1 1
Frankfurt Okulu’nun Kuruluşu Frankfurt Okulu’nun Kuruluşu
■ ■ 3 Şubat 1923’de resmi olarak kurulan 3 Şubat 1923’de resmi olarak kurulan Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü ile
Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü ile başlar.
başlar.
■ ■ Kısa sürede Frankfurt Üniversitesi’ne Kısa sürede Frankfurt Üniversitesi’ne katılır.
katılır.
■ ■ Enstitü, Batı Marksizmi denilen Enstitü, Batı Marksizmi denilen
düşünce hareketinin bir parçası olarak düşünce hareketinin bir parçası olarak
gelişti.
gelişti.
Dönemin toplumsal/siyasal Dönemin toplumsal/siyasal
görünümü:
görünümü:
I. Dünya Savaşı’nın ardından Batı Avrupa’daki I. Dünya Savaşı’nın ardından Batı Avrupa’daki sol kanat işçi sınıfı hareketleri yenilmişti.
sol kanat işçi sınıfı hareketleri yenilmişti.
Almanya’daki kitlesel sol partiler, reformizme Almanya’daki kitlesel sol partiler, reformizme kayarak ya da Moskova’nın denetimindeki
kayarak ya da Moskova’nın denetimindeki hareketler olmaya yüz tutarak çökmeye hareketler olmaya yüz tutarak çökmeye
başladı.
başladı.
Rus Devrimi,Stalinizme dönüşerek yozlaşmaya Rus Devrimi,Stalinizme dönüşerek yozlaşmaya başladı.
başladı.
Faşizm ve Nazizm yükselmeye başladı. Faşizm ve Nazizm yükselmeye başladı.
33
Frankfurt Okulu:
Frankfurt Okulu:
Anti-Bolşevik bir radikalizm Anti-Bolşevik bir radikalizm
Eleştirel bir Marksizm Eleştirel bir Marksizm
Kapitalizme ve Sovyet Sosyalizmine Kapitalizme ve Sovyet Sosyalizmine düşmanlık ile ilişkilendirilebilir.
düşmanlık ile ilişkilendirilebilir.
Marksist kuramın Hegelci yeniden Marksist kuramın Hegelci yeniden
yorumlanması merkezi bir yer tutmuştur yorumlanması merkezi bir yer tutmuştur
Toplumsal gelişme için, ne kapitalizm ne Toplumsal gelişme için, ne kapitalizm ne de Sovyet sosyalizmi olmayan alternatif bir de Sovyet sosyalizmi olmayan alternatif bir
yol bulma olanağını canlı tutma arayışıdır.
yol bulma olanağını canlı tutma arayışıdır.
Frankfurt Okulu Eleştirel Kuramı Frankfurt Okulu Eleştirel Kuramı
Bir bütün oluşturmaz. Bir bütün oluşturmaz.
Bu ad altında gevşek biçimde toplanabilecek Bu ad altında gevşek biçimde toplanabilecek bir düşünce geleneğine işaret eder.
bir düşünce geleneğine işaret eder.
1933’de Almanya’dan sürgün edilen enstitü, 1933’de Almanya’dan sürgün edilen enstitü, kısa süre sonra Amerika’ya yerleşmiş ve
kısa süre sonra Amerika’ya yerleşmiş ve 1950’de Almanya’ya yeniden dönmüştür.
1950’de Almanya’ya yeniden dönmüştür.
Okul terimini de bu tarihten sonra Okul terimini de bu tarihten sonra kullanmaya başlamıştır.
kullanmaya başlamıştır.
55
Frankfurt Okulu düşünürleri:
Frankfurt Okulu düşünürleri:
Max Horkheimer:felsefeci, sosyolog Max Horkheimer:felsefeci, sosyolog
Theodor Adorno: felsefeci,sosyolog, müzikolog Theodor Adorno: felsefeci,sosyolog, müzikolog
Erich Fromm: psikanalist, sosyal psikolog Erich Fromm: psikanalist, sosyal psikolog
Herbert Marcuse: felsefeci Herbert Marcuse: felsefeci
Franz Neuman: siyaset bilimci Franz Neuman: siyaset bilimci
Leo Lowenthal: popüler kültür ve edebiyat Leo Lowenthal: popüler kültür ve edebiyat
Henryk Grossman: ekonomi politikçi Henryk Grossman: ekonomi politikçi
Friedrcih Pollock: iktisatçı Friedrcih Pollock: iktisatçı
Walter Benjamin: denemeci, edebiyat Walter Benjamin: denemeci, edebiyat eleştirmeni
eleştirmeni
Jurgen Habermas: felsefeci, sosyolog Jurgen Habermas: felsefeci, sosyolog
Enstitü üyelerinin ortak derdi:
Enstitü üyelerinin ortak derdi:
Tüm toplumsal pratiklerin tartışılmasında Tüm toplumsal pratiklerin tartışılmasında eleştirel bir bakış açısı geliştirerek;
eleştirel bir bakış açısı geliştirerek;
Asimetrik iktidar ilişkilerini gizlemeye ve Asimetrik iktidar ilişkilerini gizlemeye ve
meşrulaştırmaya çalışan ve gerçekliğin tahrif meşrulaştırmaya çalışan ve gerçekliğin tahrif
edilmiş yorumu olan ideoloji eleştirisiyle edilmiş yorumu olan ideoloji eleştirisiyle
uğraştılar.
uğraştılar.
Kant, Hegel, Marx, Weber, Freud ve Lukacs’ın Kant, Hegel, Marx, Weber, Freud ve Lukacs’ın çalışmalarının bazı yönlerini bir arada
çalışmalarının bazı yönlerini bir arada
kullanmışlar, senteze ulaşmaya çalışmışlardır.
kullanmışlar, senteze ulaşmaya çalışmışlardır.
Toplumun yeniden üretimi ve dönüştürülmesini Toplumun yeniden üretimi ve dönüştürülmesini olanaklı kılan koşullar; kültürün anlamı;birey- olanaklı kılan koşullar; kültürün anlamı;birey- toplum ve doğa arasındaki ilişkiye dair cevap toplum ve doğa arasındaki ilişkiye dair cevap
arayışı içinde olmuşlardır.
arayışı içinde olmuşlardır.
77
Marksizmle bağlantıları Marksizmle bağlantıları
Marksizmin Stalinist görünümüyle baskıcı bir ideoloji haline geldiğini Marksizmin Stalinist görünümüyle baskıcı bir ideoloji haline geldiğini saptamışlardır
saptamışlardır
Dolayısıyla Marksizmin, zorunlu olarak hakikatı açıklayan anahtar Dolayısıyla Marksizmin, zorunlu olarak hakikatı açıklayan anahtar konumunda olmadığını vurgulamışlardır.
konumunda olmadığını vurgulamışlardır.
Marks’ın ekonomi- politiğe yaptığı katkının önemini teslim Marks’ın ekonomi- politiğe yaptığı katkının önemini teslim etmişlerdir.
etmişlerdir.
Ancak bunun, günümüz toplumunu anlamada yetersiz bir temel Ancak bunun, günümüz toplumunu anlamada yetersiz bir temel oluşturduğunu düşünmüşlerdir.
oluşturduğunu düşünmüşlerdir.
Devletin giderek daha çok karmaşıklaşması, altyapı ve üstyapının Devletin giderek daha çok karmaşıklaşması, altyapı ve üstyapının artan kenetlenmesi, “kültür endüstrisi” nin yayılması, otoriterliğin artan kenetlenmesi, “kültür endüstrisi” nin yayılması, otoriterliğin gelişmesi vb… ekonomi politiğin diğer açıklayıcı çerçevelerle gelişmesi vb… ekonomi politiğin diğer açıklayıcı çerçevelerle birleştirilmesi gereğini işaret etmiştir.
birleştirilmesi gereğini işaret etmiştir.
Mülkiyet ve denetime dair sorunlar yanında, işbölümü, bürokrasi, Mülkiyet ve denetime dair sorunlar yanında, işbölümü, bürokrasi, kültür örüntüleri ve aile yapısına ilişkin sorular ortaya atarak eleştiri kültür örüntüleri ve aile yapısına ilişkin sorular ortaya atarak eleştiri alanını genişletmiştir.
alanını genişletmiştir.
Ekonomik ve siyasal olanın giderek daha çok bütünleştiğini Ekonomik ve siyasal olanın giderek daha çok bütünleştiğini saptadılar.
saptadılar.
Frankfurt Okulu öğretisi, proleteryasız Marksizm olarak Frankfurt Okulu öğretisi, proleteryasız Marksizm olarak
betimlenmektedir. Herhangi bir tarihsel/sosyolojik çözümlemeden betimlenmektedir. Herhangi bir tarihsel/sosyolojik çözümlemeden yola çıkarak değil, sağduyusal teorik bilgi ile bu sonuca
yola çıkarak değil, sağduyusal teorik bilgi ile bu sonuca varmaktadırlar.
varmaktadırlar.
Enstitüt tarihinde 4 ayrı dönem Enstitüt tarihinde 4 ayrı dönem
saptanabilir saptanabilir
1923-1933: 1923-1933: Tekil bir Marksist düşünce kavrayışının Tekil bir Marksist düşünce kavrayışının yönlendirmediği dönemdir.Yönetici Carl Grünberg, yönlendirmediği dönemdir.Yönetici Carl Grünberg,
“…materyalist tarih kavramının nesnesinin
“…materyalist tarih kavramının nesnesinin
soyutlamalar değil, gelişme süreçlerindeki verili soyutlamalar değil, gelişme süreçlerindeki verili
somut dünya” olduğunu ileri sürdü.
somut dünya” olduğunu ileri sürdü.
1933- 1950: 1933- 1950: Kuzey Amerika’daki sürgün dönemidir. Kuzey Amerika’daki sürgün dönemidir.
Yeni Hegelci eleştirel kuramın fikirlerinin açıkça Yeni Hegelci eleştirel kuramın fikirlerinin açıkça
ortaya konulduğu dönemdir. Horkheimer’ın ortaya konulduğu dönemdir. Horkheimer’ın
yöneticiliği ile birlikte başlamıştır bu yönelim.
yöneticiliği ile birlikte başlamıştır bu yönelim.
Felsefe ve psikanaliz merkezi bir yer edindi.
Felsefe ve psikanaliz merkezi bir yer edindi.
99
1950- 1970: 1950- 1970: Frankfurt’a dönmesiyle birlikte Frankfurt’a dönmesiyle birlikte enstitü, alman toplumsal düşüncesi üzerine enstitü, alman toplumsal düşüncesi üzerine önemli etki yaratmaya başladı. 1960’lardaki önemli etki yaratmaya başladı. 1960’lardaki öğrenci hareketiyle zirveye ulaşmıştır etkisi.
öğrenci hareketiyle zirveye ulaşmıştır etkisi.
Marcuse, başta gelen figür olarak öne çıkmıştır.
Marcuse, başta gelen figür olarak öne çıkmıştır.
Bu dönemde diğer Frankfurt Okulu üyeleri gibi, Bu dönemde diğer Frankfurt Okulu üyeleri gibi, Horkheimer da işçi sınıfının devrimci gizil
Horkheimer da işçi sınıfının devrimci gizil
gücüne eski inancını bütünüyle kaybettiğinden, gücüne eski inancını bütünüyle kaybettiğinden,
eleştirel kuramın toplumsal eleştiri temeli eleştirel kuramın toplumsal eleştiri temeli
zayıflamıştır.
zayıflamıştır.
1970 ve sonrası: 1970 ve sonrası: Okulun etkisi çökmeye yüz Okulun etkisi çökmeye yüz
tutmuş ve Horkheimer v e Adorno’nun ölmesiyle tutmuş ve Horkheimer v e Adorno’nun ölmesiyle
okul olmaktan çıkmıştır. Marksizmden de okul olmaktan çıkmıştır. Marksizmden de
kopmuştur. Habermas bu dönemin önemli kopmuştur. Habermas bu dönemin önemli
temsilcisidir.
temsilcisidir.
Enstitü’nün Temel Odakları Enstitü’nün Temel Odakları
Pozitivizm eleştirisi: Pozitivizm eleştirisi:
* Pozitivist felsefe, doğa incelemesiyle
* Pozitivist felsefe, doğa incelemesiyle
toplumsal incelemeyi eşitleyerek hata yapmıştır.
toplumsal incelemeyi eşitleyerek hata yapmıştır.
Böylelikle toplumsal sistemi değiştirme konusu Böylelikle toplumsal sistemi değiştirme konusu
rafa kalkmıştır.
rafa kalkmıştır.
* Dünyayı, deneyde dolaysızca verilmiş
* Dünyayı, deneyde dolaysızca verilmiş olarak algılayarak öz ve görünüş ayrımını olarak algılayarak öz ve görünüş ayrımını
ortadan kaldırmıştır.
ortadan kaldırmıştır.
* Olgu ve değer arasında ayrım yaparak,
* Olgu ve değer arasında ayrım yaparak, bilgiyi insan istemlerinden koparmıştır.
bilgiyi insan istemlerinden koparmıştır.
1111
Enstitü’nün Temel Odakları Enstitü’nün Temel Odakları
Aydınlanma Eleştirisi: Aydınlanma Eleştirisi: Akıl, pozitivist bilim Akıl, pozitivist bilim felsefesi yoluyla yok edilmiştir.
felsefesi yoluyla yok edilmiştir.
