• Sonuç bulunamadı

Çiçek Pasajı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çiçek Pasajı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

7 OCAK 1 9 9 9 PERŞEMBE

■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ M I

SOKAK 1 1

■ H M M H M H M l !

Küçükparmakkapı'yı Meşelik

Sokak'a bağlayan İpek Sokak,

Beyoğlu'nun küçük bir modeli

gibi. Çok farklı mekânlar bu

sokakta biraraya geliyor. İnternet

cafeden pavyona, berberden

muslukçuya, kitabevine kadar ne

ararsanız var. İş ve eğlence

merkezi olan sokakta, her gün İki

ayrı hayat yaşanıyor.

pek Sokak'ın trafiği, kapı

numaralarının aksi yönünde, sondan başa akıyor. Küçükparmakkapı'dan sola döner dönmez sokağın barlan tabelalarıyla karşılıyor sizi. Sabahın erken saatlerinde bir tek sol köşedeki Şahin Gıda açık. Geceyansına kadar da soğuk sandviçleri, sigara ve içkileriyle hizmet verecek. Sigarası bitenler, acıkan

ra

olarak biraz laflanacak.

Sağ köşenin bodrum katındaki "Nescafe" kahvesi saat 10-11 gibi açılıyor. Bu bina sokağın en eskisi Hotel Bonn’a ait. 20 yıllık müşterileriyle ünlü otel bizim fotoğraf çekimi yaptığımız gün, en hareketli sabahlarından birini yaşıyordu. Orhan Oğuz, Atv televizyonu için Kimsecikler adında bir film çekiyordu. Yılların Hotel Bonn’u, tabelanın üzerine yerleştirilen bir bez afişle "Kader Otel" olmuştu. Bu yüzden Hotel Bonn’u arayan iki kişiye gayri ihtiyari "işte şurası" dediğimizde, "hemşerim sen bizle dalga mı geçiyorsun" tepkisiyle karşılaştık!

Dekor: Metal bira fıçıları

Sabah saatlerinin diğer hareketi de, bira kamyonunun gelişi. Sokağın 15-20 metrelik bölümde altalta üstiiste yer alan tam 10 bar ve cafe için, dolu fıçılar bırakılıyor boşlar götürülüyor. Metal bira fıçılan sokağın değişmez dekoru.

Eğlence bölümü geride kalırken sokak hafiçe sağa kıvrılıyor ve ortaya ilginç bir manzara çıkıyor. Sokağın iki yarımı kaplayan çok katlı iş merkezlerinin arasından Aya Triada Rum-Ortodoks kilisesinin çan kulesi görünüyor.

Eğlence mekânlarının sınırını oluşturan Barınak Cafe'nin hemen yaranda yeni bir bina göze çarpıyor. Bu önümüzdeki günlerde hizmete girecek Entes Apart Otel. Tam karşıda Zafer Han var, yeni elden geçirilmiş, ikinci katında Rocknet İnternet Cafe yer alıyor. Geceyansına kadar, isteyen 'chat'e takılıyor. İsteyen fotoğraflara bilgisayar ekranında değişik renkler vererek çıkışlarını alıyor. Haran girişinin hemen sol tarafmdaİd bodnım katında ise Afa Yayınevinin deposu yer alıyor.

Açık hava meyhanesi

Han'm hemen yanmda sokağın gündüz trafiğini sürükleyen İGDAŞ Beyoğlu Bölge Müdürlüğü var. İGDAŞ minübüsleri gün boyunca sokağa girip çıkıyorlar. İGDAŞ’ın ön bölümü hariç, sokak otopark olarak kullanılıyor. Çevredekilerin söylediğine göre son zamanlarda otopark mafyası geceleri görünmüyor. Gündüzleriyse "İGDAŞin arabalarına yer ayarlıyoruz" bahanesiyle değnekçiliğe devam ediyorlar. İGDAŞ'ın karşısındaysa Metis Yayınlan' ran binası var.

Çan kulesi manzarası eşliğinde biraz daha yüründüğünde, parketmiş arabaların arasında, bir berber dükkanı görülüyor. Burası büyük olasılıkla 70’lerden bu aynı dekorda.

Akşam saatlerinde sokağın iş merkezi bölümü yetersiz aydınlatma nedeniyle koyu bir karardığa bürünüyor. Tek ışık kaynağı sokağa parkeden otobillerin garsonlar, eve "cila" götürecekler bura] gelecek. Gececi Veysel’le de kaçınılmaz

Madrid, Türkiye’de yaşayan yabancıların uğrak yeri (üstte).

Çalıntı, ucuz birası ve iyi müziğiyle ünlü (altta). Gündüzleri fazla

kalabalık olmayan sokak, geceleri şenleniyor (yanda).

• Fotoğraflar: Senih GÜRMEN

İpek Sokak’ın ikili bir

yaşamı var:

Gündüz

işyerlerine, gece ucuz eğlence

arayanlara hizmet veriyor

farları. Meşelik Sokak’ta bulunan Vivache ve Dulcinia cafelere gelenlerden şanslı araç sahipleri araçlarını buraya bırakıyor.

Sokağın karanlık oluşu, ucuz şarap içen gençlerin işine geliyor. Yaz aylarında sokağın aydınlık bölümü de bir açıkhava meyhanesine dönüşüyor. Ağırlığını rock barların müşterilerinin oluşturduğu, bazen 50 kişiyi bulan grup bira keyfi yapıyor. Yapmasına yapıyor da, bir gece içinde üç kez polis arabası gelip gençleri "dağıtıyor". Kışlan ise aynı yer body guardlann birbirlerine kahve ikram edip lafladıklan bir alana dönüşüyor. Yaz kış demirbaşlar ise midyeci çocuklar.

Sokağın en eskilerinden biri, sol sıranın Uk eğlence mekanı, Pirana-Âtınç Bar. Adı bar ama ruhu pavyon. Şu günlerde "Ramazan dolayısıyla tadilatta". Hemen yaranda, bodrum katta Mutasyon. Nasıl bir yer mi? İşletmecilerinin fotoğraf için izin isteyen gazeteciye kimlik sorduğu, bununla da yetinmeyip foto

muhabirinden de kimlik istediği bir yer. Solcuların bağlama ve türkü eşliğinde coştukları "halay barlaT'dan biri. Hemen üstteki Halay Cafe Bar adından da anlaşılacağı üzere benzer bir mekân.

Bu iki mekânın bulunduğu isimsiz apartmanın bir üst katında bir kahvehane, onun üstünde de

Saklıkent lokantası var. Öğrencilere ve düşük gelir gruplarına ucuz ev

yemekleri sunuluyor. Akşam saatlerinde trafiği çok yoğun. Yemeğinizi yiyin kalkın. Çay, kahve içmek isteyenler üst kattaki Saklıkent Cafe’ye...

Ucuza kafa bulmak isteyenlere

Halay barların karşısında bir rock bar kompleksi yükseliyor. Bodrum katta Bachus var. Üsttekilere oranla birası pahalı, müziği hafif. Çarşamba akşamlan Türk rock grubu Kramp sahne alıyor. Üst kattaki Mağara'ya hard rock ve heavy metal klasiklerini

dinlemekten bıkmayan dinozor tayfası takılıyor. Onun üstünde de ucuz birası ve iyi müziğiyle meşhur Çalıntı. Hafta sonlan sabah 11:00’den gece 02:00'ye kadar yoğun bir tarafiği var. Haftanın gün ve saatlerine göre cazdan, vvorld müziğe, newageden, rocka çeşitli müzikler çalıyor. Haftasonlan kannca yuvasını andınyor. Merdivenlere kadar her yer doluyor ve gençler ellerinde bira sürekli yer değiştiriyor. Etrafını

boşaltabilen dans etme imkanına kavuşuyor. Müşteriler, genelde üniversite öğrencileri. Pahalı rock- barlara gitmeden önce kafayı bulmak isteyen üst sınıftan gençler, maçtan önce iki tek atmak isteyen bir kaç Beşiktaş taraftan da buraya uğruyor.

Bachus'ün yaranda yine bir bodrum katta, Astérix yer alıyor. En önemli özelliği sabah 04:00’e kadar açık olması. Bu yüzden 01:30'dan sonra çevredeki barların kapanmasıyla iyice

hareketleniyor. Eğlenceyi uzatmak ama giriş parası vermek istemeyenler de Beyoğlu'nun çeşitli yerlerinden buraya geliyor. O saatte alkol düzeyi oldukça yükseldiği için dans müziği dışında bir şey çalınmıyor. Bu rock kompleksinin tam karşısında Madrid Bar var. En önemli özelliği Türkiye'de yaşayan yabancıların uğrak yeri olması. Barrn adı Madrid çünkü sahibi Turanın eşi bir İspanyol ve Madridli. Doğal olarak vatandaştan da sıkça buraya uğruyor.

Tüm bu rock barlara arada bir eski pavyon müşterilerini andıran paltolu- bıyıldı abiler de girip çıkıyor.

Yavuz HARANI

lsTAi\ıbul

Y

a z i

I

a r i

• Juan

CoyTisolo

Ç iç e k P asajı

Çiçek Pasajı -parlak döneminde herhalde Konstanti- nopl’un kozmopolit mahallesinin en güzel kapalı pasajla­ rından biri olmuş olan yerin bugünkü adı- kapılarından birinin alınlığında eski günlerinin yıkılıp bitmiş görkemini başka bir çağdan hatırlatan süslü Çite de P era yazıtını hâlâ sergiliyor. Seyircinin iki yanına aşhaneler, manavlar, çiçekçiler dizili bir sokağın ortasında aldığı bu m esaj, uyanmış olan egzotizm ve düşkünlüğe sessizce boyun eğiş izlenimini artınyor. Buranın müdavimi olan alafran­ ga burjuvazi altmış yıl önce tarihe karışmış, şimdiki müş­ terilerini üniversite yıllanmda, evimdekinden farklı -ve kuşkusuz beni daha çok ilgilendirecek ve zevkimi daha fazla okşayacak- bir çevre arayarak Ram blas'a indiğim zamanlar Escudillers Sokağını ve -Plaza Real'i dolduran kalbalığı anımsatıyor.

“L ” biçimi plana uyan yapılan bir zamanlar altında ba­ rındığı cam çatıyı yitirip de bugünkü pasaklı ve harap görü­ nümünü sergilemeden önce, sahipleriyle birlikte bir doğal afetin ya da yıkımın sonuçlanyla karşı karşıya kalmış gibi. Akşam canlılığı çatlak duvarlarla içi dışına çıkmış odaların görünümünü acıyarak gözlerden gizlerken, aynı yerde gün ışığında yaptığınız bir gezi, çöküntünün hüzünlü izlerini or­ taya koyuveriyor. Ama akşam oldu mu, Pasaj neşesini bu- ' luyor ve süslenip ^üslenip sahne ışıklan altına çıkan yaşlı

ve kurnaz bir oyuncu gibi gönülleri fethediyor.

Çevrenin boyutlarının darlığından ötürü birahane ve lo­ kanta sahipleri her karış yerden olabildiğince yararlanmaya zorlanıyorlar, bu nedenle müşterileri içli dışlı olmaya ve se- falı bir kargaşaya özendiriyorlar. Yalnız ya da çift olarak gelen müşteriler derhal kafayı bulmuş bir akşam a kalabalı­ ğının ortasına sokuşturuluyor, ahbaplıktan kaçınmanın yo­ lu yok. Türkçe bilmeyen yabana da, el kol işaretleriyle he­ men bir grubun içine buyur ediliyor, birkaç dakika ya da saat süresince samimi çoşkusunu paylaşmaya çağrılıyor. Çevreye egem en olan uğultu yabancının değişik sesle ba­ ğırtı türlerini birbirinden ayırabilmesi için kulaklarının hayli keskin olmasını gerektiriyor: Eş dostun avaz avaz gevezeli­ ği, şerefe kadeh kaldırmalar, garsonların mutfaklara yük­ sek perdeden siparişleri, köhne, cızırtılı bir orkestranın tiz perdeden müziği, fıstık ve midye tava satıcılarının nakarat­ tan, başlarında Milli Piyango yazılı bereleriyle bayilerin ba­ ğıra çağıra bilet satışlan.

Süreksizlik, kaynaşma, anındalık, yeni müdavimlerin girip çıkışlan, sarhoş dalaşlan, anlık göz yummalar, eğlen­ celi suç ortaklıklan. Oyunun bazı kişileri ve figüranlan yıllar yılı gide gele kalabalığın heybetli kasırgasına bir istikrar noktası katıyorlar. Beli bükülmüş nemrut lokanta sahibi, yüzünün terini pala bıyıklarının silecekleriyle siliyora benze­ yen karidesçi, akordeon çalan ve beni tanır tanımaz akor­ deonuyla kıvrak bir pasodoble'ye girişen şişman, gözlüklü şarkıcı kadın. Havada kapamasına algıladığım el kol hare­ ketleri: Yanındakinin ağzına çatalla uzatılan kavun dilimleri, bir yandan ellerindeki tespihlerini çekerken, bir yandan bir­ birlerinin besleyen iki delikanlının karşılıklı sevecenliği.(...)

(Yeryüzünde Bir Sürgün, Metis Yayınlan, 1 9 9 2 )

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tuval üzerine yağlıboya.. Galatasaray ser­ gilerine Bursa’dan yaptığı peysajlarla katıldı. 1930'da Avrupa sınavını kazandı, fakat o yıl yurt dışına öğrenci

ABD’de iç mimari eğitimi gören ve Fikret Otyam’la birlikte fotoğraf sergileri açan Fi­ liz Otyam, Gazipaşa’ya yerleştikten sonra ça­ lışmalarını dokuma üzerinde

Bu nedenle, s›v› halde su tutamayan aylar ve gezegenler üzerinde yaflam›n ortaya ç›km›fl olmas›, çok özel koflullar gerektirmekte.. Ancak, 1976’da Mars yüzeyi-

Kıymetli Türk âlimi Fuat Köprülü, Marmaranm engin ve sakin maviliklerine açılan evinin balkonunda Yedigün muharririle

Araþtýrma bulgularý kiþisel olarak travma yaþamýþ ruh saðlýðý çalýþanlarýnýn ikincil travmatik stres belirtilerigeliþtirmeye daha yatkýn olduðunu göster- miþtir..

Rajba’nın vermi¸s oldukları (3.2.1) e¸sitsizli˘ginden yararlanarak Katugampola kesirli integralleri yardımıyla (k, h)-konveks fonksiyonlar i¸cin yeni Hermite-Hadamard

O yılın Temmuz ayında Neplüyev Ufa ü zerinden Orenburg (şimdiki Orsk- Hadiyev) şehrine gelip, kısa bir süre için “Ufa” ya uğradı. Ve vali vekili Urusov’dan bölgenin

Farklı monomer besleme oranları kullanılarak sentezlenen kopolimerlerin içerdikleri ester ve amit oranlarının belirlenmesi için elementel analiz çalışması