• Sonuç bulunamadı

Vakfımızda sohbetler başladı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vakfımızda sohbetler başladı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Vakfımızda sohbetler başladı

Ord.Prof.Dr. Süheyl Ünver

İlk sohbeti Ahmet Kabaklı yaptı

V akfım ızın yeni sohbet dönemi başladı. Geçen dönem, büyük bir dinleyici kitlesi tara- ■ tından takip edilen ve çok canlı 1 geçen sohbetlerin, bu dönemde de aynı özelliğini sürdüreceği anlaşılıyor.

19 Ekim’deki ilk sohbeti, v a k ıf b a ş k a n ım ız A hm et Kabaklı yaptı. Kabaklı, iki bölüm halinde yaptığı sohbeti­ nin ilk bölümünde “yaz döne­ minin önemli kültür ve san’at hareketleri” üzerinde durdu.

Konuşmacı, yaz döneminde yapılan önemli kültür ve san'at hareketlerinden saydığı “ İslâm Sanatları Sempozyumu’nda, İslâm âlemindeki istişaresizlik ve kopuk bağların bir parça olsun giderildiğini belirterek

“İslâm âlemine Kur’ân’la yakla­ şabileceğimizi gösterdik” dedi.

Diğer önemli hadise olarak, Anadolu Medeniyetleri sergi­ sini niteleyen konuşmacı, bu serginin Türk-İslâm medeniye­ tinin eserleri açısından çok par­ lak geçtiğini belirtti.

Son hadise olarak İstanbul Festivali’ni hatırlatan Kabaklı, bu festivalin hâlâ Türk-İslâm İstanbul’u yansıtmaktan uzak

olduğunu söyledi.

Sohbetinin ikinci bölümünde ise “ v a k fın ve d erg in in faaliyetleri" ni anlatan soh- betçi, Türk Edebiyatı dergisi­ nin, halen Türkiye’de en çok okunan fikir ve san’at dergisi olma özelliğini koruduğunu ve devamlı geliştiğini anlattı.

K ab ak lı’nın sohbetinden cümleler:

• Türkiye’nin burgusu İstan­ bul olduğu gibi, İslâm âleminin de burgusu yine İstanbul'dur. Yani İslâm âlemine iyilik de fenalık da buradan geçer. Osmanlı ulu bir çınar, müslü- manlar da onun gölgesine sığın­ mış varlıklardı, bu anlayış sempozyumda çok iyi ifade edildi.

• Anadolu Medeniyetleri ser­ gisinde bizim eserlerim iz, AvrupalIların asıl gayelerini boşa çıkarırcasına âdeta, diğer eserlere açıkça meydan okudu. Onları sildi.

• Anadolu Medeniyetleri ser­ gisinde, AvrupalI, medeniyetin sadece heykel, resim, kabartma v.s. olmadığını, medeniyetin, hat da, minyatür de, çadır da, halı ve kilim de olduğunu gör­ düler.

AYHAN SONGAR: Batıda akıl hastaları

vahşî bir tarzda öldürülürken, İslâm dünyası

onlar için darüşşifalar kurmuştu.

9 Kasım tarihli vakıf sohbeti­ mizi Prof.Dr. Ayhan Songar yaptı. Cağaloğlu merkezimizde yapılan sohbette Songar, “akıl hastalıkları ve toplum” başlığı altında yaptığı konuşmasında akıl hastalarının tarih boyunca çeşitli toplumlarda değerlendi­ rilme ölçülerini anlattı.

Konuşmacı, batıda, Aristo ve Hipokrat gibi ilim adamlarının ortaya koydukları müspet

zihniyetin daha sonraları

değştiğini, hastaların içlerinde şeytan var diye meydanlarda

diri diri yakıldı­

ğını belirterek, “bu anlayış ancak 18. yüzyılda terkedilmiştir. Hal­

buki çok çok önceleri İslâm dün­ yasında. bir Türk âlimi olan İbn-i Sina bu konu üzerinde önemle durmuş, akıl hastalığının beyin­ den kaynaklandığını ve tedavisi­ nin mümkün olduğunu belirtmiş­ tir" dedi.

Prof.Songar’ın sohbetinden bazı cümleler:

• Batıda akıl hastalıkları konusundaki karanlık zihniyet y ık ılm a d a n evvel, tedavi m etodu olarak, hastaların dolaplara konulup döndürül­ mesi, kayalardan kartalların bacağına bağlanarak boşluğa salıverilm esi, suya batırıp boğulma derecesine kadar tutul­ ması, dayak atılması, zincirlerle, karanlık mahzenlerde prangaya vurulması gibi insanlığa sığma­ yan metodlar uygulanmıştır.

• Bu konuda Türk-İslâm dünyasında çok olumlu bir anlayış hâkimdi. Selçuklulardan başlayarak Anadolu’da hasta­ neler kurulmuş, en modern usûllerle hastalar tedavi edilmiş­ tir. Hatta bu hastanelerden biri olan Edirne Darüşşifahanesi de Evliya Celebi'nin kitabında ver- alm aktadır.

SÜHEYL ÜNVER, Allah indinde talebe hocadan

değerlidir.

Vakfımızın sohbetleri her geçen gün artan bir alâka ile devam ediyor. 2 Kasım 1983 tarihli vakıf sohbetimizi Süheyl Ünver yaptı. "Birbirimize değer vermek mecburiyetinde oldu­ ğu m u zu bu so h b e tle rd e n öğrenmezsek vatanî vazifemizi tam yapmış sayılmayız" sözle­ riyle sohbetine başlayan Ünver, öğrenmenin en tesirli şeklinin insanın duyduğunu anında kay­ detmesi ve onu çok iyi muha­ faza etmesi olduğunu belirtti.

“Allah indinde talebe hocadan

Münevver Ayaşlı

Asaf Hâlet’i anlattı

Vakfımızın 26 Ekim tarihli sohbetini edebiyatçı-yazar Mü­ nevver Ayaşlı yaptı. Ayaşlı, bu sohbetinde Asaf Halet hakkın­ da konuştu. Ayaşlt’nın sohbe­ tinin tam metnini dergimiz say­ falarında bulacaksınız.

değerlidir. Talebe, hocada kusur görmek istemez. Hoca, talebesi­ nin iyi öğrenebilmesi için onun yanında çalışmalı, talebe de hocasının nasıl çalıştığım gör­ meli, tanımalı, ona saygı ve sev­ giyle bağlanmalıdır. Bu şartlar yerine getirilirse iyi sanatkârlar yetişir, nesiller güçlenir” diyen

Ünver’in sohbetinden

seçtiklerimiz:

• Evvela kendimizle meşgul, olmayı öğrenm emiz lâzım. , Kerameti kendimizden bekle­ memiz. gerektiğini unutmamamız gerekiyor.

• O kadar çok şey var ki öğre­ nilecek. Öğrendiklerim karşı­ sında, "Aklım sana emanet ya Rabbî. Aklımın gideceğinden korkuyorum” demekten ken­ dim i a la m ıy o ru m zaman zaman.

• Araştırmalar neticesinde her insanın üç yüz bin kabiliyetinin olduğu anlaşılmış, almaktadır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

In 1932, with the world economic crisis rocking the stül-delicate republic, Bayar was once again appointed minister o f na­ tional econom y—this time with full

Huawei Ascend D: Dünyanın En Hızlı Cep Telefonu Huawei, dünyanın en hızlı cep telefonunu, yine kendi üretimi olan K3V2 dört çekirdekli 1,5 GHz hıza sahip

Bu çalışmaya risk grubu olarak avcılar, av hayvanları ve ürünleriyle uğraşan kişilerde tularemi pozitifliğini araştırmak amacıyla 60 kişi, kontrol grubu olarak

İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji ve Müzik Teorisi programı bünyesinde hazırlanan bu doktora tezi çalışması 1950’lerden bugüne Türk

Kökeni Aristo’ya dayanan Kindî’nin yapmış olduğu bu ilimler sınıfla- masından sonra günümüze kadar gelen klasik İslam düşüncesi içerisinde ilimlerin

research question of the study was to evaluate to what extent perceived competitive advantage was determined by hospital characteristics (level 1; the individual-level

“amaçlı-derin deneyimli kültür turisti” tipolojisinin yüksek olduğu görülürken emeklilerde bu tipolojinin en düşük seviyede yer aldığı, buna karşın

Termoplastik özellikte ısıya hassas fakat esnektirler.. Vinil