• Sonuç bulunamadı

WILM'S TUMOR CHEMOTHERAPY AND ASCITES

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "WILM'S TUMOR CHEMOTHERAPY AND ASCITES"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Wilms Kemoterapisi ve Asit

Dr. Serap KARAMAN, Dr. Tiraje CELKAN, Dr. Sebuh KURUO⁄LU, Dr. Aylin CANBOLAT, Dr. Ertu¤rul KIYKIM, Dr. Alp ÖZKAN, Dr. Hilmi APAK, Dr. ‹nci YILDIZ

‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, ‹stanbul.

ÖZET

Wilms tümörü, çocukluk ça¤› renal tümörleri içinde en s›k gözlenen tümördür. Genellikle bat›nda kitle ile prezen-te olur(1). Bu hastalarda tedavi öncesi asit, tümörün kitle etkisi ya da karaci¤er metastaz› ile iliflkili olarak saptana-bilir. Cerrahi sonunda saptand›¤›nda ise genellikle operasyon s›ras›nda lenf dolafl›m›n›n bozulmas› ile iliflkilendi-rilir. Kemoterapi protokollerinde kullan›lan kemoterapötiklerden özellikle aktinomisin D, venookluziv hastal›k, he-patopati-trombositopeni gibi ciddi hepatotoksik tablolara neden olabilir. Burada Wilms tümörü nedeniyle tedavi gören iki olgu, aktinomisin D ve vinkristin uygulamas›n› takiben geliflen yayg›n asit komplikasyonu nedeniyle su-nularak, asitin sar›l›k ya da çok ciddi transaminaz yüksekli¤i saptanmadan, kemoterapi yan etkisine ba¤l› izole de görülebilece¤i vurgulanmak istenmifltir.

Anahtar kelimeler: Wilms tümörü, asit, hepatotoksisite SUMMARY

Wilm’s tumor is the most common renal tumor of childhood. In these patients ascites occur as a result of mass ef-fect of the tumor or hepatic metastasis. Ascites may be a reflection of damage to the lymphatic drainage after ope-ration. Actinomycin D, one of the chemotheropatic agents, can lead to severe hepatotoxicity, such as hepato-pathy-thrombocytopenia syndrome or venoocclusive disease.

Here, we report 2 childhood cases with Wilm’s tumor receiving chemotherapy in which ascites occured after Ac-tinomycin D and vincristine administration with no evidence of hyperbiluribinemia or severe elevation of transa-minases.

Key words: Wilm’s tumor, ascites, hepatotoxicity

WILM’S TUMOR CHEMOTHERAPY AND ASCITES

G‹R‹fi

Wilms tümörü veya nefroblastom, çocuklarda en s›k rastlanan primer böbrek tümörü olup tüm çocukluk ça¤› kanserlerinin % 6’s›n› oluflturur. Ta-n› yafl› s›kl›kla 1-5 yafl aras›ndad›r, genellikle spo-radik gözlenmekle birlikte ailesel vakalar da bildi-rilmifltir(1). S›kl›kla bat›nda kitle ile prezente olur. Tedavisinde cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi kullan›lmaktad›r. Kemoterapi rejimleri protokolle-re göprotokolle-re farkl› olmakla beraber aktinomisin D, vinkristin ve adriamisin temel ilaçlard›r(2). Bunlar içinde hepatotoksisitesi en iyi bilinen ilaç aktino-misin D olup doz modifikasyonu gerekebilmekte-dir.

Burada Wilms tümörü tan›s› alan ve TPOG Wilms protokolü ile tedavi edilen iki olgu, aktino-misin D ve vinkristin tedavisi sonras› kar›n a¤r›s› nedeniyle tetkik edildiklerinde ortak olarak

sapta-nan yayg›n bat›n içi serbest s›v› ve orta derecede hepatotoksisiteleri nedeniyle sunulmufltur.

OLGU SUNUMLARI Olgu 1

Befl yafl›nda k›z olgu, iki gündür devam eden kar›n a¤r›s› ve atefl nedeniyle gittikleri merkezde bat›nda kitle saptanarak merkezimize gönderil-miflti. Yap›lan fizik muayenesinde boy: 113 cm (50-75. persentil), a¤›rl›k: 20 kg (50-75. persentil), atefl: 37,7°C aksiller, KTA: 110 /dk, TA: 110/80 mm Hg idi. Bat›n muayenesinde solda inguinale kadar uzanan sert kitle ele gelmekteydi. Di¤er fi-zik muayene bulgular› normal olup öz ve soygeç-miflinde özellik yoktu. Bat›n tomografisinde 84x71x67 mm boyutlar›nda, heterojen ekoda, içinde kistik alanlar içeren pelvise bas› yapan

(2)

kit-le ve grade I hidronefroz saptand›. Toraks tomog-rafisinde sa¤ akci¤erde nodüler metastazlar› bulu-nan olguda, Wilms tümörü düflünüldü. Akci¤er metastaz› saptand›¤›ndan çekilen kranial manye-tik rezonans görüntülemesi normaldi. Tüm vücut kemik sintigrafisinde de patolojik tutulum yoktu. Olgu evre IV olarak de¤erlendirildi ve cerrahi ola-rak total eksizyon yap›lmas›n›n güç olmas› nede-niyle preoperatif kemoterapi (TPOG Wilms proto-kolü (aktinomisin D 15 µg/kg/günx5, VCR: 1,4 mg/m2 1. ve 7. günler, 3 haftada bir, adriamisin (20 mg/m2, 1. gün) tedavisi ile dönüflümlü olarak) almas› ve daha sonra primer tümör cerrahisi yap›l-mas› planland›. Tedavisinin 5. haftas›nda olguya sol nefrektomi yap›ld› ve operasyon s›ras›nda ba-t›n içinde tümör rüptürü gözlendi. Patolojik ince-lemede trifazik tip Wilms tümörü saptand›, anap-lazi görülmedi. Cerrahi s›n›rda tümör infiltrasyonu görülmedi, ancak tümör kapsülünde ekstrarenal mikroskobik tümör mevcuttu. Tümörde rüptür ol-du¤undan tümör loju d›fl›nda ayr›ca genifl bat›na da radyoterapi almas›na karar verildi. Dört kür ke-moterapi sonras›nda yap›lan de¤erlendirmede pri-mer tümörde ve akci¤er lezyonlar›nda belirgin regresyon saptand›. Üç haftada bir dönüflümlü olarak aktinomisin D ve vinkristin ile adriamisin tedavilerini yatarak, haftal›k vinkristin tedavilerini ayaktan sorunsuz olarak ald›. Onikinci hafta akti-nomisin D ve vinkristin tedavisinden 1 hafta son-ra olgu, kar›n a¤r›s› ve halsizlik nedeniyle acile baflvurdu. Fizik muayenesinde bat›n hassasiyeti ve düflkün görünümü mevcuttu. Ödemi ve ikteri yok-tu. Laboratuvar tetkiklerinde Hb: 10,2 gr/dl, Hct: %28, lökosit: 2400/mm3, trombosit: 16000/mm3, ALT: 72 IU/L, AST 139 IU/L, GGT: 13 IU/L, total bilüribin: 0,5 mg/dl, alkali fosfataz: 72U/l, total protein 6,5 gr/dl bulundu. Üre, kreatinin ve elekt-rolit de¤erleri ve tam idrar tetkiki normal olarak saptand›. Olguya destek amaçl› trombosit süspan-siyonu verildi. Bat›n ultrasonografisinde barsak anslar› aras›nda yayg›n s›v› saptand› (Resim 1). Asitli oldu¤u dönemde, plevral mayii, ödem ve ki-lo al›m› saptanmad›. Viral seroki-lojisinde de bir özellik bulunmayan olgunun takibinde, flikayetle-rinin bafllang›c›ndan iki gün sonra, tekrarlanan ba-t›n ultrasonografisinde baba-t›n içi serbest s›v› azal-makla birlikte safra kesesi cidar›na toplanm›fl ol-du¤undan akalkülöz kolesistit olabilece¤i düflünü-lerek ampisilin 200 mg/kg/gün oral baflland›. Ge-nel durumu düzelen, flikayetleri gerileyen olguda onuncu gün tekrarlanan bat›n ultrasonografisi nor-maldi. Tedavisinin onsekizinci haftas›nda yine

ak-tinomisin D tedavisini takiben 1 hafta sonra, kar›n a¤r›s› flikayeti olan olgunun fizik muayenesinde bat›n hassasiyeti saptand›. Ödemi ve ikteri yoktu. Laboratuvar tetkiklerinde Hb: 10,3gr/dl, Hct: %30, lökosit: 2400/ mm3, trombosit: 10000/mm3, ALT: 70 IU/L, AST 116 IU/L, GGT:20 IU/L, total bilüribin: 0,8 mg/dl, alkali fosfataz: 82 U/l, total protein 6 gr/dl bulundu. Yap›lan bat›n ultrasonog-rafisinde karaci¤er inferioru ve perikolesistik alan-da nispeten yo¤un içerikli s›v› mevcut olup barsak anslar› aras›nda da serbest s›v› saptand›. Sempto-matik tedavi ile genel durumu giderek düzelen, ultrason bulgular› gerileyen olguda, bu yineleyen klinik semptomlar›n, aktinomisin D tedavisinin yan etkisi olarak geliflebilece¤i düflünüldü.

Olgu 2

Befl yafl›nda k›z hasta kar›n a¤r›s› ve idrar›ndan kan gelme flikayeti ile gittikleri doktor taraf›ndan bat›nda kitle saptanarak merkezimize refere edil-miflti. Fizik muayenesinde boy: 110 cm (50-75. persentil), a¤›rl›k 22 kg (50-75. persentil) KTA: 100/dk, TA: 125/80 idi. Bat›n muayenesinde bat›n sol taraf›nda böbrek lojuna uyan bölgede 8x10 cm kitle ele geliyordu. Di¤er fizik muayene bulgular› normal olup öz ve soygeçmiflinde özellik yoktu. Laboratuvar tetkiklerinde Hb: 10 gr/dl, Hct: % 28, lökosit: 6700/mm3, trombosit: 380000/mm3, LDH: 1472 U, di¤er biokimyasal testleri normal olarak bulundu. Bat›n, pelvis tomografisinde sol böbrek lojunda, böbre¤i anteriora iten 105x95x95 mm boyutlar›nda, yer yer nekrotik, kistik alanlar içeren, kalsifikasyon gözlenen kitlesi mevcuttu. Wilms tümörü düflünülen hastadan yap›lan evre-Resim 1. Bat›n USG’de saptanan yayg›n asit görüntüsü.

(3)

leme tetkikleri sonras› toraks tomografisinde sol akci¤erde subplevral 7 ve 10 mm çap›nda nodüler metastatik lezyonlar› saptand›. Tüm vücut kemik sintigrafisi ve kranial manyetik rezonans görüntü-lemesi normal olarak bulundu. Olgu evre IV ola-rak de¤erlendirildi ve TPOG Wilms protokolü bafl-land›. Tedavisinin 5. haftas›nda olguya sol nefrek-tomi yap›ld›. Patoloji sonucu, Wilms tümörü sap-tanan olguda kemoterapinin etkisiyle kitlede genifl nekroz alanlar› izlendi. Sol böbrek lojuna 1080 Gy radyoterapi uygulanan olguda onikinci hafta aktinomisin D ve vincristin tedavisini takiben bir hafta sonra fliddetli kar›n a¤r›s› ve sol gözde k›za-r›kl›k geliflti. Fizik muayenede daha önce palpe edilmeyen karaci¤er, midklaviküler hatta 7 cm olarak ölçülmüfltü ve bat›nda yayg›n hassasiyeti mevcuttu. Laboratuvar tetkiklerinde Hb: 8 gr/dl, Hct: % 22, lökosit: 3200/mm3, trombosit: 21000/ mm3, üre: 14 mgr/dl, kreatinin: 0,3 mgr/dl, ALT: 88IU/l, AST: 165 IU/l, alkali fosfataz: 125 U/L GGT: 134 IU/L idi. Total bilirübin ve albümin dü-zeyleri de normal bulundu. Yap›lan bat›n ultraso-nografisinde perihepatik, perisplenik, sol üst kad-randa daha fazla olmak üzere yayg›n serbest s›v› saptand› (Resim 2). Konjonktiviti de oldu¤u için PCR yöntemi ile adenovirus incelemesini de içe-ren viral serolojik tetkikleri negatif bulundu. Des-tek tedavisi olarak trombosit ve eritrosit transfüz-yonlar› verilen olgunun takiplerinde bat›n hassasi-yeti giderek azald› ve kontrol amaçl› yap›lan bat›n ultrasonografisinde asit s›v›s›n›n belirgin olarak geriledi¤i, ALT ve AST de¤erlerinin normal s›n›r-larda oldu¤u görüldü. Kilo art›fl› saptanmayan, plörezi ve perikarditi de bulunmayan olguda ba-t›nda asit ve hepatotoksisitenin aktinomisin D’ye ba¤l› olarak geliflti¤i düflünüldü.

TARTIfiMA

Yüksek doz kemoterapi uygulamalar›ndan sonra ciddi ve hayat› tehdit edici hepatotoksisite, s›kl›kla kemik ili¤i transplantasyon sonras› immu-nosupressif tedaviyi takiben görülmektedir( 3 , 4 ). Wilms tümörü tan›s›yla tedavi edilen olgularda, ciddi hepatotoksisite riski vard›r(5). Özellikle pro-tokollerde yer alan aktinomisin D kullan›m›n›n hepatotoksisiteyi artt›rd›¤› düflünülmektedir. Akti-nomisin D, Wilms tümörü, Ewing sarkomu, rab-domyosarkom ve di¤er yumuflak doku sarkomlar›-n›n tedavisinde yer alan antineoplastik bir ilaçt›r. ‹lac›n eliminasyonu böbrek ve safra yollar›yla ol-maktad›r(2). En s›k görülen yan etkileri, kemik ili¤i

bask›lanmas›, orointestinal mukozit, ciddi derece-de bulant› ve kusmad›r. Ciddi hepatotoksisitenin, ilac›n tek doz uygulanmas› ile de iliflkili olabilece-¤ini gösteren çal›flmalar›n yan›nda(6,7,8), tek doz bolüs uygulama ile 5 günlük art arda uygulama aras›nda hepatotoksisite yönünden anlaml› bir fark olmad›¤›n› bildiren çal›flmalar da mevcut-tur(9). National Wilms Tumor Study (NWTS) gru-bunun raporuna göre tedavi s›ras›nda hastalar›n % 14’ünde karaci¤er enzimleri on kat› kadar arta-bilmektedir. Asit efllik edebilir ya da saptanmaya-bilir(10). Raine ve arkadafllar›(11)taraf›ndan tan›m-lanan hepatopati-trombositopeni sendromunda ise aktinomisin D ve vinkristin tedavisini takiben % 1.4 oran›nda ciddi sar›l›k, asit, transaminaz yükseli¤i (>1000 IU/L), uzam›fl PT ile birlikte cid-di trombositopeni (<25000/mm3) gözlenmifltir. Bu çal›flmada ortalama 10-12 günlük supportif tedavi ile bulgular gerilemekte ve asit s›v›s› da belirgin olarak azalmakta ve kaybolmaktad›r. Hepatotoksi-tesinden dolay› aktinomisin D dozu azalt›lan bu olgularda, sonras›nda benzer flikayetler gözlenme-mesi, bu sendromun etyolojisinde aktinomisin D kullan›m›n›n oldu¤unu düflündürmüfltür(11). Yine izole trombositopeni gözlendi¤inde doz modifi-kasyonu yap›labilece¤i bildirilmifltir. Çal›flmam›z-da iki olgumuzun klinik tablosu aktinomisin D ve vinkristin tedavisini takiben 10 gün içinde meyda-na geldi ve hafif derecede transamimeyda-naz yüksekli¤i-ne ilaveten, trombositopeni ve bat›n içinde yayg›n asit saptand›. Ancak iki olguda da klinik olarak sa-r›l›k yoktu ve hiperbilirübinemi laboratuvar olarak da gösterilemedi. Bak›lan PT ve a PTT aktiviteleri de normal olarak bulundu. Bir olgumuzda ciddi hepatomegali saptand›. Her iki olgumuzda da la-Resim 2. Bat›n USG’de saptanan yayg›n asit.

(4)

boratuvar ve klinik olarak hepatotoksisite bulgula-r› çok ciddi düzeyde de¤ildi, asit ve kabulgula-r›n a¤bulgula-r›s› tabloya hakimdi.

Kemoterapi alan hastalarda asit geliflmesi du-rumunda ay›r›c› tan›da venookluziv hastal›k mut-laka düflünülmelidir. Venookluziv hastal›k (VOD), sar›l›k, hepatosplenomegali, sa¤ üst kadran a¤r›s›, asit, bazal kilodan % 5 daha fazla aç›klanamayan kilo al›m› ile karakterize ve özellikle kemik ili¤i transplantasyonu sonras› ortaya ç›kan klinik bir durumdur(3,4). Ancak konvansiyonel kemoterapi uygulamalar›ndan sonra da VOD oluflumu bildi-rilmektedir. Klinik tablo, hafif ya da orta seyirli olabilece¤i gibi fatal olarak da seyredebilir(4). Ak-tinomisin D , vinkristin ve siklofosfamid VOD’den en s›k sorumlu tutulan kemoterapötiklerdir(12,13). T›kan›kl›k sadece hepatik venlerde s›n›rl› kalma-yarak multipl organ yetmezli¤i oluflabilir(14,15,16). Radyolojik olarak safra kesesinde kal›nlaflma ve/veya doppler ultrasonografide portal vende kan ak›m›n›n geriye döndü¤ü izlenebilir. Her iki olgu-muzda da yayg›n bat›n içi serbest s›v› saptan›rken, plörezi ya da perikardit, ani kilo art›fl› ve sar›l›k ol-may›fl›, destekleyici labotatuvar tetkiklerinin bu-lunmay›fl› nedeniyle venookluziv hastal›k düflü-nülmedi.

Kemoterapi s›ras›nda oluflan hepatotoksisite, kemoterapi ile beraber abdominal bölgeye radyo-terapi uygulamas›, inhalasyon anestezisi ve enfek-siyon varl›¤›nda daha da artar(12). Her iki olgu da aktinomisin D tedavisi s›ras›nda radyoterapi alma-m›flt›. Radyoterapiye ba¤l› geliflen hepatotoksisite-de, radyoterapi dozunun ve yayg›nl›¤›n›n önemi bilinmektedir(17). Birinci olgumuzda, klinik tablo-nun tekrarlamas›nda, tümör lojutablo-nun yan›nda ge-nifl bat›na radyoterapi almas›n›n etkili olabilece¤i-ni düflündük.

Bat›na uygulanan cerrahi uygulamalardan son-ra lenfatik drenajdaki hasarlanmaya ba¤l› olason-rak asit geliflimi gözlenebilir(18,19), ancak olgular›m›z-da geliflen asit, operasyonolgular›m›z-dan yedi hafta sonra, te-davinin 12. haftas›nda tespit edilmifltir. Asit bu ne-dene ba¤l› geliflseydi, operasyondan sonra daha erken ortaya ç›kaca¤›n› düflünmekteyiz.

Kemoterapi alan olgularda kolestaz, hepato-toksisitenin yan›nda enterohepatik sirkülasyonda-ki bozulmaya ba¤l› da geliflebilir(20). Her iki olgu-muzun da enteropatik dolafl›m bozuklu¤una yol açabilecek bir tümör infiltrasyonu mevcut de¤ildi, ancak ikinci olgumuzda bat›n ultrasonografisinde özellikle safra kesesi cidar›nda serbest s›v› saptan-m›flt› ve kolesistit aç›s›ndan da hasta

de¤erlendiri-lerek antibiyoterapi bafllanm›flt›. Bu tablonun akti-nomisin D’nin safra yollar›ndan at›l›m›na ba¤l› olarak geliflen parsiyel staza ikincil geliflti¤i düflü-nüldü.

Sonuç olarak, Wilms tümörü nedeniyle tedavi gören iki olgumuzda aktinomisin D uygulamas›n› takiben geliflen yayg›n bat›n içi serbest s›v› komp-likasyonunun sar›l›k ya da çok ciddi transaminaz yüksekli¤i olmadan izole de görülebilece¤ini vur-gulamak amac›yla olgular›m›z› sunmak istedik.

KAYNAKLAR

1. Philip Lanzkowsky, M.B. Manual of Pediatric Hemato-logy and OncoHemato-logy. Third edition. California 2000: 513-26

2. Pizzo P.A, Poplack D.G. Principles and practice of pe-diatric oncology. 4th ed Philadelphia. 2004:855 3. McDonald GB, Sharma P, Matthews DE et al.

Venoocc-lusive disease of the liver after bone marrow transplan-tation: diagnosis, incidence and predisposing factors. Hepatology 1984;4:116-22

4. Bearman SE. The syndrome of hepatic veno-occlusive disease after marrow transplantation. Blood 1995; 85:3005-20

5. Ludwig R, Weirich A, Abel U et al. Hepatotoxicity in patients treated according to the nephroblastoma trial and study SIOP-9/FPOH. Med and Ped Oncol 1999; 33:462-9

5. Green DM, Breslow NE, Evans I et al. The effect of che-motherapy dose intensity on the histological toxicity of the treatment from Wilms tumor. A report of the Nati-onal Wilms Tumor Study. Am J Pediatr Hematol Oncol 1994;16:207

