li -yutv kayiu
Büyük müverrih Ahmed
Refik dün vefat etti
Merhum Üstad Ahmed Refik
Büyük tarihçimiz üstad Ahm ed R e - fiğin geçenlerde hastalanarak H aydar -
paşa Nümune hastanesine kaldırıldığını
yazmıştık. Zatülcenb ve zatürrie gibi iki tehlikeli hastalığın ihtilâtile yatağa dü - şen kıymetli müverrih, bütün tıbbî ihti - marnlara rağmen dün öğleye doğru ve - fat etmiştir.
i f . i t . *
| Ahm ed R efik 1882 de Istanbulda
doğmuştur. Tahsilini Askerî rüştiye, Îda- dî ve Harbiyede yaptı. Z a b it çıktıktan sonra Harbiyede muallim olarak vazife aldı ve bu hizmeti Meşrutiyete kadar de
vam etti. Meşrutiyette askerlikten istifa ederek muharrirliğe başladı, bir müddet
sonra İstanbul Darülfünununa müderris
oldu.
Âteşin bir milliyetperver ve kuvvetli
bir tarihçi ve edib olan Ahm ed R efik bir taraftan Darülfünunda binlerce vatan ev lâdı yetiştirmeğe devam ederken, bir ta raftan da gazete ve mecmualara yazılar yazıyor, kitablar neşrediyordu.
Ahm ed R efik 1910 da Türk Tarîh Encümenine seçilmiştir. A z a ve reis o - larak 1930 senesine kadar orada çalışan güzide âlimimiz bu encümenin en güzel eserlerini bizzat hazırlamıştır.
Darülfünundaki hizmeti son Üniversi te inkılâbına kadar devam eyledi; yeni teşkilâtta açıkta bırakıldı. Hayatı, mah
rumiyetlere rağmen İlmî fedakârlıklarla
geçen kıymetli üstadın bundan sonraki ö- mür safhaları çok acıdır. Ahm ed Refik parasız, yardımsız kalmıştır, adeta unu - tulmuştur. Bu metrukiyetin verdiği tees - sür büyük tarihçiyi, hayatını daha çobuk tahrib eden bir hayat vadisine sürükle - miştir. Onu son ay ve günlerde görenler derin bir eza duymaktan kendilerini ala- mıyorlardı.
Ahm ed R efik sarayın yazdırdığı ta rihten başka bir tarih bulunduğunu halka ilk gösteren adamdır. Bunu istibdad dev
rinde yapmış olmamakla beraber gene
takaddüm fazileti ondadır.
A hm ed Refiğin İkdam sütunlarında
tarihî makaleleri çıkıncıya kadar Osman- lı tarihi çok soğuk ve çok saçma bir şeh name halinde okunuyordu. A hm ed R e fik o tarihin yakası yırtılmamış taraflarını açığa vurdu. A yn i zamanda Osmanlı ta rihini yalnız vak’ anüviâlerin kaydetmedi ğini - garb müverrihlerinden tercümeler yaparak - halka öğretti.
A hm ed Refiğin hususiyetlerinden bi ri de tarihi şiir olarak yazması ve okuyu cuya bediî heyecanla tarih bilgisini bir - likte sunmasıdır. Gerçi Namık Kemal de böyle yapıyordu. Lâkin onun şiiri tama -
mile hayale istinad ediyordu. Ahm ed
Refiğin tarihe taktığı şiir ise yalnız üslû ba münhasır olup sözün özü hakikatten kuvvet alıyordu.
$unu da ilâve etmek lâzımdır ki o,
halka tarih sevgisini aşılamak isterken
müstebid idarelerin rezaletini vesikalarla tesbit etmek suretile bir de kendinden ev
vel kimsenin dikkat etmediği terbiyevî
gayeye hürmet göstermiştir.
A hm ed Refiğin Osmanlı tarihi üze rinde temas etmediği nokta yok gibidir. 60 0 yıllık bir çerçeveye yayılan o tarihe ilmî çehreyi çizen odur. Fakat Ahm ed R efik Türk tarihseverlerine cihan tarihi ni de istibdad devrinde yasak edifen sa- hifelerini de açarak okutmak istemiştir. Sonra tarihin medeniyete bıraktığı izleri ayrı bir bahis halinde göstermeğe çalış - mistir.
Gene A hm ed R efik Osmanlı Evrak Hâzinesindeki vesikaları ilk gözden ge - çiren, onların şehadetine göre birçok yan lış hükümleri tashih eden tarihçimizdir.
A hm ed Refik ihtiyaç içinde geçen 35
yıllık bir ömrü tarihe vakfetmiştir. Bu
hüsranlı hayat gerçekten hayret uyandı - racak kadar verimlidir. N e dün, ne bu gün hiçbir Türk müverrihi A hm ed R efik
kadar olgun ve dolgun yazı yazmadı.
Bu hakikati kabul etmek lâzımdır ve A h med R efiği en çok eser bırakan bir Türk | tarihçisi diye tanımak icab eder.
Onun pek şümullü olan hizmetine gö
re şu yazdıklarımız pek kısadır. Lâkin
büyük üstadın hizmetlerini tebarüz ettir - me kiçin eserlerinin listesini vermek kâ - . fidir:
1 — 6 cildlik Umumî Tarih
2 — Senyobüs’ ten türkçeye çevirdiği Medeniyet Tarihi.
3 — Tarihî Simalar; Kabakçı Mus - tafa, Lâle Devri, Köprülüler -iki cild-, Tesaviri R ical, F elâket Seneleri, Kadın lar Saltanatı (4 c ild ), Sultan Cem, So- kullu, Orhan Gazi, Âlim ler ve Sanatkâr lar, Baltacı ve Büyük Petro, Birinci V i yana Muhasarası, Demirbaş Şarl.
Bunlara binlerce tarihî makaleyi ve
Tarih encümeninde azadan biri, ve son ra o cemiyet reisi sıfatile neşrettiği birçok vesikaları ilâve edersek üstadın tarihe ne kadar hizmet ettiğini anlamış oluruz.
sH *
Cenaze
merasimi
! İstanbul Belediyesi; büyük üstadın
da, Zincirlikuyudaki mezarlıkta, A b dü l-
hak Hâmidin yanında defnini tasavvur
ediyordu. Fakat merhum, pek sevdiği
ve aşağı yukarı bütün hayatını geçirdiği Büyükadada defnini istediğinden, cena zesi bugün hususî bir vasıta ile H aydar paşa Nümune hastanesinden oraya nak ledilerek gömülecektir. Merasim saat 3 te yapılacak ve merasimde bulunacaklar, bundan evvelki vapurlarla A d a y a gele - çeklerdir.
Üstadın kayıbmdan mütevellid derin
teessürü kaydederken kederli ailesini ve bütün Türk irfan âlemini taziye ederiz.