Yeni bir egemenlik biçimini “teknokratik Yeni bir egemenlik biçimini “teknokratik egemenliği” desteklemiştir.
egemenliği” desteklemiştir.
İnsan ve doğanın sömürülmesi, giderek artan İnsan ve doğanın sömürülmesi, giderek artan ölçüde bilimsel ve ussal bir zeminde
ölçüde bilimsel ve ussal bir zeminde sürdürülmektedir.
sürdürülmektedir.
Teknolojik ussallaşma ya da araçsal akıl, Teknolojik ussallaşma ya da araçsal akıl,
toplumsal yaşamı belirler hale gelmiştir ve buna
toplumsal yaşamı belirler hale gelmiştir ve buna
karşı çıkan herhangi bir güç de yoktur (Marcuse)
karşı çıkan herhangi bir güç de yoktur (Marcuse)
Enstitü’nün Temel Odakları Enstitü’nün Temel Odakları
Araçsal akıl, Araçsal akıl, önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda araçları verimli olarak kullanmayla ilgilenen ve bu yönde araçları verimli olarak kullanmayla ilgilenen ve bu yönde
seferber edilen akıldır.
seferber edilen akıldır.
İnsanlar da, varolan amaçların yerine getirilmesi için İnsanlar da, varolan amaçların yerine getirilmesi için araçlar haline gelmektedir.
araçlar haline gelmektedir.
Böylelikle toplum, artan ölçüde Böylelikle toplum, artan ölçüde rasyonelleşmektedir. rasyonelleşmektedir.
Yapılan işlerin gittikçe parçalanması ve mekanikleşmesi, Yapılan işlerin gittikçe parçalanması ve mekanikleşmesi, erkek ve kadın işçileri kendi emekleri üzerinde düşünme erkek ve kadın işçileri kendi emekleri üzerinde düşünme
ve örgütlenme şansından yoksun bırakmaktadır.
ve örgütlenme şansından yoksun bırakmaktadır.
Sınıfsal deneyim, zayıflamaktadır. Sınıfsal deneyim, zayıflamaktadır.
Mesleklerin çoğu yalıtılmış ve atomize olmuştur. Mesleklerin çoğu yalıtılmış ve atomize olmuştur.
Toplumsal yaşamın giderek daha çok alanı, salt meta Toplumsal yaşamın giderek daha çok alanı, salt meta özellikleri kazanmaya başladıkça
özellikleri kazanmaya başladıkça şeyleşme şeyleşme artmakta ve artmakta ve toplumsal ilişkiler daha az anlaşılır hale gelmektedir.
toplumsal ilişkiler daha az anlaşılır hale gelmektedir.
1313
Enstitü’nün Temel Odakları Enstitü’nün Temel Odakları
Kültür Endüstrisi: Kültür Endüstrisi: Tekellerin egemenliği altında Tekellerin egemenliği altında bütün kitle kültürü özdeştir.
bütün kitle kültürü özdeştir.
Kültür endüstrisi ve reklamcılık, insanların Kültür endüstrisi ve reklamcılık, insanların yönlendirilmesi için bir işlem haline gelmiştir.
yönlendirilmesi için bir işlem haline gelmiştir.
Kültürün kendisi bir endüstri ve kültürel varlıkların Kültürün kendisi bir endüstri ve kültürel varlıkların çoğu da metalar haline gelmiştir.
çoğu da metalar haline gelmiştir.
Endüstri, kültürel yapıntıların “standartlaşması”, “ Endüstri, kültürel yapıntıların “standartlaşması”, “ sözde bireyselleşme”, ya da farklılıkların
sözde bireyselleşme”, ya da farklılıkların marjinalleşmesi ile bu ürünlerin tanıtma ve marjinalleşmesi ile bu ürünlerin tanıtma ve
dağıtım tekniklerinin rasyonelleşmesi demektir.
dağıtım tekniklerinin rasyonelleşmesi demektir.
Kültür endüstrisi, Kültür endüstrisi, sanatsal biçimin bütünselliğine sanatsal biçimin bütünselliğine önem vermez, yaratılacak etkinin hakimiyeti ile önem vermez, yaratılacak etkinin hakimiyeti ile
ilgilenir.
ilgilenir.
Kültür Endüstrisinin, Kültür Endüstrisinin,
Amacı, gündelik hayatın sorumluluk ve ağır, sıkıcı Amacı, gündelik hayatın sorumluluk ve ağır, sıkıcı
işlerinden geçici bir kaçış sağlayarak, oyalanma ve zihinsel işlerinden geçici bir kaçış sağlayarak, oyalanma ve zihinsel uzaklaşma yaratmaktır.
uzaklaşma yaratmaktır.
Ancak sunduğu kaçış, hakiki değildir. Çünkü bu Ancak sunduğu kaçış, hakiki değildir. Çünkü bu endüstrinin sağladığı dinlenme, insanları yalnızca endüstrinin sağladığı dinlenme, insanları yalnızca yaşamlarındaki temel baskılardan uzaklaştırmaya ve yaşamlarındaki temel baskılardan uzaklaştırmaya ve çalışma azimlerini yeniden üretmeye hizmet eder.
çalışma azimlerini yeniden üretmeye hizmet eder.
Adorno, televizyon, sanat, popüler müzik ve astroloji Adorno, televizyon, sanat, popüler müzik ve astroloji
çözümlemelerinde, kültür endüstrisi ürünlerinin, insanların çözümlemelerinde, kültür endüstrisi ürünlerinin, insanların kaçındıkları dünyanın yapısını kopyalayarak
kaçındıkları dünyanın yapısını kopyalayarak güçlendirdiğini gösterir.
güçlendirdiğini gösterir.
Kültür endüstrisi ürünleri, hayattaki olumsuz faktörlerin, Kültür endüstrisi ürünleri, hayattaki olumsuz faktörlerin, doğal nedenlerle ya da şansa bağlı olarak ortaya çıktığı doğal nedenlerle ya da şansa bağlı olarak ortaya çıktığı inancını; ve böylelikle de bir tür kadercilik, bağımlılık ve inancını; ve böylelikle de bir tür kadercilik, bağımlılık ve yükümlülük anlayışını güçlendirir.
yükümlülük anlayışını güçlendirir.
Bu haliyle de, varolan düzen için bir “toplumsal sıva” üretir. Bu haliyle de, varolan düzen için bir “toplumsal sıva” üretir.
Kültür endüstrisi, boş zaman etkinliklerini de denetler. Kültür endüstrisi, boş zaman etkinliklerini de denetler.
1515
Adorno’ya göre kültür endüstrisi:
Adorno’ya göre kültür endüstrisi:
Kendisi için karar verme bilincine sahip, Kendisi için karar verme bilincine sahip, özerk, bağımsız bireylerin, tarihin öznesi özerk, bağımsız bireylerin, tarihin öznesi
olacak bireylerin gelişmelerini olacak bireylerin gelişmelerini
engellemektedir.
engellemektedir.
“ “ Otoriteryen kişilik” dediği yeni insan tipi, Otoriteryen kişilik” dediği yeni insan tipi, kitle kültürü ürünlerinin tüketicileridir.
kitle kültürü ürünlerinin tüketicileridir.
Otoriteryen kişilikteki içsel çelişkiler ve Otoriteryen kişilikteki içsel çelişkiler ve psikolojik dengesizlik, tutarsızlık vb…
psikolojik dengesizlik, tutarsızlık vb…
popüler kültür ürünlerindeki sorun popüler kültür ürünlerindeki sorun
çıkarmayan, klişeleşmiş kişiliklerin sunumu çıkarmayan, klişeleşmiş kişiliklerin sunumu
izlenerek rahatlığa kavuşmaktadır.
izlenerek rahatlığa kavuşmaktadır.
Adorno’ya göre:
Adorno’ya göre:
20.yy’ın popüler kültürü (önceki çağın popüler 20.yy’ın popüler kültürü (önceki çağın popüler
kültüründen farklı olarak) gerçekçi gibi görünmek kültüründen farklı olarak) gerçekçi gibi görünmek
zorundadır; kitlelerin beklentilerini sınırlayan zorundadır; kitlelerin beklentilerini sınırlayan
içsel engeller, yoğun düşünce, entelektüel çaba, içsel engeller, yoğun düşünce, entelektüel çaba,
bilgelik sürekli en aza indirgenmektedir.
bilgelik sürekli en aza indirgenmektedir.
Televizyon programlarındaki temel eğilim, Televizyon programlarındaki temel eğilim,
izleyicinin tepkisini yönlendirmek olduğundan, izleyicinin tepkisini yönlendirmek olduğundan, yapılan iş, izleyicinin “entelektüel edilginliğini”
yapılan iş, izleyicinin “entelektüel edilginliğini”
sağlamaktır.
sağlamaktır.