• Sonuç bulunamadı

Sivas ve Çevresi Tarihî Eserlerinin Listesi ve Turistik Değerleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sivas ve Çevresi Tarihî Eserlerinin Listesi ve Turistik Değerleri"

Copied!
38
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SİVAS VE ÇEVRESİ

TARİHİ ESERLERİNİN LİSTESİ

VE

TURİSTİK DEĞERLERİ

Yrd.Doç.Dr.Hakkı A C U N

S M ivas ve Çevresi T a r i h i Eserleri-V O P nin listesi ve Turistik Değerleri" adlı bu makale,Sivas'ta bugüne kadar y a p ı l m a m ı ş k ü ç ü k bir a r a ş t ı r m a ü r ü n ü ­ dür. Makalede Sivas ve Çevresindeki tespit edilebilinen eserler kısa bilgilerle t a n ı t ı l m ı ş ; a y r ı c a bir bibliyografya veri­ lerek, bundan sonra yapılacak olan a-r a ş t ı a-r m a l a a-r a basamak o l u ş t u a-r u l m u ş t u a-r . Y ü z k ı r k a y a k ı n eserin t a n ı t ı m ı ya­ pılan bu çalışmada, bugüne kadar hiç­ bir yerde y a y ı n l a n m a m ı ş elliye yakın eser de i l i m âlemine tanıtılmıştır.

Bir kaç amaçla ele alman bu çalış­ m a n ı n sonuna bir i l h a r i t a s ı . Sivas şeh­ r i n i n ve önemli eserlerin planları, mesi­ re yerleri verilerek, ilimize gelebilecek yerli \e yabancı turistlere kolaylık sağ­ lanmıştır.

B i r b u ç u k seneye yakın bir araştır­ ma ü r ü n ü olan bu katalog çalışmasına bizi teşvik eden ve maddi imkân sağ­ layan Sivas Valisi Lütfi F.T-UNCEL'c, Vali yardımcısı Rahim \ ' a l d ı z ' a , çalış­ mamıza gerekli izni veren R e k t ö r ü m ü z Prof .Dr.Muvaffak Akman'a ve D e k a n ı ­ mız Prof.Dr.Zeki Özer'e : ayrıca araş­ t ı r m a m ı z ı n Almanca. İngilizce ve Fran­ sızca özetlerini yapan Ingcborg Özer'e, Yrd.Doç.Dr. Lerzan G ü l t e k i n ' e ve Y r d . Doç: Dr.Duran Nemutlu ile çalışmamıza çeşitli konularda yardımcı olan arka­ d a ş l a r ı m ; Yrd.Doç.Dr..A. B i r i n c i ' ye, A.T. Alkan'a, S.Savaş ile yöre halkına burada t e ş e k k ü r ü borç b i l i r i m .

T a r i h ç e

İlk ç a ğ l a r d a n beri daima önemli yerleşim merkezlerinden b i r i olan Sivas şehri, sırasıyla H i t i t . Roma. Bizans ve

Selçuklu medeniyetlerinin nüfuzuna girmiştir. Çevredeki tarihi kalıntı­ lardan, M.Ö.2600 yıllarında H i t i t K ü l t ü r Çağının başladığı anlaşılmak­ tadır. M.Ö. 1200 yıllarında H i t i t var­ lığının Frigyalılar t a r a f ı n d a n sona erdirilmesiyle, çevreye egemen olan L i d -yalılar zamanında, Mezopotamya ve İran ticaretini Ege kıyılarına bağlayan meşhur K r a l yolu yapılmış ve Sivas, bu yolun önemli kavşak merkezlerinden b i r i olmuştur.

Sivas isminin Roma egemenliği yıl­ larında verildiği ileri sürülüyorsa da, bu konuda tahminlerden öteye bir şey söylemek mümkün değildir. Daha önce­ leri Talavra, Megapolis, Karana, Diya-polis gibi isimlerle anılan şehrin, Sivas a d ı n ı . Roma İmparatoru Ogüst'e sada­ kat ifade etmek üzere, Sebast (Yani es­ ki Yunanca da Ogüst'ün Şehri) den al­ dığı kabul edilmektedir. Şehirde Roma vc Bizans döneminden pek az kalıntı ve kitâbe kalmış olmasını.Sivas'ın devamlı bir yerleşim merkezi olmasına ve yapı malzemelerinin sürekli olarak yeni bi­ nalarda kullanılmasına bağlayabiliriz. Anadolu'yu doğudan batıya ve ku­ zeyden güneye geçen yolların kavşa­ ğında bulunan Sivas, daha Roma ve Bi­ zans'tan beri çeşitli kültürlerin kar­ şılaştığı zengin ve hareketli bir şehir olma niteliğini taşıyordu. Bizanslılar devrinde şehrin kale surlarının yeniden onarılması ve eksikliklerinin gideril­ mesi de bu görüşü desteklemektedir.

Bizans devletinin uçlardaki haki­ miyetinin zayıflaması üzerine şehir u-zun süre mahalli prenslikler t a r a f ı n d a n

(2)

İ M . Yrd.Doc.Dr. H A K K I A C U N yönetilmiş, Vll.yüzyılın b a ş l a r ı n d a

Sa-sani o r d u l a r ı t a r a f ı n d a n işgale uğramış ve bu yüzyılın o r t a l a r ı n d a n itibaren M a l a t y a y ı üs haline getiren İslâm ordu­ l a r ı n ı n sürekli a k ı n l a r ı n a maruz kal­ mıştır. Merkezi otoritenin çözülmesiyle, XI.yüzyılın başlarına kadar düzenli bir y ö n e t i m d e n mahrum kalan şehir,ticaret yollarının güvensizliği yüzünden eski c a n l ı l ı ğ ı n d a n çok şey kaybetmiştir. Ma­ lazgirt meydan muharebesinden (1071) sonra Anadolu içlerine doğru yayılan T ü r k boyları Sivas'ı da nüfuz bölgele­ rine katmışlardır.Şehrin zorlu bir ku­ ş a t m a d a n sonra ele geçirilebildiğini be­ lirten kaynaklar, Xll.yiizyilda Sivas'da T ü r k l e r i n tek hakim unsur haline gel­ diğini kabul edcrler.Adeta bir harabe durumunda bulunan şehir, özellikle XIII.yüzyıl içinde eşine zor rastlanır bir imar faaliyeti yaşamıştır. Varlık­

larını hala sürdürebilen eserler şehi •-cilik bakımından Sivas'ın bu yıllarda altın bir çağ yaşadığını göstermektedir.

Anadolu'daki T ü r k hakimiyetinin ilk yıllarında Sivas ve çevresi Da-nişmendlilerin egemenliği altında bu­ lunmuştur. Anadolu Selçuklu Devle­ tinin hakimiyetine girinceye kadar ge­ çen devrede. Haçlı seferi ve beylikler arasındaki iç çekişmeler dolayısıyla şehirde önemli bir gelişme olmamıştır.

1075'de Selçuklu hakimiyetine giren şehrin hızla büyüyüp kalkındığını kısa zamanda ekonomik ve siyast bir mer­ kez haline geldiğini görüyoruz. Bu asırlarda şehirde sanayinin de gelişme gösterdiği özellikle /yünlü ve dokuma işlerinin çevrede tanındığını biliyoruz.

Bu dönemde,Sivas yöresinde, siyasal faaliyetleriyle değil ama kültür ve sa­ nata verdikleri b ü y ü k önem ve meyda­ na getirdikleri eserlerle, dikkati çeken bir başka beyliğin isminden söz etme­ miz gerekmektedir; Divriği ve yakın çevresini merkez edinen Mengücekler Anadolu'da kurulan ilk T ü r k beylikle-rindendir. Malazgirt zaferinden sonra y u k a r ı F ı r a t h a v z a s ı n d a varlığını 200 yıl s ü r d ü r e n bu beylik, tarihte siyasal kavga ve çekişmeleriyle değil, kültür ve sanat a n ı t l a r ı y l a h a t ı r l a n m a k t a d ı r .

Şehir olarak Sivas, t a r i h i n i n en par­ lak ve c a n l ı g ü n l e r i n i Selçuklular dev­

rinde yaşamıştır dersek a b a r t m ı ş olma-yız.O yıllarda Sivas hem siyasi b a ş k e n t , hem'de yakındoğu yolları k a v ş a ğ ı n d a bulunan hareketli bir t ü c c a r ş e h r i y d i . X I I I . yüzyılın i k i n c i y a n s ı n d a n ö n c e şehirde bugün ismini b i l e b i l d i ğ i m i z en az on medrese mevcuttu. B u n l a r d a n za­ manımıza kadar gelebilenleri G ö k , Çif­ te Minareli ve Buruciye medreseleridir. Bu yıllarda şehir n ü f u s u n u n 120 bine ulaştığı bilinmektedir.

Bu ihtişamlı günler, ş e h r i n 80 k m . kuzey-doğusunda bulunan K Ö s e d a ğ mevkiinde 1243 tarihinde M o ğ o l l a r ı n Selçuklu ordusunu yenmesiyle sona er­ miştir. X l V . y u z y i l i n b a ş l a r ı n d a n i t i ­ baren şehri, İlhanlıların g ö n d e r d i k l e r i valiler yönetmeye başlamıştır. Bu d e v r i anlatan Ebul Fida,İbn-i Batuta g i b i ta­ rihçiler, Sivas'ın hareketli b i r ticaret merkezi olduğundan söz ettikten sonra, yörede pamuk z i r a a t ı n ı n dahi y a p ı l d ı ­ ğını kaydederler. İlhanlı h a k i m i y e t i n i n sonlarına doğru 1343 y ı l l a r ı n d a ş e h i r Eretna hakimiyetine girer. Eretna aile­ sinin kısa süre y ö n e t i m i n d e n sonra ay­ nı aileden K a d ı Burhaneddin A h m e d , Sivas'ı merkez edinerek k e n d i ismiyle anılan bir devlet k u r a r . Ş a i r l i ğ i , siyasal kişiliğini gölgeleyecek kadar g ü ç l ü olan K a d ı Burhaneddin A h m e d ' i n D i v a n ı bugün halâ zevkle okunabilecek b i r e-serdir. Trajik bir şekilde ö l d ü r ü l e n K a ­ dı Burhaneddin'den sonra, yerine oğlu Alâaddin geçirildiyse de y a k l a ş a n T i ­ mur tehlikesi nedeniyle ş e h r i n y ö n e t i m i ve savunması Osmanlı Devletine b ı r a ­ kılmıştır.

Timur'un Sivas'ı zaptettikten sonra yaptığı zulüm, Sivas ve ç e v r e s i n d e h a l â unutulmayacak kadar ş i d d e t l i o l m u ş t u r . Şehrin neredeyse tamamen harab e d i l ­ diği, ahalisinden ve şehri m ü d a f a a e-den askeri kuvvetten pek ç o ğ u n u n öl­ dürüldüğü bilinir.

İstilâdan sonra şehir muhtemelen K a d ı Burhaneddin'in d a m a d ı M e z i d >Bey yönetiminde kaldıysa da. Ç e l e b i

Mehmed Bey'in gayretleriyle tamamen Osmanlı hakimiyetine girmiş ve I.Beya-zıt'ın oğlu Emir Süleyman Ç e l e b i Si­ vas'a ilk Osmanlı eyalet valisi olarak atanmıştır.

(3)

SİVAS V F Ç E V R E S İ T A R İ H İ E S E R L E R İ N İ N LİSTESİ Moğol i s t i l a s ı n d a n sonra T i m u r ' u n

zulmü, Sivas'ın t a r i h t e k i parlak günle­ r i n kalan son h a t ı r a l a r ı n ı da silip gö­ t ü r m ü ş t ü r . X V . y ü z y ı l s o n l a r ı n a doğru coğrafi keşiflerle, denizler ü z e r i n d e başka ticaret y o l l a r ı n ı n b u l u n m a s ı y l a , ipek yolu diye a d l a n d ı r ı l a n d o ğ u b a t ı ticaret yolunun ağırlık noktası okya­ nuslara k a y m ı ş t ı . Coğrafi keşiflerin so­ nunda sadece Sivas ve çevresi değil, b ü t ü n Osmanlı Devleti de etkilenmişti. XVI.yüzyıl Osmanlı tahrir defterlerine göre şehrin n ü f u s u 30 bin c i v a r ı n d a d ı r (Res:a). Ü ç yüzyıl önce 120 bin olan bu r a k a m ı n d ö r t t e b i r i o r a n ı n d a düşmesi, şehrin t i c a r i , sosyal ve siyasal ağırlığı h a k k ı n d a bir k r i t e r s a y ı l a b i l i r k a n ı s ı n ­ dayız. X V I I . y u z y i l d a Evliya Çelebi, şe­ hirde pek az sayıda medrese k a l d ı ğ ı n ­ dan sözeder. Şehrin n ü f u s u Cuinet'e göre X I X . y ü z y ı l d a ancak 13 bin civa­ r ı n d a bir a r t ı ş göstererek 43 bine ula­ şabilmişti.

Buna r a ğ m e n , Anadolu coğrafyası içinde şehir hâla merkez olma n i t e l i ­ ğini s ü r d ü r ü y o r d u . O s m a n l ı l a r ı n b ü y ü k eyalet merkezlerinden birisi olan Sivas, XVI.yüzyıl Amasya, Ç o r u m , Yozgat, D i v r i ğ i , Samsun, A r a p k i r (Malatya), L i ­ v a l a r ı n ı İ h t i v a etmek üzere, Orta F ı r a t Havalisinden Orta Karadeniz Bölgesine kadar u z a n ı y o r d u .

H u z u r l u geçen b i r k a ç y ü z y ı l d a n sonra X V I I . y ü z y ı l d a bozulan siyasal ve sosyal y a p ı n ı n yol açtığı Celâli is­ y a n l a r ı n ı n merkezi Sivas ve çevresi ol­ muştur. X V I I . yüzyM o r t a l a r ı n d a mer­ kezi otoritenin zayıflaması y ü z ü n d e n yerel güçlerle merkez a r a s ı n d a meyda­ na gelen ç a t ı ş m a l a r d a n şehir çok zarar görmüştü. Bu y ı l l a r d a Anadolu'yu ge­ çen seyyahlar Sivas'ı "Yolları ç a m u r ve toz içinde, toprak bacalı basit evler ve k a r m a k a r ı ş ı k sokaklar" kelimeleriyle tasvir etmektedirler.

X I X . y ü z y ı l s o n l a r ı n a doğru Sivas'a vali olarak atanan H a l i l R ı f a t Paşa'nın imar ve b a y ı n d ı r l ı k hizmetleri de çev­ rede h â l â a n ı l m a k t a d ı r . H a l i l R ı f a t Paşa 4 yıla varan valiliği sırasında o günün vilayet s ı n ı r l a r ı içinde b i n ü ç y ü z kilometreye y a k ı n yol y a p t ı r m ı ş ve mevcut yolları o n a r t m ı ş t ı r (Rcs:o).

185 K u r t u l u ş Savaşı yıllarında Sivas'ın T ü r k i y e tarihi açısından çok seçkin ve şerefli bir yeri vardır. 4 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongeresi, yeni ve dinç bir T ü r k i y e Devletini kurma f i k r i n i n belirlenerek, bütün vatan sathına yayıl­ ması gibi, bir k a r a r ı n şerefini taşımak­ tadır. Sivas Kongeresi, Büyük A t a t ü r k ' ­ ün de dediği gibi "Cumhuriyetin teme­ l i n i n atıldığı yer" olmuştur. Cumhuri­ yet yıllarında Sivas planlı bir şekilde k a l k ı n a n sanayi yatırımlarına sahip modern bir şehir g ö r ü n ü m ü n d e d i r (Plan:l). Bu olumlu çalışmalar günü­ m ü z d e de devam etmektedir.

C A M İ L E R : U l u Cami :

Cami, I I K ı h ç a r s l a n ' ı n (1156-1192) o ğ u l l a r ı n d a n , Sivas Meliki Kutbeddin Melikşah zamanında, Kızılarslan bin İ b r a h i m t a r a f ı n d a n 1192-93 de; Minare­ si K e y k â v u s Bin Keyhüsrev devrinde

1213 de yapılmıştır (Resim:l). Kıbleye dikey uzanan 11 sahınlıdır. Anadolu Selçuklu mimarisinde en erken tarihli son cemaat mekânlı camilerden birisi olması b a k ı m ı n d a n önemlidir. 1957 ler-de b ü y ü k bir onarım geçirerek bugün­ kü şeklini almış ve bugün müzede mu­ hafaza edilen kitabesi de o dönemde b u l u n m u ş t u r (Plan:2).

İmaret Cami (Darülreha)

Bina eskiden imaret, cami vc zavi­ yeyi içeren bir külliyeden oluşmaktay­ dı. Bugün imareti ve zaviyesi tamamen yıkılmıştır. Camisi ise, büyük bir ona­ rımla yenilenmiştir.Yenilenen bu cami­ nin (İmaret Cami) doğu kapısının sol t a r a f ı n a , D a r ü l r e h a ' n ı n kitabesi konul­ muştur. A,ynca yapının bir de vakfiye­ si v a r d ı r . Vakfiyesine göre, D a r ü l r e h a

1321 yılında Kemaleddin Ahmed Bin Reha t a r a f ı n d a n yaptırılmıştır.

Meydan Cami :

Cami, Kanuni Sultan Süleyman dö­ nemi vezirlerinden, Sivaslı Koca Hasan Paşa t a r a f ı n d a n 1564 tarihinde yaptı­ rılmıştır. Kitabe harime giriş kapısı ü z e r i n d e d i r . Doğu-batı doğrultusunda d i k d ö r t g e n planlı ve enine i k i sahınlı­ dır. Sahıniarı birbirinden kare kesitli 4 ayak ayırır. Bu taş ayaklar üzerinde

(4)

bi-186 Yrâ Doc. Dr HAKKT A C U N rer p r o f i l l i yastıklar yer alır. Güneyde,

eksende bir mihrap nişi ile kuzeyde bir üst mahfil bulunur. Minare, kuzey-batı köşededir. Yuvarlak gövdeli tuğladan, yapı kesme taşdandır. Harimin kuze­ yinde doğu yanı kapalı bir son cemaat yeri vardır.

Kale Cami :

Cami, Sultan III.Murat dönemi ve­ zirlerinden Sivas Valisi A l i Beyoğlu Mahmud Paşa tarafından, 1580 tarihin­ de yaptırılmıştır (Resim:2). Kare planlı, tromp geçişli kubbeli, onaltıgen kas-naklıdir. Kubbe,sivri kör kemerlerden oluşan onaltıgen kasnak üzerine oturur. Kornişlerle kubbe yayı arasında kalan boşluklara, kubbe akustiği için çömlek­ ler yerleştirilmiştir. Son cemaat yeri kuzeydedir. Kapı üzerinde kitabesi var­ dır.

Doğusunda 4 eyvanlı yıkık bir ha­ mamı yer alır.

A l i Ağa Cami :

Cami, Behram Paşa'nın oğlu Musta­ fa Bey tarafından 1589 tarihinde yaptı­ rılmıştır. Banisi cami haziresinde gömü­ lüdür. Kare planlı tromp geçişli, çokgen mihraplı, i k i katlı son cemaat yeri olan güdük minareli bir yapıdır.

Yeni Cami :

Sivas eşrafından Selim Ağa tarafın­ dan '1770 de yaptırılmıştır. Bugün bü­ yük bir bölümü tamamen yenilenmiştir. Yalnız minaresi eskidir.

A l i Baba Cami :

Cami dıştan, güney-kuzey ekseninde d i k d ö r t g e n planlı üzeri kırma çatıyla ö r t ü l ü d ü r . Kuzeyinde bir son cemaat yeri ile kuzey batısında bir minare yer alır. Minare, kaidesindeki kitabeye göre Şeyh FeyzuUah Efendi t a r a f ı n d a n 1786 tarihinde, cami ise, 1900 de yapılmıştır. Kitabelerden caminin eski bir yapı ba­ kiyesi ü z e r i n d e k u r u l d u ğ u anlaşılmak­ tadır. Y a p ı içten ardarda i k i ahşap kubbeli m e k â n d a n oluşmaktadır. Kub­ belere pandantiflerle geçilir. Güney­ deki mekân ibadet mekânı, kuzeydeki ise, hem ibadet m e k â n ı hem türbedir. T ü r b e l i m e k â n ı n batısında dört mezar v a r d ı r . En kuzeyde ise, bir son cemaat yeri bulunur.

Yiğitler Mahallesi (Fertelli Cami): Camii minare kaidesindeki kitabeye göre 1794 tarihinde Hacı İ b r a h i m tara­ fından yapılmıştır. D i k d ö r t g e n p l a n l ı düz tavanlıdır. Harimde üç a ğ a ç d i r e k yeralır. Mihrap, alçı kabartmalarla süs­ lüdür.

Paşa Cami :

Cami bugün tamamen y e n i l e n m i ş t i r . Eski cami Sivas e ş r a f ı n d a n Selman Bey tarafından 1805 tarihinde y a p t ı r ı l m ı ş ­ tır.

Büyük Kazancılar Cami :

Cami kareye yakın d i k d ö r t g e n plan­ lı kırma çatılıdır. Minare kaidesindeki kitabede 1812 yılında Mehmet A ğ a ' n ı n yaptırdığı yazılıdır.

Çatalpınar ( K o r k m a z o ğ l u ) Cami : Cami, kareye y a k ı n d i k d ö r t g e n planlı ve kırma çatılıdır. Y a p ı i ç i n d e k i bir levha üzerinde camiyi 1833 y ı l ı n d a A l i Aşkar Paşa'nın ihya e t t i r d i ğ i y a z ı ­ lıdır.

Vişneli Cami :

Miralay İsmail Bey t a r a f ı n d a n 1862 tarihinde yenilenmiştir. K ı r m a ç a t ı l ı dikdörtgen planlı kârgir bir y a p ı d ı r .

Sait Paşa Cami :

Cami, Sait Paşa t a r a f ı n d a n 1879 y ı ­ lında yapılmıştır. Eskiden y a n ı n d a b i r de medresesi varmış. Bugün camiden orijinal olarak bir tek minare k a l m ı ş t ı r .

Osman Paşa Cami :

Eski bir kilise üzerine k u r u l a n ca­ miden bugün orijinal olarak y a l n ı z m i ­ naresi ayakta kalmıştır. Minaresi X V I . ve XVII.yy. mimari özelliği gösterir.

MEDRESELER : Darüşşifa:

Anadolu'nun en b ü y ü k ş i f a h a n e s i -dir. Sultan I . İzzeddin K e y k â v u s tara­ fından 1217-18 tarihinde y a p t ı r ı l m ı ş t ı r . Açık avlulu dört e y v a n l ı d ı r (Plan:3). Güneydeki eyvan 1220 de t ü r b e haline getirilmiştir (Res:3). T ü r b e cephesin­ deki çini mozaik süslemeler M a r e d ' I i Ahmet tarafından y a p t ı r ı l m ı ş t ı r (Res: 4).

Kuzey eyvanının i ç i n d e k i t u ğ l a derzler arasında "Allah" ismi ve

(5)

geo-SİVAS VF. CEVRESt T A R İ H İ E S E R L E R İ N İ N LİSTESİ 187 metrik süslemeler d i k k a t çekicidir.

T ü r b e , Selçuklu s u l t a n l a r ı n a has 10 k e n a r l ı d ı r . Cephede koyu mavi üzerine beyaz kabartma harflerle veremden ö-len, şair ve hassas ruhlu sultanın kita­ besi; "Geniş saraylardan çıkıp bu dara­ cık mezarlara geldik. Servetimin bana f a y d a s ı yok. S a l t a n a t ı m b i t t i . Fani d ü n ­ yadan ahirete yolculuk günü, 617 Şev­ valin d ö r d ü " yazılıdır.]986'da yapılan d ü z e n l e m e çalışması sırasında mezar o-dasının ters "F" harfine benzediğini gördüm. A y r ı c a kuzey doğu köşedeki mezar i ç i n d e bir m u m y a l ı ceset ile ce­ setlerin a l t ı n a konan işlemeli düz ahşap p a r ç a l a r a r a s t l a d ı m . Ş i f a h a n e d e göz, cilt, dahiliye ve ruh h a s t a l ı k l a r ı tedavi edilir. Hasta başında ders y a p ı l ı r d ı . X n L y ü z y ı l b a ş ı n d a ruh h a s t a l a r ı mü­ zikle ve telkinle tedavi ediliyordu. 1768 t a r i h l i bir fermanla medrese haline so­ k u l d u ğ u için Ş i f a h a n e Medresesi a d ı n ı alarak 1914'e kadar kullanılmıştır.

Buruciye Medresesi :

Anadolu'nun en simetrik planlı medresesidir (Plan:4).4 e y v a n l ı d ı r (Res -.5). Muzaffer B a r û c i r d i t a r a f ı n d a n 1271 yılında y a p t ı r ı l m ı ş t ı r . D o ğ u d a k i eyva­ nın i k i y a n ı n d a k i odalar i k i katlıdır. Giriş e y v a n ı n ı n kuzeyindeki oda türbe odasıdır. Mozaik çinilerle süslüdür. Do­ ğu dış d u v a r ı n d a yer alan hamam 1985 de k a l d ı r ı l a r a k medrese rutubetten kur­ t a r ı l m ı ş t ı r .

Çifte M i n a r e l i Medrese :

Portalindcki kitabeye göre, İlhanlı veziri Şemseddin Cuveyni t a r a f ı n d a n

1271 y ı l ı n d a i k i katlı açık avlulu 4 e y v a n l ı olarak y a p t ı r ı l m ı ş t ı r . Bugün medresenin arka kısmı tamamen yıkıl­ mış, 1882 y ı l ı n d a hastahane olarak k u l ­ lanılmıştır. Minarelerinde çini mozayik süslemeler vardır(Res.:6). Mimarı Kölük Bin A b d u l l a h olabilir. Mimar kitabesi taç k a p ı n ı n g ü n e y y a n ı n d a d ı r . G ü n e y ­ doğu köşedeki payanda kulesi ü z e r i n d e yer alan sekiz tane mum m o t i f i dikkat çekicidir.

Gök Medrese :

Açık avlulu 4 eyvanlı medresenin d o ğ u d a k i ana e y v a n ı ve y a n l a r ı n d a k i odalar y ı k ı l m ı ş t ı r (Plan:5). Tamamen mermerden y a p ı l m ı ş taş k a p ı n ı n i k i

y a n ı n d a birer y i v l i minare yer alır (Res.:7). Portaldaki kitabeye göre IV.Kılıçarslan'ın oğlu HLGıyâseddin Keyhüsrev devrinde. Vezir Fahreddin A l i (Sahipatâ) t a r a f ı n d a n 1271 de yap­ tırılmıştır. Mimarı "Amel-i Üstâd Ka-l û y a n ü ' Ka-l - K o n e v f d i r . Giriş eyvanın gü­ neyinde mescid yeralır. Giriş kapısının

sağ üst köşesinde kabartma bir yaprak üzerine yapılan Orta Asya Burç figür­ leri görülür. Medresenin eyvanları ve minareleri mozaik çinilerle süslüdür. Medresenin d u v a r l a r ı n ı n çarpık oluşu, daha önceki devir yapı bakiyesi üzeri­ ne yapıldığını hatırlatır. Bazı mimari verilere d a y a n ı l a r a k yapının i k i katlı olabileceği söylenmektedir.

Bu medrese çifte minareli medrese ile birlikte Anadolu'da ilk defa görülen çifte minareli medresedir.

T Ü R B E L E R

A b d ü l v a h h a b Gazi Mescidi ve Türbesi :

Cami, bugün tamamen yenilenmiş­ tir. Eski caminin ve türbenin ne zaman yapıldığı belli değildir. Fakat cami ve türbeyi 1495-96 tarihinde Ahmet Paşa yeniden yaptırmıştır. Türbe, sekizgen planlı üzeri kubbeyle örtülüdür. Duvar yüzeyinde aynalı kör kemer nişleri var­ dır. Güney de,sivri kemerli bir mihrap nişi yer alır. Türbe içi tamamen oriji­ nal kalem işleriyle süslüdür. İçinde bir lahid bulunur. Lahid üzerindeki taş da H.732/M. 1331 tarihi yazılıdır. Ayrıca lahid üzeri altıgen T ü r k u v a z renkli çi­ nilerle kaplıdır. Yer yer çini mozayık-lara da rastlanır. Bu çini mozayıklar Selçuklu geleneğinde yapılmıştır.

A h i Emir Ahmet Türbesi :

T ü r b e , A h i Emir Ahmet adına 1332 senesinde yaptırılmıştır. Kare planlı köşeleri pahlanmış gövdesi altığcndir. 1960 da Vakıflar Genel Müdürlüğü ta­ r a f ı n d a n başlatılan restorasyan sıra­ sında kare kaide ve esas mezar odası ortaya çıkmıştır. Mezar odasına giriş kuzeye açılır (Res:8).

Şeyh Hasan Türbesi (Güdük M i ­ nare) :

Uygur Türkleri'ndcn Ertana'nın (Eratna) oğlu Şeyh Hasan Bcy'in

(6)

türbe-188 YrH n n r Dr. H A K K T A C U N sidir. 1347 de yaptırılmıştır. Kare ka­

ideli s i l i n d i r i k gövdelidir (Res.:9). Göv­ deye iri üçgenlerle geçilmiştir. Gövde de tuğlalar arasında firuze çinilerle baklava d i l i m l i süslemeler yer alır. Esas mezar odasına giriş kapısı kuzeye açı­ lır.

Şeyh Çoban Türbesi :

T ü r b e Fatih dönemi öncesinde yap­ tırılmış, Fatih döneminde yenilenmiştir. G ü n e y d e k i kapı ve hacet penceresinin b u l u n d u ğ u cephe X I X . yy.da tekrar ye­ nilenmiştir. Bu dönemde, güneydeki mescitte yıktırılmıştır. Türbenin Pir Ahmet Bey'in azadlarından Yusuf Bin Abdullah tarafından 1457-58 de yeni­ lendiği anlaşılıyor. Şeyh Çoban'ın Mcc-muddin Kübrâ'nın halifelerinden oldu­ ğu söylenir.

Yapı kare planlı, tromp geçişli kub­ beli, sekizgen kasnaklıdır.

Şemseddin Sivasî Türbesi :

Meydan camii avlusunun kuzey-ba-tısında yer alan türbe, asıl adı Kara Şemseddin Ahmed olan birine aittir. Yapı, giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre Şemseddin Sivasfnin ölümünden 2. 5-3 sene sonra 1600 tarihinde yaptırıl­ mıştır. Halveti tarikâtının Şemsiye ko­ lunun kurucusudur. Türbe içinde so­ yundan gelen bazı zatlar yatar. Bunlar­ la i l g i l i kitabeler türbenin güneyindeki pencere üzerinde yazılıdır. I . Şems A h ­ met Efendiye ait olup 1830 tarihlidir; I I . 1838 tarihlidir; IlI.Sivas Valisi A l i Aşkar Paşa'nın annesine ait ve 1848 t a r i h l i d i r .

Doğubatı doğrultusunda uzanan ya­ p ı n ı n i k i bölümden oluştuğu görülür. D o ğ u d a k i bölüm dikdörtgen planlı üze­ r i çokgen yüksek kasnaklı bir kubbeyle ö r t ü l ü d ü r . Eni d o ğ u d a k i n d e n daha bü­ y ü k t ü r . T ü r b e n i n güneydoğu köşesi p a h l a n m ı ş ve ü z e r i n d e güneydoğu Ana­ dolu'daki bazı y a p ı l a r ı n d a gördüğü­ m ü z , eksenden kırılmış gülbezek şek­ lindeki süsleme yerleştirilmiştir.

Şeyh E r z u r u m t Türbesi :

Bugün yeni yapılan garajların d o ğ u s u n d a bulunan t ü r b e kare planlı, k u z e y d o ğ u s u n d a k ü ç ü k bir kapısı var­ d ı r . Ü z e r i kubbeyle ö r t ü l ü d ü r . Kubbeye

Türk üçgenleriyle geçilir. G ü n e y d e y u ­ varlak bir mihrap nişi yeralir. K i t a b e s i okunmayacak kadar tahrip o l m u ş t u r . X I V veya X V . yy. ait olabilir.

Kadı Burhaneddin T ü r b e s i :

Türbe tamamen yeniden y a p t ı r ı l ­ mıştır. Baldaken planlı üzeri kubbeyle örtülüdür.

A b d ü l v e h h a b Gazi T ü r b e s i Y a n ı n ­ daki Türbe:

Türbe, A b d ü l v e h h a b Gazi t ü r b e s i ­ nin güneybatısında ona 2-3 m . u z a k l ı k t a basık küçük bir türbedir. T ü r b e 2 x 2.5 m.boyutlarında 80-90 cm. y ü k s e k l i ğ i n ­ de, üzeri sivri beşik tonoz Örtülü b i r yapıdır. İçinde bir tek mezar v a r d ı r . Mezarın ayak taşında M.173 ? t a r i h i o-kunabilmektedir.

A b d ü l v e h h a b Gazi M e z a r l ı ğ ı n d a k i Türbe Kalıntısı:

T ü r b e kalıntısı, b u g ü n k ü c a m i n i n kuzeydoğusunda ona 150-200 m.uzak­ lıktadır. Dikdörtgen planlı t ü r b e d e y a l ­ nız kare kesitli 6 tane ayak ile i ç i n d e i k i tane mezartaşı kalmıştır.

İncili Sultan Türbesi :

Bugünkü Ü n i v e r s i t e Hastahanesinin avlusunda yer alan t ü r b e , baldaken planlı, kare kesitli 4 ayak ü z e r i n e oturan kubbeli bir y a p ı d ı r . K u b b e y e pandantiflerle geçilir. Kubbe o r t a s ı n d a altıgen bir açıklık v a r d ı r . Kubbe d ı ş t a n üzeri kesilmiş dörtgen p i r i z m a k ü l â h şeklindedir (Res.:10).

Keçecizade İzzet Molla (1785-1829) Kadı olarak Sivas'a s ü r ü l m ü ş ve ö l d ü ğ ü zaman rivayete göre şimdi hastahane bahçesinde bulunan İncili Sultan T ü r -besi'ne gömülmüştür. Daha sonra oğ^lu Keçecizade Mehmet Fuat Paşa Sadra­ zam olduğu zaman MoUa'nm k e m i k l e ­ r i n i İstanbul'a (1861) n a k l e t m i ş t i r .

Süt Evliyası :

Kare planlı sekizgen g ö v d e l i s i v r i külâhlıdır. Kerpiçten y a p ı l a n bu t ü r b e muhtemelen XX.yüzyıl başına t a r i h l e -nebilir.

Akbaş Sultan Türbesi :

Kare planlı, üzeri kubbeyle ö r t ü ­ lüdür. Kubbeye pandantiflerle geçilir. Kubbe sekizgen kasnak ü z e r i n e o t u r u r .

