• Sonuç bulunamadı

Muhsin Ertuğrul'dan alınacak ders

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Muhsin Ertuğrul'dan alınacak ders"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4 MAYIS 1983 &

Muhsin Eı-tuğrul’dan

Alınacak D ers...

Muhsin Ertuğrul’un ölüm yıldönümünde (29 nisan) çeşitli yazılar yayınlandı, konuşmalar ya­ pıldı, Türk tiyatrosunun büyüğü değişik açılar­ dan anıldı. Gerçekten Muhsin Ertuğrul çok yönlü bir insandı, kişiliğinin boyutları saymakla bit­ mezdi, yöneticiydi, oyuncuydu, genel yönetmendi, yazardı, kültür adamıydı, öncüydü, ama; yalnız Türkiye'de değil, çağımız dünyasında çok önemli sayılacak bir yanı yeterince vurgulanmadı, Muh­ sin Ertuğrul egemenlerin sanatını sanatın ege­ menliğine dönüştüren 20’nci yüzyılın bilincini bütün yaşamında savunmuştu.

Muhsin Ertuğrul’u önce uzaktan yaptıklarıy­ la izledim, sonra kendisini yakından tanımak mutluluğuna eriştim. Bu güzel adam hayatının son yıllarına doğru günden güne daha çok bilge­ leşerek yaşadı ve ayaktayken dimdik öldü.

Hiçbir zaman eğilmemişti ki...

Sanat ile egemenliğin tarihte sarmalaşan bağıntıları vardır. Egemenliğin somut dışavuru­ mu siyasal iktidar biçiminde olur. Her siyasal İktidar sanatı denetlemek ister. Kimi devrim atı- lımlarında siyasallaşma sanatın bile önüne geçe­ bilir, kimi tutucu iktidarlar sanata pranga vurup, köleleştirmek için çabalarlar.

İnsanlığın uzun geçmişine baktığımızda sa­ natçıyı uşak sayan egemenlik anlayışının binler­ ce yıl sürdüğünü görüyoruz. Ama, hümanizma- nın halkçılığa dönüşümünü ve halkın egemenli­ ğine yol açan gelişimini çok eskiden beri sezip söyleyen sanatçılar da vardır.

Çağımızda ise sanatçının bilinci yaşadığı dün yanın gerisindeki kör karanlıkta kald'ğı zaman

ortalıkta sanat da kalmaz.

Muhsin Ertuğrul çağdaş uygarlığın sanatını üçüncü dünyanın kör karanlığında ışıtmak için bir ömür boyu emek vermiştir. Hem tiyatro se­ yircisine salonda kabak çekirdeği yememesini ve oyun oynanırken gürültü etmemesini belletmen:, hem de siyasal iktldaTa tiyatrocuya saygı göster­ mesini öğretmek gibi iki yanlı bir işlevi de üst­ lenmişti. Bunun ne denli zor bir iş olduğunu bi­ liyordu ve göze almıştı.

Bunun içindir ki dimdik ve ayakta öldü. Sanatın çağdaş dünyamızda bir anlamı var. Bu anlamı algılayamayan kişi rejisör olur, oyun­ cu olur, perdeci olur, çevirmen olur, tiyatro mü­ dürü olur, ama sanatçı olamaz, saygınlaşamaz, soylulaşamaz. Siyasal iktidarların uşaklığında sa­ ray kâhyalığı yapar gibi uzun yıllar tiyatro mü­ dürlüğü yapan kişiler de vardır ülkemizde, pa­ rasal egemenliğin bahşişini koparmak için iki büklüm olan tiyatrocu da vardır. Bunlar arasın­ da Muhsin Ertuğrul’u «hocam» diye ananlar da vardır.

Ama Muhsin Ertuğrul’a «bocam» diyebilmek İçin gerekli onuru klşlllKlerinde koruyabilmişler midir?

Muhsin Ertuğrul’un dirisi de ölüsü de ülke­ mizin ortalık yerinde bir anıt gibidir. Bu büyük adamı anarken çağdaş sanatın bilincini ve onu­ runu simgelediğini unutmak kendisine saygısızlık olur.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çün- kü zaman algısı mikrosaniye (saniyenin mil- yonda biri), milisaniye (saniyenin binde biri), saniye ve biyolojik ritimler gibi farklı süre öl- çekleri için farklı

Çölaşan ısrarla, Barlas a- leyhine Sabah Gazetesi’nde yer alan “ fiıale Takipçisi Genel Müdür Kim?” başlıklı haberi gösterirken, bu gaze­ tenin Barlas

Fikret, imparatorluğun yıkılışı devrine yetişmiş, yıkılışı sebeplerine derinliğine girmiş, sarayla yobazın, derebeyle defecinin elele vererek milleti

sitali; Doğan Canku’dan özgün şarkılar; Erdem Sökmen gitar resitali; Grup Giindoğarken’den öz­ gün şarkılar; Maria Rita Epik ve Monique Perre- rin’den

En meş ■ hur eserleri

Tarihsel olarak bakıldığında genel amaçlı teknolojilerin ortaya çıktığı dönemlerde yeniliklerin sayısında bir artış gözlenmiştir.21 Mal ve hizmetleri kapsayan ürün

Grif- fith’ten beri yerleşmiş olan klasik sinema­ nın estetik öğeleri Godard tarafından ters­ yüz edilmiştir...” “..Godard, yeni bir estetik çizgiyi gerçekçiliğin

Altı sene kaldığım ve geçen büyük harp müddetini gç çirciğim Yemenden dönmüştüm. Altı sene evvel ayrıldığım İstanbul şehir bakımından hiç