• Sonuç bulunamadı

Sanatçılar, Sinan Hamamı'nda terleyecek

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sanatçılar, Sinan Hamamı'nda terleyecek"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

_________________________ ________ KÜLTÜR-YAŞAM

____

“'r - Çö% 0-t( t ’

I. III I S»,ARAKASI İSTANBUL ÇAĞDAŞ SANAT SERGİLERI’NDE MEKÂNLAR

RESTORASYONU TAMAMLANDI — Mimar Sinan'ın 1556’da gerçekleştirdiği Mimar Sinan Hama- m ı’nın (yukarıda) restorasyonu kısa bir süre önce tamamlandı. Ayasofya Hamamı adıyla da bilinen hamamın erkekler kısmının soyunmalığı da (solda), Çağdaş Sanat Sergileri kapsamındaki Ulusal Ser- g i’ye katılacak sanatçılarımızın yapıtlarına mekân olacak. (Fotoğraflar: NİHAT HALICI)

Sanatçılar, Sinan Hamamlında terleyecek

Restorasyonu yeni tamamlanan Mimar Sinan

Hamamı, sonbaharda Mehmet Güleryüz,

Sarkis, Mehmet Gün, Bedri Baykam, Şenol

Yorozlu ve Ömer Uluç’u ağırlayacak. Bu yıl ilk

kez düzenlenecek olan Uluslararası Çağdaş

Sanat Sergileri kapsamındaki Ulusal Sergi

Mimar Sinan Hamamı’nda gerçekleştirilecek.

Sinan’ın 1556’da yaptığı mekânda,

sanatçılarımızın çağdaş yapıtları sergilenecek.

ANNA TURAY___________

“Şehr-i İstanbul’un en kalaba­ lık ve hareketli yerlerinden birin­ de, Ayasofya Meydanı’ndayız. 19. yüzyılın henüz başları. At- kestaneleri altında ve Ayasofya Hamamı’nın önünde ahşap ba­ rakalar halinde kahveler uzanı­ yor, yazın güzelim Ayasofya ma­ bedi önündeki ağaçların altı ar­ kalıksız bodur, hasır iskemleler­ le donanıyor. Ayasofya çarşısı, meydan boyunca sıralanmış kah­ vehaneler, bakkallar ve arzuhal­ cilerden oluşuyor. İhtilallere, ayaklanmalara, siyasal toplantı­ lara, mitinglere sahne olmuş bu meydanı; Ayasofya, adliye bina­ sı ve bir büyük hamam, Mimar Sinan’ın Ayasofya Hamamı çev­ relemiş. Ayasofya Camisi ile ha­ mam arasında kira arabaları var. Kaç göç devrinde “kendini bilen” hanım hanımcık kadınlar bu meydandan asla yaya geçmezler çünkü!’

Reşat Ekrem Koçu İstanbul

Ansiklopedisinde aşağı yukarı böyle çizer geçmişteki Ayasofya Meydanfmn tablosunu. Sonra Meşrutiyet’in ardından bu hare­ ketliliğin yavaş yavaş kayboldu­ ğunu, nihayet adliye yangım ile büsbütün söndüğünü anlatır:

“Bu satırların yazıldığı 1948 yı­ lında, günün hemen her saatin­ de ıssız ve tenhadır. Müze olan Ayasofya’nın ziyaretçileri ecnebi­ lerle mahdut miktarda mektep talebelerine inhisar etmiş, muaz­ zam ve muhteşem hamam ka­ panmış, depo olmuş, adliyenin topladığı mahşeri kalabalık da postahaneye hicret etmiştir. Yaz günlerinde tek tük sevdazede çiftlere rastlanır, öyle ki Ayasof­ ya Hamamı’nın önündeki revak sütunlar üzerinde kalem ve tebe­ şirle yazılmış randevu saatleri da­ hi okunur.”

O tarihlerde hamamın içi, dı­ şındaki revak sütunlardan çok daha perişan, maydandan çok daha sessizdir. Ayasofya Hama- mı’nın erkekler kısmının giriş ka­ pısının üzerindeki kitabede hâlâ,

“Eğer görmek dilersen ravzai fir- devsü rıdvanı/Gelüb hammamı sultâne safa bul eyle seyranı”

yazmaktadır, ama içine giren sa­ fa değil yıkık dökük bir kitap de­ posu bulmaktadır artık. Sinan1 ın 1556 yılında yaptığı, üstelik adeta nispet yaparcasına Ayasof- ya’nın karşısına yerleştirdiği 400 yıllık hamam, belediyenin benzin deposu olduktan sonra Milli Eği­ tim Bakanlığı’nın da kâğıt ve ki­ tap deposu olarak kullanılır. Ne nalın tıkırtıları, ne bir gelin ha­ mamından kalma neşeli çığlıklar, ne “siyah dellâk peştemalı sarı­

nıp hamam çıplağı olanlar”, hiç­

biri yoktur. Hamamı ısıtmak için ateş yakılan külhan bölümünde kalanlar, külhanbeyleri de çok­ tan sokaklara dökülmüştür. Ses­ siz ve soğuktur her yer.

Yapıldığı yıldan bu yana pek çok onarım geçiren Ayasofya ya da bilinen adıyla Mimar Sinan Hamamı’nm bu sessizliği kısa bir süre sonra bozulacak. 1955 yılın­ da başlatılan ve çeşitli aralıklar­ la günümüze dek süren restoras­ yonu bir süre önce tamamlandı çünkü. Vakıflar Genel Müdürlü- ğü’niin üstlendiği restorasyon iş­ lemi yaklaşık 200 milyon liraya gerçekleştirildi. Ayasofya Hama- mı’nın soğuk mermerleri eylül ayında sanatçıların çağdaş yapıt­ larını ürettikleri ve sergiledikle­ ri bir mekân olacak. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Genel Mü­ dürü Aydın Gün , amaçlarının tarihi bir mekân içerisinde çağ­ daş bir'değerlendirme yapmak olduğunu söylüyor. Böylece 1556’da yapılan bu hamam 1987 yılında çağdaş sanatçılar tarafın ­ dan yeni bir anlayışla resimlene­ cek, görselleştirilecek. Serginin

ardından da klasik bir Türk ha­ mamı olarak kullanılacak.

Ayasofya Hamamı’nın kadın ve erkeklere ayrılan bölümleri birbirinin aynı. Aradaki tek fark, erkek hamamının soyunmalık ve kubbesinin kadın hamamından

biraz daha büyük olması. So­ ğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölüm­ lerinden oluşan hamamda artık sedir kalmamış. Şimdi kafesli so­ yunma kabinler var. Restorasyon amacıyla kollarını sıvayıp hama­ ma girenler yeteri kadar terlemiş­ ler mi acaba? Erkekler hamamı­ nın girişinde soyunmalık ve so­ ğukluk bölümünde kabinlerin hemen ardında kalorifer radya­ törleri sırıtıyor. Kadınlar hama­ mında ise kabin yapılmadığın­ dan bütün radyatörler ortada. Restorasyonu yürüten mimar

Erol Çetin, “Osmanlı hamamları odunla ısıtılır, ama burası turis­ tik bir merkez olduğundan yeni yaptığımız hamamı kaloriferle,

fuel-oille ısıtmayı düşündük. Bil­ hassa istedik ki, etraftaki eserler dumandan etkilenmesin” diyor.

Sinan Hamamı’na, ta Romalılar­ dan bu yana kullanılan ısıtma sistemini yerleştirmiş. Hamamın ısıtma külhanında yanan ateş, tüfeklik adı verilen duvar içlerin­ deki bacalarla göbektaşınm or­ tasına kadar yürüyor. Yeni konu­ lan brülörün ateşinin ise oraya kadar gidip gitmeyeceği bilinmi­ yor. Romalıların ve Mimar Si­ nan’ın pek kolay kurduğu bu dü­ zen, anlaşılan henüz kavranıp çözülememiş.

Ayasofya Hamamı’mn içinde­ ki mermerlerin tümü Kapıdağ mermeriyle değiştirilmiş. Özgün

kurnaların birçoğu duruyor. Kaybolan muslukların yerine es­ ki musluklardan esinlenilerek hazırlanmış olan yenileri takıl­ mış. Erkekler kısmının göbekta- şının üzerindeki geometrik de­ senli kaplama da yenilenmiş.

Ayasofya Hamamı’na gide­ cekler artık “sevdazede” çiftlerin

“ revak sütunlar” üzerine yazdık­

ları randevu saatlerini göremez­ ler, am a içeri girerlerse Sinan’ın 400 yıllık eserinin nasıl kalorifer radyatörleri, plastik elektrik düğ­ meleri ve genel tuvaletlerin kapı­ sında da görebileceğimiz türden üzeri telli, yuvarlak beyaz aydın­ latma armatürleriyle “donatıldı­

ğını” görebilirler.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T a h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Şimdi, dünyanın en eski kubbe sistemlerinden biri olan Aya- sofya ve Süleymaniye yapı sistemleri ara- sında bir mukayese yapalım: H e r ikisi, plân bakımından merkezî bir

E ğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol basın toplantısında şöyle dedi; “Eğitim Sen olarak, sürgün kararının hukuki dayanağı olmadığını, tamamen siyasi nitelikli

Irak ’ta "Kasaidi Muhtar-ül Meşher ül - Türk-ül Muasır”, yani Çağdaş Türk Şiirinden Seçmeler kitabını bıraktım.. (Türkmen Türkçesinde ‘bıraktım

YAVUZ Sultan Selim’den sonra tahta oturan Sultan Süley­ man devrinin başlarında, Mimar Ali Usta ölünce, Lütfi Paşa'nuı tavsiyesiyle koca Sinan Sermîmarlığa

Gündoğdu Akkor dergiler hazırlıyor, resim yapıyor durmadan, Bilkent tepeleri gibi yeşeriyor, renkleniyor duvarları, inci Akkor da seramik, resim çalışmalarından sonra

Nasal type extranodal NK/T-cell lymphoma (ENKTCL), previously known as lethal midline granuloma is a rare type of lymphoma that typically causes destruction of the midface.. The

Il m aintiendra l'éducation scientifique moderne dans l'ordre et la discipline d'une sag e liberté que les découvertes tech­ niques et sp atiale s promettent au x

Yılların sisleri içinden Kissinger, Hitchens’tan, bir sorumlu bul­ manın peşine düşmüş yeni bir gazeteci he­ veslisi olarak, Henry’nin Soğuk Savaş’ın ka­ zanılmasında,