(7)

SİVAS V E CEVRF.St T A R İ H İ E S E R L E R İ N İ N LİSTESİ 189 Muhtemelen X l X . y y . başına

tarihlene-bilir. Y a n ı n d a bir haziresi vardır. T E K K E L E R

A l i Baba Tekkesi :

X X . y y . b a ş l a r ı n a tarihleyebileceği-miz ev tekke geleneğinde yapılmış bir y a p ı d ı r . Semahanesi v a r d ı r . Semahane i k i k a t l ı d ı r . İkinci katın bir bölümü kafes işçiliği ile k a p a t ı l m ı ş t ı r . A i t katta g ü n e y d e bir mihrap nişi ile niş içinde R u f â i Şişlerinin kalem işi süslemeleri v a r d ı r .

H A N L A R V E BEDESTENLER Sivas Behram Paşa H a n ı :

Sivas Valisi Sağır Behram paşa tara­ f ı n d a n 1576 yılında y a p t ı r ı l m ı ş t ı r . K u ­ zeyinde hamam yer alır (Res.: 11). Re-vaklı açık avlulu i k i katlıdır. Doğusun­ daki giriş ü z e r i n d e pencerelerin y a n ı n ­ da i k i aslan f i g ü r ü bulunur. Girişin tam k a r ş ı s ı n ı n alt katı ahır olarak k u l ­ lanılır.

Subaşı H a n ı :

Han ve Bedestenden oluşmuştur. Han X V I . y y . klasik han p l a n ı n d a n d ı r . Onun d o ğ u s u n d a bitişik mahzen deni­ len y a p ı n ı n . G ü n e y doğu Anadolu'daki Bedesten tipine benzerliği açık olarak görülür. H a n ı n temelleri ü z e r i n e X I X . yy. bir otel yerleştirilmiştir. H a n ı , Sivas Valisi Lala (Gâzi) Sinan Paşa (Öl.1525) y a p t ı r m ı ş t ı r . G ü n e y t a r a f ı n d a d ü k k â n ­ lar d o ğ u s u n d a Bedesten v a r d ı r . Bedeste­ nin o r t a s ı n d a 4 kare kesitli ayak bulu­ nur. Ayak ve duvar payeleri üzerine a-tılan s i v r i kemerler üzerini çapraz to­ nozlar k a p a t ı r . 1986 restorasyonuna başlanmış hala devam etmektedir.

Taş Han ;

Azınlık t ü c c a r l a r ı n ı n y a p t ı r d ı ğ ı X I X . y y . a i t bir h a n d ı r . Dikdörtgen plan­ lı orta avlulu i k i kattır. Kuzey ve doğu y ö n ü n d e caddeye bakan d ü k k a n l a r bu­ lunur.

Ş E H İ R DIŞI H A N L A R I Selçuk H a n ı :

Eski M a l a t y a - S ı v a s yolu ü z e r i n d e k i Akkaya k ö y ü n ü n 3.km. g ü n e y i n d e tarla içinde yeralır. Temel kalıntısı olarak kalmıştır. Y a l n ı z kapalı kısımdan olu­

şan üç sahanlı bir han imiş. Doğu-batı doğrultusunda uzanan yaklaşık olarak

17x22 m. boyutlarındadır. Orta mekân­ da i k i sıra üçer ayak izleri görülür. Ba­ tı d u v a r ı n ı n tamamı doğu d u v a r l a r ı n yarısı 1 m. kadar ayaktadır. Kuzeydo­ ğu köşede tonoz izi belli olur.

Han, kuzeyindeki höyüğün güney yüzüne yaslanmıştır. Doğusunda yerle­ şim izleri vardır. Batısında 20 m. kadar uzaklıkta bir su kaynağı bulunur.

L a t i f Hanı :

Eski Sıvas-Kayseri yolu üzerinde, b u g ü n k ü Tatlıcak höyüğünün yakının­ da olan handan, günümüze hiç bir şey kalmamıştır. Yakın zamana kadar te­ melleri ayakta olan yapı tamamen tah­ rip edilmiştir.

HAMA. ML AR Meydan Hamamı :

Meydan cami vakıfları arasında ol­ d u ğ u n u sandığımız bu hamam, 4 eyvan şemail sıcaklıklıdır. Sıcaklık ve so­

ğukluk üzerleri kubbelerle örtülüdür. Soğukluğun kubbesine tromplarla geçi­ lir. Doğuda giriş kapısının yanında, bir pencere vardır. Pencerenin kenarındaki sütünce üzerinde bulunan süslemeler y a p ı n ı n XVI.yy.dan daha erken bir ta­ rihe ait olabileceğini hatırlatır.

K u r ş u n l u Hamamı :

Sivas Valisi Sağır Behram Paşa ta­ r a f ı n d a n 1576 da çifte hamam olarak yaptırılmıştır. Her i k i kısımda 4 eyvan şemail sıcaklıktı simetrik bir plan gös­ terir. Soğukluk büyük kubbelerle örtü­ l ü d ü r (Res.:12).

Firuz Ağa Hamamı :

Kaynaklarda 1546 tarihli vakfiye­ sinin olduğunu bildiğimiz yapının bu­ gün yeri kesin olarak bilinmemektedir.

Kale Camii Hamamı :

Camiyi yaptıran Vezir Mahmut Pa­ şa t a r a f ı n d a n 1580 tarihinde yaptırıl­ mıştır. Cami ve hamamın 1584 tarihli bir vakfiyesi vardır. Hamam bugün du-\ a r l a r i 1 m. ayakta kalacak şekilde yı­ kılmıştır. Sıcaklık 4 eyvan şcmalı \c köşe odalıdır.

(8)

190 Y r d . Doc. Dr. H A K K I A C U N Eski Paşa H a m a m ı :

Hamam üst kalenin kuzeyinde do-ğ u b a t ı d o do-ğ r u l t u s u n d a dikdörtgen plan­ lıdır. Giriş d o ğ u d a d ı r . Esas girişi güne­ ye a ç ı l m a k t a y d ı . Sıcaklık 4 eyvanlı kö­ şe hücrelidir. Halvetler üçgen geçişli kubbelerle ö r t ü l ü d ü r . Kubbelerin ortası honi gibi yükselerek aydınlık feneri o-luşturmuştur: Eyvanlar sivri beşik to­ nozludur. Soğukluk büyük kubbeli tromp geçişlidir. Ilıklık güney-kuzey doğrultusunda dikdörtgen planlı ve üzeri beşik tonoz örtülüdür.

Hamamcıoğlu Hamamı :

İçine girme imkânı bulamadığımız, fakat, dıştan eski olduğu anlaşılan taş bir binadır.

Taş Hamam (Pirit; Hamamı : Ağustos 1985 de Buruciye medre­ sesinin etrafının açılması gayesiyle tamamen yıktırılan hamam, sıcaklığı 4 eyvanlı ve 4 köşe hücrelidir. Sıcaklık ve soğukluğun üzerini büyük kubbeler örter. Hamam doğu-batı doğrultusunda uzanır. Önemli bir mimari özelliği yoktur.

Paşabostan Hamamı :

Hamam 4 eyvan şemail sıcaklıklıdır. Y a p ı m tarihi bilinmemektedir.

Mehmet A l i Hamamı :

Hamam 4 eyvan şemail sıcaklıklıdır. Y a p ı m tarihi bilinmemektedir.

Numan Efendi (Sansözen Şeyhleri­ nin) H a m a m ı :

Ulanak mahallesi 2.sok. da yer alır. Numan Efendi v a k ı f l a r ı n d a n ve yan yana i k i kubbeli m e k â n d a n oluştuğu söylenir. Ev h a m a m ı n ı n birinci kubbesi tamamen yıkılmış,ikinci kubbesinin de y a l n ı z kubbeye geçiş elemanları ( t r o m p l a r ı ) ile bir i k i d u v a r ı ayakta kalmıştır.

Şirinoğlu H a m a m ı :

Hamam 1904 de yapılmıştır. Sıcak­ lığı 4 eyvan şemail 4 halvetlidir. Sı­ caklık ve s o ğ u k l u k kubbeyle ö r t ü l ü d ü r .

Soğuk Ç e r m i k :

Sivas'ın k u z e y - d o ğ u s u n d a , ona 17 k m . u z a k l ı k t a bir kaplıca m u h i t i d i r . Bu­ rada üzeri k a p a l ı i k i havuz bulunur.

Kuzeydeki daha büyük olanı 1905 t a r i -ninde Sivas Valisi Reşit A k i f Paşa ta­ rafından yaptırılmıştır.

K Ö P R Ü L E R Kesik K ö p r ü :

Sivas'ın 10 km. g ü n e y - b a t ı s ı n d a , Kızılırmak üzerindedir. Ü z e r i n d e n Sivas-Kayseri yolu geçer. S e l ç u k l u köprüsüdür. 1906 da Şahna k ü m b e d i n i n taşlarıyla onarılmıştr. Daha önce 1875 de Sultan Abdulaziz z a m a n ı n d a o n a r ı l ­ mıştır. B i r i 17 diğeri 2 gözlü olan k ö p ­ rüden Sivas'dan Kayseri'ye giderken 1402 de Timur'da geçmiştir.

Eğri K ö p r ü :

Sivas'ın 3 km. g ü n e y i n d e K ı z ı l ­ ırmak üzerindedir. Ü z e r i n d e n Sivas-Malatya (Eski Bağdat) Y o l u geçer. Selçuklular dönemine aittir. 1585 de I I I . Murat, Ayrıca X I X . yy. da. K a n g a l a ğ a ­ sı Abdurrahman Paşa tamir e t t i r m i ş t i r .

18 gözlüdür. 173x4,60 m. b o y u t l a r ı n d a -dır. K ö p r ü n ü n kuzey-doğu t a r a f ı n d a , mahmuzların üzerinde i k i keçi kabart­ ması yer alır.

Boğaz (Hanzar'ın) K ö p r ü s ü :

K ö p r ü Sivas'a 12 km. u z a k l ı k t a şeh­ rin doğusunda, eski H a f i k , Celalli ve K a r a y ü n yolunda, K ı z ı l ı r m a k ü z e r i n d e ­ dir. Sivri kemerli 6 gözlü k u z e y b a t ı -güney-doğu y ö n ü n d e u z a n ı r . G ü n e y ­ doğu t a r a f ı n d a n d i k d ö r t g e n p l a n l ı ü z e ­ r i sivri tonoz örtülü b a t ı y a a ç ı l a n i k i mazgal penceresi olan bir oda yer a l ı r . Odanın girişi kaynak t a r a f ı n a a ç ı l a n seğment kemerli bir k a p ı d ı r . K a p ı n ı n sağ üst köşesinde bugün okunamayacak kadar silinmiş bir kitabe bulunur. K i ­ tabenin 1525 tarihli olduğu söylenir.

Eski Kayseri Y o l u Ü z e r i n d e k i Köprü :

Eski Kayseri yolu ü z e r i n d e . K e s i k köprünün güneyinde ona 2-3 km. uzak­ lıktadır. Yuvarlak kemerli i k i g ö z l ü d ü r . Doğu korkuluk duvarı ü z e r i n d e alt alta i k i kitabe bulunur.Bunlardan b i r tane­ si H.1324/M1906 tarihli ve yazısı pek okunamayan Eski T ü r k ç e , d i ğ e r i 1908 t a r i h l i Lâtincedir. Her i k i y a z ı d a i k i satırdır.

(9)

SİVAS V E Ç E V R E S İ T A R İ H İ E S E R L E R İ N İ N LİSTESİ 191 K Ü T Ü P H A N E L E R

Numan Efendi K i t a p l ı ğ ı :

K ü t ü p h a n e , 1758 de Sivas Müftüsü Numan Efendi t a r a f ı n d a n yaptırılmış­ tır. Bugün tamamen yıkılmıştır. Yalnız haziresi ve çeşmesi a y a k t a d ı r .

Ziya Bey K ü t ü p h a n e s i :

K ü t ü p h a n e Sivas M i l l e t v e k i l i Müte-vellizade Ziya Bey (Başara) t a r a f ı n d a n

1908 y ı l ı n d a y a p t ı r ı l m ı ş t ı r . İki katlı bir binadır. 1985 yılında k ü t ü p h a n e olarak açılmıştır. Neo-Klasik ve .Ampir ûsûlü mimari özelliği taşır.

E V L E R V E K O N A K L A R Sivas Kangal Ağası K o n a ğ ı :

Konak, Kangal Ağası .Abdurrahman Paşa t a r a f ı n d a n 1877 senesinde yaptı­ rılmıştır. A l t kat 4 eyvan şemail köşe odalıdır. Üst kat orta sofalı karşılıklı i k i o d a d ı r . B a t ı d a k i baş oda t a v a n ı Ba­ rok özellikli yaldızlı alçı süslü olup İstanbul m a n z a r a l ı i k i panosu v a r d ı r (Res:13). İnönü Müzesi : B u g ü n k ü İ m a m Hatip Okulunun k a r ş ı s ı n d a d ı r . İsmet İ n ö n ü ' n ü n 1891-1897 t a r i h l e r i a r a s ı n d a kaldığı evdir. İki k a t l ı , i k i iç sofalıdır. Odalar sofaya açılır. Birde köşk denilen üst katı var­ dır. 1945 de E t n o ğ r a f y a Müzesi haline getirilerek Belediye Halkla İlişkiler M ü d ü r l ü ğ ü n e b a ğ l a n m ı ş t ı r .

Kongre Müzesi (Eski Sivas Lisesi) : Sivas Valisi Sırrı Paşa t a r a f ı n d a n 1890 larda temeli atılan b i n a n ı n . V a l i ­ nin başka yere t a y i n i ile yapımı bir sü­ re d u r m u ş ; daha sonra V a l i Mazlum Pa­ şazade Memduh Bey z a m a n ı n d a i l k te­ mel d e ğ i ş t i r i l e r e k y a p ı m ı n a yeniden b a ş l a n m ı ş , 19 Haziran 1894 de b i t i r i l ­ miştir. İlk önce Mülkî İdadî. sonra Sultant, 1924 de de b ü y ü k .Atatürk'ün emriyle Sivas Lisesi haline d ö n ü ş t ü r ü l ­ müştür.

Kongre s ı r a s ı n d a Sultanî olan bina A t a t ü r k ve maiyetine kongre için resmi k a r a r g â h olarak tahsis edilmiştir. Bu­ gün E t n o ğ r a f y a ve Kongre Müzesi ola­ rak tanzim edilen bina. halen K ü l t ü r ve T u r i z m B a k a n l ı ğ ı ' n c a o n a r ı l m a k t a ­ dır.

Neoklasik ve Ampir üslup özellikle­ r i gösteren bina i k i katlı ve kırma ça­ tıyla ö r t ü l ü d ü r . A l t ve üst odalar bir koridora, koridor da iç avluya açılır. Esas giriş kapısı batı taraftadır. Doğu­ daki giriş 1930 larda açılmıştır (Res:

14).

H ü k ü m e t Konağı :

Bina, Sivas'a büyük hizmetleri olan V a l i Halil Rıfat Paşa (Sivas Valiliği

1882-1885)tarafından 1883 İcrde i k i katlı olarak yaptırılmıştır.İlk bina 20 x

50 m. ebatlarında ve 42 odalı iken Vali Muammer Bey zamanında (1913-1917), 22 odalı üçüncü kat ilave edilerek bü­ y ü t ü l m ü ş t ü r . 1978 de yanan bina, tamir ettirilerek 1982 de yeniden hizmete açılmıştır. 1984 yılında hükümetin giri­ şine Halil Rıfat Paşa'nın büstü konula­ rak banisi yadcdilmiştir. Neo-Klâsik ve Ampir mimari üslup özelliği gösterir.

Jandarma Alay Komutanlığı Binası: Bina, X I X ' . y y . sonlarında yapılmış "L" planlıdır. Tek katlı yapının, köşesi kulevari bir şekilde üç katlı olarak yükselir. Sivas'ta Neo-Klasik ve Ampir mimari üslubunu en güzel yansıtan bir yapıdır.

KİLİSELER

Tavra Deresindeki Kilise :

Yapı bugün Temcitcpc askeri kışla­ sının içinde kalmıştır. Bazikal Planlı üç neflidir. Kaya içine gömülmüş doğu cephesinde üç apsis yer alır. Ortada dört sütun üzerine oturan kubbe, yan­ larda sivri beşik ve çapraz tonozlar üst örtüyü kapatır.

SİVAS DOKU.MACILIĞI .A- Sivas Halıları :

Sivas halılarını i k i gruba ayırarak incelemek yerinde olacaktır.

I. Grup :Türk (Gördes) Düğümü tek­ niğiyle dokunan ve geçmişini .Anadolu Selçuklularına kadar götürebileceğimiz Eski Sivas Halıları.

I I . Grup : X1.X.yy.sonların dan gü-mümüze uzanan İran (Sine) düğümü ile dokunan Sivas Halıları.

l.Grupdaki halılar hakkında ilk ya­ zılı bilgiyi Marko Polo ( ] : ~ l - 7 2 ) \c İbn

(10)

192 Y r d . Doc. Dr H A K K I A C U N Batuta (1332-33 ler) seyahatnamelerin­

de buluyoruz. Ayrıca O.Turan' bir ese­ rinde (Bkz. Bibliyografyaya), bugün F r a n s a ' n ı n Lyon Müzesinde bulunup ü-zerindeki kitabeden 1219 da Alaeddin Keykubat için yapılmış olduğu anlaşı­ lan halının Sivas'tan alındığını öğ­ reniyoruz. G ü n ü m ü z d e artık bu grupta­ k i (Türk d ü ğ ü m tekniğiyle dokunan) halı dokumacılığı daha çok çevreye ya­ yılarak Sivas merkezinde dokunmamak­ tadır.

II.Grupdaki halılar h a k k ı n d a i l k yazılı bilgiler 1900 tarihine dayanır. V a l i Hacı Hasan Bey t a r a f ı n d a n kurul­ maya başlanıp. Vali Reşit A k i f Bey ta­ r a f ı n d a n tamamlanarak 1900 de açılan sanayi mektebinde, ilk üretim başlamış ve 1911 de Vali Muammer Bey tarafın­ dan geliştirilerek bir halı atölyesi haline getirilmiştir. Bugün de aynı a-tölye geleneğinde hah dokuyan i k i ku­ rum vardır. Bunlar kapalı cezaevi ve özel idare halı atölyeleridir. Bu atölyelerde İran-sine düğümüyle İsfa­ han, Tebriz, Buhara, Keşan ve Kirman takliti halılar dokunmaktadır. X I X . y y . dan günümüze yakın tarihlere kadar İ-ran Halılarını aratmayacak kalitede dokunan bu halılarda günümüzde; ge­ rek renk, gerekse motifler yönünden bozulmaların başladığı görülmektedir (Res:15).

B-Sivas Çevresi Dokumaları:

Sivas ve çevresinde Anadolu'nun birçok köy ve kasabalarında olduğu gi­ bi halı ve k i l i m dokunmaktadır. D i v r i ­ ği, G ü r ü n , Kangal, Şarkışla ve Zara başlıca merkezlerdendir Bu yöre halıla­ r ı n ı n t a m a m ı Gördes-Türk düğüm tek­ n i ğ i n d e d o k u n m a k t a d ı r . Bir çoğunda ise, Anadolu Selçuklu dönemine kadar indirilebilen sağlam tekstil motifleri y a ş a t ı l m a k t a d ı r .

Divriği Halıları : 1978 de çalınma­ dan önce Divriği U l u Camiî'nde (1228-29) bulunan 24 tane Selçuklu geleneği­ ne bağlıyabileceğimiz d o k u n m u ş halılar v a r d ı . A y r ı c a 16. yy.tarihlenebilen Os­ manlı Sarayı üslûbunda d o k u n m u ş bir de k i l i m b u l u n m a k t a y d ı . Bu k i l i m bu­ gün İ s t a n b u l V a k ı f l a r Halı Müzesinde sergilenmektedir.

Şarkışla Halıları : Genelde m a d a l -yonlu halılardır. Büyük b i r ç o ğ u n l u ğ u U l u Camit'den Sivas M ü z e s i n e g e t i r i l ­ miştir. X V I I - X V I I I . y y . a t a r i h l e n i r l e r (Res:16). Ayrıca Ş a r k ı ş l a ' n ı n daha meşhur olan dokuma t ü r ü k i l i m l e r i d i r . Enine yol yol şeritlerden o l u ş a n bu kilimlerde cicim, zili ve sumak t ü r ü n d e dokunmuş süslemeler g ö r ü l ü r .

Zara Halıları : Şarkışla H a l ı l a r ı n a benzer fakat renk ve motiflerde d e ğ i ­ şiklikler vardır. Ö r n e k l e r i n e de az rast­ lanır (Res:I7).

G ü r ü n Halıları :Gürün ve ç e v r e s i n ­ de halıcılık diğer yörelere nazaran da­ ha azdır. Özellikle şallarıyla m e ş h u r ­ dur. Pazarlama i m k a n ı n ı n kısıtlı o l m a s ı nedeniyle g ü n ü m ü z d e bu dokuma t ü r ü de kaybolmak üzeredir.

Sivas ve Çevresi Ç o r a p l a r ı . Ö z g ü n renk ve desenlerini b u g ü n e kadar k o r u ­ yabilen bir örgü t ü r ü d ü r . H a l ı ve k i ­ limde karşılaştığımız bir çok desen bu­ raya aktarılmıştır.

Bıçakçılık: Geçmişini S e l ç u k l u l a r dönemine kadar i n d i r e b i l d i ğ i m i z bu sa­ nat dalı günümüze kadar gelerek de­ vam etmektedir. Eskiden kılıç ve kama gibi kesiçi aletleriyle ünlü olan Sivas ili,bugün de bıçakçılığı ile ü n l ü d ü r . İl merkezinde 25'i aşkın b ı ç a k ç ı l ı k l a u ğ ­ raşan d ü k k â n b u l u n m a k t a d ı r . Bu d ü k ­ kânlarda çok değişik b i ç i m d e b ı ç a k ve kesme aleti y a p ı l m a k t a d ı r . S a p l a r ı ge­ nellikle hayvan boynuzundandir. Son zamanlarda kemik yerine işlemesi daha kolay plastik maddeler k u l l a n ı l m a k t a ­ dır.

Ağızlıkcılık: Bu el s a n a t ı n ı n t a r i h i hakkında kesin bir bilgiye sahip d e ğ i ­ liz. Tahminen X V I I I . yy.ın i k i n c i y a r ı ­ şma kadar i n d i r i l e b i l i r . A ğ ı z l ı k c ı l ı k maharet isteyen önemli bir sanat d a l ı ­ dır. Sivas i l merkezinde 20 y i a ş k ı n bu işle uğraşan d ü k k â n b u l u n m a k t a d ı r . Bu d ü k k â n l a r d a ağızlıkcılığın y a n ı n d a t ü ­ kenmez kalem ve isimlik gibi d i ğ e r k ü ­ çük el sanatları y a p ı l m a k t a d ı r .

Materyal olarak işlenmesi kolay, bu­ dağı az germişek veya karamuk a ğ a c ı kullanılır. Önce eğrilikler ı s ı t ı l a r a k düzeltilip kabuğu soyulan ince ç u b u k

(11)

-SİVAS V E CEVRESt T A R İ H İ E S E R L E R İ N İ N LİSTESİ 193 1ar, k ü ç ü k tornalarda işlenerek isteni­

len şekle sokulur. Eskiden el tornala­ r ı n d a y a p ı l a n işleme, şimdi motorlu tornalarda y a p ı l m a k t a d ı r .

