Hafızlarımız
Kur-ân
7
m m ggüzel
sesleriyle süslediler
Klffi’ÂN BÜLBÜLLERİ
H. H afız Cevdet Soydanses
B
u oynak vbtavırlı sesin kaynağı, onun soyudur. Kendisi merhum Hafız Sami Efendi'nin yeğeni dir. 1318'de İstanbul'da doğmuştur, Karagümrük’- te Atik Ali Paşa Camii imamı H.Süleyman Efendi’nin büyük oğludur. Cevdet Bey tahsilini ikmâlden sonra bankacılığa intisap etmiş 1950 senesinden sonra emekliye ayrılarak Şişli Camii Şeıifi ’ne imam ve hatip olarak getirilmiştir. Geniş musiki malûmatı olan bu zatın mahfuzatında hayli eserler yeraimaktadır. Sesipek tatlı ve oynak, vüsati iki oktav civarında, bil hassa pes sesleri derin bir vecd içinde dinlenir. Kur'an-ı Kerim'de mânâya aşinalığı ve edebiyata vukufu dotayısı ile kaside, mevlüt gibi eserleri tekniğe uygun şekilde okumasını bilir. Evvelce Ra mazanlarda iftar saatlerinde temsilî okuyuştan ile okuduğu Kur’an-ı Kerim, herkes tarafından zevkle dinlenilmektedir. Kendisine uzun bmür ve afiyet dileriz.
Necmi Rıza Ahıskan
1915’ de İstanbul’da doğmuştur. Şark Lisesi'nde ilk ve orta tahsili sı rasında Vişnezade Camii imamı hoca Abdülkadir Elendi’den 12 yaşında hıfzını ikmâle muvaffak olmuştur, ilk ve orta tahsilinden sonra Sulta
nahmet Ticaret Meslek Okulu'nu bi tirmiş ve yine bu arada talim ve tashihi hurufu Fatih huflaz muallimi Köse Ömer Efendi'den ikmâl et miştir. Musikiye karşı fevkâlade ka biliyeti olan bu zat dini musikî ve mevlût meşklerini hocamız Beşik taşlı merhum Hafız Rıza Efendi'den almaya başlamıştır. Onunla iktifa et meyip o devrin namlı üstadlarından merhum Refik Fersan, merhum Refik Tal'at,Suphi Ziya Özbekkan, Mes’ud Cemil, Nuri Halil Poyraz gibi zatlardan klâsik beste ve şarkı ders leri almıştır. 1938'de Ankara'da o devrin Nafia Vekili Ali Çetinkaya va sıtası ile radyoya intisap etmiş 1941 senesinde İstanbul Konservatuar ic ra Hey’eti üyeliğine tayin olmuştur. İstanbul Radyosu'nda 22 sene oku muş olup, merhum pederinin vasi yeti üzerine musikiyi meslek edin- meyip bu faaliyetini radyo ve hususî
Merhum Hafız Osman
Akrepoğlu
1391 yılında Rize’nin Taşhane köyünde dünyaya gelmiş, babası İlyas Efendi Kur'an-ı Azimüşşan âşıkı olup en büyük arzusu oğlu nun hafız-ı Kur’ân olması idi. Nite kim oğlu henüz 12 yaşında iken hıfzını ikmâl etmeye muvaffak ol muş, kısa bir müddet sonra İstan bul’a gelerek bir taraftan medrese de ulûmu diniye tahsili bir taraftan da o devrin ünlü üstadlarından Ha fız Aciz Efendi'den talim tecvid ve maharicl huruf gibi şeyleri
oku-H afız
M ahm ut
Öncü
K
eman gibi bir ses tabirini 25 yıl önce İzmir'de H i sar Camii hatibi meşhur bes tekâr hoca Rakım Elkutlu’- dan duymuştum, işte o ses Hafız Mahmu t Öncü’ye aitti. 1330 yılında İstanbul'da do ğan ilkokul tahsilinden sonra Kepsut Ziraat Okulu’nu biti rerek pederi merhum Teşvi kiye Camii imamı Hafız İlyas Efendi’den hıfza başlayan öncü hocamız H.Haşan Ak- kuş’tan hıfzını ikmâl ile talim ve tecvidi bitirmiştir. Musikî derslerini sırası ile Sadettin Kaynak, Yesari Asım ve ken disinin daima rahmetle andı ğı İzmir'de Hisar Camii hati bi Rakım Elkutlu hocadan almıştır. Radyolarda zevkle dinlediğimiz bu arkadaşımı- mızın ses vüs’ati 2.5 oktav'a yakın olup nazlı bir okuyuş tavrına sahiptir. Makam geç- kisi yaparken çok sevdiğin den olacak bilhassa Kürdîli Hicazkâr makamım kendisi ne has bir eda ile gayet güzel icra etmektedir. Memuriyet hayatı arasında muhtelif ca milerde imamet yapmış ve halen İstanbul Belediyesi'n- den emekli olmuş bulunan bu arkadaşımıza sıhhat v e başa rılar dileriz.muştur. Şimdi da sıra aşere va takriba gelmişti. Bu konuda pek büyük bir vukufa sahip meşhur Serazli Hacı Ahmet Efendi’den bunları da ikmâl etmiş, bu arada Lâleli Camii'nde hitabet ve devir- hanlık görevini almış, kısa bir müddet sonra Nuruos maniye Ca mii başimamlığına getirilmiştir. Bu camide hizmeti 14 yıl devam et mek sureti ile çeşitli bölgelerde huffaz öğretmenliği yapmıştır. Son görevi Beyazıt Camii Şerifi’nin başimamlığı idi. 1942 yılında bir Kadir günü Allah’ın rahmetine ka vuştu. Kendisine has bir okuyuşa, sesinin vüs’ati çok olmamakla be raber tatlı ve gevrek bir edaya sahipti. Kur’ân-ı Kerim-i okuyuşu sırasında kullandığı nağmeler asil olup teganniden uzaktı. Meslekî vakarını muhafaza etmesini bilen tatlı ve sert mizaca sahip, çevre sinde çok sayılan ve sevilen bir kişi idi. Bu arada pek çok talebe yetiştirmiş, bunların arasında te mayüz etmiş merhum Osman Alper ve hâlen okuyanlardan Adalı Hâfız Ahmet Hızal gibi kıymetli talebeler bulunmaktadır. Nur içinde yatsın.
