• Sonuç bulunamadı

Bizim milliyetçilerimiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bizim milliyetçilerimiz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İ K İ

“ T ?

-M

illiy e tç i Cephe ko d o m aniorının özlem leri gerçekleşti ve oh üc ilirhızde sıkıyönetim ilân edildi. Ama yine memnun değiller. Neymiş?

Efendim Ecevit Hüküm eti, yasada olm a-, yan bir «Eşgüdüm Merkezi« kurarak «askeri s ı­ kıyönetim » n ite liğ in i «sivil sık ıy ö n e tiıru e d ö nüş­ türm e g irişim ine geçm iş «Sıkıyonetirm ın «as­ k e r is i «sivil»ı olm adığını kendileri de b ilirle r. Sıkıyönetim Yasasında «koordinasyon», yani «eşgüdüm» kavram ının bulunduğunu da b ilirle r. Ama bütün bunları görm ezlikten gelerek, a v u rt­ larını ş işire ş işire bir takım, yanıltıcı la fla rla as­ kerleri kışkırtm a k ve ka fa la rı bu la n dırm akta n utanm azlar. Tıpkı geçen yıl «Türkiye'nin yet­ miş sente m uhtaç olduğunu» kendileri söyle­ d ikle ri halde, şim di «Ecevit H üküm etine gul gibi bir ekonom i d e vre ttikle rin i» söylem ekten uta nm a d ıkla rı gibi. Yine tıpkı M orrison a d ınd a ­ ki çok uluslu bir şirke tin çıka rla rım Türk m il­ letine karşı savunm akla gö re vli te m s ilc ilik işini kabullenip y ü rü ttü k le ri halde, « M illiy e tç ilik - ta sla m a kta n ve bu adı ve rd ikleri bir «Cephes­ elin başı o lm aktan uta nm a d ıkla rı gibi.

Kökeni A m erika'da bulunan bu M orrison şirk e tin in ne mene bir ekonom ik ku ruluş o ld u ­ ğunu a yrın tıla rıyla bilm iyorum ama, öbür u lu s ­ lararası şirk e tle r gibi, bir söm ürü aracı o ld u ­ ğunu, az çok okuyan herkes gibi ben de .bili­ yorum.

A yrıca b ir başka M orrlso n 'u da anım sıyo­ rum: Ulusal K u rtuluş Savaşının başlang,çında İsta n bu l'd a bulunan Halide Edip (Adıvar) 10 Ağustos 1919'do, S iva s'ta ki M ustafa Kemal Po şaya'ya uzun b ir te lg ra f göndererek « T ürkiye'­ nin Am erikan m andası altına girm eyi k a b u lle n ­ m esini ö n e riyo r ve «M orrison» gibi tanınm ış k i­ şilerin, T ü rkiye 'n in Am erikan m andasına b a ğ ­ lanm asını iste d ikle rini» b ild iriy o rd u Bu İngiliz p o ­ litika cısı M orrison. o ta rih le rd e henüz siyasal ka riyerin in b aşlangıcında bulunan cok hareket lı ve a tılg an genç b ir p o litika cıyd ı. N itekim son radan yükseldi (*). T ürkiye 'n in niçin «Ingiliz» değil de «Amerikan» mandası altına kon u lm a ­ sın! istediği b ilin m iyo r. Bunun nedeni, 19i9'da askeri bakım dan A vrupa'nın en güçlü devlet' olan F ra n sa ’nın ve onun yanısıra İta lya 'n ın in- gilizlere böyle yağlı bir lokm ayı bırakm ayacak tarım iyice bild iğ in d e n olsa gerekir, Nitekim Halide Edip sözünü e ttiğ im uzun te lg rafında harfi h arfine şöyle dem ektedir: «Türkiye'yi İn­ giltere tüm o larak olabilse, kafasını kolunu koparır, b irkaç yılda kendisine gönülden bağlı b ir söm ürge durum una g e tirir. Buna en başta, özellikle yurdum uzdaki din adam ları zümresi ço kta n iste klid ir»

