• Sonuç bulunamadı

Mirsad-ı ibret:Türklük ve anasırı gayrimüslime

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mirsad-ı ibret:Türklük ve anasırı gayrimüslime"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TT~

Î T i ^ / 1

i

\

I3_§yBAT_x22|_=_i|340_PAZARTEŞİ-TAEİK_No_487 MÎRSADI İBRET :

Tüklük ve anâsırı gayri rrüslime

^Teşkilâtı esasiye kanununa bude.fa idhal edilen Bir Prensib Türkiye hu- dudlerı/dhilinie yaşayan ve Türkiye ahâlisinden olan her fe.râi türk ailei içti­

maiye s ine kabul eder etmez birbirine muarız iki fikir meydana çıkdı.Bu fikirle­

rin biri Prensibin hem esasına hem de kabiliyeti tatbikiyesine muarızdır,İkinci­ si tatbikatda tesadüf edilecek müşkülatı görmekle beraber esasa tarafdardır.

Birinci fikre tarafdar olanlar Türkiye huâudları dahilinde yaşayan bütü ün unsurların Türklük camiası içinde birleşdirilmesi imkânsız bulunduğunu iddea

ediyorlar.Din,lisan,milliyet,âdet ve bilhassa Tüklüğe husumet gibi sebeblerle asırlardan beri bizden ayrı yaşamış kütleleri bir maddei kanuniyenin efsunkâr sihriyle barışdırmak ve kardeş etmek nekadar insânı've medenî bir emelden mülh­ em lursa ilunn yine bir hayaldir,buna kendimizi kapdırırsak âkibetde uğrayaca­ ğımız şey zarar veya hiç değilse bir inkisarı hayaldir diyorlar.

İkinci fikre tarafdar banlar anâsırın vahdeti ve memleketin sükun ve se­ lameti namına bu esasda büyük bir hatvei tekemmül görüyorlar,uzun bir tarihin mirasını bir hamlede ortadan kaldıra bileceğimize ihtimal vermemekle beraber Türkiye hududları dahilinde kavı, müterakkî,mütt«hid ve unsur! bir vatan vücude getirmek için ekilecek tohumlardan biri bu olduğunu söylüyorlar.

Bugün Türk vatanında ve Türk tabiiyetinde yaşayanları iki esaslı menbaa irca mümkündür: Müslim,gayri raüslim. İslam dinine nisbetle yapılan bu tasnifden sonra her iki menbadan teşaub edenler ayrı ayrı kollara tefrik edilebilir.Mese­ la Müslümanlarda Türk,arab,kür£çerkes,gürcü,laz s ı n ı f l a n ,gayri müslimlerde er­ meni ,rum,musevı taksimatı vardır.

Din ve lisan vahdeti ırüslüman sınıfları* İ M camiası etrafında veya içinde kolaylıkla toplayabilir. Esasen birçok yerlerde bu vahdet okadar derin suretle vakidir ki kendimiz derecesinde türk gördüğümüz bazı insanların iki batın evvelinde kürd veya çerkes olduklarını işidecek olursak buna inanır,akda

;

küçlük çekeriz.Tüek Cumhuriyetinin hürriyet ve müsavatı siyasiyeden mülhem olan yeni esası eski ihtiraslardan kalma birkaç pürüzüda de düzelterek müslümanlığm kucağında yekpare bir türklük vücude getirmek gayesini tesri edeceği içir; gene Cumhuriyetimizin tarihine altın harflerle yazılmağa seza bir muvaffakiyettir.

Gayri müslira unsurları tükkleşdirmek bahsine gelince bu hususda naza­ riyatı filiyatdan ayıran mesafenin uzun ve manialarla dolu olduğunu ermeyenle­ rdim değiliz. Ancak tatbikatdaki müşkülat esasdaki şeref ve fazileti eksilteme- yeceği ğibi türkiyenin mukadderatını idareye memur olanlar doğru ve şerefli bu­ ldukları Prensipleri vaz ederken mahza yolda tesadüf edecekleri güçlük endişe­ siyle tereddüdd düşerlerse vatana karşı vazifelerinde kusur etmiş olurlar.

Türk hükümeti,kendi bayrağı altmcayaşansak isteyen her ferde: "hepimiz müsavi hukuk ve imtiyazata mâlik türkleriz.Hepimiz hür doğar,hür yaşar,ve hürr­ iyet ve müsavat dairesine memleketin kanunlarından istifade ederiz." diyor. Vakiâ bu davete her Lrmeninin,her Rumun,her Musevinin üütehâlikâne icabet gös­

tereceğini farz edecek. ..¿tadar safdil „eğiliz. Ailei düveliye içine hukuk ve şe­ raiti mütesaviye ile giren Türkiye Cumhuriyetinde bademi gayri müslim kütleleri benimseyecek ecnebi kuvvetlerin faaliyet sahaları kapanmış olduğunu görmek bu kütleleri olsa olsa kanunen türk olmağa sevk edecek,fakat ruhen ve kalben Türk­ lükle aralarındaki mesafe sıümkra mertebe bakî kalacakdır.

Bu mülahaza karşısında hatıra şu mülahaza gelir: Acaba buna bir çare yokmudur? Eğer herne yapılırsa yapılsın vaziyeti hâzırayı değişdirmek mümkün

(2)

olamayacaksa ohalde -çok geniş ve medenî bir nazarı müâafcaka ile kabul ettiğimiz Frensipin sadece kanun metninde yaşayacak bir cümleden ibaret kalmasına pek te­ essüf etmekle beraber- bizim için yapılacak şey yüzümüzü onlardan çevirmek ve kendi cebhemizde teşkil edeceğimiz vahdeti sağlamlaşdırmakmı olacakdır?

Ben kendi hesabıma bugün için değilse bile âtiyen vaziyeti haziranın ıslâhı ve daha bugünden bir zemişi müsâid ihzarı mümkün olduğu kanaatini taşıya­ nlardanım. Bu kanaatledir ki adımlarımıza fütur getirmeden yürümek lazım oldu­ ğunu zan ediyorum.Bu yeni yolda herşeyden evvel prensipimize sâdık ve samimî ol­ malıyız .Türklüğün taalisine hizmet edecek herhangi bir ferd bu hususdaki samimi­ yetini isbat ettiği dakikadan itibaren kendisini Türk tanımakda ve ona Türklü­ ğün bütün hukuk ve imtiyazatını bahş etmekde tereddüdü anlamam.

ööâmmsonra tükcenin gayri müslim anâsır arasında daha fazla ve daha kuvvetle taammümüne çalışmak icab eder. Bu noktada tedrisat m e s ’elesi birinci mevkii işgal ediyor. Türkceyi ana lisanı kadar suhuletle bilemeyen bir gayri mü-

slimin Türk camiası içinde ne de olsa yabancı kalacağı ve bu yabancılık karşı­ lıklı bir hissi ihtiraz tevlıtd edeceği şübhe götürmez.

Hülasa mukabil bir hulus ve hüsnü niyetle,ve mâzideki tecrübelerden çıkan dersü ibretle istikbale doğru atılacak adımların müsmir olamaması akla si­ gar şey değildir.Bugün yer yüzünde tabaası tek ırk,tek unsur ve tek dine mensub insanlardan mürekkeb bir devlet numunesi hemen kalmamaş gibidir.Binaenaleyh bi­ zim bugün ilk adımını attığımız yolculuğun gayesine başka memleketler daha çok evvel vâsıl olmuşlardır.Yeni birşey yapmıyor»fazla birşey istemiyoruz* Bütün sme emellerimiz bu toprakda yaşayanların maddi menfaatleri ğibi manevî merbutiyetle* rini de burada görmekdir.

