• Sonuç bulunamadı

Sultan II. Abdülhamid'e Düzenlenen Ermeni Suikasti ve Bu Sebeple Belçika ile Yaşanan Diplomatik Kriz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sultan II. Abdülhamid'e Düzenlenen Ermeni Suikasti ve Bu Sebeple Belçika ile Yaşanan Diplomatik Kriz"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SULTAN II. ABDÜLHAM~D'E DÜZENLENEN ERMEN~~

SU~KAST~~ VE BU SEBEPLE BELÇ~KA ~LE YA~ANAN

D~PLOMAT~K KR~Z

Dr. VAHDETTIN ENGIN*

Ermenilerin Osmanl~~ idaresi Alandaki Durumlar~na K~sa Bir Bak~~~

Yüzy~llar boyunca Osmanl~~ idaresi alt~nda ya~am~~~ olan Ermeniler bu süre içinde toplumun bir parças~n~~ olu~turmu~lar, çe~itli devlet görevlerinde bulunmu~lar, içlerinde birço~u da ticaret, musiki, edebiyat, mimari vs. gibi alanlarda önemli i~ler ba~arm~~lard~r. Sosyal ve iktisadi hayatta kazanm~~~ ol-duklan bu statü sayesinde Türklerle rahatça uyum sa~layarak en nüfuzlu re-aya konumuna sahip olmu~lard~r. Öyle ki, görev yapt~~~~ y~llarda Ermenilerin Osmanl~~ Devleti'ndeki durumunu gözlemleyen Helmut von Moltke onlar için ~u de~erlendirmeyi yapm~~t~r: "Bu Ermenilere hakikatte h~ristiyan

Türkler denilebilir. Rumlar~n kendi özelliklerini korumalarma ra~men Ermeniler Türk adetlerini hatta dilini benimsemi~lerdir. Dinleri onlar~n, h~-ristiyan olarak tek kad~nla evlenmelerine izin verir, fakat onlar Türk kad~nla-nndan fark edilmez, ayr~lmaz. Bir Ermeni kad~n~n~~ sokakta Türk kadm~ndan ay~rmak mümkün de~ildir". Bu konumlar~~ ile Ermenilerin "Sad~k Millet"

olarak vas~fland~nld~klan da bilinmektedir. Sahip olduklar~~ ayncal~klar saye-sinde Ermenilerin müslüman tebaadan daha zengin hale geldi~i ve memuri-yette de vezirlik gibi en yüksek mevkilere gelebildikleri bir valuad~r2.

Ermenilerin bütün bu avantajlar~~ elde edebilmeleri Osmanl~~ Devleti'nin kendilerine yönelik olarak sonsuz bir himaye ve lütuf göstermesi sayesinde olabilmi~tir. Gerçekten de Osmanl~~ Devleti, kurulu~~ döneminden itibaren Ermenileri iyi niyetle himayesine alm~~t~r. Osmanl~~ Devleti bu iyi niyetli tu-tumunu her zaman devam ettirmi~se de, özellikle XIX. yüzy~l~n ikinci yar~-s~ndan itibaren Avrupal~larm gayri müslim teba üzerindeki k~~k~rt~c~~ faaliyet-

Marmara Üniversitesi Atatürk E~itim Fakültesi ö~retim Görevlisi.

1 Nejat Göyünç, Osma~~h idaresinde Ermeniler, ~stanbul 1983, s. 50.

2 Sultan Abdülhamit, Siyasi Hauraum. ~stanbul 1984, 4. bask~, s. 72; Azmi Süslü. Ermeniler ve 1915 Tehcir Olay~ , Ankara 1990, s. 12-17; Baha Gürf~rat, "II. Abdillhamid'in Ermeniler Hakk~nda Dü~ünceleri", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, y~l 1968, say~~ 8, s. 32-33.

(2)

414 VAHDETTIN ENGIN

lerine kanan Ermeniler, Osmanl~~ Devletine dü~manca bir tav~r almaya ve çe~itli isyanlar ç~karmaya ba~lam~~lard~r. Bilhassa 1877-1878 Osmanl~-Rus Sava~~~ esnas~nda Ruslar~n Ermenilere ba~~ms~zl~k vaadi Osmanl~~ Devleti için bir Ermeni meselesinin gündeme gelmesine vesile olmu~tur. Bu sava~~n so-nunda yap~lan Ayastefanos Andla~mas~'nda Ermenilerin ba~~ms~zl~k istekleri yürürlü~e girmemi~se de sakin olduklar~~ vilâyetlerde ~slahat yap~lmas~~ öngö-rülmü~tür. Bilâhare Ayastefanos hükümsüz kald~~~~ için mesele Berlin Kongresi'nde görü~ülmü~tür. Buna göre, 13 Temmuz 1878 tarihli Berlin Andla~mas~ n~n 61. maddesi uyar~nca Bâb~âli, Ermenilerin sakin olduklar~~ vi-lâyetlerin muhtaç oldu~u ~slahat~~ vakit geçirmeksizin tatbik etmeyi ve Ermenileri Kürtlerin ve Çerkezlerin sald~nlanndan korumay~~ taahhüt etmi~-fil-3. Esas amaçlar~~ olan ba~~ms~zl~k hedefine ula~amayan Ermeniler bu du-rumdan yeterince tatmin olmam~~lard~r. Bundan sonra 1887 y~l~nda Ta~nak ve 1890 da H~nçak komitelerini kurarak hedeflerine ula~abilmenin yöntemi olarak terörizmi benimsemi~lerdir. Bu komitelerin inanc~na göre: Yak~n

maksada gidecek biricik yol ihitilâldir. Do~u Anadolu'daki bütün müessese-leri alt-üst etmek, de~i~tirmek, halk~~ umumi isyan yolu ile Türk hükümetine kar~~~ sava~t~rmak gerekmektedir'.

Bu ~ekilde örgütlenmi~~ olan Ermeni komiteleri silahlanm~~lar ve Osmanl~~ Devleti'nde isyanlar ç~karmak için faaliyete geçmeye haz~r hale gelmi~lerdir. Bu faaliyetlerde, Ermeni savunuculu~unda Rusya'n~n yerini alan ve Do~u Anadolu'daki h~ ristiyanlar~~ himaye politikas~~ güden ~ngiltere'nin katk~lar~ n~~ da belirtmek gerekmektedir. Dolay~s~~ ile 1894 y~-l~nda ~ngiltere'nin Van konsolosunun güya incelemeler yapmak maksad~yla Ermenilerin yo~un olarak ya~ad~klar~~ yerlere yapt~~~~ seyahat Sason olaylar~-n~n ç~kmas~na sebep olmu~tur. Konsolosun dola~mas~n~~ Osmanl~~ otoritele-rine kar~~~ mukavemete geçmek için bir i~aret gibi de~erlendiren Ermeniler 1894 y~l~nda Sason'da isyan etmi~lerdir5. Osmanl~~ Devleti'nin isyan~~ bast~r-mas~n~~ Avrupal~lar Anadolu'da Ermeni katliam~~ yap~l~yor ~eklinde de~erlen-dirmi~ler ve protesto gösterilerinde bulunmu~lard~r.

3 Cevdet Küçük, Osmanl~~ Diplomasisinde Ermeni Meselesinin Ortaya Ç~k~~~, ~stanbul 1986, 2. bask~, s. 14; Fahir Armaoglu, Siyasi Tarih, Ankara 1961, s. 385; Nur~en Maz~c~, Uluslararas~~ Rekabette Ermeni Sorunu'nun Kökeni, ~stanbul 1987, s. 1445.

4 A. Alper Gazigiray (A. Halük Dursun), Ermeni Terörünün Kaynaklar~, ~stanbul 1982, s. 105; Mim Kemal Öke, Ermeni Sorunu 1914-1923, Ankara 1991, s. 75.

5 Enver Ziya Karal, Osmanl~~ Tarihi, Ankara 1983, 2. bask~, cilt VIII. s. 137-138; Ali Karaca. Anadolu Islahat~~ ve Ahmet ~akir Pasa, ~stanbul 1993, s. 44-45; Seçil Akgün, General Harbord'un Anadolu Gezisi ve Ermeni Meselesine Dair Raporu, ~stanbul 1981, s.21.

(3)

SULTAN II. ABDÜLHAM~D'E DÜZENLENEN SUIKAST 415 Ermeni isyanlar~~ bundan sonra da devam etmi~, Avrupay~~ harekete geçi-rerek Osmanl~~ Devleti'ne müdahaleye sevketmek isteyen komiteler 1895 y~-l~nda ~stanbul'da Bâb~âli üzerine kanl~~ bir yürüyü~~ düzenlemi~, yine ayn~~ amaca dayal~~ olarak 1896 y~l~nda Osmanl~~ Bankas~~ bask~n~m gerçekle~tirmi~-lerdir°. Bu arada Anadolu'nun çe~itli yörelerinde isyanlar ç~karmaya da de-vam etmi~lerdir7.

Ermeni meselesinin gündeme geldi~i bu y~llarda Osmanl~~ taht~ nda Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) bulunuyordu. II. Abdülhamid Ermeni meselesi ve Do~u Anadolu ~slahau konusunda çok kararl~~ bir tutum sergile-mi~~ ve Berlin Kongresi'nde öngörülen hususlar' hiç bir zaman yürürlü~e koymam~~ur. Bu konuda Alman elçisine söylemi~~ oldu~u ~u sözler kararl~~ tu-tumu hakk~nda yeterli bir fikir vermektedir: "Ölürüm de Do~u Anadolu'da

Ermenilere muhtariyet hakk~~ tan~yan Berlin Andla~masfn~n 61. maddesini uygulatmam '8. ~~. Abdülhamid Ermeni meselesi konusunda bat~~ ülkelerinin, özellikle de ~ngiltere'nin önyarg~l~~ yakla~~m~ndan da hep ~ikayetçi olmu~tur. O'na göre, Ermeni sorununda ~ngilizlerin gözü hiçbir ~eyi görmez olmu~tur; ~ngilizlerin emelleri "Bulgar Mezalimi" tarz~ ndaki yaygaralarm~~ bir kez de Do~u Anadolu'da tekrarlayarak burada ba~~ms~z bir Ermenistan kurmakur. Ermenistan'~n tesisi ise sadece Müslümanlar~n büyük bir haks~zl~~a u~ramas~~ 6 Esat Uras, Tarihte Ermeniler ir Ermeni Meselesi, ~stanbul 1987, 2. bask~, s. 478-487, 506-519; Kâmuran Gürün, Ermeni Dosyas~, Ankara 1985 3. bask~, s. 149-154, 163-166; Stanford J. Shaw-Ezel Kural Shaw, Osmanl~~ imparatorlu~u re Modern Türkiye, çeviri Mehmet Harmanc~,

~stanbul 1983, c. II. s. 254-255.

7 Ermeni sorunu XIX. yüzy~l~n son çeyreginde oldu~u kadar, I. Dünya ve Kurtulu~~ Sava~lar~~ döneminde de devam etmi~tir. Fakat konumuz Ermeni olaylann~~ teferruad~~ bir ~ekilde anlatmay~~ gerektirmedigi için bunlarla ilgili son dönemlerde yay~mlanr~n~~ baz~~ kaynaklara de~inmekle yetinecegiz. Ermeni sorununu çe~itli yönleriyle ve çe~itli dönemler için ele alan eserlerden baz~lan (di~er dipnodarda zikredilenler d~~~nda) için bk. Cemal Anadolu, Tarihin I~~g~nda Ermeni Dosyas~, ~stanbul 1982; Mehmed Hocao~lu, Ar~iv Vesikalanyla Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler, ~stanbul 1976; Sadi Koça~, Tarih Boyunca Ermeniler ve Selçuklulardan Beri Türk-Ermeni ili~kileri, Ankara 1970; Ihsan Sakarya, Belgelerle Ermeni Sorunu, Ankara 1984; Ahmet Hulki Saral, Ermeni Meselesi, Ankara 1970; Azmi Sf~slii, Ruslara Göre Ermenilerin Türklere Yapt~klar~~ Mezalim, Ankara 1987; Recep ~ahin, Tarih Boyunca Türk idarelerinin Ermeni Politikalar~, ~stanbul 1988; Ayhan Yalç~n, Belgelerin I~~~~nda Türk-Ermeni Meselesinin hydnl, ~stanbul 1975; Abdullah Yaman, Ermeni Meselesi ve Türkiye. ~stanbul 1973; Ermeniler Hakk~nda Makaleler-Derlemeler, Atatürk üniversitesi Yay~n~, Ankara 1978; Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile ili~kileri Sempozyumu. Ankara 1985; Tarihimizde Ermeniler, Akdeniz üniversitesi Yay~n~, Antalya 1983.

8 Cevdet Küçük, "II. Abdülhamid'in D~~~ Politikas~", II. Abdülhamid ve Dönemi Sempozyum Bildirileri, ~stanbul 1992, s. 24; ~smail Hami Dani~mend, izahh Osmanl~~ Tarihi Kronolojisi, ~stanbul 1972, c. W. s. 332.

(4)

416 VAHDETTIN ENG~N

sonucunu de~il ayn~~ zamanda ülkenin varl~~~n~n da sona ermesi neticesini do~uracakur9. Bu tür dü~üncelere sahip olmas~~ hasebiyle II. Abdülhamid Ermeni sorunu kar~~s~nda her zaman tavizsiz olmu~tur.

Sultan II. Abdülhamid'in bu konudaki kararl~~ tutumu Ermeni emelleri-nin gerçekle~mesini engellemekte, dolay~s~~ ile terör örgütleriemelleri-nin O'na dü~-man gözüyle bakmas~~ için yeterli bir sebep te~kil etmektedir. Bu çerçeve içinde, Ermeni terör örgütleri, Anadolu'da ve Istanbul'da ç~karm~~~ olduklar~~ çe~idi isyanlar yan~nda, en sonunda Padi~ah~n hayat~na kasteden bir suikast te~ebbüsünde de bulunmu~lard~r.

Suikast Haz~rl~klar~~ ve Faaliyete Geçi~~

1904 Ocak'~nda Sofya'da yap~lan Ta~nak kongresinde ~stanbul ve ~zmir'de yo~un eylemler yapma konusunda karara var~lm~~t~r. Bu kongreye ~stanbul temsilcisi olarak kat~lm~~~ olan Kristafor Mikaelyan'~n teklifiyle be-nimsenen bu karara göre, Padi~ah'a suikast düzenlenecek, sonra da Bâb~âli, Galata Köprüsü, Tünel, Osmanl~~ Bankas~, yabanc~~ büyükelçilikler ile di~er baz~~ özel ve resmi müesseseler havaya uçurulacak, böylece müthi~~ bir karga-~ahk ve ihtilâ1 ç~ kar~larak ~stanbul kan ve ate~~ içinde b~rak~lacak, bu suretle Avrupa devletlerinin müdahalesi sa~lanacakt~r".

Ermeni terör örgütlerinin alm~~~ oldu~u bu karar~n çe~itli ~ekillerde Istanbul'a duyuruldu& anla~~lmaktad~r. Mesela M~s~r'da bulunan Ahmed Celaleddin Pa~a gönderdi~i bir arizada yin Türk ve Ermeni komitelerinin birle~mesi sonucu Padi~ah'a suikast düzenlenece~ini duyurmu~tur. Yine, Alman sosyalisderinden Henri Adolf yazm~~~ oldu~u mektupta Ermeni komi-telerinin suikast niyetlerini aktarm~~~ ve ~u hususlar~~ vurgulam~~t~r: "Her ne

kadar Osmanh Padi~ah~~ sosyalist düsüncelere kar~~~ hareket etmekte ise de, Alman menfaatlerinin Padisah~n ~ahsi ile alâkah bulunmas~~ ve Alman sosya-listlerinin her ~eyden önce Alman menfaatlerini ön plânda tutuyor olmalar~~ hasebiyleJön Türk, Ermeni ve Bulgar komitelerinin Padisah~n nefsine kar~~~ tasarlad~ldar~~ suikast' çok geçmeden icra etmeye yeltenceklerini bildirmeyi kendime vazife addederimli. Bunun gibi, baz~~ d~~~ temsilcilikler de bu ko-

9 Mim Kemal öke, ~~. Abdülhamid ve Dönemi, ~stanbul 1983, s. 40, 47. 1° Uras, ayn~~ eser, s. 524; Dani~mend, ayn~~ eser, c. IV, s. 348.

11 Sultan Abdülhamid Tahsin Pa~a'n~n Y~ld~z Hat~ralar~, ~stanbul 1990, s. 258; Alman sosyalisti Henri AdolLun suikast haberini bildirirken, kendisi için esas olarak Alman menfaatlerinin ön plânda bulundu~unu ve bu menfaatlerin II. Abdülhamid 'in ya~amas~n~~ gerektirdi~ini belirtmesi oldukça dikkate de~er bir husustur.

(5)

SULTAN II. ABDÜLHAM~D'E DÜZENLENEN SUIKAST 417

nuda ald~klar~~ duyumlar! bildirmi~ler, Ermeni gazeteleri de s~k s~k mesele-den bahseder olmu~lard~r. Bu ~ekilde suikastin tertiplenece~i sabit olmakla beraber, nerede ve ne zaman harekete geçilece~i gayet ,tabii belli de~ildir.

Ermeni komitecileri, alm~~~ olduklar~~ karar do~rultusunda suikast haz~r-l~klar~na ba~lam~~lard~r. Suikast tertipçileri aras~nda en önemli rolü Samuel Fain (Kristafor Mikaelyan), k~z~~ Robina Fain ve Lipa Rips (Konstantin Kabulyan) adl~~ Rusya Ermenileri oynam~~lard~r. Bunlar anar~ist ruhlu bir ~ah~s olan Belçikal~~ Edward Jorris ile irtibat kurarak O'nu da yanlar~na

alm~~-lard~r. II. Abdülhamid'in hareketlerini izlemeye ba~layan suikastç~lar, Padi~ah'~n Y~ld~z Camii'ne geldi~i Cuma selâml~~~~ esnas~nda suikasti düzen-lemeye karar vermi~lerdir. Suikastç~lar~n tesbit etti~ine göre Padi~ah'~n, na-maz sonras~~ camiden ç~k~p arabas~mn yan~na varmas~~ ve harekete geçmesi 1 dakika 42 saniye tutmaktad~r. Bu çerçeve içinde yap~lan plana göre, içine sa-adi bomba yerle~tirilecek bir araba cami d~~~na getirilecek ve ayarlanan saatli bomba Padi~ah tam oradan geçerken patlayacakt~. Böylece Padi~ah ve ya-n~ndakiler yok edilmi~~ olacakt~12.

Ermeni suikastç~lar plardad~klar~~ ~ekilde 21 Temmuz 1905 Cuma günü arabalar~~ ile Y~ld~z Camii'ne gelmi~ler ve namaz bitince de saatli bombay~~ ha-rekete geçirmi~lerdir. Fakat bir tesadüf neticesi, Sultan II. Abdülhamid na-maz sonras~~ ~eyhülislam Cemaleddin Efendi ile ayaküstü bir müddet sohbet etmi~tir. Dolay~s~~ ile bu s~rada harekete geçirilmi~~ olan bomba d~~arda müt-hi~~ bir gürültü ile patlam~~t~r. Padi~ah böylece suikasttan kurtulmu~~ olmak-tad~r. Fakat bu arada araban~n yak~n~nda bulunan çok say~da insan ölmü~~ ve yaralanm~~t~r.

Hadiseyi bizzat gören Mabeyn Ba~kâtibi Tahsin Pa~a intibalarm~~ ~u ~e-kilde anlatmaktad~r: "Bomban~n infilâk~~ Hünkânn yüre~inde korku

uyan-d~rd~~ m~, uyand~rmad~~ m~? Bunu bilemesem de d~~~ görünü~ü ile büyük bir cesaret gösterdi~ini inkâr etmek mümkün de~ildir'". Yine, hadise günü

Cuma selâml~~~n~~ izlemek üzere Y~ld~z Camii'ne gelmi~~ olan Sultan II. 12 Suikastin olu~umu ile ilgili bilgiler biraz sonra da~inece~imiz soru~turma kurulu raporunda teferruath bir ~ekilde yer almaktad~r. Ayr~ca Tahsin Pa~a da Y~ld~z Hat~ralar~'nda soru~turma kurulu raporuna geni~~ bir ~ekilde yer vermi~tir.

13 Tahsin Pa~a, ayn~~ eser, s. 158, Orhan Kolo~lu, II. Abdülhamid'in gerek bu olay s~ras~nda, gerekse di~er vesilelerle talunm~~~ oldu~u tav~rlar~n cesaretten çok metanet olarak de~erlendirilmesi gerekti~i görü~ündedir. Bk. Orhan Kolo~lu, Abdülhamid Gerçe~i, ~stanbul 1987, s. 281-289.

(6)

418 VAHDETT~N ENG~N

Abdülhamid'in k~z~~ Ay~e Sultan da gördüklerini ~u ~ekilde aktarm~~t~ r:

"Atlan= ç~kart~hp arabalar~m~z s~raya dizilmi~ti. Haz~r ol borusu çal~nm~~t~. Yaverandan Kenan Pa~a binek ta~~n da duruyordu. Tam bu s~rada, saat kulesi istikametinden top gibi ~iddetli bir sedayla müthi~~ bir patlama duyuldu. Bu ses toptan daha kuvvetli ve deh~etliydi. Bizim araba ~iddetle yerinden s~çrad~. Yan~mda oturan abamla kar~~mda oturan Nevin ur kalfa ve ben korkuyla

ba-~~rmaya ba~lad~k. Allah Allah diyorduk ama ne oldu~unu anlayam~yorduk.

Canninin avlusu bir anda karmakar~~~k olmu~tu. Toz duman içinde kalm~~t~. Ortal~~a tak~r tak~r bir ~eyler yak~yor, saat kulesinin ta~lar~~ dü~üyordu. Gözümün önünde duran Kenan Pa~a'n~n ba~~ndan a~a~~~ tahtalar dü~tü~ünü görüyordum, ~a~k~na dönmü~tüm. Birdenbire babam akl~ma geldi. Babam! Babam! diyerek a~lamaya ba~lad~m. Yan~mdaki a~alarla Gidi~~ Müdürü Halim Efendi, "Arslan~m! ~ahadet getiriniz. Gökten bir ~ey dü~tü" diyorlard~. Bu anda merdivenin tahminen üçüncü basama~~nda duran babam~~ gördüm. Babam gür sedas~yla ve ellerini açarak: "Korkmay~n~z! korkmaym~z! diye iki defa ba~~rd~. "Herkes yerinde dursun" diyerek a~~r ad~mlarla inmeye ba~-lad~. O'nu bu halde görenler, da~~lm~~~ olan maiyet bölü~ü, askerler, zabitler hemen yerlerine gelmeye ba~lad~lar. Arabasm~n önüne gelen babam. "Tela~~

edilmesin. ~zdihamdan kimse incinmesin" diyerek arabas~ na bindi. Burhaneddin Efendi birader de ko~arak arabaya girdi. Babam dizginleri eline ald~. Arabas~n~~ her zamankinden daha a~~r kullanarak yoku~ta]] ç~k-maya ba~lad~. Avusturya-Macaristan Büyükelçisi Baron Von Calice, Misalirhane-i Hümaytln'un penceresinden ba~~n~~ sark~tm~~: "Vive le Sultan, vive! "diye ba~~nyordu. O gün bir çok Viyanah selâml~~~~ seyre gelmi~ler, Sedde bulun uyorlard~. Onlar da ~iddetle el ç~rparak "Vive vive (ya~a ya~a) "diye ba~~nyorlard~~ "4.

Suikaste Tepkiler

Ermenilerin Sultan Abdühamid'e düzenledi~i bu suikast ertesi günkü gazetelerde yay~nlanan resmi bir tebli~~ ile duyurulmu~tur. Bu tebli~~ ~öyledir:

"Dünkü Cuma günü selâmhk resm-i"âlisi'nden avdet-i hümây~ln ~evket-mak- rün hilâfetpenâhi buyrulaca~~~ s~rada Cami-i Serif havalisiyie cadde- nin ortas~nda süvâri-i asâkir-i ~âhânenin bulundu~u mevkin] arka cihetinde ziivvâr arabalar~n~n durdu~u mahalde ve Cami-i ~erife yüz metreden ziyâde baid yerde bir i~tiâl vuku bulmu~~ ve cenâb-~~ hâf~z-~~ hakiki velinImet-i bi min-

(7)

SULTAN II. ABDÜLHAM~D'E DÜZENLENEN SUIKAST 419

netimiz ~evketmeab efendimiz hazretlerini savn-~~ samedâniysiyle muhafaza buyurmu~tur. Zat-~~ akdes hazret-i hilafetpenahi bu yak 'ada kemal-i derece metal' -Jet ve mekânet ibraz ile asla tela~~ buyurmayarak her zaman oldu~u gibi gerdüne-suvar-i izz-ü ida.] olduklar~~ ve istade-i mevki-i ihtiram bulunan asa-kir-i ~ahanelerini ve Avusturya imparatoru hazretlen canibinden me'müren merâsim daire-i fal~iresinde bulunan Avusturya sefiri kebfr-i hazretkriyle se-laml~k resm-i âlisini tem a~a için haz~r bulunan yerli ve ecnebi zevki selam ve

hümâyün-~~ mülükanelenyle taltff buyurduklan ve cümlesi taraflar~n-dan alk~~land~klan halde Saray-~~ ~evket-ihtiva-y~~ hümâyünlanna avdet bu-yurmu~lard~r. ~~bu i~tial-i cinâiyyenin Faili bulunan deni taharrf olunmakta olup bu bâbda icâbeden tedbir ittihâz olunmu~~ ve duay~~ tezâyüd-ü ömr ve âfiyet cihan-k~ymet cenab-~~ padi~ahi her taraftan tekrar k~hnm~~t~r".

Bu arada suikaste gerek ülke içinden gerekse ülke d~~~ndan büyük tepki-ler gelmi~tir. Dönemin birçok hükümdan ve devlet ba~kan~~ saraya geçmi~~ ol-sun telgraflan gönderip suikasti lanetlediklerini bildiriken yine ayn~~ ~ekilde Avrupa gazeteleri de suikasti ele~tirmi~lerdir. Suikaste kar~~~ halk~n tepkisi de büyük olmu~, Osmanl~~ tebaas~~ olsun, yabanc~~ uyruklu olsun çok say~da insan yurtiçi ve yurtd~~~ndan saraya telgraf çekerek Padi~ah'a geçmi~~ olsun dilekle-rini duyurmu~lard~r'6. Bu arada Sultan II. Abdülhamid'in muhalifledilekle-rinin tepkisi farkl~~ olmu~~ ve suikastin ba~ar~s~zl~~a u~ramas~~ sebebiyle üzüntülerini belirtmekten geri kalmam~~lard~r".

15Tercdma'n-~~ Hakikat, 19 Cemâziyelevvel 1323, no. 8719.

16 Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi (BOA)'n~n Y~ld~z Tasnifi'nde bu hususa dair çok say~da belge bulunmaktad~r. Bunlar aras~ndan baz~~ örnekler vermek gerekirse; yabanc~~ devlet ba~kanlann~n, parlemantolarm~n ve sefarederinin geçmi~~ olsun dilekleri için bk. BOA, irade Hususi, no. 85, 21 Ca 1323; Irade Hususi, no. 90, 23 Ca 1323; irade Hususi, no. 98, 25 Ca 1323; Y~ld~z Sadaret Hususi Maruzat (YA Hus), no. 490/10; no. 490/32; no. 490/49; no. 491/61; no. 491/62. Dünyan~n çe~idi ~ehirlerinde görev yapmakta bulunup hem kendi geçmi~~ olsun dileklerini hem da bulunduklar~~ ~ehir halk~n~n tepkilerini dile getiren Osmanh sef~rlerinin telgraflar~~ için bk. Irade Hususi no. 84, 21 Ca 1323; irade Hususi, no. 98, 25 Ca 1323; Irade Hususi no. 33, 10 Ca 1323; YA Hus, no. 490/16, 490/17, 490/21, 490/25, 490/27, 490/36 vd. Avrupa gazeteleri de (Yunan bas~n~~ dahil) hadiseyi ele~tiren yaz~lar yazm~~lard~r. Bk. Irade Hususi, no. 91, 23 Ca 1323; no. 93, 23 Ca 1323; YA. Hus. 491/68. Bu arada Belçika'n~n"Independance Belge" ile Italya'n~n "Patrio" ve "Massagiero" gazetelerinde Ermeniler lehine yay~n yap~lm~~t~r. Bk. Irade Hususi, n~. 92, 23 Ca 1323; YA Hus. no. 490/39 ve 490/49. Ayr~ca ayn~~ kataloglarda müslim, gayri müslim bir çok insan~n, padi~ah~n suikastten sa~~ salim kurtulmas~ndan duyduklar~~ memnuniyeti belirten telgraflar~~ bulunmaktad~r. Belge numaralannin hepsinin verilmesi metni bir hayli uzatacag~ndan sadece baz~~ örnekler vermekle yetindik.

(8)

420 VAHDETTIN ENGIN

Olay~n Soru~turulmas~~

Hadise ile ilgili ilk rapor Be~ikta~~ Zab~tas~~ Kumandanl~~~~ ile Daire-i Belediye Müdüriyeti taraf~ndan haz~rlanm~~t~r. Buna göre olayda dördü ga-zeteci ve üçü asker olmak üzere 26 ki~i hayat~n~~ kaybetmi~~ 56 ki~i ise a~~r

veya hafif ~ekilde yaralannu~ur. Ayr~ca 20 kadar hayvan ölmü~~ ve bir çok

araba da enkaz haline gelmi~tir. Olay s~ras~nda "Machine Enfernale" yani cehennemi makine ad~~ verilen ve 80 kilo patlay~c~~ madde ihtiva eden bir

bomba kullan~lm~~t~r. Bomban~n patlad~~~~ yerde 70 cm. derinli~inde bir

çu-kur meydana gelmi~tir.

Olay~n hemen akabinde tahkikat i~ine giri~ilmi~tir. Bu amaçla Necib

Melhame Pa~a ba~kanl~~~nda bir soru~turma komisyonu kurulmu~tur.

Tahkikat devam ederken Y~ld~z yoku~unda bulunan bir lastik parças~~ olay~n

ayd~nlaulmas~nda önemli ölçüde yarar sa~lam~~t~r. ~stanbulda lastik teker-lekli araban~n pek kullan~lmad~~~~ nazan dikkate al~narak ba~lan~lan

tahki-katte, yeni deliller olarak parçalanan araban~n enkaz~~ aras~nda 11123

numa-ras~~ ve Neseldorfer yaz~s~~ tesbit edilmi~tir. Bu ~ekilde suikastte kullan~ lan

arab~n~n Viyana'da bir fabrikada imal edildi~i anla~~lm~~~ ve bundan sonra

birbiri pe~i s~ra bulunan delillerle hadisenin cereyan ~ekli ortaya ç~kar~lm~~-t~r. Bu arada eleba~lardan Edward Jorris ve baz~~ san~klar yakalanm~~lar, yine

eleba~~~ say~labilecek baz~lar~~ ise yurtd~~~na kaçmay~~ ba~arm~~lard~r. Olay~n ayd~nlat~lmas~nda Edward Jorris'in vermi~~ oldu~u ifadelerin bir hayli i~e

ya-rad~~~m da belirtmek gerekmektedir.

Tahkikat komisyonu görevini tamamlad~ktan sonra haz~rlam~~~ oldu~u

bir hayli uzun rapor kitap halinde yay~mlanm~~t~r18. Dönemin sadrazam~~

Avlonyal~~ Mehmed Ferid Pa~a da Padi~ah'a olay~~ aç~klay~c~~ bir ariza sunmu

~-tur'''. Bütün bunlar~n de~erlendirmesinden, haz~rl~k safhas~ndan ba~lamak üzere suikastin cereyan tarz~n~n ~u ~ekilde geli~ti~i anla~~lmaktad~r. Ermeni komiteleri Sofya'da yapuklan toplant~da ald~klar~~ suikast karar~ndan sonra faaliyete geçmeye ba~lam~~lard~r. Ermeni komitac~lanndan Kendiryan Singer Fabrikas~~ memurlar~ndan Belçikal~~ anar~ist ruhlu bir ~ah~s olan

Ey ~anl~~ avc~, dâm~rn bihüde kurmad~n, Att~n fakat yaz~k ki, yaz~klar ki vurmadm!

18 Suikast~n ne ~ekilde haz~rland~~~~ ve gerçekle~tirildi~i hususundaki bütün bilgileri kapsayan bu kitap için bk. Enguete sur l'Attentat Commis dans laJourne du 21Juillet â l'Issue de la Q".r&nonie du Selamfik, Constantinople 1905.

(9)

SULTAN II. ABDÜLHAM~D'E DÜZENLENEN SU~KAST 421

Edward Jorris ile temas kurmu~~ tur. Ermeni iddialar~~ hakk~nda fazla bir bilgi sahibi olmayan Jorris ile Kendiryan aras~nda, ikisinin de anar~ist olmalar~~ hasebiyle, önemli bir dostluk kurulmu~tur. Böylece Jorris Kendiryan'~n her anlatt~~~na inanmaya ba~lam~~t~r. Kendiryan Jorris'e yapmay~~ dü~ündükleri büyük çapl~~ eylemleri ve bu arada Padi~ah'a yönelik suikast te~ebbüsünü de anlatm~~t~ r. Kendiryan bilahare Jorris'e komite mensubu olan Rus Ermenilerden Samuel Fain (nam~~ di~er Kristafor Mikaelyan komite lideri) ile k~z~~ Robine Fain ve Lipa Rips (Konstantin Kabulyan) ve de kar~s~n~~ tan~~-urm~~ur. Bunlar Istanbul'da kiralam~~~ olduklar~~ bir evde sabahlara kadar sü-ren konu~malarla suikastin ne ~ekilde yap~laca~~n~~ tart~~m~~lard~r.

Bir süre sonra Aral~k 1904'de Lipa Rips, kar~s~, Samuel Fain, k~z~~ ve arka-lar~ndan da Kendiryan Cenevre'deki Ermeni ihtilâf komitelerinin toplant~-s~na kat~lmak amac~yla yurt d~~~na ç~karak öncelikle Bulgaristan'a u~ram~~-lard~r. Sonradan gelen Kendiryan Sofya'da Samuel Fain ile irtibata geçmi~tir. Bunlar ~ehir d~~~nda bir yerde Sultan Abdülhamid'e yapacaklar~~ suikastin denemelerini yapmak üzere bomba atma tecrübelerine ba~lam~~lard~r. Fakat bu denemeleri s~ras~nda ikisi de hayat~ n~~ kaybetmi~tir. Bu olaydan sonra Istanbul'daki ihtilâl komitelerinin liderli~i Samuel Fain yerine Lipa Rips ta-rafindan yürütülmeye ba~lanm~~ur. Rips de di~erleri gibi Sofya'da bomba-lama tecrübelerine devam etmi~tir. Bu denemeler s~ras~nda bomba atma su-retiyle bir suikast gerçekle~tirmenin güçlü~ü gözönünde bulundurularak yeni bir yöntemin denenmesine karar verilmi~tir.

Bundan sonra 1905 y~l~~ Nisan ay~n~n ikinci haftas~nda Man i Zayn ad~nda bir kad~n, beraberinde uzun boylu ve sakall~, Bulgarca'dan ba~ka lisan bil-meyen bir ~ah~s ile beraber Viyana'da bir araba fabrikas~n~n ma~azasma mü-racaat ederek resmini gösterdikleri Avusturya siste~ninde bir fayton seçmi~-lerdir. Daha sonra Silviyo Ricci (Köse Aristidi) adl~~ ~ah~s bu arabay~~ sipari~~ vermi~tir. ~stanbula gönderilen araba Mateo ve Mihal isimli ki~ilerin yard~-m~yla giimrükten ç~kar~larak Silviyo Ricci'nin önceden seçmi~~ oldu~u ~i~li'de bir ah~ra nakledilmi~tir. Burada M~g~rd~ç ve Yervant adl~~ ~ah~slar araba ve at-larla me~gul olmaya ba~lam~~lard~r.

Di~er taraftan Beyo~lu'nda bir evde ikamet etmekte olan Lipa Rips, Vafyadis adl~~ arabac~dan bir araba kiralam~~ur. Kiralanan bu araba ile M~g~rd~ç on gün müddetle ~stanbul sokaklar~ nda gezerek yollar~~ ve araba kullanmay~~ ö~renmi~tir. M~d~rg~ç bilahare Belçikal~~ Jorris'e de araba kul-lanmay~~ ve yollar~~ ö~retmi~tir. Bunlar daha önce de Rus Konsoloslu~u'ndan

(10)

422 VAHDETTIN ENGIN

temin ettikleri sahte izinle Y~ld~z Camii'ndeki Cuma selâml~klanna defalarca gidip yabanc~lara ayr~lan yerden Padi~ah'a ne ~ekilde bomba aulabilece~-inin hesaplar~n~~ yapm~~lard~.

Yukar~da de~indi~imiz üzere bu yöntem terkedilince araba içine yerle~-tirilmi~~ bir saatli bomban~n patlat~lmas~~ yoluyla suikasti gerçekle~tirme kara-r~na var~lm~~~ ve bunun gözlemleri ile denemeleri yap~lmaya ba~lanm~~t~r. Böylece Padi~ah'~n hareketleri tesbit edilmi~tir. Bundan sonra suikastte kul-lan~lacak bomba Paris'de sat~n al~nm~~, Atina ve Varna yoluyla istanbura gönderilmi~tir. Bomba bir çok ayr~~ paketler halinde gelmi~~ ve Silviyo Ricci taraf~ndan teslim al~nm~~t~r. Hadiseden sonra yakalanan Jorris'in ifadesine göre gerek araban~n sat~n alm~~', gerekse suikaste yönelik harcamalar~n ye-künü 300 bin frank' bulmu~tur. Bu paralar ço~unlukla Amerika, Rusya ve Bulgaristan'dan gönderilmi~tir.

Suikastin gerçekle~tirilece~i gün olan 21 Temmuz 1905 tarihinde,

titre-~imi önlemesi için tekerleklerine lastik tak~lm~~~ araba, içinde 80 kiloluk

bomba oldu~u halde Y~ld~z Camii'ne getirilmi~tir. Jorris'in ifadesine göre arabada Lipa Rips ve Matmazel Robina bulunmaktayd~lar. Dolay~s~~ ile saatli bombay~~ da bunlar harekete geçirmi~lerdir. Fakat Sultan Abdülhamid'in o gün her zamankinin aksine camiden ç~karken biraz gecikmesi Ermeni

anar-~istlerin bütün plânlarm~n bo~a gitmesini sa~lam~~t~r. Olaydan hemen sonra

bir çok eleba~~~ yurtd~~~na kaçm~~sa da, sürdürülen tahkikat s~ras~nda Jorris yakalar~m~~t~r20.

Belçika ~le Kriz Ba~l~yor

Belçika vatanda~~~ olan Edward Jorris Sultan Abdülhamid'e suikast dü-zenleme suçuyla yarg~lanmaya ba~lanm~~ur. Zaten bu konudaki suçlulu~unu itiraf etti~i için cezaland~r~lmas~~ muhakkakur. Karar safhasm~n yakla~mas~~ üzerine Belçika Jorris'i geri isteme te~ebbüsünde bulunmu~~ ve dolay~s~yla Osmanl~~ Devleti ile Belçika aras~nda diplomatik bir kriz süreci ba~lam~~t~r. Hadisenin geli~imi ~u ~ekilde olmu~tur.

20Hadise ile birinci derecede ilgili olanlardan Jorris d~~~ndakiler yurt d~~~na kaçm~~lard~r. Soru~turma s~ras~nda yakalanan Jo~-ris'in suikastteki rolü ise ~öyledir: Terör örgütü üyeleriyle evinde toplant~lar düzenlemek. Kendi posta kutusunu onlar~n hizmetine vermek. Avrupadan getirtilen araba için yaz~~malar~~ düzenlemek. Patlay~c~~ maddeleri saklamak. Patlay~c~~ maddenin arabaya demir sand~k içinde yerle~tirilmesi ve patlama için gerekli s~cakl~~~n ne ~ekilde sa~lanaca~~~ konusunda örgüt üyelerini bilgilendirmek. Kendiryan'~n Sofya'ya gidebilmesi için pasaportunu vermek. Jorris ayr~ca tertipçilerin hadiseden sonra kaç~~lar~~ için de yard~mlarda bulunmu~tur.

(11)

SULTAN IL ABDÜLHAM~D'E DÜZENLENEN SU~KAST 423

Belçika Büyükelçisi 17 Aral~k 1905 tarihli bir yaz~~ ile Hariciye Nezareti'ne ba~vurarak mahkeme sonuçlan~nca Jorris'in kendilerine iadesini talep edece~ini belirtmi~tir. Büyükelçi söz konusu ba~vurusunda san~ k Jorris'in tevkifinden beri Belçika hükümetinin her türlü kolayl~~~~

gösterdi-~ini beyan etmekle beraber, tahkikat sonuçlanmakta ve mahkeme de neti-ceye ula~mak safhas~nda bulundu~una göre, Belçika ile Osmanl~~ Devleti ara-s~nda imzalanm~~~ olan 3 A~ustos 1838 tarihli anla~man~n 8. maddesi gere~i Jorris'in iadesini isteyece~ini bildirmi~tir2°. Büyükelçi, suikast olay~ n~ n Jorris'in itiraflar~~ sayesinde tamamiyle ayd~nlat~lm~~~ oldu~una göre, san~~~n art~k Osmanl~~ ülkesinde kalmas~n~n bir fayda vermeyece~ini, dolay~s~~ ile ~a-yet mahküm olursa cezas~n~~ çekmek üzere Belçika'ya iade edilmesi gerekti-~ini de belirtmi~tir22.

Belçika büyükelçisinin bu mektubundan bir gün sonra Edward Jorris mahkemece idama mahküm edilmi~tir. Bunun üzerine büyükelçi 19 Aral~k 1905 tarihinde Hariciye Nezareti'ne yeniden ba~vurarak, daha önceki talebi do~rultusunda ve 3 A~ustos 1838 tarihli andla~ma hükümleri gere~ince ce-zas~n~~ Belçika'da çekmek üzere Jorris'in taraf~na teslimini istemi~tir23.

Belçika'n~n bu üstten bakan tavr~~ üzerine Hariciye Nezareti 23 Aral~k 1905 tarihli bir yaz~~ ile yap~lan talebin yersizli~ini vurgulam~~ur. Hariciye Nezareti Belçika sefirine özetle ~u hususlar~~ hat~rlatm~~t~r: "Osmanl~~

Padi~al~ fna suikast yapmaktan idama mahküm olan jorris'i 3 A~ustos 1838 tarihli muahedenin 8. maddesinin tarafin~zdan yap~lm~~~ bir yorum una isti-naden talep ediyorsunuz. ~uras~~ kesin olarak bilinmelidir ki gerek söz ko-nusu tarihte ve gerekse halihaz~rda Belçika hükümetine di~er yabanc~~ ülke-lerden daha geni~~ hukuki imtiyazlar tan~nmas~~ için hiç bir özel sebep olma-

Belçika'n~ n iddias~ na dayanak olarak gösterdi~i 3 A~utos 1838 tarihinde Balta Liman~ nda imzalanan Dostluk ve Ticaret Andla~mas~ n~ n 8. maddesi ~u ~ekildedir; "Devlet-i Aliyye tebaas~yla Belçika tebaas~~ beyninde niza ve dava vukuunda tercüman~~ haz~r olmad~ kça davalar~~ istima ve fasl olunmay~p be~yüz kuru~tan ziyadeye bali~~ olan davalar~~ Bab~ali'ye havale olunarak hak ve adi üzere rü'yet oluna ve Belçika tebaas~~ kendi hallerinde arz ve edeb ve kar kesb ve ticaretleriyle me~gul oldukça hiç bir vakitte hükkam ve zabitan-~~ memleket taraf~ ndan dahl ve taarruz ve habs olunmay~p töhmet ve kabahatlari mütehakk~k oldukta sair müste'minler haklar~ nda muamele olundu~u vechile elçi ve maslahatgüzar ve konsolos ve konsolos vekilleri marifetiyle müttehimle~-in tedibine miibaderet klima" Bk. Muahedat Mecmuas~, C. I. s. 185. Ayr~ca bk. Gabriel Noradounghian, Recueil d'Actes Internationaux de l'Empire Ottoman. Paris 1900, tome deuxieme, s. 245.

22 BOA, irade Hususi, no. 48, 22 Z 1323, lef 1. 23 Ayn~~ numaral~~ belge, lef 2.

(12)

424 VAHDETTIN ENG~N

d~~~~ gibi, Bâbla*Ii'nin Belçikaya böyle bir ayncahk tan~maya da niyeti yoktur. O dönemde söz konusu olan; Belçika uyrulduklara di~er yabanc~lara tan~nan haldarm tan~nmas~~ idi ve ba~ka türlüsü de olamazd~. Dolay~s~~ ile Belçika'n~n 8. madde ile kendi tebaas~~ için cinayet davalannda özel bir müsaade sahibi olmas~~ mümkün de~ildir. Esas itibariyle, bu hususlarda yap~lacak uygulama-lar 1675 ve 1740 tarihlerinde Osmanl~~ Devleti'nin ~ngiltere ve Fransa ile kar-~~l~kl~~ olarak teati etti~i andla~malarm 42. ve 65. maddelerinde aç~ld~kla be-lirtilmi~tir". Buna göre, ecnebilerle Osmanh vatanda~lar~n~n beraber kar~~-t~~~~ cürüm ve cinayetlere dair olan davalarda konsoloshane memuru haz~r bulunabilir. Fakat hüküm ve karar verilmesinde Osmanl~~ adliyesi tam yetki sahibidir. Gayet aç~k olan bu maddeleri ayr~ca izaha gerek yoktur. 1838 ta-rihli muahede de bu ahval üzere yap~lm~~~ ve tefsir edilmi~tir. 65 senedir de uygulama devam etmektedir. Belçika hükümeti bu hususlan iyi bir ~ekilde tetkik etmelidir. Ayr~ca gerek Osmanh ülkesinde gerekse yabanc~~ devletlerde büyük nefret uyand~ran bir suikast ve ülkenin huzur ve asayi~ini çok yak~n-dan ilgilendiren böyle bir konuda Belçika hükümetinin alm~~~ oldu~u tavra da teessüf olun ur'.

Taraflar~n kar~~l~kl~~ olarak bu tür iddialarda bulunmalar~~ meseleyi bir krize dönü~türmü~tür. Bu çerçeve içinde Belçika sefiri 26 Aral~k 1905 tari-hinde Hariciye Nezareti'ne yeniden bir yaz~~ gönderir. Burada Jorris'in talep edilmesi hususunda Bâb~âli'nin cevabi yaz~s~n~n Brüksel'e gönderildi~i ve oradan gelecek direktife göre hareket edilece~i belirtilmektedir. Sefir, daha önce iddia ve talep olunan hususlar~n de~i~meyece~ini tahmin etti~ini, ken-disinin de ayn~~ kanaati ta~~maya devam etmekte oldu~unu da ilave etmi~tir26. Belçika hükümetinin konu ile ilgili yorumu 9 Ocak 1906 tarihinde yine sefiri arac~l~~~~ ile Bâblâli'ye duyurulmu~tur. Buna göre Belçika 1675 ve 1740

24

1675 y~l~nda ~ngiltere ile teati edilen kapitillasyon anla~mas~n~n 42. maddesi ile 1740 y~l~nda Fransa'ya uygulanm~~~ olan en son kapitülasyonun 65. maddesi birbirine benzer hilkümler ta~~makta ve Osmanl~~ Devletinde suç i~leyen ~ngiliz ve Frans~zlar~n durumlar~n~~ aç~kl~~a kavu~turmaktad~r. Buna göre: "Françaludan ve bayraklar~~ alt~nda olanlardan biri katil olup yahud bir gayr-i cilrüm edib ve ~eriat-~~ ~erife taraf~ndan ril'yet olunmak murad olundukda Devlet-i Aliyye'nin kuzât ve zabitan~~ bugiina olan davay~~ bulunduklar~~ mahalde elçilerinin veyahud konsoloslar~mn veya vekillerinin muvacehelerinde istima ve ~er-i ~erife ve yedlerine verilen ahidname-i hümâyunuma mugayir olmamak için tarafeynden dikkat ile tefti~~ ve

tefahhus oluna". Söz konusu maddeler için bk. Muahedat Mec~nuas~, c. I, s. 27-28; Noradounghian, ayn~~ eser, c. I, s. 156 ve 294.

25 BOA, irade Hususi, no. 48, 22 Z 1323, lef 3. 26 ayn~~ numaral~~ belge, lef 4.

(13)

SULTAN II. ABDÜLHAMID'E DÜZENLENEN SUIKAST 425

tarihli kapitillasyonlardan sonra yap~lan 1838 muahedesinin 8. maddesinin muhakeme ve cezaland~rma konusunda gayet aç~k hilkümler ta~~d~~~n~, bundan dolay~~ da Bâb~âli'nin beyammn kabul edilemeyece~ini belirterek ~u hususlar' vurgulam~~t~r: "Kapitülasyonlar ile bah~~ olunan haklar bilâhare

tatbikatta daha geni~~ bir ~ekilde icra edilmeye ba~lam~~t~r. Mesela 1830 da ABD, 1838 y~l~nda ise Belçika ile yap~lan muahedeler ve di~er anla~malar kati sürede tasdik edilmi~~ bir teamül olu~turmu~tur. (k-renkler hakk~nda müessis olan adata göre] ibaresi ile ba~layan madde bizim fikrimizi teyid et-ti~i halde Bâblâli bunu kendi nokta-i nazar~na göre tesfir etmektedir. Halbuki muahedede öngörülen hususlar bunlar olamaz. Zaten muahededen sonra, 14 A~ustos 1838 tarihinde, murahhaslar~m~z tarafindan Belçika hü-kümetine bildirildi~ine göre kendi tebaa~n~z~~ muhakeme etme ve cezalan-chrma hakk~n~~ bize bah~~ eden Frans~zca metne kar~~~ hiç bir Osmanl~~ mu-rahhas~~ kiraz etmemi~tir. Biz de bu hükme dayanarak kendi kan~mlar~m~zda de~i~iklik yapma ihtiyac~~ hissettik. 31 aral~k 1851 tarihli özel bir kanun ile Osmanh ülkesinde bir cinayet veya c ürüm yapan Belçika uyruldulann mu-hakeme edilme yöntemlerini tanzim ettik. Sözkonusu kanun halen mevcut-tur ve 1838 muahedesi gibi yürürlüktedir. O tarihten beri bu kanun hüküm-leri tatbik edilmemi~~ ise ve bize bah~~ olunan haklar~n tatbikini hiç bir zaman talep etmemi~sek bunun sebebi bu hakk~n tatbikine neden olacak ciddi bir olay~n n~kua gelmemi~~ olmas~d~r. Bu arada gayet önemsiz baz~~ suçlarda Osmanl~~ mahlcemelerinin salâhiyetini kabul etmi~sek de, bu durum 1838 ta-rihli muahedenin tarafim~za sa~lad~~~~ haldardan vazgeçdi~imiz anlam~na gelmez. Suçluyu cezalandd~na hakk~m~z her zaman bakidir. Yaln~z bu olayda müzakere ve hüküm verme safhasma i~tirak etmeyip sadece mahkumun tes-lin~Mi talep edece~imizi ewelce beyan etmi~tik. Yme telcrarlayahm ki burada talep ettigimiz husus forris'i muhakeme etme hakk~~ de~il, sadece tarafim~za teslimidir. Bu da umumi bir hak olup bundan yaln~zca yapm~~~ olduklar~~ bir anla~ma gere~i Avusturya-Macaristan Devleti feragat etmi~tir. Hatta onlar da anla~ma öncesinde kendi tebaas~~ olan suçlular~~ Osmanh ülkesinden alabili-yorlar& Görüldü~ü üzere Bâblâti geçmi~te bugüne benzer bir hali kabul etmekte idi. Bizim talebimiz de bu misak göredir. Her ne kadar Belçika te-baas~ndan birinin Padi~ah~n~za yönelik bir sald~r~da bulunmas~~ bizi hayli mütessir etmi~se de, zat-~~ ~ahanelerinin bu suikastten zarar görmemelerine son derece sevinmi~~ bulunuyoruz. forris'in teslimini, müstehak oldu~u bir cezadan kurtarmak maksad~yla istemiyoruz. Belçika hükümeti i~in mahiye-time balunayarak, daima yürürlükte kalm~~~ bir muahede ile kendine bah~~ olunmu~~ sayd~~~~ haldardan feragat etmek istememektedir'".

(14)

426 VAHDETT~N ENG~N

Taraflar aras~ndaki diplomatik kriz ve hukuk sava~~~ bu ~ekilde sürerken ba~ka süpriz bir geli~me meydana gelmi~tir. Belçikada yay~nlanmakta olan

Conservateur de l'Eparne Gazetesinin 14 Ocak 1906 tarihli nüshas~nda

ül-kenin me~hur hukukçulanndan Paul Wauwermans'~n konu ile ilgili bir mü-taalas~~ ne~redilmi~tir. Wauwermans mütaalas~nda Jorris olay~n~n yorumunu yapmakta, objektif bir yakla~~m ve dürüstlük örne~i ile Belçika hükümetinin haks~zl~~~n~~ ortaya koymaktad~r. Wauwermans bir çok Avrupal~~ hukukçunun görü~leri ve geçmi~te ya~anan baz~~ olaylarla destekledi~i yorumunda ~u hu-suslar~~ belirtmektedir: lorris meselesinde tart~~ma konusu olan 3 A~ustos

1838 tarihli anla~man~n 8. maddesidir. ~lk bak~~ta, bu maddede yaz~l~~ [suçlular sefir, maslahatgüzar, konsolos veyahut konsolos vekili taraf~ndan muhakeme edilecekler ve frenkler hakk~nda cari olan usule uygun olarak cezalandmlacaklard~r] ibaresi Belçika'n~n iddias~nda hakhhk pay~~ oldu~u in-tibann uyand~rmaktad~r. Fakat bu de~erlendirme 31 Aral~k 1851 tarihli kon-soloshaneler nizamnamemizin 32. maddesindeki h~nstiyan olmayan ülke-lerde Belçikahlar taraf~ndan gerçekle~tirilen cinayetler Braban Cinayet Mahkememiz taraf~ndan tan~nacakur ~eklindeki hükme ters dü~mektedir.

~~in do~rusu 1838 anla~mas~n~n ancak o dönemde geçerli adeder ve hukuki

kurallar çerçevesinde dikkate ahnabilece~idir. Asl~nda mesele, sahip

oldu-~umuz kapitülasyonlarla elde etti~imiz haklar~~ kendi insanlar~m~z lehine

kullanmaktan ibarettir. Bu kapitülasyonlarda sözü edilen [frenkler hakk~nda cari adeder mucibince muhakeme edilecekler ve cezaland~nlacalclard~r] ta-birleri sadece Frans~zlar] kapsamaz. Bu tabir Belçikahlar da Frans~zlar gibi muamele göreceklerdir anlam~n~~ ihtiva eder. Dolay~s~~ ile kapitülasyonlann uygulan~~~ ~ekline bakacak olursak: 1740 tarihli kapitülasyonun 15. madde-sinde [Frans~zlar taraf~ndan di~er Frans~zlara kar~~~ bir suça tevessül olundu-

~unda kendi mahkemelerinde yarg~lanmalan denilmektedir28. ~u

halde yabanc~larla Osmanl~~ tebaas~ndan ki~iler aras~nda meydana gelen olaylarda Osmanl~~ mahkemeleri yetkili olmaktad~rlar. Nitekim bu husl~sa dair bir çok örnek de ya~anm~~~ t~r. Ayr~ca Osmanl~~ Devleti ile Rusya aras~nda 1829 y~l~nda yap~lan Edirne Muahedesi'nde de benzer bir nokta kar~~m~za

talep etmekle kalm~yor, ayn~~ zamanda 1838 Andla~mas~n~n Osmanl~~ Devletinde suç i~leyen tebaas~m cezaland~rma yetkisini tamd~~~m da iddia ediyor. Bunun yan~nda Belçika'n~n Jorris i~inde muhakeme hakk~n~~ kullanmamakla bir lütufta bulunmu~~ oldu~u ~eklinde bir imas~~ da söz konusudur.

28"Françalular~n birbiri aras~nda kan yahud ahar ~enaat vaki olur ise elçileri ve konsoloslar~~ ayinleri üzere görüp fas~l edib zabitlerden bir ferd dahl ve taarruz eylemeyeler". Bk. Mual~edat Mecmuas~, c. I, s. 17; Noradounghian, ayn~~ eser, c. I. s. 282.

(15)

SULTAN II. ABDÜLHAMID'E DÜZENLENEN SUIKAST 427 ç~kmaktad~r. Burada Rus uyruklu ki~iler aras~ndaki davalarda Rus konsolos-lar~na muhakeme yetkisi verilmi~tir. Ama hadisenin içinde herhangi bir Osmanl~~ tebaas~~ bulundu~unda mahalli mahkemelerin salâhiyeti titizlikle korunmu~tur. ~u halde gösterdi~imiz gerek çelerden de anla~~laca~~~ üzere, Belçika Osmanl~~ Devleti'ne kar~~~ olan talebinde haks~z bir mevkide bulun-maktad~r. Belçika hükümetinin yapabilece~i ~ey ancak, ~imdiye kadar talep vukubulmam~~~ bir husus için Osmanhlardan izin istemek olabilirdi. Bunun yan~nda adaleti tam anlam~yla yerine getirece~i konusunda da güvence ve-rebilmeliydi. Halbuki baz~~ gazetelerimizde ç~kan yaz~lar~n ve tertiplenen mi-th~glerin etkisi alt~ndaki Belçika hükümetinin forris meselesinde adil olabi-lece~i intiba~n~~ edinmek mümkün de~ildir'29.

Görüldü~ü üzere Belçika, yapm~~~ oldu~u giri~imle Osmanl~~ Devleti'nin adli mekanizmas~na müdahale etmek gibi hatal~~ bir davran~~~ içine girmekte-dir. Bu konudaki haks~zl~~~n~ n kendi hukukçular~~ taraf~ndan da ortaya konmu~~ olmas~~ bunun bir göstergesidir. Belçika'n~n küçük bir ülke olmas~na ra~men tak~nm~~~ oldu~u bu müdahale edici tav~r günümüzde de baz~~ Avrupa ülkeleri taraf~ndan tekrarlanmaktad~r. Asl~nda Osmanl~~ Devleti'nin, h~ristiyanlarm kendi aralar~ndaki meselelere kar~~mamak için tek tarafl~~ ola-rak bahsetti~i hukuki imtiyazlar geçen zaman içinde zapflayan devletin aley-hine i~lemeye ba~lam~~t~r. Dolay~s~~ ile bu hakk~n ecnebiler taraf~ndan s~k s~k suistimal edildi~i görülmektedir. Belçika'n~n yapt~~~~ da bundan ba~ka bir ~ey de~ildir. Osmanl~~ Devleti ise hukuk s~n~rlar~~ içinde Belçika'ya gerekli cevab~~ vermekten geri kalmam~~t~r. Nitekim bu defa 1 ~ubat 1906 tarihinde yine Hariciye Nezareti arac~l~~~~ ile Belçika sefaretine gönderilen cevab~~ yaz~da ana hatlar~~ ile ~u hususlar vurgulanm~~ur: "1838 muahedesinin Belçika 'ya ait

tasdiknamesinin Frans~zca metninden kaynaklanan bir delile dayanan Belçika hükümeti, kendi tebaas~na Osmanl~~ hükümetince baz~~ fevkalâde im-tiyazlar bah~~ edilmi~~ gibi ash olmayan bir tav~r tak~nmaktad~r. Halbuki Bâb~âli kendini sadece kendi taahhü derinden sorumlu tutmaktad~r. Dolay~s~~ ile yabanc~~ bir devletin asl~na uygun olmayan tercüme bir mual~ede metnine dayal~~ iddialar~~ kabul edilemez. Belçika'n~n elinde bulunan ve tasdik-i âli'-den geçmemi~~ mual~ede metni ile Türkçe metin aras~nda farkl~l~k söz ko-nusu ise geçerli kabul edilecek nüsha Türkçe oland~r. Türkçe nüshada ise ceza davalar~~ söz konusu oldu~unda Belçika 'ya hiç bir ~ekilde yarg~lama hakk~~ tan~nmamaktad~r. Yaln~zca di~er frenklerde oldu~u gibi Belçikahlara da bir konsolos memuru bulundurma hakk~~ verilmektedir. Buna kar~~l~k

29 BOA, irade Hususi, 22 Z 1323, 48 numaral~~ belgede bulunan Conse~-vateur de

(16)

428 VAHDETTIN ENG~N

konsoloshanelerin yarg~lama yetkisinin 1838 y~l~na kadar tedrici olarak ge-ni~ledi~i konusundaki iddian~z hiç bir delile dayanmamaktad~r. E~er ileri sürdü~ünüz gibi karma suçlarda bütün Avrupa konsoloslulclann~n yarg~lama yetkisi var idiyse, bu derece önemli bir konuda Avrupa hükümetlerinin hiç bir resmi mukavele yapmadan bu haklar~ndan vazgeçtiklerini nas~l isbat edebilirsiniz? Yine bunun gibi Osmanh Devleti'nin Rumeli ve Anadolu vilâ-yetlerinde yürürlükte olan yarg~lama hakk~n~~ Trablusgarp vilâyetinde de uy-gulamak için Fransa, ~ngiltere ve ~talya hükümetleriyle yapm~~~ oldu~u pro-tokole kar~~~ nas~l bir gerekçe göstereceksiniz? ~~in ash ~udur ki, çok eskiden beri karma i~lenen suçlarda yabanc~lar Osmanl~~ mahkemelerinin yarg~lama yetkisine tabi olmu~lard~r. Dolay~s~~ ile Belçika hükümetinin di~er milletlere uygulanan muamelelerden daha fazla bir talepde bulunabilmesi mümkün de~ildir. Ayr~ca Osmanl~~ Devleti'nin yarg~lama yetkisiyle ilgili olarak 1880 y~-l~nda ç~kar~lan (Tahkikat-~~ Cinaiyye Kanunnamesi) hakk~nda yabanc~~ elçilik-lerle teati olanan görü~melerde bu elçilerin hiç bir itirazda bulunmamalar~~ da önemli bir delil de~il midir? ~ster adi bir cürümden, ister hakiki bir cina-yetten ibaret olsun, Osmanl~~ mahkemelerinin yarg~lama yetkisi hakk~ndaki esas kaide asla de~i~mez. ~imdi, Avrupa hükümetlerinin bu ana kadar talep etmedikleri bir imtiyaz] Belçika hükümetinin istemeye te~ebbüs etmesi ~a~~r-t~c~~ olmaktad~r. Jorris i~ine dair sizinle yapt~~~m~z ~ifahi görü~mede icra ey-lemi~~ bulundu~um beyanata hiç bir ~ey ilave etmek istememekle beraber,

~urasm~~ ihtardan geri kalmam. E~er bu görü~mede Osmanl~~ yarg~~ yetkisine

yönelik en küçük bir itiraz~n~z~~ hissetmi~~ olsayd~m, mülakat~= s~ras~nda bunu çok ~iddetle protesto ederdim". Hariciye Naz~r~~ bu gerekçeleri öne

sürdükten sonra suç i~ledi~i için Osmanl~~ mahkemelerince cezaland~r~l~p yine bu cezalar~n~~ Osmanl~~ tevkifhanelerinde tamamlayan Frans~z, Rus, ~ngiliz, Italyan ve Avusturya uyruklu yabanc~ lar~n bir listesini de Belçika'ya sunmu~tur31.

Meselenin bundan sonraki safhas~~ beklenmedik bir sonla noktalanm~~-t~r. Bilindi~i üzere II. Abdülhamid idam cezas~ndan ho~lanmazd~. Dolays~s~~ ile hayat~na kasdetmi~~ olmas~ na ra~men Jorris'i affetmi~tir. Fakat bunu Belçika istedi~i için de~il, kendi ~ahsi iradesi o yönde tecelli etti~i için yap-m~~t~r. Hatta affetmenin ötesinde Jorris'e bir tak~m ihsanlarda bulunmu~~ ve O'nu Osmanl~~ Devleti hizmetinde de kullanm~~ur.

30 Avni numaral~~ belge, lef 6.

Referanslar

Benzer Belgeler

Cerre maruz teçhizatın örtülme uzunluğu, kut-... (Baş tarafı 173

[r]

Yeni nesil bilgisayarlarda bilgi ifllemek elektronlar arac›l›¤›yla yap›lacak, ama bilgiyi baflka bilgisayarlara ya da aletlere iletmek için ›fl›ktan yararlan›lacak.. Bu

CP ihlalinin s›nan- mas› için B-mezonlar› üzerinde du- rulmas›n›n nedeni, bunlar›n dedek- törlerde görece daha iyi izlenebilme- leri ve eflitsizli¤in belirlenebilece¤i

konular hakkındaki ihtiyaç duyulan bilgiler ve makinenin bağlantı şekilleri ile ilgili ayrıntılar kullanıcı firmanın ilgili personeline ( makine teknisyeni,

Spor zemin kaplama kısaca kapalı ve açık spor alanları için hem verimli kullanılabilir hem de hijyenik, estetik ve modern bir zemin sağlanabilmesinde tercih edilen zemin

Akkuş Gayrimenkul , kalitesiyle adından söz ettiren Alya Residence, Alya Trio, Alya Penta ve Alya Grandis projelerini hayata geçirmiştir. 1993 yılında kurulan Lübnan’lı

[r]