• Sonuç bulunamadı

Ertuğrul Muhsin'e dair bizim de iki çift sözümüz var

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ertuğrul Muhsin'e dair bizim de iki çift sözümüz var"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S a jía: 2

Ertuğrul Muhsin'e dair bizim de

iki cıft sözümüz var

/

Artık izin verirseniz iki çift söz de biz edelim. — Şimdiye kadar neden sustun?, diye diyeceksiniz. Ortalığın yatışıp, toz dumanın inmesini bekledim. ön ce şunu soyliyeyim ki, sahnede halkın karşısına çıkan herkese saygım vardır. Yalnız fazla toz kaldırmaması şartile. T a da, halka verdiği ile, yuttuğu toz arasında bir eşitlik ol­ ması şartile.

B ir zamanlar bu memlekette, Mekteb-i Sultani’de (Ga­ latasaray Lisesinde) bir kaç y ıl okuyanı. Büyük Elçi filân yaparlarmış.

Paris’e gidip bir, iki oyun seyredeni de, «Şehir Tiyatro­ larına» Rejisör yapmışlar.

Bu da Ertuğrul Muhsin’e rastlamış... Şimdi belirli bir çevre :

— Sen ne anlarsın bu işlerden, diyeceklerdir; Onlara şunu söylemek isterim :

Felsefe tahsili yapanlara eskiden «Avrupa Kültür Tari­ h i» diye bir ders okuturlardı. Avrupa Kültür Tarihi içinde ise, «T iy a tro» önemli bir yer tutardı. Tam bir sömestr «K ı- ral Otdiptts» üzerinde durduğumuzu hatırlarım. Bu, bir ne­ vi «Tiyatro Felsefesi» gibi bir şeydi

— Tiyatronun da felsefesi mi olurmuş?, diyeceksiniz. Olmaması lâzım ama, yapmışlar İşte.

Y’apmışlar ve Shakespeare’in, Lady Macbeth’i, Agamenı- non’daki Cassandra’dan nasıl kopye ettiğini filân çıkarmış­ lar ortaya.

Ama bizim sözümüz bu değil. Biz dönelim Ertuğrul Muhsin'e.

— Peki ama, Ertuğrul Muhsin Türk Tiyatrosuna hiç mi bir şey yapmamıştır?, dijeceksiniz!

Yapmıştır.

Bir Ertuğrul Muhsin ekolü kurmuştur.

Hareketleri ve hele hele sahne diliyle, halkdan kopuk, züppe, ağır, kendini beğenmiş bir ekol...

Bundan da şimdi geriye kala kala, sıkışınca sesini in­ celtip bağıran bir komik ( ! ) ve bir iki tane de «Jan Val- jaıı» eskisi kalmıştır.

Bu gün, ödeneksiz tiyatrolarda isim yapmış ve halka kendisini

sevdirmiş oyunpularm tınman çoğu, Ertuğrul Muh­

sin'in elinden zor kurtulmuş kişilerdir.

O zamanlar başkası olmadığından, sahneye atılmak İs­ teyenler daima Şehir Tiyatrolarından işe başlamışlardır. A- ma bir süre sonra bu gençler görmüşlerdir ki, «Cunta» ya girmeden burada hiçbir şey olmalarına imkân yoktur.

Cunta’ya girmek ise imkânsızdır.

Bundan sonra da selâmeti, Şehir Tiyatrolarından, yani Ertuğrul Muhsin'den kaçmakta bulmuşlardır Kaçabilen ka­ çıp, yeteneği oranında ün’e kavuşmuş, kaçamıyaıı ise orada eriyip kaybolmuştur. Ve Türk Tiyatrosu, Ertuğrul Muhsin’­ in dışında canlanıp kurtulmuştur

Ertuğrul Muhsin, şahsî dostu bir kişi hariç, hiçbir yer­ li oyun yazarını, Şehir Tiyatrolarının kapısından içeri sok­ mamıştır.

Varsa Shakespeare, Yoksa Shakespeare,

Shakespeare ile ikisi, yıllarca Şehir Tiyatrolarının üzerine çöreklenmişlerdir.

Herkesin rütbesini hakkı kadar versek iyi ederiz. Şimdi benim hu eleştirilerim i beğennıiyenler olabilir. Onlaı-a şunu tavsiye edeceğim.

Sermayelerini keııdi ceplerinden koymak suretiyle hemen bir özel tiyatro kurup, başına da Ertuğrul Muhsin’i getir­ sinler.

Ertesi gün «H am let» i oynamaya kalkmazsa, iki dişimi kırarını...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çün- kü zaman algısı mikrosaniye (saniyenin mil- yonda biri), milisaniye (saniyenin binde biri), saniye ve biyolojik ritimler gibi farklı süre öl- çekleri için farklı

Çölaşan ısrarla, Barlas a- leyhine Sabah Gazetesi’nde yer alan “ fiıale Takipçisi Genel Müdür Kim?” başlıklı haberi gösterirken, bu gaze­ tenin Barlas

Fikret, imparatorluğun yıkılışı devrine yetişmiş, yıkılışı sebeplerine derinliğine girmiş, sarayla yobazın, derebeyle defecinin elele vererek milleti

sitali; Doğan Canku’dan özgün şarkılar; Erdem Sökmen gitar resitali; Grup Giindoğarken’den öz­ gün şarkılar; Maria Rita Epik ve Monique Perre- rin’den

En meş ■ hur eserleri

Tarihsel olarak bakıldığında genel amaçlı teknolojilerin ortaya çıktığı dönemlerde yeniliklerin sayısında bir artış gözlenmiştir.21 Mal ve hizmetleri kapsayan ürün

Grif- fith’ten beri yerleşmiş olan klasik sinema­ nın estetik öğeleri Godard tarafından ters­ yüz edilmiştir...” “..Godard, yeni bir estetik çizgiyi gerçekçiliğin

Altı sene kaldığım ve geçen büyük harp müddetini gç çirciğim Yemenden dönmüştüm. Altı sene evvel ayrıldığım İstanbul şehir bakımından hiç