M e s ’elenin sırrı muvaffakiyeti kalblerde hâkim olabilmekdedir; ve bu okadar lazımdır ki eğer prensiplerimize sadakat»kanunları harfi harfine tatbik,

bütün anâsırı seyyanen müdafaa ve siyanet hususunda gö stereceğimiz hüsnü niyete

rağmen yine hâsıl olmazsa gününbirinde tekrar !irpusuya düşmemek için her türlü esbabı müdafaaya tevessül etmek mecburiyeti vardır. Türklükden ayrı kalmak iste­ yenlere Türkiye bundan sonra vatan olamaz.

Her hakikati açık söylemeliyiz. Rumluk,Ermenilik,Musevilik tabirleri vahdeti milliye yolunda birer pürüzdür.Bu pürüzleri samimî bir anlaşma,müteka­ bil bir hüsnü niyet ve hakiki bir vatandaşlık içinde hel edilmelidir.Vakıa bu netice bir günde,bir kanunla elde ecilecek kadar koâay şeylerden değildir.Ancak yekdiygerimizden gizleyecek hususi emellerimiz yoksa işe daha bugünden başlamak için de bir mâni kalmamış demekdir.

Anâsırı gayri müslimenin gerek başlangıçda,gerek muhtelif safahatda Tüeklrrdn isteyebilecekleri şey samimiyetdir.Biz Türk vatandaşlığına din ve ırk farklarını karışdırmaasak,asri ve medenî* bir müttahid devlet binası kurmak eme­ linden mülhem olan büyük Prensiplerimize cidden ve kalben sâdık kalırsak vazife­ mizi yapmış ve binaenaleyh hakkımızı isteyecek mevkie gelmiş oluruz.Bundan ötesj

vicdaniyâta aiddir. Buna müdahale müşkül olsa bile mürakabe ve müdafaa mümkün­ dür. İşte Tüüklük ve anâsırı gayri müslime m e d ’elesi imkânsız olan o müdahale ile bilmecburiye ihtiyar edilecek olan bu müdafaa arasında hal olunabilecekdir.

Yine tekrar ediyorum: Ben bütün güçlüğüne ragman bunu imkânsız gö­ renlerden dğilim.

Referanslar

Benzer Belgeler

Midi ayant sonné, je me levai pour prendre con g é; mais le commandant,passant dans la salle à manger du bord, me pria de bien vouloir lui tenir compagnie et de déjeuner

Bu kor­ kuların içinde bir tanesi çok tuhaftı: «Büyük» ten korkmak! Padişah yal­ nız büyük adamdan korkmakla kal­ madı, büyük odadan, büyük

Kanıta dayalı uygulama, bakım ortamlarında hastalara en iyi bakımı sunabilmek için uygun kaynakları, hasta tercihlerini, klinik uzman görüşünü ve bilimsel

Çal›flmam›zda, profilaksi amac›yla flukonazol uygula- nan hematolojik maligniteli nötropenik hastalar›n çeflitli vücut bölgelerinden izole edilen mayalar tiplendirilmifl

Arslan Terzioğlu’nun yaklaşık 30 yıldır topladığı kaynakların ışığında gerçekleş­ tirdiği bu araştırma tüm dünya saray ec­ zaneleri hakkındaki

Diğer önemli hadise olarak, Anadolu Medeniyetleri sergi­ sini niteleyen konuşmacı, bu serginin Türk-İslâm medeniye­ tinin eserleri açısından çok par­ lak

Bu 28 suflun 13’ünün fakül- temizin di¤er birimlerinde de hastane infeksiyonu etkeni olarak karfl›lafl›lanlar gibi yaln›zca vankomisin, netilmisin ve kotrimoksazole

Çal›flmam›zda, has- tanemizde, dahili ve cerrahi, solunum deste¤ine ihtiyac› olan hastalar›n takip edildi¤i 8 yatakl› reanimasyon biriminde 1993,1995,1997 y›llar›nda