MİLLİYETÇİLİK V E IRKÇILIK
Y A Z A N : M. F U A T K Ö P R Ü L İ
Ü
LKÎ! dergisi direktörü M. Fuat Köprülü tarafından_bu derginin nisan 1940 tarihli ve 80 numaralı nüshasında yazılan başmakaleyi aşağıya basıyorTiz. M. Fııat Köprülü yalnız Türk edebiyatı tetkikleriyle tanınmış değerli bir alim olmakla kalmayıp sosyolojik kültürü geniş olan bir fikir ada mımızdır. Bu kısa ve açık yazısı İlmî vuzuhtan mahrum olarak kullanılmakta olan «milliyet» ve «ırk» meflnımlarim kati surette bir kere daha ayırmaktadır. Köprülümün bu doğru ve insaflı hükümlerine katacak yeni bir düşüncemiz yoktur. Yalnız şunu söyliyelim ki: milliyet nasıl sosyâl bir realite ise, ırk da ayrı cinsten, biyolojik bir realitedir. Yanlış olan, bunların ayrı cinsten birer realite olduğunu kabul etmek değil, ayrı cinsten olan bu iki realiteyi birikirine karıştırmak ve milliyeti ırkın doğur duğu bir şey ve onun muvazisi sanmaktır. Hâlbuki ırk milliyeti doğurmak şöyle dursun, ırkı do ğuran milliyettir. Şöyle ki ayrı ırktan olan fertler tarihî sebeplerle aynı kültür ve medeniyet reji mine tabi olurlarsa yeni bir ırk tipi doğar. Amerika Birleşiklerinde ayrı ırklara mensup fertlerdenYankee tipinin doğması gibi.— Y. A.
B
Ç T İ M A Î ve m ânevi bir realite olan milliyet ile teşrihi ve zoolojik bir re alite olan ırk mefhum ları arasın daki derin fark , a n tropoloji ve sosyoloji alim lerinin bütün ga yretlerine rağmen, hâlâ biribiriyle ka rıştırılm aktadır. Siyasetle ve tarihle uğraşan s a t hî bilgili birçok müellifler, bazı bilmiyerek, bazı da eski bir alış kanlık neticesi olarak, ırk ve mil let kelimelerini biribiri yerinde kullanırlar: T ü rk milleti yerine T ü r k ırkı, Cerm en ırkı, Lâtin ır kı gibi ıstıiâhlara da, yalnız biz de değil garp müelliflerinin yazı larında da sık sık tesadüf olunur. Hâlbuki, asıl a ntropolojik m ân a sıyla bir Slav, bir Cerm en, bir Lâtin ırkı mevcud olmadığı, ve bu tâbirlerin sadece bir dil ailesi ni ifade ettiği artık bir m ütearife- dir. Bunu bilm em elerine imkân olmıyan birtakım alimlerin yazı larında bu tabirlere hâlâ tesadüf edilmesi, fena bir alışkanlık neti cesinden b aşka birşey değildir.Tarihî birer teş e k k ü l olan mil letlerin, ne gibi maddi ve m a n e vi unsurların k aynaşm asıyle vü- cude geldiğini, burada izaha k a l k ışa c a k değilim. Büyük alim ve m ü te fek k ir E. R e na n’ın yine bu sahifelerde neşredilen çok mühim bir makalesi, bu meseleyi en gü zel, en vazıh bir şekilde
anlat-M. Fuat Köprıi/ü.
m ıştır; ve onu d ik katle ok um u ş olanlar, milletlerin teşe k k ü lü n d e ı r k ’m rolünü de p e k iyi ö ğren m ekle be ra b e r, millet m efhum u nun ırk m efhum undan tam am iyle ayrı olduğunu kati s u re tte idrâk etmişlerdir.
XIX’uncu asrın ikinci yarısın dan b aşlıyarak A lm a n y a ’da büyük bir ehemm iyet alan ve bugün Al man nasyonal-sosyalist ideoloji sinin temelini teşk il eden ırkçılık, ilim b a kım ın dan n e k a d a r yanlış ise, siyasî ve ahlâkî bakım lardan da, doğurduğu neticeler itib ariy le, çok korkunç bir dalâletten başka bir şey değildir. C erm en ırkını yeryüzündeki bütün ırk la rın ü stünde gören bu ideolojiye
göre, “düny a hâkim iyeti m ünha sıran bu y ü k s e k ırka ait olmalı dır; ve b aşk a ırklara m ensup mil letler d erece derece onun tâbii. m ahk ûm u, esiri m ertebesine in melidir!,,. Daha im p aratorlu k za maııında, A lm an emperyalizmin körükliyen bir takım filozofların tarihçilerin, inceden inceye işle dikleri bu mütecaviz ırkçılık na- zariyesi, A lm a n y a ’da nihayet n a s yonal sosyalizm dalâletini doğ u r muş, ve dünyanın başına b u gün kü k o rk u nç h a rp felâketini g e tir m iştir !
Cum huriyet Halk Partisi’nin ana prensiplerinden biri olan Türk milliyetçiliği, dar ve müteassıp ırkçılık nazariyesine tamamiyle m uhalif te lâ k k ıy le re malik ve ta mamiyle m eşru ve İnsanî m ahi y e tte bir milliyetçiliktir. Çünkü yeryüzündeki bütün milliyetlerin müsavi haklarını ta n ım a k ta , hiç bir milletin başka milletlerden üstünlüğünü ve b a ş k ala rın a ta ha kküm ve tecavüzünü kabul et m e m e k te d ir. Yeryüzündeki bütür dem okrat m illetlerde gördüğüm ü; bu rneşru milliyetçilik telâkkis ile, ırkçılık dalâletine dayanan mütecaviz ve gayrı İnsanî telâk kiler a rasında ne müthiş bir te za t olduğunu izaha bile lüzum görmüyoruz.
M. Fuat KÖPRÜLÜ.
4
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi