• Sonuç bulunamadı

Prof. Muammer Aksoy anısına düzenlenen panelde, konuşmacıların ortak görüşü:'Her derde deva' bir anayasa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prof. Muammer Aksoy anısına düzenlenen panelde, konuşmacıların ortak görüşü:'Her derde deva' bir anayasa"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Prof. M uammer A ksoy anısına düzenlenen panelde, konuşmacıların ortak görüşü:

H er derde deva’ bîr

İstanbul Haber Servisi — “ İnsan Haklan Boyutu ile Ye­ ni Bir Anayasa’’ konulu panel­ de, yeni anayasanın “ sabah er­

kenden kapı çalındığında ‘süt­ çü gelmiştir’ deme hakkını vermesi” gerektiği belirtildi.

l.Ü. İktisat Fakültesi Mezun­ lan Cemiyeti (İFMC) ile Mülki­ yeliler Birliği İstanbul Şubesi’- nin terör kurbanı Prof. Dr. Mu­ ammer Aksoy anısına The Mar­ mara Oteli Balo Salonu’nda dü­ zenledikleri, işadamı Üzeyir Ga-

r ih ’in yönettiği panele konuşmacı olarak İstanbul SHP Milletvekili Ercan Karakaş ile A N A P m illetvekili Bülent Akarcalı, Prof. Dr. Toktamış Ateş, Prof. Dr. Rona Aybay,

Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, İs­ tanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan katıldı.

Panelin açış konuşmasını ya­ pan Üzeyir Garih, 1982 Anaya­ sasının “ belki” yapıldığı zama­ nın koşullarına uygun olduğu­ nu belirterek “ Fakat bu elbise bize dar gelmeye başladı. Ya biz büyüdük ya elbise çekti” dedi.

Prof. Dr. Rona Aybay, kut­ sal olanın devlet değil insan ol­ duğunu anımsatarak “ 1982’de hazırlanan -anayasa demeye di­ lim varmıyor- metin, onu hazır­ latan generalin deyişiyle devleti insana karşı korumak için hazır­ latıldı. Buna bütün ciddi hukuk­ çular gülüyor. Ancak, Doğra- macı’nın da aralarında bulun­ duğu birkaç şakşakçı, o genera­ le fahri hukuk doktorası unva­ nı bile verdiler” diye konuştu. Aybay, muhtardan iyi hal kâğı­ dı getirenlerin ’82 Anayasası’nı hazırladığını öne sürdü.

Anayasa panelinde, (soldan sağa) Bülent Akarcalı, Rona Aybay, Toktamış Ateş, Üzeyir Garih kaş ve Turgut Kazan, 82 Anayasası’nı tartıştı. (Fotoğraf: BEilZAT ŞAHİN)

maz. Her şeyin değişilirliği esastır” diyen İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, ’82 Anayasası’nın tamamen tarihin çöplüğüne atılması gerektiğini söyledi. Kazan, “ Uludağ Grand Yazıcı’da bir oğul ve bir yeğe­ nin, arkasında tam teçhizattı as­ kerlerle gelip konuklan yere ya­ tırması 82 Anayasası’nm nasıl yapddığını anlatır. Yani, toplu­ mu esir almışlardır, yere yatır­ mışlardır ve anayasayı yapmış­ lardır” dedi. Kazan, “ Yeni ana­ y a s a l ı da şöyle tarif etti: “ Ye­

ni anayasa, sabah erkenden ka­ pı çalındığında, Demirel’in de­ yişiyle, ‘sütçü gelmiştir’ deme hakkı vermeli. Başka hiçbir şey akla gelmemeli.”

İstanbul ANAP Milletvekili Bülent Akarcalı, salonda siga­ ra içme yasağı bulunmasına kar­ şın sigara içen Prof. Toktamış Ateş’e atıfta bulunarak “ Mu­ ammer Aksoy hocayla üzerinde anlaştığımız tek yasak, sigara yasağıydı” diye başladığı ko­ nuşmasında, kurulma çalışma­ ları yürütülen İnsan Haklan

Ba-kanlığı’nın, tek bir bakan ve özel kalem müdüründen oluşan bir yapıda olmamasını istedik­ lerini söyledi. “ Toplumun geliş­ me hızı bu anayasayı aşmıştır”

diyen Akarcalı, “ 12 Eylül bas­ kısı aydın geçinenler üzerinde değil de köydeki insanlar üze­ rinde olsaydı, bu kadar ses çıkmayacaktı” savında bulun­ du. Akarcalı, yeni anayasanın töhmet altında kalmaması için 450 milletvekilinin imzası olma­

gerektiğini söyledi. Akarcalı,

“ Yeni Meclis’in bir numaralı

Hüseyin Hatemi, Ercan

Kara-haysiyeti yeni bir anayasa yap­ mak olmalıdır” diye konuştu.

Akarcalı’nın ardından konu­ şan İstanbul SHP Milletvekili Ercan Karakaş ise 12 Eylül’ün sadece aydınlara değil, işçilere ve öğrencilere de büyük darbe vurduğunu savundu. Karakaş, Üzeyir Garih’in “ Teşebbüs hür­ riyetinden hiç söz edilmedi" sö­ züne de “ DİSK kapanırken ba­ zı işveren kuruluşları kendi gö­ rüşlerini hem de devlet televiz­ yonundan açıklayabildiler” ya­ nıtını verdi.

Prof. Dr. Toktamış Ateş de kanunlarla yönetilen devletlere hukuk devleti denemeyeceğini söyledi. Ateş, Hitler, Stalin ve Salazar’m da kanunları olduğu­ nu, ancak bunların hukuka uy­ gun olmadığım belirtti. Ateş,

“ Bizim kanunlarımız hukuka uygun değil, ekonomik anlayı­ şımız da sosyal devlete uygun değil. Bu koşullarda her derde deva bir anayasa yapmak ola­ naksız” dedi.

Anayasaların ilahi, tabii hu­ kuk anlayışı gibi üst değerlere bağlı olması gerektiğini öne sü­ ren Prof. Dr. Hüseyin Hatemi ise bu değerlere varılmadığında gidilecek yolun “ pozitivist anlayışa” varacağını söyledi. Hatemi, “ Halk anayasanın dar gelip gelmediğinin genellikle bi- incinde değil. Bunun sonucu askı gruplarının çıkarma dav- ınan bir anayasa ortaya çıka- jktır. Bunun için değişmez üst eğerlerin hâkim olması gere-

ir” diye konuştu.

Hatemi’ye yamt olarak, “ De­ şmez değer diye bir şey

ola-T a h a ola-Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Araflt›rmac›lar, daha önce T hücrelerini bedenden al›p kültür ortam›nda ço¤altt›ktan sonra yeniden bedene afl›- lamak yöntemlerini denemifller, ancak, bunlar›n

Köylüler tarafından bulunarak an­ tikacılara satılan ve onların da Burdur Müzesine sat­ tıkları heykellerin bulunduğu bina meydana

Ondan sonra «Benliyan» «Vefalı Emin Bey» isminde bir zatın maddî yardımıyla yine «Kirkor Çuhacıyan»m en meşhûr eseri olan «Leblebici Horhor Ağa»yı

 Deney ve kontrol grubundaki kadınların doğum kontrol hapı kullanma durumu, ailede meme kanseri olan birey olma durumu, meme ile ilgili rahatsızlık durumu, meme ile

Oysaki sunulan çalışmada, kan biyo- kimyasal parametreleri cinsiyete göre incelendiğin- de, genç erkeklerde genç dişilere göre plazma GGT aktivitesi ve albumin

Anayasa Mahkemesi Başka­ nı Özden, C um hurbaşkanı Özal’ın kendisine atfen yaptığı açıklamanın anımsatılması üze­ rine, “ Ben görüşmemizde ken­

Bu hükme göre, de ğişiklik öngören yasa Cumhurbaşkanınca halkoylamasına sunulursa tüm bu anayasa değişiklik yasas ının halk tarafından onaylanıp yürürlüğe

Bir işlemin maksat öğesi bakımından “kamu yarar ına” mı, yoksa kişisel bir koruma veya zarar verme amacına mı yönelik olarak yapıldığını idari yargı araştırır ve