• Sonuç bulunamadı

Konya ili Selçuklu ilçesinde kırmızı et tüketim alışkanlığı ve buna etki eden faktörlerin belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya ili Selçuklu ilçesinde kırmızı et tüketim alışkanlığı ve buna etki eden faktörlerin belirlenmesi"

Copied!
69
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KONYA ĠLĠ SELÇUKLU ĠLÇESĠNDE KIRMIZI ET TÜKETĠM ALIġKANLIĞI VE

BUNA ETKĠ EDEN FAKTÖRLERĠN BELĠRLENMESĠ

Erhan TÜZEMEN YÜKSEK LĠSANS TEZĠ TARIM EKONOMĠSĠ Anabilim Dalı

Eylül-2012 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)

TEZ KABUL VE ONAYI

Erhan TÜZEMEN tarafından hazırlanan “TÜKETĠCĠLERĠN KIRMIZI ET

TÜKETĠM ALIġKANLIĞI VE BUNA ETKĠ EDEN FAKTÖRLERĠN

BELĠRLENMESĠ (KONYA ĠLĠ SELÇUKLU ĠLÇESĠ ÖRNEĞĠ)” adlı tez çalıĢması 18/09/2012 tarihinde aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı‟nda YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.

Jüri Üyeleri Ġmza

BaĢkan Prof.Dr.Cennet OĞUZ ……….. DanıĢman Prof.Dr.Cennet OĞUZ ……….. Üye Prof.Dr.Mustafa KARAKAYA ……….. Üye Doç.Dr.Yusuf ÇELĠK ………..

Yukarıdaki sonucu onaylarım.

Prof. Dr. AĢır GENÇ FBE Müdürü

(3)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

Erhan TÜZEMEN 18.09.2012

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

KONYA ĠLĠ SELUKLU ĠLÇESĠNDE KIRMIZI ET TÜKETĠM ALIġKANLIĞI VE BUNA ETKĠ EDEN FAKTÖRLERĠN BELĠRLENMESĠ

Erhan TÜZEMEN

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü TARIM EKONOMĠSĠ Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. Cennet OĞUZ 2012, 61 Sayfa

Jüri Prof.Dr.Cennet OĞUZ

Prof.Dr.Mustafa KARAKAYA Doç.Dr.Yusuf ÇELĠK

Bu araĢtırmanın amacı, Konya ili Selçuklu ilçesinde yaĢayan hane halklarının sığır, koyun ve keçi eti tüketimlerinde etkili faktörler ile gelir düzeylerine göre kırmızı et tüketim davranıĢlarının belirlenmesidir.Bu amaçla, 2012 yılının Ocak ayında100 hane halkı ile yüz yüze anket yapılmıĢtır.Ankete katılanların %96‟sinin kırmızı et tükettiği, %4‟unun ise tüketemediği saptanmıĢtır.

Kırmızı et tüketenler, etin elde edildiği hayvan türüne göre tercihlerini sırasıyla; dana (%63.50), koyun (%14.62), sığır (%10.40), kuzu (%9.40) ve keçi (%2.08) olarak belirtmiĢlerdir. Kırmızı eti tüketicilerin %42.70‟ı parça-kıyma birlikte, %26.06‟sı kıyma, %12.50‟sı parça, %3.12‟si salam-sosis-sucuk olarak satın almayı tercih etmektedir. Tüketiciler, kırmızı eti satın alım yerleri olarak %79.20‟si süpermarketleri, %15.60‟i kasapları tercih ederken, %1.04‟ü kendilerinin kestiklerini belirtmiĢlerdir. Tüketicilerin süpermarketlerden et almayı tercih etmesinde %45.00 ile güvenilirlik ön plana çıkarken bunu %25.00 ile tazelik, %23.75 ile hijyen ve %6.25 ucuz olması izlemektedir. Promosyonların tüketicilerin %61.50‟sinin kırmızı et alıĢveriĢini etkilediği, reklamların ise tüketicilerin %51‟inde kırmızı et alıĢveriĢini artırdığı tespit edilmiĢtir.

(5)

v ABSTRACT MASTER’S THESIS

FACTORS INFLUENCING OF RED MEAT CONSUMPTION HABITS IN SELCUK DISTRICT, KONYA PROVINCE

Erhan TÜZEMEN

Selçuk University, Institute of Sciences Department of AGRICULTURAL ECONOMICS

Advisor: Prof. Dr. Cennet Oğuz

2012, 61 Pages Jury

Prof.Dr.Cennet OĞUZ Prof.Dr.Mustafa KARAKAYA

Assoc.Prof.Dr.Yusuf ÇELĠK

Purpose of this study is to determine effective factors on the bovine meat, mutton and goat‟s meat consumption of people living in Selçuklu County, Konya city and their meat consumption behaviors with regard to their level of income. For that purpose, questionnaire was applied to 100 households in January 2012. It was determined that 96% of those participated in questionnaire were consuming red meat, and 4% of them was not consuming it.

Those consuming red meat specified their preference according to the animal species from where the meat is obtained as follows; calf (63.50%), sheep (14.62%), beef cattle (10.40%), lamb (9.40%) and goat (2.08%), respectively. 42.70 % of red meat consumers prefer buying meat cut into morsel sized pieces –minced meat together, 26.06% of them prefer only minced meat, 12.50 % of them prefer only meat cut into morsel sized pieces and 3.12% of them prefer salami-sausage. While 79.20 %of consumers prefer supermarkets and 15.60% of them prefer butchers, 1.04% said that they slaughter themselves. Reliability comes to the forefront for consumers with 45.00% in preferring meat from supermarkets, while it is followed by freshness with 25.00%, hygiene with 23.75% and cheapness with 6.25%. It was determined that promotions effected red meat shopping habit of 61.50% of consumers and that advertisements increased red meat shopping habit of 51 %of consumers.

(6)

vi ÖNSÖZ

ÇalıĢma boyunca ilgi ve desteğini gördüğüm danıĢman hocam Prof. Dr. Cennet OĞUZ baĢta olmak üzere çalıĢmada bana yardım eden Doç. Dr. Zeki BAYRAMOĞLU‟na, Dr. Arzu KAN‟a ve her zaman desteklerini benden esirgemeyen Selçuk Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü hocalarına teĢekkürlerimi sunarım.

Erhan TÜZEMEN KONYA-2012

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii 1. GĠRĠġ ... 1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 3 3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 12 3.1. Materyal ... 12 3.2. Yöntem ... 12

3.2.1. Örnekleme ve Anket AĢamasında Uygulanan Yöntem ... 12

3.2.2.Verilerin Değerlendirilmesinde Uygulanan Yöntem ... 13

4. DÜNYA'DA VE TÜRKĠYE'DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN GENEL YAPISI ... 15

4.1. Dünya'da Hayvancılık Sektörünün Genel Yapısı ... 15

4.1.1. Dünya'da Hayvan Sayıları ... 15

4.1.2. Dünya Kırmızı Et Üretimi ... 17

4.1.3. Dünya Kırmızı Et Tüketimi ... 19

4.2. Türkiye'de Hayvancılık Sektörünün Genel Yapısı ... 20

4.2.1. Türkiye'de Hayvan Sayısı ... 21

4.2.2. Türkiye'de Hayvan BaĢına Verim ... 24

4.2.3. Türkiye'de Kırmızı Et Üretimi ... 25

4.2.4. Türkiye'de Kırmızı Et Tüketimi ... 30

4.2.5. Türkiye'de Kırmızı Et DıĢ Ticareti ... 31

4.2.5.1. Türkiye'de Kırmızı Et Ġhracatı ... 31

4.2.5.2. Türkiye'de Kırmızı Et Ġthalatı ... 31

5. ARAġTIRMA BULGULARI VE TARTIġMA ... 33

5.1. Ġncelenen Ailelerin Demografik Özellikleri ... 33

5.2. Tüketicilerin Kırmızı Et Tüketim Tercihleri ... 34

5.3. Lineer Regresyon Analizi Sonuçları ... 46

6. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 48

6.1. Sonuçlar ... 48

6.2 Öneriler ... 50

KAYNAKLAR ... 52

(8)

viii

(9)

1. GĠRĠġ

Genellikle ülkelerin geliĢmiĢliği ve hayat standardının belirlenmesinde kiĢi baĢına düĢen et ve hayvansal protein tüketimi önemli bir ölçüt olarak görülmektedir (GöğüĢ, 1986; Yücel, 2001). Toplumun sağlıklı beslenmesinde etin, toplam et içinde ise kırmızı etin yeri, özellikle geliĢme çağındaki çocuklar ve gençler için çok önemlidir. Proteinler vücutta depo edilmeyen ve mutlaka dıĢarıdan alınması gerekli besin öğeleridir. Hayvansal proteinler içerdikleri amino asitlerden dolayı insanın büyüme geliĢme ve sağlıklı kalabilmesinin yanı sıra beyin gücünün geliĢmesi bakımından da önemlidir. Bitkisel proteinlerde bulunmayan on adet esansiyel amino asitler, sadece hayvansal proteinlerde yeterli ve dengeli Ģekilde bulunmaktadır. Hayvansal gıdalardaki protein miktarı: ette %15-20, balıkta %19-24, yumurtada %12, sütte %3-4, peynirde %15-25‟dir. Bunun için süt, yumurta, beyaz et ve kırmızı etin günlük olarak düzenli tüketilmesi gerekmektedir (Kutlu ve ark, 2005) Türkiye‟de kiĢi baĢına düĢen günlük hayvansal protein miktarı çok düĢük olup (25 g), Yunanistan ve Amerika BirleĢik Devletleri‟nde bu değer sırasıyla; 62 ve 74 g. düzeyindedir (FAO, 2008). Ülkemizde kırmızı et tüketiminin düĢük olmasının temel nedenlerinden birisi, tüm dünyada olduğu gibi, diğer gıdalara göre pahalı olmasıdır. Ülkemizde et talebini ve tüketimini etkileyen çeĢitli faktörler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları tüketicinin gelir seviyesinin durumu, etin fiyatı ve tüketici tercihleri olarak sıralanabilir (Alpan ve ark., 1993). Buna ek olarak tüketici alıĢkanlıklarında, bölgenin sosyal ve ekonomik yapısının da etkili olduğu söylenebilir. Et üretimini artırmaya yönelik çabaların yanında, tüketicilerin et tüketim alıĢkanlıklarının da belirlenmesi büyük bir öneme sahiptir. Ülkemiz nüfusu hızlı bir Ģekilde artarken, beslenme için kullanılan kaynakların da aynı Ģekilde artırılması, verimli bir düzeye getirilmesi ve değerlendirilmesi zorunludur (Gökalp, 1986; GöğüĢ, 1986; OdabaĢıoğlu ve ark., 1995).

Özel sektörün kırmızı et üretiminde, üretimden tüketime kadar olan zincir içinde daha fazla yer almasının koĢulları yaratılmaya çalıĢılmalı, sektör yeterli, kaliteli, verimli ve ucuz ürün üreten bir yapıya kavuĢturulmalıdır. Bu yapıda üretici kooperatifleriyle örneğin damızlık birlikleriyle koordineli bir Ģekilde çalıĢılarak sanayinin iĢlerliği artırılabilir. Kırmızı et sanayinin kapasitelerinin artırılması için istenen özelliklere sahip yeterli düzeyde hayvan bulma sorunlarının giderilmesi bu bağlamda çözümlenmiĢ olacaktır. Ayrıca dikkate çok fazla alınmayan hijyen konusu özellikle Avrupa Birliği‟ne girmeye çalıĢan Türkiye için çok önemli bir konudur. Türkiye‟de hayvan baĢına düĢen

(10)

mera alanlarının zaman içinde azalması ve aĢırı otlatma hayvancılığı olumsuz yönde etkileyen baĢlıca faktörler arasında bulunmaktadır. Girdi maliyetlerinin yüksekliği ve verim düĢüklüğü hayvansal ürünlerin yurt içi arz miktarının daralmasına neden olmaktadır. Arzın talebi karĢılayamaması nedeniyle yurt içi fiyatlar yükselmektedir. Talebi karĢılamak için ithal edilen hayvansal ürünler bir yandan döviz kaybına neden olurken, bir yandan da yerli üreticileri yabancı üreticilerin rekabetiyle karsı karsıya bırakmaktadır. Bilindiği gibi geliĢmiĢ ülkelerde hayvancılık önemli desteklere sahiptir. Bu ülkelerde hayvansal ürünlerde verimliliğin yüksek olması ve maliyetlerin göreceli olarak düĢük olması nedeniyle fiyatlar da göreceli olarak düĢük olmaktadır. Ġthalata dayanan et ürünleri politikasının uzun vadede Türkiye‟deki üreticiler üzerinde hayvansal üretimden baĢka üretim dallarına kayma yönünde olumsuz etkileri olabilmektedir. Hayvansal üretimdeki daralmalar bu ürünlerin tüketimini de olumsuz yönde etkileyecektir.

Bu araĢtırmanın amacı; Konya ili Selçuklu Ġlçesinde ikamet eden hane halkı ile yüz yüze görüĢülerek tüketicilerin kırmızı et ve et mamullerini tüketim tercihleri, tüketim Ģekilleri ve tüketici kararlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Toplumun dengeli beslenmesini sağlamak, öncelikle bireylerin tüketim alıĢkanlıklarının ortaya konulması ile mümkündür.

(11)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Burton ve Young (1996), Ġngiltere‟de BSE krizinin sığır eti ve diğer et ürünleri talebi üzerine olan etkisini, dinamik AIDS talep modeline BSE krizi haberleri ile ilgili medya indeksini modele dahil ederek incelemiĢlerdir. BSE krizi ile ilgili yayınların, tüketicinin et harcamaları dağılımı üzerine önemli etkileri olduğunu tespit etmiĢlerdir. Kısa dönem etkisi, 1990‟lı yılların baslarında sığır eti Pazar payının azalması ile gözlenmiĢ ve uzun dönemde ise 1993 yılından sonra Pazar payında % 4,5 azalma olmuĢtur.

El-Saadany (1996), yaptığı çalıĢmada Mısır‟da 1960‟lı yıllardan günümüze süt ve kırmızı et üretiminde uygulanmıĢ olan politikalar ayrıntılı olarak incelemiĢtir. Ele alınan süreçte gerek küçükbaĢ ve gerekse büyükbaĢ et üretiminde %17‟lik artıĢ görülmektedir. ÇalıĢmaya göre; geliĢmekte olan ülkeler kırmızı et üretimi gibi önemli bir gıda kaynağında, kendine yeterliliği sağlayabilmeleri için küçük üreticileri teĢvik etmek ve desteklemek zorundadırlar. Bu da ancak üreticilerin kooperatifler Ģeklinde örgütlenmelerini sağlayarak mümkün olabilecektir. Bu kooperatifler veya birlikler üreticilere teknik eleman girdi üretimi gibi konularda kredi desteği sağlayarak tüccarlara karĢı koruyacaktır.

Kotler (1997), „Marketing Management: Analysis, Planning, Implementation and Control‟ isimli çalıĢmada, tüketicilerin alıĢveriĢ merkezi tercihlerini etkileyen faktörleri analiz etmiĢtir. AraĢtırma sonuçlarına göre, tüketicilerin alıĢveriĢ merkezleri tercihinde etkili olan baslıca faktörleri, iç düzenlemelerinin farklı olması, alıĢveriĢ yapmayı kolaylaĢtıracak Ģekilde tasarımlanması, çok sayıda kaliteli urunun pazarlanması, fiyatların uygun olması, çalıĢan personelin güler yüzlü olması, diğer alıĢveriĢ merkezlerine ve oturulan eve yakın olması seklinde belirtilmiĢtir.

Koç vd. (1997), „Adana‟da Et Tüketimi ve Harcama Esneklikleri: Bir Yatay Kesit ÇalıĢması‟ isimli çalıĢmalarındaki verileri, farklı sosyo-ekonomik gruplarda yer alan 400 hane ile yaptıkları anket çalıĢması yoluyla derlemiĢlerdir. Elde ettikleri verileri Doğrusal Harcama Sistemi‟ni kullanarak analiz etmiĢlerdir. Analiz sonucuna göre, harcama esnekliklerini toplam et icin 0.95, kırmızı et için 1.10 ve et mamulleri için ise 1.70 olarak hesaplamıĢladır.

Koç ve Oğuz (1997), „Et Tüketimi Harcama Esneklikleri: Konya Ġli ġehir Merkezinde Bir Yatay Kesit ÇalıĢması‟ adlı çalıĢmalarında, Konya ili Ģehir merkezinde belirledikleri 396 hane halkından elde ettikleri verilerden gelir-harcama esnekliklerini, Doğrusal Harcama Sistemi yöntemini (Linear Expenditure System „LES‟) kullanarak tahmin etmiĢlerdir. Modelde bağımlı değiĢken olarak et harcamaları ve açıklayıcı değiĢkenler

(12)

olarak da, hane geliri, kırmızı et harcamaları ve hanedeki çalıĢan kiĢi sayısını kullanmıĢladır. Model sonucuna göre, kırmızı et harcama esnekliğini 0.65 olarak hesaplamıĢlardır.

Yıldırım vd. (1998), „Van Ġli Merkez Ġlçede Kırmızı Et Tüketim Yapısı‟ konulu çalıĢmada Van ilinde ailelerin kırmızı et tüketim yapıları ve satın alım yeri tercihlerinin analizini amaçlamıĢlardır. Bu amaçla Van ilinde 120 hane halkından elde edilen verileri kullanmıĢlardır. Analiz sonuçlarına göre, ailelerin %49.1‟inin koyun etini, %34.22‟sinin sığır etini tercih ettiklerini, %16.7‟sinin ise özel bir tercihlerinin olmadığını belirlemiĢlerdir. Ailelerin kırmızı et satın alma yerlerinin de incelendiği bu çalıĢmada, ailelerin % 82.5‟inin kırmızı et satın alımında kasapları tercih ettiği belirlenmiĢtir. Ailelerin kırmızı et satın alımında diğer tercih yerlerinin sırasıyla, % 12.5 ile süpermarketler, %5 ile E.B.K olduğu belirlenmiĢtir.

Sanchez ve ark. (2001), çalıĢmalarında tüketicilerin koyun ve sığır eti satın alma davranıĢlarını, satın alma deneyimleri ve sağlık üzerine etkileri açısından incelemiĢlerdir. Bunun yanı sıra her bir pazar bölümünde, gıdaların farklı niteliklerine göre tüketicilerin satın alma istekliliğini tahmin etmiĢlerdir. ÇalıĢmada, Ġspanya‟da iki Ģehirde tüketicilerle yapılan anketlerle toplanan veriler kullanılmıĢtır. Sonuç olarak, sağlık riskine duyarlı tüketicilerle duyarlı olmayan tüketicilerin tercihlerinin benzer oldukları ve bununla beraber kalite etiketi olan ürünlerin sığır eti tüketicileri, bölgesel orijini belli olan ürünlerin ise koyun eti tüketicileri tarafından daha fazla değer verilen ürün özelliklerine sahip oldukları bulunmuĢtur.

Corsi ve Novelli (2002), çalıĢmalarında organik sığır eti için tüketicinin ödemeye istekli olabileceği maksimum fiyatı tahmin etmeye çalıĢmıĢlardır. Analiz tekniği olarak RUM modeli ve Contingent Valuation (koĢullu değerleme) yöntemine dayalı bir teorik ve ekonometrik bir model kullanmıĢlardır. Sonuç olarak, Ġtalyan tüketicilerin ödeme istekliliğinin oldukça yüksek olduğu belirlenmiĢ ve organik et ürünlerinin önemli bir pazar payı sağlayabileceği belirtilmiĢtir.

Kara vd. (2003), „Van‟da Et ve Ürünleri Tüketim AlıĢkanlıkları Üzerine Bir AraĢtırma‟ adlı çalıĢmalarında Van‟da ortalama aile basına aylık et tüketiminin 5.5 kg/ay olduğunu belirlemiĢlerdir. KiĢi basına aylık et tüketimini ise 980 g. olarak hesaplamıĢlardır. Ġncelenen ailelerin et tüketiminin eğitim düzeyine göre değiĢiklik gösterdiği sonucuna ulaĢmıĢlardır. Ayrıca, çalıĢmada erkeklerin daha çok kırmızı eti, bayanların ise beyaz eti tercih ettiklerini belirlemiĢlerdir.

