• Sonuç bulunamadı

Geçmişe bakmak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geçmişe bakmak"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

- 7 L

10 M A R T 1985

POLİTİKA VE ÖTESİ

MEHMET) KEMAL

Geçmişe Bakmak

Mücap Ofluoğlu’nun ‘Bir Avuç Alkış’vblr aktörün kırk yılı aş­ kın sanat çekişmesini gelmişi, geçmişi ve geleceği ile yansı­ tır. İşe alaylı, tutamaksız başladın mı, şairlik, yazarlık, gazete­ cilik gibi aktörlük de zorlu aşamalardan aşıyor. Bir dönemin aktörlerinin yaşamı hep birbirine benzer. Avni Dilligil, Cahit Ir­ gat, Salih Tozan, Mücap Ofluoğlu, daha adını şimdi anımsa- yamadığım bir çokları... Genç yaşta ölenleri ise hem üne ka- vuşamadan, hem kendilerini tanıtamadan gittiler. Kimisi de da­ yanamadı, tiyatroyu bırakıp başka uğraş dallarına sarıldı.

Mücap, kitabında sadece tiyatro serüvenini değil, bohem ya­ şantısını da dökmüş. Ömrü hep İstanbul’da geçtiği için 1940’dan bu yana İstanbul’un bütün bohem yaşamı kitabın sa­ tırları arasına sığışmış. Toplumda önemli yer etmiş kişilerle olan dostluklarını bolca yazmış. Bakıyorum, Amerikan Bar içkicile- rinden hiçbirini geride komamış. Lambo’dan başlayan yoksul, parasız, kimsesiz sanatçıların uğrağı olan yerler, biraz yukarı­ dan alarak, sırasıyla yazılmış.

İki kez Devlet Tiyatrosu sınavlarına girip, ikisini de yitirdik­ ten sonra, gözü gene de tiyatroda olan bir gencin yaşam öy­ küsüdür. İçinde neler yoktur. Hayvan Borsası’ndaki memurluk­ tan, Marko Paşa dergisi sorumluluğuna, tulûat tiyatrolarından, şovmenliğe değin uzanan bir zincirin halkaları. Bu arada tiyat­ ronun yanında şiir de vardır. Zaten o dönemde kim şair değil­ dir? Ya şiir yazar, ya şiir okur. Bohemliğin yanı sıra her yörede dolanan şiirdir. Gerilere de gitmezler, çağdaşlarının şiirini okur­ lar. Şiirleri birbiri için yazıyor gibidirler. Mücap’ın bütün anıla­ rını içeren kitabın dört bir yanı onun için kopuk kopuk dizeler­ le süslüdür. Herkesle anısını yazmış. Benimle olan bir bölüm vardır. Buraya almak isterim. Şöyle başlıyor:

Bir Ankara gezimi anlatayım. Oda Tiyatrosu'hda mevsimi kapatıp ilişiğimi kestikten sonraydı, Ankara’ya Mehmed Kemal'e bir mektup yazıp, —Mehmed Kemal o ara Yeni İstanbul gaze­ tesinin Ankara Bürosu’nda çalışıyordu— Cahit Irgat’la oynadı­ ğımız ‘Erkeklerin Gecesi’ oyununu Ankara’da uygun bir yerde, örneğin Sanatseverler Derneği'nde sahneleyebilir miyiz, sen bir araştırıver demiştim. Kemal de, ‘Kalk gel, birlikte araştıralım’ di­ yordu. Sık sık beraber olduğumuz Fahir Aksoy'la sözleşip, —Fahir sigortacılık yaptığı için İstanbul, Ankara dolaşırdıAn­ kara’ya gittik. Bir hafta kadar Ankara’da kaldık. Daha çok ak­ şamları Mehmed Kemal, Fahir Aksoy, rahmetli Trabzonlu Kazım, Fikret Adil (İş Bankası merkezindeydi), Fikret Otyam, Şahap Sıtkı, Fethi Giray bir araya gelip içkili yemeklerde uzun söyleşilere da­ lıyorduk. Oyun için araştırmalarımız bir sonuç vermedi! Eh, ne yapalım, dedik, dostlarla geçen günlerle yetindik.

Ankara’da bulunduğumuz günler içindeydi. Bir öğle üzeri Fikret Adil, Mehmed Kemal, Kızılay’da yemek yiyip, bir iki kadeh de içelim, ama nerede diye dolaşırken, Haşan Âli Yücel üstada ras- lamıştık. Ben üstadı yakından tanımıyordum, Fikret beni tanış­ tırdı. Haşan Âli Bey de o kül yutmaz, babacan, çelebi haliyle bana tebessüm ederek, ‘Yeditepe dergisinde şiirini okudum, bana bak Oflu, öyle of, mof diye oflama, şu halimize bak, he­ pimiz oflayıp duruyoruz.’ demişti. Fikret Adil bizimle yemeğe gel­ mesi için ricada bulununca da, Ah, çocuklar, ne kadar çok is­ terdim, ama ne yazık ki, bir yere söz verdim.’ deyip yanımız­ dan ayrıldı.”

Benim aklımda ise bu tanışma şöyle yer alıyor. Fikret Adil, Mücap’ı Haşan Âli’ye tanıtınca, üstat:

“Sizinle akrabayız," dedi.

Mücap biraz şaşırarak, "Siz de mi Karadenizlisiniz?" diye sordu.

“Hayır,” dedi Haşan Âli Yücel, çevredeki kalabalığı göstere­ rek, "Baksanıza hepimiz burnumuzdan soluyoruz, hepimiz Of­ luyuz."

Gülüşüldü. Mücap Ofluoğlu’nun kitabında bir aktörün ba­ samak basamak hangi merdivenleri tırmanarak, hangi yerle­ re geldiği açıkça gözlemleniyor. Burukça bir solculuktan, ser­ mayeci çevrelerine değin uzanan bir çizgi gelişiyor. Yurt dışı gezileri, elçilerle dostluklar, karşılıklı davetler... Kitap bu açı­ dan da çok ilgi çekicidir. Geçmişteki anılar, başından sonuna doğru, her zaman herkes için güzel değildir. Ama Mücap kıvırmış...

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kcmalc^in Kamu, bunu belirtirken âdeta bir Siyasî pakl‘an bahsediyormuş gibi ciddiyet!« konu­ şuyordu-.. Benzetmek gibi olmasın bir nevi “üçlü

Yarışmaya katılan her kutu için bir tane yumurta kullanılarak dayanıklılık testi yapılırsa kutu önce 1 metreden, sonra her seferinde 1 metre daha yüksekten atılarak içindeki

içindir. Ben pehlivan kadın ara mıyorum. O itibarla boks gibi, futbol gibi, mukavemet yarış­ ları gibi, yüksek atlamalar gibi sporların kız mektep kapıların

Şimdi size, hayatımı değiştirip bana herşeyi sağlayan sim açıklı­ yorum: O gün (11-12-1989 tarihin­ de) medyum olan arkadaşım bu sır­ rı bana verirken basit

Ortaoyuncu Kavuklu Hamdi mer­ hum, Küçük Asım, Komik Ali Riza, Davulcu Ahmed bu tiyatroda oyna­ mışlardandır.. Kadınları da: Hanende Sarhoş Pe- ruz, kanto

Bir nisan öğleden sonra Ekrem Şerife giderken karşılaştı­ ğım bir dostum, Hâzımın öldüğünü söy­ leyince (soğuk şakayı sevmem, zaten bugün bir

Önce, faktöriyel konusuna yabancı olanlar için, neden faktöriyel diye bir işlem tanımlıyoruz, kısaca bahsedelim: Diyelim ki elimizde 3 rakam var: 4, 7 ve 9?. Acaba bu üç

etmek için bir oyuncak bulmaca tasarlayacaksınız, sonra bu oyuncak Dünya tarihinin en çok satan oyuncağı olacak, bulmacanızı en kısa sürede çözmek için