• Sonuç bulunamadı

TURİZM SEKTÖRÜNDEKİ BAYAN İŞGÖRENLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARA İLİŞKİN OTEL İŞLETMELERİNDE BİR UYGULAMA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TURİZM SEKTÖRÜNDEKİ BAYAN İŞGÖRENLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARA İLİŞKİN OTEL İŞLETMELERİNDE BİR UYGULAMA"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TURİZM SEKTÖRÜNDEKİ BAYAN İŞGÖRENLERİN

KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARA İLİŞKİN OTEL İŞLETMELERİNDE BİR UYGULAMA

*Elbeyi PELİT **Şehnaz DEMİRKOL ***Fatma FİDAN

GİRİŞ

Kadın işgücü açısından gerek dünya koşulları gerekse işgücü piyasaları giderek değişime uğramaktadır. Her şeyden önce, kadınların genel olarak eğitim seviyeleri yükselmektedir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, eğitim açısından yaratılan bu durumun varlığına rağmen, işgücü piyasalarında halen bir istihdam ve eğitim fırsatları dengesi sağlandığını söylemek de mümkün değildir. Aslında geçmişe nazaran küreselleşen uluslararası ekonomik sistem içerisinde, kadın istihdamında sürekli bir artış trendi yaşanmaktadır. Özellikle hizmetler sektöründe kadın işgücü oranı, kamu sektörünün küçülmesine, işgücü piyasalarının esnek yapılar haline gelmesine paralel olarak sürekli artmaktadır. Diğer yandan teknolojik gelişmeler de; bir yandan kadınlar için yeni istihdam fırsatları yaratırken, bir yandan da halen kadınlara ait olan düşük vasıf gerektiren işlerin de ortadan kaybolması tehlikesini doğurmaktadır.

Uluslararası ve ulusal düzeydeki bu gelişmelere rağmen; diğer bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kadın istihdamının önünde bir takım sorunlar mevcuttur. Bunların bir kısmı kadınların taşımış olduğu özelliklerden kaynaklanırken bir kısmı ise sosyo-kültürel ve ekonomik yapıya veya çalışılan iş kolundan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, kadın istihdamına ilişkin sorunlar, birbiriyle etkileşim halinde olan ve farklı kaynaklardan beslenen bir olgudur. Özellikle insan emeğinin ön planda olduğu hizmet işletme türlerindeki işlerin büyük çoğunluğunun el emeğine dayanması bu işletme türlerindeki bu konuya ilişkin mevcut durumun daha da belirgin olarak üzerinde durulması gerekliliğini ön plana çıkarmaktadır. Bu noktadan hareketle, bir hizmet işletme türü olan * Araş.Gör.; Sakarya Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü

** Yard.Doç.Dr.; Sakarya Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü *** Yard.Doç.Dr.; Sakarya Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi Bölümü

(2)

otel işletmelerinde, bayan işgören olarak çalışanların sorunları kapsamında İstanbul, Kocaeli ve Bursa’da faaliyet gösteren 40 tane 4 ve 5 yıldızlı otel işletmesinde çalışan 209 bayan işgören üzerinde yapılan bir anket çalışmasına yer verilen bu araştırmada ayrıca, genel olarak turizm sektöründe istihdam ve özelliği ile sektördeki bayan işgören düzeyi ve sorunları üzerinde durularak bu konuya ilişkin önerilere yer verilmiştir.

1. TURİZM SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM VE NİTELİĞİ

Emek-yoğun bir sektör olarak turizm, istihdam olanakları bakımından endüstri kolları arasında büyük yer tutmaktadır. Turizmde istihdam; sadece emek veya aynı anlama gelen işgücü ile ilgilidir(Erdoğan,1995: 227). Bu paralelde, bir ülke ekonomisinde ve turizm sektöründe turizm sayesinde artan üç tip istihdamdan söz edilebilir. Bunlar; otel, motel, restaurant gibi turizm sektöründe yer alan tesislerdeki turist harcamaları nedeni ile bu tesislerde yaratılan doğrudan istihdam; turizm sektörünün arz yönünde yer alıp turistik harcamalar sonucu oluşmayan fakat turizmle ilgili, sektöre girdi veren diğer sektörlerde oluşan dolaylı istihdam; bölge halkının turizmden kazandığı gelirin yeniden harcanması sayesinde bir bakıma turizm çarpanının etkisi sonucu ortaya çıkan ek istihdam ya da uyarılmış istihdamdır(İçöz ve Kozak,1998: 220).

Diğer yandan, turizm sektöründe istihdam edilen işgücünün miktarı ile bölgelerin gelişmişlik düzeyi arasında da bir ilişki vardır. Gelişmiş ülkelerde işgücü maliyeti yüksek olduğu için turizm ve özellikle konaklama alt sektöründeki işlemlerin teknolojik araçlar ile yapılması tercih edilirken gelişmekte olan ülkelerde işgücünün ucuz olması nedeniyle işlemlerin mekanik araç ya da teknolojiden daha çok emek ile yapılmasının tercih edilmesi bu bölgelerde turizm sektörünün istihdam oranını artırmaktadır(İçöz ve Kozak,1998: 228-229). Bu artış ülkemiz açısından aşağıdaki tabloda da kolayca anlaşılmaktadır.

Tablo-1: Turizmin İstihdam İçindeki Payı (%)

Yıllar Pay (%) 1990 11,3 1993 11,6 1996 12,4 1997 13,1 2000 14,0 Kaynak: http://www.turizmgazetesi.com/sayisal/o-iii.html

Turizm sektöründe görülen bu istihdam artışına rağmen, sektörün yapısından kaynaklanan nedenlerle diğer sektörlere nazaran işçi ücretleri düşüktür. Esnek çalışma

(3)

diyebileceğimiz bir çalışma sistemi söz konusu olabilmektedir. Ayrıca turizm sektöründeki istihdamın diğer bir özelliği de turizmin belli mevsimlerde yoğunlaşmasıdır. Bunun dışında turizm sektöründe istihdam bazı özellikler taşımaktadır. Bunları genel olarak şöyle ifade etmek mümkündür:

 Turizm sektöründe istihdam edilen bayan elaman sayısı, diğer sektörlere göre daha yüksektir. Fakat ağır çalışma koşulları bayan personelin uzun süre istihdam edilmesini zorlaştırmaktadır. Yine uzun çalışma saatleri personelin aile oluşturmasını güçleştiren bir etken olarak kabul edilmektedir. Turizm sektöründeki iş gücü sosyo-ekonomik ve demografik açılardan karma bir özelliğe sahiptir. Değişik yaş, meslek, gelir ve kültür grubunda yer alan kişiler turizm sektöründe aynı işletme içinde görev alabilmektedir.

 Turizm sektöründe sezonluk olarak çalışan tam ve yarı zamanlı işgücünün sektörde oldukça yüksek oranda olması, ulusal ve uluslararası düzeyde ne kadar kişinin turizm sektöründe istihdam edildiği istatistiksel olarak ortaya koymayı zorlaştırmaktadır. Yine bu doğrultuda, turizm sektöründe istihdam edilen işgücünün; ne kadarının doğrudan turizm sektörüne, ne kadarının bölge halkına hizmet sunduğunu saptamak güçtür.

