• Sonuç bulunamadı

Duyfu Aykal, hep en iyiyi arayanlardandı:yaşam serüveni sonsuz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Duyfu Aykal, hep en iyiyi arayanlardandı:yaşam serüveni sonsuz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-YAŞAM

7^

/S OCAK 1988

D uygu A y kal, hep “en

iyiyi

arayanlardandı

Yaşam serüveni sonsuz

Duygu’nun amacı, sanatında evrenseli

yakalamaktı. îki yıl önce geleceğe yönelik

tasarılarını şöyle anlatıyordu: “Fırsat bulursam,

kendimi köşeye sıkıştırmak, tartmak,

kurcalamak amacındayım. Çünkü gelişmenin

sonu yok ve kendimi, kendi çapımda sonuna

dek aşabilme umudundayım Bunlar, “en

iyi”nin peşinde olanların sözleridir.

N E C D E T U Ğ U R _________ — Duygu Aykal aramızdan ayrı­ lıyor. Onu hep birlikte uğurluyoruz. Kimlerdir onu uğurlayanlar? Yakın­ ları, dostlan, arkadaşları mı? Hayır. Duygu sevgi üretir, coşku üretir, gü­ zellik üretir ve bunları dağıtırdı; is­ teyene güle oynaya, istemeyene sabır­ la, inatla. Duygu alıcı değil, vericiy­ di; karşılıksız, hesapsız, katıksız, en iyisinden verici. Kimler mi uğurla­ yanlar? Yıllar boyu aldıklarına kar­ şılık gönül borcunu ödemeye ge­ lenler.

Duygu’nun yaşamöyküsü, yapıtla­ rının adlarında yazılıdır: “İnsan, İn­

san”, “Biz, Siz, Onlar”, “Oluşum”, "Çoğul”, “İnsan Kıran”, “Sanat Uzun, Yaşam Kısa”, “Bulutlar Nereye Gider?”

Duygu bir gazetedeki ankete ver­ diği yanıtta kendisini anlatmıştı. Ona göre en büyük mutsuzluk baskı al­ tında olmak, en büyük mutluluk coş­ maktır. Aklına koyduğunu yapmak kendisinin başlıca karakter özelliği­ dir. Yaşam ilkesi, kapasitesini sonu­ na kadar kullanmaktır.

Duygu’nun amacı, sanatında ev­ renseli yakalamaktı. Bunun için ha­ zırdı, pahasını ödemişti, yer yer ya­ kalamıştı da. Şimdi en büyüğe oynu­ yordu. İki yıl önce, yurtdışında ver­ diği bir demeçte, geleceğe yönelik planlarım şöyle anlatıyordu: “Fırsat

bulursam, bu sınırsız çalışma olanak­ larıyla kendimi köşeye sıkıştırmak, tartmak, kurcalamak amacındayım... Bu olanak doğarsa benim için büyük bir aşama olacak. Çünkü gelişmenin sonu yok ve kendimi, kendi çapım­ da sonuna dek aşabilme umudunda­ yım.”

Bunlar “en iyi”nin peşinde

olan-l o r ı n crt'7İi»riH tr “ F n iw iM« î K n v aIHo

Yıllar önce Devlet Halk Dansları Topluluğu Sanat Yönetmenliği’ne Duygu getirilmişti. Duygu araştırdı, inceleme yaptı. Oyun figürlerini, kos­ tümleri, müziği değiştirmeksizin halk danslarına, sahne sanatının, balenin estetiğini verdi. Sonuç büyük bir ba­ şarıydı. Halk dansları, halkın sevgi­ lisi olmuştu.

Dış dünyanın çeşitli kentlerinden yükselen alkışlarda, kazanılan altın

çırpınıp dururuz. Oysa yaşamın bir tek gerçeği vardır. O da yaşanılan anın, yaşanmakta olanın bilincinde olmak; çevremizdeki ışığın, rengin, sesin tadına varmak; varoluşun sevin­ cini duymaktır.

öteki yaratıklara göre en büyük üstünlüğümüz budur. Onlar varol­ duklarını bilmeden varolurlar, biz bi­ lerek, yaşayarak var oluruz. Ama ge­ nellikle, dünle bugün arasında sıkı­ şıp kaldığımız için pek azımız bu ola­ ğanüstü ayrıcalıktan yararlanabiliyor. Arada sırada da olsa içimizden bu ayrıcalığı güzel kullananlar çıkıyor. Şimdi Duygu’yu anımsayınız. Sanki yalnız kendisine özgü imiş gibi bu ay­ rıcalığı, bir başka deyimle “gerçek

insan” olmayı ne doğal ne tatlı

taşırdı.

Ne var ki yaşam sürekli bir tüke­ nişin serüveni gibi. Yaşananlar bir da­ ha yaşanmıyor. Acaba bu tükenişin.

. . X - ' - . T- J « ; v . u u

kendini zorlayanlar yaratıyor. Çağ­ daş Türk bale sanatının yaratıcısı sev­ gili Duygu, bilmem seni ne zaman aşabileceğiz?

Yıllardır ulusal bir övüncümüz var:

“Türk Halk Dansları Topluluğu” dış

ülkelerde nereye gitse birinci oluyor. Halk danslarımız nasıl oldu da bir­ den Batı dünyasının bunca işlenmiş halk danslarım gölgede bırakıverdi? Onlara, sessiz sedasız, Duygu’nun eli değmişti.