OLAYLAR VE

Bizim Milliyetçilerimiz

Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU

T ü rk iy e ’ye Am erikan m andacılığını ya kıştı­ ran bu İngiliz p o litika cısı M orrison un so yu n ­ dan herhangi bir kişinin, Türkiye'de Suleym an Dem irel'in te m s ilc iliğ in i yaptığı M orriso n Şir» ketiyle herhangi bir ilgisi olup olm adığını b il­ m iyorsak da, «M illiyetçi» Süleym an DemireTin, politika hayatına A m erikan Cum hurbaşkanı Johnson ile kol kola ç e k tirm iş olduğu resim le ­ rin halka d ağıtılm ası ile başladığını, herkes g i­ bi biz de biliyoruz.

★ ★ ★

Adına «M illiyetçi» d e d ikle ri cephenin İkinci önem li başkanı Türkeş: T ürkiye'de — Nihat Erim kabinesi ta ra fın d a n A m erikan isteklerine uygun olarak. 12 M art faşizm i dönem inde ko ­ nulm uş o la n — haşhaş ekim i yasağının 1974'te b irin c i Ecevit H üküm etince kaldırılm ası ü ze ri­ ne, buna karşı çıkıp « A m erikalılarla arayı boz­ mayalım» b içim inde demeç vererek ilk tepkiyi gösteren ğ o litik a c ıla rd a n d ır. Onun M illiy e tç i işçi S endikaları Genel Kurul to p la ntısın d a Ce­ lal BayarTa başbaşa ve dostça ç e kilm iş bir resmim M illiye t Gazetesinde Abdi ipekçi «Ta­ rihi Yanılgı» başlığı altında — ve ayrıca bir tek sözcük bile eklem eden— «Başyazı» yaptı. O Celâl Bayar, «komitacı» olduğunu bir yüksek m ahkem e karşısında açık açık söyleyen adam ­ dır. Bunu b ir yana bırakalım ama Celâl Bayor, Cum nurbaşkanı iken A m erika'ya yaptığı resm i gezi sırasında, gerek A m erikan Kongresi'nde, gerek A m erikan iş çe vre le rin in düzenledikleri özel to p la n tıla rd a yaptığı konuşm alarla T ü r­ kiye'nin doğal ka y n a k lq ri için Am erikan s e r­ m ayesine devetiye çıka ra n ve «M em leketim iz el değm em iş ka yn a kla ra s a h ip ‘ ta tlı b ir pa za r­ dır, geliniz» diyerek Türkiye adında akıl a l­ maz ödünler vaodeden adam dır

Bayar, 18 O cak 1954 ta rih in d e bir İngiliz uçağı ile İn g ilte re 'ye uçtu. O radan 20 Ocak

I954'te M auretanl adlı tra n s a tla n tiğ e binerek 26 O ca k'ta New— York'a vardı Bir ay sonra, 27 Şubat 1954'te New— Y o rk'ta n Andrea Doria

T ra n sa tla ntiğ i ile N a p o li’ye, o radan da T ü rk i­ ye'den gönde rile n Gemlik M uh rib in e binerek 10 M art 1954'te İsta n bu l'a döndü. Sözünü e tti­ ğim konuşm aları işte bu uzun gezisi sırasında A m erika'da yaptı. K onuşm alarının önem li ve zararlı noktaların ı biz C u m lıuriye t'ın 29, 30 ve 31 Temmuz 1975 ta rih li sayılarında belge ve kan ıtlarıyla , üc uzun yazı içinde o rta ya k o y ­ duk.

T ürkiye 'yi 27 M ayıs Devrim ine g e tirip d a ­ yayan etkenlerden b iri de, m illiy e tç ilik te n uzak, dışa bağım lı bu ekonom i kafası İdi.

Şim di B ayar'la kafa kafaya verip e lb irliğ i eden Türkeş ise, 27 M ayısta onu deviren ih ti­ lâ lc ile r arasında b u lu n uyo r ve 27 M ayıs'ın sp i­ k e rliğ in i yapıyordu. Ne garip!..

★ ★ ★

27 M ayıs'cıla rda n oc alm ak İçin önce De­ m okra tik P a rti'ye yanaşıp evvelki seçim lerde onun «Ağır topuluk görevini yapm ış olan B a­ yar, bu yönelişten beklediği sonucu a la m a yın ­ ca ve Süleym an D e m irci'd e de a radığını tam o larak bulam ayınca, T ü rke ş'i kendi kafasına daha mı uygun buldu, diye d ü şü nü yo r İnsan? Öyle olsa bile, Türkeş, 27 M ayıs 1960'ta de­ vird iğ i B a yar'dan ne bekliyor acaba?

S ıkıyö n e tim in yansız kaldığını ve kendi a m açlarına hizm et e tm iyeceğini a n la yınca , baş­ ta AP lideri olm ak üzere, bütün eski M illiy e tç i Cephe, lid e rle rin i — Feyzioğlu d a h il— arka a rk a ­ ya ziya ret etm esini bir dereceye kadar an la ­ mak olanağı var; fa k a l cağını cok hüzünlü b i­ çim de kapayıp ke n d isin i «siyasî mevta» d u ru ­ muna sokm uş olan bu yaşlı p o litik a c ıd a n «ko­ m itacılık» ve «şiddet politikası» dışında ne ö ğ ­ ren e b ilir ve nasıl bir yardım g ö re b ilir? «M uha­ lefeti ka rın ca gibi ezmek», «Ehl-i salip» (Yani H açlılar) karşısında «Vatan Cephesi» gibi şir- det p o litik a s ı te rm in o lo jisi, Bayar - Menderes dönem inde kaldı. M enderes'in başını yiyen en baş etkenlerden b irin in de bu şiddet p o litik a ­ cılığı olduğunu, 27 M ayıs'ın sp ike ri ve önde

gelen A lb a y ’ı Sayın Alpaslan T ü rk e ş ’ten dnhn iyi kim b ile b ilir?

T ürkiye m iz için ne hazin bir yazgıda Ki,

A m e rika n cılıkla rın ı yukarıda b e lirttiğ im bu Ki­

şiler. şim di yanyana, eiele ve kafa kafaya gel­ m işler, ke n d ile rin i Türk halkına «M illiyetçi» olarak su n u yorla r. Ü m m etçi MSP lid e rin i de 6u u di A ra b ista n 'ı etkisi altındo bulunduran A ram co a ra cılığ ıyla kendi ya n larına a la c a k la ­ rından emin g ö rü n ü yo rlar.

işte bir yandan b u n la r, ö te yandan — F ra n ­ sızların «Le Monde» gazetesinin acık acık yaz­ dığı g ib i— dış gizli ö rg ü tle r, yani CİA, 1974 Kıb­ rıs Barış H arekâtını, A m e rika'n ın İstem em esi­ ne karşın, başarıya u la ştıra n E cevlt'l iktid a rd a n düşürm ek is tiy o rla r İran'da M usaddık, Endo­ nezya'da Sokarno, Ş ili'd e Ailende üzerinde o y­ nanan oyunun b ir başka türlüsü şim di Ecevit üzerinde oynanm ak iste n iyo r ve bızdekı bazı gafil p o litik a c ıla r bir tu rlu bunun fa rkın a v a r­ m ıyorlar,

Eski k o m ita cı — eski ih tilâ lc i — eski M orri- soncu — eski M illi C epheci — eskiden beri üm m etçi ve Arapçı k iş ile rin e lb irliğ i ve m illiy e t­ ç ilik te şa m p iyo n lu k s a vla n ve vatan b ö lü c ü ­ le rin in de eylem leri ka rşısında «Ey Türkiye uyan!» dem ekten başka b ir şey g e lm iyor e lim iz ­ den!