 Turizm sektöründe uluslararası düzeyde ülkelerin özelliğine göre değişen miktarda yabancı iş gücünün istihdam edilmesi mümkün olabilmektedir.

 Ulaştırma ve konaklama gibi alt sektörlerde görev alan personelin %80’i ülke vatandaşı değildir.

 Ulaştırma ve konaklama gibi alt sektörlerde görev alan personelin değişik zaman dilimlerinde günün 24 saati hizmet sunması söz konusudur.

 Turizm sektöründe müşteriye sunulacak ürünün karmaşık bir yapıya sahip olması, bu ürünü müşterilere sunacak kişide de bir takım özellikleri gerektirmektedir.

 Turizm sektörü tarafından yaratılan bir çok alt meslek grupları yüksek düzeyde beceri gerektirmektedir

Turizm sektörünün ekonomide kazandığı ağırlığın yanı sıra yarattığı istihdam ve sosyal dengelerin kurulmasına yaptığı katkı nedeniyle, aralarında Birleşmiş Milletler,

(4)

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Avrupa Birliği, Dünya Bankası, IMF vb. gibi birçok kurum ve kuruluşların özel önem verdiği bir sektör durumuna gelmiştir. Uluslararası kuruluşların turizme yaklaşımlarını bu şekilde değiştiren şey, bu alanda yaşanan gelişmelerdir. Zira günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkelerin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkan işsizlik sorununa en kısa zamanda çözümün ancak turizmin geliştirilmesi ile sağlanabileceği belirtilmektedir. Çünkü turizm, en kısa zamanda en çok istihdam yaratan sektörlerin başında gelmektedir. Nitekim şu anda turizm sektöründe istihdam edilen kişi sayısı, dünya genelinde emek pazarının ortalama yüzde 10'unu oluşturmaktadır. OECD verilerine göre, dünyada 230 milyon kişi geçimini turizmle sağlıyor. Yine aynı veriler baz alındığında bu sayının 2005 yılında 300 milyonun üzerine çıkacağı öngörülmektedir(Köfteoğlu;1999).

2. BAYAN ÇALIŞANLARIN SEKTÖRDEKİ YERİ VE SORUNLAR

1975 yılında Türkiye’de toplam işgücü (12 yaş ve üzeri) 15.2 milyon iken bu işgücünün yüzde 60’a yakın bir bölümü tarım kesiminde, yüzde 14’ü sanayide, yaklaşık yüzde 5’i inşaat sektöründe ve yüzde 22 kadarı da hizmet sektöründe istihdam ediliyordu. 1990 yılında toplam işgücü 19.3 milyona ulaştı. İşgücünün sektörel dağılımına bir göz atıldığında, yüzde 46 tarım, yüzde 15 sanayi, yüzde 5 inşaat, yüzde 33 hizmet sektöründe çalışan bir işgücü profili gözlemlemek mümkündü. Bu oranların içerisinde, yıllar ilerledikçe hizmet sektöründe çalışan kadının payı, dikkat çekici bir şekilde artış göstermektedir. 1988 ile 1998 yılları baz alındığında kadınların kentlerdeki çalışma oranı yüzde 19’dan yüzde 27’ye yükseldi. Fakat kadınlarda evlilik, işgücüne katılımı etkileyen önemli bir olgu durumundadır. Çünkü kadınlar evlilik nedeniyle işgücüne katılımlarını engelliyorlar. Evli olmayan kadınların işgücüne katılımı evli olanların iki katı kadardır. Evli olmayan kadınların toplum içinde ulaştıkları en yüksek düzey 30-34 yaşları arasında yüzde 59,2; evli olan kadınların 35-39 yaş arasında ulaştıkları nokta ise yüzde 18.2 olması, arada ciddi bir uçurum olduğunu ortaya koymaktadır(Özer; 2003).

Bayan işgücünün tarımdan sonra en çok istihdam edildiği diğer sektör hizmet sektörüdür. Turizm sektöründe, bayan çalışanların oranı düşük olmasına rağmen son yıllarda bayan lehine artışlar kaydedilmiştir. Bu artış, sektör kapsamına giren iş alanlarının genişlemesi ile ve bu sektördeki bazı işlerin “bayan işleri,” bayana uygun olarak değerlendirilmesi” ile açıklanabilir.

(5)

Bayan emeğinin tekstil, hazır giyim ve tütün gibi emek yoğun bazı sanayi dalları için “ucuz emek oluşu” bayanları tercih edilir kılan etkenlerdendir. Oysa imalat sanayinin bazı dallarında istihdam yaratma maliyetinin yüksek oluşu nedeniyle bu alt dallar çok yavaş büyümekte, dolayısı ile sanayide teknolojik değişime uyum zorunluluğu çeken bayan emeğine ikincil gözle bakılmaktadır. Bu da cinsiyetçi yaklaşımdan çok bayan işgücünün teknolojik donanıma uyum gösterecek bilgiye, eğitime sahip olmaması etkili olmaktadır. Bayanların durumları gerek iktisadi faaliyet kollarına gerekse meslek gruplarına göre incelendiğinde dikkati çeken en çarpıcı durum statülü işlerde istihdam edilmiş olmalarıdır. Bayan işgücünün tarım sektöründe yığılmasının doğal sonucu olarak diğer mesleklerdeki bayanların oranı son derece düşük kalmaktadır. Tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanların %9,9’u; ilmi ve teknik elamanlar ve serbest meslek sahiplerinin %33’ü idari personel olarak çalışanların %35’i bayandır. İstihdam edilen bayanların yüksek statülü işlerde istihdam edilme oranları çok düşüktür. Düşük statülü işler, düşük ücretleri, süreksiz ve geçici çalışmayı, sosyal güvenceden yoksunluğu da beraberinde getirmektedir(Bener,2000: 101).

Avrupa Topluluğu, bayan haklarını insan hakları olarak görmekte ve cinsler arası eşitliğin her modern demokrasinin temel ilkelerinden birisi olarak kabul etmektedir. Fırsat eşitliği; AB Anlaşmasında önemli bir yer tutmaktadır. 1970’ler gibi erken bir dönemde Avrupa Birliği fırsat eşitliğini benimsemiş böylece öncü bir rol üstlenmiştir. Avrupa Birliği’nin fırsat eşitliği politikasının temeli anlaşmada bayanların ve erkeklerin eşit işe eşit ücret almalarını öngören hüküm idi. Ancak eşitliğe doğru bu ilk adım, pratikte yalnızca tedrici bir takım değişikliklere yol açtı. Bu nedenle, geçmiş yıllarda gösterilen tüm çabalar rağmen tam fırsat eşitliği sağlanmış değildir. Avrupa’lı bayanlar ortalama olarak hala erkeklerin kazandıklarından dörtte bir daha az kazanmakta olup, bayanların güvencesiz istihdam ilişkileri içinde bulunma olasılığından daha yüksektir. Beraberliklerinde ise, onlar hale çocuk yetiştirme ve ev işlerinin esas yükünü taşımaktadırlar((AB Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği,2000: 20).

AB üyesi ülkeler, bayanların ve erkeklerin eşit kariyer fırsatlarına sahip olmalarını sağlamaya büyük önem vermektedirler. Bu nedenle bu konuya ilişkin çeşitli kararlara işlerlik kazandırmaktadırlar(AB Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği,2000: 9). Bu kararların belli başlıları aşağıda maddeler halinde verilmiştir.

(6)

 Daha çok sayıda bayanın çalışma hayatına girebilmelerini ve geçmişte erkeklerin vasat olduğu branşlara ve mesleklere giriş olanağına sahip olmalarını sağlamaya yönelik tedbirler almak,

 Bayanların çalışma hayatına girmelerini veya orada kalmalarını kolaylaştırmak için, çocuklara ve yaşlılara hizmet veren bakım tesislerin mevcudiyetini geliştirmek,

 Örneğin çocuk yetiştirmek için verilen bir aradan sonra bayanların ve erkeklerin çalışma hayatına geri dönmelerini zorlaştıran engelleri tedricen kaldırmak.

Son yıllarda bayanların işgücüne katılımlardaki artış genellikle yirminci yüzyılın en önemli sosyal ve ekonomik olaylarından biri olarak algılanmaktadır. DİE 1990 verilerine göre, Türkiye’de işgücüne katılanların oranı %33,4 olup bunların %33’ü evlidir. Kentte iş gücüne katılan bayan oranı % 15,2 olup çoğunluğunu 20-24 yaş grubu oluşturmaktadır(Bayraktar,1995: 89). Türkiye’de iktisadi faaliyetlere katılan bayanların yalnızca %17,9’luk bir bölümü ücret karşılığında çalışmaktadır. Ancak eğitim düzeyi, bayanın işgücüne katılımında artmakta, fakülte ve dengi okul mezunu mezunlarda iş gücüne katılım oranı % 71,1 yükselmektedir.

Türkiye’de turizm sektöründe çalışanların profillerine bir göz atıldığında; Turizm Bakanlığı’nın Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile ortaklaşa yaptıkları “Turizm Endüstrisi İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre Konaklama tesislerinde çalışan personelin %81’i erkek, %19’u bayandır. Bu oran restoranlarda %93 erkek, %7 bayan ve Seyahat Acentalarında da % 64 erkek, % 36 bayandır. Yine bu araştırmanın sonucuna göre bayan personelin konaklama sektöründe beceri/sorumluluk düzeyine göre bayanların büyük oranı “vasıflı elaman” düzeyindedir. Personelin yaklaşık dörtte biri bayandır ve ikinci yüksek oran ise “yönetici” düzeyindedir. Restoranlarda bayanların büyük oranı en düşük düzeyler olan “vasıfsız elaman/vasıflı elaman” düzeyindedir. Seyahat Acentalarında personelin yarıdan fazlasının bayan olduğu, “alt düzey” çalışan grubun en büyük oranını bayanların oluşturduğu görülmüştür(Turizm Bakanlığı,1993: 55-56).

Çalışma Bakanlığı’nın İş Kolları İstatistikleri ve Türkiye İşveren sendikaları Konfederasyonu (TİSK) “İş Gücü Maliyeti Araştırması” verilerine göre turizm sektöründe

(7)

çalışanların profili Haziran 95 itibari ile şöyledir(Hotel Dergisi,1996: 16). Söz konusu araştırma sonuçlarına göre; turizm sektöründe çalışanların sayısı 183 bin olarak görülmektedir. Bu rakam yalnız otel ve lokantalarda sürekli çalışanları ifade etmektedir. Buna Seyahat Acentalarında çalışanlar ve mevsimlik personeller eklendiğinde çalışanların toplam sayısı 300.000’i bulmaktadır. Sektörde çalışan sendikalı işçilerin meslek itibari ile Türkiye ortalamasının çok üzerinde, Türkiye’de sendikalı çalışanların %30’u bir ile 3 yıllık işyeri kıdemine sahip iken, turizm sektöründe çalışanların %68’i bir ile 3 yıllık kıdeme sahiptir. Bu da sektörde çalışanların genç ve dinamik bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre Turizm sektöründe çalışanların %17,4’ü bayan, %82,6’sı erkektir.(Hotel Dergisi,1996: 16).

Dünya Setahat ve Turizm konseyi (WWTC)’nin hazırladığı “ Seyahat ve Turizmin İstihdam ve Ekonomi Üzerindeki Etkisi” isimli bir raporun Türkiye ile ilgili bölümünde istihdamla ilgili şu ifadeler yer almaktadır: Turizm Türkiye’de 618 bin kişiye iş istihdamı yaratmakla birlikte turizm endüstrisi ekonominin bir çok sektörünü etkilediğinden dolaylı olarak da yaklaşık 1,5 milyon kişiye iş imkanı sağlamaktadır(Expo-Touristik,2001: 27).

Kozak, 1995 yılında yaptığı “Konaklama Endüstrisinde Bayan Yöneticilerin Yönetsel Davranışları ve Etkinlik Algılamalarının Analizi” adlı çalışmasında; Marmara Bölgesinde 4 ve 5 yıldızlı otellerde çalışan bayan yöneticilerin sayısını 225 olarak belirlemiştir(Kozak,1997: 6). Bu da; günümüzde bayanların sadece turizm sektöründe vasıfsız elaman olarak değil de üst kademelerde de görev aldığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tabi tüm bu olumlu gelişmelere rağmen, çalışma yaşamının, bir yandan bayanın ekonomik bağımsızlığını ve toplumsal statüsünü destekleyerek yaşam tatminini artırırken, diğer yandan cinsiyet rollerine ilişkin geleneksel değer ve tutumlar çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Ancak ekonomik üretim sürecine giderek daha fazla katılan bayanın rollerinde toplumsal rol bölüşümü açısından olumlu bir değişimin varlığından da söz edilmektedir. Çünkü bayan bugün hem evde hem de işte 7 gün 24 saat “ikili vardiya” biçiminde çalışan birey olarak çoklu roller üstlenmek durumunda kalmış ve rol alanı genişlemiştir((Hablemitoğlu,1998: 128). Bayanın söz konusu bu rol alanının genişlemesi

(8)

normal olarak çalıştığı işindeki sorunlarındaki artışı da beraberinde getirmiştir. Söz konusu bu sorunları genel olarak şu şekilde sırlamak mümkündür:

Özellikle hizmet sektörü içerisinde kendine önemli bir yer edinen turizm sektöründe faaliyette bulunan otel işletmeleri açısından bu durum daha da belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü genelde turizm sektörü günün 24 saati haftanın 7 ve yılın 365 günü kesintisiz hizmet vermektedir. Bu hizmetlerin direkt insan emeğine dayandığı düşünülürse, bu sektörün yapısal özelliğinden kaynaklanan sorunlara (çalışma saatlerinin uzunluğu, tatil olanağının kısıtlı olması, düşük ücretler vs..)ek olarak, bayanın, bir de hizmeti yerine getirirken uğrayabileceği-uğradığı taciz olayları, onların motivasyonu üzerinde önemli ölçüde olumsuz etki yaratmaktadır. Genellikle cinsiyet ayrımı ve cinsel tacize dayanan bu sorun; konaklama işletmelerinde özellikle müşteri ile yüz yüze görevlerde çalışanların yaşadığı bir sorundur. Çoğu kadın, hatta erkek çalışan, müşteriler tarafından sözlü veya fiziksel tacize uğrayabilmektedirler. Bundan daha kötüsü ve önemlisi de; yüksek mevkilerdeki çalışanlardan gelen tacizlerdir. Müşteri tarafından gerçekleştirilen cinsel tacizler, cinsel tacize uğrayanlar tarafından bazen önemsenmemekte, ancak tacizin otel içerisinde yüksek bir pozisyondaki kişi tarafından yapıldığında kişiyi güç durumda bırakmakta, iş ortamı ve çalışma verimini bozmakta ve bu durum sık sık işten ayrılmayla sonuçlanabilmektedir. Hatta kişi bazen işten atılma korkusuyla herhangi bir şikayette bile bulunmamaktadır(Türker,1995: 74).

Yine bayanların fiziki özelliklerinden kaynaklanan aşırı iş yüküne dayanamama eğilimleri doğal olarak hizmetlerin çoğunlukla insan emeğine dayandığı bu sektördeki iş yüklerinin fazla olması durumu, bayanlar açısından ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kadınlarda evlilik, işgücüne katılımı etkileyen önemli bir olgu durumundadır. Özellikle yukarıda da belirtildiği üzere kesintisiz hizmet esasına dayanan otel işletmelerindeki işlerdeki mesai saatlerinin standart değil de karmaşık olabilmesi, ve her an işe çağrılabilme olasılığı, bir düzensizlik olarak ortaya çıkmakta ve bu durum, sektördeki özellikle evli bayanlar açısından önemli bir sorun teşkil etmektedir.

Çalışma hayatında cinsiyete dayalı olarak özellikle terfi, maaş, işe alma, sorumluluk gibi konularda ayrımcılıkla ilgili bir takım sorunlar yaşanabilmektedir.

(9)

Nitekim Woods ve Kavanaugh (1994)’un ABD’de 613 yönetici ile gerçekleştirmiş olduğu bir araştırmada iş yerlerinde cinsel ayrımın büyük çoğunlukta olduğunu ortaya koymuştur. (Woods, ve Kavanaugh ‘dan aktaran Türker,1997: 75). Aynı araştırmada, söz konusu bu ayrımın yapıldığı hususlar şu şekilde tablolaştırılmıştır.

Tablo-2: İş Yerinde Cinsiyete Göre Ayrım Durumları

DURUMLAR KADIN ERKEK

n % n % TERFİ 40 16 135 40 MAAŞ 62 25 128 38 SEÇİM 67 27 73 22 SORUMLULUK 52 21 1 0 DİĞER 30 12 0 0

Kaynak: Woods, RH., R. Kavanaugh, Gender: Discrimination

and Sexual Harrasment., 1994,

3. OTEL İŞLETMELERİNDEKİ BAYAN İŞGÖRENLERİN

KARŞILAŞTIKLARI SORUNLARA İLİŞKİN BİR UYGULAMA 3.1. AMAÇ VE ÖNEM

Bu araştırmanın amacı, otel işletmelerinde çalışan bayan işgörenlerin karşılaştıkları sorunları belirleyebilmektir.

Yapısı itibarı ile işlerin büyük bir çoğunluğunun el emeği ve hizmete dayandığı turizm sektöründe çalışanların sorunları çok ve çeşitli olmakla birlikte bu sorunların bayanlar açısından neler olduğunu saptayarak, günümüzde hemen hemen her sektörde kendine yer edinen bayanların, çalışma alan-biçim ve şartları ile ilgili sorunlarını açığa çıkarmak ve böylelikle ilgili kurum-kuruluş-işletme ve kişilerin çözüme yönelik çabalarına katkıda bulunulmasının hedeflenmesi araştırmayı önemli kılmaktadır.

3.2. YÖNTEM

Yapılan kaynak taramaları sonucu turizm sektöründeki istihdam, niteliği ve bu istihdamda bayan çalışanların yeri kapsamında genel bir kavramsal çerçeve oluşturulduktan sonra otel işletmelerinde bayan işgören sorunlarını belirlemeyi ve bu

(10)

konuda öneriler getirmeyi amaçlayan, otel işletmelerinde işgören olarak çalışan bayanlara uygulanmak üzere, turizm sektörü ve iş koşulları, geleceğe ilişkin beklenti ve karşılaşılan kişisel problemlerin neler olduğunun belirlenmesini içeren bir anket formu geliştirilmiştir.

İstanbul, Kocaeli ve Bursa’da faaliyet gösteren ve rastgele seçilen 40 tane 4 ve 5 yıldızlı otel işletmesinde bayan işgören olarak çalışan işgörenlere uygulanan anket dört bölümden oluşturulmuştur. Anketin birinci bölümünde demografik unsurları içeren 7 seçmeli soru, ikinci bölümde, bayan işgörenlerin iş koşullarının durumuyla ilgili ankette verilen özellikleri ne düzeyde gösterdiğini belirtmeleri istenen 14 kapalı uçlu soru, üçüncü bölümde; geleceğe ilişkin beklentilerine ilişkin oluşturulan ve bayan işgörenlerin katılım şekillerini belirtmeleri istenen 9 kapalı uçlu yargı yer almaktadır. Bayan işgörenlerin karşılaştıkları sorunları belirlemeye yönelik oluşturulan anketin dördüncü bölümünde ise kişisel problemlerle ilgili 5 seçmeli soru bulunmaktadır.

Oluşturulan söz konusu bu anketler posta ve yüz yüze görüşme yöntemi ile 19.01.2003 – 10.06.2003 tarihleri arasında uygulanmıştır.

Elde edilen veriler; anketin üçüncü bölümü (geleceğe ilişkin beklentiler) için 3’lü katılım ve anketin ikinci bölümü (iş koşulları) için 5’li sıklık ölçeğine uygun olarak puanlandırılıp (katılmıyorum=1, Karasızım=2, Katılıyorum=3 ve Çok fazla=5, Fazla=4, Orta=3, Az=2, Çok Az=1) bilgisayar ortamında SPSS 10.0 for Windows paket programına aktarılarak her bir yargının yüzde-frekans ve aritmetik ortalamaları bulunmuştur. Yine bayan işgörenlerin demografik özellikleri ile karşılaşmış oldukları kişisel problemlere ilişkin sorulara verdikleri cevapların da ayrı ayrı frekans ve yüzdeleri hesaplanarak tüm veriler tablo halinde verilmiş ve özellikle dikkat çeken hususlar ilgili tablolardan sonra yorumlanmıştır.

3.3. BULGULAR

(11)

İLİŞKİN BULGULAR

Tablo-3: Anketi Cevaplayan Bayan İşgörenlerin Demografik Özelliklerine İlişkin Frekans-Yüzde Dağılımları Yaş F % 15-20 32 15,3 21-28 99 47,5 27-33 50 23,9 34-40 21 10,0 41 ve üstü 7 3,3 TOPLAM 209 100,0 Medeni Hal F % Evli 65 31,1 Bekar 130 62,2 Boşanmış 14 6,7 TOPLAM 209 100,0 Eğitim Durumu F % İlköğretim 34 16,3 Lise 96 45,9 Önlisans 46 22,0 Lisans 32 15,3 Lisansüstü 1 ,5 TOPLAM 209 100,0 İş Tecrübesi F % 0-3 yıl 23 11,0 4-7 yıl 66 31,6 8-11 yıl 52 24,9 12-15 yıl 42 20,0 16- + 25 12,0 6,00 2 1,0 TOPLAM 208 99,5 Departman F % Önbüro 79 37,8 Restaurant 35 16,7 Cafe-Bar 16 7,7 Mutfak 6 2,9 Kat Hizmetleri 50 23,9 Diğer 23 11,0 TPLAM 209 100,0

Hizmet İçi Eğitim F %

Evet 104 49,8 Hayır 105 50,2 Toplam 209 100,0 Sendika F % Evet 41 19,6 Hayır 168 80,4 TOPLAM 209 100,0

Tablo-3’de bayan işgörenlere ilişkin demografik özellikler yer almaktadır. Buna göre ankete katılan 209 bayan işgörenin %15,3’ü 15-20 yaş, %47,5’i 21-28 yaş, %23,9’u 27-33, %10’u 34-40, %3,3 ise 41 ve üstü yaş grupları arasında yer almaktadır. Yine aynı

(12)

tabloda bayan işgörenlerin medeni halleri ise; %31,1 %62,2’si bekar ve %6,7’si de boşanmış şeklinde bir dağılım göstermektedir. Bayan işgörenlerin, %16,3’ü ilköğretim, %45,9’u lise, %22,0’ı önlisans, %15,3’ü lisans, %0,5’i de lisansüstü bir eğitim düzeyine sahip olup; %11,0’ı 0-3 yıl, %31,6’sı 4-7 yıl, %24,9’u 8-11 yıl, %20,0’ı 12-15 yıl, %12,0’ı 16 veya daha fazla bir sürelik bir iş tecrübesine sahiptirler. Bayan işgörenlerin %37,8’i önbüro, %16,7’si restaurant, %7,7’si cafe-bar, %2,9’u mutfak, %23,9’u kat hizmetleri ve % 11,0’ı da ankette diğer departmanlarda (satış-pazarlama, muhasebe, insan kaynakları vs) görev yapmaktadırlar. Yine ankete cevap veren otel işletmeleri bayan işgörenlerinin %50,’si işletmelerinde işleriyle ilgili herhangi bir hizmet içi eğitim almadıklarını belirtirken, %49,8’i hizmet içi eğitim aldıklarını belirtmişlerdir. Ankete katılan bayan işgörenlerin %80,4’ü herhangi bir sendikaya bağlı olmadıklarını belirtirken, %19,6’sı sendikalı olarak çalıştıklarını belirtmişlerdir.

3.3.2. İŞ KOŞULLARI İLE İLGİLİ BULGULAR

Tablo -4: İşgörenlerin İş Koşulları İle İlgili Yargılara Verdikleri Cevapların Frekans-Yüzde Dağılımları Ve Aritmetik Ortalamaları

İş Koşullarına İlişkin

Değerlendirme Çok Fazla(5) Fazla (4) Orta (3) (2)Az Çok Az(1) Toplam

Ort.

F % F % F % F % F % F %

1. İş yükü 36 17,2 70 33,5 89 42,6 11 5,3 3 1,4 209 100 3,6 2. Çalışma süresi 26 12,4 61 29,2 112 53,6 7 3,3 3 1,4 209 100 3,5 3. Görev tanımı dışında katlanmak

zorunda kalınan iş yükü 22 10,5 37 17,7 44 21,1 57 27,3 48 23,0 208 99,5 2,7 4. İş arkadaşlarıyla ilişkide sorunların

sıklığı 11 5,3 18 8,6 57 27,3 42 20,1 78 37,3 206 98,6 2,2

5. Yöneticilerle ilişkide sorunların

sıklığı 12 5,7 20 9,6 48 23,0 54 25,8 74 35,4 208 99,5 2,2

6. İnsiyatif kullanma durumunu 15 7,2 39 18,7 76 36,4 39 18,7 33 15,8 202 96,7 2,8 7. Sorumluluk alabilme durumunu 35 16,7 57 27,3 77 36,8 27 12,9 11 5,3 207 99,0 3,4 8. Sorumluluk verilme durumu 24 11,5 47 22,5 77 36,8 39 18,7 21 10,0 208 99,5 3,1 9. Yetki verilme imkanı 19 9,1 31 14,8 72 34,4 52 24,9 33 15,8 207 99,0 2,8 10. İşinizle ilgili kararlarda,

görüşlerinizin alınma sıklığı 9 4,3 29 13,9 81 38,8 60 28,7 29 13,9 208 99,5 2,7 11. Ücret Düzeyi 2 1,0 25 12,0 115 55,0 45 21,5 21 10,0 208 99,5 2,7 12. İş güvencesi yeterliliği 11 5,3 31 14,8 93 44,5 40 19,1 29 13,9 204 97,6 2,8 13. İş yükünde istikrar 11 5,3 35 16,7 35 16,7 95 45,5 20 9,6 204 97,6 2,9 14. Rotasyon uygulaması 7 3,3 11 5,3 77 36,8 34 16,3 39 18,7 168 80,4 2,5

(13)

Tablo-4’de anket uygulanan otel işletmelerindeki bayan işgörenlerin işletmelerindeki iş koşullarını değerlendirmelerini içeren sorulara vermiş oldukları cevapların frekans,yüzde dağılımları ve aritmetik ortalamalar yer almaktadır. İş koşulları ile ile ilgili olarak iş yüklerinin ne seviyede olduklarını belirlemeye yönelik sorulan soruya bayan işgörenlerin (N=209); %17,2’si çok fazla, %33,5’i fazla, %42,6’sı orta, %5,3’ü az, %1,4’ü de çok az cevabını vermişlerdir. Söz konusu cevaplara ilişkin hesaplanan aritmetik ortalama 3,6 olup bu sonuç bayan işgörenlerin iş yüklerinin ortalamanın üzerinde olduğunu ortaya koymaktadır. Yine birinci soruya paralel olarak sorulan çalışma süreniz şeklindeki bir soruda da aynı şekilde bayan işgörenler(N=209), çalışma sürelerinin ortalamanın üzerinde (3,5) olduğunu belirtmişlerdir. Buna karşılık bayan işgörenlerin(N=208) “görev tanımı dışında katlanmak zorunda kalınan iş yükleri(2,7), iş arkadaşlarıyla[(N=206)(2,2)] ve yöneticileriyle[(N=208)(2,2)] ilişkilerindeki sorunların sıklığı, ile ilgili olarak verdikleri cevaplar ise ortalamanın altındadır.

İnsiyatif kullanma durumuyla ilgili olarak bayan işgörenlerin(N=202); %7,2’si çok fazla, %18,7’si fazla, %36,4’ü orta, %18,7’si az, %15,8’i çok az cevabını vermişlerdir. Söz konusu cevaplara ilişkin aritmetik ortalama 2,8 olup bu sonuç, bayan işgörenlerin işleri yerine getirirken istedikleri insiyatifi çeşitli sebeplerden dolayı kullanamadıkları şeklinde yorumlanabilir. Buna karşılık bayan işgörenlerin (N=207) %16,7’si çok fazla, %27,3’ü fazla, %36,8’i orta, %12,9’u az, %5,3’ü ise çok az düzeyde bir sorumluluk aldıklarını bildirmişlerdir. Söz konusu cevaba ilişkin hesaplanan aritmetik ortalama ise 3,4 olup, bu sonuç bayan işgörenlerin ortanın üzerinde (fazla-çok fazla) bir düzeyde sorumluluk aldıkları şeklinde yorumlanabilir. Sorumluluk verilme durumuyla ilgili olarak ise bayan işgörenlerin(N=208) %11,5’i çok fazla, %22,5’i fazla, %36,8’i orta, %18,7’si az, %10,0’ı çok az cevabını vermişlerdir. Yetki verilme imkanı şeklindeki bir soruya bayan işgörenlerin(N=207) %9,1’i çok fazla, %14,8’i fazla, %34,4’ü orta, %24,9’u az, %15,8’i ise çok az cevaplarını vermişlerdir. Bu cevaplara ilişkin aritmetik ortalama 2,8 olarak hesaplanmış olup bu sonucu ankete katılan verilen yetkinin “bayan işgörenler tarafından az bulunmaktadır” şeklinde yorumlanabilir.

Yine otel işletmelerindeki bayan işgörenlerin iş koşullarıyla ilgili olarak pek memnun olmadıkları ve az buldukları koşullar arasında; işle ilgili kararlarda görüşlerinin

(14)

alınma sıklığı(2,7), ücret düzeyleri(2,7), iş güvencesi yeterliliği(2,8), iş yükünde istikrar(2,9) ve işletmelerinde rotasyon uygulaması(2,5) hususları yer almaktadır.

3.3.3. GELECEĞE İLİŞKİN BEKLENTİLERE İLİŞKİN BULGULAR

Tablo-5: İşgörenlerin Geleceğe İlişkin Beklentiler İle İlgili Yargılara Verdikleri Cevapların Frekans-Yüzde Dağılımları Ve Aritmetik Ortalamaları

Geleceğe ilişkin beklenti Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum Toplam Ort.

F % F % F % F %

1. Şu an işimden memnunum. 28 13,4 46 22,0 135 64,6 209 100,0 2,51 2. İmkan bulursam değiştiririm. 84 40,2 47 22,5 77 36,8 208 99,5 1,97 3. Mecbur olduğum için çalışıyorum 1,00 103 2,00 28 3,00 77 208 99,5 1,88 4. Bu iş kesinlikle bana göre 45 21,5 2,00 73 3,00 90 208 99,5 2,22 5.Bu sektörde çalışabilmek için dış

görünüş önemli 35 16,7 21 10,0 152 72,7 208 99,5 2,56

6. Bu işte çalışıp, aile hayatı kurabilmek için eşinizin de bu sektörde olması gerekiyor

90 43,1 26 12,4 89 42,6 205 98,1 2,00 7. Evlenince bu mesleği sürdüremem. 105 50,2 46 22,0 54 25,8 205 98,1 1,75 8Toplumun bu sektörde çalışan

kadınlara bakışı olumsuz oluyor. 105 50,2 31 14,8 72 34,4 208 99,5 1,84 9. Kadın olmanın kariyer yapmada

engel olduğunu düşünüyorum. 136 65,1 35 16,7 31 14,8 204 97,6 1,5

Tablo-5’de otel işletmelerinde bayan işgörenlerin işleriyle ilgili olarak geleceğe ilişkin beklentilerinin neler olduğuna yönelik verilen yargılara katılım dereceleri yer almaktadır. Ankette geleceğe yönelik beklentiler başlığı altında verilen ilk yargı olan “şu an işimden memnunum” yargısına bayan işgörenlerin(N=209) %13,4’ü katılmıyorum cevabını verirken %64,6’sı katılıyorum cevabını vermişlerdir. Aynı yargıya bayan işgörenlerin %22,0’ı kararsızım cevabını vermişlerdir. Bu sonuca göre bayan işgörenlerin görüşlerinin çoğunluğu olumlu gibi gözükse de önemli bir çoğunluğunun da kararsızım (%22,0) cevabında yoğunlaşması onları bu cevaba yönelten faktörler üzerinde yoğunlaşılması hususunu ön plana çıkarmaktadır.

“İmkan bulursam işimi değiştiririm” yargısına bayan işgörenlerin(N=208) %40,2’si katılmıyorum, %22,5’i kararsızım, %36,8’i de katılıyorum cevabını vermişlerdir. Görüşlerinin büyük bir kısmının karasızım ve katılıyorum seçeneğinde yoğunlaşması(%69,3) bayan işgörenlerin gelecekte aynı iş yeri-kolunda çalışma düşünceleriyle ilgili olarak verecekleri karar açısından incelenmesi gereken bir husus

(15)

olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine aynı şekilde “mecbur olduğum için çalışıyorum” yargısına ilişkin bayan işgören görüşlerinin)N=208) yarıdan fazlası kararsızım (13,4) ve katılıyorum (36,8) seçeneğinde yoğunlaşması yukarıdaki yorumu destekleyici bir sonuç olarak algılanabilir.

“Bu iş kesinlikle bana göre” yargısına bayan işgörenlerin(N=208) sadece %21,5’i katılıyorum cevabı vermişlerdir. Söz konusu yargıya ilişkin hesaplanan aritmetik ortalamadan (1,88) da anlaşılacağı üzere bu sonuç, ankete cevap veren bayan işgörenlerin çoğunluğunun yaptıkları işin kendilerine göre olmadıkları görüşü taşıdıkları şeklinde yorumlanabilir.

“Bu sektörde çalışabilmek için dış görünüş önemli” yargısına bayan işgörenlerin(N=208) büyük bir çoğunluğu(%72,7) katılıyorum cevabını vermişlerdir. Bu sonuç, turizm sektöründe dış görünüşe önem verildiğine ilişkin, bizzat sektörün içerisinde çalışan bayan işgörenler tarafından da ortaya konulması açısından irdelenmesi gereken konular arasındadır.

“Bu işte çalışıp aile hayatı kurabilmek için eşinizin de bu sektörde çalışması gerekiyor” yargısına bayan işgörenlerin(N=205) %43,1’i katılmıyorum, %22,0’ı kararsızım, %25,8’i ise katılıyorum cevabını vermişlerdir. Yargıya ilişkin hesaplanan aritmetik ortama ise 2,00 olarak gerçekleşmiş olup bu sonuç, çok fazla olmamakla birlikte turizm sektöründe çalışan bayanların artık yaptıkları iş-meslekleri eşlerine kabul ettirebildikleri şeklinde yorumlanabilir.

Tablo-5’deki “evlenince bu mesleği sürdüremem”, toplumun bu sektörde çalışan kadınlara bakışı olumsuz oluyor”, kadın olmanın kariyer yapmada engel olduğunu düşünüyorum” şeklindeki 7.,8., ve 9. yargılara ilişkin bayan işgören görüşlerinin çoğunluğu katılmıyorum seçeneğinde yoğunlaşmaktadır. Bu sonuçlar, bayanların artık turizm sektöründe cinsiyet, evlilik veya işte kariyer yapma konularındaki ayrımcılığın yavaş yavaş azaldığı şeklinde yorumlanabilmekle birlikte aynı zamanda sektörde bu yöndeki gelişme sevindirici bir durum olarak kabul edilebilir.

(16)

3.4. KİŞİSEL PROBLEMLERE İLİŞKİN BULGULAR

Tablo-6: İşgörenlerin Karşılaştıkları Kişisel Problemlerle İlgili Sorulara İlişkin Verdikleri Cevapların Frekans ve Yüzde Dağılımları

Yaşanılan Sorunların Kaynağı F %

Sektörün Özelliği(Dinamik Bir yapıda Olması) 80 38,3

İşyerinin Özelliği (Monoton, sıkıcı vs.) 27 12,9

İşin özelliği (Durağan, Çok hareketli vs.) 52 24,9

Kadın olmak 30 14,4

Diğer(Stres,çalışma saatleri vs.) 12 5,7

TOPLAM 201 96,2

İş yerinde giydiğiniz kıyafetin nasıl olmasını istersiniz?

Pantolonlu takım 131 62,7

Kısa etekli takım 38 18,2

Uzun etekli takım 15 7,2

Diğer(serbest kıyafet, spor kıyafet vs.) 22 10,5

TOPLAM 206 98,6

İşinizin sizi en fazla zorlayan yönü hangisidir?

Özel günlerde çalışmak (yılbaşı, bayram vs.) 138 66,0

Vardiyalı çalışma 36 17,4

Diğer (tatilin az olması, çalışma ortamı, çalışma saatleri, hızlı tempoda

çalışmak, gece çalışmak vs.) 24 11,5

TOPLAM 198 94,7

Bu işletmede kadınların tacize uğradığı durumlar oluyor mu?

Evet 101 48,3

Hayır 106 50,7

TOPLAM 207 99,0

Taciz varsa genelde kim-kimlerden geliyor?

Yerli Müşteri 52 52,5 Yabancı Müşteri 14 14,1 Yöneticiler 4 2,00 İş Arkadaşları 22 22,2 Diğer (hepsi) 9 9,2 TOPLAM 101 100

Tablo-6’da otel işletmelerinde işgören olarak çalışan bayanların kişisel problemlerine yönelik ankette sorulan 6 soruya ilişkin vermiş oldukları cevapların yüzde ve frekans dağılımları yer almaktadır. Ankette kişisel problemlerle ilgili sorulan “yaşanılan sorunların kaynağı szice nedir?” şeklindeki bir soruya bayn işgörenlerin %38,3’ü sektörün özelliği(dinamik bir yapıda olması), %12,9’u iş yerinin özelliği(monoton-sıkıcı), %14,4’ü kadın olmak ve %5,7’si de diğer(stres, çalışma saatleri vs.) cevabını vermişlerdir.

“İş yerinizde giydiğiniz kıyafetin nasıl olmasını isterdiniz?” sorusuna bayan işgörenlerin en fazla düzeyde (%62,7) istekli oldukları kıyafet türü pantolonlu takım seçeneği olmuştur. Yine ynı soruya, bayan işgörenlerin %18,2’si kısa etekli takım, %7,2’si

(17)

uzun etekli takım ve %10,5’i de diğer (serbest, spor kıyafet vb) kıyafetler cevabını vermişlerdir.

“İşinizin sizi en fazla zorlayan yönü hangisidir?” sorusuna bayan işgörenlerin büyük bir çoğunluğu (%66,0) özel günlerde çalışmak(yılbaşı, bayram vb) cevabını verirken, %17,4’ü vardiyalı çalışmak, %11,5’i diğer (tatilin az olması, çalışma ortamı ve saatleri, hızlı tempoda çalışmak, gece çalışmak) cevabını vermişlerdir.

“Bu işletmede kadınların tacize uğradığı durumlar oluyor mu?” şeklindeki bir soruya ankete cevap veren bayan işgörenlerin(N=207) %48,3’ü evet cevabını verirken %51,7’si hayır cevabını vermişlerdir. Yarıdan az olmakla birlikte bayan ankete cevap veren bayan işgörenlerin %48,3’lük gibi bir kısmının işletmelrinde taciz olaylarının oduğunu dile getirmesi bu soruna ilişkin ciddi çalışmaların yapılması gerekliliğini ön plana çıkarmaktadır.

Otel işletmelerinde kadınların maruz kaldıkları tacizlerin olduğunu dile getiren(N=101) bayan işgörenlere sorulan “taciz varsa genelde kim-kimlerden geliyor?” sorusuna bayan işgörenlerin %52,5’i yerli müşteri, %14,1’i yabancı müşteri, %22,2’si iş arakdaşları, %2,0’ı yöneticiler, %9,2’si de hepsi şeklinde bir cevap vermişlerdir. Söz konusu bu sonuçlara göre ankete cevap veren ve işletmelerinde kadınlara taciz durumlarının olduğunu belirten bayan işgörenlerin; çoğunlukla yerli müşteriler ve iş arkadaşları tarafından taciz edilmeleri, geleneksel toplum yapımızdaki turizm sektöründe çalışan bayanlara bakış açısının olumsuzluğu hakkında fikir vermektedir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Günümüzde artık hemen hemen tüm sektörlerde çalışma alanı olarak kendine yer edinen bayanların, çalışma yerleri ile ilgili olarak yaşadıkları sorunların çözümüne yönelik yapılacak iyileştirmelerin büyük önemi vardır. Söz konusu bu faaliyetler, çalışanların ve nihayetinde de işletmenin verimi üzerinde olumlu etkisi olmakla beraber bu konuyla ilgili olarak yapılacak çalışmalarda bayanların durumu ayrı bir öncelik taşımaktadır. Çünkü ailesel bazda da önemli misyon ve görevleri yerine getiren bayanların bir de fiziksel bazdaki özellikleri, onlardan özellikle ağır çalışma şart ve ortamlarında istenilen verimin alınamamasında önemli ölçüde bir etkiye sahiptir. Bu bakımdan, sektörü ne olursa olsun

(18)

her türlü işletmede çalışan bayanların karşılaştıkları sorunların kaynağı iyi analiz edilmeli ve iş süreçlerinde bu husus dikkate alınmalıdır.

Yapısı itibarı ile işlerin büyük bir çoğunluğunun el emeği ve hizmete dayandığı turizm sektöründe çalışanların sorunları, çalışmada ortaya konduğu üzere çok ve çeşitli olmakla birlikte bu sorunların bayanlar açısından neler olduğunu saptayabilmek amacıyla yapılan bu araştırmadan çıkan sonuçlar; sorunların özellikle iş yükü ve çalışma sürelerinin fazlalığı, sorumluluk verilmesine karşın yetkinin azlığı, sendikal hakkın fazla yaygın olmadığı, hizmet içi eğitim olanağı yetersizlikleri, iş güvencesi, ücret, rotasyon uygulanma imkanı yetersizlikleri, taciz olayları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yine bayan işgörenlerin üzerinde durdukları sorunlar arasında; özel günlerde (yılbaşı, bayram vb) çalışma, tatilin az olması gibi hususlar da yer almaktadır. Bu konuya yönelik iş süreçlerinin iyi planlanarak oluşturulacak vardiya sisteminin işletmede çalışan herkesi belli tatil dönemlerinde dönüşümlü olarak faydalandırmak önerilebilir.

Otel işletmelerinde çalışan bayan işgörenlerin karşılaştıkları sorunları belirleyebilmek amacıyla yapılan ankete katılan bayan işgörenlerin yaklaşık%48,3’ünün işletmelerinde taciz olaylarının yapıldığını belirtmesi de bu sorunun çözümüne yönelik yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. Söz konusu tacizlerin büyük bir çoğunluğunun yerli müşteri veya iş arkadaşlarından gelmesi ise özellikle işletme bünyesinde hizmet içi, ülkesel düzeyde ise ahlak ve etiksel düzeyde çalışmalara ağırlık verilmesi gerekliliğini ön plana çıkarmaktadır.

Yine ankete katılan bayan işgörenlerin %62,2’sinin işlerini yerine getirirken kıyafet olarak, pantolonlu takım elbiseden yana tercih kullanmaları dikkate alınması gereken bir konudur. Çünkü genelde otel işletmelerindeki işlerin çoğunluğu müşterilerle diyalog veya hareketlilik gerektiren işler olduğu için bayanların rahat hareket edebilmesi açısından bu husus son derece önemlidir.

Otel işletmelerinde çalışan bayan işgörenlerin gelecekle ilgili beklentiler kapsamındaki “imkan bulursam işimi değiştiririm” yargısına ilişikn görüşlerinin büyük bir kısmının karasızım ve katılıyorum seçeneğinde yoğunlaşması(%69,3) bayan işgörenlerin gelecekte aynı iş yeri-kolunda çalışma düşünceleriyle ilgili olarak verecekleri karar açısından incelenmesi gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bakımdan

(19)

onların işyeri ve çalışma koşulları ile ilgili (imkan bulunursa iş değiştirme aşamasına kadar varan) olumsuz düşüncelere iten sebeplerin araştırılarak ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalara girişilmelidir.

KAYNAKÇA

Avrupa Birliği Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği., AB’de Uygulanan İstihdam ve Sosyal Politika, Ankara, 2000.

BAYRAKTAR, Meltem., “Bayanın Çalışma Durumu ve Tüketim Davranışları,” Standart Dergisi, Türk Standartları Enstitüsü Aylık Yayın Organı, Sayı: 403, Ankara, Temmuz 1995.

BENER, Özgün., “Kadınların Katkısından Yararlanamayan Ülkeler Kolay Gelişemiyor”, Standart Dergisi, Türk Standartları Enstitüsü Aylık Yayın Organı, Sayı: 460, Ankara, Nisan 2000.

ERDOĞAN,Harun.,Uluslararası Turizm,Uludağ Üniversitesi Yayınları, Bursa,1995.

EXPO TOURİSTİK.,“Türkiye Turizm Endüstrisinin Bu Yıl yaratacağı Talep 21 Milyar Dolar”, Dünya yayıncılık A.ş., İstanbul, 2001.

HABLEMİTOĞLU., Şengül; “İş ve Aile Sisteminin Dengelenmesinde Bayanların Part-Time Çalışma Olanakları,” “Verimlilik Dergisi”, Milli Prodüktivite Merkezi Yayını, Sayı: 1998/4, Ankara, 1998.

HOTEL DERGİSİ., “Turizm Çalışanları Genç, Dinamik ve Eğitimli,”Turistik Otelciler Birliği Yayın Organı, Sayı:2, Mart 1996.

http://www.turizmgazetesi.com/sayisal/o-iii.html.

İÇÖZ, Orhan, Metin KOZAK., Turizm Ekonomisi, Turhan Kitabevi, Ankara,1998.

KOZAK, Orhan, Meryem Akoğlan KOZAK, Metin KOZAK., Genel Turizm, Turhan Kitabevi, Ankara, 2000.

(20)

KOZAK, A.Meryem., “Konaklama Endüstrisinde KadınYöneticilerin Yönetsel Davranışları ve Etkinlik Algılamalarının Analizi”, Turizmde Seçme Makaleler 27, TUGEV, İstanbul, Ocak 1997.

KÖFTEOĞLU, Fehmi., “Türkiye ve Dünyada Seyahat Endüstrisi”, http://www.tusiad.org.tr/yayin/gorus/36/html/sec12.html

ÖZER, Yaprak., “İstihdamın Fotoğrafı Çekildi” “AB ile Bütünleşme Yolunda Türkiye’de İşgücü piyasası ve İstihdam Taslak Raporu; Türkiye İş Kurumu, 06/03/2003 http://www.insankaynaklari.com/CN/ContentBody.asp?BodyID=1037 Erişim: 22.03.03.

TURİZM BAKANLIĞI., “Turizm Endüstrisinde Çalışanların Profili”, Ankara, 1993.

TÜRKER, Nuray., Konaklama İşletmelerinde Cinsel Taciz Ve Cinsiyet Ayrımı, Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi, Yıl:8, Sayı:1-4, s.74. Haziran 1997.

WOODS, Robert H. Ve R.R. KAVANAUGH., “Gender Discrimination and Sexsual Harassment, The Cornel H.R.A Quarterly, XXXV,1:16-22, New York.

Şekil

Tablo -4: İşgörenlerin İş Koşulları İle İlgili Yargılara Verdikleri Cevapların Frekans-Yüzde Dağılımları Ve Aritmetik Ortalamaları

Referanslar

Benzer Belgeler

Yönetici hemşireleri adaletli davranan, ÖH’de çalışan hemşirelerin ‘’Hemşirelik İş Yaşamı Kalitesi Ölçeği’’ yöneticiler ile ilişkiler alt boyut puanı,

Molyer model için önce giyilecek yer, malzeme ve bunlara uygun olarak yüksek veya alçak ökçeli kalıp belirlenir.. Bu modelde alçak ökçeli bir

Solda kartona çizilmiş gamba sağdaki resimde ise kıvırma payı verilmiş ponteriz ile monte payında dış çizgisi gösterilmiş olarak sunulmaktadır.. Bağcık delikleri

Genel olarak genişletici kamu maliyesi tedbirlerinden vergi indirimleri, vergi ertelemeleri ve kamu harcama düzeyinin arttırılması anlaşılırken, daraltıcı tedbirleri ile

Lütfi Kırdar Kartal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği, İstanbul, Türkiye Anahtar sözcükler: Küçük hücreli akciğer kanseri, endobronşial ultrasonografi, tanı

Birçok eserler neşretmiş, zamanın en büyük ediplerde ahbablık etmiş ve galiba bizde antoloji şeklinde ilk eseri vücude getirmiş olan Mustafa Reşid’in

yazdığı ve halk şiirinin açık izleri görülen ilk eserlerini 1926 yılında Çağlayan Dergi­ sinde yayımlayan Sabahattin Ali, 1926 -. 1928 yılları arasında Servet - i

Çalış- mamızda tüm serimizdeki hastaların tanısı, MELD (Model for End-stage Liver Disease) skorlaması, yaş, cinsiyet, komplikasyon geli- şimi gibi