SEV6İ VE COŞKU ÜRETMEK — Duygu Aykal, sevgi üretir, coşku üretir, gü­ zellik üretir ve bunları dağıtırdı. Bir ankete verdiği yanıtta, kendisi için en büyük mutluluğun coşmak olduğunu söylemişti.

madalyalarda, Duygu’nun payı var­ dır. Yurdumuzun çeşitli yerlerinde, okullarda yapılan folklor gösterile­ rinde Duygu’nun payı vardır. Bugü­ ne kadar adını anmadık. Hiç olmaz­ sa bundan sonra adına selam gönde­ relim. Geleneğimizde var bu.

Düşüncelerimiz, düşlerimiz hep yaşam üstünedir. Geçmişteki yaşan­ tımızın tortuları ile gelecekteki yaşan­ tımızın kuşku ve umutları arasında

bu bitişin sonrasında ne var? Bu so­ ru insana sorulm am ak insanın ay­ rıcalığı varoluşunun bilincinde olma­ sı. “Yok oluş” insan bilincinin dışın­ da, “yok oluş” insan dünyasının bir parçası değil. Ama bu soru mutlaka sorulacaksa insanın vereceği yanıt bellidir: “Bizim yaşam serüvenimiz­

de son yoktur.”

Duygu’yu, toplumumuzun bu yüz akını, uzun bir yolculuğa uğurlar gibiyiz.

Olimpiyatta

sanat

Kültür Servisi13-28 şubat günleri arasında Calgary’de düzenlenecek olan Kış Olimpiyatları, aynı zamanda bir Olimpiyat Sanat Şeni iği’ne sahne olacak. 23 ocak - 28 şubat günleri arasında gerçekleştirilecek olan sanat şenliğinde 600’ü aşkın gösteri ve sergi yer alacak. Açılış gecesinde, Kanada doğumlu ünlü piyanist Oscar Peterson, Calgary Filarmoni Orkestrası eşliğinde, kendi bestesi

"Olimpik Caz Süiti”ni seslendirecek. Peter Brook, Üniversite Tiyatrosu ’nda “Carmen’in TragedyasT’nı sahnelerken, Juilliard Yaylı Çalgılar dörtlüsü de Jack Singer Konser Salonu ’nda bir konser verecek. Olimpiyat Sanat Şenliği kapsamında bir de Olimpiyat Film Festivali düzenlenecek.

Petrol-lş

“Grevlerdi

sahneleyecek

İSTANBUL (AA)Petrol-lş Sendikası, geçen yıl 10 bin üyesi ile 63 işyerinde başlattığı grevleri konu alan bir oyun hazırlıyor. Petrol-lş üyesi işçilerinin rol alacağı oyun mayıs ayında sahneye

konulacak. Sendikadan verilen bilgiye göre, geçen kış günlerinde başlatılarak üç ayı aşkın bir süre yürütülen grevlerle ilgili oyun çalışmaları sendika genel merkezince yönlendiriliyor. Petrol-lş

Sendikası İstanbul Şubesi'ne bağlı üyelerin rol alacağı oyunun kadrosunun, elemeyi kazanan 15 kişiyle

sınırlandırıldığı bildirildi.

Michael Jackson

dorukta

Kültür ServisiAmerikalı pop şarkıcısı Michael Jackson ’ın uzun bir aradan sonra çıkardığı son albümü

“Bad”, yirmi üç ülkenin listelerinde başı çekiyor, ö te yandan Michael Jackson’ın 23 şubatta tek başına bir ABD turnesine çıkacağı ve turneyi Missouri eyaletindeki Kansas kentinden başlatacağı açıklandı. Michael Jackson, daha sonra da, Londra’da son bulacak bir A vrupa turnesi tncnrlıvor. Jack*'.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nâzım 10 Eylül 1959'da Rusça kaleme aldığı vasiyetnamesinde, en değerli mirası olan eserlerinin telif hakkının üçte ikisini karım Münevver ve oğlum Mehmet'e diyerek

İzmir’den o gün gelen frigoffig kamyonlarla gelen kazandibi ve aşurelerimizi yedikten sonra Ramazan Bey’e veda ederek istiklal Caddesi’nin kalabalığına

Kocası, daha karısının ce­ nazesi kalkmadan, onun yerini al­ mağa hazırlanan bir arkadaşile, bo­ zulan işlerini düzeltmek için yeni bir Ankara seyahatine

«Hayatımızda bütün faaliyetimiz, memleket işle­ rinde keyfî, müstebitçe hareket edenlere karşı mü­ cadele ile geçmiştir» diyen Atatürk, en kutsal

Hayat hikâyesini 1970'de yayımladığı "Yakın Tarihte Gördüklerim, Geçir­ diklerim" isimli dört ciltlik

Vaktile, benim de kalem yar­ dımımla milliyetçi “Turan,, gazete­ sini çıkarmış olan Zekeriya Beyin Türk ordusunu, Türk milliyetper­ verlerini ve Türk

Üzerinde her şeyden ziyade durmak istediğim nokta, Nasuhi Baydar’ın bu tercümesinde her satır ve parçanın aynen ve tamamen lisanımıza nakledilmemiş

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil