• Sonuç bulunamadı

İbrahim Mütferrika'nın bilimsel yönü ile yayınlarındaki özellikler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İbrahim Mütferrika'nın bilimsel yönü ile yayınlarındaki özellikler"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

V

İBRAHİM MÜTEFERRİKA'NIN BİLİMSEI^YÖNÜ Dr. A. SİİhSVİ ÜnVfT 03ÖISI-Ji,

İLE YAY İHLARI NDAKİ ÖZELLİKLER * J

Ord.Prof.Dr.A.Süheyl ÜNVER

Türkiye basın tarihi XV. yüzyıla kadar varır. 250 yıla gelin­ ceye kadar Türkiyenıizde esaslı olmamakla beraber çeşitli ufak basım - evlerinden gönderilen kitaplar konusunun önemli tarafları vardır. Bunu yazılarından buraya aktarmayacağız.

özellikle III. Sultan Ahmed zamanında 28 Çelebi Mehmed Efendi’-

r «anında.

nin„îariB*de sefirlik görevinde\ bulunan oğlu Said Mehmed Efendi ile İstanbul'da,tanışan İbrahim, Müteferrika*nın serüveni belli, tam MÜ3 - lütaan olmasından sonraki zamanlarına değinmeyerek kurduğu matbaada basılan!14 den fazla kitapları yayınları üzerinde İlmî bir analizle yetineceğiz.

I 1 ' ' ’

Müteferrika, zamanında basmacı diye anılmış ise de bilimsel yö­ nü çok 'ilginçtir. Bunun üzerinde duracağız.

Elinden birer birer geçirerek ve gösterdiği öneminden lüzum ü- zerine bastırttığı kitapları basın mucip sebepleri noktasından İbra­ him Müteferrika'yı en iyi inceleyen Rus Bibliyografi alimlerinden değerli müellif A.D.Jeltyatov olmuştur.

Bir defa bu zat da Müteferrika'nm bilhassa ilmi şahsiyetine değer veriyor. Esasen daha önceki araştırmalarımızda belirttiğimiz gibi Müteferrika, devrinin çok basit ve kolay, daha çok maddi hedef güden bir teknisyeni değil, bir- memleketi ilerletmekte hedefi olan cifi di konuların ancak bir basım evinde çoğaltılarak derin fikirlİf'Dir âlim ve hatta bulunduğu yerde etrafını alanlarla temasından uyarıcı tarafları kuvvetli bir yakın dost. Başka garazi yok.

Esasında bir dönme sayılabilirse de çok candan ve samimi ileri anlayışı ile cidden tam Müslümanlık prensibi ile aramızda tamamen bizden olmuş 1125(1711) de yazdığı Islâmiyete dair bir risalesinin

Sadr-ı Xzam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa da takdir ile değerini an­ lamış ve himayesine almıştır.

Bu eseri o kadar ilgi kazanmıştır ki I.Sultan Mahmud (1750-1754) zamanında bunun daha olgunu 1732 de 500 nüsha basılmıştır. Bunun bir ^ nüshası tarafımızdan arandığı halde görülemedi.

Müteferrika İbrahim Efendi'ye Macar denir. Tarihimizde Romeli ve Balkanlar tam bir Türk vatanı olarak kurulunca hududu dışından, Orta Avrupa'dan bize gelenlere de herhangi bir yönden daima yabancı manâsı na Macar denmiştir. Lâkin kendisi 1080(1669) da Transilvanya'nm Kluja

(2)

2

şehritıde Koloşvara'da doğmuştur. II.Sultan Mustafa (1695-1705) ün Avusturya Seferinde 1104(1692-5) esir edilmiş, ve İstanbul'a getir­ tilmiştir, Memleketimizde Müslüman olarak bulunduğu ilk gününden İs­ tanbul'du 1745(1160-1747) de ölümüne kadar biyografisi bütünü ile bi- ; linmektedir ve defalarla da yazılmıştır. Biz onun burada biyografisin­ den çok bibliyografik hayatı yönünden inceleyeceğiz. Zira kendisinin bilimsel yönü çok kuvvetlidir ve incelenmeye değer, önce 1128(17l6)da Rakoçi Eerih Türkiye'ye iltica edince çok Sİmmln bir Türkçe bilgisin­ den tercümanlık ve kâtiplik yaptırılmıştır. Avusturya ile aynı zamanda yazışmalarımıza yardımcı olmuştur. Rakoçi Tekirdağı'nda oturmaya mec­ bur edilince yanında bulunmuştur.

K-' i »İ 1 • ; ‘T,*!'-. ' : ı

Aynı zamanda İbrahim Efendi, Sadrazam mektupçuluğu halifeliği za manında Said Mehmed Efendi ile sıklaşan görüşmeleri esnasında bir basım evi kurulmasını kararlaştırırlar, bunda şüphesiz bilimsel yönünün kuv­ vetli almasının tesiri vardır, çünkü İlmî, içtimâi faydaları olacağına

inanmış ve bu cihetle matbaanın lüzumuna çevresine inandırmıştır. Bir rivayete göre elde edilen ilk baskı makinesi kendi evinde kurulmuştur. İlk kitap dizisine 16 Aralık 1727 de başlanmış ve ilk baskı 51 Ocak 1929 da tümü ile gerçekleştirilmiştir. İşte bu tarih Osmanlı İmparatorluğu'nda dînî yayınların dışında Türkçe İlmî yayın­ cılığının başlanğıcı sayılır. Bunu Müteferrikamız'm bilimsel ve kültü— 1 rel şahsiyetinin eserleri sırası ile incelediğimizde göreceğiz.

Matbaasında iki cilt halinde,Van'lı Müderris Mehmed Efendi (Van kulu)nun Sıhahı Cevheri'den çevrilmiş Arapça'dan Türkçe Sözlük ilk basılan eserdir. Birinci cilt, gördüğümüz bir nüshasında 666, İkincisi 756 sahifedir, bin tane çıkarılmıştır ve çok rağbet görmüş­ tür. Böyle çok faydalı muazzam bir kitabın basılmış olması büyük bir ihtiyacı karşılamıştır. Bunu akl etmesi Müteferrika'nın muhitinin teş­ viki ile her gün artan anlayışının bir misâlidir.

Bu ilk baskının dizilirken tashihinin çok zaman almasından raü- rettiplerinin boş kalmaması için Kâtip Çelebi'nin Tuhfetül Kibâr fi esfarül bihar kitabının dizisine başlanır.

Dizilenleri tashih edecekler de dikkatle seçilmiştir. Aralarında Kasımpaşa Mevlevi Çeyhi Musa Efendi de vardır. Bundan da anlıyoruzki basım evi eşsiz bir anlayışla işlemektedir.

(3)

hı takip eder.

Bu hummalı çalışma 1730 larda artar ve bu sene yayınlanan 5 kitaptan biri Aiaerika'ya dair Tarihi Hindi Garbi ve Kitab-ı İklimi Cedid’dir.

Bu ilk basılıp resimli nüshadır. Hatta bir haritasını İbrahim Efendi çizmiş ve imzasını da atmıştır.,

: : ' ' \ , " ' T İ " : ' V ■' " ■' *" BunU Timur Gürgan tarihi takip eder.

Mısır Valisi Kâtibi Ahmed Bin Hemden Süheyli'nin (Eski ve yeni ,Mısır Tarihi) iki cilt halinde başlangıçdan 1628 e süren önemli bir

konudur. Bu tarihi kaynakların seçiminde olduğu kadar, coğrafik eser­ lere kadar uzanan M ü t eferrika'nm geniş görüşünün ürünüdür. Bundan son raki yayınlarında temel olarak sürecektir.

1721-1728 yılları arasında yakın doğunun tarihî olaylarını içi

■j

ne alan Halifeler Bahçesi(Gülşen^i Hulefa) da sırada basılmıştır. 1144(1732) de 500 nüsha olarak "Usûlül hikem fi Nizamül Umem" denen ve I.Sultan Mahmud devrinde yayını yapılan esere gelince:

n }

A.D.Jeltyakov diyorki: Müteferrika'nm bu tabı hernekadar bu ismi taşıyorsa da eseri AvrupalIlar uzun zaman askeri konuda kabul et­ mişlerdir. Bunun nedeni de 1769 da Viyana'da yayınlandığı sırada adı­ nın Fransızca'ya yanlış olarak tercüme edilmesinden ileri geliyor.

Bu yanlış isim 1777 de Rusya'da yayınlanan ve Fransızca'ya çev rilen Rusçası'nda da aynen kullanılmıştır. (1144 yılı OsmanlI devleti­ nin Ordu Taktiği 1777 sPb.)

Müteferrika bunda Türkiye'nin batı ülkelerinden geri kalma se­ beplerini inceliyor. Bu ülkelerin kısa tahiçesi askeri nizamları,savaş ma usûlleri ve devletçi düzenleri hakkında kısa bilgi veriyor..."

Bu konu vesilesi ile şunu ortaya koymak icap ederki, İbrahim Efendi cidden bu kadar açık, seçik ve kat'i İfadelerle kendisinin her noktadan bilgili ve dünya ölçüsünde siyasî görgüsünün ileri derecede olduğunu ortaya koymuştur. Bu'değerli müellif A.D.I. anlatmıştır.

1737 de yayana çıkan ve (.Fuyuzatı Mıknatısıye) ismini alan e- ser de 1721 de la$pzig"de basılmış bir kitaptan derlenmiş ve coğrafi bilgileyin önemini ortaya koymuştur. 46 sahifelik bu eser bir kuruşa

(4)

Ör. A.

Süheyl Unvcc ¿uyşi

Kâtip Çelebi (Hacı Kalfa) n m lal Tun dünyasında itinalı tertibinden üne kavuşmuş (Cihannüraa) eseri şekilleri ve haritaları Kırımlı Ahmed, Galatalı Mıgırdıç ve Tophaneli İbrahim tarafından kendi bilgili gözcü­

lüğünde oluşturulmuştur. Bu gibi yayınları Şeyhülislâl Damadzâde Ahmed Efendi de teşvik etmiştir.

■ı\ .. ü ■ - ■

Müteferrika'nm çok mükemmel olmasına özel bir ilgi gösterdiği bu büyiik kaynak 730 sahife, 15 resim ve 20 haritalıdır, Kâti£ Çelebi'yi bu, eserin düzenlenmesinde gösterdiği göyretten çok öven Müteferrika k i ­ tabın önsözünde evrendeki çeşitli sistemler hakkında bilgi verir ve Türk okuyucusuna 'İtiJpho Brache ve Kopernik'i tanıtır.Kraçkovoski bundan ötürü Müteferrika'yı o zamanın Avrupa bilimi düzeyinde değerli bir coğra/yacı olarak tanımlar. 5544-44444

Müteferrika'nm bu esere diğer bir katkısı bir kısmını bizzat yap­ mış olduğu yeni harita ve şemalardır. Bu yönden bu muazzam eser bugün bile aranan büyük bilimsel değer taşır.

Müteferrika bu surette Cihannüma'yı yayınlayarak memleketimizde coğrafya, astronomi ve matematik gibi bilimlere kliği duyulmasını, AvrupalI bilginlerin eserlerinin tercümesine ve öğrenimine olan isteğin kuvvetlenmesini sağlamıştır.

_ s

1733 den beri Müteferrika OsmanlI tarihçiler Vakayinamesi ya­ yılan, Kâtip Çelebi’nin Takvim üt Tevarih'ini bastırır, ve bunun de­ ğerini çok takdir eder.önsözünde müellifinin özgeçmişine yer verir. Çünkü bu konu müellifin dikkatli ve uzun araştırma ürünüdür. Bunun ya­ yınlanmasını yine Şeyhülislâm Damatzâde istemiştir.

Bundan ötürü Müteferrika yine karşımıza gerçek bir tarihçi olarak çıkar. Lâkin İbrahim Efendi'yi bu çalışmaları esnasında rahat bırakmaz­ lar. 1737 de Polonya Elçiliyi ile uzun müddet dişarda kalır. Üstelik basımevi 1740 yangınında zarar görür, Bu cihetle bilgili ve programlı yayınlar durur.

Nihayet sıra Nâima Tarihi yayımına gelir. Bu iki ciltlik tarih çok önemlidir.İş bununla da kalmaz 1740 da Raşit Tarihi, 1741 de Çelebizâde Xsım ve bu arada 1739 da Bosna K a d ı s ı fÖraer'in Tarihi bahisleri,1742 de

i -|İ r ' '. : ' \ \ . ■ i « 1 ‘

SUrûri Haşan Efendi’nin"lisanüi Acem" Farsça ve Türkçe önemli sözlüyü yayımladığı son eseri oldu.

Nihayet devrinin ansiklopedik ve cidden her noktadan kültürlü ve her tarafı ile metodist alim/ İbrahim Efendi 1743 de hastalanır. Ve 1745 de bizi hâlâ uzak kalamayacağımız bir zengin kütüphane bırakarak

(5)

hayatı son bulur(l).

Hepimizin iç panteonlarımı,»da bıraktığı müspet bilimin baskı ile çoğaltarak yaymağa çalış/n*üzerinde halâ durulmağa Ve incelenmeye yarayan dağerlerimizdendir. İ l i ! : 1 $ttjö

l i

'i Cfi: Kİ TABI: i: !

TÜRK GRAMERİ = PRANSIZCA-TÜRKÇE KAİDELER VE KONUŞMA

Cizvit Papazı H o l d e r m a n n ' m meşhur ve bu isimdeki eseri Mütefer­ rika Basımevi'nde 1000 nüsha basılır(2). 22o sahifedir ve değeri 3 ku­ ruştur. Mühim bir lügatçe. Ben bundan bir nüsha yarım asır önce bir yer­ de görmüş, fakat üzerinde durmamıştım.Önsözünde Türkiye'ye gelen ve Türkçe öğrenmek isteyen ve batı AvrupalI anlamına gelen Prenkler için hazırlandığı bildiriliyor.

Bu Türk sözcükleri ve cümlelerinin Fransızca'ya çevrilmesinin dı­ şında Türkçelerinin Lâtin harfleri ile yazılışı da gösterilmiştir. Bu kitabın bizce diğer bir önemi o zamanki İstanbul ağzı konuşma cümleleri­ ni içine almış olmasıdır. Bu noktadan halâ h u x ı w k ± M s n bir yerde bulama­ dığımızın bu eserin üzerinde bir nüshası bulununca ayrıca inceleme yapmak mutlaka lüzumludur.

Bunun basımı için icap eden harfler Paris'den getirtilmiştir. Bunun için aracı olan^I’ranaa• nın İstanbul Elçisi Wilnov»dur. Hatta harflerin buradakiler^ puntolarının uygun olması için bir miktarı Paris'e gönde­ rilmiştir.

İbrahim Müteferrika'nın bir yazımızda belirlenen bilimsel özellik­ lerini şöyle özetleyebiliriz:

0 sadece bir basmacı ve herhangidir maddi çıkar için basımevi kurmuş biri değildir. Kendisi birkaç garp lisanına vakıf ve Osmanlıcası olgun bir dilcidir.

Tarihçi, coğrafyacı ve harita ressamı, matematikçi ve astronomi bilginidir. Genel, İdarî ve siyasal kültürü mükemmel ve zamanın yeni fikir vcı buluşlarına vakıf ve İslâmiyet hakkında çok içten benimsediği bilgisi dse kuvvetliüir. Hiçbir şahsi emeli yoktur. Burada tarafsız ça­ lışmaları H e minnet beslediği Türk aydınlarını tatmin etmiş ve baeıme- vini de 'hemen bu yalnız bu çok faydalı ve lüzumuna inandığı konuların yayınlanması gayesinden uzaklaşmamiştırb

(6)

-

6

Dr. A. Süheyl Ünver Câğsçı

# |İfc İP İİjfe fe

': " M w :•'<<! Itbti't*}-« ; ■

İşte bu sebeplerden aradan tam 250 yıl geçmesine rağmen bu büyük ve feragatli çalışmaları ruhunu taziye* edercesine tekrar dile getiril­ miştir.