7. Green DM, Finkelstein JZ, Norkool P et al. Severe hepa-tic toxicity after treatment with single dose dactinomy-cin and vinristine. Cancer 1988;62:270

8. D’Angio GJ. Hepatotoxicity and actinomycin D. Lancet 1990;1:1290

9. De Camargo B, Franco EL. A randomized clinical trial of single-dose versus fractioned-dose dactinomycin in the treatment of Wilms tumor. Cancer 1993;73:3081 10. Green DM, Norkol P, Breslow NE et al. Severe hepatic

toxicity after treatment with vinristine and dactinomy-cin using single dose or devided-dose schedules: a re-port from the National Wilms Tumor Study. J Clin On-col 1990;8:1525-30

11. Raine J, Bowman A, Wallendszus K et al. Hepatopathy-trombocytopenia syndrome-a complication of dacti-nomycin therapy for Wilms tumor: a report from the United Kingdom Childrens Cancer Study Group. J Clin Oncol 1991;9:268-73

12. Gianni B, Jan de K, Angela W et al. Veno-occlusive di-sease of the liver in children treated for Wilms tumor. Med and Ped Oncol 1997;29:245-51

(5)

Veno-occlu-sive disease in pediatric patients receiving actinomycin D and vincristine only for the treatment of rhabdomyo-sarcoma. J Pediatr Hematol Oncol 2004;12: 843-6 14. McDonald GB, Hinds MS, Fishert LD et al.

Veno-occlu-sive disease of the liver and multiorgan failure after bo-ne marrow transplantation: a cohort study of 355 pati-ents. Ann Intern Med 1993;118;255-67

15. Antiga A, Baker A, Pritchard J et al. Veno-occlusive di-sease with multi-organ involvement following acti-nomycin-D. Eur J Cancer 2001;37.1141-8

16. Davidson A, Pritchard J. Actinomycin D, hepatic toxi-city and Wilms tumour-a mystery explained? Eur J

Can-cer 1998;34.1145-7

17. Johnson FL, Balis FM. Hepatopathy following irradiati-on and chemotherapy for Wilms tumor. Am J Hematol Oncol 1982;2:217-21

18. Miller DS, Andrassy JR. Complications in pediatric sur-gical oncology. J Am Coll Surg 2003;197:832-7 19. Weiser AC, Lingren BW, Ritchey ML et al. Chylous

as-cites following surgical treatment for Wilms tumor. J Urol 2003;170:1667-9

20. Pellerin D, Bertin B, Nihoul-Fekete C et al. Cholelithi-asis and ileal pathology in childhood. J Pediatr Surg 1975;10:35-41

Referanslar

Benzer Belgeler

I. Sıcaklık azalırsa çözünürlük azalır. Aynı sıcaklıkta su eklenirse çözünür- lük artar. XY tuzunu toz haline getirirsek çö- zünürlük artar. V bir miktar XY

Bu sayede ulaşmak istediğiniz asıl hedef kitlenin , ürününüzle doğrudan buluşmasını sağlıyor ve tüketicinizin ürününüzü denemesi için fırsat yaratmış oluyoruz..

Başlıca faaliyet alanlarımız; İçme suyu hatları ve Sulama projeleri ürün ve uygulamaları, HES Projeleri, Fabrika soğutma hatları, Maden projelerinde cevher

Yetenek sınavı le öğrenc alan okullara kes n kaydı yapılan adaylar LGS terc h dönem terc h yapamayacaktır. Ancak yetenek sınavı sonucuna göre kayıt yaptırdığı okuldak

Bu sorunların temelinde yatan etkenler ise AB üye ülkelerinin yapısal reformları uygulama yönünde eksiklikleri, AB Tek Pazarı’nın tam olarak ve etkin şekilde işleyişine

Artefaktlar (örneğ n çalışma uygulamaları, çalışma s stem ), kolayca gözlemleneb len veya ölçüleb len kurum kültürü tarafından ortaklaşa bel rlenen olgulardır..

3+1+1: Milano 43 Antrasit / 3’lü: Milano 36 A.Gri K.Kırlent: Zıt / Dekoratif Kırlent: Delta 650 Füme Ayak:Krom / Ahşap: Kırık Beyaz - Gümüş

Bose SimpleSync™ teknolojisi ile Bose SoundLink Flex hoparlörünüzü bir Bose Akıllı Hoparlör veya Bose Akıllı Soundbara bağlayarak aynı şarkıyı farklı odalarda aynı