-k

A

S evgili o ku yu cularım : gecen yılın son g ü ­ nündeki yazım !, M a ra ş ’ta ki b a rb a rlık dolay is iy ­ le, a c ıla r içinde yazdım. Yeni y ıld a ki bu ilk ya ­ zımı, daha ta tlı bir konu seçerek, gö n lü m ce yaz­ m ak iste rd im . Ne var ki bu yazıda sözünü e t­ tiğ im lid e rle rin , m illiy e tç ilik m askesi a rk a s ın ­ dan, A ta tü rk o rd usunu hüküm ete karşı k ış k ırt­ ma g iriş im in e geçm eleri beni «gönlüm ce yaz­ m a k s a n yine alıkoydu.

Her şeye rağm en güzel ve m utlu y a rın ­ la r d ile ğ iyle b itire ce ğ im yazımı. Çünkü biz, uğursuz M ütareke dönem inin k a ra n lık la rı iç in ­ de bile, aziz A ta tü /k 'ü n ışıkla n dırd ığ ı «m utlu yarınlar»ı gö re re k bu güne ulaşm ış b ir ku şa k­ tanız ve asla um u tsu zlu ğ a düşmeyiz.

O H erbert Stanley M orriso n (18881965) , işçi P a rtisin e bağlı olup, bu p a rtin in ik tid a ra ge ld iğ i dönem lerde U la ştırm a B akanlığı, Levazım Bakanlığı, İç iş le ri ve G üvenlik Ba­ ka nlığı, Avam Kam arası Başkanlığı, D ışiş­ leri Bakanlığı göre vle rin d e bulunm uş, b ir ara İşçi P a rtls i’ni yeniden ö rg ü tle n d irm e d e b a şa rılı işler görüp bu p a rtin in Başkan Y a rdım cılığına ka d a r yü kse lm iştir. P olitika üzerine yazılm ış d ö rt önem li yapıtı ve ö lü ­ m ünden beş yıl önce tam am layıp 1960 yı­ lında yayım ladığı özyaşam öyküsü vardır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fin hükümetinin ve halkın ayrıca yaptırdığı binalar tek veya iki katlı olmak üzere ekserisi ah-

Binanın inşa prog- ramında mimara tahmil edilen birçok müşkülâttan maada mühendisler tarafından inşaatta istenilen birçok teknik hususat ve mecburiyetler mimar ta-

Bu sebeple çiftlik sahip- leri bu arazide yapılacak ıslahat işlerinde birlikte çalışmaya davet edilmişlerdir.. Tadilâ- tın safha safha yapılması

Halbuki New-York eyaletine mülhak (Farmingdate) şehrinin yüzde yirmi (Hemstead) ve (Patchlogue) nahiyelerinin yüzde on dokuz ve Suffern şeh- rinin yüzde yirmi kısmı iş yeri

buki şimdiye kadar bunun ancak iki milyarı sarfolunmuş o - lup on milyar frank daha mütebaki bulunduğunu beyan ve bu parayı Fransa bankasına tevdi ve Devletin munzam garanti-

Yapı üslûbu ile doğrudan doğruya alâkadar olmamakla beraber, bina şekilleri üzerine çok tesiri olan ideolojik bir unsur daha vardır ki, onun da üslûbu doğuran in- kilâb

Nitekim, millî inşaat ve nafıa federasyonu tarafından yapılan bir tahmine göre, hususî eşhas tarafından verilen siparişlerin üçte ikisinin tamir ve bakım işlerine ta-

Bu suretle, esasında 1616 kişi istiab eden salon, gerektiği zaman 400 kişilik küçük bir salon hali- ne getirilebilmekte ve buna göre küçük temsil- lerden büyük boks