• Sonuç bulunamadı

Fahrünnisa Zeid sergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fahrünnisa Zeid sergisi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S A r f A : 5

SANAT ALEMİNDE

Fahrünnisa Zeid

s e r g i s i

Sergiye giderken, içimde, Pi- kasso’nun tablolarını Pariste al­ aşağı eden ve Londrada ıslıkla­ yan bir bıkkınlığın endişesi var­ dı. Acaba diyordum bir macera veya bir fantezi ile mi karşılaşa­ cağım? Fakat, hayır bu sergide sadece bir ressamla değil, bir şa­ irle de karşılaştım.

Sergiyi ressamla birlikte ge ziyorduk. Bir ara, önünde durdu ğumuz bir manzaraya işaret ede­ rek: “Meselâ dedi, bu resim as­ lında bir siyah - beyazdı. Ve bu

deniz, şimdiki gibi iki ayrı at­

mosferde değil, tamamen sakin bîr haldeydi. Fakat nedense, son radan, bu siyah - beyazı renkle- dirmek ve ön plândaki durgunlu ğu şiddetle dalgalandırmak arzu su doğdu içimde. Hattâ kayığın içine de kırmızı bir şeyler koy­ dum. Şimdi bu resmi daha çok seviyorum.,,

Fahrünnisa Zeid’in sanat an layışını bu bir kaç cümlelik ko­ nuşmada bulabiliriz. îyi bir tek­ niğe rağmen, akademik disipline isyan bayrağını çeken sanatkâr, bu ifadesi ile, sanatı samimiyette, hürriyette ve histe aradığını söy lemiş oluyor. Yine bir yerde: “Ha yır, hayır diyordu, bu rengi ve bu virgüle benziyen tuşu, lâzım olduğu için değil, fakat içimden öyle geldiği için vurdum.,,

Resimde his, samimiyet ve

lirizm bazıları için yeter derece­ de bir meziyet olarak görülmez. Fakat Fahrünnisa Zeid’in eserle rinde fikir de var. Hem de dik- başlı olmıyan, bilâkis yumuşıyan ve eriyen bir fikir. Bu fikir, her hangi bir ifade eksikliğini tamam lamak için kullanılmamış. Olduğu gibi, fantezimsi bir arzu ile yer­ leştirilmiş.

Fahrünnisa Zeid bir renkçi

olarak da görülebilir. Zengin ve hattâ cicili bir paleti var. Fakat bu palet ışığa ve desene değil, ritmik bir senteze hizmet yolun­ da.

Bizim anlayışımıza göre, ser­ ginin üzerinde durulması lâzım ge len en kuvvetli eseri (1 gün, sa­

bah, öğle, akşam) kompozisyo­

nudur. Bu eserile Fahrünnisa

Zeid, işte ben buyum der gibi bir hal almıştır. Bir gün içinde bir sa natkârm neler sıkıştırabileceğini bu kompozisyonda görmek müm­ kündür. Sabah, öğle ve akşamın bir kompozisyon içinde yanyana getirilişi, hisli ve lirik artistin kendi iç dünyasındaki düğümleri nasıl bir rahatlık içinde çözdüğü­ nü göstermesi itibarile karakteris tiktir. Ve bu tablo da insan artık,

plâstik bir hacimden çok zihni

bir hacim içine girerek sadece

düşünüyor. Kompozisyonun tefer ruatına inildikçe, cevapsız sualle­ rin, ve vazgeçilmiş arzoiann te­ vekkülünü, veya halledilmiş da­ vaların sevinç ve ferahlığım his­ setmemek mümkün değil. Ve bu sırada; mücerretlerle müşahhas­ ları bağdaştırmanın büyük üsta­ dı Paul Valéry ile, ressam arasın­ da, tamamen zıt anlayışlara rağ­ men, bir netice benzerliği hatıra geliyor. Sadece fark şu: Disipli­ nin yerine hürriyet ve lirizm geç­ miş, yollar ayrı, neticeler bir.

Fahrünnisa Zeid’in portrele ri, nüleri ve hattâ bazı natürmort ve manzaraları için ayni şeyleri söyliyemeyiz. Esasen saydıkları­

mız, sanatkârın mizacına biraz

aykırı şeyler gibi geliyor bize.

Desen ve ışık Fahrünnisa Zeid'de ikinci plândadır. Ve öyle olmalı dır da. Hür, samimî, hisli ve lirik bir ruhun desen endişesile atöl­

yeye kapanması veya ışık için

güneşe yalvarması bize göre lü­ zumsuzdur. Ressamlığı kadar şair j mizaçta olan bir sanatkâr, pek ! sağlam olmıyan desenler içinde de çalışabilir. Fakat yanlış anla- j şılmamalı. Fahrünnisa Zeid’de de sen de kuvvetli. Portrelerinde ve

(Sonu Sa: 7 Sü: 4 de)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu kumaş desenleri, klâsik Türk sanatının minyatürleri, çinileri ve halıları kadar çizgi, renk ve kompozisyon zevki veren eserlerdir.. Esa­ sen, kumaşlarda

Kimler yok ki bu isimler arasında: Şükran Özer, Zeki Müren, Safiye Ayla, Bülent Ersoy, Emel Sayın, Sevim Tuna, Gönül Yazar ve bugün unuttuğumuz nice ses ve saz

Fakat Mevlânâ, Şems’in yokluğunda; öylesine perişan oldu, öylesine gözyaşı döktü ki, oğlu Sultan Veled, Konya'yı temsil eden 20 kişilik bir heyetle

Ünlü gezgin ve Türk dostu Pierre Loti Aziyade’yi 113 y ıl önce yazmıştı Bir tutkunun romanı.. P ie rre Loti’nin 37 cildi bulan yapıtlarının bir bölümü

Beton bir köprünün altından geçerek Halice çıktık. Kâğıdhane deresinin bitti­ ği bu noktaya bir dere daha dökülüyor, j Alibey deresi. Vakit henüz erken

Bu ne­ denledir ki, henüz bir yapıtı basılmamış, kendi köşesinde öykü üreten gençlere de, ödül için başvuruda bulunmak hakkı tanınıyor.. Yazarın veya yayıncının

Fuarın bu yılki konuk yazarları ise, geçen yıl da katılan, Sovyetler Birliği’nin yaşayan en büyük ozan­ larından biri Resul Hamzatov ile ülkemizde “ Benden

NASA Spitzer Uzay Teleskobu tarafından kızılötesi dalga boyunda yapılan gözlemler sonucunda Samanyolu Gökadası’nın iki ana kol ve bunlar arasındaki iki küçük