• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Sarayın bir cevabı:Eslafınız gibi konağınızda oturunuz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Sarayın bir cevabı:Eslafınız gibi konağınızda oturunuz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sahife 8 A K Ş A M

SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ

Yazan: SÜLEYMAN KÂNI İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No. 470

Sarayın bir cevabı: Eslafınız gibi

konağınızda oturunuz..

(K ullarını bethahlarım ın iftira-Kâmil paşanın infisalinden son­

ra hariçle ihtilâtm ı m en için otur­ duğu konağın etrafın a konulan abluka çok devam etmedi*

F ak at A bdurrahm an paşa gibi onun d a b ir valilikle taşraya gön­ derilmesi tasavvuru m eydana çık­ tı. M uhaliflerinin A bdülham ide ju rn allar vererek aleyhinde ilka- attan hali kalm adıklarını öğre­ nen Kâmil paşa bundan padişaha şu yolda şikâyette bulundu:

(H akkım da padişaha sahte ju r­ n allar veriliyor; velinimetim ra­ hatsız ediliyor; kalbi hüm ayunun istirahati bence m ültezem dir; bu uğurda h er türlü m ihnet ve me- şekkate taham m ül ederim. Fitne ve fesad erbabının böyle sahte ju m allarm d an vareste kalm ak için ya sarayın bir köşesinde b an a bir oda tahsis olunsun; yahut A kkâ sancağındaki çiftliğim e çekilerek ziraatle meşgul olmama m üsaade edişin.)

M abeyinden aldığı cevabda

(17 safer 1903) kendisine şöyle deniliyordu:

(H akkınızda padişaha jurnal tekdim i vaki olm am ıştır; yalnız

taallûkatm ızdan birinin bağına

nakledeceğiniz gene m üteallikatı- nızdan biri tarafın d an padişahm kulağına isal edildi! Bu hakkı­ nızda bazı iftiralara m ahal verebi­ lir; m adem ki velinimetimizin kalben istirahati sizce de mülte­ zem dir; böyle uzak yerlere git­ m ekten ferağ at ediniz; eslâfınız

gibi konağınızda oturunuz. Bu

padişahım ızın m ahzuziyetini mu- cib olur. Sarayda bulunanlar bi­ re r m em uriyetle m ükelleftir Bir de iradei seniye ile celbedilenler, ya­ hut hakipayi hüm ayununa hizm et ve ubudiyet için gelenler var ki b u n lar d a sarayca taltif ve ikra­ m a m azhar olurlar. Sarayda baş­ k a suretle kimsenin bulunm asına im kân yoktur. A kkâda çiftliği­ nizde ziraaatle meşgul olmanız ancak m eyusiyette ileri gelebilir. Şevketm eab efendim iz bu yese se- beb ve m ahal bulamıyor.

Z atı sam inizce padişahım ızın rızasına m uvafık olmıyan b ir şey yarsa o da şudur:

Divanı ahkâm ı adliyenin teşki­ linden sonra hiç b ir tara fta n m ah­ kem elere m üdahale olunmaması h akkında kaç kere iradeler sadir olmuştur. Z atı âliniz ise nasılsa sehven bunun hilâfına hareket

ettiniz. Maliye meclis kâtible-

rinden Hüseyin Hüsnü imzalı olup zatı şahanece malûm olan bir ta­ rafta n tertib olunan arzuhali havi olacağı gizli yıaksadı anlıyamıya- rak sehven evkaf nezaretine ha­ vale ettiniz; gayet m ürettep ve en trik ah b ir davaya m üteallik olan bu arzuhali ikinci defa da m eşihate gönderdiniz; bu suretle şeyhülislâm kapısını davanın n i­ yetine icbar eder gibi oldunuz! Bu m uam elenin iradelere m uhalif dü­ şeceğine vukufunuz tabiî iken na­ sılsa bunda m üsam aha ettiniz; bu da rızayı âliye m ugayir oldu!)

Bunun üzerine Kâmil paşa da

tasavvurlarını, heraketini izah

m ecburiyetinde kaldı:

larm d an m uhafaza için evimde oturm ağa m üsaade olunmasına şükrederim ! On beş gündenberi m idece rahatsız idim ; teneffüs için Erenköyünde oğlumun yazı geçirm ekte olduğu köşke bir gün sabahleyin gidip akşam dönmek, nihayet o rad a b ir gece kalm ak tasavvurunda idim. İradei seniye- ye im tisalen bundan da vazgeç­ tim!

S adaretten tebdilim ile garaz- k ârların m aksadları hasıl olmuş­ tur. A ncak padişahım ızın da mü­ lâhaza ettiği veçhile b ir m üddet bunların iftiralarından, takible- rinden kurtulam ıyacağım bana bedihi görünüyordu. Memuriye­ tim esnasında devletin bir takım düşm anlarım üstüm e almıştım. İstirham larım b ir m üddet nefsimi bunlardan m uhafaza için kendi­ me emin bir yer düşünm ekten ile­ ri gelmiştir.

Hüseyin Hüsnü efendi mesele­ sine d air olan ifadeyi teessüfle m ütalâa ettim. Öyle b ir dava ta­ h a ttu r etmiyorum. Bu m addenin nasıl cereyan ettiğine vukufum ol­ m adığı için Babıâli evrak kale­ m inden m uam eleyi anlam ak iste­ dim ; kayıt defterleri saraya cel-

bolunduğu haberini aldım ; hiç

b ir m alûm at elde edemedim. An­

cak memuriyetim m üddetinde

ben hiç bİT mahkemeye ne tahri­ ren, ne şifahen m üdahale etme­ dim.

Babıâliye verilen arzuhaller ek­ seriya m üsteşarlar tarafın d an mü­ talâa olunur, m ühim leri sadaret

m akam ına verilir. C arî işlerin

tezkereleri yazılır, imza esnasında sadrazam yalnız hülâsalarını gö­ rür.

H er gün verilen arzuhaller maz- ru fen veya b ir tezkere ile ait olacağı daireye gönderilir.

Şeran mesmu olmıyan, yahut iradei seniye ile rüyeti memnu olan bir dava olacağı halde bunun

reddi m ahkem enin vazifesidir.

B en böyle hukuka diair dikkati celbedecek bir arzuhali görme­

dim. haşa, süm m ehaşa; gûya

h al’ m aksadile öyle b ir dava ter­ tib olunduğu, gûya bu âciz de b unda zim edhal olduğum m eyda­ n a çfkarak vükelânın tebeddülü bundan ileri geldiği Istanbulca şa­ yi olmuştur. Bu şaniadan ibaret havadis A vrupaca d a neşir ve ilân

olundu. H attâ bu bap tak i gizli

noktaları keşfeden b ir şeyhin mü­

k â fa tı seniyeye nail olacağı da

gazetelerde görüldü; vükelâ te­

beddülü eshabını tehiye eden

E bulhüda efendi olacağı b ir F ran ­ sız gazetesinde okundu. Mabeyni hüm ayunda bu yolda bazı tahki­ k a t cereyan eylediği de işitildi.

Bir ibareye iki türlü m âna ver­ m ek müşkül b ir şey değildir. En-

trikalı denilen aruzal de mü-

retteb ise bunun vükelâ tebeddü­ lünü vukua getirm ek istiyenler ta ­ rafın d an tasni edilmiş olması lâ­ zım gelir.

H al’ vukuu ihtim ali olmıyan

bir keyfiyettir. Kimsenin h atırı­ na gelmiyen, asıl ve esastan âri

olan böyle b ir ercüfenin şuyuu bile m usibeti davet eder. H al’ m utlaka asker kuvvetinin vesata- tine m utevekkıftir. Padişahım ız askerin umum kum andanıdır. Bu nasıl icra edilebilir?

Farzedelim ki b ir veliaht ken­ di h ayatında tah t ve taca nail olmak arzusunda bulunsun. Bir in­ sanın icrasına kudreti olm adığı bir arzuya vasıl olması, tedbir ile A llahın takdirini bozması müm­ kün m üdür? Padişahım ızın d a bir çok arzuları var; bunların hepsi olabilir mi?

Böyle zihinleri tahdiş eder il- k aat ile padişahın efkârını iştiga­

le, saltanat nüfuzunu kendi

garazlarının istihsali yolunda kul­ lanm ağa çalışan hile ve fesad er­ babının teşebbüslerinden hasıl olacak z arar devlet ve millete raci olur. A llah padişahım ızı ha­ tad an ve tehlikeden saklasın!)

A llah padişahı bundan sonra ' da h a ta d an saklam adı! Kâm il paşa da dört buçuk sene m azul kaldi.

(Devam ver)

Radyo

20 Nisan Cumartesi

İstanbul, 17,30 İnkılâb dersi-Ü niver- siteden nakil- M anisa saylavı H ikm et,

18.30 Jim nastik- B ayan A z a d e T arcan , 18.50 I navyata o p e ra * (İkinci p e r d e ), 19.30 H aberler, 19,40 E şref Ş e f i (S p o r), 20 Ü niversite n am ın a k o n fe­ rans, 2 0 ,3 0 D em ir caz, 21,15 Son lıa- b erler-B orsalar, 2 1 ,3 0 B ayan B edriye T üzün (Ş an tü rk ee sözlü) v e rad y o caz v e T an g o orkestraları.

V a rşo v a, 1 345 m . 18,30 P lâk, 20, 05 Sözler, 2 0 ,3 0 Piyano konseri, 21. 45 W ag n erin p lâk ların d an , 22 O rkee- tra , birliğiyle solist konseri, 2 3 ,1 5 Şen yayım , 23,_45 Plâk.

B ükreş, 364 m. 1 3 - 15 G ü n d ü z plâk yayım ı, 1 8 A sk er m uzıkası - duyum lar, 19^45 K onserin devam ı, 2 0 ,2 0 Plâk, 2 1 ,1 0 K oro konseri, 2 2 ,3 0 Sözler, duy u m lar, 23 ,1 5 H afif m u sik i

Leipzig, 382 m . 19,30 P lâk, 20 Mü- n ih ten : (B ra u n a n ) a d lı yayım , 21 L e­ ipzig o p erasm dan, W ag«erin.

B udap eşte, 550 m . (F lieg en d e H ol- la e n d e r) a d lı opera, 23,45 D ans musi­ kisi, 18,30 P iyano 'birliğiyle ra d y o or­ kestrası, 19,30 Sözler, 20 Küdee çan­ ları, 2 0 ,1 0 K o nservatu v a rd a n n ak len O rg konseri, 2 3 ,1 5 Ç igan musikisi, 24 S alon musikisi.

F ra n k fu rt, 252 m . 2 0 M ünibten n a­ kil, 21,15 F ra n k fu rt o p e ra sın d a n Euge- ne d ’A lb ertin (T ie fla n d ) operası, 23, 45 D uyum lar, 24 Plâk.

B elgrad, 4 3 7 m . 2 0 R ek lâm lar, - P lâk, 2 0 ,3 0 U lusal yayım , 21 M u si kili ra d y o piyesi, 2 3 .2 0 D ans p lâ k la n , 24 K onser nakk.

M ünih, 405 m . 19,30 E v m usiki», 19.50 M uhtelif, 20 G ençlere hitap, 20, 10 (F lü h ler v e h alk a d lı yayım , 2 1 ,1 0 F ü h rerin m em lek etin d en m an za rala r, 22 R a d y o orkestrası, 2 3 ,3 0 G ece kon­ seri, (Ş a rk ıla r).

21 Nisan P azar

İstan b u l, 17,30 İnkılâb dersi- Ü niver­ sited en nakil- M anisa saylavı H ikm et, 18.30 Jim nastik - B ay an A z a d e T a r ­ can, 18,50 M uhtelif p lâk lar, 19,30 H a­ berler, 19,40 B ayan R iâa M ah m u t

(Ş a n ) piyano refakatile, 20 Z ira a t b a ­ kanlığı n am m a kon feran s, 2 0 ,3 0 K oro M ayistro G o ld e n b e rg id aresinde, 21 Ba­ yan Kâzım. (K e m an so lo ) 2 1 ,1 5 Son h a b e rle r - Borsalıar, 2 1 ,3 0 R ad y o caz v e tan g o ork estraları v e b a y Ç andireı

(Ş a n ) bürkee sözlü.

I

AKBA mOesseseleri

Ankaranm modern türkçe fransızca ve ecnebi lisanlarda I kitap, gazete, mecmua, fotoğraf | levazımı ve modellerini temin

eder. ı

Merkezi: Maarif vökâletl karşısın­ da telefon 8377

Şubesi: Samanpaz&nnda

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Ön sahne elemanlarının bu değişkenliği, sah­ ne mekanik ve elektrik tesisatı ile bir­ likte, büyük opera ve müzikal tiyatro kü­ çük ve büyük tiyatro,

Konu ile ilgili olarak Türkiye’de yapılan çalış- malarda SYBD ölçeği puanı; hemşirelik yüksek okulu öğren- cilerinde 122.0±17.2 (8), bir grup sağlık yüksek okulu

Şu halde Türk dilinin tetkiki ve zen­ ginleştirilmesi mevzuları üzerinde ehemmiyetle uğraşıldığı bir sırada, bu memleketin en çalışkan bir şahsiyeti

2 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, Türkiye 3 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi,

Hasta Onayı: Çalışmamıza dahil edilen tüm hastalardan bilgilendirilmiş onam formu alınmıştır, Konsept: Gülcan Saylam Kurtipek, Arzu Ataseven, İlknur Küçükosmanoğlu,

Sultan Abdülmecit zamanında senelerle (1259-1264) serkurenalık etmiş bulunan Hamdi beyin - Ham- di paşa - Esbak dahiliye nazırı Memduh paşaya naklettiğine göre: Sultan

Iş öyle popüler bir hale geldi ki, 15 yaşında hiç emek vermeden baba parasıyla çok pahalı aletler edinip ben moda fotoğ­ rafçısı olmak istiyorum diye ortaya