• Sonuç bulunamadı

Dünya kitap fuarları ve Türkiye

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dünya kitap fuarları ve Türkiye"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA 15 AYIN KONUSU

Dünya Kitap Fuarları ve Türkiye

’ v ' A '/ * !

• T

ü r k i y e

,

k i t a p

FUARLARINDA

HENÜZ ALICI

OLMAKTAN SATICILIK

d ü z e y i n e

g e ç e m e d i

1977 Frankfurt Kitap Fuarında bir köşe

S

ÖYLENEN, yazılan parlak sloganlar

ne olursa olsun Uluslararası Moskova Kitap Fuarı'nın amacını belirleyen şu cümle bütün kitap fuarlarının en geçerli ilkesidir:

"Uluslararası Moskova Kitap Fuarı yayıncılara yeni fırsatlar sunmaktadır. İş ilişkilerini geliştirebilirler ve yeni kitap anlaşmaları yapabilirler."

Hiç kuşkusuz bu temel ilkeye yayınev­ lerinin dış alım ve dış satım konusundaki girişim lerini, bir edebiyat yapıtının çeşitli dillere çevrilmesi sorununu da eklemeli­ siniz.

Dünyada belli başlı kitap ve yayın fuarları şunlardır:Frankfurt (Almanya), Berlin (Almanya), Dakar (Senegal), Can- nes (Fransa), Brüksel (Belçika), Bologna (İtalya), Filistin (İsrail), Montreal (Ka­ nada), Nizza (Fransa), Varşova (Polonya), Moskova (SSCB).

Yukarıda adını andığımız fuarların önem sırasını da şöyle belirtebiliriz. Frankfurt, Bologna ve Moskova.

Frankfurt Kitap Fuarı dünyanın en büyük kitap fuarıdır, en büyük sözü gerek yüzölçümü, gerek yapılan anlaşmaların para hacmi bakımından geçerlidir. Bunu Bologna Kitap Fuarı izler; Bologna Fuarı’nın özelliği, yalnızca çocuk yayın­ larının sergilenmesidir. Moskova Kitap Fuarı ise iki yılda bir yapılmaktadır, kitabın yanısıra, plak, pul ve reprodüksi­ yonlar da sergide yeralır.

Fuarların niteliği, kapsamı üzerine bilgi

verdikten sonra bu fuarların Türk yayın yaşamı açısından bir değerlendirmesini de yapacağız.

Her yıl Ekim ayında yapılan ve bu yıl da 10 İle 15 ekim tarihleri arasında ger­ çekleştirilecek olan Frankfurt Kitap Fuarı’- nın sergi alanının yüzölçümü 70.000 met­ rekaredir. Geçen yıl dünyanın çeşitli yörelerinden 77 ülke katılmış ve 5.098 yayınevinin kitapları sergilonmiçtir. Frank­ furt Kitap Fuarı'nda ve diğer fuarlarda her yıl bir slogan atılır ortaya. Geçen yıl bu slogan "Çocuk ve Kitap"tı.

282.000 kitabın sergilendiği 1978 Frank­ furt Kitap Fuarı’nda 85.000 kitap ilk kez orada okuyucu önüne çıkarılmıştır.

Fuar’da her ülkeye bir bölüm ayrılmıştır ve o ülkenin yayınevleri toplu olarak orada sergilerler kitaplarını. *

Fuara girdiğinizde o güzel baskıh, içeriği de o oranda çekici kitaplar insana imrenilecek bir dünyanın özlemini yaratır­ lar. Ne var ki Türk yayınevleri pavyonunu gördüğünüzde bu durum değişiverir he­ men.

Geçen yıl Frankfurt Kitap Fuarı’na 16 Türk yayınevi katıldı. Ayrıca oradaki bir yayınevinin çağrılısı olarak da dört yazarımız Frankfurt'a gitmişlerdi: Fakjr Baykurt, Aziz Nesin, Adalet Ağaoğlu ve Kerim Korcan.

Fuar’a giden 16 yayınevinin sahip ve yöneticileri aynı acıyla dönüyorlardı Fuar'- dan. “ Biz satıcı değiliz, alıcıyız.” Dünyanın büyük yayınevleri kime kitap sattıklarını öğreniyorlardı. Evet fuar, Türk yayıncıları için sadece bir tanışma çayıydı. Copyright ajansları aracılığıyla alınır birçok kitaplar ülkemizde, çeviri romanların yöntemi

budur. Böyle olunca yabancı yayıncılar, yayınevi sahiplerini görerek meraklarını

“gıyabi"den "vicahi"ye çevirmiş oldular.

Kitapçılığın bir endüstri niteliği kazan­ madığı ülkemizin böyle uluslararası fuar­ larda adının anılması beklenmemeli. Çün­ kü oradan ancak kitap alabiliyoruz, çe­ viriyoruz. Ama ne yazık ki biz henüz onlara kitap satamıyoruz.

Özellikle büyük yayınevleri, büyük pazarlar kapabilmek için orada çeşitli “atraksiyonlar” yapıyor. Sözgelimi Mu- hammed A li’nin anılarını mı yayınladılar, alırlar onu fuarda dolaştırırlar, basın toplantısı yaparlar. Bir Latin Amerikalı yazarı mı tanıtmak, "lanse etmek" isti­ yorlar, o yıl fuarın konusunu "Latin

Amerikan Edebiyatı" olarak saptarlar.

Açıkçası reklâmı, sorun yoluyla, soruna dönüştürme yoluyla yaparlar.

Bu yıl fuarın Türk yayınevlerine ayrılan bölümün düzenlenmesini Kültür Bakanlığı yapacak. Yâlnızca stand düzenleme ve formaliteleri yerine getirmekle bir işlevin gerçekleşmeyeceğini bildiklerini umarız. Dileğimiz, Bakanlığın orada hiç olmazsa bir broşürle Türk yayınevlerini toplu olarak tanıtmalıdır. Yoksa bakanlığın, arada ol­ masının anlamı kalmaz.

Bu tür kitap fuarları bir gerçeği daha gösterir ziyaretçilere. Kitabın serüven­ lerinin yalnız basılmakla bitmediğini. Kitap için basılan afişleri, bir kitaba ayrılan reklâm fonunu, yazarın tanıtılması için yapılan girişimleri izlerseniz, Türk yazarları adına hayıflanmamanız mümkün değildir. Yazarın da kitabın da reklâm aracılığıyla ve kamuoyu oluşturularak satılabileceğini kitap fuarları ispatlamak­ tadır.

Türk edebiyatının, Türk yazarının dış pazarlarda alıcı bulması olanağı sağlana­ madıkça, girişimler Kültür ve Dışişleri Ba- kanlığı’nca ele alınmadıkça, kitap fuar­ larına katılmanın yararını açıklayabilene rastlanılamaz.

İkinci Uluslararası Moskova Kitap Fuarı da 4 ile 10 Eylül arasında açılıyor. Moskova Kitap Fuarı’nın 25.000 metrekare üzerinde kurulduğunu söylersek, Frankfurt Kitap Fuarı’nın üçte bir güçte old’ öıınu belirtmiş oluruz. Ne var ki r a Kitap Fuarı’nda yalnız kitap s' eyecek plak, reprodüksiyon, pı alacak. Moskova Kitap Fuarı’nır su y :ki sloganı şu: "Kitap Barışa ve ilerlemeye Hizmet

Eder."

1977 yılında yapılan Birinci U lu t' Moskova Kitap Fusrı’jıa 07 ülke ; yayınevi katılmış ve 100.000’e yakın sergilenmişti.

Sanırız Türkiye’n -iv.o \r - Fuarı’na k a tılm a sa «. ı/aui.'kci? yayıncılarına Türk ;e t n , ta ra r, „¡s; açısından bir işlevi de olauiliıdi. z

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

diğim on dakika içinde, Semra-Turgut Özal ilişkisi­ nin ve görüntüsünün son derece içten, sıcak ve ger­ çek olduğuna iyice emin olmuştum artık.. Şimdi ga­ zetelerde

Dersin Amacı Çeviri becerisini geliştirmek ve çeviri tekniklerini öğretmek.. Dersin Süresi 4

 Kültür endüstrisi ürünleri, hayattaki olumsuz faktörlerin, Kültür endüstrisi ürünleri, hayattaki olumsuz faktörlerin, doğal nedenlerle ya da şansa bağlı olarak

 Bilincin parçalılığı ve bilinçdışı arasındaki ilişkiler bize psişik parçalılığın toplumsal düzende herhangi bir politik direnme olanağını

İşte 60 Türk Romanı, bize Fethi Na­ ci’nin 1998’deki vurgulamalarını yansıt­ makla kalmıyor, aynı zamanda On Türk Romanı ile çıktığı bu yolda, yirmi yedi yıl

Hisarın igüney 'batısında ve bir küçük tepe üzerinde bulunan silindir şeklindeki büyük kule ise Zağanos Paşa taralından yaptırılmıştır.. Kapısının

Evliya Çelebinin Rumca ve Lâtinceye âşinâ olduğu ve hurafelerin çoğunu o diller­ deki kitaplardan almış olduğu zannedilmekte­ dir.» Evliya Çelebi

Rüyasında bu cami ikmal edi­ lirse onun da hayata göz yumacağı söylenmiş Paşa ertesi gü­ nü ne kadar usta ve amele varsa, hepsini savmış, yalnız