konserlerine inhisar ettirmiştir. Rad yolarımızda okunmakta olan birkaç bestesi de vardır. Kur'ân-ı Kerim'i gayet güzel tilâvet eden bu zât Mev lidi Şerifi de aynı güzellikte oku maktadır. Mesleğinin ticaret olması hasebiyle tabir caizse mevluthanlığı amatör olarak yapar. Mevlidin bil
hassa viladet bahrini mahirane oku yuşu sırasında makam geçkileri ya parken, kullandığı bakir nağmeler okuyuşunu bir kat daha güzelleştir mektedir. Dinine çok bağlı Kur’ân-ı Kerim’i daima gözyaşları arasında dinleyen ve dinlemesinden pek çok zevk duyan bu dostuma sıhhat ve uzun ömürler dilerim.
Merhum
S iirtli ama
H M . A h m et
B
eyazı t Camii'nin mihraba yakın sol tarafındaki maksuresinde mukabele oku duğu zaman, onu tanımayan lar Kahire’den ünlü Arap huf- fazından biri okuyor zanne derlerdi. Aslen Siirtli olan üs- tad, göznurundan mahrum fakat yüzünün hatlarından her şeyi görebilen ve hisse den berrak bir kalp gözüne sahipti. Üzüntülü bir günüm dü. Üstadla beraber bir yere gidiyorduk, teessürümü giz lemeye çalışıyordum, elim den tuttu: “ Zeki sen bugün çok üzgünsün, benden gizle me” dedi. “ Hocam, bunu ne reden anladm?” diyesorduğum vakit: “ Ben seni görüyorum” karşılığım verdi. “ Beni nasıl görürsün?” diye sorduğumda “ Seni nasıl gördüğümü sor ma” dedi. Yeni tanıştığı bir ahbabım (10) sene sonra karşı laştığı zaman elini tutar biraz ovalar ve sen Ahmet sen Mehmet değil misin derdi ve onu tanırdı. Fevkalâde zeki idi. Merhumun sesi tatlı ve kıvraktı. Hele Arapça methi yeleri okuduğu zaman dinle yenler arasında ağlamayan kalmazdı. Merhumun Kur’- ân-ı Kerim deki vukufu hayli genişti. Meselâ: timi kıraat ten sayılan (Aşara, Takrip, Cezeri) okumuş ve tayibe gi bi güç şeyleri ezberlemişti. Merhumun halen piyasada isim yapmış pek çok talebele- • ri vardır. Merhuma Tann’- dan rahmet diler hayattakile- re başanlar temenni ederim.MERHUM H.H.HAFIZ HASAN AKKUŞ
D
iyebilirim ki Türkiye’mizin ille rinde ve kazalarında hocamız H.Haşan Akkuş’un talebesine rastlanmasın, buna imkân ve ihti mal yoktur. Cenab-ı Hakk’ın ken disine bahşettiği bu lütuf inşallah dâr-ı bekâ’da sebeb-i necatı olur. 1311'de Ankara'nın Kızılcahamam kazasında dünyaya gelmiş, tahsili ni ikmâlden sonra İstanbul’un muhtelif camilerinde vazife almış uzun yıllar Nuruosmaniye Camii başimam ve hatipliğini yapmıştır, Yetiştirdiği talebe adedinin 4000’- in üzerinde olduğu rivayet olunur. Fazla perdeli olmamakla beraber davudî ve gevrek bir sese sahip olan hocamızın okuyuşu da oriji naldir. Ondan okumuş bir hâfız-ı Kur’ân besmeleyi çeker çekmezokuyuş tavrından Akkuşün tale besi olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Yaşı bir hayli ilerlemiş olmasına rağmen sıhhatli ve dinç görünür dü. Bunu da gençliğinde yaptığı ata sporumuz olan güreşe borçlu olduğunu söylerdi. Hocamıza Ce- nab-ı Hakk'tan rahmet dileriz.
H azırlayan: Zeki A L T IN
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi