. Onlar, Haşim'in yu­ karda andığımız mısraını söylemek iste­ seler :

Ol gölsem kamış dem bıı bir.

felân gibi, büsbütün anlaşılmaz, Türkçe’­ ye uymaz ve dile takılır bir şekilde söy­ lerler.

Her karşı çıkılan, her itiraza uğrayan büyük adam olur sanılıyor. Asıl aldanış da burada. Benim pek uzun olmayan sa­ nat hayatımda, yazdıkları «tepki ile» kar­ şılanan o kadar çok şair taslağı çıktı ki, bugün arka arkaya on tanesinin adını saysam, hatırlayabilecek on kişi çıkmaz. Adları da, yazdıkları da, kitap ve dergi sayfalarında unutuldu gitti.

Haşim’in, ölümünden kırk yıl sonra da, okunan ve saygı duyulan şairlerin ba­ şında gelmesi; ne zamanında uyandırdığı tepkiden, na kapalı yazmasından; sadece, büyük bir şair, güçlü bir sanatçı oluşun- dandır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir adım olmalıydı, diyordum, kalbimden önce zihnime kıv- rılan bir adım… Annemin bana taktığı isimden daha farklı bir ad ile ve bu sefer bir evin güneşi

Ayrıca Sıtkı Dursunoğlu’nun Muallimler Birliği Mecmuası’nda ve o yıllarda Erzurum’da neşredilmekte olan Albayrak gazetesinde şiirleri ve nesirleri

17’si manzum, 29’u mensur olmak üzere toplam 46 parçadan olu- şan bu eser içerisinde, üç Ezop ve bir La Fontaine masalı, iki Ziya Gö- kalp şiiri, üç İbrahim Alaaddin

Meselâ merdiven mailiyetinin ölçü çerçevesi içinde sarih olarak tezahürü, sık helezonlara sokmak, us- lûblü bir tebarüz veya mailiyeti temsil veya müstakil mer-

İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı , Litvanya''nın başkenti Vilnius''taki toplantıda, İstanbul surlarındaki yanlış restorasyonun durdurulması, ilçe

Manyetik kuvvet, mermi z›rha çarp›nca oluflan ve normalde z›rh› de- lip arac›n içine f›flk›rarak mürettebat› öldüren erimifl metal sütununun ge- niflleyip

Lise öğrencilerinin yaşadıkları kişiler arası çatışmalarda kullandıkları çatışma çözümleme stratejilerinin ilişki türüne göre bulgularına genel olarak

12 Mehmet Kayacan, Haşim Baba ve Divanı”(İnceleme-Metin), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,