(13)

Morrison ve ark. (2003), yaptıkları çalıĢmada; 1965–1995 yılları arasında, Yunanistan‟da çeĢitli et ürünleri için yapılan toplam et harcamalarının dağılımına etki eden etkenleri gizli değiĢken yaklaĢımı ile belirlemeye çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada kullanılan talep analizinde AIDS modeli kullanılmıĢtır. Bu model ile Yunanistan‟ da çeĢitli et ürünlerine etki eden gizli değiĢkenlerin neler olduğu belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada ikinci dünya savaĢı sonrası Yunanistan‟daki et tüketiminin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıĢtır. Üçüncü bölümde model tanıtılmıĢ, dördüncü bölümde ise tahmin ve sonuca etki eden gizli değiĢken belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. BeĢinci bölümde, analizde kullanılan veriler tanımlanmıĢtır. Bölüm altıda da Yunanistan‟daki et tüketimi üzerine gözlenen etkiler tartıĢılarak elde edilen sonuçlar yorumlanmıĢtır. ÇalıĢmaya göre; tüketici zevklerinde meydana gelen değiĢmeler ile çeĢitli gıda gruplarına yapılan harcamaların dağılımı arasında farklı ve anlamlı bir iliĢki bulmuĢlardır. Bu çalıĢmada ortaya çıkan gizli değiĢken tüketicilerin tüketim davranıĢlarında ortaya çıkan değiĢikliklerdir. Bu değiĢikliklere etki eden bir faktör de geleneksel tüketim alıĢkanlıklarıdır. Bu faktör farklı ülkeler ve bölgeler arasında yapılan çalıĢmalarda daha fazla önem kazanmaktadır. Özellikle domuz eti için yapılan harcamanın payındaki artıĢ, fiyatındaki göreceli düĢüĢün bir sonucu olarak beklenenden daha fazladır. Bu nedenle bu artıĢın tamamen tüketici zevklerindeki değiĢikliklerle ilgili olduğu bildirilmiĢtir. Alfnes (2004), Norveçli tüketicilerin sığır eti için ülke orijini ve ette hormon kullanımına karsı tercihlerini araĢtırmıĢ ve sosyo-ekonomik kümelerini tanımlamıĢtır. Ortalama olarak tüketiciler yerli üretimden sonra, komsu ülke olan Ġsveç‟ ten gelen etleri diğer ülkelerden gelen etlere ve geliĢmiĢ ülkelerden gelen etleri geliĢmekte olan ülkelerden gelen etlere tercih etmektedir. Amerika‟ dan gelen hormonsuz sığır etinin, Ġrlanda eti kadar iyi olduğunu ancak Amerika‟ dan gelen hormonlu etin ise düĢük güvenilirlik düzeyinde olarak algılandığını belirtmiĢtir. Tahmini yapılan Mixed Logit model sonuçları, Ġskandinav menĢeli olmayan alternatif etlerin ithalata açık pazar bölümü için yakın ikame olduklarını göstermiĢtir.

Atay vd. (2004), „Aydın Ġli Cine Ġlçesinde Kırmızı Et Tüketim AlıĢkanlıkları‟ adlı çalıĢmalarında 175 örnek üzerinde anket çalıĢması yapmıĢlardır. AraĢtırma bulgularına göre, görüĢülen ailelerin %33.1‟inin öncelikli olarak kırmızı eti tercih ettiği belirlenmiĢtir. En çok tercih edilen kırmızı et türlerinin sırasıyla, sığır (%80.0), koyun (%8.6) ve keçi (%5.7) eti olduğunu belirlemiĢlerdir. Kırmızı eti belirli bir kasaptan satın alanların oranı ise %63.4 olarak belirlenmiĢtir. Ġncelenen ailelerin %63.4‟unun ayda 3

(14)

kg‟dan daha az, %32.6‟sının 3-5 kg/ay arasında ve %4‟unun de 5 kg/ay‟dan daha fazla kırmızı et tükettiklerini belirtmiĢlerdir.

Miran ve Akgüngör (2005), deli dana korkusunun dana eti tüketimi ve satıĢ kaybı üzerine etkisini incelemiĢlerdir. Yoğun yazılı basın haberlerinin yol açtığı deli dana (BSE) korkusunun sığır eti tüketimine etkisini araĢtırmıĢlardır. Ocak 1995 ile ġubat 1997 arasındaki aylık veriler kullanılarak Ġzmir ili için bir talep modeli tahmin etmiĢlerdir. Sığır eti satıĢları, deli dana haberlerinin medyada yer almaya baĢladığı 1996 Nisan ayında aniden düĢmüĢ ve bu düĢüĢ medya haberlerinin sona erdiği 1996 haziranına kadar devam etmiĢtir. Ekonometrik model sonuçları, eğer deli dana krizi yaĢanmasaydı sığır eti satıĢlarının % 36,4 daha fazla olacağını göstermiĢtir. Ayrıca, tüketicilerin deli dana bulaĢığı olmayan ete yılda kiĢi basına 0,5224 ABD doları ödemeyi kabul ettiği belirlenmiĢtir.

Nierenberg, (2005), çalıĢmasında 1961-2004 yılları arasında dünya et üretimi, kiĢi baĢına düĢen et tüketimi incelenerek üretimde söz sahibi olan Meksika, Çin, Hindistan, Brezilya, Amerika gibi ülkelerde ki durumlar ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmaya göre günümüzde geliĢen dünyada ve endüstriyel ülkelerde insanlar et, süt ve yumurta gibi gıda maddelerine daha çok istek duymaya baĢlamıĢlardır. Daha ucuza elde edilebilen yem bitkileri, kısıtlı mera alanları, daha kolay temin edilebilen antibiyotikler ve endüstrileĢen tarımla et üretiminde de yeni bir döneme girilmiĢtir. FabrikalaĢan çiftlikler 1990‟lı yıllarda et üretiminin %30‟unu karĢılarken, günümüzde bu oran %40‟lara yükselmiĢtir. Kuzey Amerika ve Avrupa dünya çapında et üretiminde en hızlı geliĢen kıtalardır. Asya, Afrika ve Latin Amerika‟ da da büyük geliĢmeler görülmektedir. Büyük çiftlikler hayvanları mümkün olduğunca çabuk ve ucuz olarak pazara getirmeye yönelik bir Ģekilde çalıĢmaktadırlar. Bu da çevresel, sağlık ve hayvan refahı gibi konularda bazı olumsuzluklar doğurmaktadır. Kalabalık ve sağlıklı olmayan koĢullar hayvanların hastalanmasına neden olabildiği gibi bu hastalıkların insanlara da bulaĢmasına olanak sağlayabileceği bildirilmiĢtir.

Kutlu ve ark. (2005), tarafından hazırlanan raporda Türkiye‟de hayvancılığın mevcut durumu, geçmiĢ dönemlerde ve günümüzde uygulanan hayvancılık politikaları, Türkiye‟de hayvancılığın baĢlıca sorunlarının neler olduğu, bu sorunların çözümüne yönelik kısa, orta, uzun vadeli hedeflerin ve stratejilerinin neler olması gerektiği ve bu hedef ve stratejilerin gerçekleĢtirilebilmesi için hangi araçların kullanılması gerektiği tartıĢılarak, hayvancılığın 2023 yılı hedefleri belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmaya göre öncelikle hayvansal ürünlerin tüketiminin artırılmasına yönelik etkinlikler

(15)

düzenlenmeli, organize hayvancılık bölgeleri teĢvik edilmeli, damızlık yetiĢtiriciliğine yönelik yetiĢtirici birlikleri teĢvik edilmeli, mevcut çayır ve meralar iyileĢtirilmeli ve yem hammaddeleri ve karma yemde uygulanan KDV oranları düĢürülmeli, reçetesiz ilaç kullanımı denetlenmeli, üreticilere yönelik eğitim ve yayım çalıĢmaları yapılmalı ve ürünlerin satılabileceği ürün borsaları oluĢturulmalıdır.

Ġçöz ve ark. (2005), yaptıkları araĢtırmada Dünyada ve Türkiye‟ de Et ve Et Ürünlerinin 2002-2003 yıllarına ait üretim, tüketim, ihracat, ithalat, fiyatlar ve yıl sonu stoklarında ortaya çıkan gerçekleĢmeleri „Durum‟, 2004-2005 yıllarındaki muhtemel geliĢmeleri ise „Tahmin‟ adı altında sistematik olarak incelemiĢlerdir. Bu çalıĢmada Dünyada; 2002 yılında büyükbaĢ ve küçükbaĢ hayvan sayısının arttığı, 2003 yılında azaldığı, yine bu yıllarda büyükbaĢ hayvan ithalatının ve ihracatının azaldığı belirtilmiĢtir. 2004–2005 yılları için de büyükbaĢ ve küçükbaĢ hayvan eti üretiminde ve dıĢ ticaretinde azalma olacağı tahmin edilmiĢtir. Türkiye‟de ise 2002–2003 yıllarında toplam kırmızı et üretiminin ve ithalatının düĢtüğü, ihracatın ise 2002 yılında azalırken, 2003 yılında artıĢ gösterdiği belirtilmiĢtir. Bu yıllarda kırmızı et ürünleri üretimi ve stokları artmıĢtır. 2004–2005 yılları için de Türkiye‟de kırmızı et ve et ürünleri üretiminin artacağı, kırmızı et dıĢ ticaretinin ise azalacağı tahmin edilmektedir. Et ürünleri stoklarında 2004 yılında artıĢ, 2005 yılında ise azalma olacağı tahmin edilmiĢtir.

Maltacık (2006), tarafından yapılan bu çalıĢmanın amacı Elazığ ili Merkez ilçede et, süt ve süt ürünleri tüketim yapısının incelenmesidir. AraĢtırmanın esas materyalini, Elazığ ili merkez Ġlçede 96 aileden anket yoluyla toplanan orijinal nitelikli veriler oluĢturmuĢtur. Anket çalıĢması 5 Mart- 25 Nisan 2006 tarihleri arasında yapılmıĢtır. Anket yapılan hane halkının ortalama yıllık geliri 18.045 TL olup, bu miktar gelir gruplarına göre 5.021 YTL ile 40.426 TL arasında değiĢmektedir. Hane halkının yarısından fazlası (% 53.13) etlerini marketlerden sağlamaktadır. KiĢi baĢına düĢen ortalama yıllık kırmızı et, tavuk eti ve balık eti tüketim miktarları sırasıyla 21.13 kg, 16.47 kg ve 10.04 kg‟dır. Genel olarak, et tüketim miktarları gelir gruplarına bağlı olarak orantılı bir Ģekilde artmaktadır. Hane halkının sırasıyla % 42.68‟i ve % 32.26‟sı haftada bir kez kırmızı et ve beyaz et satın almaktadır. KiĢi baĢına düĢen yıllık ortalama açık süt ve pastörize süt tüketim miktarları sırasıyla 53.32 litre ve 28.12 litredir. Bu miktarlar gelir gruplarına paralel bir Ģekilde artmaktadır. Anket yapılan hane halklarının % 42.71 sadece günlük açık süt tüketmektedir.

(16)

Mutlu (2007), son yıllarda ortaya çıkan hayvansal kaynaklı hastalıkların insanlara bulaĢması riski ve Türkiye‟de kırmızı et üretiminin bir bölümünün gıda kalite ve güvenilirlik standartlarının altında gerçekleĢmesi, tüketicilerin kırmızı et tüketimi üzerine olan duyarlılıklarını artırmıĢ ve bir çok tüketicinin tüketim tercihlerinde değiĢmelere neden olmuĢtur. Bunun sonucu olarak, gıda güvenilirliği tüketici tutum ve davranıĢları açısından önemli bir konu haline gelmiĢtir. Bu çalıĢmada, giderek artmakta olan gıda güvenilirliği eğiliminin tüketicilerin kırmızı et ve et ürünleri satın alma tutum ve davranıĢlarını nasıl etkilediğinin ortaya konulması amaçlanmıĢtır. AraĢtırma kapsamında veriler, 400 hane ile yapılan tüketici anketi aracılığıyla toplanmıĢtır. AraĢtırma sonucunda, tüketicilerin önemli bir bölümü gıda güvenilirliği konusundaki haberlerden etkilenmekte ve et tüketim kompozisyonunu buna göre Ģekillendirmektedir. Kırmızı et ve ürünleri içerisinde tüketiciler tarafından en güvenilir olarak algılanan ürün koyun etidir. Gıda güvenilirliği için tüketicinin ödeme istekliliğinin tahmin edilmesinde, Ordered Probit modeli kullanılmıĢtır. Bu modelin sonuçlarına göre sertifikalandırılmıĢ kırmızı et ve ürünleri için tüketicilerin ödeme istekliliği olasılığının en yüksek olduğu düzey, mevcut fiyattan % 20 daha yüksektir. Ayrıca eğitim düzeyi yüksek, kırmızı et tüketim sıklığı fazla, yüksek gelir grubunda ve alıĢveriĢ yaparken süpermarket veya hipermarket tercih eden bireylerin gıda güvenilirliği sağlanmıĢ kırmızı et ve ürünleri için daha fazla ödemeye istekli oldukları belirlenmiĢtir. LA/AIDS modeli sonuçlarına göre harcama esnekliği, koyun etinde 1‟den küçük, diğer ürünlerde ise 1‟den büyüktür. Fiyat esnekliklerinin sığır eti, koyun eti ve pastırmada esnek; sucuk, salam ve sosiste ise az esnek olduğu tespit edilmiĢtir. Ayrıca çapraz fiyat esnekliklerinde, rakip iliĢkilerin tamamlayıcı iliĢkilere göre daha fazla olduğu bulunmuĢtur.

Demirkol (2007), tarafından yapılan araĢtırmanın materyalini kırmızı et iĢleyen firmalar ve Ġstanbul ilinde tüketiciler ile yapılan anket çalıĢmasından elde edilen veriler oluĢturmuĢtur. Ġnsan beslenmesine olan katkısının yanında birçok kiĢiye istihdam sağlaması ve ulusal kalkınmaya olan katkısı ile bu sanayi dalı bazı sorunlarla karĢı karĢıya bulunmaktadır. Kırmızı et sanayinin karĢılaĢtığı sorunların baĢında hammadde yetersizliği ve hammaddenin düzenli olarak sağlanamaması gelmektedir. Sektörde yetersiz koĢullara sahip iĢletmelerin varlığı ve sağlıksız koĢullarda üretim, sektörü olumsuz yönde etkilemektedir. Bununla birlikte kayıt dıĢı üretim hem haksız rekabete hem de tüketici bazında gıda güvenliği açısından sorunlara neden olmaktadır. Kırmızı et tüketim miktarları incelendiğinde; yıllık kiĢi baĢına düĢen dana eti tüketim miktarı 10,73kg, koyun eti tüketim miktarı 2,30 kg, sakatat tüketim miktarı 1,91kg‟dır. Yıllık

(17)

kiĢi baĢına düĢen tavuk eti tüketim miktarı ise 16,93kg‟dır. Kırmızı et ürünleri içerisinde daha çok dana eti tüketilmektedir. Genel et tüketimine bakıldığında tavuk eti, kırmızı ete göre daha fazla tüketilmektedir.

KarakuĢ ve ark (2008), Gaziantep Ġli Merkez Ġlçedeki kırmızı et tüketim alıĢkanlığını ortaya koymak amacıyla 2006 yılı Kasım-Aralık ayları içerisinde 516 örnek üzerinde anket yapmıĢlardır. Anket çalıĢmasına katılanların %50.6‟sının kırmızı eti tercih ettiği, %1.7‟sinin ise kırmızı et tüketmediği anlaĢılmıĢtır. En çok tercih edilen kırmızı et türünün sırasıyla koyun (%77.9), sığır (%6.2) ve keçi (%2.3) olduğu görülmüĢtür. Kırmızı et tüketen ailelerin %56.2‟si kırmızı eti porsiyonluk olarak satın almayı öncelikli olarak tercih ederken bunu kemikli (%14.5), karkas (%9.7) ve kıyma (%9.3) olarak satın alma takip etmiĢtir. Ailelerin kırmızı eti %38.4 oranında ızgara, %8.5 oranında haĢlama, %6.2 oranında fırında, %6.2 oranında sebzeli, %4.3 oranında yağda kızartma Ģeklinde tercih ettiği, %25.0 oranında ise “fark etmez” denilerek bir tercih ortaya koymadıkları bulunmuĢtur. Kırmızı et tüketen ailelerin %51.9‟unun ayda 3 kg. dan az ve %10.1‟inin ise ayda 5 kg. dan fazla kırmızı et tükettikleri tespit edilmiĢtir. Bu çalıĢmanın sonucuna göre, tüketilen kırmızı eti lezzetli bulanların oranı %83.1, lezzetli bulmayanların oranı ise %11.6 olmuĢtur. Ayrıca, kırmızı etin hijyenik koĢullarda kesilip yetkili kiĢilerce denetlendiğini düĢünenlerin oranı %61.8 olarak bulunmuĢtur.

Yaylak ve ark (2010), Ġzmir ili ÖdemiĢ ilçesinde yaĢayanların sığır, koyun ve keçi eti tüketimlerinde etkili faktörler ile eğitim ve gelir düzeylerine göre kırmızı et tüketim davranıĢlarını belirlemiĢlerdir. Bu amaçla, 2008 yılının Ekim-Aralık ayları arasında 497 tüketiciye anket uygulamıĢlardır. Ankete katılanların %87.1‟inin kırmızı et tükettiği, %12.9‟unun ise tüketmediği saptanmıĢtır. Kırmızı et tüketenler, etin elde edildiği hayvan türüne göre tercihlerini sırasıyla; sığır (%66.7), koyun (%16.7), keçi (%8.6) ve fark etmez (%8.0) olarak belirtmiĢlerdir. Kırmızı eti tüketicilerin %50.6‟sı kıyma, %38.5‟i parça et, %10.9‟u ise kemikli et olarak satın almayı tercih etmektedir. Kırmızı etin piĢirme yöntemi olarak, görüĢülen tüketicilerin % 19.3‟ü ızgara, %16.8‟i haĢlama, %8.6‟sı fırında, % 8.2‟si yağda kızartarak ve %15.4‟ü ise sebze yemeklerinin içinde tükettiklerini ifade etmiĢlerdir. Kırmızı eti satın alırken tüketicilerin, %46.3‟ü tazeliğine, %30.9‟u yağsız oluĢuna ve %15.2‟si tüm özelliklerine, % 7.6‟sı ise fiyatına dikkat ettiklerini belirtmiĢlerdir. Ankete katılanların %62.3‟ü hayvanların hijyenik koĢullarda kesildiğini düĢünürken, %9.6‟sı aynı düĢüncede olmadıklarını, %27.2‟i ise bir fikri olmadığını belirtmiĢtir.

(18)

KarakaĢ (2010), Tokat ilinde yaĢayan 300 hane halkından 2009 yılı Haziran ve Temmuz aylarında yapılan anketlerle elde edilen veriler yardımıyla, et ve et ürünleri tüketim alıĢkanlıklarını incelemiĢtir. Tüketicilerin ortalama yaĢı 34,19 ve ortalama hane halkı popülâsyonu 4,17 olarak hesaplanmıĢtır. Hane halkları üç farklı gelir grubuna göre incelenmiĢtir. Hane halklarının ortalama aylık gelirleri 1608 TL‟dir. Bu gelirin yaklaĢık %29,34‟unu gıda harcamalarına ayırmaktadırlar. Tüketicilerin ortalama aylık gıda masrafları 492,63 TL olarak hesaplanmıĢtır. AraĢtırma bulgularına göre kiĢi baĢına kırmızı et tüketimi 6,83 kg/yıl, kanatlı eti tüketimi 8,15 kg/yıl ve balık tüketimi 13,41 kg/yıldır. En çok tercih edilen kırmızı et çeĢitleri, dana eti (%49,06) kuzu eti (%23,22) ve koyun etidir (%15,36). Tüketicilerin en çok (%67,00) tercih ettiği tatlı su balığı çeĢidi alabalıktır. Ortalama alabalık kilogram fiyatı 6.35 TL‟dir. En çok (%69,64) tercih edilen tuzlu su balık türü hamsi ve satıĢ fiyatı 3.85 TL‟dir. En çok (94,66) tercih edilen kanatlı eti tavuktur. Kırmızı et tüketenlerin %55.06‟sı Kanatlı eti tüketenlerinin %64,41‟i balık tüketenlerin %46,67‟si fiyat karĢılaĢtırması yapmaktadır. Tokat ili kentsel alandaki et ve et ürünleri tüketiminin tüketicilerin gelir seviyesi, gıda masrafları, eğitim durumu ve medeni durumla iliĢkisi olduğu belirlenmiĢtir. Ayrıca bu çalıĢmada tüketicilerin ambalaj bilgilerine ve gıda güvenlik araçlarına dikkat durumları incelenmiĢtir. Bunun bir sonucu olarak tüketicilerin Tokat ili kentsel alanda gıda güvenliği konusunda yetersiz bilgiye sahip oldukları belirlenmiĢtir.

Kaya, Külekçi ve ark (2010), tarafından Erzurum Ġli‟nde kırmızı et tüketim alıĢkanlığının belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Bunu belirleyebilmek için Ana kitle Oranlarına Dayalı KümelendirilmemiĢ Tek AĢamalı Basit Tesadüfi Olasılık Örneklemesi yöntemi kullanılarak 150 anket yapılmıĢtır. Elde edilen veriler Ordered Probit modeli kullanılarak tüketicilerin kırmızı et tüketim alıĢkanlığı üzerinde etkili olan faktörlerin analizi yapılmıĢtır. AraĢtırma bulgularına göre anket çalıĢmasına katılanların %89,3‟nün kırmızı eti tercih ettiği, %10,7‟sinin ise beyaz eti tercih ettiği anlaĢılmıĢtır. En çok tercih edilen kırmızı et türünün sırasıyla sığır (%86), koyun (%6) ve keçi (%0,7) olduğu görülmüĢtür. Tüketim Ģekli olarak %12 oranında sebzeli, %8,7 oranında ızgara, %4 oranında fırında tercih edilmekte, %69,3 oranında ise fark etmez denilerek bir tercih ortaya konmamıĢtır. Kırmızı et tüketen ailelerin %41,3‟ünün ayda 3 kg dan az kırmızı et tükettikleri bulunmuĢtur. Ordered Probit modeli analizinde kırmızı et tüketim miktarı bağımlı değiĢken olarak alınmıĢtır. Analizin sonucuna göre kırmızı et tüketimi ile medeni hal, dengeli beslenme,aylık gelir, sevilen et durumu, hijyen durumu arasında önemli pozitif iliĢki bulunmuĢtur.

(19)

UlaĢ (2011), Aydın Ġlinde veriler, kırmızı et ve kanatlı eti tüketicilerinin alıĢkanlıkları ile bunları etkileyen faktörler incelenmiĢtir. AraĢtırma bulgularına göre kiĢi baĢına kırmızı et tüketimi 5,87 kg/yıl, kanatlı eti tüketimi ise 10,91 kg/yıldır. En çok tercih edilen kırmızı et çeĢitleri sığır eti (%70,91), koyun eti (%27,27) ve keçi etidir (%1,82). En çok tercih edilen kanatlı eti çeĢidi ise tavuktur (%97,79). Tüketicilerin %67,90‟ı kırmızı eti pahalı, %20,15‟i ise çok pahalı bulmaktadır. Kanatlı eti tüketenlerin %70,59‟u fiyatların normal olduğunu, %19,12‟si ise pahalı olduğunu düĢünmektedir. AraĢtırma sonucunda; ekonomik nedenlerle tüketicilerin sağlıklı beslenme için gerekli miktarda kırmızı et tüketemediği belirlenmiĢtir. Tüketicilerin kırmızı ete alternatif olarak tavuk etini, kanatlı etine alternatif olarak ise balık etini tercih ettiği tespit edilmiĢtir.

(20)

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal

AraĢtırmanın temel materyali, Konya ili Selçuklu Ġlçesinde yaĢayan tüketiciler ile yüz yüze yapılan anketlerden elde edilen orijinal verilerden oluĢmaktadır. AraĢtırmanın anket formunun hazırlanması aĢamasında anket soruları, araĢtırma konusuna benzer konularda yapılmıĢ anket formları ve daha önce yapılmıĢ çalıĢmalar incelenerek araĢtırmanın ana amacına uygun bir Ģekilde düzenlenmiĢtir. Anket çalıĢması, 2012 yılı Ocak ayında baĢlamıĢ ve tamamlanmıĢtır. Konuyla ilgili olarak daha önce hazırlanmıĢ olan kitaplar, tezler, makaleler, gazete haberleri ve güncel konular, toplantı sonuç bildirgeleri ve üniversite seminer programları, Türkiye Ġstatistik Kurumu ve uluslararası düzeyde çalıĢmalar yapan BirleĢmiĢ Milletler Gıda ve Tarım TeĢkilatı (FAO) gibi kuruluĢların verileri ikincil verileri oluĢturmuĢtur. Ayrıca internet web sayfalarından yararlanılmıĢtır.

3.2. Yöntem

3.2.1. Örnekleme ve Anket AĢamasında Uygulanan Yöntem

Örnek hacmi „Ana Kitle Oranlarına Dayalı KümelendirilmemiĢ Tek AĢamalı Basit Tesadüfi Olasılık Örneklemesi‟ yöntemiyle saptanmıĢtır. Tüketici araĢtırmalarında ana kitlenin özellikleri (varyansı) hakkında bilgi olmadığı durumlarda bu örnekleme yöntemi kullanılmaktadır. Collins (1986)‟e göre „KümelendirilmemiĢ Olasılık Örneklemesi‟ yönteminde en önemli değiĢken örnekleme dizayn faktörüdür. Örnekleme formülü;

n=(t)2 [1+(0,02)(b-1)]P.Q/D2

t:%95.5 önem düzeyine karĢılık gelen t tablosu değer b:Örnekleme aĢaması

P:Söz konusu olayın olma olasılığı (bu çalıĢmada et ürünleri tüketen ailelerin oranı) ve (P+Q=1)

D:Örneklemede kabul edilen hata

KümelendirilmemiĢ tek aĢamalı olasılık örneklemesi yöntemine yukarıdaki formülde (b=1) olacak ve formül aĢağıdaki Ģekle dönüĢecektir.

n= (t)2P.Q/(D)

(21)

3.2.2.Verilerin Değerlendirilmesinde Uygulanan Yöntem

AraĢtırmada, seçilen hanelerdeki tüketicilerden, anket yöntemi ile veriler toplanmıĢtır. Anket çalıĢmasında elde edilen sonuçlar, gerekli hesaplamalar yapıldıktan sonra, araĢtırma amacına uygun olarak çizelgeler oluĢturulmuĢ ve elde edilen bulgular yorumlanmıĢtır.

AraĢtırmada, hanelerin aylık gelirlerinin frekans dağılımından hareketle, üç farklı gelir grubuna göre değerlendirmelere yer verilmiĢtir. I. Gelir Grubu; 1-1000 TL arasındaki gelir grubu, II. Gelir Grubu; 1001-2000 TL arasındaki gelir grubu ve III. Gelir Grubu; 2001 TL ve üzeri gelir elde eden tüketici gelir grubu olarak sınıflandırılmıĢtır.

ÇalıĢmanın analizinde lineer regresyon analizi kullanılmıĢtır. Lineer regresyon analizi: Y: a+b1.x1+b2.x2...xn‟ dir.

Bağımsız DeğiĢken (Independent Variable)

Genellikle x ile gösterilir. BaĢka bir değiĢken tarafından etkilenmeyen ama y‟nin nedeni olan veya onu etkilediği düĢünülen (açıklayıcı) değiĢkendir.

Bağımlı DeğiĢken (Dependent Variable)

 Genellikle y ile gösterilir. x değiĢkenine bağlı olarak değiĢebilen veya ondan etkilenen (açıklanan) değiĢkendir. Bağımlı değiĢken sayısı tekdir. Ancak bağımsız değiĢken sayısı birden fazla olabilir. Eğer tek bağımsız değiĢken var ise “Basit Doğrusal Regresyon” iki ve daha fazla bağımsız değiĢken var ise “Çoklu Doğrusal Regresyon” adı verilmektedir.

 Regresyon Analizinde, değiĢkenler arasındaki iliĢkiyi fonksiyonel olarak açıklamak ve bu iliĢkiyi bir modelle tanımlayabilmek amaçlanmaktadır.

 Bir kitlede gözlenen X ve Y değiĢkenleri arasındaki doğrusal iliĢki aĢağıdaki “Doğrusal Regresyon Modeli” ile verilebilir;

Y= 0+ 1X+

Burada;

X: Bağımsız (Açıklayıcı) DeğiĢken

Y: Bağımlı (Açıklanan;Etkilenen;Cevap) DeğiĢken

0: X=0 olduğunda bağımlı değiĢkenin alacağı değer

(kesim noktası)

1: Regresyon Katsayısı

(22)

Yapılan çalıĢmada değiĢkenler Ģu Ģekilde ifade edilmektedir: Y:Kırmızı et tüketimi

X1:YaĢ (kategoriksel olarak)

X2:Gelir

X3:Hane halkı sayısını ifade etmektedir.

(23)

4. DÜNYA'DA VE TÜRKĠYE'DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN GENEL YAPISI

Hayvancılık sektörü, temel gıda maddelerine kaynaklık eden gıda maddesi üretimi yanında diğer ürün ve değerler de üretmektedir. Örneğin tiftik, ipek, yapağı ve kıl ile deri ve kürk tekstil sanayi baĢta olmak üzere pek çok alanda değerlendirilmektedir. Bunlara ek olarak manda, sığır ve at gibi türlerin çeki gücünden yararlanılırken, yarıĢma amaçlı hayvan yetiĢtiriciliği de devam etmektedir (DPT 2007). 4.1. Dünya'da Hayvancılık Sektörünün Genel Yapısı

Dünya hayvancılık sektörü, dünya tarımsal gayri safi hasılanın %40'ını oluĢturarak 1.3 milyar insanın geçim kaynağını oluĢturmaktadır. AB ülkelerinde hayvansal üretimin, tarımdaki payı %49'dur. AB'de 7,5 milyon tarım iĢletmesi mevcuttur, bunların içerisinden tarım iĢletmelerine düĢen arazi payı, Türkiye'deki ortalamanın 3 katıdır. AB ülkelerindeki hayvancılık iĢletmelerinde, iĢletme baĢına 44 baĢ hayvan düĢmektedir (Anonim 2009).

4.1.1. Dünya'da Hayvan Sayıları

Tablo 1'de Dünya'daki 11 ülke arasındaki hayvan varlıklarına ait veriler bulunmaktadır. Sığır varlıkları incelendiğinde, ilk sırayı Brezilya almaktadır. Brezilya'daki sığır varlığı diğer ülkelere nazaran çok fazladır fakat yıllar itibariyle azalıĢ göstermiĢtir. Dünya'daki sığır varlığı en fazla olan ülkeler sırasıyla Brezilya'dan sonra Hindistan, ABD, Çin, Arjantin, Meksika, Avustralya, Rusya, Kanada, Türkiye ve Ukrayna'dır.

Manda sayılarına ait verilere bakıldığında, bazı ülkelere ait veri bulunmadığı görülmektedir. Brezilya, Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye'ye ait verilerde, en fazla manda sayısı Hindistan'da görülmektedir ve bu sayı yıllar itibariyle artıĢ göstermiĢtir. Hindistan'dan sonra Çin ikinci sırada yer almaktadır ve Çin'de de Hindistan'da olduğu gibi yıllar itibariyle sayıda artıĢ görülmektedir. Çin'in ardından Brezilya ve Türkiye gelmektedir. Türkiye manda sayısı bakımından 4. sırada yer almasına rağmen yıllar itibariyle manda varlığında azalıĢ görülmektedir.

