A
ZİZ okuyucularım, Boğazın Rumeli sahilini bitirmeğe bir şey kalmadı. Kireçbumunda Gümrük Emini İshak Ağanın Hayrat Çeşmesinin üstündeki sedte, ^asırlık ağaçların al tında birer kahve içtikten sonra tekrar kayığa binip Büyükde-re’ye doğru açıldık.Şimdiki fidanlık sahası eskiden büyük bir çayırdı. Bu çayı rın ortasında İstanbul’u zapteden Haçlılardan Boduen tarafın dan dikilmiş dört tane meşe ağacı vardı ki İstanbul tarihinin yedi asırlık bir âbidesi idi. İstanbul’a gelen bütün seyyahlar, ecnebiler bu ağaçları ziyaret ederlerdi. Otuz sene evvel bu ağaç ları kestik.
Çayırda sefaretler erkânı eski TUrklerin koy ve çevkan de dikleri polo oynarlar ve at yarışları yaparlardı. Büyükdere vak tiyle balıkçı köyü idi. Fetihten sonra rağbet görmedi, fakat A v rupa ile münasebetlerimiz ilerledikten sonra Beyoğlu’ndaki kış lık sefaret binalarından başka yazlık sefaret binalarının bu sa hillerde yapılmış olması Büyükdere’yi parlatmıştır.
Gazinoları, Fıstık Suyu, Ali Ağanın Bağı, Kara Kâhya Bah çesi, Sultan Suyu gibi mesireleri vardır.
cC
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi