17 OCAK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET
T T
Kardeşi Nükte Canal
HABERLER
dishab@cumhuriyet.com.tr
Geçen yıl aramızdan ayrılan Ergun Balcı’yı özlemle anıyoruz
Gazeteleri
kitapları
ve kedisi...
Kelimenin tam anlamıyla “karın
cayı bile incitmezdi Ergun.” Alçak
gönüllüydü. Başkalanndan bir şey is tem ekten hoşlanm azdı. K apıcıya kendisi sipariş veremezdi. Genelde bana gelir, “Ya, bana eczaneden şu
ilacı almaşım söyler misin... Ha faz ladan para vermeyi unutmazsın de ğil mi” derdi. Para ilişkilerinin hiç
bir türlüsüne girmek istemezdi. Fa turalarıyla eşim ve ben ilgilenirdik. Okumayı çok severdi. Evden çı kamadığı günler, Herald Tribüne gazetesini ben alırdım. Hastanede de Herald Tribune’ler ve kitapları başucundaydı. Bana, “Nükte, bazı
larını kesemedim. Evde, üzerinde hastane yazılı ayn bir torbaya koy bu gazeteleri” demişti.
Televizyonda haberleri, hava du rumunu hiç kaçırmaz, tartışma prog
ramlarım da takip ederdi.
Dalgındı. Benzin bitmeden ara bayı doldurmaz, anahtarlarını sık sık kaybederdi.
Hep başkalarının sorunlarıyla il gilenirdi. Marmara Üniversitesi Has ta n esin e son yatışında, doktorlara gazeteci olduğunu söylediğim için kızmıştı bana, “Sana mesleğimi so
ran mı oldu” demişti. Doktorlar
dan birisi, kendisiyle tanışmaktan ötürü onur duyduğunu söyleyince,
“Baya baya Cumhuriyet okuyor bu çocuklar. Memleketin yükünü omuz larında taşıyorlar, ama ayda birkaç yüz milyona merdiven inip çıkıyor lar” dem işti. O nların m aaşlarım
dert ediyordu.
H astalığının duyulm asını iste medi. Trombosit için kan arandığın da kızdı. Trombositin başka türlü bulunamadığına ikna ettik. Bu se fer, gazetenin sağlık işlerini üstle nen Doğan Katırcıoğlu’na söyledi ğimize kızdı, “Şimdi herkes duy
muştur” diye.
Farklı görüşten kişilerle tartış maya bayılırdı. Siyasi görüşlerini kimseye dayatmıyordu. Büyük ağa beyimiz İbrahim Çamlı ile çok tar tışırlardı. Çocukları çok severdi. Benim çocuklarım la sevgisi karşı lıklıydı. Torunlarımı da “torunla
rı” olarak kabul etmişti.
Öteki evlatları____________
Öteki evlatlan da yetiştirdiği ga zetecilerdi. “Pırıl pınl gençler” di ye söz ederdi onlardan.Kedimiz Pamuğa çok bağlanmış tı. A kşam lan onunla koridorlarda oynardı hep. Sonra Pamuk hastalan dı. Ağırlaştığı bir gün kapımı çalıp
“Pamuk ölüyor gel” dedi. Beraber
hüngür hüngür ağladık ölümüne. Anneme çok bağlıydı. Resmi, sa londaki kütüphanenin baş köşesin de dururdu hep. H er anneler günü ve bayramda m uhakkak Zincirli- kuyu’ya gider çiçek bırakırdı. G e çen bayram annemizin yanına çiçek gibi kendisi gitti.
Yüreğimizde yaşıyor...
Ergim Abi’siz bir yıl
► “ BabIâli’nin Dışişleri Bakanı” Ergun Balcı aramızdan ayrılalı
bir yıl oldu. Ağabeyliğinin, dostluğunun, öğretmenliğinin
eksikliğini derinden hissediyoruz... Dış politika yorumlarının da...
13 Kasım 1998 Cuma
Türkiye-ABD,
Bir Garip Kader Ortaklığı
Bakû-Ceyhan boru hattı pro jesini dünyada Türkiye’den bi le fazla isteyen belki tek ülke var. Kim biliyor m usunuz? ABD... Türkiye’nin kara gözle ri için değil elbette. Washing- ton’ın temel hedefi Avrasya’yı dışarıdan kontrol etmektir. (...) Rusya’nın Orta A sya ve Kaf kasya’yı tekrar egemenliği altı na alma em ellerini iyi bilen, İran’a da güvenemeyen ABD için Batı’ya akıtılacak petrol ve doğalgazın güvenli biçimde ge çebileceği tek dost ülke Türki ye’dir. (...) Türkiye A B D ’nin
bölgedeki kalesidir. (...) A BD ’nin Türkiye’ye bu büyük aşkı (!) tümüyle Washington’ın çıkarlarından kaynaklandığın dan, bunlar değiştiği anda .ABD Türkiye’yi bırakıverir.
20 Kasım 1998 Cunta
Apo, Suriye’de Kalsaydı Daha mı İyi Olurdu?
Türkiye Apo’yu ele geçirmiş ya da öldürmüş olsaydı siyasi mücadeleyi de kazanmış mı ola caktı? (...) Siyasi mücadalenin artık Apo ile bir ilgisi yok. (...)
Siyasi zafer İtalya’da, Avrupa’da kazanılmayacak. Ya nerede ka zanılacak? Türkiye’de, Güney doğuda.
Türkiye A po’yu yok etseydi bile Güneydoğu’yu kalkındıra- madığı, demokrasiyi geliştire mediği sürece, askeri zafer faz la anlam ifade etmez. Güneydo ğ u d a birkaç yıl sonra başka bir Apo çıkardı.
11 Aralık 1998
AB Türkiye’yi İstiyor mu?
(...) İnsanların fikirlerinden
dolayı hapse atıldığı, karakol larda işkencenin devam ettiği, ba zı çağdışı yasaların hâlâ kaldı rılmadığı bir ülke AB’ye gire mez. Ama, A B’nin son zaman- lardaTürkiye’yekarşı sergiledi ği tutum, iyi niyetli uyan ve tel kinlerin çok ötesinde, onur ki nci ve dayatmacı bir nitelik ta şıyor.
(...) Demokrasi ve insan hak lan konulanndaki eksiklikleri mizi vurgularken Avrupa'nın da sütten çıkmış ak kaşık olmadı
ğım anımsamakta yarar var. Ak si halde tahlillerimizde yanıla biliriz.
27 Aralık 1998
ABD’nin Irak Politikası ve Türkiye’nin İkilemi
Türkiye, ABD ile ilişkilerini son derece dikkatli ve akılcı bi çimde yürütmek zorundadır.
(...) ABD bir süper güç. Glo bal stratejisinin bir bacağının Avrasya’nın enerji yolları ve Türkiye olmasına karşılık, öte ki bacağı Körfez ve Irak, işte bu noktada da A BD ’nin politi kası, Türkiye’nin çıkarlarına ters düşüyor. N eden? Çünkü A BD ’nin Irak konusunda tutar lı bir politikası yok.
m
Kaşkollu ve kasketli o
uzun adamı özlüyoruz
Dış Haberler Servisi - “Ergun Balcı okulu kapandı” diye yazm ıştı M oskova
m uh ab irim iz H akan Aks ay b u n d an tam b ir k o ca yıl önce. Z am an g eçtik çe d a h a çok h issediyoruz, o o k u lu n y o k lu ğ u n u n ne dem eye g eldiğini... O n a so ram a d ığ ım ız soruların y ü k ü n ü , o dasının o a lışılm ad ık boşluğunu... S evgili Ergun Ağabeyim izin eksikliğini... E rgun A ğabey, u z u n süre dış
h ab e rler şefliği y aptığı halde
odasını
\ çok az
1
Şevki Adalı: Ergun’suz yaşamayı ister istemez öğreniyorum
Dostluğu en güzel armağandı
Ergun Balcı’yla, İstanbul Hukuk Fakülte- si’nde tanıştık. Ergun kendisi için fazla an lam taşımaz hale gelen fakülteyi, üçüncü sı nıfta terk edip Ingiltere'ye gitti Sonra o Cum huriyet gazetesinde işe başladı. Bir teklif üze rine Cumhuriyet’in Dış Haberler Servisi'ne transfer olunca Ergun’Ia yine bir aray a gel dik. O, servisin sorumlusu idi. Altı yıl süren meslek birlikteliğimiz sırasında, çalışma ya şamınım en güzel yıllarım geçirdiğimi söyle meliyim. Çok farklı kişilikte insanlardık.
Başta siyasi görüşlerimiz, hemen hiçbir or
tak yanımız yoktu. Ben Hürriyet gazetesine dönüp çalışmaya başladıktan sonra da Er- gun’la ilişkilerimiz hiç kesilmedi.
Hemen her gece saat 22.00’ye doğru tele fon eder ve önce hava raporunu alırdı. Benim elektronik barometrelerimden benden fazla yararlandığını söyleyebilirim. Havanın lodo sa çevireceğini söylememden rahatsız olur, kendisini çok etkileyen lodosa lanetler yağdı rırdı. Bazı dostianm telefonumun hep meş gul olmasına sinirlenir ve “Gene Ergun Bal â ’yla mı konuşuyordun” diye sitem
ederier-k ullandı. H ep aram ızdaydı.. se rv iste, sayfada, pikajda.. h ep y an ım ız d a. N e za m a n k i adım hiç k oym adığı o h asta lığ a y ak a la n ıp şefliği b ırak tı, işte o za m a n s ır f k ö şe y az ıla rın ı y a z m a k için k u lla n m a y a b aşlad ı o odayı... A m a b a şım ız ı k ald ırd ığ ım ız d a hep k arşım ızd a y d ı, h e r z a m a n y ard ım a hazır... K eyifliyse y a y az ısın ı y az ark en b ir y a n d a n o b ild ik şa rk ıların d an b irin i sö y le r y a d a ıslık ça la çala g az eten in k o rid o rların ı tu rla rd ı. En keyifli o ld u ğ u anlar, y az ısın ı b itirip dizgiye te slim ettik te n so n ra (E rg u n A b i, te k n o lo jiy le arası h o ş o lm a y an o in san lard an d ı işte) ıslık ça la ça la m a sa sın a dö n ü p b a c ak ların ı uzattığı an lard ı.O n d a n so n ra h e r tü r ta rtışm a y a açıktı. H atta b ak tı olm uyor, e tra fa şöyle b ir bakar, ağ ız ta d ıy la ta rtışab ilec eğ i birileri v arsa ken d isi tak ılırd ı. E n u fak b ir eleştirid e b u lu n a ca ğ ı za m a n b ile m u tlak a ö v g ü y le b aşlard ı söze, aray a b ir y ere de b ir “am a” sık ıştın verirdi. Y ine H a k a n ’ın y a z d ığ ı gibi
“kalabalıkla çok iyi kaynaşm asını bilen yalnız bir adam dı” E rgun B alcı. D o k u z y ıl
k en d isiy le aynı serv isi paylaşan Barlas
O zan k ça’nın sö zleriy le, ayağını yere
vu rarak , h erk e sin o rtasın d a kendi k en d isiy le yap ay aln ız k o n u şm a sın ı, sö n d ü rm e d iğ i sigaraları te k ra r y ak arak , g azeten in
k o rid o rların d a, elinde b u k le b u k le ajans hab erleri, g ö rm e z ve g ö rü n m ez ad am m isali o u z u n boyuyla d o la şm a sın ı çok özlüyoruz. B oyn u n a sard ığ ı kaşk o lü , kask etiy le, b ir sa b ah ın erk en saatin d e g en e çıkıp g elsin k o rid o rlard an istiyoruz...
di. Ergun’un en büyük derdi beni biraz sola çekebilmekti. “Sana söz veriyorum birader, iktidar olduğumuz zaman, sadece senin ya bancı basını takip etmene ve BBC dinleme ne karışmayacağız” derdi Ben de kendisine, “Ergun’cuğum, olacak duaya amin denir. Ne sizin iktidar olacağınız var nede bana güven ce vermenize gerek.»” derdim.
Aradan bir yıl geçti.» Ergun’suz yaşama yı ister istemez öğreniyorum. Dostluğu, yaşa mın en güzel armağanlarından biriydi. Anı sının önünde sevgiyle, saygıyla eğiliyorum.
Taha Toros Arşivi