• Sonuç bulunamadı

Kadının fendi...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kadının fendi..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Gördüklerim

,

duyduklarım

Kadının fendi

A krab adan doktor Ş. R ., 1313 Yunan harbinde y a ra lıla ra açılan Y ıldız hastanesinin, o zam anlar adı ilk işitilen (R ö n tgen ) m ütehassıslı­ ğ ın d a bulunduğu için, sınıf ark ad aş­ ları d ah a yüzbaşı iken, sağ ve sol k o lağ alık rütbelerini çabucak a tla ­ mış, binbaşılıkla Selan ik ask erî has­ tanesi (tab ib i san iliğin e) tayin olun­ muştu.

Beş altı yıl orada kaldı. P alüdik sıtm aya tutulm uş. Üç ay tebdilhava alıp İstanbula geldi. Doğru bize inip G öztepedeki evim izde b ir odaya yerleşti.

Çok yakışıklı, hakkile erkek gü­ zeli ve bekâr. G ayet de şıklard an :

Gözünde, altm zincirli gözlük; b ı­ yık ları (a lâ V ilhelm ) ; arkasında Lui çuhasından elbise. Sivil kostümü (M ir) in v eya (B o ter) in dikişi. İç çamaşırlar*, Frenk göm lekleri (C h e­ miserie universelle) e ısm arlam a; kravatı, m endilleri, bastonu (P ig- m alio n ) m alı.

Evlenm eğe niyetli am m a kılı kırk y -.-¿.ulardan ; şunun bunun sağlık verdiği kızların hepsine bir kulp bul­ m ada :

— B uğdayî m ı? Esmer deyip çı- kıverin, esmeri hiç sevm em i... Duru beyaz h a ? .., İstediği k ad ar güzel ol­ sun, bumbuz d e se n iz e !... Piyanoyu geçtik, m ahalle kızları k ad ar ud bile ça lm ıy o rm u ş!... Yaşını 18, 19 dedi­ niz; h ayd a h ay d a 23 lük, 25 lik ol­ duğu m u h ak k ak tır!...

A klı yattıkların a da (B ir tahkik ed eyim ) dedikten ve birkaç gün geçtikten sonra:

Babası (şarib ü lleyli venne- L ar) m ış!.. Büyük annesi (tarik i na­ zenin) denmiş, R um elihisanndaki

tekkeden çıkm azm ış!... A blasının K âğıthanedc, (d a m ad ı şeh riyarîler) le aşna fişnasını bilm iyen y o k !...

akşam ları, geoe yarısın a kad ar, ke- n.aeıî T atyo s'la udî Â fet'in takım ı çalıyo r. Kerli ferli zatlar dolup, ça- kıştıra çakıştıra saz dinliyorlar.

Tren yo lu şim diki gibi çukurda d e­ ğil. M ehm edefendi cam isinin, polis m evkünin bulunduğu y e rler tarla. C ivarın k ad ın ları akşam yem eklerin i yeyip , kilim lerini, seccadelerini g eti­ rip, bilhassa m ehtaplarda k ırlara bö­ lük bölük ya y ılıy o rla r. G erilerde de (,-İ8İn piyasa, biz d e a r a d a ...

G elirken yolum uzun üstündeki, (C eb i hüm ayun k âtib i) merhum F a­ ik beyin köşkünü o yaz M ısırlı bir

prenses tutmuştu. Genç genç, dilber dilber kızları İngilizce, Fransızca ko­ nuşa konuş;., bisikletlerle ortalığı dört dönerler, operalar, rom anslar söylerlerken, doktor h ayran :

— İste b aşlıca em elim b ö yle A v ­ rupa görmüş, (m o n d ain e), sporuc b:r kız alm ak. Başka türlüsile k ati­ yen e v len m iy eceğ im !...

istasyon gazinosunun karşısındaki tarlay a saz dinlem eğe gelenler ara­ sı c a n , semtin m eşhurelerinden bir taze dul v a rd ı: O. beyin üvey k ız ı...

Boy, rvücud, biçim harikulade ve lâkin bakışı şehlâca. Doktoru gözüne kestirmiş, (v aray ım şuna) y ı aklın a ; koymuş. Biz dolaşırken bir de b a k a ­

rız ki hemen açılır kapanır iskem le­ sinden fırlayıp, b eyaz m aşlahını top­ layıp sım sıkı germiş, gayet ed alı bir yürüyüşle önümüzde.

Ne kah kah alar, m alûm şarkının ı,-isralarını ne tekrarlam alar:

G öztepede bize misafir ya, cuma ve pazarları, arabanın sağında o, so ­ lunda beıı, Fenerbahçe, Kuşdili, Çif- tehavuzlar gezintierine çıkarız.

Konak faytonlarındaki hanım lar­ dan ona tebessüm ler y a ğ ar. H içbiri­ ne karşılık yok, yalnız şöyle bir b a­ kış, İltifatlardan hoşlanm ıyor d e ğ il; esasen yakışıklığm a emin ive az a­ m etlilerden; fakat huy canın a ltın ­ d a ; mizacı ciddî.

Ç ekçek arab aların d a, Ü sküdar ta ­ likaların daki, trenle gelip ağaçlar adtındaki kad ın lar, biribirlerini dürte dürte ona paralan adursun lar; fev­ k alâd e m em nunluğile beraber, gör­ m em ezliğe gelip, başını başka taraf­ lara çevirip, yavaşçacık bana fısıl­ tıd a :

— Başka türlü sökm ez; m aahaza gülm ekle beraber acıyorum bu biça­ relerin h alin e! B ayılıyo rlar b an a !..

Fenerbahçenin civcivli b ir günün­ de, arab alar ard ard a katar, kımıl- danam az haldeyken, (on paacık, on p a a c ık !) d iye herkese m usallat, ma- hud sarıklı, top sakallı, sulu y a la z önümüze dikilm işti:

— Beni b u raya karşı arab ad ak i sultanım yo llad ı. Doktor b ey sana b ir gümüş çeyrek verecek, d ed i!., yi söyler söylem ez, yanım dakinin h ali­ ni görm eyin!

U tancından kıpkırm ızı kesilm iş: — Y üreğim e iniyor, etraftan d u y­ d u la r; böyle b ay ağ ı tab ak alarla d a ­ laverem var san a cak lar!.. diyerek hem en kenara atlayıp, deniz kıyısını b o ylam az m ı?

O rtalık tenhalaşıncıya, yo llar açı- Imcıya k ad ar kayıp lard a.

Nâ üm idi aşka doktor var mı tıbbın çaresi ? N eyle aram eyler uşşakm

dili âvâresi ? Bizim ak rab ad a gene telâş:

— Ç abuk buradan sıvışalım . Bu dosta düşm an bakışlı sırnaşıkla mü­ nasebetim olduğuna zahip o lacak lar; onörüm, haysiyetim k a lm ıy a c a k !...

H aydi bizde sola çarh ve gerisin­ g eri; şim endifer yolunu aşıp gazino­ nun içi ve taflanların arasından k ar­ şıyı k o llam a:

Beyaz m aşlahtı kadın orada mı, gitti m i?

O seneler G öztepede, Yaninin İs­ tasyon gazinosunda, cum a ve pazar

O s:rr.Iar, b ir gece tam y a tac a ğ ı­ mız esnada, kapım ızın zili fırıl fırıl çevriliyor, tahtası kırılacak k ad ar vuruluyor. A ç tılar; bir koca k a rı:

— Komşunuz O. b eylerden g eli­ yorum. Kerimesi tazecik fena halde. Hem ateşler içinde yanıyor, hem de vecam dan b aygın lıklar geçiriyor. Hekim beyi alm a ğ a g eldim !

Y atağından çıkan hekim b ey b a ­ na usulca göz kırpıp (H er h ald e nu­ m ara) dedikten sonra, bin bir dere­ den su getirerek:

— M aalesef ben de rahatsızım , hava tebüilindeyim . (S eririyatı d ah i­ liy e ) hocam ız C elâl İsmail paşa, d a ­ ha yakın lard ak i (T eşrihi m arazî) m uallim im iz R ifat H üsam eddin pa- ş-.ya haber e ts e n iz !... diyedursun, koca karı b a lta :

--- Gittim ev lâd ım ; birini h asta­ neye çağırm ışlar, öbürü bu gece İs- tanbulda kalm ış. A llah aşkına, genç­ liğinin başı için m erham et et, geli-

/VJ r ! . . .

Doktor çarnaçar boyn eğm eğe mecbur kaldı. Yolu tuttular.

Ş. R. bey alt tarafını, ertesi sabah kulağım a şöyle an lattı:

— Dediğim çıktı, hepsi num ara im iş... A şağıki o dada biraz b eklet­ tikten sonra beni yu k arıya ald ılar.

(D evam ı sahife 7 sütun 2 d e )

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

dağılabilmektedir. Floküle süspansiyon istenen bir formülasyon şeklidir. Buna karşılık floküle süspansiyonlarda partiküllerin birbirini kuvvetle itmesi sonucu önce

Dr. Lütfi K›rdar Kartal E¤itim ve Araflt›rma Hasta- nesi 1. Genel Cerrahi Klini¤i’nde Ocak 2000-Mart 2005 tarihleri aras›nda memede palpe edilemeyen lezyonlar nedeni ile

Laboratuvarm›zda kateter iliflkili infeksiyon tan›s›nda yanl›zca ka- teterden kan örne¤i al›narak yap›lan kan kültür- lerinin duyarl›l›¤› ise, baflka baz›

Ge- nel olarak temiz kontamine ve kontamine cerra- hi yaralarda 1960-2001 y›llar› aras›nda topikal ampisilin kullan›lan çal›flmalar derlenmifl ve to- pikal ampisilin alan

Doç Dr Ayper SOMER, Dr Duygu GÜR, Prof Dr Iık YALÇIN, Prof Dr Nuran SALMAN, Prof Dr Betigül ÖNGEN, Prof Dr Nezahat GÜRLER. * Kan örneklerinden soyutlanan stafilokok

Tuvaletlerde muslukları açık bırakmamalıyız.. Bahçemizi ve sınıfımızı

Erzurum ve çevre illerde korunga (Onobrychis viciifolia Scop.) bitkisini ziyaret eden arı türlerinin belirlenmesine yönelik bu makalede; balarısı (Apis mellifera

15 uzunluklu ve en az 2–hata–d¨ uzeltici olan bir ikili BCH kodu i¸cin birer ¨ urete¸c ve e¸slik–denetim matrisi yazınız.. 31 uzunluklu ve tasarlanmı¸s uzaklı˘ gı 5 olan