Keçi varlıkları incelendiğinde en fazla keçi bulunan ülkelerin sırasıyla Çin ve Hindistan olduğu görülmektedir. Bu ülkelerdeki keçi varlığı diğer ülkelerle

(24)

kıyaslanamayacak boyuttadır. Çin ve Hindistan'dan sonra sırasıyla Brezilya, Meksika ve Türkiye gelmektedir.

Son olarak Dünya'daki koyun varlıklarına baktığımızda ise ilk sırada Çin bulunmaktadır. Çin'den sonra azalan bir grafikle Avustralya, ardından Hindistan ve Türkiye gelmektedir.

Tablo 4.1. Dünya Hayvan Sayıları (baĢ, 1000 adet)

Ülke Yıllar Manda Sığır Keçi Koyun

2007 50.750 4.250 12.450 Arjantin 2008 50.750 4.250 12.450 2009 50.750 4.250 12.450 2007 28.037 3.000 85.711 Avustralya 2008 27.321 3.000 79.938 2009 27.907 72.740 2007 1.132 199.752 9.450 16.239 Brezilya 2008 1.147 202.287 9.355 16.629 2009 1.160 204.500 9.200 16.800 2007 14.155 30 879 Kanada 2008 13.895 30 825 2009 13.180 808 2007 22.721 82.073 137.862 146.018 Çin 2008 23.272 82.624 149.377 136.436 2009 23.704 92.132 152.458 128.557 2007 103.644 176.594 125.456 64.269 Hindistan 2008 105.127 174.510 125.732 64.989 2009 10.663 172.451 126.009 65.717 2007 31.950 8.900 7.500 Meksika 2008 32.565 8.831 7.825 2009 2007 16 21.515 2.167 17.508 Rusya 2008 14 21.546 2.213 19.290 2009 21.038 2.168 19.602 2007 101 10.871 6.643 25.617 Türkiye 2008 85 11.037 6.286 25.462 2009 86 10.860 5.594 23.975 2007 6.175 693 925 Ukrayna 2008 5.491 645 1.034 2009 5.079 631 1.096 2007 96.573 3.048 6.120 ABD 2008 96.035 3.118 5.950 2009 94.521 3.069 5.747 2007 182.576 1.357.835 836.894 1.105.610 DÜNYA 2008 185.292 1.372.380 864.401 1.086.307 2009 188.306 138.2241 867.969 1.071.274

(25)

Kaynak: FAO, Statistical Database, www.fao.org (eriĢim tarihi, 03.01.2011)

4.1.2. Dünya Kırmızı Et Üretimi

Dünya toplam et üretimine ait Tablo 2'de en fazla et üretimini gerçekleĢtiren ülkenin Çin olduğu görülmektedir. Çin bu sırayı kümes hayvanları, keçi ve koyun üretimi sayesinde edinmiĢtir. 2009 yılında en fazla et üretimi yapan ülkeler sırasıyla Çin, ABD ve Brezilya'dır. Çin Dünyadaki toplam et üretiminin %27,77 sini gerçekleĢtirirken ABD %14,78 lik üretimi gerçekleĢtirebilmektedir. En az et üretimini gerçekleĢtirmiĢ ülkeler ise Türkiye ve Ukrayna'dır. Türkiye'de 2010 yılının ilk aylarında baĢlayan perakende kırmızı et fiyat artıĢları giderek toplumsal kaygılara yol açmıĢ ve bir ekonomik kriz niteliği almıĢtır. Artan kırmızı et fiyatlarını dengelemek gerekçesiyle alınan canlı hayvan ve karkas et ithali kararı üzerine Et ve Balık Kurumu ve diğer özel giriĢimciler tarafında "canlı kasaplık sığır, canlı sığır ve koyun" ithalatı baĢlatılmıĢtır. Yapılan canlı hayvan ithalatı ile Türkiye'nin 2010 yılı kırmızı et üretiminin 780 bin tona yükseldiği belirtilmektedir (TÜĠK, 2010)

Tablo 4.2. Dünya'da Toplam Et Üretimi (1000 ton)

2006 2007 2008 2009 2009 (%) Arjantin 4.400 4.439 4.439 4.439 1,57 Avustralya 3.941 4.193 4.118 4.053 1,43 Brezilya 20.441 21.815 22.832 22.465 7,97 Çin 72.687 70.421 74.510 78.214 27,77 Hindistan 4.254 4.306 4.353 4.400 1,56 Meksika 5.402 5.546 5.631 5.641 2,00 Rusya 5.236 5.756 6.136 6.570 2,33 Türkiye 1.593 1.843 1.797 1.936 0,68 ABD 40.626 41.648 42.650 41.616 14,78 Ukrayna 1.723 1.912 1.906 1.920 0,68 DÜNYA 265.667 270.799 277.848 281.559

(26)

0 50000 100000 150000 200000 250000 300000 2006 2007 2008 2009 2009 (%) Arjantin Avustralya Brezilya Çin Hindistan Meksika Rusya Türkiye ABD Ukrayna DÜNYA

ġekil 4.1.Dünya da toplam et üretim miktarları (1000 ton)

Dünya'da farklı hayvanlara ait et üretimleri Tablo 3'te verilmiĢtir. sığır eti üretiminde ilk üç sırayı 11839 bin ton ile ABD, ikinci sırayı 9024 bin ton ile Brezilya ve 5841 bin ton ile Çin almaktadır. Tavuk eti üretiminde sıralama ABD, Çin ve Brezilya Ģeklinde olmaktadır. Keçi ve koyun üretiminde de ilk sırada Çin bulunmakta Avustralya koyun üretiminde ikinci sırada yer almaktadır.

Tablo 4.3. Dünya'da Et Üretiminin Irklara Göre Dağılımı (1000 ton, 2009)

Sığır Tavuk Keçi Koyun

Arjantin 2.830 1.160 10 52 Avustralya 2.155 802 16 694 Brezilya 9.024 10.216 29 79 Kanada 1.288 1.041 0 16 Çin 5.841 11.055 1.828 1.978 Hindistan 896 649 478 237 Meksika 1.667 2.581 43 51 Rusya 1.769 2.001 18 156 Türkiye 371 1.088 42 278 Ukrayna 480 794 9 8 ABD 11.839 16.994 23 82 DÜNYA 61.670 78.155 4.871 8.248

(27)

0 10000 20000 30000 40000 50000 60000 70000 80000

Sığır Tavuk Keçi Koyun

Arjantin Avustralya Brezilya Kanada Çin Hindistan Meksika Rusya Türkiye Ukrayna ABD DÜNYA ġekil.4.2.Dünya da et üretiminin türlere göre dağılımı

4.1.3. Dünya Kırmızı Et Tüketimi

Günümüzde ülkelerin geliĢmiĢlik ve refah seviyesinin belirlenmesinde kiĢi baĢına düĢen et tüketimi önemli bir gösterge kabul edilmektedir. Bununla birlikte tüketicilerin tüketim davranıĢlarında meydana gelen değiĢiklikler ve bölgesel tüketim davranıĢları da dünyadaki et tüketimini etkileyen önemli faktörler olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Et sanayini yönlendiren en önemli güçlerden birisi dünya ile birlikte değiĢen gıda talebidir. Tüketicilerin gıda talebi; sağlıklı beslenme isteği ile birlikte, hazırlanması ve piĢirilmesi kolay ürünlere doğru kaymaktadır. Tüketici taleplerinde meydana gelen bu geliĢmeler, et sanayini de olumlu yönde etkilemektedir (Demirkol 2007).

GeliĢmiĢ ülkeler genelinde kiĢi baĢına günlük protein tüketimi 102 gram olup, bunun 60-70 gramı hayvansal kaynaklı proteinlerden oluĢmaktadır.

KiĢi baĢına düĢen et tüketimi ülkemizde diğer ülkelere nazaran çok düĢüktür (Tablo 4). Sağlıklı nesiller için et tüketimi çok önemli olmasına rağmen, Türkiye'de insanlar maddi olarak belirli bir refah seviyesinde bulunmadığından dolayı ve sağlık konusunda çok bilinçli olmamaları sebebiyle de kiĢi baĢına et tüketimi ortalamanın çok altında bulunmaktadır (Anonim 2009).

(28)

Tablo 4.4. Bazı Ülkelerde KiĢi BaĢına Et Tüketimi (kg/yıl, 2008)

KiĢi BaĢı Et Tüketimi ABD AB Türkiye

Kırmızı Et 71,9 59,9 6,89

Beyaz Et 44,8 16,1 16,04

Toplam 116,7 76,0 22,93

Kaynak: Anonim 2009.Sektör Değerlendirme Raporu.www.ebk.gov.tr. (eriĢim tarihi, 20.12.2011) 0 20 40 60 80 100 120 ABD AB Türkiye Kırmızı Et Beyaz Et Toplam

ġekil.4.3.Bazı Ülkelerde KiĢi baĢı et tüketim miktarları

4.2. Türkiye'de Hayvancılık Sektörünün Genel Yapısı

Hayvancılık, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de artan nüfusun yeterli ve dengeli beslenmesinde ve birçok alanda endüstri hammaddesi olarak kullanılması açısından önemli bir yer tutmaktadır. Bununla birlikte hayvancılık sektörü diğer sektörlerden farklı olarak içinde birçok sektörü barındırması sebebiyle ülke ekonomisine katkı sağlamakla birlikte ülkenin sosyal sorunlarına da çözüm getirmektedir (Anonim 2009).

KüçükbaĢ hayvan yetiĢtiriciliği et, süt ve süt ürünleri, yün ve deri üretimi açısından ülke ekonomisinde önemli yer tutmakta olup, halkımızın önemli bir geçim kaynağıdır. Köyden kente göçün önlenmesi, iĢsizlik ve ekonomik krizden çıkıĢa katkısı açısından da önemlidir. Kırsalda yaĢayan halkımız için kolay bir iĢ alanı ve aynı zamanda ekonomik güvence olan koyunculuk oldukça eski hayvansal üretim alanıdır. Aynı Ģekilde sığır yetiĢtiriciliği de ülkemiz et ve süt ihtiyacının karĢılanması açısından vazgeçilmez öneme sahiptir (Arık 2010).

(29)

1980 yılına kadar Türkiye hayvancılıktaki potansiyelini çok iyi değerlendirmiĢ ve hayvan varlığımız sürekli artıĢ göstermiĢtir. Ancak 1980'den sonra yanlıĢ tarım politikaları, ırkların ıslah edilmemesi ve yeterli miktarda ucuz ve kaliteli yem bitkisi tarımının yapılmaması sonucu ülkemiz hayvancılığı mevcut durumu koruyamadığı gibi hayvan varlığında da ciddi azalmalar yaĢanmıĢtır.

Türkiye'de hayvancılık sektörünün gerilemesi, 1980'li yıllarda hızlanmıĢ, hayvan varlıklarında büyük oranda azalma olmuĢtur. Sektörde üretimin azalması fiyat yükselmesine neden olmuĢtur.

Kırsal kesimde yaĢayan nüfus 2000'li yıllarda %35'lere doğru azalma göstermiĢ, böylece kırsal kesimde milli gelirden alınan pay azalmaya baĢlamıĢtır. Buna karĢılık tarım iĢletmelerinin sayısının artmasına rağmen iĢletme ölçekleri daralmıĢtır.

Son yıllarda kurulan büyük ölçekli modern hayvancılık iĢletmeleri genel durumu değiĢtirecek boyut ve nitelikte olmasına karĢın entegrasyondaki sıkıntılar nedeniyle istenilen düzeye gelmekte, sıkıntılar yaĢamaktadır. Hayvancılık sektöründeki küçük üreticiler, diğer birçok sektördeki küçük üreticiler gibi verimsizlik, ileri teknolojiye eriĢememe, pazardan kopukluk, örgütlenememe gibi sorunlar yaĢamaktadır (Anonim 2009).

4.2.1. Türkiye'de Hayvan Sayısı

Türkiye'de türlerine göre kesilen hayvan sayısına bakıldığında, tüm türlerin, 1999 yılından 2009 yılına kadar olan 10 yıllık süreçte tamamında ciddi miktarda azalma yaĢandığı görülmektedir (Tablo 5).

(30)

Tablo 4.5. Türlerine Göre Kesilen Hayvan Sayısı (BaĢ)

Koyun Keçi Keçi-Tiftik Sığır Sığır-Kültür Manda 1999 7.104.853 1.309.055 53.805 2.006.758 236.344 28240 2000 6.110.853 1.166.169 28.497 2.101.583 255.855 23.518 2001 4.747.268 879.127 15.158 1.843.320 282.414 12.514 2002 3.935.393 757.465 15.116 1.774.107 228.471 10.110 2003 3.554.078 607.006 11.259 1.591.045 229.830 9.521 2004 3.933.973 570.512 6.372 1.856.549 280.812 9.858 2005 4.145.343 688.704 20.439 1.630.471 365.225 8.920 2006 4.763.394 803.063 3.500 1.750.997 425.551 9.658 2007 6.428.866 1.256.348 2.003.991 9.532 2008 5.588.906 767.522 1.736.107 7.251 2009 3.997.348 606.042 1.502.073 4.857

Kaynak: FAO, Statistical Database, www.fao.org (eriĢim tarihi, 22.01.2011)

0 1000000 2000000 3000000 4000000 5000000 6000000 7000000 8000000

Koyun Keçi Keçi-Tiftik Sığır Sığır-Kültür Manda 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

ġekil.4.4.Türlerine göre kesilen hayvan sayıları

Türkiye'de hayvan varlıkları incelendiğinde yıllar itibariyle azalma görülmüĢtür. Bu azalıĢ payı en fazla mandada bulunmaktadır. 2000 yılında 165 bin baĢ olan manda sayısı 2009 yılında 86 bin baĢa gerilemiĢtir. Benzer Ģekilde aynı dönem içinde koyun sayısı 30 milyondan 24 milyona gerilemiĢtir (Tablo 6). Hayvansal gıdaların kalitesi kadar yeterli miktarda ve eriĢilebilir olması, stratejik açıdan önem arz etmektedir.

(31)

Hayvan sayısının azalması ve hayvan baĢına elde edilen verimin yükselmemesi süt ve et fiyatlarını yükseltmekte, böylece hayvancılık daha cazip konuma gelmektedir.

Tablo 4.6. Türkiye'de Bazı Türlere Ait Hayvan Sayısı (BaĢ)

Yıllar Manda Sığır Koyun

2000 165.000 11.054.000 30.256.000 2001 146.000 10.761.000 28.492.000 2002 138.000 10.548.000 26.972.000 2003 121.000 9.804.000 25.174.000 2004 113.356 9.788.102 25.431.539 2005 103.900 10.069.346 25.201.155 2006 104.965 10.526.440 25.304.325 2007 100.516 10.871.364 25.616.912 2008 84.705 11.036.753 25.462.293 2009 86.297 10.859.942 23.974.591

Kaynak: FAO, Statistical Database, www.fao.org (eriĢim tarihi, 22.01.2011)

0

5.000.000

10.000.000

15.000.000

20.000.000

25.000.000

30.000.000

35.000.000

Manda

Sığır

Koyun

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

ġekil.4.5.Türkiye‟deki bazı türlere ait hayvan sayıları

TUĠK verilerine göre 2008-2009 yılına ait istatistikler 2009 yılında mezbahanesi olan ve kesim yapılan 487 ilçeden derlenen mezbahane kesimlerini ve derisi THK'na verilen kurban bayramı kesimlerini kapsamaktadır.

(32)

Canlı hayvan sayılarına ait veriler 31 Aralık 2009 itibariyle olup, hayvansal ürünlere ait veriler ise Ocak-Aralık 2009 içindeki toplam üretimi kapsamaktadır. BüyükbaĢ hayvan sayısı 2009 yılında, bir önceki yıla göre %1,2, küçükbaĢ hayvan sayısı %9,1 oranında azalıĢ göstermiĢtir. 2009 yılı sonu itibariyle toplam büyükbaĢ hayvan sayısı bir önceki yıla göre %1,2 azalıĢ göstererek, 10.811.165 baĢ olarak gerçekleĢmiĢtir. BüyükbaĢ hayvanlar arasında yer alan sığır sayısı %1,3 azalarak, 10.723.958 baĢ olmuĢtur. Koyun sayısı 2009 yılı sonu itibariyle bir önceki yıla göre %9,3 azalarak 21.749.508 baĢ, keçi sayısı ise %8,3 azalarak 5.128.285 baĢ olmuĢtur (TÜĠK 2009).

4.2.2. Türkiye'de Hayvan BaĢına Verim

Ġnsanoğlunun en eski uğraĢlarından ve geçim kaynaklarından birisi olan hayvancılıkta ülkemizde hayvan baĢına verimimiz düĢüktür. Bunun baĢlıca nedenleri arasında, sığır popülasyonunun genelde düĢük verimli sığır ırklarından oluĢması, baĢta kaba yem olmak üzere yem üretiminin yetersizliği, yem fiyatları ile ürün fiyatları arasındaki dengesizlik, hastalık ve zararlılarla etkin bir mücadelenin yapılamaması, pazarlama zincirinin uzunluğu, üreticiler arasındaki örgütlenmenin yetersizliği, kredi ve teĢviklerin yetersiz oluĢu Ģeklinde sıralanabilir. Hayvan baĢına verimlere ait verilerin bulunduğu tabloda yıllar itibariyle manda ve sığır verimimiz artıĢ kaydetmiĢtir.

Sığırcılıkta hayvan baĢına verimde belirli bir artıĢ olmasına rağmen, ülke nüfus artıĢı ile kıyaslandığında yetersiz kalmaktadır. Ülkemizde et üretiminin sığır eti ağırlıklı yapıldığı düĢünüldüğünde verimimiz AB'ye göre çok düĢük seviyelerdedir ve ülke nüfus artıĢı ile kıyaslandığında yetersiz kalmaktadır (Tablo 7).

Hayvanlarımızın ihtiyacı olan kaba yem kaynaklarının mevcut durumu ve mera kanununda yaĢanan sıkıntılar nedeniyle hayvanlarımızın yıllık 50 milyon ton kaba yem ihtiyacı vardır. Bunun 35 milyon tonu değiĢik kaynaklarla karĢılanmakta, 15 milyon tonluk açık olmaktadır. Ġhtiyacın karĢılanan kısmının 10-15 milyon tonluk kısmı ise kalitesi değiĢik kaynaklardandır ve bunlarda eklendiğinde toplam yem açığımız 25-30 milyon ton olduğu söylenebilir. Hayvan baĢına verimlerin arttırılmasında kaliteli kaba yem kaynaklarının üretilmesi gerektiği düĢünüldüğünde ülkemizde bu kaynakların acilen temin edilmesi gereklidir.

(33)

Tablo 4.7. Türkiye deki Farklı Tür Kasaplık Hayvanların Ortalama Karkas Ağırlıkları (kg/hayvan)

Manda Sığır Keçi Koyun

1999 183,90 174,20 15,70 15,80 2000 172,00 168,70 15,50 15,80 2001 183,30 179,80 15,40 15,70 2002 161,20 184,60 15,50 15,80 2003 179,40 182,50 15,50 15,70 2004 197,80 196,60 15,50 15,70 2005 176,70 197,20 15,30 15,80 2006 183,60 194,50 15,30 15,80 2007 208,50 215,50 15,30 16,00 2008 183,90 213,40 15,40 15,90 2009 206,90 216,50 15,40 15,90

Kaynak: FAO, Statistical Database, www.fao.org (eriĢim tarihi, 20.01.2011)

4.2.3. Türkiye'de Kırmızı Et Üretimi

Türkiye coğrafi özellikleri bakımından her türlü hayvansal ürün üretimi için uygun ortam ve oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Ülkemiz açısından kırmızı et üretimi insanların yeterli ve dengeli beslenmesine katkıda bulunması yanında üreticilerine gelir sağlamakta ve istihdam doğurmaktadır.

Türkiye'de kırmızı et üretimine ait manda, sığır, keçi ve koyun eti üretimleri Tablo 8‟de incelenmiĢtir. 2000 yılından 2009 yılına kadar olan süreçte yaklaĢık %75 oranında azalma görülmüĢtür. Sığır eti üretiminde ise yıllar arasında dalgalanmalar görülmektedir. Keçi eti ve koyun etinde de azalmalar yaĢanmıĢtır. Üretimdeki bu azalıĢ, fiyatların artmasına sebep olmuĢtur. Fiyatlardaki bu artıĢ yüzünden tüketici de alternatif olarak beyaz ete yönelmiĢtir.

(34)

Tablo 4.8. Türkiye'de Farklı Türlere Ait Kırmızı Et Üretimi (ton)

Yıllar Manda Eti Sığır Eti Keçi Eti Koyun Eti Toplam

2000 4.047 354.636 53.000 321.000 732.683 2001 2.294 331.590 48.000 303.000 684.884 2002 1.630 327.630 46.500 286.000 661.760 2003 1.709 290.454 45.000 267.000 604.163 2004 1.950 365.000 45.000 273.000 684.950 2005 1.577 321.681 43.000 272.000 638.258 2006 1.774 340.705 43.000 272.000 657.479 2007 1.988 431.963 43.000 280.000 756.951 2008 1.334 370.619 41.600 278.000 691.553 2009 1.005 325.286 37.000 262.000 625.291

Kaynak: FAO, Statistical Database, www.fao.org (eriĢim tarihi, 19.01.2011)

0 100.000 200.000 300.000 400.000 500.000 600.000 700.000 800.000 Manda Eti

Sığır Eti Keçi Eti Koyun Eti Toplam 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

ġekil.4.6.Türkiye‟deki farklı türlere ait kırmızı et üretimi (ton)

Tablo 4.9. Türkiye „de 2008 Yılında Kesimi GerçekleĢtirilen Kasaplık Hayvanların Üretim Değerleri

Adet Ton Karkas Ağ.(kg)

Büyük BaĢ Üretimi 1.743.358 371,953 213,36

Küçük BaĢ Üretimi 6.356.428 110,491 17,38

Tavuk Eti Üretimi 617.985.611 1,123,132 1,81

Kaynak: TÜĠK, Hayvansal Üretim 2009, www.tuik.gov.tr (eriĢim tarihi, 28.12.2010)

(35)

0 100.000.000 200.000.000 300.000.000 400.000.000 500.000.000 600.000.000 700.000.000

Adet Ton Karkas Ağ.(kg)

Büyük Baş Üretimi Küçük Baş Üretimi Tavuk Eti Üretimi

ġekil.4.7.Türkiye de 2008 yılında kesimi gerçekleĢtirilen kasaplık hayvanların üretim değerleri

TUĠK verilerine göre 2009 yılında kırmızı et üretimi bir önceki yıla göre azalıĢ gösterirken, beyaz et ve süt üretimi artıĢ göstermiĢtir. 2009 yılında mezbahane ve derisi THK'na verilen kurban bayramı kesimlerini kapsayan kırmızı et üretimi, 2008 yılına göre toplamda %14,5 oranında azalarak 412.621 ton olmuĢtur. 2009 yılı içerisinde sığır etinde %12,2, koyun etinde %22,9, keçi etinde %15,1 ve manda etinde %24,6 azalıĢ göstermiĢtir.

Süt üretimi, 2009 yılında bir önceki yıla göre %2,4 artmıĢ ve 12.542.186 ton olarak gerçekleĢmiĢtir. Bu miktarın %92,35'ini inek sütü, %5,85'ini koyun sütü, %1,53'ünü keçi sütü ve %0,26'sını manda sütü oluĢturmaktadır.

Karkas et, taĢınmasında, depolanmasında özel araç ve teknikler geliĢtirilmesiyle birlikte yaygın dağıtımı yapıldığında istenilen hijyenik koĢullarını sağlanması oldukça zor olmaktadır. Türkiye'de toplam kırmızı et üretiminde sığırın payı %23 civarındadır. Bu değer geliĢmiĢ ülkeler için hesaplanan orana yakındır. Fakat kırmızı et söz konusu olduğunda durum farklılaĢmaktadır. Bilindiği üzere Türkiye'nin kırmızı et üretimi, sığır, koyun, keçi ve mandadan sağlanmaktadır. Koyun ve keçiden sağlanan karkas ağırlığında önemli artıĢlar sağlanabilmiĢ değildir (TÜĠK 2009).

Türkiye'de 2010 yılının ilk aylarında baĢlayan perakende kırmızı et fiyat artıĢları giderek toplumsal kaygılara yol açmıĢ ve bir ekonomik kriz niteliği almıĢtır. Artan kırmızı et fiyatlarını dengelemek gerekçesiyle alınan canlı hayvan ve karkas et ithali kararı üzerine Et ve Balık Kurumu ve diğer özel giriĢimciler tarafında "canlı kasaplık sığır, canlı sığır ve koyun" ithalatı baĢlatılmıĢtır. Yapılan canlı hayvan ithalatı ile

(36)

Türkiye'nin 2010 yılı kırmızı et üretiminin 780 bin tona yükseldiği belirtilmektedir (TÜĠK, 2010)

Kırmızı et üretiminde yıllar itibariyle azalıĢ olması ile birlikte, fiyatlarda artıĢ göstermiĢtir. Son yıllarda fiyatlardaki artıĢ sebebiyle tüketiciler alternatif olarak beyaz ete yönelmiĢtir. Beyaz etin fiyatının daha düĢük olması ve insan sağlığı açısından daha az kolesterole sahip olması, bu ete olan talebi gün geçtikçe arttırmaktadır. Artan bu talep doğrultusunda beyaz et üretimi de yıllara göre artıĢ göstermektedir. Et iĢletmeleri, talep artıĢı karĢısında ürün farklılaĢmasına giderek, beyaz etten oluĢan salam, sucuk, jambon gibi Ģarküteri ürünleri üretimine gitmektedirler. Bu geliĢmelere paralel olarak hayvancılık sektörünün önemli bir alt sektörünü oluĢturan beyaz et sektöründe de önemli geliĢmeler yaĢanmıĢtır (Demirkol 2007).

Türkiye'de beyaz et üretimini gösteren tablo 10 incelendiğinde, tavuk üretiminin 2009 yılında 2000 yılına göre neredeyse 2 katına çıktığı görülmektedir. Hindi etinin de üretiminde az da olsa artıĢ kaydedilmesine rağmen ördek eti ve kaz eti üretimi azalmıĢtır. Tavuk etinin fiyatının düĢük olması sebebiyle gün geçtikçe talebinin de arttığı görülmektedir.

Tablo 4.10. Türkiye'de Farklı Türlere Ait Beyaz Et Üretimi (ton)

Yıllar Tavuk Ördek Kaz Hindi

2000 643.436 1.352 4.250 11.800 2001 614.726 1.144 3.750 11.600 2002 696.160 949 3.500 10.200 2003 872.419 871 3.500 9.600 2004 876.774 845 3.500 12.600 2005 936.697 806 3.250 12.200 2006 917.658 689 2.750 11.600 2007 1.068.453 546 2.000 12.200 2008 1.087.680 520 2.000 12.200 2009 1.293.315 494 2.000 12.200

(37)

0 200.000 400.000 600.000 800.000 1.000.000 1.200.000 1.400.000

Tavuk Ördek Kaz Hindi

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

ġekil.4.8.Türkiye de yıllara göre Farklı türlere ait beyaz et üretimi

Tablo.4.11.Türkiye de Kırmızı Et Üretim Projeksiyonu

Yıllar Türkiye de Toplam Kırmızı Et Üretimi

2000 732.683 2001 684.884 2002 661.760 2003 604.163 2004 684.950 2005 638.258 2006 657.479 2007 756.951 2008 691.553 2009 625.291 2010 719.893 2011 827.877 2012 841.951 2013 867.210 2014 884.554 2015 911.090 2016 1.184.418 2017 1.362.080 2018 1.566.392 2019 1.723.031 2020 1.895.335

(38)

ġekil.4.9. Türkiye de Kırmızı Et Üretim Projeksiyonu

Türkiye de kırmızı et üretim projeksiyonuna bakıldığında Türkiye de kırmızı et üretiminin sürekli olarak artacağı ve 2020 yılında kırmızı et üretiminin 1.895.335 tona ulaĢacağı tahmin edilmektedir.

4.2.4. Türkiye'de Kırmızı Et Tüketimi

Günümüzde ülkelerin nüfusunun et ve et ürünleri tüketim düzeyleri, kalkınma ve geliĢmiĢlik ölçütlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Nüfusun sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi açısından, kiĢi baĢına düĢen et ve et ürünlerinin tüketiminin arttırılması önem taĢımaktadır (Demirkol 2007).

Temel besin maddeleri içerisinde hayvansal kökenli gıdalar özel bir öneme sahiptir. Dengeli bir beslenme için günlük protein ihtiyacının en azından %40-50'sinin hayvansal kaynaklı gıdalardan alınması gerekir. Hayvansal kaynaklı gıda olarak ilk akla gelen et, süt ve yumurtadır. Sağlıklı nesiller için yeterli miktarda kırmızı et tüketilmesi zorunludur.

Ülkemizde kırmızı et sektörü mevcut potansiyeline rağmen beklenen seviyede geliĢmemektedir. KiĢi baĢına düĢen et tüketim rakamları Avrupa ülkelerinin gerisindedir. Türkiye'de 6,89 kg/yıl olan kiĢi baĢına kırmızı et tüketimi, AB ülkelerinde domuz etiyle birlikte 62 kiloya çıkmıĢtır (Arık 2010).

Şekil

Tablo 4.1. Dünya Hayvan Sayıları (baĢ, 1000 adet)
Tablo 4.2. Dünya'da Toplam Et Üretimi (1000 ton)
Tablo 4.3. Dünya'da Et Üretiminin Irklara Göre Dağılımı (1000 ton, 2009)
Tablo 4.4. Bazı Ülkelerde KiĢi BaĢına Et Tüketimi (kg/yıl, 2008)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

 Ekşime, etin kendi enzimleriyle olgunlaşması esnasında veya bakterilerin anaerobik olarak yağ asitleri veya laktik asit üretmesi ile anaerobik veya fakültatif

Analizlerden elde edilen sonuçlara göre, Van İli merkez ilçede yaşayan hanaehalklarının aylık kırmızı et tüketim miktarı ile ankete katılanların kişisel gelir durumu,

Erzurum’da katılımcıların et tüketim alışkanlıklarına, gelir durumlarının da etkili olduğu belirlenirken, Gaziantep’te gelir seviyeleri arasındaki farklılığa

G üneşli havalarda dışarıda uzun zaman geçirmek pek çoğumuz için keyifli olsa da Güneş’in zararlı ışın- larından korunmak için bazı önlemler alırız?. Ancak bu

Bu yazıda, yeni başlanan olanzapin tedavisi sonra- sında tek doz ilaç kullanımıyla birlikte NMS gelişen, tedaviye rağmen bilinç kaybı, yutma güçlüğü ve distoni

A) Fetanet B) İsmet C) Sıdk D) Emanet 9) Kur’an-ı Kerim’de üç kişi vardır ki bunların peygamber mi evliya mı olduğu konusunda net bir bilgi

Etin doğal florasında bulunan laktik asit bakterilerinin bakteriosin üretmelerine karşın, bakteriosinlerin et ve et ürünlerinde doğal koruyucu olarak kullanımları pek

Klinikte nâdir görülen ve genellikle paranoid bo- zukluklarla birlikte an›lan bu sendrom, Folie á deux, endüklenmifl psikoz (endüklenmifl paranoid bozuk- luk),