• Sonuç bulunamadı

Çağdaş tiyatromuzun başöğretmeni Muhsin Ertuğrul

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çağdaş tiyatromuzun başöğretmeni Muhsin Ertuğrul"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çağdaş tiyatromuzun

başöğretmeni >

»■ ■>.

Muhsin Ertuğrul

MÜCAP OFLUOĞLU

Bizleri başöğretmensiz bırakı- şının beşinci yılında yüreğimiz ezik, gözlerimiz yaşlı olarak se­ ni saygı ve şükranla anıyoruz.

Senden öğrendiklerimizi özet­ leyecek olursam, tiyatronun ön­ ce disiplin, sabır, çok çalışma ve özveriden meydana gelen bir sa­ nat kolu olduğudur. Bu temel öğelerin içinde insanı alev gibi saran, sahneye adımını attığı günden başlayarak giderek bü­ yüyecek tiyatro tutkusunu da unutmamak gerekir. Temelin­ den çatısına, kapısından sahne­ sine, aktöründen perdecisine, yazarından izleyicisine dek tiyat­ romuzun nasıl yücelip çağdaşla­ şacağını yıllar yılı biz öğrencile­ rine öğrtemeye çalıştın. Öğren­ mek istediklerimizi senin yanın­ da ve senin yolunda bulduk.

Nisan 1942 tarihli Perde ve

Sahne dergisinde “ Tiyatroda Ahlak” başlığı ile şunları yazı­ yordun: “ Tiyatronun sahnesi sa­ bun gibidir. Sabun nasıl kir tut­ mazsa, sahneye de öylece ahlak­ sızlık kondurulmaz. Sabun na­ sıl kiminin kirli elini, kiminin te­ miz yüzünü, kiminin ak alnını yıkayan bir temizlik vasıtasıysa, sahne de en yüksek seciyelerle en alçak karakterleri öylece belirten bir meydandır.”

“ Tiyatro bir

karasevdadır”_________

Tiyatroya olan tutkunu da Anıları’nda şöyle anlatıyordun:

“ ...o yaşta bir çocuğun seç­ tiği mesleğin muhitinde utanç havası estirdiğini farketmesi acı bir şeydi. Fakat bu sanata duy­ duğum bağlılık o kadar kuvvet­ liydi ki bütün bunları umursamı­ yordum... ben bilerek ve iste­ yerek, o zamanki telâkkiye gö­ re çok ayıp sayılan bir işi mes­ lek olarak seçmiştim. Hatta ken­ di kendime bundan gururlanı­ yordum. Yılmak hatırımdan bi­ le bir an geçmedi.” Perde ve

Sahne dergisi temmuz 1942. Küçük Sahne’nin Ekim 1954 tarihli dergisinde Ama Neden?

başlığı altında yayınlanan yazın­ da da şunları söylüyordun:

“ Bu tiyatro işini biz, önce ti­ yatrocular daha gereği kadar kayramış değiliz galiba. Sevgi­ miz eksik. Halbuki güzel sana- taların hiçbir kolu sevgisiz ol­ maz. Ama tiyatro en çok sevgi isteyen bir iş. Çünkü tiyatro meslek değil, bir karasevdadır. Biz daha bunu duymadık içimiz­ de. Bu işi bir geçim yoluyla, bir tezgâhtarlıkla karıştırıyoruz. Onun için tiyatrolarımızda batı­ da olduğu kadar çalışılmıyor, eser çıkarılmıyor. Başkalarından birçok haklar istiyoruz, ama bu haklara karşılık kendimiz sade vazifelerimizi bile yapmıyoruz. Ondan bizde tiyatro yerinde sa­ yıyor. Batılı sanatkârların alın- teriyle kazandıkları nimetlere göz dikmesini biliyoruz da, on­ ların ter döktüren çalışma tarz­ larını bir türlü benimsemiş deği­ liz. Neden?

Tiyatromuz bugün biraz olsun batı düzeyinde ürün vermeye başlamışsa yazarlarımızın yapıt­ larıyla sahnelerimiz donanıp, ti­ yatro salonlarımız tiyatrosever izleyicilerimizin alkış sesleriyle doluyorsa, hiç kuşkusuz senden esen eğitim rüzgarlarının serpti­ ği bilinçli tiyatro tohumlarının yeşermesindendir.

A tü tü rk ’e, devrim lerine, Cumhuriyet’e ve memleketine yürekten bağlılığın yıllarca çağ­ daş tiyatromuzun başöğretmen­ liğini, hepimize örnek olacak bir özveriyle yürütmende gücün, desteğin olmuştur.. Her öğren­ cin gibi ben de sana hayrandım.

Gerçek oyun çizgisinin ya­ zardan başlayıp, yöneticiden, oyuncudan geçerek izleyiciye ulaştığını sen bellettin bizlere. Oyun yazarımızı, oyuncumuzu, izleyicimizi sen yetiştirdin. En büyüğümüzden en küçüğümüze kadar senden sonrayız. Hatta bugünün çağdaş tiyatrosu bile senden sonra; çünkü sen olma­ saydın tiyatromuz bu kadar ça­ buk gelişemeyecekti.. Rahat uyu sayın başöğretmenim. Bizler de genç kuşaklar da, dünyaya göz­ ünü açtığın 28 şubat günlerini se­ ni sevinçle, aramızdan aydıldığın 29 nisan günlerini de acıyla ama Muhsin Ertuğrul’un öğrencileri olarak gururla anacağız..

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

En meş ■ hur eserleri

Tarihsel olarak bakıldığında genel amaçlı teknolojilerin ortaya çıktığı dönemlerde yeniliklerin sayısında bir artış gözlenmiştir.21 Mal ve hizmetleri kapsayan ürün

Grif- fith’ten beri yerleşmiş olan klasik sinema­ nın estetik öğeleri Godard tarafından ters­ yüz edilmiştir...” “..Godard, yeni bir estetik çizgiyi gerçekçiliğin

Altı sene kaldığım ve geçen büyük harp müddetini gç çirciğim Yemenden dönmüştüm. Altı sene evvel ayrıldığım İstanbul şehir bakımından hiç

Çün- kü zaman algısı mikrosaniye (saniyenin mil- yonda biri), milisaniye (saniyenin binde biri), saniye ve biyolojik ritimler gibi farklı süre öl- çekleri için farklı

Çölaşan ısrarla, Barlas a- leyhine Sabah Gazetesi’nde yer alan “ fiıale Takipçisi Genel Müdür Kim?” başlıklı haberi gösterirken, bu gaze­ tenin Barlas

Fikret, imparatorluğun yıkılışı devrine yetişmiş, yıkılışı sebeplerine derinliğine girmiş, sarayla yobazın, derebeyle defecinin elele vererek milleti

sitali; Doğan Canku’dan özgün şarkılar; Erdem Sökmen gitar resitali; Grup Giindoğarken’den öz­ gün şarkılar; Maria Rita Epik ve Monique Perre- rin’den