• Sonuç bulunamadı

İki makale vesilesile

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İki makale vesilesile"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/

İki makale vesilealle

P r o s p e r M é r i m é e ; C a r m e n ve C o l o m b a gibi yüzlerce fiahife iste­ meden bütün bir âlem canlandıran bü­ yük hikâyelerile meşhur olmuş bir Fransız edibidir ki, herkesin bildiği gibi aslen bir İspanyol kontunun kızı olan imperatoriçe Eugénie’yi çocukluğundan- beri tanırdı. Bu kadının Fransız tahtını işgal ettiği ikinci imparatorluk zama­ nında fazla itibar sahibi oldu, ve şöhre­ tinde, bu itibar ve intisabın da belki sanatı kadar tesiri bulunduğunu iddia mümkündür. Yani M é r i m é e bir edebiyat dahisi değildir ve muasırı olan meselâ bir V i c t o r H u g o ’nun yanında durunca, cüce demiyelım ama ufak kalır. Eğer P r o s p e r M é r i m é e olmasaydı Fransız edebiyatı yine aynı azametle görünür, sade büyük hikâye sahasındaki kıymetlerinden birine malik olmamış bulunurdu. Şahsen sevdiğim ve bilhassa hikâye edişteki tekniğini beğendiğim Mérimée’nin yerini böylece tesbit ettikten sonra, bir fransız gaze­ tesinde hakkında okuduğum bir maka­ leden bahsedeceğim. Le Temps’in 17 mayıs tarihli nüshasında, E m i l e H e n r i o t’un bir kitabiyatı var. Bu kita- biyat, M é r i m é e’nin bir ihtiyar İngiliz kızına İngilizce yazmış olduğu yüzü mütecavüz mektubun fransızcaya ter­ cüme edilip cilt halinde intişarı müna- sebetile yazılmış mektupların muhatabı olan kadın edibin gouvernante'ı imiş. (Gouvernante çocuk dadısı demek. Hal­ buki burada maksut bekâr adamın evinde bütün hizmetini gören ve evde uşak ve hizmetçi varsa onlara da emir ve nezaret eden kadındır. İngilizler buna House - Keeper diyorlarmış. Kâh­ ya kadın da pek değil. Tiirkçede bil­ mem ne demeli ? ) Zira imparatoriçe E u g é n i e’nin Ispanya’da bir müddet büyük bir rol oynamış olan annesine kadar birçok kadınlarla aşk macaraları geçirmiş olmakla beraber, M é r i m é e hiç evlenmemiş ve imparatoriçesinin 1*70 harbinin mağlubiyetile ıskatı sıra­ larında biraz da kederden ölümüne ka­ dar yanında hep bu İngiliz kadını bu­ lunmuş ve her işine bakmış. Kadın ihtiyar, kendinden de beş yaş büyükmüş. Fakat, M é r i m é e onu ta çocukluğun- danberi tanıdığı için> aralarında vaktile

(2)

7 <?3^

birşey geçüp geçmediği keyfiyeti Car­ men muharrirde meşgul olan muharrir­ lerin yıllardanberi mevzuubahs ettikleri bir mesele. Ve edebiyatın esas tarihinden çok ziyade bu teferruatını, Pttite histoi- re’ını seven H e ı ı r i o t makalesinde aynı bahse ehemmiyet ve ciddiyetle av­ det ediyor. Arada kısa bir macera bu­ lunmuş olduğu tezi hakkında deliller getiriyor, vesikalar zikrediyor. Edebiyat tarihinde bir dev azemetile yerde alma­ mış olan biri hakkında bu derin alâka, işin dedi kodu cazibesine bir yer ayırsak bile ne büyük ve güzel birşey ! Geçenlerde Peyami Safa “Cumhuriyet,, de çıkan bir makalesinde, yeni muharrir yetişmemesinden acı acı şikâyet ediyor­ du. Yeni muharrir yetişmemesindeki müteaddit âmillerden biri de, eskileri saran mutlak lakaydı ve nisyandır. Mu­ harrirlikten daha emin meslekler kar­ şısında insanı yazı hayatına sürükleye­ cek ve her cefasına rağmen o hayatta tutacak olan en kuvvetli âmillerden biri edebiyat hayatının dünkü simaları hak­ kında büyük bir alâkanın devam edüp gittiğini bugünkülerin görmeleri ola­ caktır. Halbuki, bizim edebiyatımızın irtifaına ve ehemmiyetine nazaran, 1870 de ölen M é r i m é e mevkiinde olanların, hatta daha büyüklerinin ölümlerinden altmış sekiz yıl sonraki nasipleri, kâh­ ya kadınlarına başka bir dilde yazmış oldukları mektupların tercüme ve haşi­ yelerle neşri değil fakat çoktan başla­ mış bir nisyan.. kalın, galiz, korkunç bir nisyandır. Birçok eserler neşretmiş, zamanın en büyük ediplerde ahbablık etmiş ve galiba bizde antoloji şeklinde ilk eseri vücude getirmiş olan Mustafa Reşid’in ölümü bir iki yıl evvelce mat­ buatımıza “ Mustafa Reşid namında biri odasında ölü olarak bulundu.,, tarzında aksetmedi mi ? Bilmem hangi vilâyetin hangi kazasında hangi nahiyeye müdür giden zatın resmini ve hal tercümesini basabilen gazetelerin Mustafa Reşid o derecedekilerin ölümlerini sükûtle kar­ şıladıkları sık sık vaki olmuyor mu ? Ve ölümleri bir gün için edebiyat tari­ hinin en büyük matemi şeklinde haber verilenler de ertesi günden itibaren unutuluvermiyorlar mı ? İşte yeni mu­ harrir ve edip bunun için de yetişmiyorl

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tercüman olarak kullanılan kah­ ve tiryakisi bir PolonyalI, Osmanlı Ordusu ndan ka­ çarak Avusturyalılar'a sığındı.. Kokuya dayanamayan bu zat, yanan çuvallardan bir

Çalışmaya, Ocak 2000-Ocak 2004 tarihleri arasında Fırat Üniversitesi Fırat Tıp Merkezi Kulak Burun Boğaz Kliniği’ne burun kanaması nedeniyle müracaat eden ve

B UNDAN bir ay kadar evvel İstanbul Posta Müdüriyeti lüt­ fen bana telefon ederek, Türkiye’de tiyatronun teessüsünün yüzüncü yıldönümü münasebetiyle

Çalışmalarında, her üç piyasanın getiri varyansı için genel bir yapısal değişimin olmadığı, piyasaların volatilitelerinin kendi gecikmeli volatilite değerleri

Sigara içen veya b›rakm›fl 40 yafl ve üzerindeki 444 olguda yap›lan araflt›rmada yafl, cins, sigara içimi, sigaraya bafllama yafl›, toplam sigara tüketimi (p/y) ile

Gerek Avrupa’nın başkentlerinde, gerek Ame­ rikanın çeşitli şehirlerinde belli başlı galeriler ve müzelerde düzenlenen sergiler sonucu, Batı dünyasında

Onun için ben burada bu­ gün son günlerde dil hususun­ da tesbit ettiğim bazı müşahede­ leri nakil ile iktifa edeceğim: Bilmem dikkat ettiniz mi seçim

Geçen yıl Muallâ Mukadder ile Celâl Şahin'e : «Yirminci yüz yılın en büyük aşkını gösterebilir misiniz ?» diye sormuşlar.. Aldıkları cevap : «Fazıla