Sivas katliamında yaşamını yitiren Alevileri anmak için Kadıköy'de bir araya gelen on binlerce kişi, hükümete mesaj verdi: "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam."
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin 2 Temmuz Sivas katliamında yaşamını yitiren Alevileri anmak için düzenlediği miting, Kadıköy Meydanı'nda yapıldı. Mitinge, Taksim direnişi damgasını vurdu, kitle sık sık "Bu daha başlangıç mücadeleye devam", "Her yer Taksim her yer direniş", "Hükümet istifa" sloganlarını haykırdı. Hükümetin 3. boğaz köprüsü planına tepki gösteren Aleviler, 2 Temmuz günü "Madımak Oteli müze olsun" talebiyle Sivas'ta olacaklarını duyurdu.
Miting alanına "Unutmadık, unutmayacağız", "Madımak Oteli'nin müze olması için 2 Temmuz'da Sivas'tayız" yazılı dövizler asıldı.
Aleviler ve dostları, Haydarpaşa ve Söğütlüçeşme olmak üzere iki güzergahtan alana girdi.
Haydarpaşa kolundan TÖPG, Alınteri, Çağrı, Devrimci Hareket, Sürekli Devrim Hareketi ve Hisarüstü Gençlik gruplarının da içinde olduğu gruplar girdi. Katılımcıların büyük kısmı ise gruplar halinde bağımsız bir şekilde alana girdi.
Söğütlüçeşme kolunda PSAKD, DİSK, KESK, HDK, ESP, SKM, BDP, SDP, Partizan, ÖDP, CHP, TKP'nin de içinde olduğu siyasi partiler ve dernekler yürüdü. ESP'nin alana girişi sırasında kürsüden ESP'ye yönelik Taksim direnişi nedeniyle başlatılan tutuklama operasyonu protesto edildi, kitle "Her yer Taksim her yer direniş" sloganını attı. Sivas, Erzincan, Malatya, Tokat, Amasya'nın da içinde olduğu çok sayıda ilden yöre dernekleri ile cemevleri de katıldı. çarşı ve Sol Açık taraftar gruplarının alana girişi büyük coşku ile karşılandı. Antikapitalist Müslümanlar da alana girerken yoğun şekilde alkışlandı.
Bir grup da Söğütlüçeşme'den "Yaşasın Taksim direnişimiz" yazılı pankart ve "Sivas'ın ışığı Taksim'de yanıyor" dövizleri ile yürüdü. Ayrıca Taksim direnişinin temel sloganlarından biri olan "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganı sıkça atıldı.
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, CHP Milletvekili İlhan Cihaner, ÖDP Eş Başkanı Alper Taş, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın da içinde olduğu çok sayıda kurum temsilcisi de alanda yerini aldı.
"Zorunlu din dersi kaldırılsın", "İnanca saygı, düşünceye özgürlük" yazılı pankartlar açıldı. Alanda ayrıca Türk bayrağı ve Mustafa Kemal Atatürk posterleri taşındı.
Alandan Hükümete ve Başbakan Erdoğan'a çok yoğun tepki yükseldi. Hükümetin, 3. köprüye Yavuz Sultan Selim ismini verme planına sık sık sloganlarla tepki gösterildi.
Alandaki binaların üzerine Ankara'daki direniş sırasında polis tarafından vurulan Ethem Sarısülük ve Hz. Ali'nin büyük posteri ile ESP imzalı "Dün Yavuz, bugün Tayyip. Boyun eğmeyeceğiz", PSKAD imzalı "İnanç özgürlüğü istiyoruz", "Boyun eğme", "Partizan" yazılı pankartlar asıldı.
Kürsü programı saygı duruşuyla başladı. Sivas Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin isimleri sayıldı, kitle hep bir ağızdan "Burada" yanıtını verdi, "Sivas şehitleri ölümsüzdür", "Sivas'ın ışığı sönmeyecek", "Gün gelecek devran
dönecek katiller halka hesap verecek" sloganlarını attı. Duran İnsan Eylemi Yapıldı
gerçekleştirdi. Eylem sırasında "Her yer Taksim her yer direniş", "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganı atıldı.
Mitingde ilk olarak PSAKD Başkanı Kemal Bülbül söz aldı. Hükümetin "teklik" politikasını eleştirdi, "Bu teklerin hiçbirini kabul etmedik, etmeyeceğiz" dedi. Hükümetin "Milli Birlik" mitinglerine dikkat çeken Bülbül, "Bu mitingler Erdoğan'ın bittiğinin göstergesidir" diye konuştu.
Alandan "Tayyip İstifa" sloganları Yükseldi.
Köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesine tepki gösteren Bülbül, "Bu ismi kabul etmiyoruz. Köprünün
meydana getirdiği doğa katliamı unutuldu" diye konuştu. Cumhurbaşkanı'nın "İki devlet projesinin birine Pir Sultan, diğerine Hacı Bektaş adını veririz" açıklamasını hatırlatan Bülbül, "Bunu kabul etmiyoruz" diyerek taleplerini sıraladı: "Sivas'taki üniversitenin adını Pir Sultan Abdal Kültür Üniversitesi yap. Hacı Bektaş'a Hacı Bektaş Doğa Üniversitesi kur. Tunceli'nin adını Dersim yap, üniversitenin adını Seyit Rıza Üniversitesi yap. Hakikatleri Araştırma Komisyonu kur, halklardan maddi ve manevi özür dile."
Bülbül, seçim sürecine de dikkat çekerek, emekçi sol hareket ile Kürt devrimcilerine ve tüm solculara bir araya gelme çağrısı yaptı.
PSAKD Ataşehir Şube Başkanı Metin Aslan'a yönelik saldırı ve Sürgü davasında sanıkların "Biz yaptık" sözlerinin tutanağa geçirilmediğini hatırlatan Bülbül, "Bu devlet demokratikleştirilmek zorunda" dedi.
Bülbül, bir hafta sonra Madımak Oteli'nin önünde olacaklarını duyurdu, "Katledilen tüm canlarımız için Madımak'ın önüne gelin" diye konuştu.
Bülbül, şöyle devam etti: "20 yıldır Madımak yanıyor. Dava zaman aşımına uğratıldı. 28 Haziran'da bir duruşma daha var. Başbakan kalkıp dedi ki, 'bu dava, Türkiye'ye hayırlı uğurlu olsun.' Bu en basit tabiriyle siyasi terbiyesizliktir. Tarihimize sahip çıkmak zorundayız. Daha fazla cesaret, daha fazla eylem, daha fazla direniş."
Kitle, "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganıyla karşılık verdi.
Bülbül'ün ardından grevdeki Hava-İş üyesi işçiler sahneye çıktı. Kitle, grevdeki işçileri, "Direne direne kazanacağız" sloganıyla karşıladı.
KESK'li tutukluların aileleri, gönderdikleri mesajla Alevilerin mücadelesine destek verdi, kürsüden tutuklu KESK'lilere selam gönderildi.
Kürsüden yapılan konuşmalarda Taksim direnişçilerine yönelik polis saldırısı sık sık protesto edildi, kitle sloganlarla karşılık verdi.
Çapulculardan Selam
Taksim Dayanışması adına TTB Merkez Konseyi üyesi Doktor Osman Öztürk söz aldı, "Sizleri AKP'nin saldırılarına rağmen direnen milyonlarca çapulcunun iradesi adına selamlıyorum" dedi. Hükümete ilettikleri taleplere hala bir yanıt alamadıklarını belirten Öztürk, "Taleplerimize yanıt alamadığımız gibi, baskı ve tutuklamalarla susturulmaya
çalışılıyor" dedi.
Kitle, "Direne Direne Kazanacağız" sloganını Attı.
Öztürk, taleplerini hatırlattı: "Taksim ve Kızılay'daki yasaklara son verilmesini, ifade özgürlüğünün önündeki
engellerin kaldırılmasını, binlerce kişinin yaralanmasına, 4 yurttaşımızın ölmesine neden olan başta İstanbul, Ankara ve Antakya emniyet müdürleri ve valiler olmak üzere tüm sorumluların yargılanmasını gaz bombasının
yasaklanmasını, direnişe katıldığı için gözaltına alınan ve tutuklananların serbest bırakılmasını, haklarında
istiyoruz."
Onları Unutmadık, Unutmayacağız
Öztürk, hükümete "Talepler yerine getirilmeden, direnişçileri hedef göstererek sorumluluktan kurtulamazsınız" diye seslendi.
Tutuklama ve gözaltılara dikkat çeken Öztürk, "Omuz omuza direndiğimiz arkadaşlarımızın davalarını takip etmeye taksim dayanışması olarak söz veriyoruz" diye konuştu.
Taksim direnişi sırasında yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert ve Ethem Sarısülük'ü hatırlatan Öztürk, ekledi: "Onların onurlu ve kararlı duruşları, mücadelemizde yolumuzu aydınlatacak. Unutmuyoruz, unutmayacağız."
Yavuz Sultan Selim İsmine Tepki
Alevi Bektaşi Federasyonu adına avukat Muhterem Aktaş söz aldı. Başbakan'a seslenen Aktaş, "Yavuz Sultan Selim ismini verdiğiniz 3. boğaz köprüsüne her şeyden önce doğa katliamına yol açtığı için bütünüyle karşı çıkıyoruz. Bu köprüye verilecek ismin de birleştirici, kaynaştırıcı olması gerekir. Kırımlarla anılan bir ismin bu köprüye verilmesi, köprüden her geçtiğimizde yaramızı kanatacaktır. Yol yakınken bu isimden vazgeçin. Ülkemizin Yavuz Selim'e değil aklı selime ihtiyacı var" dedi. Aktaş, Taksim direnişçilerini selamlayarak konuşmasını sona erdirdi.
Mitingde konuşmaların ardından sanatçılar Arif Sağ, Sebahat Akkiraz ve Mustafa Özarslan sahne aldı.
Miting Tertip Komitesi'nin kitleyi selamlamasıyla sona erdi. Kitle, "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganı haykırdı. Kilenin alandan ayrılmadan önce miting alanında bulunan çöpleri toplaması dikkat çekti.
