• Sonuç bulunamadı

İz bırakanlar:II. Abdülhamid

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İz bırakanlar:II. Abdülhamid"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

L l t v

rolstoy

i e

v

1

y

x u v

‘ V

ohn Steinbeck

W il

Sli

^azi

\diva

/an Bee

3resley

Mehmet

uis Aragon Pablo Neruda

eviç Gogol

Yaşar Kemal

Aziz Nesin

Halide Edip

Ludvig

ki Elvis

tih Sultan

Süleyman

h T j.F .

tatür]

eymı

Ece

ıhatma)

n Piyotr Ilyiç Çay

Ruhi Su

Beatles

Kanuni

Sulta

'Japolyon Bonapart

Abraha

Cennedy

Adolf Hitler

M.

smet İnönü Adnan Mender

)em irel

Türgut Özsrl

B

Mohandas Karamçand Gandhi

/ladimir İliç Ulyanov Lenin

Mao Zedong

Vinston Churchill

Charles De Gaulle

îmesto Che Guevera

Mussolini Benito

kelson Mandela

Karl Marks

Jean Paul

»artre Mevla a

şl

Celaleddin Rumi Charlie

Zhaplin Oscaf' WilC^ „ Akira Kurosava

Yılmaz Güney

,.g

"

d

(3)

sultan

II. ABDULHAMID

4

Y A Ş A M I

b O S U "

8

A N A Y A S A N IN

A S K IY A A L IN M A S I

9

D O K SAN Ü Ç HARBİ

İSTİBDAT DÖNEMİ

10

SANSÜR JURNALCİLİK

D Ü Y U N U UM U M İYE

11 .

DIŞ SİYASET

13

REFORMLAR

14

A B D Ü L H A M İD ’İN İSLAMCILIĞI

S A LTA N A TIN SONU

15

31 M A R T OLAYI

[Hürriyet

iz bırakanlar.

Y a y ı n c ı : H ür r i ye t G a z et e ci l i k ve M at b a a cı l ı k A . Ş . İ m t i y a z H a k k ı S a h i b i : Mehmet Al i Ya lçı nda ğ Y a y ı n Y ö n e t m e n i : H ul us i Oran S o r u m l u Y a z ı İ ş l e r i M ü d ü r ü : Haşan K ı l ı ç S a n a t Y ö n e t m e n i : Mustafa Can G e n e l K o o r d i n a s y o n : Pı nar Demiral

B a s ı m Y e r i : Boy ut Mat ba a cı l ı k A . Ş . Tel : ( 0 2 1 2 ) 629 53 00

(4)

i#Vj

33 yıllık saltanatı sırasında T a n zi­ m at reform ların ın sürdürülm esi­ ne, anayasalı ve parlam entolu y ö ­ n etim e geçilm esin e rağmen, da­ ha çok baskıcı bir hüküm dar o la ­ rak tanınm ıştır. Batı’nın Osm anlı

D evleti ü ze rin d e k i baskısın ın iyice arttığı bir dönem de, İs­

la m c ılığ ı (İttihadı İslam ) hem O sm an lı ü lk esin d ek i M ü slü m an unsurları b irleştirecek bir ilke, ..hem de bütün Müslü- ıa n la r için B atı’ya İk a r ş ı k o ym a n ın bir • aracı olarak görmüş, ¿h alifelik kurum unu

güçlendirmiştir. L842 y ılın d a İstan- pul’da doğan II. Ab- jü lh a m id O sm an lı Devleti'nin 34. p ad i­ şahıdır. Sultan Ab- îü lm e c id 'in Ç erkez

(5)

kökenli eşi Tirim üjgân Kadm 'dan olan oğludur. II. Abdülham id ünlü hocaların yanında yetişti; Batı ve Türk m ü ziği dersleri aldı. O sm an­

lI D evleti'n d e reform ların sürdü­

rüldüğü bir d ön em d e, m eşru ti m onarşi sistem ine geçm eyi kabul ederek kardeşi V. M urad'ın yerin e tahta çıktı (31 Ağustos 1876). Kısa bir süre sonra, ilk Türk anayasası olarak b ilin en Kanunu E sasi'yi yürürlüğe koydu (23 Aralık 1876). Böylece Birinci M eşrutiyet olarak bilinen anayasalı m onarşi d ö n e­ m in i başlatm ış oldu. Kanunu Esa­ si yasam a ve yürütm e yetkilerin i birbirinden ayırmıyor, padişahın üstünlüğü ilkesine dayanıyordu. A b d ü lh a m id , an ayasan ın 113. m a d d esin e dayanarak m eşru tî y ö n e tim in m im arların d an M id- hat P aşa'yı sürgüne gön d erd i. M eşrutiyetin asıl m im arı tasfiye edildikten sonra seçim lere

gidil-di. 19 M art 1877'de, seçilm iş ü ye­ lerden oluşan M eclisi M ebusan ile padişahın atadığı üyelerden olu ­ şan M eclisi  ya n 'm ilk ortak otu ­ rumu yapıldı. İki m eclisin (M ecli­ si U m um i) ortak çalışm aları 28 H aziran ’a kadar sürdü. Bu arada Balkanlar'da reform lar y a p ılm a ­ sını isteyen Rusya, Tersane K on­ fe r a n s ın ın sonuçsuz k alm asın ı da bahane ederek Osm anlı Devle- ti'n e karşı savaş açtı (24 N isan 1877). 1877-1878 Osmanlı-Rus Sa­ vaşı veya “ Doksanüç H arbi” o la ­ rak bilinen bu savaş, O sm anlIla­ rın ağır yen ilgisiyle sonuçlandı. Bu arada II. Abdülham id, savaşı gerekçe göstererek M eclisi Umu- m i'y i tatil etti. A b d ü lh am id 'in ba­ rış istem esiyle im zalan an Ayaste- fanos Antlaşm ası ve onun yerine geçen Berlin A n tla ş m a s ıy la Os­ m anlIlar Balkanlar'da ve doğuda toprak kaybettiler; Balkanlar'da

(6)

yen i ta vizler verm ek zorunda kal- dılar.Bu arada II. A bdülham id bir sözleşm eyle Kıbrıs'ın yö n etim in i în gilizlere bıraktı. Bu olum suz g e ­ lişm eler ü zerin e A li Suavi, V. Mu- rad'ı yerin e geçirm ek için Abdül- h a m id 'i tahttan in d irm e g iriş i­ m in d e bu lu ndu ysa da başarılı o la m a d ı (Çırağan Vakası). Ülke yön etim in d e sert bir politika iz le ­ m eye başlayan Abdülham id, Y ıl­ dız S arayı'nda

ö zel bir m ah k e­ m e kurdurarak A b d ü l a z i z ' i n ölüm ünden so­ rum lu tuttuğu M idhad Paşa ile M ahm ud Cela- leddin ve Nuri p a şaları y a r g ı­ la ttı (1881). M a h k e m e n i n v e rd iğ i ölü m c e za la rı büyük

tep k iyle karşılanınca, A b d ü lh a ­ m id tarafından öm ür boyu hapse çevrildi. A b d ü lh am id 'in kararsız bir dış politika izlem esin in de e t­ kisiyle Fransızlar Tünus'u, İngiliz- ler M ısır'ı işgal etti. Kuzey A fr i­ ka'ya m üdahale etm ekten kaçı­ nan A bdü lham id, Doğu Rum eli V ilayeti'n in 1885'te Bulgaristan'la birleşm esin e de göz yu m m ak z o ­ runda kaldı. Bu gelişm eler Yuna­ nistan'a cesaret verdi ve Yunanis­

tan'ın Girit'i ilhak etm e girişim i üzerine 1897 Osm anlı-Yunan Sa­ vaşı patlak verdi. Bu savaşta b o z ­ guna uğrayan Yu n an istan , G i­ rit'ten askerlerini çekm eyi ve Os­ m anlI D evleti'n e savaş tazm in atı öd em eyi kabul etti. Buna rağm en Batılı d evletlerin baskısıyla A b ­ dülham id Girit'e özerklik tanıdı. A b d ü lh a m id 'in y ü zy ü ze g eld iği en ön em li sorunlardan biri, Os­

m anlI D evleti'n in Düyunu U m u­ m iye olarak adlandırılan dış b orç­ larıydı. Abdülham id, artık ö d e n e ­ m ez hale gelen dış borçların kar­ şılığın da «rüsum u s itte » olarak a d la n d ırıla n pul, alkollü içki, ipek, balık avcılığı, tuz ve tütün vergilerin i 10 y ıl süreyle alacaklı­ lara bıraktı. Ancak kısa bir süre sonra rüsumu sitte uygulam ası kaldırıldı ve Osm anlı m âliyesinin d en etim in i büyük ölçüde

yaban-6

D ol m ab ah çe S a ra y ı’ n d a K a n un -i E s a s i’ nin açıkla nm asını göst er en b ir i li strasyon.

(7)

B e rl in A n tl a ş m a s ı’ nı (1 3 T e m m u z 1 8 7 8 ) gö st er en bi r ça lı ş m a ..

cılara bırakan Düyunu U m um iye İdaresi kuruldu. A b d ü lh am id , yüklü dış borçlara rağm en ülke ekonom isini kalkındırm aya y ö n e ­ lik girişim lerde bulundu. Anado- lu-Bağdat D em iryolu çalışm aları sürdürüldü ve Hicaz D em iryolu projesi gündem e alındı. Bir ya n ­ dan İslam cı akım a destek v e rir­ ken, öte yandan bu akım ın v a z g e ­ çilm ez kurum lan sayılan m

edre-özellik le kendisine karşı olanların yararlandığı basm -yaym üzerinde sıkı bir sansür ve den etim uygu­ ladı. M u h alefeti sin dirm ek için Umuru H afiye denen gizli istihba­ rat örgütünü kurdu. Bütün bunla­ ra rağm en başını İttihat ve Terak- ki'nin çektiği m u h alefet hareketi giderek güçlendi. M akedonya'da başlayan bir ayaklanm a sonunda II. Abdülham id Kanunu Esasi'yi

II

yen id en yürürlü­ ğe k oym ak z o ­ runda k ald ı (23 T em m u z 1908). Böylece ilan e d il­ m iş olan İkinci M e ş r u t i y e t , 1918'e kadar sür­ dü. Yeni s eçim le­ rin ardından M eclisi Mebusan 17 Aralık 1908’de

selerin yerine m odern eğitim ku­ ru m lan açtı. Kürt ve Arap aşiret­ lerin m erkezi y ö n etim e b ağlılık ­ ların ı sü rd ü rm elerin i sağlam ak için, aşiret reislerinin çocuklarına eğitim veren Aşiret M ek teb i’ni ö ğ ­ retim e açtı.

Bu arada m erk ezi y ö n etim e karşı başkaldıran aşiretleri bastırm ak için, Doğu An adolu 'da H am idiye A layları olarak bilin en m ilis ö r­ gü tleri kurdurdu. A b d ü lh a m id ,

padişahın s ö y le ­ v iy le açıldı. Bir­ kaç ay sonra 31 M art Olayı (13 N i­ san 1909) olarak b ilin en gerici ayaklanm a patlak verdi. Bu ayak­ lanm adan sorum lu tutulan A b ­ dülham id 27 N isan 1909'da tah t­ tan indirildi. Üç yıl Selanik'te tu­ tu ldu ktan sonra Balkan Sava- ş ı'n ın çıkm ası ü ze rin e İs ta n ­ bul'da Beylerbeyi Sarayı'na y e r­ leştirildi. Son yılların ı burada g e ­ çiren A b d ü lh a m id , 10 Şubat 1918'de öldü.

(8)

Abdülhamid’in tuğralı beratı

A N A Y A S A N I N A S K I Y A A L I N M A S I

II. Abdülham id, m utlak yetkilerini sınırlayan anayasayı belki de h iç­ bir zam an içten benim sem em işti. M idhat Paşa’nm hazırladığı ana­ yasa taslağını kabul etm edi; bu­ nun yerine yeni bir taslak h a zır­ lattı. Kendisi de büyük ölçüde m ü ­ dahale ederek, yetkilerini en az sı­ nırlayacak bir m etnin ortaya çık­ m asını sağladı. II. A bdülham id,

anayasanın kendisine tanıdığı g e ­ niş yetkileri hem en kullanmaya başladı, 113. m addeye dayanarak M eşrutiyet’in asıl m im arı M idhat Paşa’yı 5 Şubat 1877’de sadrazam ­ lıktan aldı. Buna rağm en anayasa­ ya uygun olarak M eclisi Mebusan (Heyeti Mebusan) seçim leri ya p ıl­ dı; üyeleri padişah tarafından ata­ nan bir M eclisi  yan (H eyeti Ayan) oluşturuldu. Yasam a organı

olan iki m eclisli bir parlam ento (M eclisi Um um î), 19 Mart 1877-13 Şubat 1878 tarihleri arasında, bazı aralıklarla toplam beş ay görev yaptı. A m a oturum larda çeşitli u ygu lam aların ta rtışılm a sı ve eleştirilm esi, II. A bdü lh am id’i ra­ hatsız etti. Padişah Rusya’ya karşı yürütülen savaşı gerekçe göstere­ rek, M eclisi U m u m î’yi tatil etti; Bi­ rinci M eşrutiyet D önem i de böyle- ce son buldu.

