• Sonuç bulunamadı

Kimi yanlışlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kimi yanlışlar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HESAPLAŞMA

BURHAN ARPAD

Kimi Yanlışlar

Türk tiyatrosunun bütün geçmişi pek pek bir buçuk yüzyıldır, imparatorluğun Türk kökenli yurttaşlarının sahnede görünmesi ise çok daha yenidir. 1908 meşrutiyetini başlangıç alırsak sadece sek­ sen yıl.

Ne var ki, böylesine kısacık bir geçmiş üzerine yapılan araştır­ malarda, incelemelerde bile yanlışlara rastlanıyor, ilk bakışta bunlar küçük ayrıntılar. Ama, hangi alanda olursa olsun geçmişin olayla­ rının, olgularının en önemsiz ayrıntısı bile değiştirilemez. Aydın çev­ relerin ve politikacıların sık sık yinelediği Batı kültürünün temel kuralı bunu gerektirir. Olup bitenleri hiç değiştirmeden değerlen­ dirmek.

Her zaman yakından ilgilendiğim Türk tiyatrosunun yakın geç­ mişi konusunda yapılan yayınlarda, kitap olsun, yazı olsun, TRT ekranında olsun, kimi yanlışlara rastlayınca, üzüntü duyuyorum.

1940 yılında müzikli Türk tiyatrosu üzerine araştırma yaparken ilk tiyatrocularımızın henüz yaşayan en son kişileriyle görüşmüş­ tüm. Yaşlanmışlardı. Hastalıklı ve yoksuldular. Bellek güçleri azal­ mıştı, yanılıyorlardı kimi anılarda. Söylediklerini not alıyor, daha sonra o konuda başkalarının söyledikleriyle ve kendi bilebildikle­ rimle karşılaştırarak doğruyu bulmaya çalışıyordum. Zira basılı bel­ geler yok denilecek kadar azdı. Bulabildiğim el ilanlarında sadece ay ve gün yazıtıydı, yıl gösterilmemişti. Bu eksiği, kendi izlenimle­ rimle, ya da başkalarının anılarıyla gidermeye çalışıyordum.

Türk tiyatrosunun kuruluş yılları üzerine yazılacak yazılarda, ya­ pılacak araştırmalarda tek bir kaynakla, bir el ilanıyla yetinilmesi önemli yanlışlara götürüyordu. Bunun örneklerine yazık ki, yıllar­ dır rastlıyorum. Bu ayrıntı yanlışlarından kimilerini şöyle sırala­ yacağım.

Ertuğrul Muhsin’in henüz Muhsin Ertuğrul olmadığı 1925-26 se­ zonunda Şehzadebaşı Ferah Tiyatrosu'nda, Türk tiyatrosu için çok önemli birdönem yaşanmıştır. “ Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları” adını taşıyan o topluluk, Şehzadebaşı Ferah Tiyatrosu’nda bir Ra­ mazan boyu oynamıştır. Her akşam değişik oyunlarla. Muhsin Er- tuğrul’un Türk Tiyatrosu'na önemli katkıları o toplulukla başlamıştır. Fakat Türk tiyatrosu üzerine yayınlanmış kalın bir kitapta o toplu­ luktan “ Ferah Tiyatrosu” diye söz açılmıştır. Oysa, topluluğun adı Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşlarıdır. Ferah Tiyatrosu topluluğun oy­ nadığı salonun adıdır.

Uzun yıllar önce Televizyonda Türk tiyatrosu üzerine program­ lar yayınlanmıştı. Başlangıç yıllarında Türk tiyatrosunda ağır bas­ mış Ermeni kökenli Osmanlı tiyatrocuları tanıtılırken Oksan Şehinyan'dan söz açılmıştı. Programı sunan, yazan Öksen Şahin- yan’ı canlandıran oyuncuyu Kumkapılı balıkçı Kirkor ağzıyla konuş­ turmuştu nedense! Üstelik, Osmanlı melodram tiyatrosunun ünlü tiran’ı (kötü adamı) Aleksan’la karıştırmıştı. Oysa, ailece tanıdığım ve oğullarıyla arkadaşlık ettiğim Öksen Şahinyan, Vefa idadisini bitirdikten sonra “ Tıbbiye-i Şâhne’de (Tıp Fakültesi) bir süre oku­ muştu. Sonra, 1908 Meşrutiyeti’nin coşkulu havasına kapılarak sah­ neye geçmişti. Amcası Şahinyan, o günlerin ünlü bir operet tenoruydu. Yanlışlar düzeltilemeyecek kadar çoktu. Üstelik, Şa­ hinyan güzel Türkçe konuşuyordu.

Bir süre önce Şehir Tiyatrosu’nun 70. yıldönümü kutlanırken, tanınmış bir bayan gazetecinin adını taşıyan yazıda, topluluğun ilk oyununun adı "Çürük Elma” diye gösterildi. Doğrusu Çürük Temel’di. Çürük Elma, 1957’de kurulup başarılı oyunlar sergilemiş “ Genç Oyuncular” topluluğundan Atilla Alpöge’nin ilginç bir oyu­ nunun adıydı. Bayan meslektaşa yanlışı söyledim. Güldü ve o bil­ giyi ünlü profesörümüzün kitabından almış olduğunu söyledi. Geçenlerde yeniden repertuvara alınan Lüküs Hayat'ın sunusu "1930 yılında Fransız tiyatrosunda” diye başlıyor. Öysa, ben Lü­ küs Hayat’ı Tepebaşı Tiyatrosu’nda izledim. O tarihte Lüküs Ha- yat’ta başkadın rolünü oynayan Semiha Berksoy’a söyledim. Güldü ve “ Nerden çıkarmışlar bunu!” dedi. Büyük komedyen Naşit bey konusunda da kimi yanlışlar yapılıyor. Naşit eski bir İstanbul aile- sindendi. Babası Hacı Ahmet Bey, Sultan Hamid’in eczacıbaşıla- rındandı. Naşit’i Baytar mektebine yazdırmıştı, amca oğlu direnince Muzika-i Himâyun” (Saray konservatuvarı)na vermek zorunda kal­ mıştı. 1925-1935 yıllarında Hilal, Millet, Ferah Tiyatroları kulisleri­ ni sürekli izledim amma\, Naşit beyi sahne dışında hiç bir yerde görmüşlüğüm yok. Naşit beyler, Millet tiyatrosunun en üst katın­ da ve sahne üstünde apartmanımsı bir bölümde otururlardı. Na­ şit bey oradan kulise iner ve oyunu bitince dairesine çekilirdi. Kimi arkadaşların yazdıklarının tersine, ne Muhallebici Fadıl’da, ne de Kâmil’in kahvesinde oturmuştur. Hele dış kapıda gişenin önünde oturduğu hiç görülmemiştir.

Müzikli Türk Tiyatrosu üzerine araştırma yaptığım yıllarda bir ger­ çeği öğrendim. O yıllarda henüz yaşayan eski oyuncuların pek azın­ da fotoğraf, el ilanı, gazete kesiği, ya da benzeri beige vardı. Ya gazeteciler alıp geri getirmemişti. Ya da eski İstanbul yangınların­ da evle birlikte yanıp kül olmuştu. Ne var ki, günümüzde yine de kimi belgeler ele geçse bile değerlendirme yapan araştırmacının konuyu çok yönlü benimsemiş olması, hatta o günleri dikkatle in­ celemiş olması gerekiyor. Bu yapılmazsa, Çürük Temel: Çürük El­ ma, Tepebaşı Tiyatrosu: Fransız Tiyatrosu, Aleksanyan: Şahinyan, Komedyen Naşit bey: Komik Dümbüllü İsmail efendi oluverir.

Olmaması gerekiyor.

Bilim ve kültüre gerçekten saygı besliyorsak, Batı kültürünü cid­ dilikle benimsiyorsak, olmaması gerekiyor.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çün- kü zaman algısı mikrosaniye (saniyenin mil- yonda biri), milisaniye (saniyenin binde biri), saniye ve biyolojik ritimler gibi farklı süre öl- çekleri için farklı

Çölaşan ısrarla, Barlas a- leyhine Sabah Gazetesi’nde yer alan “ fiıale Takipçisi Genel Müdür Kim?” başlıklı haberi gösterirken, bu gaze­ tenin Barlas

Çeşitli başlıklarda yalan söyle- yen ve doğru söyleyen insanlardan toplanan bilgiler derin öğrenme teknikleriyle incelenerek yalancıları tespit ede- cek bir yapay

Onun için Atay’m kitaplarını, her okulun her sınıfında, dün ve bugün olduğu gibi yarın da aynı güven ve inanla okuyabi­ lirsiniz Hele dikkatli bir

Fikret, imparatorluğun yıkılışı devrine yetişmiş, yıkılışı sebeplerine derinliğine girmiş, sarayla yobazın, derebeyle defecinin elele vererek milleti

Tarihsel olarak bakıldığında genel amaçlı teknolojilerin ortaya çıktığı dönemlerde yeniliklerin sayısında bir artış gözlenmiştir.21 Mal ve hizmetleri kapsayan ürün

Grif- fith’ten beri yerleşmiş olan klasik sinema­ nın estetik öğeleri Godard tarafından ters­ yüz edilmiştir...” “..Godard, yeni bir estetik çizgiyi gerçekçiliğin

Altı sene kaldığım ve geçen büyük harp müddetini gç çirciğim Yemenden dönmüştüm. Altı sene evvel ayrıldığım İstanbul şehir bakımından hiç