D İ V R İ Ğ İ C A M İ L E R :

Kale Cami : Giriş kapısı ü z e r i n d e ­ k i kitabesine göre cami 1180 de Mengü-c ü k l ü l e r d e n Şehin Şah bin Süleyman t a r a f ı n d a n , mimar Meragali Üstad Ha­ san bin Firuz'a y a p t ı r ı l m ı ş t ı r . Üç sa-hınlı bazilikal p l a n l ı d ı r . G ü n e y - b a t ı dış köşede h ü n k â r k ö ş k ü n e çıkışı sağlayan merdiven b a s a m a k l a r ı v a r d ı r . Giriş ka­ pısı ü z e r i n d e k i süslemeler ve yapı için­ deki destekler ü z e r i n d e bulunan başlık­ ların k ö ş e l e r i n d e k i hayvan f i g ü r l e r i dikkat ç e k i c i d i r .

U l u Cami ve Darüşşifası : Cami, Mengücükoğlu Süleyman Şah'ın oğlu Ahmet Şah, D a r ü ş ş i f a karısı Melike T u ­ ran Melik t a r a f ı n d a n 1228-1229 yılında yapılmıştır (Res:18) (Plan:6). Cami, dik­ lemesine üç s a h ı n l ı d ı r . S a h ı n l a n b i r b i ­ rinden sekizgen payeler ayırır. Payeler­ den b a t ı d a k i l e r taş kılıflar içine alın-mıştır.Mihrap önü s i v r i külâhla dıştan vurgulanan bir kubbeyle, diğer m e k â n ­ lar tonozla ö r t ü l ü d ü r . Tonozlar müzesi g ö r ü n ü m ü n d e k i bu örtü sistemlerinden 16 tanesi orijinaldir. Mihrap, i r i plastik barok süslemeyle b e l i r t i l m i ş t i r . C a m i d e n 12 yıl sonra yapılan minber, T i f l i s l i İb­ rahim Oğlu Ahmet U s t a ' n ı n eseridir. Kuzey b a t ı d a k i minare K a n u n i Sultan Süleyman t a r a f ı n d a n y a p t ı r ı l m ı ş t ı r .

Caminin üç taç kapısı v a r d ı r . Bun­ lardan d o ğ u d a k i şah kapısı sade geo­ metrik süslemelidir. Kuzeydeki Barok kapı i r i plastik bezemeli, b a t ı d a k i tekstil k a p ı ise ince işçiliği ile dikkat çeker (Res: 19).

Caminin g ü n e y i n e bitişik olan da­ rüşşifa, k a p a l ı avlulu 4' eyvanlı med­ rese p l a n ı n d a yapılmıştır. M i m a r ı A h -lat'lı H ü r r e m Ş a h ' t ı r . O r t a d a 4 sütun üzerine oturan a y d ı n l ı k fenerli bir kubbe ile zeminde kare bir havuz yer alır. K u z e y d o ğ u d a k i oda t ü r b e olarak d ü z e n l e n m i ş t i r . D a r ü ş ş i f a n ı n Gotik ka­ pı olarak a d l a n d ı r ı l a n bir giriş kapısı v a r d ı r (Res:20). Cami ve d a r ü ş ş i f a n ı n

taç kapıları süslemeleri b a k ı m ı n d a n a-deta birbiriyle yaraşır bir şekilde be­ zenmiştir. Anadolu Selçuklu mimarisi­ nin şaheseri sayılırlar.

Cedid Paşa Cami: Cami, harime gi­ riş kapısındaki kitabeye göre, 1799 tarihinde Cedid Mustafa Paşa tarafın­ dan yaptırılmıştır. Harim ortada 4 sü­ tun üzerine oturan bir kubbe ile yan­ larda üçer bölümlü kubbemsi tonozla­ rın örttüğü bir plana sahiptir.

Yapı süslemeleri bakımından dikkat çeker. Harime giriş kapısı ve mihrap k e n a r l a r ı , Divriği U l u Camisinin taç k a p ı l a r ı n d a görülen bezemelerin kaba birer taklitidir.Minber,tamamen ahşap­ tan olup üzerinde vazodan çıkan çiçek motifleri ve bitkisel motiflerle süslü­ dür. Minaresi tamamen, d u v a r l a r ı yer yer renkli taş almaşığı ile yapılmıştır.

Abu Çimen Cami 1840, Gökçe Cami 1844 de ve Zeliha Hatun Cami 1869 da yapılmıştır. Önemli bir mimari Özel­ l i k l e r i yoktur.

Hacı Osman Mescidi: Ne zaman ya­ pıldığı kesin olarak bilinmeyen dik­ dörtgen planlı taş bir yapıdır.

T u ğ u t (Ağılcık)Köyü Cami: Eski ol­ duğu söylenen camiye gitme imkânı bu­ lamadık.

T Ü R B E L E R

Sitte Melik Kümbedi (Şehinşah Tür­ besi): T ü r b e M e n g ü c ü k o ğ u l l a n n d a n E-mir Süleyman İbn-Seyfcddin Şehinşah için 1195 tarihinde yapılmıştır. Se­ kizgen planlı, içten kubbe dıştan kü­ lâhla ö r t ü l ü d ü r . Giriş kapısı kenarında geometrik süsleme ile bu süslemeyi içi­ ne alan zikzaklı kaval silme ve saçak­ taki mukarnasa benzer süslemeler dik­ kat çeker.

Kemareddin Türbesi: Emir Kcma-reddin, Mengücükoğullarının hazine­ d a r ı d ı r . 1196 tarihinde yapılmıştır. Sekizgen gövdeli, içten kubbe dıştan piramidal külâh örtülüdür. Giriş kapı­ sında d i l i m l i niş süsleme ile külâh sa-ç a ğ ı n d a k i sa-çini sa-çanak yuvaları dikkat çeker.

Nureddin Salih (Kemankeş Türbesi): 1240 tarihinde Nureddin Salih için yaptırılmıştır. Sekizgen planlı, içten

(12)

194 Vrrt Doc. Dr. H A K K I A C U N kubbe dıştan piramidal kiilâh örtülü­

d ü r . Y a n ı n a sonradan bir mescit ilave edilmiştir.

Naip (Gazzezlerin) Türbesi:

T ü r b e , pencere üzerindeki kitabeye göre, 1291 tarihinde, Divriği'nin Mı­ sırlılar idaresinde bulunduğu sırada. Naip Eşref için yaptırılmıştır. Sekizgen planlı piramidal külâhlıdır. Kuzey yö­ nü haricindeki tüm cepheleri diğer ya­ pılarla çevrilmiştir.

Nasıreddin Mehmet Yatırı: (Kan-tepe veya Kayıtbây cami yanındadır.) 1469 veya 1489 tarihlidir. Mısır Naib'i K a r t ı b a y tarafından oğlu Nasır Seyit Mehmet için yaptırılmıştır.

Sinaniye Hatun Türbesi: Kalealtı mahallesindedir. Kare planlı olduğunu tahmin ettiğimiz türbenin yalnız ku­ zeydoğusundaki tromp kemeri ve kuze­ yindeki mazgal penceresi kalmıştır. Türbenin bu görüntüsü bile Mengücük-oğulları döneminden kaldığını gösterir. Kuzeyinde cami olduğu söylenen bir yıkıntı ile yıkıntının kuzeybatısında 1866 tarihli küçük sivri kemer nişli bir çeşme yer alır.

Ahi Yusuf Türbesi :

Kemankeş Türbesinin doğusunda ona 100 m. kadar uzaklıktadır. Bir bahçe içerisinde yeralan türbenin, yalnız bir duvarı ile türbeye ait bir "Ayet" panosu ayakta kalmıştır. Dik­ dörtgen planlı üzeri tonoz örtülü ol­ d u ğ u n u sandığımız türbe, yapı eleman­ l a r ı n d a n Mengücükpğulları dönemine ( X I I I . yy.) tarihlenebilir.

A r a p l ı k Türbesi :

Kocapaşa Mahallesinde yer alan t ü r b e n i n , saçaktan üst kısmı tamamen yıkılmıştır. Kuzey-batıda bir giriş ka­ pısı v a r d ı r . K a p ı k e n a r ı n d a Selçuklu d ö n e m i geometrik süslemeleri görülür. Doğu t a r a f ı n d a başka bir yapı bulunur (Res:21).

T ü r b e :

B u g ü n k ü H ü k ü m e t K o n a ğ ı n ı n orta­ s ı n d a k i eski mezarlık y a n ı n d a d ı r . K i ­ min y a p t ı r d ı ğ ı belli olmamakla birlikte halk a r a s ı n d a Divriği'de Mısırlıların y a p t ı r d ı ğ ı 4 t ü r b e d e n birisi olabileceği

söylenir. Güncy-kuzey d o ğ r u l t u s u n d a dikdörtgen planlıdır. Beşik tonoz ö r t ü ve doğu d u v a r ı tamamen y ı k ı l m ı ş t ı r . Diğer duvarlar b ü y ü k ö l ç ü d e a y a k t a d ı r . Duvarlar renkli taş almaşığı ile y a p ı l ­ mıştır.

Saracın Türbesi: T ü r b e , kare k e s i t l i dört ayak üzerine oturan s i v r i k u b b e l i , baldeken planlı küçük b i r y a p ı d ı r . İ ç e ­ risinde bir tane mezar v a r d ı r . Mezar ta­ şında yalnız i k i rakam o k u n a b i l m e k t e -dir. Buna göre yapı X V I I I . y ü z y ı l a

tarihlenebilir.

Dumluca Köyü Dilber K ü m b e t i : T ü r b e , Divriği'in 56 k m . g ü n e y -batı'smda, G ü n b a h ç e K ö y ü ile D u m l u ­ ca Köyü arasında yer a l ı r . K a r e k a i d e l i sekizgen g ö v d e l i d i r . G ö v d e n i n b ü y ü k bir bölümü yıkılmış, 11.5 m. l i k b ö l ü m ü ayakta kalabilmiştir. Esas mezar o d a s ı , dikdörtgen planlı beşik tonoz ö r t ü l ü ­ dür. Girişi doğuya açılır. Bu v e r i l e r d e n türbeyi X l l l - X I V . y y . t a r i h l e y e b i l i r i z .

Akmeşe Köyü Seyyit Baba T ü r b e s i : Sayın K u t l u Özen t a r a f ı n d a n bize diası gösterilen bu t ü r b e , k a r e p l a n l ı üzeri piramidal k ü l â h l a ö r t ü l ü d ü r . T ü r ­ be etrafını başka y a p ı l a r ç e v i r m i ş t i r .

D İ Ğ E R T Ü R B E L E R

Gidip görme i m k â n ı b u l a m a d ı ğ ı m ı z ve mimarisi h a k k ı n d a kesin b i l g i edine­ mediğimiz fakat değişik k a y n a k l a r d a n öğrendiğimiz türbeler:

1- G e d i k b a ş ı ( K a r a g e b a n ) N a h i y e s i Türbesi

2- Gedikbaşı (Karageban) N a h i y e s i Ömerli Köyü Karadonlu Can Baba Türbesi

3- A h i Köyü, A h i Baba T ü r b e s i H A M A M L A R

Aşağı Hamam :

Mengücükoğulları d ö n e m i n e a i t ola­ bilir. Sıcaklık 4 eyvan şemalı ve 4 h a l -vetlidir. İki bölümlü s o ğ u k l u k k ı s m ı vardır.

Bekir Çavuş H a m a m ı :

Ulu Cami külliyesine d a h i l o l a b i l i r . Sıcaklığı 4 eyvan şemalı, 43 h a l v e t l i kubbeli bir soğukluğu bulunur. B u g ü n harap d u r u m d a d ı r .

(13)

SİVAS VF, Ç E V R E S İ T A R İ H İ ESERI F R İ N İ N LİSTESİ 195

K a y a o ğ l u H a m a m ı : 1667 de y a p ı l d ı ğ ı söylenir. E V L E R ve K O N A K L A R :

Anadolu'nun birçok kentinde oldu­ ğu gibi D i v r i ğ i ' d e de eski T ü r k Evi ge­ leneğinde y a p ı l m ı ş g ü n ü m ü z e kadar ge­ len 20 y i aşkın ev v a r d ı r (Res:22). Bu evlerin b ü y ü k bir ç o ğ u n l u ğ u , orta sofa-lı k a r n ı y a r ı k ev plan t ü r ü n ü göste­ rirler.

K A L E :

Ş e h r i n kuzeyinde, Çaltı ırmağına bakan k a y a l ı ğ ı n ü z e r i n d e k u r u l m u ş , kalenin, b ü y ü k bir bölümü Mengücük-oğulları t a r a f ı n d a n yaptırılmıştır. Fakat t a r i h i daha eskidir. İç ve dış kaleden oluşan şehre açılan i k i kapısı v a r d ı r . Surlar b ü y ü k oranda a y a k t a d ı r .

K İ L İ S E L E R : Y u k a r ı Kilise :

K a l e n i n b a t ı s ı n d a bazilikal planlı ye üç n e f l i olduğu sanılan bir yapıdır. Üst ö r t ü ve batı duvar tamamen yıkıl­ mıştır. Diğer duvarlar b ü y ü k ölçüde a y a k t a d ı r .

Aşağı Kilise :

Y u k a r ı kilisenin daha a l t ı n d a d ı r . Bazilikal planlı olduğu sanılan y a p ı n ı n üst örtüsü t a m a m e n , d u v a r l a r ı kısmen yıkılmıştır.

K a r a b u r u n K ö y ü Kilise :

K ö y ü n g i r i ş i n d e , d i k d ö r t g e n planlı üzeri tonoz ö r t ü l ü vaftizhane olabi­ lecek bir yapı ile köyün içinde, dik­ dörtgen planlı bir kilise bulunur. K i ­ lisenin b a t ı girişi ü z e r i n d e 1833 t a r i h i yazılıdır. Ü ç nefli ve üzeri düz dam ör­ t ü l ü d ü r . Nefleri birbirinden ahşap d i ­ rekler a y ı r ı r . Apsisin i k i y a n ı n d a pas-taforyum h ü c r e l e r i v a r d ı r .

K ö y ü n k u z e y b a t ı s ı n d a k i tepe üze­ rinde kale kalıntısı olduğu söylenen duvar k a l ı n t ı l a r ı görülür.

H A N L A R ve BEDESTENLER : Pamuk Han :

Han, D i v r i ğ i D e m i r d a ğ istasyonu­ nun y a k ı n ı n d a Çaltı Ç a y ı n ı n doğu ya­ k a s ı n d a d ı r . Doğu-batı d o ğ r u l t u s u n d a d i k d ö r t g e n p l a n l ı , muhtemelen üç sa-hınlı bir y a p ı d ı r . Ü s t örtüsü tamamen

yıkılmıştır. Duvarlar büyük ölçüde a-y a k t a d ı r . Avlusu a-yoktur.

Burma Han :

Divriği - Kemah - Erzincan yolu ü z e r i n d e d i r . Mengücükoğulları döne­ minde yapılmıştır. Han, üç sahınlı ka­ palı kısım ile kuzey cephesi revaklı av­ lu ve hamamdan oluşur. Bugün bazı yerleri kısmen yıkılmıştır.

Mirçinge Hanı :

Divriği'ne bağlı Handere kövünde-dir. Mengücükoğulları döneminde ya­ pılmıştır. Yalnız kapalı kısmı olan bir h a n d ı r .

Dumluca Köyü Han Kalıntısı (Dipli Han) :

Han, Divriği'nin 5-6 km. güney-ba-tısında yer alan, Günbahçe Köyü (Ha-zertek) ile Dumluca Köyü arasınday-mış. Bugün tamamen yok olmuştur. Et­ rafta taş döküntülerinden başka bir şey kalmamıştır.

Bedesten :

Kalealtı Mahallesinde, Sinaniye Hatun Türbesi yakınındadır. Doğu-batı doğrultusunda yanyana uzanan dik­ dörtgen planlı i k i tonozlu mekân ayak­ ta kalabilmiştir. Girişi güney-doğu kö­ şedeki küçük dikdörtgen bir kapıdan o-lur (Res:23). Sivri beşik tonozlu me­ kânlar arasında örülmüş sivri kemerli açıklıklar görülür.Güneyde bir mekânın daha olduğu dışarıdaki kemer izlerin­ den anlaşılmaktadır.

K Ö P R Ü L E R : Kız Köprüsü :

Görme imkânı bulamadığımız köp­ rü. Pamuk Hanın güneyinde ona 300-400 m. kadar uzaklıktadır.

Handere Köyü Köprüsü :

Köprü Mercinge Çayı üzerindedir. Mengücükoğulları t a r a f ı n d a n yaptırıl­

mış olmalıdır. 2 gözlü sivri kemerlidir. Ortadaki gözü diğerinden çok büyük­ tür.

G E M E R E K

Şahruh Bey Mescidi (Merkez Cami) : Cami, giriş kapısı üzerindeki kita­ beye göre, Dülkadiroğullarından

(14)

Ala-196 V r d noc. Dr H A K K I A C U N ü d d e v l e ' n i n oğlu Şahruh Bey tarafın­

dan yaptırılmıştır. 1749 yılında Arslan Paşa oğlu Ahmet Bey ve 1822 de Çapa-noğulları t a r a f ı n d a n tamir ettirilmiştir.

Cami dikdörtgen planlı düz tavan-h d i r . H a r i m i n kuzeyinde bir üst matavan-hfil ile güneyde 6 sıra mukarnas kavsaralı beşgen bir mihrap bulunur.

Cepni Köyü Cami :

Cami, giriş kapısı üzerindeki k i ­ tabeye göre, 1530 tarihinde Kızıl-kocaoğlu İsa Bey t a r a f ı n d a n yaptı­ rılmıştır. 1826 ve 1898 yılında onarım geçirmiştir.İç mekân güneyde en büyük olmak üzere dört eyvanımsı büyük niş­ lerle genişletilmiştir. Orta kısım kare planlı üzeri çapraz tonozla örtülüdür. Tonozun ortasında sekizgen kaideli kubbecik yer alır. Yan kanatlar sivri kemer alınlıklı ve beşik tonoz örtülü­ dür. Güney kanat diğerinden daha bü­ yüktür. Yapının batısında üç bölümlü bir son cemaat yeri ile bir minare bu­ lunur. Mihrap orijinal durumunu koru­ muş olup çok güzel alçı süslüdür (Res: 24).

İnkışla Köyü Cami :

Caminin kuzeydeki giriş kapısı üze­ rinde pek i y i okunamayan bir kitabesi vardır. Köy halkının verdiği bilgiye göre cami, Yozgat'lı Safiye Hatun ta­ r a f ı n d a n yaptırılmıştır. Bugün büyük bir bölümü yenilenmiştir. Üç sahınlıdır. Sahınları i k i şer sıra 2 direk birbirin­ den ayırır. Direkler üzerinde "S" kon­ sollar yer alır.

İnkışla Köyü Hamzalı Mevki Cami: Caminin d u v a r l a r ı ve mihrabı ayak­ tadır. Üst örtüsü yıkılmıştır. Kesme taş olan y a p ı n ı n çok eski olduğu ve yanın­ da bir haziresinin bulunduğu köy halkı t a r a f ı n d a n söylenir.

Cepni K ö y ü Hamam 1 :

Caminin v a k f ı olabileceğini tahmin ettiğimiz hamam, caminin güneyinde, ona 15-20 m.kadar uzaklıktadır. Saman dolu o l d u ğ u n d a n içine giremediğimiz hamam, bazı yapı öğelerinden cami ile a s ı r d a ş olabileceğini akla getirmektedir. D ı ş t a n i k i b ü y ü k kubbeli ve dikdörtgen p l a n l ı d ı r .

Cepni Köyü Hamam 2 :

Alabey mahallesi. D e r v i ş Ağa bah­ çesinde şehir s u r l a r ı n ı n y a n ı n d a yer alan hamam, bugün harap ve b a k ı m s ı z ­ dır. Çok eski o l d u ğ u n u t a h m i n e t t i ğ i ­ miz yapı, üç m e k â n l ı d ı r . D o ğ u d a k i me­ kânlardan Tjiri enine d i k d ö r t g e n p l a n l ı üzeri sivri beşik tonoz ö r t ü l ü ; d i ğ e r i kare planlı üzeri yelpaze t r o m p geçişli kubbeyle örtülüdür.

Batıdaki sıcaklık ise, enine d i k d ö r t ­ gen planlı ortası kubbe i k i y a n ı s i v r i beşik tonoz ö r t ü l ü d ü r .

T ü m bölümlerde k a p ı ve t r o m p l a r sivri kör kemer nişi içine a l ı n m ı ş t ı r .

Şahruh K ö p r ü s ü :

Ne zaman yapıldığı kesin o l a r a k bilinmeyen bu köprü, 1538 y ı l ı n d a , Şahruh Bey oğlu Mehmet Han t a r a f ı n ­ dan kölesi Behram'a eliyle t a m i r et­ tirmiştir. Kitabesi Sivas m ü z e s i n d e d i r .

K ö p r ü , K u z e y - g ü n e y d o ğ r u l t u s u n d a uzanan 155x5.50 m. b o y u t l a r ı n d a , sekiz gözlü bir yapıdır. K ö p r ü kuzeyden üçüncü açıklık ü z e r i n d e h a r p u ş t a yapa­ rak yükselir.

Gemerek K ö p r ü s ü :

Pek eski olmadığı belli olan bu k ö p ­ rü, Y e n i ç u b u k ' u n 1-2 km. g ü n e y i n d e , Gemerek yolu ü z e r i n d e d i r . Basık y u ­ varlak kemerli ve üç g ö z l ü d ü r .

G Ü R Ü N : Ulu Cami :

Cami Nazif Bey'in y a r d ı m l a r ı y l a 1922 de tamamlanmıştır. Ortada 4 sü­ tun üzerine oturan bir kubbe ile, y a n ­ larda çapraz tonozlarla ö r t ü l ü d ü r . M i n ­ ber ve Mihrap çok güzel Barok ü s l u p l u süslemeli ve mermerden y a p ı l m ı ş t ı r .

Evler ve Konaklar :

Şehirde görülmeye değer b a ğ e v l e r i ve konutlar vardır.

Kilise :

İçine girme i m k â n ı b u l a m a d ı ğ ı m ı z kilise, doğu-batı d o ğ r u l t u s u n d a d i k ­ dörtgen planlı taş y a p ı d ı r .

H A F İ K :

Tuzhisar K.Kilise: K i l i s e k ö y ü n or­ tasında, üç nefli bazilikal p l a n l ı d ı r . Nefler arasını üç yuvarlak g ö v d e l i

(15)

sü-SİVAS V E Ç E V R E S İ T A R İ H İ ESERI F R İ N İ N LİSTESİ tunlar ü z e r i n e oturan sivri kemerler

a-y ı n r . Giriş b a t ı d a eksendedir. Aa-yrıca k u z e y - d o ğ u d a bir girişi daha v a r d ı r . Apsis d ı ş a r ı y a r ı m yuvarlak bir şekilde taşar. Apsisin y a n ı n d a diakonikon h ü c ­ resi v a r d ı r . Protesisi yoktur. Yerine girişi içine alan bir h ü c r e k o n m u ş t u r .

Diğer Kiliseler :

Gidip görme i m k â n ı b u l a m a d ı ğ ı m ı z ve mimarisi h a k k ı n d a kesin bilgiler e d i n e m e d i ğ i m i z fakat isimlerini değişik kaynaklardan ö ğ r e n d i ğ i m i z kiliseler:

1- D ü z y a m a ç K ö y ü Kilisesi 2- D ü z y 3 y l a K ö y ü Kilisesi

İ M R A N L I :

İ m r a n l ı ' d a yalnız Avşar K ö y ü n d e k i Çögi Baba T ü r b e s i n i tesbit edebildik, oraya da gitme i m k â n ı b u l a m a d ı k .

K A N G A L . Cami :

Cami, minare kaidesindeki kitabeye göre, Kangal Ağası Abdurrahman Paşa; Minare sonradan A b d ü l k a d i r Ağa tara­ f ı n d a n 1865 tarihinde y a p t ı r ı l m ı ş t ı r . Kare planlı üzeri tromp geçişli kubbey­ le ö r t ü l ü d ü r . Batısında üç kubbe ile örtülü bir m e k â n ile kuzeyinde yine üç bölümlü bir son cemaat yeri v a r d ı r . M i ­ nare, k u z e y b a t ı köşededir.

Deliktaş Bucağı Cami :

IV.Murat z a m a n ı n d a y a p t ı r ı l d ı ğ ı söylenen caminin o r i j i n a l durumunu k o r u m a d ı ğ ı belli olur. Boyuna üç s a h ı n -lıdır. Sahınlar kare kesitli a h ş a p d i ­ reklerle b i r b i r i n d e n ayrılır.

Caminin d ı ş ı n d a , 10-15 m. uzak­ lıkta, k u z e y d o ğ u s u n d a 1864 t a r i h l i bir çeşme bulunur.

Ayrıca eski kale k a l ı n t ı l a r ı n ı n izlerini görme i m k â n ı v a r d ı r .

Tekke K ö y ü Sultan Samud Baba Türbesi :

Samud Baba, ismi bilinen en eski Sivas Ş a i r l e r i n d e n d i r . T ü r b e , giriş kapısı ü z e r i n d e k i kitabeye göre Tem­ muz 1573 tarihinde, I I . Sarı Selim dö­ neminde y a p t ı r ı l m ı ş t ı r . Dıştan altıgen, içten y u v a r l a ğ a y a k ı n planlı, içten kub­ be dıştan k ü l â h l a k a p a t ı l m ı ş t ı r . K ü l â h ü z e r i n d e Bektaşi sikkesinin k a b a r t m a s ı

197 yer alır (Res.:25).

Alacahan Menzilhanı :

Han, kanımızca X V l I . y y . menzil h a n l a r ı n d a n d ı r . (Res.:26). Menzilhanı; han, cami ve surlardan oluşmaktadır (Plan: 7). Han üçer sahınlı karşılıklı i k i mekânla bunları ortada dikine kesen bir sahınlıdır. Cami, kare planlı üzeri kubbeyle örtülüdür. Kubbeye tromplar­ la geçilir. Duvarlarda sivri kör kemer nişleri ile kalem işi süslemeler vardır. H a n ı n batısında camiide içine alan yaklaşık 400-500 m. u z u n l u ğ u n d a bir sur d u v a r ı yer alır. Surların yapımına 1735-1736 tarihinde başlanılmıştır. Bu menzil hanının h a k k ı n d a geniş bilgi veren bir makalemiz X . Türk Kongre­ sinde tebliğ olarak sunulmuş ve baskısı yapılmak üzeredir.

Mancılık Köyü Kilise :

Kilise, Sivas ve yöresinde gördü­ ğümüz en erken tarihli diyebileceğimiz bir yapıdır. Haç planlı ve köşe odalıdır. Haçın kollan sivri beşik tonozludur. Tonozların kesiştiği orta mekân kub­ beyle ö r t ü l ü d ü r . Bugün kubbe tamamen yıkılmıştır. Beşgen bir apsisi vardır. Apsisin i k i yanında pastaforyum hücre­ leri yer alır. Hücrelerin tonoz örtüsü yıkılmıştır. Kuzey ve batı da olmak ü-zere i k i girişi vardır. Girişler haç kollarının eksenlerine açılır. Kuzeydeki giriş, üç d i l i m l i kemerli bir niş içine açılır. K a p ı n ı n hemen üzerinde geomet­ rik süslü (Türk üslubunda) bir rozet yer alır.

Kilise gri kesme taştan, kuzeydeki kapı nişi gri-beyaz renk almaşığından yapılmıştır. Aynen Alacahan Mcnzilha-nını h a t ı r l a t ı r .

K O Y U L H İ S A R ( K U Y U L U H İ S A R ) Fatih Cami :

Şehir h a l k ı n d a n alınan bilgiye göre, tamamen yıkılarak yerine çatılı bir ca­ mi yapılmıştır.

Eski Cami :

Cami, şehrin 3-4 km. batısında, kale mevkiinin altında ırmak kenarında, ha­ nın k u z e y b a t ı s ı n d a d ı r . Temcileri 1-2 m. kadar ayakta kalabilmiştir. Enine

(16)

dik-198 VrH Dnc. Dr. H A K K I A C U N d ö r t g e n planlıdır. Belki de

E.H.Ayvcr-d i ' n i n (Bkz. Bibliyografyaya) eserinE.H.Ayvcr-de sözü edilen Fatih Cami bu olabilir.

Hacı Murat Hanı :

Eski Suşehri-Niksar yolu üzerinde yer alan han, yaklaşık olarak 100x20 m. b o y u t l a r ı n d a d ı r . Üç sahınlı revaksız avlulu bir yapıdır. Üst örtüsü tamamen yıkılmış duvarları 3-4 m. kadar ayakta kalabilmiştir. Hanın kuzeyinde ırmak üzerinde eski bir köprünün kalıntıları görülebilir.

Hamam :

Hamam,Hanın kuzey-batısında, ona 300-400 m. kadar uzaklıkta dağın ete-ğindedir. Doğu-batı doğrultusunda dik­ dörtgen planlıdır. Doğuda enine sivri tonozlu bir mekân ile onun batısında dört köşe mekândan oluşmaktadır. Do­ ğudaki köşe mekânlar tonozla, batıda-kiler kubbeyle örtülüdür. Tonozlu ve kubbeli mekânların arasında, doğuda kubbeli, batıda tonozlu orta mekân yer alır "L" şeklinde i k i eyvanlı sıcaklıklı bir plana sahiptir. Doğu ve batıdaki tonozlu mekânların dışındakilerinin üst örtüsü belli olacak şekilde yıkılmıştır (Res:27).

S U Ş E H R İ :

Gölova Bucağı Çobanlı Köyü Çoban Baba Türbesi :

Türbeyi i l k olarak. Sayın Hikmet Denizli'nin gösterdiği fotoğraftan gör­ dük.

Eski Erzincan, Suşehri, Niksar yolu ü z e r i n d e yer alan Çobanlı Köyü içinde bulunan türbe kareye yakın dikdörtgen planlı üzeri küçük kubbeyle örtülüdür. Kesme sarı taştan inşa edilmiş yapının b a t ı y a açılan kapısı üzerinde mukar-naslı bir kavsara yer alır. Dikdörtgen k a p ı n ı n k e n a r l a r ı n d a Selçuklu üslu­ bunda geometrik geçmeli süsleme friz­ leri v a r d ı r .

Ş A R K I Ş L A : Kale :

B u g ü n k ü şehir merkezinin kuzeyin­ de, aniden yükselen bir tepe kitlesi g ö r ü l ü r . Eskiden b u r a n ı n kale olduğu ve s u r l a r ı n ı n d ö k ü n t ü l e r i n i n kuzey ta­ rafta görülebildiği söylenir. Fakat as­

lında kaleden çok höyüğe b e n z e d i ğ i a-çık olarak farkedilir.

U l u Cami :

Caminin harime giriş k a p ı s ı ü z e ­ rinde orijinal kitabesi yer a l ı r . Ç o k kötü bir hatla yazılan ve pek i y i okunamayan kitabeye göre cami, Ü s k ü ­ darlı Mehmet Ağa t a r a f ı n d a n 1080/-1699 da yaptırılmıştır. Eskiden d ü z damlı olduğu söylenen c a m i n i n H a c ı Hasan Sami Paşa z a m a n ı n d a 1900 <ie tamir ettirilerek b u g ü n k ü ş e k l i n i a l d ı ğ ı son cemaat kapısı ü z e r i n d e k i kitabede belirtilir.

Yapı, güney-kuzey d o ğ r u l t u s u n d a dikdörtgen planlıdır. Kuzeyinde b i r son cemaat yeri ile k u z e y - b a t ı s ı n d a b i r minare yer alır.Harim de ortadan 4 ka­ re kesitli ayaklara ve duvarlara a t ı l a n kemerler iç mekânı 9 p a r ç a y a b ö l e r . H e r parçanın üzeri kubbeyle ö r t ü l ü d ü r . Or­ tadaki 4 kare ayağın ü z e r i n i kapatan kubbe, diğerlerinden b ü y ü k ve y ü k s e k ­ tir. Sekizgen bir kasnak ü z e r i n e o t u r a n bu kubbe, kırma çatıyı delercesine d ı ­ şarı çıkar. Mihrap ve minber tamamen yeniden yapılmıştır.

Hardal Köyü Cami :

Gemerek'in İnkışla K ö y ü C a m i i n i yaptıran Yozgat' lı Safiye H a t u n ' u n Hardal K ö y ü n d e bir cami y a p t ı r d ı ğ ı ve caminin bugün üst ö r t ü s ü n ü n y ı k ı k ola­ rak d u r d u ğ u İnkışla h a l k ı t a r a f ı n d a n söylenmektedir.

Y ı L D ı Z E L I ( Y E N I H A N ) Cami:

Kemankeş Kara Mustafa Paşa 1640 da bir cami, i k i han ve bir hamam yap­ tırmıştır. Bugün h a n ı n bazı temelleri ile cami ve hamam ayakta k a l a b i l m i ş ­ tir.

Cami, güneykuzey d o ğ r u l t u s u n d a dikdörtgen planlıdır. G ü n e y d e ç o k g e n bir mihrap nişi ile h a r i m i ç i n d e i k i tane çok i r i çokgen a h ş a p d i r e k b u l u ­ nur. Üst örtü tamamen a h ş a p t ı r . K u z e y ­ de bir son cemaat yeri ile k u z e y - d o ğ u köşede son cemaat ile h a r i m a r a s ı n d a bir minare yer alır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sivas’ın karakteristik uzun hava örneklerinden olan Çamşıhı ve Emlek Ağzı uzun havalar, Malatya-Arguvan yöresinde görülen uzun havalarla hem dil, hem de melodik

Pir Sultan Abdal Kültür Derne ği Başkanı Genç, katliamı yaratan zihniyetin bütün kadrolarıyla iktidarda olduğunu vurguladı.. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Özel de

Yeni kasetle bütün amacım tansiyonu düşürmek.. Ülkenin

Sivas çeşmeleri hakkında ikinci önemli bilgiye, 1637 tarihinde Vezir-i Azam Bayram Paşa'nın İran seferine giderken şehre yapmış olduğu su vakfında rastlıyoruz&#34;..

ci tabaka (M.E. 2050/1900) her bakımdan eski medeniyeti devam ettirmektedir- ler. Fakat bu tabakalardaki yapılan evvelkilere naza- ran çok daha küçük ve mütevazıdırlar. cı

Hasta ve kontrol grupları risk faktörlerinin varlığı yönünden irdelendiğin- de; sigara kullanımı, diyabet, aile öyküsü, obezite ve ferritin düzeyleri yönünden

Sivas Madımak Oteli’nde gerçekleştirilen katliam davasında yakınların müdahillik talebi, 16 yıl sonra kabul edildi.. Firari sanıkların yargılanmasına

Mitinge, Taksim direnişi damgasını vurdu, kitle sık sık &#34;Bu daha başlangıç mücadeleye devam&#34;, &#34;Her yer Taksim her yer direniş&#34;, &#34;Hükümet