(9)

iz bırakanlar

D O K S A N Ü Ç H A R B Î

II. Abdülham id, tahta çıkışından bir yıl sonra kendini Osm anlı tari­ hinin en kanlı savaşlarından b iri­ nin içinde buldu. Osm anlı y ö n e ti­ mi, İstanbul Konferansı kararla­ rından sonra Londra Konferansı kararlarını da reddedince Rusya, Osm anlı D evleti’ne savaş açtı. Y a ­ yılm a cı bir politika izleyen Rusya, O sm an lı top ra k la rın d a k i O rto ­

doks nüfusunun h am isi olarak hareket ediyor ve O sm anlı y ö n e ­ tim in den O rtodoksların yararına reform lar yapılm asın ı istiyordu. «D oksanüç H arbi» olarak da b ili­ nen 1877-1878 Osmanlı-Rus Sava­ şı, iki cephede (Balkanlar ve K af­ kasya) şiddetli bir biçim de sürdü. Sonunda Osm anlı ku vvetleri her iki cephede de ağır yen ilgilere u ğ­ radı. Rus ku vvetleri doğuda Kars ve Erzurum ’a, batıda Edirne’ye

kadar ilerledi. II. A bdü lham id bu durum karşısında barış istem ek zoru n d a kaldı. 3 M art 1878’de A yastefan os’ta (Yeşilköy) im za la ­ nan antlaşm ayla batıda Niş, Dob- ruca ve Güney Besarabya, doğuda Batum, Kars, Ardahan, Eleşkirt ve B eyazıt (D oğu b eya zıt) R usya’ya bırakıldı. Karadağ, Rom anya ve Sırbistan b a ğım sızlığın ı k azan ır­ ken, B u lgaristan ’da ö ze rk bir

p ren slik ku ru l­ m ası ö n g ö rü lü ­ yordu. Rusya’nın bu ölçü d e g ü ç­ len m esin d en ra­ h a ts ızlık duyan A vru pa, büyük d e v l e t l e r i n i n m ü d a h a le s iy le , Ayastefanos A n t­ la ş m a s ın ın h ü ­ küm leri 13 T e m ­ m uz 1878’de im ­ za la n a n Berlin A n tla ş m a s ıy la h afifletild i.

İ S T İ B D A T D Ö N E M İ

II. Abdülham id, M eclisi M ebusan’ı tatil ettikten sonra yavaş yavaş bütün y etk ileri kendi şahsında topladı ve kişisel konutu Y ıld ız Sa- rayı’nı devlet yönetim in in m erke­ zi durumuna getirdi. V. M urad’ı y e ­ niden tahta çıkarm ayı amaçlayan A li Suavi’nin darbe girişim i (20 Mayıs 1878) ve aynı amaca yönelik

(10)

Plevne Savaşı’nı anlatan bir gravür

S A N S Ü R VE J U R N A L C İ L İ K

II. Abdülham id’in, baskıcı uygula­ malarının başlıca araçları, basına uygulanan boğucu bir sansür, her tarafta dal budak salmış bir hafiye örgütü ve en saçma sapan biçim le­ rinin bile teşvik edildiği jurnalcilik­ ti. 1881’de Encümeni Teftiş ve Mu­ ayene Heyeti adıyla bir komisyon kurdurarak, bu komisyona basm- yayın organlarını yayım öncesinde denetlem e yetkisi verdi. Gazete ve Kleanti Skalieri-

A ziz Bey Komi- te s i’nin açığa ç ı k a r ı l m a s ı (Tem m uz 1878), tahttan in d iril­ m e korkusunu artırm ıştı. Ab- d ü la ziz’in ö lü ­ m ünden so ­ rum lu tuttuğu Midhat Paşa ile Nuri ve Mah-

mud Celaleddin paşaları 1881’de yargılatması, aynı zam anda m u ­ halefete bir gözdağıydı. Y ıld ız ’da kurdurduğu m ahkem enin bu pa­ şalar için verdiği ölüm cezalarını, tepkiler karşısında öm ür boyu h a­ pis cezalarına çevirm ek zorunda kaldı. Buna rağm en sürgüne gön ­ derilen M idhat Paşa’nm üç yıl son­ ra T a ifte boğdurulm ası em rini II. A bdü lham id’in verdiği sanılır.

dergiler sık sık kapatıldığı gibi, pa­ dişahın oturduğu Yıldız Sarayı’nı çağrıştıran «y ıld ız» gibi bazı kelim e­ lerin yayınlarda kullanılm asının yasaklandığı listeler oluşturuldu.

D Ü Y U N U U M U M İ Y E

II. Abdülham id tahta çıktığında Os­ manlI Devleti ağır bir iç ve dış borç yükü altındaydı. Padişah iç borçla­ rın ödenm esini sağlamak için

(11)

iz bırakanlar

letin «rüsumu sitte» (pul, alkollü iç­ ki, ipek, balık avı, tuz ve tütün ver­ gisi) denen gelirlerini alacaklılara bıraktı (1879). Osm anlı D evle­ tin d en alacaklı olan Avrupa dev­ letlerin in bu uygulam aya tepki gösterm esi üzerine, 1881de yayın­ lanan Muharrem Kararnamesi ile bütün alacaklıların tem sil edildiği Düyunu Umumîye İdaresi kuruldu. II. Abdülhamid, «rüsumu sitte»yi ve başka bazı vergi gelirlerini dış borç­

ların tahsili için bu idareye bıraktı. Düyunu U m um îye kurulduktan sonra borçların ödenm esi bir düze­ ne girdi, bu da yeni borçlanmaları mümkün kıldı.

II. Abdülham id, bazı ayrıcalıklar karşılığında dışarıdan aldığı des­ tekle, demiryolu yapım ına önem verdi. Daha önce İstanbuldan İz­ m it’e kadar yapılm ış olan Bağdat D em iryolu’nun yapım ına hız veril­

di. Türkiye’nin ilk dem iryolu hattı olan İzm ir-Aydm D e m i r y o l u ’ n u n uzatılm ası çalış­ maları gerçekleş­ tirildi. II. A b d ü l­ ham id, m erk ezî otoriteyi gü çlen ­ dirm ek ve b ölge­ de denetim i elde tutmak için Şam’ı M edine’ye bağla­ yan 1 302 k m ’lik Hicaz Demiryolu projesini uygulamaya başladı.

D I Ş S İ Y A S E T

Kişiliğinin başlıca özelliği olan baş­ kalarına güvensizlik, II. Abdülha- m id’in dış siyasetine de yansımıştı. Bütün yabancı devletlere aynı gü­ vensizlikle yaklaştı ve büyük dev­ letler arasındaki çelişkilerden zeki­ ce yararlandı. Ancak Osmanlı

(12)

£ g 00^ cs rS £ Go S "3 £ * a +-* c ,r5 İT* <U '5 a

I 'l

;3 5 'TS ^ 'S ^< CN

araya girm esiyle ateşkes yapıldı. Askerî zafere rağm en II. Abdülha- mid, büyük devletlerin baskısıyla Girit’e özerklik verm ek zorunda kaldı. Berlin Kongresi’nin Avrupa diplom asisinin gündem ine soktu­ ğu Makedonya ve Ermeni sorunla­ rı, II. Abdülham id’i sürekli uğraş­ tırdı. 1893’ten itibaren bir barut fı­ çısı durumuna gelen M akedon ­ ya’da, Osmanlı yönetim ini sürdür -raklarmm elden çıkması engelle- nemiyordu. Ber­ lin A n tla şm a ­ s ıy la kaybedilen topraklara ek olarak, 1878’de Berlin K ongre­ s in d e yapm ayı vaat ettiği yardı­ ma karşılık Kıb­ rıs’ın yö n etim i İngiltere’ye bıra­ kılmıştı. 1881’de

Fransa U m us’un, 1882’de İngiltere M ısır’ın yö n etim in e el koydu. 1885’te Doğu Rumeli Vilayeti, Bul­ garistan’la birleşti. II. Abdülham id bu olup bittileri kabul etm ek z o ­ runda kaldı.

1896’da Girit’te çıkan isyanı des­ tekleyen Yunanistan’a ise savaş açtı (1897). D öm eke’de kazandığı zafer Osmanlı kuvvetlerine Atina yolunu açm ıştı, am a Rusya’nın

mek için, Balkan devletleri arasın­ daki ih tilaflardan yararlandı, 1903’te başlayan isyan bastırıldı. Berlin Antlaşm ası’nm Ermenilerin yaşadığı vilayetlerde ıslahat yapıl­ m asına ilişkin hüküm lerini ise, 1895’te geniş bir ıslahat program ı­ nı ilan etm esine rağmen uygula­ m adı. 1889’dan itibaren sürekli olay çıkaran Ermenilerin, 1905’te cum a selam lığın d a patlattıkları

(13)

Y ap ımın a 1 9 0 0 y ılı n d a b a ş la n a n Hica z D em ir yo lu 3 0 Ağu st os 1 9 0 8 ’de h iz m e te aç ıl d ı.

iz bırakanlar

1897’de Yunanistan’a sauaş ilan edildi.

bomba, pek çok kişinin ölümüne yol açtı, II. Abdülham id’in hayatını birkaç dakikalık gecikm e kurtardı.

I I . A B D Ü L H A M Î D V E R E F O R M L A R II. Abdülhamid, akıllıca seçmek ve uygulamak şartıyla reformlara kar­ şı değildi. Türkiye’de modern eğiti­ m in kalıcı temellerinin onun döne­ minde atıldığı söylenebilir. Mülkiye

ve Harbiye gibi önceki d ö n em ­ lerden d evralı­ nan okullar yen i­ den düzenlendiği gibi, M aliye (1878), Hukuk (1878), Sanayii Nefise (1879), Ti­ caret (1882), Mü- h e n d i s h a n e i Mülkiye (1884), Baytar (1889), Po­ lis (1891), Güm­ rük (1892) mektepleri gibi yeni yük­ sekokullar ve meslek okullan da açıldı. 1900’de ilk Türk üniversitesi, Darülfünunu Şahane adıyla öğreni­ m e geçti. Ortaöğretimde rüştiyeler yaygınlaştırıldı ve 187 5’ten itibaren vilayet merkezlerinde yedi, sancak m erkezlerinde beş yıllık idadiler açıldı. 1858’de 43 olan rüştiyelerin sayısı, 1895’te 426’ya ulaşmıştı, ida­ dilerin sayısı ise 100 kadardı.

(14)

Tarih, Murat Bardakçı yönetimindeki H ürriyet Tarih Dergisi yle

sîzlere gülümsüyor. Hürriyet Tarih'te geçmişin renkli, eğlenceli ve

ders alınması gereken olaylarını okuyacak, bu olayların

yaşandığı günlere gidecek ve o ânı yaşayacaksınız.

Türkiye'de tarihin ve sanat tarihinin en önemli isimleri

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu büyük arsanın ilk zamanlarda, şehir içinde hususî ikametgâhlara mahsus bir mahalle teşkil edeceği düşünülerek, ilk bina ya- panlar, bunun gibi azamî üç katlı

Diploma almağa muvaffak olan genç meslektaşlarımıza hayatta muvaffakiyet ve memleket kültürüne nafi olma- larını diler ve kıymetli tedris heyetini tebrik ede- riz..

Yine güneye bakan küçükler okulu dershaneleri bloku, bu okulun palto odalarını, yıkanma yerlerini ve öğretmen odalarını ih- tiva eden diğer bir blokla ilkokul

ADVANCE çalışmasında ise, ortalama HbA1c %6.5 olan yoğun tedavi grubunda mikrovasküler komplikasyon gelişimi %16 oranında azalmış, ancak kardiyovasküler risk anlamlı

Ancak, türev alındığında bu –5 sayısı yok olacağından logaritma için elde ettiğimiz belirsizliğin yayılması ifadesi bu formül için de aynı

Zayette (‹stanbul BBSK) Serdar, Carson, ‹brahim, Svensson (Bursaspor) Serkan, Glowacki, Mustafa (Trabzonspor) Yi¤it ‹ncedemir, Murat (Manisaspor) Diego (Eskiflehirspor)

2013 yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve Televizyon bölümünden mezun oldu Beş yıllık sektör deneyiminin ardından kendi film yapım şirketini

M addesine göre Belediyem iz sınırları içerisinde Erdem li M erkez M ahallesi İller Bankası Tesislerinden başlayarak A lata D eresine kadar olan alanda yapılm ış