^ Oy\k
Münevver
AYA
m iidür60,man^'1t biÎ ' ma yaprak dükü-’ ,
kültürlü ş a h s i y e t le r ^ ' b i ^ b u ^ ™
den îSçliiIer. Aşa. ıdaJ ^
»
* 1 « .
-«İnSuÇ
“ Vah ° bjektİf
ola«k
ela
I
İ
çlerinde en az bilinen, ta nınan, en az “popüler” olan izzet Melih beydi. Halbuki İzzet Melih Beyin de bir zaman» lar, edebiyat âlemimize olduğu gibi sanat hareketlerimize de iş tiraki vardı. Uzun müddet, ve pek genç yaşında, Devletin teke li olmadan, fransızların “ Régie" si iken, tütün inhisarında transız müdür mösyö ‘‘Veyl’’ yanında Türk müdürlüğü etmiş ve bu su., retle ecnebi malî ve İktisadî âle miyle teması olmuş, zanneder sem, aynı müessesede müfettişlik eden Uşakkızade Ziya bejle de beraber bulunmuştu. Memlekette edebî yazılar yazar, sanat hare, ketlerine İştirak ettiği gibi mem leket dışında, bilhassa Pariste pek çok tanıdığı olan, eski tâbirle "kesirül — ahbab bir Zat idi. Ga liba "Tezatlar” isminde bir roma m da vardı- Vaktiyle kendisine ‘ ‘bahtiyar adam” diye pek çok in. sanlar gıpta ettiği gibi, çekeme yen, sevmeyen “ Levanten, tatlısu türkü” diyenler de vardı- Ben kendisini ilk defa Romada “ Alber go Palazzo’’ isminde Romanı^ en şık, en güzel otelinde gör üm- (evvelce Celâl Nuri beyin haremi olan) haremi hasta odasında idi- İzzet Melih bey kızı Remide ile yalnız yemek salonunda yemek yiyordu. Romadaki yemek salo nunda, hem kendisi, hem kızı 40 senedir özenip de daha olamadığı mız kadar Avrupai idiler. Sonra çok ahbaplık ettik. Pek iyi fran. sizca ve rumca bilir; türkçesi de kuvvetli idi. Kendisini sen id im , zira hayatının yüksek ve yüksek olmayan dalgalı zamanlarında gördüm, hiç değişmez, nazik, ter biyeli, neşeli ve hoşkonuşurdu. Ve frenklerin "d ’humeur égal” oedik 1er! hep aynı "halde” olan bir zat idi. Birinci hanımından ayrıldık tan sonnai, pek parlak bir izdivâçyaptı-Kendisinden çok çok genç Adada Şakir Paşanın çok güzel kızı Fahrünnisa hanımla evlendi (Ressam Prenses Fahrünnisa Zeyd)- İki çocukları oldu biri P a. riste ressam Nejat, diğeri de İs tanbul’un daha iyi tanıdığı, tiyat roya intisab eden Şirin E ;. i lm İkinci aynlığınd- ı sonra, b'r \aM
det bekâr Kaldı, sonra veıa, sev gi ve iyi zevcelik nümpnesyolan Fatma Hanımefendi ile evlendi. Nihayet yerine konamıyacak, bir Osmanlı örneği İzzet Melih bey de uzun süren hastalıklardan sonra, sevgi ve ihtimam içinde 1966 senesinde gözlerini bu fâni dünyaya kapadı.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi