• Sonuç bulunamadı

[Haldun Taner'in başlığını koyamadığı ve düzeltemediği son köşe yazısı]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Haldun Taner'in başlığını koyamadığı ve düzeltemediği son köşe yazısı]"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HER

H A FT A

C :t

4. H a f t a

5. H a f t a

-T 7- T ı r ı r f j

---- --

---R a m a m ı*

Kadiri Evliyalar

ilgiyle okuyacağınız bir yazı dizisi • Türkiye'de

Mezhepler ve Tarikatlar

Ahmet Cüner ve Hakkı Karadeniz’in araştırması

• Semih Poroy un hazırladığı resimli

RAMAZAN FIKRALARI

! • Ramazan manileri

" ^

Cum artesiye

M i l l i y e t t e

Haldun Taner'i

r r ı v r ^

î t t i

Irak’ta sıkıştırılan Apo, Suriye ve Lübnan’da yeni eğitim üsleri kurdu

l a z k î v e

'

d e

:

Damarkshıı, As Salam, iccan,

Sanawbar, Hememin, Ceble, Kırdaha

ş a m 'o a:

Yalıfur, Hamuriye, Kaslon,

Yarmud, Muhayyeri Yelda, Karaname

L

ü b n a n

'

d a

:

Barlias (PKK'nfn yeni merkezi)

Dağılmaya yüz tutan ve sayıları 2 bin 700'e

kadar inen PKK m ilitanlarına moral ver­

mek için Abdullah öcalan'ın kadro eğitim

çalışmalarına bizzat katıldığı bildirildi

%

Taner, önceki gün

aniden rahatsızla

narak kaldırıldığı

Haydarpaşa Goğus

Cerrahisi Hastane

si nde sabaha kar

, şı 71 yaşında oldu

O

Y a z a rım ız , T ü rk

ö y k ü , t i y a t r o

g ü lm e c e e d e b i

y a tın ırfs a y g ın is

m iH a ld u n îa n e r

y a rın , T e ş v ik iy e

C am ii n d e k ılın a

c a k ö ğ le n a m a

z in d a n s o n ra

K ü p lü ce M e z a riı

ğ ı'n d a t o p r a ğ a

v e rile c e k

• Haberi 11. sayfada TANER ’in ardından SANAT köşesinde

Evren

başsağlığı

diledi

4 1

C u m h u rb a ş k a n ı,

w gazetem iz yazarı

H aldun T a n e r'in

ö lüm ü nden d u y­

d uğ u ü z ü n tü y ü

b e lirtti

( __HABERİ 11 SAYFADA ~T

1

I

Türk e d e b iy a tı ve tiy a tro s u n u n sa y g ın is im le rin d e n , g a z e te m iz yazarı H a ld u n T a n e r’in ö lü m ü , s a n a t ç e v ­ re le rin d e ve k a m u o y u n d a d e rin ü zü n tü y e y o l a ç tı...

71

i

k

C

1

h

t

1

L oir Alman gazeteci grubu şehrimize gelmiş. Çeşitli konu­ larda röportajlar yapıyorlar. Kski beyoglu üzerindeki görüşleri­ mi almak için bana da başvurdular, nir zamanlar yok olmasını ön­ lemek için bir savaşım verdiğim hariciz lokalinin sahibinden izin almışlar, du tarihi lokalde ayak üstü buluştuk. Beyoglunun orta­ sında yıllardır unutulmuşluga terkedilmiş Karkiz'i açtırmışlar. Bekiz yılın birikimi toz toprak içinde, onlara eski Beyoğlu ve

tarihi hakkında len»ır»karken duvarda ilkbaharı ve

sonbaha-Son yazısına başlık koyamadı

G a z e te m iz k ö ş e yazarı H a l­ dun Taner, son y a z ıs ın ı p a za r g ü n ü y a y ın la n m a k ü ze re M illiy e t iç in y a z m ış tı. N e var ki ünlü yazarı ö lü m e g ö tü re n ra h a ts ızlığ ı ö y le s in e a n id e n g e ld i ki, Taner, y a zı­ s ın a b a ş lık k o y a m a d a n h a s ta n e y e k a ld ırılm a k zo ru n d a k a ld ı. T a n e r’in b a ş lık lay a - m a d iğ i ve d ü z e lte m e d iğ i s on y a z ıs ın ı, b u g ü n k e n d i s ü tu n u n d a y a y ın lıyo ru z...

K a m p t a

" d e n e t l e m e

" Lübnan'daki PKK eğitim kampları, sık sık “A p o b ıu n “ d e n e tle m e ’’lerine sahne oluyor. A bdullah Öcalan’ın, özel­ likle “k a d ro B ğ itim i” n e önem verdiği belirtiliyor. A po, Lübnan’daki kamp­ lardan birinle, PKK militanlarını “ te ftiş ” ederken (üstte sağda)... Lübnan'ın Barlias kasabasında, “ N e v ru z” bayramı, bu görüntü içerisinde kutlandı... Duvarlarda, başta “ih a n e t ş e b e k e s in in elebaşısı Abdullah Ö calan (Apo) ol­ mak üzera PKK liderlerinin resimleri asılıydı... “ Nevruz” kutlaması, bir PKK

“gövde g 6 s te ris i’’n e dönüştürüldü.

f e r e ,

Sovyet uşak gemisi iie ilgili görüşünü

m

H

B U G Ü N

HALDUN TANER İÇİN

A N T A L Y A

--’ ALDUN Taner--’i ilk kez, biz bir ortaokul öğren­

mişiyken, “ Varlık Yayınları”nın kitaplaştırdığı

hikâyelerim okuyarak tanımıştık. Taner’in, ga­

rip, çarpıcı, kara mizaha dönük bir bakış açısı vardı

dünyaya. ‘‘Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu” ve “On-

ikiye Beş Var”la başlayan Haldun Taner tutkumuz,

onun yazdığı ve ustaca sahnelenen epik oyunlar ile, ar­

tarak devam etti. Aradan yıllar geçmişti ve Haldun Ta­

ner’le birlikte Babıali Yokuşu ’nu biz de tırmanır

olmuştuk. Artık onunla, mesela ‘‘Keşanlı AIi”ninper­

de arasında, sohbet de edebiliyorduk.

Haldun Taner’in bir okuru olarak, onun tadına

varmamak mümkün değildir.

Hikâyelerinde, Saroyan’la O ’Henry’nin sıcaklığı­

nı, Ingiliz yazar Arnoid Dah/’ın çarpıcı ve ürkütücü

finallerini, Stefan Zvveig’in insan ruhunu irdeleyen yo ­

rumculuğunu ve Ömer Seyfettin’le başlayan Türk göz­

lüğü ile dünyaya bakış açısını bulabilirsiniz.

Heidelberg’de tamamladığı eğitim, ona hem Batı ve

özellikle Germen insanım yakından tanımak imkânı

vermiştir, hem de Türk insanının ve edebiyatının, çok

bilinçli bir değerlendiricisi olmuştur Taner.

Hikâyelerim okurken, Alman insanının çizmeye

olan tutkunluğundan yararlanan Türk gencinin çap­

kınca hınzırlıklarım, sanki birlikte yaşarsınız.

Haldun Taner’in okuru değil de, aynı gazetede ça­

lışan bir meslektaşı olarak, ölüm haberi, daha da fa z­

la yakar yüreğinizi. Gözünüzün önüne, bir daha

göremeyeceğinizi bildiğiniz bir beyefendinin, unutama­

yacağınız hayali gelir. Koltuğunun altında fermuarlı

çantası, başında beresi ve daima gülümseyen yüzüyle,

gerçek bir beyefendidir o. Beraber yaptığınız bir A ti­

na seyahatini hatırlarsınız... Pasaportuna vize vurdur­

maya ve cebine döviz koymaya gerek görmeden,

Kadıköy vapuru ile Karaköy’e geçermişçesine, Yeşil­

k ö y’e gelip Atina’ya gitmeyi tasarlayan ve üstelik bu­

nu yapan bir edebiyatçıyı düşünürsünüz.

En son geçen hafta, mürettiphanede beraberdik.

O da bizim gibi, sayfa üzerindeki kendi yazısına son

bir kez daha, basıma gitmeden önce göz atıyordu.

~ “Ah Haldun Bey... Bizim evde bir toplanabU-

sek ne iyi olur. Size hâlâ bir yemek borçluyuz” de­

miştik.

O da gülümsemiş,

— ''Nasıl olsa toplanırız” demişti.

Milliyet’in kaybı çok büyüktür. Haldun Taner tir­

yakisi olan edebiyatseverlerin kaybı ise ölçüsüzdür.

•Kremlin Boğazlardan geçemez?

| İ

(

I

! İ

«

vivX İŞ:;:*!; 8$; si*:*

D e v le t Bakanı B arones Y o un g ,

L o rd la r Kam arası'nda y a p tığ ı ko ­

n uşm ada, S o v y e t uçak g e m is i

K re m iin ’in B o ğ a zla rd a n g e çm e ­

sinin M o n tre u x Sözleşm esi'ne ay­

kırı o ld u ğ u n u sö yle d i

Young, Türk H üküm eti nin, Sov-

y e tle r’in Boğazlar dan uçak ge­

misi geçirebileceği görüşünde ol­

duğunu söyledi

( HABERİ 7. SAYFADA )

M etin TOKER P a ris 'te n y a z ıy o r

Fransa’da şiddet eylemlerine karşı yeni dönem

Ermen/

terörüne

m

D A R B E

0 C um hurbaşkanı M itte rra n d ve Başbakan C hirac'ın T o kyo zirvesi dönüşü,

Fransa H ü kü m e ti, "H e r tü rlü te rö riz m e aralıksız ve en u fa k ta viz v e rilm e k ­

sizin savaşma" kararı v e rd i

2 0 0

m ily o n lu k

E m e l S ayın, kendisine düğün hediyesi olarak, otomobil ve yat hediye eden sevgilisi Amerikalı işadamı D avid Younes ile birlikte düğün öncesi balayı yaşamak için Kemer Tatil Köyü’ne gitti. “ M u tlu lu k ta n u ç u y o ru m , benim iç in D a v id ’

d e n k ıy m e tlis i y o k ” diyen E m e l S ayın , sevgilisi ile Antal­ ya’da 20 gün boyunca dinlenecek. Sanatçı, düğünleri­ nin de önümüzdeki Ağustos’ta olacağını söyledi. S ayın, dün 200 milyonluk yatına binerek bir süre gezinti yaptı...

M :

ü

ANAP'ın g iriş im in d e n so n ra DVPue Yazar

da

hızlandı

ITransfer varisi

# Bu karardan Fransa'­

da yüksek sesle yakı­

n a n la r, en b aşta

Erm enller oldu

M ş im d iy e kadar "m a ­

z u r g ö rü le b ile n te ­

rö ris tle r" arasında ye r

alan E rm eni te r ö r is t­

ler, bund a n b ö yle kar­

şılarında Fransız g ü ­

v e n lik g ü ç le rin i b u ­

lacak

( HABERİ

şTsAYFADA ~)

Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk T i c a r ^ A Tsı T ü rk Ticaret Bankası Türk Tica­ ret Bankası Türk Ticaret" l ^ f i M İ Ş K ' c a r e t Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret B a n i m ® H Bankası Tiırk Ticaret Ban­ kası Türk Ticaret Bankası m ^ g ^ f a n k a s ı Türk Ticaret Bankası 1 ürk Ticaret Bankası Türk İ ^ ^ M Ö f f a s ı Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Tica­ ret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret

M E H M E T B A R L A S

ırak, T a h ra n ı

b o m b a la d ı

İran, ira k'ın sivil ye rle şim m e rk e z le rin e saldırdığını id ­

dia ederek, uluslararası kuruluşlara başvuracağını açık­

ladı. Irak ise, Tahran’daki askeri h e d e fle ri v u rd u k la rın ı

id d ia e tti

h a b e rİ

5.

s a y f a d a

P Bağımsız 93 m ille tv e k ilin d e n 18 i,

b u g ü n d ü zen le n e ce k b ir tö re n le

ANAP'a g irecek. B öylece ANAP'ın

Meclis te k i sandalye sayısı 224’e

yükselecek ç~

haber

İ

12 sayfada

" )

0 1 Deprem bölgesinden şikâyetler var

Yardım dağıtımı

aksıyor

( HABERİ 6. SAYFADA )

05555

^

A

d

P R A T İK Y A B A N C I

D it S E T L E R İ

Bankası Türk Ticaret kası Türk Ticaret Bat Türk Ticaret Bankası Ticaret Bankası Türk ret Bankası Türk Ti< Bankası Türk Ticare kası Tiirk Ticaret B; Türk Ticaret Banka: Ticaret Bankası Tür ret Bankası Türk T Bankası Türk Ticat

kası Türk ticaret Bankası Türk

■ikası Türk Ticaret Ban- ı Türk Ticaret Bankası k Ticaret Bankası Türk ret Bankası Türk Tica- Bankası Türk Ticaret sası T iirk Ticaret Ban- Türk Ticaret Bankası Ticaret Bankası Türk et Bankası Türk Tica- Bankası Türk Ticaret ası Türk Ticaret Batı- icarct Bankası Türk Ticaret Bankası

73

y ıU t

tecrübe

I ürk ricaret Bankası Fıırk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk ticaret Bankası Fıırk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Tica­ ret Bankası Fıırk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Türk Ticaret Bankası Fıırk licaret Bankası Türk Ficaret Bankası Fiirk Ticaret

Ban-s ır * * j m n m Ban-s j a M Ban-s

»

r « ! ■ I I ; f ı « »5 i Ba

(2)

Haldun

B

şitli konularda röportajlar yapıyorlar. Eski Beyoğ­İR Alman gazeteci grubu, şehrimize gelmiş. Çe­ lu üzerindeki görüşlerimi almak için bana da baş­ vurdular. Bir zamanlar yok olmasını önlemek için bir sa­ vaşım verdiğim Markiz lokalinin sahibinden izin almışlar. Bu tarihi lokalde ayak üstü buluştuk. Beyoğ- iu’nun ortasında yıllardır unutulmuşluğa terk edilmiş Markiz’i açtırmışlar. Sekiz yılın birikimi toz toprak için­ de, onlara eski Beyoğlu ve tarihi hakkında bilgiler sıra­ larken, duvarda ilkbaharı ve sonbaharı tasvir eden Bel Epoque duvar fayansları ve Mazhar Remor’un vitrayla­ rı da melul, mahzun bizi dinliyorlardı.

B

İR şehrin manevi topografyasında zengin gele­nekli kahvelerin yeri ve rolü büyüktür. Paris’i Paris yapan Sorbonne olduğu kadar da Café des deux Magots’dur. Café de Dome’dur. Gloserie de Lilas’ dır. Berlin denince akla Café des Westens, Café Kranz- ler, Café Möhring gelir. Viyana hemen Café Dehmel’i çağnşımlatır. Roma deseniz, Corso’daki Café Aragno, Café Strego akla gelir.

Kahveler ve aydınlar üzerinde bir araştırma yapmak niyetini bildirdiğinde, rahmetli dostum Tahir Alangu’- ya, Kahvelerde Yazarlar adlı eserinden esinlenmesi için mevcudu tükenmiş bu eserin bir nüs­ hasını vermiştim. Kısmet olup bu araştırmasını bitire­ medi. Belki başlamadı da. Buna karşılık dostumuz Salah Birsel, kendine özgü esprili üslubu ile bizim Beyoğlu kahvelerini, Ah Beyoğlu vah Beyoğlu ve Kahveler kitap­ larında anlattı.

B

İZİM eski kıraathaneler Batı’daki kahvelerin iş­levini pek görmezlerdi. Oraya daha çok boş gezenin boş kalfası emekliler ya da ağır başlı or­ ta yaşlılar doluşurdu. Biz yaştakiler, Vardar Kıraathane­ si ni, İkbal’i, Direklerarası’ndaki diğer ünlü çayhane ve is.jthaneleri hatırlarlar. Bunlar, içinde gazete hariç, kı­ raatle hiç ilgisi olmayan tavla, domino, pişpirik oyna­ tan, nargile içilip tespih çekilen, dedikodu yapılan, duman ortasında vakit öldürülen yerlerdi.

Bizde, Avrupa üslubunda Cafö’lerin ilki Markiz’in, bugünkü yerinde açılan Lebon Pastanesi’dir. Fransız Sefiri Kebir i General Sebastiani ile birlikte İstanbul’a gelen Edouard Lebon, daha sonra emrinde çalıştığı Se­ bastiani ülkesine dönünce, onunla gitmeyip İstanbul' da kalmış, burada yerleşmiş ve çoluk çocuk sahibi olmuştu. Lebon Pastanesi o zamanın yabancı delegas­ yonlarının, Pera azınlık kibarlarının ve Avrupa özentisi Türk aydınlarının buluşma yeri olmuştu. Şehrimize tur­ neye geien Sarah Bernard gibi, Mounet-Sulluy gibi ün­ lü aktörlerin de bu pastanede kahvaltı ettikleri bilinirdi. Namık Kemal, Şinasi Efendi, Paris yıllannın hasretini burada kahve içerek, Fransızca gazete okuyarak gide­ rirlerdi.

Eski Beyoğiu’nun unutulmaz kişilerinden olan Ave- dis çifti, burayı daha sonra Markiz olarak sürdürdüler. Lokal, yine devrin ünlülerini, yazarlarını toplar oldu. Da­ ha sonra mal sahibinin Avedis Efendl’yi çıkarması ile Markiz kapandı.

Alman gazetecilerin buluşma vesilesiyle bütün anı­ lar yeniden canlandı.

Bir kente ruhunu veren, prestijini veren kolos halin­ deki yapılar, yalıları yıktırıp açılan alanlar değil, böyle kimlikli, gelenekli, yaşanmışlıktı odaklardır.

Belediye Başkanımızın enerjisini, kararlılığını ve İs­ tanbul sevgisini takdirle İzliyoruz. Ama, yıkmak kadar eskiyi muhafaza da bir belediye başkanının borcudur. Tünel’den Galatasaray’a kadarki Beyoğlu, bir zamanlar kültüre! bakımdan da en civcivli bir cadde idi. Şimdi bu caddede, eski Markiz kaderine bırakılmış, toz toprak içinde yatıyor. Ötede, Muammer Karaca Tiyatrosu, ye­ mekhane olmuş, hazin bir manzara arz ediyor. Bir si­ hirli elin, Beyoğlu'nun bu kısmını da tekrar eski prestijine kavuşturması o kadar güç mü acaba?

(Haldun Taner’in başlığını koyam adığı ve düzeltem ediği

son köşe yazısı)

B U G U N K U

n & D V O J P R O G R A M • H A B E R

Türk işçilerinin Almanya’daki dramını yansıtan ünlü yazarı izleyeceğiz

Alman Ali

"32. G ü rd e

S

I

AZETEMİZİN dış politika

yazan ve Brüksel temsilcisi

Mehmet Ali Birand’ın, Ali

Kırca ile birlikte hazırlayıp sundu­

ğu “ 32. C.ün”de ağırlıklı olarak iş­

lenecek en önemli konulardan biri,

Almanya’daki Türk işçilerinin du­

rumunu konu alan röportaj. Bu bö­

lümde

Almanya

Başbakanı

Helmut Kohl ve “En Alttakiler”

adlı kitabın yazan “ Alman Ali”

olarak bilinen Günler Wallraff ile

röportaj yapılacak. İkinci ağırlıklı

konu ise Libya-Amerika ilişkileri.

Rekor kıran kitap

Almanya’da Türk işçisi kılığına

girerek iki yıl en kötü koşullar al­

tında yaşayan, en tehlikeli işlerde

kaçak olarak çalışan ve daha sonra

Almanya’da ve dünyada büyük

yankı uyandıran “ En Alttakiler”

adlı kitabını yazan Günter Wallraff,

“32. Gün”de Mehmet Ali Birand’la

söyleşecek.

MİLLİYET’te daha önce yazı

dizisi olarak yayınlanan “ En All-

takiler”in yazan Wallraff, kitabı

için nasıl kılık değiştirdiğini, ne gi­

bi olaylar yaşadığını anlatacak.

Bazı Alman işverenlerinin ya­

bancı işçi istismannı belgeleyen ve

Alman Ali adıyla tanınan Wallraff’

m kitabı, Almanya’da çok kısa sü­

re içinde 2 milyondan fazla satarak

büyük bir rekor kırdı. Bir ay önce

de Fransızca’ya çevrilen kitap, dört

hafta içinde birkaç baskı birden yap­

tı. Türkçe olarak Almanya’da da

yayınlanan ve geliri, Türk işçi ço­

cuklarının Türkçe ve Almanca’yı iyi

öğrenerek iki lisanlı yetişmelerine

katkıda bulunmak amacıyla kuru­

lan Günter Wallraff Vakfi’na bağış­

lanan “ En Alttaküer” , Türkiye’de

de yayınlandı.

“ 32. Gün” de Türk işçilerinin

durumu hakkında Almanya Başba­

kanı Helmut Kohl’un görüşleri de

alınacak.

Kaddafi’yle söyleşi

Programda Libya-Amerika iliş­

kileri ve olayları bütün boyutlarıy­

la ele almıyor ve bir Alman hanım

gazetecinin Libya lideri Kaddafi’yle

yapmış olduğu söyleşi ekrana

geliyor.

Bu arada programda İstanbul’

da Türk-Amerikan ilişkileri üzeri­

ne düzenlenen seminerlere katılan

bazı profesörlerin de görüşlerine yeT

veriliyor.

Programda yer alacak olan öteki

konular da şöyle sıralanıyor: Wes­

tern filmlerinin ünlü yıldızı Clint

Eastwood’un Amerika’da belediye

başkanı seçilmesi, Amerika’nın pat­

layan füzesi Titan, NASA’mn ku­

ruluş yıldönümü ve Norveç’te ya­

pılan Eurovision Şarkı Yarışması...

Mehmet Ali Birand (solda)ın Almanya’da Türk işçisi kılığına girerek iki yıl en kötü koşullar altında yaşayan, en tehlikeli işlerde kaçak olarak çalışan ve daha sonra Almanya’da ve dünyada büyük yankılar uyandıran “ En Alttakiler” adlı kitabım yazan Günter W?lltaff ile yaptığı röportaj “ 32. Gün” programında ekrana gelecek (Üstte) Gazetemizde daha önce yazı dizisi

olarak yayınlanan Günter Wallraff’ın “ En Alttakiler” adlı kitabı Almanya'da çok kısa süre içinde 2 milyondan fazla satarak büyük bir rekor kırdı.

18.45

D é g ro ssi s o k a ğ ı Ç o cu k la rı

Çocuklar için yeni bir dizi ekrana geliyor

Dürüstlüğün odulu

EÇEN hafta yayını sona eren “ Süper Nine” adlı

dizinin yerine bu akşamdan itibaren çocuklar için

“ Degrassi Sokağı Çocukları” adlı yeni bir dizinin

yayınma başlanıyor.

Amy Jo Cooper'ın yazdığı Frank Morrone’un yönet­

tiği dizi Kanada yapımı ve 13 bölüm... Dizide Cookie

(Dawn Harrison), Ida (Zve Newman), Noel (Peter Duck­

worth Dilkington) ve Fred (Allan Melusi) adlı iki kız, iki

erkek, dört arkadaşın başından geçenler konu ediliyor,

ilk bölümün konusu

Dizinin bu akşam izleyeceğimiz ilk bölümde olaylar şöy­

le gelişiyor:

Ida, tavan arasında bulduğu eski bir kamerayla, çöp­

leri konu alan bir film çeker. O sırada bir film yarışması

açılır. Ida da çektiği filmle katılır. Ama jüri, filmin konu­

sunu yanlış anlar ve küçük km birinciliğe layık görür.

Ida yanlış anlaşıldığını belirterek ödülü almak istemez.

Ancak onun bu dürüst davranışı karşısında jüri herşeye

rağmen ödülü ona verir.

Ida (Zve Newman) dürüstlüğü sayesinde hak- etmediğl halde film yarışmasının birincilik ödülünü alıyor...

10.00

AÇILIŞ

HANIMLAR SİZİN İÇİN

P rogram da g e n ç lik ç ağı ve b u n a lım la rın a, kas gevşekliği konusuna, Trafik H a fta s ı’nda yapılan ç alışm alara, bir d e file d e n görü n tü le re ve Nevin G ö k e r'in resim s e rg is in e ye r ve rile c e k . M ü zik b ö lü m ü n d e ise A lp h a v ille, G ü zid e K asacı, Ba- nu, B ilge Şan ve T a lk T a lk to p lu lu ğ u e k ra n a gelecek.

12.00

KAPANIŞ

0

AÇILIŞ VE PROGRAM

AÇIK ÖĞRETİM

Í

18.301

■»mil

HABERLER

Î18.451 DEGRASSİ SOKAĞI

S ÇOCUKLARI

(A y rın tılı bilgi yanda) 1 9 .1 3

İNANÇ DÜNYASI

1 9 . 4 5

ÇOCUKLARLA BAŞBAŞA

TV'de

9

İME OLDU:

Müziksiz gece

• Semih KINAYMAN

H

ANIMLAR Sizin İçin” ğini korudu ğu gibi bazen d e flaş başarı g ra fi­ yayın d u ru m u n a geçiyor. Dün s a ­ bahki p ro g ram la n için y a p ım c ıla rın ı k ut­ larız.

• Derya Abla ç o c u k la ra ö ğ re tm e k is­ te d ik le rin i ta tlılık la o kad ar güzel ile tiy o r ki, gerek kendisini gerekse işlediği konuy­ la İlgili çizgi film le rin i ze v k le izletiyor.

• H a b e rle r günün acılı o layını yerinde gö rü n tü le y e re k ve a ç ık la y ıc ı b ilg ile r vere­ rek üstü n e dü şen i yaptı.

Dün yayında bir de m üzik program ı o l­ saydı, her şey iyi d iy e b ilird ik .

S e y ir c i g ö ç ü y le

★ B ir s ü re d ir b izle re k u p a m a ç la rım iz le ­ m e im k â n ın ı veren T R T ’ye c andan te ş e k ­ kürler... D ün akşam d a K öln-R eal M adrid m a ç ın ı bü yü k bir h e y e c a n la izle d ik . B u n ­ dan sonraki m açların d a y a y ın la n m a s ın ı

d ile riz... Sedat Ozei-lstanbul

★ “ Deprem Kuşağı” adlı program da d e p ­ rem in nedenlerinin in celenm esi ve önem li bir d e p re m d e nelerin y a p ılm a s ı g e re k tiğ i­ nin a n la tılm a s ı çok yararlı b ir şey... Ö z e l­ lik le ö n e m li bir d e p re m kuşağı ü ze rin d e bulunan y u rdum uzda yaşayanların bu tü r b ilg ile re ih tiy a c ı var.

____ Mine Bahçıvan-istanbul g

HABERLER

HAVA DURUMU

0

32. GÜN

(A y rın tılı b ilg i yanda)

[2200^ DEVLET KLASİK TÜRK

MÜZİĞİ KOROSU

22.30

>--- s

(A y rın tılı

DÜNYA SİNEMALARINDAN

“ M. İMPARATORLUĞU”

bilgi yanda)

-

-

24.00 HABERLER

KAPANIŞ

R A D Y O L A R D A N

S E Ç M E L E R

T R T — I

- I I

05.00- Açılış program ve kısa haberler, 05.30- Şarkılar ve oyun havaları, 07.30- Haber­ ler, 07.40- Günün içinden, 09.40- Arkası yarın, 11.05- Okul radyosu, 12.10- Öğle üzeri, 13.15- Müzik, 15.05- Öğleden sonra, 16.05- Okul radyosu, 17.25- Saz eser­ leri, 19.00- Haberler ve olaylann içinden, 20.15- Ke­ nar, Günel’den şanklar, 21.30- Açık öğretim, 22.00- Be­ raber ve solo şarkılar, 23.00- Haberler, 23.15— Gece­ nin içinden, 00.55- Günün haberlerinden özetler, 01.00- Program ve kapanış, 01.05-05.00- Gece yayını.

07.00- Açılış ve program, 07.02- Solistlerden seçmeler, 07.30- Haberler, 08.00- İki so­ listten şarkılar, 09.00- Bircan Pullukçuoğiu’dan tür­ küler, 10.00- İnci Çayırlı’dan şarkılar, 11.00- Beraber ve solo şarkılar, 13.00- Haberler, 14.00- Türküler geçi­ di, 16.00- Çeşitli müzik, 18.00- Baksen Günaydın’ dan şarkılar, 19.00- Haberler ve olaylann içinden, 20.00- Erol Küçükyalçın’dan şarkılar, 20.15- Türkçe sözlü ha­ fif müzik, 21.30- Solistlerden birer şarkı, 23.15- Solist­ ler geçidi, 23.55- Perşembe konseri, 00.55- Program ve kapanış.

STEREO YAYINLAR

07.02- Hafif müzik, 07.30- Sa­ bah konseri, 08.00- Sabah için müzik, 09.00- Haberler, 0 9 .l t Müzikli dakikalar, 10.00- Müzik müzik müzik, 16.00- İki solistten türküler, 16.30- Solistler geçidi, 17.00- Ha­ berler, 17.12- Sîzler için, 18.00- Plak albümlerinden, 19.00- Haberler, 19.12- Caz panoraması, 19.45- Latin dünyasından, 20.15- Bir konser, 21.45- Hafif müzik, 22.00- Haberler, 22.12- Gecenin getirdikleri, 23.00- Ope­ ra sanatı.

T R T — III

22.00

Dunya Sinem alarından"

Mısır Sineması’ndan bir örnek

r r

nM im paratorluğu

B

Oynayanlar: Ahmet Mazhar, Devlet Ebyan, Leyla

Hamide / Yönetmen: Hüseyin Kemal

U gece, başrollerini Marcello Mastroianni ile

Sopbia Loren’in paylaştığı “ Kan Davası” ad­

lı filmi izleyecektik. Bu film denetime takılınca

onun yerini “ M İmparatorluğu” adlı Mısır filmi al­

dı.

Film,

M ona

ile

Muhammed’in

evlenmesiyle baş­

lıyor. Çiftin 6 çocukları oluyor, sonra “ baba” ölü­

yor. 6 çocukla dul kalan Mona, bir yandan çalışır­

ken, bir yandan da onlara tek başına bakmak zorun­

da kalıyor. Bir yandan parasal zorluklar, öte yandan

6 çocuğun sorunlarıyla tek tek ilgilenmenin güçlüğü,

genç kadını kısa sürede canından bezdiriyor. Derken

Mona’nın evliliği (ve üvey babayı çocuklara kabul et­

tirme meselesi) ortaya çılanca, iş biraz daha zorlaşıyor.

NOT: Mısır sinemasının, bizim için iki özeffip m . Bun­ lardan birisi Mısır sinemasının bir Türk tarafından kurnl-ması. (Vedat Örfi Bengü 1925’teMısu’a gidip ilkfilmyapım- evini kurmuş, ilk filmleri çevirmişti.) ikinci özelliği ise, şu:

İkinci Diinya Savaşı yıllarında birçok Mısır filmi Türkiye’ ye getirilmiş ve bunların çoğu (özellikle Nurülhüda Abdel- vahhap ile Ümmü Gülsüm’ün oynadığı şarkılı filmler) bir se­ yirci kesimi tarafından pek beğenilmişti.

Yeni Mısır sinemasında ise zaman zaman ilginç yapım­ lar görülüyor. Konusuyla tipik melodram özellikleri göste­ ren “ M İmparatorluğu” bir zamanlar pek içli-dışb olduğu­ muz, uzun süreden beri de iyice ayn düştüğümüz bir sine­ madan “ mutena bir örnek” olarak izlenebilir!

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

‘Zobu'nun ölümü büyük kayıp’ ► KÜLTÜR Bakanı Fikri Sağlar, Vasfi Rıza Zobu'nun ölümü nedeniyle yayınladığı mesajda, &#34;Tiyatromuza olduğu

Eğiklik 45 derece olsaydı 66°33’ olan kutup daireleri Ekvator’a yaklaşık 21,5 derece daha yaklaşırdı.. Güneş ışınlarının dik geleceği aralık da geniş- leyeceği

Bütün bunlar Azra Erhat'ı çağrıştırırdı kafamda Kitapları dışında kendisini tanıdıktan sonra Azra Erhat adıyla birlikte yaşama tutkusu, ortak çalışma

Dışarıdan, düş­ m anların idare ettikleri oyun ince ve şeytani idi: Bu oyuna, i- çeride paralan üzerine titre­ yenler, iktidar mevkiine susa­ yanlar, hasetler,

Bu, sa­ dece, geçmişe intikal eden itibarî bir zaman bölümünün hatırasına karşı değil, onunla beraber bizden uzaklaşan bir ömür devre­ sine, daha doğru

*\oğac!İar Camii Büyük ve nükteci Türk şairi Revani’nin camii ile Payzen Yusuf Paşanın Türbesi 30 metrelik cadde geçecek diye yıktırılmıştı.. Sonra

Yavuz; Selim, oğlu Süleymana gazap edip “öldürülmesi için Bostancı- başıya teslim etmiş, Bostancı- başı devletin hayrını isteyen bir adam olduğundan

arşivim bir günde yandı.» Bazan dalan, bazan dolan, bazan parlayan gözlerle acısı­ nı ve anılarını anlatan ressam Salih Acar’ın evinden, üzüntü­ sünü