• Sonuç bulunamadı

Sandalları ve gönülleri oynattı ama medyayı kımıldatamadı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sandalları ve gönülleri oynattı ama medyayı kımıldatamadı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PAZAR, 19 Nisan 1998

Sandalları ve

gönülleri oynattı

ama medyayı

kımıldatamadı

İsmail Baha Sürelsan Türk M üziği’nin önemli bir ismiydi. Müziğin “hakikisini” yaptığı için medyatik değildi ve 87 yıllık ömrünü geçen pazar günü Antalya'da sessizce noktaladı. Meşhur “Sandal” şarkısının bestecisinin ardından tek bir şey söyleyeceğim : Ciddi müziğin başı sağolsun.

H

AFTA içinde Antalya'da bir cenaze kalktı:

İsmail Baha Sürelsan'ın cenazesi... Adım

hiç işitmeyenler için, kim olduğunu kısaca söyleyeyim: Türk Müziğinin önemli bir ismiydi... Hem hocaydı, hem güçlü bir besteci... Müziğin bugünkü gibi şov yahut gürültü değil "m üzik" olduğu günlerde dillerden düşmeyen şarkıların, meselâ "Güle sor, bülbüle sor, hâlimi hicrâmmı

dinle"nin, "Yaz günleri en tatlı hayaller gibi geç- ti"nin, "O tebessüm, o tavırlar"m ve bizim neslin

çocukluk senelerinde marş gibi terennüm edilen

"Kız sandalı kalbim gibi oynatma dümende"

nakaratlı meşhur "SandaT'ın bestecisi... Sanatım asıl mesleği olan ziraat

mühendisliğiyle beraber götürürken besteleri kadar önemli olan bir

başka iş daha yaptı: Türk Müziği

konservatuvarlannm varolmaları bir yana, hayal bile edilmedikleri günlerde Ankara'nın Ahmetler Caddesindeki evinde çok sayıda talebe yetiştirdi.

Vefatını hafta başında birkaç saniyeliğine de olsa sadece TRT televizyonu duyurdu. Özel kanallarda tabii ki hiç bahsi edilmedi, hakkında bazı gazetelerin iç sayfalarında tek sütunluk haberler çıktı ve bir gazetenin sanat sayfasında onun fotoğrafı diye bir başkasının resmi basıldı... Bütün bunlar beni hiç şaşırtmadı, zira sanatın

"hakikisini" yapmıştı ve dolayısıyla medyatik

olmasının imkânı yoktu...

İsmail Baha Bey'in şimdilerde hiç çalınmayan

ve bundan sonra da zannedersem pek

çalmmayacak olan şık bir Mahur bestesi vardır. Güfte 17. asrın meşhur şairi Nabi'ye aittir ve

"Eğerçi köhne metâız revacımız yoktur / Revaca da ol kadar ihtiyâcımız yoktur" diye başlar... "Eski bir eşya gibi olduğumuz için artık revaç bulmuyorsak da o revaca hiç muhtaç değiliz"

demektedir şair... Ve bu güfte sanki bugünün sanat çevresi, özellikle de "milli sanat" adına mangalda kül bırakmayanlar için yazılıp bestelenmiş gibidir...

"C iddî" müziğin başı sağolsun.

Tarihin

arka

odası

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada "göl geliştirme" adı verilen faaliyet,

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Bir tarafta siyasal iktidar gücünü ve meşruiyetini tüm kolluk kuvvetleriyle simgelerken, diğer taraftan toplumun daha çok özgürleşme talebiyle kamusal alanda var olma

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar

Öte yandan, hemen her konuda "bize benzeyeceksiniz" diyen AB'nin, kendi kentlerinde yüz vermedikleri imar yolsuzluklar ını bizle müzakere bile etmemesi; hemen tüm

do ğalgazlı, çift katlı ve özürlüler için otobüslerin kendi döneminde hizmet vermeye başladığını anlatan Sözen, Erdo ğan'ın "İstanbul'da CHP iktidardayken

İstanbul'un ulaşım sorununu çözmek adına Kadir Topbaş'ın büyük proje olarak sunduğu metrobüs, şubat ayı sonunda Anadolu yakas ına erişecek.. Bir "tercihli