• Sonuç bulunamadı

Harput'la İlgili İki Haber Recep Hakan-Yücel Ayden

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Harput'la İlgili İki Haber Recep Hakan-Yücel Ayden"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kültür Bakanı M.K.ZEYBEK:

"HARPUT M USİKİSİNİ ELAZIĞ’DA

KURACAĞIMIZ DEVLET TÜRK HALK

MÜZİĞİKOROSUYLAYAŞATACAĞIZ."

Recep HAKAN *

R am azan B ayram ının ikinci gün ü (7 /5 /1 9 8 9 ) E lazığ'da tem a sla rd a b u lu n an K ü ltür B ak an ı N a m ık K em al Z E Y B E K , ş e r e fin e su n u la n H arp ut M usikisi ziy a fetin d en ço k m em n u n o ld u .

K e n d ilerin e verilen b rifin g d e b ir k o n u şm a y apan Z E Y B E K . H a rp u t m usikisinin T ü rk m usikisi içinde ayrı ve özel b ir y ere sa h ip o ld u ğ u n u ve b u T ü rk m usikisi tü rü n ü n yaşatılm ası g erektiğini b e lirte re k : "G erek H a rp u t m usikisini yaşatm ak, g erek se D oğu ve G . D oğu A n a d o lu b ö lgelerim ize hizm et v erm ek am acıyla E la zığ 'd a "D evlet T ü rk H alk M üziği K orosu" kurulacağını" m üjdelem iştir.

M illî k ü ltü re büyük ö n e m v e re n K ü ltü r B akanım ız Sayın N am ık K em al Z E Y B E K 'in bu m üjdesi E lazığ'da büyük sevinç y aratm ıştır.

Sayın B akanım ızın bu v aadini b ir a n ö n ce y e rin e getireceğ in e in an ıy o r ve E lazığ'da k u ru lacak k o ro n u n " H A R P U T D evlet T ü rk H alk M üziği K orosu" adıyla k uru lm asın ın d a h a y erin d e b ir k a ra r olacağını b e lirtm e k istiyoruz.

* M illî F o lk lo r D ergisi M u h a b iri.

Türker Eroğlu’ya ait yazının notları:

1. Nurettin ARDOÇOĞLU: Harput Tarihi, Matbaa Teknisyen­ leri Basımevi, Harput Turizm Derneği Yayınları No:1, İstanbul 1964.

2. Harput İstanbul’un fethinden 368 yıl önce Türkler tarafından fethedilmiştir. (Bkz. ARDOÇOĞLU 1964:33)

3. Bu müziğin icrâ edildiği özel bir ortam, bu ortamda icra edilen müziğin kendine has kuralları vardı.

4. Harput müziğinde klâsik Türk müziği sazları kullanılır. Melodik yapı ise çevre illerdeki Türk müziğinden farklıdır. Usûller - daha çok- aksaktır. Ses süreleri (nota değerler) daha küçüktür.

5. Burada geçen isimler Harput’a has makam isimleridir. 6. Hoyrat ve gazellerde meşhur şairlerin ve Harputlu şair­ lerin aruzla yazılmış şiirleri okunur. Hoyrat ve gazellerin birçoğunda giriş ve ara sazı niteliğinde, icrâ edilmekte olan faslın makamında olan bir ayak çalınır. Ayakla okuyucuya yol verilir. Sazlar susar. Okuyucu usulsüz olarak hoyrat kısmını okur.

7. Rast, Saba-Sabahî, Karciğar, Nihavent, Uşşak, Hüzzam, Mahur, Beyati, Acem Aşiran, Hicaz, Hüseyni, Muhayyer.

6. Nevruz, Muhalif, Müstezat, Beşiri, Elezber, Ibrahimi (Ibrahimiyye), Tatyan (Tatyan), Kürdî, Tecnis, Kesük, Bağrıyanık,

M illî Folklor_______________________________

ELAZIĞ ŞEHİR TİYATROSU YE­

NİDEN FAALİYETE

GEÇİYOR

Yücel AYDEN*

G eçtiğim iz yıllarda Elazığ Belediyesi bünyesinde k urulan Elazığ Ş eh ir T iy atro su birkaç başarılı tem sil­ d en so n ra faaliyetini d u rd u rm u ştu . T iyatro, geçtiğim iz yıl "Fatih Sultan M ehm et" gibi geniş k adrolu b ir tem ­ sili başarıyla sergilem işti. M a d d î im kânsızlıklar yüzünden çalışm alarına a ra veren ’lly a tro n u n , yeniden faaliyete geçeceğini duyunca ilgililerle g örüştük. Elazığ B elediye B aşkanı H .B eh çet S U S M A Z b u k onuda şu n ları söyledi:

"Şehrim izde D evlet T iyatrosu sahnesi b u lu n ­ m adığından hem şehrilerim izin tiy atro ihtiyaçlarını k arşılayabilm ek için, Ş eh ir T iy a tro su n u genişleterek faaliyete geçirm eye k a ra r verdik. M a d d î sıkıntım ızın giderilm esi husu su n d a K ü ltü r B akanlığına m üracaatta bulunacağız. K ü ltü r B akanım ız Sayın N. K em al Z E Y B E K in gerek b oş d u ran D evlet T iyatrosu salo n u n u n T iyatrom uza tahsisi, gerek se m ad d î p ro b le m ­ lerim izin halli k o n u ların d a bize yardım edeceğini um uyoruz." "T iyatro yönetm eni R ıdvan D A Ğ L A R ise;"

"Elazığ'daki kaabiliyetli gençleri Elazığ Ş eh ir T iy a tro su n d a değerlendireceğiz." dedi.

* M illî F o lk lo r D ergisi M uhabiri

Varsah (Varsağı) v.b.

9. Bu makamların klasik Türk müziğinde karşılıkları olduğundan ayak tabiriyle anılmaları gerektiğini düşünenler olabilir. Ancak, İstanbul’da zirveye ulaşan klâsik Türk müziğinden yüzyıllar önce Harput’ta bu makamların olduğu düşünülürse, söz konusu makamların Harput’a ait olduğu ve belki de klâsik Türk müziği makamlarının köklerinin Harput makamları olduğu kanaatine varılabilir. İlim adamlarımızın, özellikle müzik tarihçilerinin konuyu detaylı olarak incelemesine büyük ihtiyaç vardır.

10. Elazığ-Harput bölgesinde birkaç dağ köyü dışında bağlama kullanılmadığı yaptığımız tesbitler arasındadır.

11. Bas Bağlama: Bir Batı sazı olan Kontrbas’ın yerini dol­ durabilecek şekilde düzenlenmiş bağlama. . .

12. 1950 yılına kadar Türkiye Radyolarında halk müziği, sanat müziği ayrımı yoktur. Halk müziği eserleri de klâsik Türk müziği sazları ile icrâ ediliyordu.

13. Suphi SAATÇİ; Fırat Havzası ile Kerkük Yöresi Arasında Musikî Benzerlikleri1, Fırat Havzası II. Folklor ve Et­ nografya Sempozyumu, F.Ü.Oditoryumu,. Kasım 1987 Elazığ.

(2)

SOMUNCU BABA GERÇEĞİ

VE HACI BAYRAM-I VELİ İLE

İLİŞKİSİ

"Somuncu Baba, Darende’nin eski şehir Hıdırlık mahallesinde,

Şeyh Hamid-i Veli Cami Şerifi’nde bir türbe içinde oğlu Halil

Taybi ile birlikte medfun bulunmaktadır.”

Hayrettin İVGİN *

"Somuncu Baba". "Ekmekçi Koca" olarak bilinen ve asıl adı Şeyh Hamid Veli (Şeyh Hamidüdin-i Ak- sarayi); Kayscri'nin Akçakaya Köyü'nde doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak 730/1331 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Babası Şeyh Şcmscddin M usa'dır. Aslen Türkistanlıdır ve Kayscri'ye geliş tarihi belli değildir. Dedesinin adı A bdullah'tır.

* Kültür Bakanlığı APKK Uzmanı.

H arp ut dışında sözünü ettiğimiz yerlerdeki meclislerde cemiyetin çeşitli ekonomik. sosyal meseleleri konuşulur. A rada bir de müzik icrâ edilir. Yani bu meclisler birer sosyal müessese niteliğindedir. H arput'taki meclis ise daha çok bir "Musikî Meclisi", bir müzik teşkilatı gibidir. Diğerlerinden ayrı olarak H arput'taki bu meclislerde içki pek yaygın değildir. Son zam anlarda görülmeye başlanmıştır.

İlgi çekici bir konu da. Ilarput dışında da Har- put müziğinin icrâ edilmesidir. Mesela Kerkük'te, Eğin (Kemaliye) de. Diyarbakır ve Bilecik'te de Harput müziği icrâ edilmektedir.

Eğin'in 354 yıl. H arput'a bağlı bir m erkez olması bu durum u açıklamaktadır. Diyarbakır'ın da Elazığ'a yakınlığı eıı büyük tesir unsurudur. Ancak Kerkük ve Bilecik gibi uzak m ahallerin H arput müziğinin tesiri altında kalması ilgi çekicidir.

Kerküklü folklorcu Suphi SAATÇİ. bir tebliğinde (13) Kerkük müziğinin H arput'un tesiri altında olduğunu vc muhalif, tccııis gibi makamların

Babası öldükten sonra öğrenim yapmak üzere Ş am a, oradan T ebriz'e ve T ebriz’den Erdebil'c gitmiştir. Çünkü o yıllarda bu şehirler ilim merkez­ leriydi. Tebriz civarında bulunan Hoy kasabasında Şeyh Safiycddiıı İshak'ııı lorunu. Şeyh Hacı Alâaddin Aii Er- debili’ye (Ölüm ü 833/1429) öğrenci oldu. Bazı kaynak­ lar Somuncu Baha'nın Alâaddin ali Erdebiii'yc değil Şeyh Sadrcddin ErdcbilPye (Doğumu: 704/1305 Ölümü:

Kerkük'e H arput'tan geldiğini belirtmiş, ancak sebepleri hakkında geniş izahat vermemiştir.

1940'lı yıllarda M. SA RİSÖZEN. H.B. Y Ö N EK EN ve R. Y ETİŞEN 'den kurulu olan bir ekibin Bilecik'te yaptığı derlem elerde Elazığ-Harput türkülerine rastlanmıştır. D erlem e bilgileri yetersiz olduğunda H arput müziğinin Bilecik'e nasıl gittiği hususunda bir kanaata varılamamıştır.

Bu kadar geniş bir coğrafyaya tesir etmiş olan H arput müziği ile ilgili bütün bu sorulara cevap ver­ mek. geniş bir inceleme vc araştırm a neticesinde mümkün olabilir. Biz bu yazımızla bütün bu sorulara cevap vermek niyetinde değiliz. Amacımız ilgililerin kafasında birer soru işareti yaratmak vc dikkatleri bu konu üzerine çekmektir. Ancak. T ürk müziğini. Klâsik. Halk. Sanat gibi türlere ayırmaya devanı edeceksek. Ilarp u t müziğini de dördüncü bir tü r olarak ele almanın gerekli olduğu düşüncesinde olduğumuzu da bir defa daha belirtmek isteriz.

(D ipnotları Sayfa 31'de)

(3)

794/1392) öğrenci olduğunu ifade ederler.

Şeyh Hamid-i Veli, Zahiri ve B alınî ilimleri öğrendi. Kâmil bir insan olarak Bursa'ya geldi ve oraya yerleşti. Bursa'da yerleştikten sonra merkebi ile dağdan odun getirerek kendi fırınında pişirir, bunları bazan sırtında bazan da iki küfeye doldurarak merkebin sırtına yükleyip çarşılarda satardı.

Kendi şeyhliğini halktan saklayan Şeyh Hamid-i V eliye halk "Somuncu Baba", "Ekmekçi Koca" diyordu.

Yıldırım Beyazıd, Niğbolu Zaferi'nin (792/1389) bir nişanesi olarak Bursa'da Ulu Camiyi inşa ettirdi. 802/1400 ya da 801/1399 yılının yazında bir cuma günü halkın ibadetine açılmasını vc ilk hutbenin damadı vc m eşhur Şeyh Em ir Sultan tarafından yapılmasını istedi.

Em ir Sultan, bu hutbeyi kendisinin değil "Gavsi Âzam Somuncu Baba'nın yapm ası'nı istedi. "O varken bize imamete vaizlik münasip değildir" dedi.

Bursa'da sırrı böylecc ortaya çıkan Somuncu Baba. Ulu Cami'nin açılışında hutbede Fâtiha Sûıcsi'ni okuyor vc 7 türlü mânasını da veriyor. O sırada Camide bulunan Bursa Kadısı Molla Fenârf ayağa kalkarak Somuncu Babayı öven bir konuşma yapıyor. Bu hutbe onu birdenbire halkın sevgilisi yapıyor. O nun caminin her üç kapısından birden çıktığı görülüyor. Ancak o doğru çilehânesine gidiyor vc bir daha hiç ekmek yapmıyor.

Somuncu Baba “Eyvah sırrım fâş oldu, dillere düştüm , burada durucu değilim" diyerek bir gece m erkebine binerek ortadan kaybolmuştur.

Rivayete göre. Bursa'dan ayrıldıktan sonra Kayseri'yc geldi. Hacı Bayram Veli (1357-1429) ile ilişkisi Kayscri'dc ikcıı başladı. O sıralarda henüz adı Hacı Bayram olmayan Numan (Zülfazıl köyünde) A nkara'da Kara M edresc'dc m üderrislik yapıyordu. Somuncu Baba, müridlcrindcn Şeyh Sücaüddin K aramanfyi Ankara'ya yollayarak Numan'ı Kayseri'yc davet etti. Numan "Davete icabet lâzımdır" diyerek Kayseri'yc geldi. Somuncu Baba'nın huzuruna çıktı. Somuncu Baba'nın adı artık Şeyh Hamid-i Vcli'dir. Şeyh Hamid-i Veli, Numan'a. zâhir âlimlerinin ölülerinin ile tasavvuf ehlilerinin ölülerinin m er­ tebelerini gösterdi. Ve ona: "Hangisini arzu edersen o yolu seç” dedi. Numan da tasavvuf ehlinin hallerini ve derecelerini daha yüce gördü ve mcşâyıh yolunu seçti.

A nkara'daki müderisliğinden vazgeçti ve halkı irşad et­ meye başladı.Şeyh Hamid-i Veli ile Numan bir bayram günü buluştuklarından dolayı şeyhi tarafından ken­ disine "Bayram" adı verildi.

Şeyh Hamid-i Veli, Bayram’la bir müddet Kayscri'dc kaldıktan sonra, birlikte Şam'a, daha sonra Hicaz'a Hac görevi için gittiler. Bu gezileri tam 3 yıl

man, Hacı Bayram

jaö etmeye başladı,

günlerde makam-ı irşadda Peygamberimizin ahfadından Scyyid Zeynel Abidin Ali bulunmaktaydı. Bu sebeble Şeyh Hamid-i Veli de Aksaray'a yerleşti. Çünkü Aksaray o zamanlar A nadolu'nun sayılı ilim merkezlerindedir.

Aksaray'da Şeyh Ham idcttin-i Aksarayî adı ile şöhret bulmuştur. Büyük oğlu H akikîyi Aksaray'da bırakarak D arende'ye geldi. D arende'ye yanında küçük oğlu Halil Taybî ile eski şehrin Hıdırlık Mahallesi (Şim­ diki adı Zaviye Mahallesi) yerleşti. Son günlerini bu eşi bulunmaz güzellikteki yerde geçirdi. Mescid ve çilehane kurdu. 14 Şaban 815/1412 tarihinde bir Berat gecesi vefat etti.

Söylendiğine göre. Hacı bayram Veli, Şeyh Hamid-i Vcli'nin ccnazcsini yıkadı, namazını kıldırdı vc A nkara'ya dönerek Bayramîyye Tarikatı'm n piri oldu.

Somuncu Baba. D arende’in eski şehir Hıdırlık m ahallesinde (Şimdiki adı Zaviye mahallesi) Şeyh Hamid-i Veli Cami Ş erifinde bir türbe içinde oğlu Halil Taybi ile birlikte medfun bulunmaktadır.

Aksaray'da Ervak kabristanında, Kayscri’de H unat H atun Medresesi doğusunda bugünkü Turizm M üdürlüğü binasının olduğu yerde yıkılmış türbesinde makamları bulunmaktadır.

Somuncu Baba'nın müridlcri Hacı Bayram Veli (1357-1429), Em ir Sultan Scyyid Şcmscddin M uhammcd Bulıarî (1368-1429), Molla Şcmscddin M uham med Fcnârî (1350-1431). Şeyh Sücâüddin Karamanî. Şeyh M uzaffcrüddin Karamanî, Ak Şcmsed- din. Kara Şemseddin. Ak Bcdrcddin, Kızılca Bedred- din'dir.

Bildiğimiz eserleri şunlardır: a) Şcrhu Hadisi'l- Erbani (Kırk Hadis şerhi), b ) Risâlctü'z Z ikr (Zikir Risalesi), c) Silâhül-Müridin.

sûrdu.

Hac dönüşünde Solsafıllı N adı ile Ankara'ya yerleşti vc halkı iı O günlerde kayseri'de o

Referanslar

Benzer Belgeler

Cumhuriyet öncesi döneme tarihlenen bir diğer çalışma Serkan TUNA tarafından Türk kadınının seçim hakkının tarihçesine değiniyor.. Tuna, Son Osmanlı

Çocuğu  olmayan  çiftler  öteden  beri  yatır,  türbe  ve  sahte  şeyhler  için  önemli  bir  gelir  kapısıdır.  Piypal  Vala  Talab  adlı  hikâyede 

The distribution, morphology, and karyology of the genus Mesocricetus (Mammalia: Rodentia) in Turkey.. Contributions to the karyology and taxonomy of Spalax

Allozyme Variations and Genetic Differentiation in Mesocricetus brandti Nehring, 1898 and Mesocricetus auratus (Waterhouse, 1839) (Mammalia: Rodentia). Reproductive

Bu makalede anlatıldığı üzere, İznik tarih boyunca Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı kültürünü içinde barındıran önemli bir kenttir. Aynı

Özellikle alt protezlerde retansiyon önem taşıdığı için, çevre dokuların fonksiyonel hareketlerine engel olmayacak nötral alana dişleri dizmek, balanslı bir

Vücutlarla birlikte mahfolup gidecektir.» O zamanlar bu hamamı g ö r d ü ğ ü m vakit, henüz Türkiye hakkında hiç bir şey bilmiyordum, fakat her halde Kanuni Süleyman

Diğer güzel sanat kollar arasında yüksek bir sanat atmosferi içinde, ahenkli bir şekilde çalışan Akademiye memleket mimarlığında yapmakta oldu- ğu görevle ölçülü bir