1 İt:

LİTERATÜR:

- İhsan Sungu, bizde ilk matbu kitap 1729/1 15 de yayınlandı. - Muallim Naci: Esâmi

- S e l i m Nüzhet: Türk matbaacılığı 1928

- Ahmet Refik: Alimler ve sanatkârlar, İbranim Küteferrika(1o8o-1157)

' .. sat.529-558

- Muhtelif kütüpnahelerde Müteferrika baskısı 12 büyük ve küçük kitabın incelenmesi ve bunları sıralama çabası

- A.D,Jeltyakov: Türkiye'nin Sosyo politik ve kültürel hayatmda(1729-19o8 bölüm I: Türkiye'de Kitap yayımcılığının başlangıç dönemi(salı 19-51)

Matbaacılığın 250. kuruluş yıldönümüne armağan. B a s ı m - y a y m genel mü­ dürlüğü 1979. 157 sahife.

.

(1) Kasımpaşa mezarlığı'na gömülür.Bundan yarım asır önce o mezarlık dağı­ lınca lrtifalci rahmetli Ziya Bey önderliği ve töreni ile taşı ve ke­ mikleri Galata Hevlevlhanesi panteonuna yeniden gömülür. Taşında Mü-: teferrika kavuğu vardır. Tarih mısraı muasırı şair Nevresimdir.

( Bastı İbrahim Efendi Sahn-ı Pirdevse Kadem 1160)1747 Wimar. (2) H.J.B.I).Grammaire Turque.Constantinople 1750-194 p. imp.İbrahim

Müteferrika. Prof. T.Baytopjiıotu

;V k-’.lf m "

4 Y M ,

k

’'r.y 5i' L ' É i i ' '■

İlİH'-f'

B* * , -f i V : .'i >i 1 1

V

• ■ 4

:Yâf,

Y p\ ‘-V; * - A '« # / '* ı ’-¿¿fe'•i. ; • jrv. ■ ’ ■, 1 • ; iUlf! t ; Jt?;, .¡ P ; >•' b y. t? V -, i: . il f '

’#¡81

, İR,t! ¡V ¡'V i ■'/

LüMi

(7)

, Müteferrikamız önce İslamiyet esaslarını burada samimi durumundan I;? ¡*uphe e l e y e n l e r l e sohbet ede ede, hem bir taraftan OsmanlIca dilinde

kısa bir zamanda iler l e m i ş l e hem de tavsiye edilen me'hazları incelemiş ve Hıristiyan dini ile Yahudilerin kitaplarındaki farklar üzerinde dur-^ m u ş tu r.

muştur..

1 Bu eseri onun bir ifadesidir.¡¿imdi elimizde sâdece okunaklı bir

vazillD.ba.7.1 _.• _____ . . ... u . ^

, , - ~~ ---- i.ıauoiuuu.^ımı eıımızae sadece okunaklı bir

neahle yazılıp,bazı yerlerinde tashihleri yapılmış bir nüshası vardır. . Basılı olanlarından gerek eskisi ve gerek yenisinden bir tane bile aramamıza rağmen bulunamamıştır.Basılı bir tanesinin Orta Avrupa kütüpha­ nelerinden birinde bulunduğu söylendiği halde bulunamamıştır.

Yine burada incelediğimiz bu yazimızdan edindiğimiz intiba' budur* . . . . lalbmuyetin bir halç d m ı o l d u ğ u hakkındaki kanaati kuvvetlenince hiçbir yerden tazyik görmeden İslâmlyeti kabul etmiş ve (İslâmiyetin) onun bir ıiadesı olarak kaleme aldığı bu mukayeseli eseride hakkında ye­

(8)

//< s t c X ^ l o ^ -~J 'sr> JriJuii^g) %jJJ,£ _J \f I r~~ S3Ö J- r*. ± L\ . . . ( _ . - - ' {->> J r * - İL » A s \ £ ) , ^ k & U iiv j/ r Mi X ^ J s - tr^ ,J ¿ > A f a ¿ > U o ^ c ^ - C , ( r / c r - t u ^ L l J ^

'' r- r-'Y. ' A ? P X < A A 4 } A 1 '* ¿ & A J X y i ]>A\y o /¿i> /a^ ^j?<^y j ,}>f. »A* ^'A'A¿'y\***1*A>i » c y y fal\

rOlíVU-' Ô'/irf ^

A

J ^ X^'

A

; z r ^ ' y~ v . ,tAA f a ^ / . J p X ' i u V j .;. , A r (979 , lÚ AiZ. 4 6 1 /J>4

i f 79

M t f é h l 74 S' .*<'£££- .— y T / ^,y'c>tt> vj_,x^ /7><? l7J7±

r) l r!/ )), A ' j - ' rv~ A A fA '(A 7'A v^-J,o<i*¿s? (??J?

•"■■* A A A A A ,4) 'T - 'y “-*!íu,1A - - ' á— > IÍA- >7ib ^ I'll) ~) L ¿2 ¿£ r

V ^ Á v v <^v vjL,» 7 ^ i 2i\? .', / ^ »¿¿!¿ V . J r ¿ v l ^ v ^ J T t i v > ; , '? 7* - > „j l w ir7 .jy / <c7 7? i A X A i 2 9 _

A r A ^ u j !

'250

'. • c^ -i-j, 7 Qo r i j j". \ ^ 1 ' v + s / J a T U ^ / C . ; , (1 , V Í 7 V- X » -T ? . '■"^) ¿Ttj^íy» — 4j . ^ 7 ' ,

-ä&y*-. •

. y 7J¿

r> . * 4** ’ / * , ^ {\Á~0 ^ y . . ^ ;(Vy t y \7y/ÿAfaj ~j ^ " ' * - T A r - y ^ ^ ^ "!ji l"’ '^vtA i— ^ 1 -c5'-V. A^-Lu^vL,’’ ö , « 7) ?S '' - A ' ■ ' *■ - '• ^ K < ’J tyv ; / ^ J v ^ Ç (fy^Cj Vj -p l. , / ^ fa-jyy c a l^ ' ^ i^jz^ ., •.y7^ rİ t7 ^ ' 7 < ^ J jj r)>7i£_^ j •

i5^

^ "-'A-e ltl y . 1 ï fi» ■> ) / j 1 ’ S*’ * '\-.-7’ -r;.:.; :r’-i:-.;; • • 'i/J-ÍZjjA L Lrs7rS^' IBSKİm I m jiviciuc j-aiaiiuui 1 Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

• Toplum yapısındaki hızlı değişimlere koşut olarak turizmde yeni arayışlara • gidilmiştir.. Bunun sonucunda da, sektörün öncü

Bu bakımdan özel ilgi turizmine katılan bir gezginin • seyahat kararı verirken kendisine yönelttiği ilk soru, söz gelimi • “Kayak yapmaya en uygun yerler nerelerdir

Ziyaretçilerin • topluma dayalı çekiciliklere olan ilgilerini karşılamak için kıt • kaynaklara bağlı turizm yönetimindeki personelin yüksek • becerisi

Kültür gezilerine katılanlar daha eğitimli daha özgür, • acelesi olmayan; gittiği yerde daha dazla para harcayabilen kültürel • ve sanatsal etkinliklere daha duyarlı

• Gerçek ya da sembolik olarak ölüm temasının islendiği bir yere • yönelik, kısmen ya da tamamen ölümle yüzleşme arzusu ile. • güdülenmiş bir

Anadolu’da bütün uygarlıkların, • kültürlerin ve inançların kesişmesi özelliğinin kaynağı, Neolitik. • Dönem’in ve bütün semavi dinlerin ortaya çıkma

• ANADOLU DİZİ TURİZMİ AÇISINDAN SON DÖNEMDE OLDUKÇA REVAJDA OLAN BİR ÜLKEDİR.. • TARİHİ KÜLTÜREL DOĞAL MEKANLARIN SAYISI

• Kaynak zenginliği açısından dünyada ilk 7 ülke arasında yer alan • Türkiye’de sıcaklıkları 20-110 santigrad derece, debileri de 2-500 lt/sn • arasında değişebilen