• Sonuç bulunamadı

Turizm ve doğa eğitimi "Kelebekler Vadisi Uygulaması Konya Örneği"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Turizm ve doğa eğitimi "Kelebekler Vadisi Uygulaması Konya Örneği""

Copied!
143
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TURİZM VE DOĞA EĞİTİMİ: “KELEBEKLER VADİSİ

UYGULAMASI” - KONYA ÖRNEĞİ

Mehmet KAHRAMAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Doç. Dr. M. Erhan SUMMAK

(2)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

MEHMET KAHRAMAN

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Mehmet KAHRAMAN Numarası 134260002009

Ana Bilim /

Bilim Dalı Turizm İşletmeciliği Programı Yüksek Lisans

Tezin Adı TURİZMVE DOĞA EĞİTİMİ: ‘’KELEBEKLER VADİSİ UYGULAMASI’’ – KONYA ÖRNEĞİ

(3)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Mehmet KAHRAMAN Numarası 134260002009

Ana Bilim /

Bilim Dalı Turizm İşletmeciliği Programı Yüksek Lisans

Tez Danışmanı Doç. Dr. M. Erhan SUMMAK

Tezin Adı TURİZM VE DOĞA EĞİTİMİ: ‘’KELEBEKLER VADİSİ UGULAMASI’’KONYA ÖRNEĞİ

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “ Doğa ve Turizm Eğitimi: Kelebekler Vadisi Konya-Örneği” başlıklı bu çalışma 03.07.2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oy çokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

ÖNSÖZ

Doğal yaşamın bütün canlılar için vazgeçilmez olduğunu doğada var olan canlıların birbirlerinin yaşam alanlarına verdikleri ve verecekleri bilerek ya da bilmeyerek zararların bir gün mutlaka canlı popülasyonlarının tamamının yaşamını olumsuz yönde etkileyerek zorlaştırmasına veya tamamen yok olmasına sebep olmaktadır. Doğada sahip olunan güzelliklerin ve yaşam alanlarının korunarak gelecek nesillere aktarılması doğanın hükümdarı olan biz insanların en önemli görevidir. Bu tezin hazırlanmasında bana yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Mete SEZGİN hocama Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Erhan SUMMAK’ a her konuda daima yanımda olan sevgili eşim Fatma KAHRAMAN’ a teşekkür ediyorum.

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Bu araştırma, Turizm ve Doğa Eğitimi ile Kelebekler Vadisi arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelik yapılmıştır. Turizm ve Doğa Eğitiminin Kelebekler Vadisi Uygulamasının Örneği sunulmaya çalışılmıştır. Araştırma Türkiye’de Turizm ve Doğa eğitiminin Konya’da bulunan Kelebekler Vadisi parkı üzerinde yapılmıştır. Araştırma da nitel araştırma yöntemlerinde yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılmıştır. Bu araştırma, turizm sektöründe çok aktif rol alan Konya Selçuklu Kelebekler Vadisi çalışanları ziyaretçileri ve Selçuklu Belediyesi park işletmeleri yöneticisi ile yapılmıştır. Görüşme sorularının değerlendirilmesi sonucu sekiz tane ana bulguya ulaşılmıştır.

Sonuç bölümde ise Turizm ve Doğa Eğitiminin turizm paydaşları üzerinde ve katılımcılar üzerinde çevre ve yaşamsal kalite yönünden turizm sektörünün gelişimi açısından çok olumlu etkiler meydana getirmiştir. Kelebekler Vadisi Tropikal Park uygulamasının bölge ekonomisine ve doğaya karşı toplumun duyarlı hale gelmesi ve doğa eğitimi açısından olumlu yönde etkiler bıraktığı tespit edilmiştir. Çevre, altyapı, teknoloji ve tesisler bakımından park uygulaması değerlendirildiği zaman bazı eksiklikler olduğu görülmüş ve bu yönde oluşan olumsuz değerlendirmeler görüş

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Mehmet KAHRAMAN Numarası 134260002009

Ana Bilim /

Bilim Dalı Turizm İşletmeciliği Programı Yüksek Lisans

Tez Danışmanı Doç. Dr. M. Erhan SUMMAK

(6)

halinde yazılı olarak belirtilmiştir. Doğa Eğitim odalarının ve doğadaki varlıkların hayat serüvenine yolculuk adına düzenlenen eğitim ve bilgilendirme alanlarının ve hayat döngüsüne uygun olarak hazırlanması bilimsel yönden olumlu yönde çalışmalar olarak değerlendirilmektedir. Kelebekler Vadisi Konya uygulamasının insanların ve toplumun doğanın diğer canlılarla beraber kullandığımız bir alan olduğunu ve onlara karşı sevgi ve saygının oluşması adına çok önemli bir çalışma olduğu görülmüştür. Genelde çalışma pozitif yönde; sosyal, ekonomik ve Doğa Eğitimi açısından olumlu katkılar sunmaktadır. Kelebekler vadisi Konya örneği katılımcılar üzerinde çevre, yaşam kalitesi ve turizm açısından olumlu yönde algı yaratmıştır. Aynı zamanda Selçuklu bölgenin ekonomisi açısından olumlu etki yaratmıştır. Kelebekler Vadisi Konya uygulamasının Selçukluya Konaklama işletmeleri açısından ise beklenen yönde olumlu katkı sağlayamadığı görülmektedir. Kelebekler Vadisi Konya uygulamasının Selçuklu ilçesinin turizm değerleri açısından Doğa Eğitimine yönelik sonuçları; Sosyo-kültürel yönden olumlu etki, Doğa Eğitimi yönünden olumlu etki, ekonomik yönden olumlu etki, siyasi yönden olumlu etki ve konaklama açısından ise olumsuz olmasa da beklenen katkıyı sağlayamadığı tespit edilmiştir. Kelebekler Vadisi Konya uygulamasının Turizm ve Doğa Eğitimi açısından sürdürülebilirlik ilişkisi sonuçlarında ise pozitif ve negatif yönde gelişen iki ilişki gözlemlenmiştir. Pozitif ilişki; insanların bilinçlendirilmesi, yerel yönetimlerin desteklenmesi, turist kapasitesinin önemi ve yeni turizm değerleri, çağdaş ve korumacı projelerin yapılmasıdır. Negatif yönde ise projede; çevre düzenlemelerinin, ulaşım imkânlarının, tanıtımın yön levhaları ile ilgili düzenlemelerin yetersizliği, Konya da bulunan turizm paydaşları ile sağlıklı bir iletişimin kurulamamış olması yerli ve yabancı ziyaretçilerin beklenen ilgiyi göstermemesine neden olmaktadır. Giriş ücretlerinin ziyaretçiler tarafından ekonomik bulunmamasıdır.

Anahtar Kelimeler: Doğa Eğitimi, sürdürülebilirlik, Kelebekler Vadisi, Alternatif Turizm.

(7)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

This research was conducted to understand the relationship between Nature Education and Tourism with Butterfly Valley.

An example of Butterfly Valley application of tourism and nature education is tried to be presented.Research has been condusted on the tourism and nature education in Turkey Butterfly Valley park, located in Konya. In the research, semi-structured interview method was used as aqualitative research methods. This research was carried out with the visitors of Konya Seljuk Butterfly Valley employees, who have a very active role in the tourism sector, and the manager of the park operations of the Selcuklu Municipality.As a result of the evaluation of the interview questions, eight main findings were found.

In the Results section, nature and tourism education's stakeholders and participants have had positive effects on the development of the tourism sector, environment and vital quality. It has been found that the Butterfly Valley Tropical Park application had positive effects on the sensitivity of the society and on the economy of the region. When the park application is evaluated in terms of environment,

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Mehmet KAHRAMAN Numarası 134260002009

Ana Bilim /

Bilim Dalı Turizm İşletmeciliği Programı Yüksek Lisans

Tez Danışmanı Doç. Dr. M. Erhan SUMMAK

Tezin Adı Tourism and natüre Eduration Batterfly Valley Application Konya Example

(8)

infrastructure, technology and facilities, some deficiencies have been observed and the negative evaluations that have occurred in this direction have been indicated in the study. It has been seen that the application of Butterfly Valley in Konya is an area we use with nature and other creatures for people and society and it is a very important study for the formation of love and respect towards them. In general, the study positively contributes to social, economic and nature education. The butterfly valley Konya case created a positive perception on the participants in terms of environment, quality of life and tourism. At the same time, had a positive impact on Selcuklu region's economy. It is seen that the Butterfly Valley Konya application does not contribute positively to the Selcuklu Regions’s accommodation businesses as expected. According to the results of theButterfly Valley Konya application towards Nature Education in terms of tourism values of Selçuklu district positive impact in terms of socio-culture, positive impact in terms of economy, positive impact in terms of economy, positive impact in terms of politics and not negative but also not expected contribution in terms of accomodation were determined. Two positive and negative relationships were observed in the results of the sustainability relationship of the Butterfly Valley Konya application in terms of Tourism and Nature Education. Positive relationship were identified as awareness of people, support of local administrations, importance of tourist capacity and new tourism values, contemporary and protective projects. On the negative side, the inadequacy of environmental regulations, transportation facilities, promotion signs and the lack of a healthy communication with the tourism stakeholders in Konya cause the local and foreign visitors not to show the expected interest. Entrance fees are not considered economical by visitors.

Key words: Nature Education, Sustainability, Butterfly Valley, Alternative Tourism.

(9)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... iv

ÖZET ... v

SUMMARY ... vii

İÇİNDEKİLER ... ix

TABLOLAR LİSTESİ ... xii

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM 1. KAVRAMSAL OLARAK TURİZM ve TARİHSEL GELİŞİMİ 1.1. Turizm Kavramı ... 4

1.2. Turizmin Kaynakları ... 7

1.3. Turizmin Tarihsel Gelişimi ... 10

1.3.1. Endüstri Devrimi Öncesinde Turizm ... 11

1.3.2. Endüstri Devrimi Sonrasında Turizm ... 13

1.4. Türkiye’de ve Dünya’da Turizm Gelişimi ... 15

1.4.1. Türkiye’de Turizm Gelişimi ... 16

1.4.2. Dünyada Turizmin Gelişimi ... 17

İKİNCİ BÖLÜM 2. ALTERNATİF TURİZM ve TÜRKİYE’DEKİ DURUMUNA GENEL BAKIŞ 2.1. Alternatif Turizm Tanımı ... 21

2.2. Alternatif Turizmin Ortaya Çıkış Nedenleri ... 24

2.3. Alternatif Turizm Türleri ... 24

(10)

2.3.2. Kırsal Turizm ... 27

2.3.3. Yayla ve Dağ Turizmi ... 30

2.3.4. Kış Turizmi ... 32

2.3.5. Spor Turizmi ... 35

2.3.6. Golf Turizmi ... 36

2.3.7. Yamaç Paraşütü ve Parasailing ... 37

2.3.8. Av Turizmi ... 38 2.3.9. Kruvaziyer Turizmi ... 39 2.3.10. Sağlık Turizmi ... 41 2.3.11. Termal Turizmi ... 43 2.3.12. Kültür ve Tarih Turizmi ... 44 2.3.13. İnanç Turizmi ... 49

2.3.14. Diğer Turizm Çeşitleri ... 50

2.4. Turizmde Yeni Eğilimler ... 51

2.5. Türkiye’de Alternatif Turizm ... 53

2.6. Alternatif Turizm ve Çevre Etkileşimi ... 56

2.6.1. Alternatif Turizmin Çevre Üzerindeki Olumlu Etkileri ... 57

2.6.2. Alternatif Turizmin Çevre Üzerindeki Olumsuz Etkileri ... 60

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. DOĞA ve TURİZM EĞİTİMİ 3.1. Eğitim ve Turizm ... 67

3.2. Turizm Eğitimi ... 67

3.3. Turizm Eğitiminin Tanımı ... 68

3.3.1. Halk Turizm Eğitimi ... 69

3.3.2. Genel Turizm Eğitimi ... 70

(11)

3.3.4. Akademik Turizm Eğitimi ... 70

3.4. Turizm Eğitiminin Önemi ... 71

3.5. Turizm Eğitiminin Amaçları ... 72

3.6. Türkiye’de Turizm Eğitiminin Genel Yapısı ... 74

3.7. Doğa ve Çevre Eğitimi ... 80

3.8. Doğal Kaynakların Korunmasında Eğitimin Rolü ve Önemi ... 85

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. ALTERNATİF TURİZM DEĞERİ OLARAK KONYA KELEBEKLER VADİSİ VE DOĞA EĞİTİMİ 4.1. Araştırmanın Yöntemi ... 89

4.2. Yarı Yapılandırılmış Görüşme Yöntemi ... 90

4.3. Görüşme Formunun Hazırlanması ... 91

4.4. Veri Toplama Süresi ... 91

4.5. Verilerin Analizi ... 93

4.6. Geçerlilik ve Güvenirlilik ... 93

4.7. Konya Tropikal Kelebek Vadisi ... 94

4.7.1. Konya Kelebekler Vadisi’nin İnşa Süreci ... 94

4.7.2. Konya Kelebekler Vadisi’ndeki Turizm Değerleri ve Kelebekler Bahçesi’ne Yönelik Turistik Veriler ... 95

4.7.3. Konya Kelebekler Vadisi’nin Kuruluş Amacı ... 96

4.8. Araştırma Evreni ... 97

4.9. Verilerin Toplanması, Çözümlenmesi ve Bulgular ... 98

SONUÇ ... 101

KAYNAKÇA ... 103

(12)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Kitle İletişim ve Alternatif Turizmin Çevre ile İlişkilerini Ortaya Koyan

Özellikler ... 22

Tablo 2: Alternatif Turizm Türleri ... 56

Tablo 3: Türkiye’de Turizm Eğitiminin Genel Görünümü ... 77

(13)

GİRİŞ

İnsanların ikamet ettikleri veya sürekli yaşanılan yer dışında yapılan ziyaretler, seyahatler için gidilen yerlerde geçici ikamet etmeleri ve konaklamaları sonucu ihtiyaçlarının karşılanması nedeniyle kazanç elde etmeden yapılan faaliyetlerdir. İnsanoğlu tarih boyunca değişik etkenlerden dolayı seyahat etmişlerdir. Ancak içinde bulunduğumuz çağda sanayideki gelişmeler, ulaşım teknolojisindeki ve haberleşme alanındaki baş döndüren değişimler ülkelerin milli gelirlerindeki ciddi artışlar; kişi başına düşen GSM’nın artması insanların refah düzeylerini yükseltmiştir. Bu hızlı gelişmeler boş zamanların ortaya çıkması ile yapılacak seyahatleri daha önceki tarihlerde yapılan ticari, dini ve askeri amaçlarla yapılan seyahatlerden çok daha farklı bir konumda ortaya çıkarmıştır. Bugünkü manasıyla “turizm” 19. Yüzyılın sonu 20. Yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanmıştır. Yirminci yüzyılda gelişimini tamamlayarak milenyumdan sonra ulaşım hizmetleri ve haberleşme sistemlerindeki çok hızlı gelişmeler nedeniyle zirveye doğru tırmanışa geçerek ilerlemiş ve gelişmekte olan ülkeler için en iyi tanıtım, pazarlama ve istihdam sağlayan, önü açık bir hizmet sektörü haline gelmiştir. Artık turizm geniş kitleleri ilgilendiren ülkeler ve milletler için ekonomik olduğu kadar ciddi bir sosyal faaliyet alanı oluştur. Ülkeler bu sosyal ve ekonomik faaliyet alanında birbirleri ile kıyasıya yarış halindedirler. Günümüzde turizm sektörü devletlerin ekonomilerinde vazgeçilemeyecek değerlere ulaşmıştır. Bu sektörde meydana gelebilecek olumsuz gelişmeler, aynı zamanda ülke ekonomilerini ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakarak istihdam konusunda önemli bir yeri olduğu ortaya çıkmaya başlamıştır.

İkinci Dünya savaşından sonra sektörde meydana gelen hızlı gelişmeler daha geniş insan topluluklarına ve daha geniş alanlarda yayılmaya başlamıştır. Yaşadığımız çağda parasal ve kitlesel bir sektör haline gelen turizm yarattığı ve yaratacağı ekonomik sosyal kültürel ve politik alandaki etkileri ile ülke ekonomilerinde ve uluslararası ilişkilerde politik olarak ilişkileri olumlu ya da olumsuz olarak etkileyen önemli bir ekonomik koz halini almıştır. Bu durum turizm sektöründen pay alan gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin bu hizmet sektörüne verdikleri önemi artırmaktadır.

Uluslararası ve ulusal düzeyde ulaştığı dev boyutlar nedeniyle turizm iş hacmi ve yatırımlarını geliştiren, ekonomik gelir yaratan, yeni yeni istihdam alanları açan,

(14)

ciddi bir döviz girdisi sağlayan, ulusal olarak işsizliği önleyen, bunun yanında diğer hizmet sektörlerini de ciddi bir şekilde olumlu yönde etkilemektedir. Doğal olarak bu durum ülkelerde turizm sektörüne daha çok önem vermelerini sağlamaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler için vazgeçilemez oranlarda döviz girdisi sağlayan turizm sektörü ülkelerin cari açıklarının kapatılmasında önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bu hizmet sektörü üzerinde ekonomi ağırlıklı yoğunlaşmalarının önemli nedenlerinden biri halini almasını sağlamıştır.

Dış ticaretin ve sanayinin finansmanı ülke ekonomileri için önem arz etmektedir. Ülkeler bu finansmana kaynak olarak turizm faaliyetlerinin getirisine ve katkısına ehemmiyet vermektedirler. Bu nedenle son yıllarda ülkelerin ekonomilerinde turizmin değeri hızla artmaktadır. Uluslararası ilişkilerde ülkeler aralarındaki turizm potansiyelini dikkate alarak birbirlerini tehdit edebilmekte ve ilişkilerine turizm faaliyetleri üzerinden yön verebilmektedirler. Ülkelerin turizm gelirlerindeki artış ve azalmalar yıllık ekonomik değer artışlarını doğrudan etkilemektedir. Tüm bu etkenler göz önüne alındığı zaman turizm faaliyetleri ülkelerin ekonomilerinde itici güç konumuna gelebilmektedir. Turizm sektörünün milli gelir içindeki yerinin artması meydana getirdiği istihdam imkânları kaynakların bu alana akmasına neden olmaktadır.

Dünyanın en hızlı gelişme gösteren doğrudan hizmet sektörü olan turizm hareketleri her yıl önemli gelişmeler göstermektedir. Kendi alanını yeniden üreten dinamik bir özellik taşımaktadır.

Yapılan bu çalışmanın birinci bölümünde turizm kavramı, turizmin kaynakları, tarihsel gelişimi, Türkiye ve dünyadaki turizm alanındaki gelişmeler endüstri öncesi ve endüstri sonrası olarak ele alınmıştır.

İkinci bölümde Alternatif turizmin Türkiye’ deki gelişim aşamaları, alternatif turizme genel bir bakış, tanımı, ortaya çıkışı, türleri, gelişim aşamaları, Alternatif turizmin Türkiye’deki örnekleri, Alternatif turizmin çevre üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri, üzerine dünyadan ve Türkiye’den örnekler verilmiştir.

Üçüncü bölümde ise Turizm ve Doğa Eğitimi üzerine Türkiye’deki eğitim çalışmaları, aşamaları amaçları, hedefleri üzerinde durulmuştur. Doğa ve çevre eğitiminin önemi vurgulanmıştır.

(15)

Dördüncü ve son bölümde ise Alternatif turizm değeri olarak Konya Tropikal Kelebek Bahçesinin kuruluş aşamaları, çalışmaları, çalışanları, ziyaretçileri ve yapılan doğa eğitimi çalışmaları hakkında verilerin ve bulguların değerlendirilerek doğa eğitimine yapılan katkılar ile beraber kazandırılan turizm değerinin önemi vurgulanmıştır.

(16)

BİRİNCİ BÖLÜM

1. KAVRAMSAL OLARAK TURİZM ve TARİHSEL GELİŞİMİ

Bu kesimde turizm kavramı, kavramın boyutları ve tarihsel gelişimi çözümlenmektedir.

1.1. Turizm Kavramı

Her konu ve kavram içinde yaşadığımız zamana göre yeniden tanımlanma ve tartışılmayı gerektirir. Teknolojik gelişmeler baş döndürücü biçimde bütün kavramları ve konuları etkilemektedir. Bu nedenle geleneksel bakış açıları ve algılar da değişmektedir. Yaşamın bu döngüsün de teknolojik olarak gelişmelerden en fazla etkilenen sektörlerden birisi de turizm sektörüdür. Çünkü planlama, ulaşım, konaklama, işletmecilik, pazarlama gibi birçok alan bilgi iletişim teknolojileri ve alt yapı teknolojilerinden önemli ölçüde etkilenmektedir. Küreselleşme çağında dünyanın artık büyük bir köy olduğu gerçeğiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ulaşım sektöründeki gelişimler arasındaki mesafeleri kısaltmıştır. Günlerle ifade edilen mesafeler yıllar öncesinde kaldı, şimdi ise günümüzde saatlerle ifade edilmeye başlanmıştır. Eğitim düzeyinin ve gelir seviyesinin artması; ulaşım teknolojilerinin seyahat etmeyi kolaylaştırması dünya genelinde insanların seyahat etme isteklerini artmıştır. Seyahat etmek insanın varoluşsal bir özelliğidir ve bütün çağlarda gözlemlenmiştir. İnsanlar yüz yıllarca farklı amaçlarla oldukları yerlerden farklı yerlere doğru hareket etmişlerdir. İnsanların yiyecek bulma, avlanma, güvenli bir yerleşim yeri bulma, kutsal mekânların ziyaretleri gibi farklı nedenler ile yaptıkları bu seyahatler zamanla turizm etkinliklerine dönüşmüş ve hareketin konusuna göre farklı türlere ayrılmıştır (Durgun, 2006).

Turizm ifadesi Latince’de dönmek eyleminden üretilmiştir. Kavram, ilk olarak “Tornus” olan kökeninden İngilizceye “Tour” olarak geçmiştir. Turizm kelimesi bir yönden başlayan aksiyonun aynı başladığı yere doğru yönelmesini anlatmaktadır. Kelimeye getirilen -izm eki hareket olarak algılanmış; hareketlilik, dinamizm ve mobilite içeren bir kavram oluşturmuştur. Turizm kelimesiyle anlatılmak istenen, bir yerden başlayan ve tekrar aynı yere giden ve orada biten hareketler bütünüdür. (Erdavletov, 2003: 1).

(17)

Turizm kavramını tanımlamak amacıyla özelve teknik olarak birçok tanım yapılmaktadır. Fakat günümüze kadar içerik yönünden çok geniş bir tanımlama yapılmamıştır. Bunun temel sebebi; turizmin temelinde asıl öznenin insan kaynaklı oluşu; bunun yanında alanın psiko sosyal temelli politik, ekonomik, sosyal yönlü birden fazla farklı faktörlerin bir bütün olarak karşımıza gelmesidir.

Guyer-Feuler tarafından 1905’te ilk turizm tanımı verilmiştir. “Modern anlamda turizm: Gittikçe artan hava değişimi ve dinlenme gereksinmeleri, doğa ve sanatla beslenen göz alıcı güzellikleri tanıma isteğine; doğanın insanlara mutluluk verdiği inancına dayanır. Özellikle ticaret ve sanayinin gelişmesi ve ulaşım araçlarının yaygın hale gelmelerinin bir sonucu olarak ulusların ve toplulukların birbirine daha çok yaklaşmasına olanak veren ‘modem’ çağa özgü bir olaydır (Zeithami ve Bitner, 1996: 2).

1942 yılında yayımlanan “Turizm Genel Doktrini” adlı kaynak eserde, İsviçre’li yazarlar Hunziker ve Krapf turizmi, “kazanç edinmek amacıyla devamlı veya süreksiz işletmeciliğin olduğu; tek merkezde kalıcı olarak ikamet etmemek koşuluyla, ziyaretçilerin yalnız bir bölgede konaklıyor olmaları veya eğleşmeleri sonunda meydana gelecek etkileşimlerin ve olguların bütünü” biçiminde tanımlanmıştır (Mili, 1992: 3).

Zamanla turizm kavramına yeni boyutlar ve içerikler eklemlenmiştir. Turizm terimi 1980’li yıllarda AIEST (Uluslararası Bilimsel Turizm Uzmanları Birliği) tarafından kapsamlı bir tanımlamaya konu olmuştur. “Turizm; insanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları ve her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına seyahatleri ve buralardaki, genellikle turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetleri talep ederek, geçici konaklamalarından doğan olaylar ve ilişkiler bütünüdür” (Lickorish ve Jenkins, 1997: 5).

DTÖ (Dünya Turizm örgütü), 1963 yılında Roma Toplantısında kabul edilen tanımlamaya göre; Turizm: gelir elde etme amacı gütmeyen faaliyetler dışında kalacak boş vakitlerimizin bütününü içine alacak bir geziyle beraber bunlardan doğan ulaşım, konaklama, eğlence yeme içme gibi faaliyetleri içine alan konaklama ve benzeri hizmetler, ilişkiler bütünüdür” (Middleton, 1997: 45).

Akademik çevrelerde turizm kavramı üzerinde sürekli olarak önemli tartışmalar yapılmaktadır. Bazı turizm araştırmacıları, turizm sektörünü bir endüstri

(18)

olarak tanımlarken bir kısım araştırmacılar da alanı sistem olarak belirtmektedirler ve öyle kabullenmektedirler. Turizmin alan ve kavram olarak birden fazla disiplinle ve sektörlerle etkileşimde bulunduğu görülmektedir. Turizmin kavram olarak bir tek tanımının yapılamıyor olmasının sebebi, turizm sektöründe çalışan araştırmacıların turizmin farklı disiplinlerinde çalışırken kendi çalışma alanlarına göre kendi çalışma disiplinlerini içine alacak biçimde tanımlamalarından kaynaklıdır. Örneğin, turizmi, ekonomistler “bir endüstri” alanı olarak görürlerken, pazarlama sektöründekiler “pazar” olarak görebilmekte, bunun yanında çevre bilimcileri ise turizm sektörünün çevreye olan etkileri üzerinde durma eğilimi taşımakta etkileşim içinde bulunduğu toplumbilimciler ise insanların davranış yönlerini temel öge olarak alabilmektedirler (Lickorish ve Jenkins, 1997: 5).

DTÖ’nün 1991’de kabul ettiği ve BM tarafından da onaylanan tanımda ise turizm; inanların yaşamakta oldukları çevrelerinin dışına, bir yıllık süreden fazla olmamak üzere dinlence, iş, eğlenme ve ihtiyaç duyulacak diğer sebeplerle seyahat eden ve konaklayan bireylerin faaliyetlerini kapsamaktadır (Middleton, 1997: 8).

Turizm kavramının boyutları (Akat, 2000: 3-4).

 Turizm, temelinde bir gezi ve seyahat olgusudur. Fakat sözü edilen seyahat, bireylerin kendi ikamet ettikleri alanın dışında meydana gelmekte ve sürekli ikamet etme gayesi taşımamaktır.

 Turizm olgusunda seyahat, bireylerin kendi arzu ve istekleri ile meydana gelmekte ve tamamıyla bireylerin kendi irade ve istekleriyle gerçekleşen bir hareketlilik söz konusu olmaktadır.

 Turizm seyahati, ticaret veya siyaset amaçlı yapılmamaktadır. Bu sebeple din, eğlence, spor, eğitim, sağlık, kültür, çevresinden uzaklaşma, yeni yerleri tanıma ve görme amaçlı yapılacak seyahatler turizmi ifade etmektedir.

 Turizm, gezi yapacak insanların gezilerinin başından sonuna, tüm ihtiyaçlarına yanıt veren organizasyonların bütününü içine almaktadır.

Turizm kavramının boyutlarının da anlattığı gibi turizm etkinlikleri, tamamen bireylerin kendi iradeleriyle ve farklı amaçlarla gerçekleştirdikleri seyahat amaçlı

(19)

davranışlarla; bireylerin bu seyahatlerinde yararlandığı konaklama ve işletmecilik faaliyet ve politikaların tamamından oluşmaktadır.

1.2. Turizmin Kaynakları

Turizmin doğal ve yapay (üretilmiş) birçok kaynağı bulunmaktadır. Alt yapı, işletmecilik ve insan kaynaklarını da turizmin kaynakları arasında belirtmek durumundayız. Elbette bu konuda da farklı çalışmalar ve tanımlamalar vardır. Turizmin kaynakları aşağıdaki gibi sıralanabilir (Stynes ve O’Halloran, 2002: 7-9).

1) Doğal Kaynaklar

Doğa eşsiz zenginliğiyle, yer altı ve yer üstü değerleriyle turizmin en önemli kaynaklarını barındırmaktadır. Her coğrafya ve bölge çok farklı ve zengin turizm olanakları sunmaktadır. Bunlara kısaca bakılacak olursa karşımıza şöyle bir sınıflandırma çıkmaktadır:

 İklim. Farklı sezonlar farklı olanaklar anlamına gelmektedir.  Su kaynakları: Göller, denizler, akarsular, akıntılar, çağlayanlar  Flora: Çiçekler, ağaçlar, yabani bitkiler, parklar, bahçeler, bitki örtüsü  Fauna: Balık, deniz canlıları ve vahşi yaşam

 Jeolojik kaynaklar topografya, toprak, kumullar, plajlar, mağaralar, kayalar, mineraller ve fosiller

 Görsel zenginlik: yukarıdakilerin hepsinin kombinasyonu 2) Kültürel Kaynaklar

İnsan eliyle biçimlendirilmiş çevre çok önemli turizm kaynakları arasında yer almaktadır. İnsanların deniz, kum, güneş gibi doğal turizm güdüleyicilerinden sonra kültürel kaynaklar gelmektedir. Bu kaynaklar özetle şöyledir:

 Tarihi yapılar, ören yerleri  Anıtlar

 Dini yapılar, türbeler  Yerel mutfak

(20)

 Yerel kültürler

 Endüstri, hükümet, din vs.  Antropolojik kaynaklar  Yerel kutlamalar 3) İnsan Kaynakları

Doğal ve kültürel turizm kaynakları ne kadar zengin olursa olsun, insanların bunlardan yararlanması için gerekli ve güvenli altyapı, seyahat ve beslenme (gastronomi) olanakları yoksa mevcut kaynakların hiçbir anlamı olamaz. Örneğin, terör ve savaş gibi insanların seyahat güvenliğini sınırlayan durumlar hiçbir turizm etkinliğinin gerçekleşmesine olanak sağlamaz. Bu nedenle insan kaynakları ve sunulan olanaklar oldukça gerekli insan kaynakları arasında yer almaktadırlar. İnsan kaynaklarıyla ilgili birkaç örnek aşağıdaki gibidir:

 Misafirperverlik  Yönetim becerileri  Sezonluk işgücü

 Müzik, tiyatro, sanat vs.  Zanaatkârlar ve el becerileri

 Şeflerden, hukukçulara, araştırmacılara diğer işgücü becerileri  Yerel nüfus

3) Sermaye

Hem bireysel, hem ticari hem de makroekonomik sistem açısından gerekli sermaye ve mali olanaklar yoksa turizm etkinlikleri oldukça kısıtlı olacaktır. Girdi maliyetleri, ulaşım, konaklama, gastronomi ve diğer kalemler açısından yeterli ve zengin sermaye çeşitliliği olmalıdır.

 Sermayenin elde edilebilirliği, finans

 Altyapı: ulaşım, havaalanları, demiryolları, liman ve marinalar, yollar  Altyapı: su, enerji, iletişim, atık değerlendirme

(21)

 Üstyapı: oteller, tatil köyleri, kampingler vs. konaklama tesisleri  Üstyapı: tiyatro, sinema, eğlence parkları vs. eğlence dinlence tesisleri  Sigorta şirketleri

4) Hizmetler

Turizm sektörü her şeyden önce bir hizmet sektörüdür. Hizmet sektörünün güvenilir, etkin ve verimli olması turizm sektörünün sağlıklı işleyişi açısından en önemli gerekliliklerdendir.

 Turizm Büroları  Tur operatörleri  Seyahat acenteleri

Turizm endüstrisini oluşturan alt sekmenler tamamen ticaret işletmeleridir. Kazanç elde edebilmek için faaliyet gösterirler. Konaklama, ulaştırma sektörleri önemli turizm işletmelerini barındırırlar. Bazı sektörler ise kâr elde etmekten başka amaçlar, için ticari faaliyetlerini gösterirler. Örneğin, safari parkları, tarihi alanlar bunlar arasında sayılabilir. Bunların bir kısmı da kamu sektörü olarak ortaya çıkmaktadır. Genelde ticaret amaçlı faaliyet gösterememektedirler. Ulusal parklar, turizm tanıtma ofisleri de bu tür yapılara örnek gösterilebilir.

Turizmin bacasız bir endüstri olduğu genellikle kabul edilmektedir. Turizm ve seyahat dünyada en büyük ölçekli endüstriyi temsil etmektedir. Hava istasyonlarından hava ulaşımına, gemiden trene, gıda yeme içme kuruluşlarından petrol hizmeti veren şirketlere çağdaş seyahati içine alan turizm endüstrisi dünya ekonomisi için hayati derecede rol oynar (Foster, 1994: 7-18).

Turizm endüstrisi, geleneksel olarak üç ana özelliği içermektedir:

 Ulaşım: Havayolları, deniz, demir, karayolunu, araç kiralaması ve hatta son zamanlarda uzay araçları

 Konaklama: Otel, motel, apart otel, tatil köyü, pansiyon, karavan vb.

 Tur operatörleri: Seyahat acenteleri bu sektörün bir alt birimini oluşturur; Paket turlar, özellikli turlar vs.

(22)

 Bununla beraber giderek dördüncü bir sektör ortaya çıkmaktadır.

 Yöresel turizm operatörleri, tema parkları (Disneyland), kalıtımsal, kültürel merkezler (İngiltere’nin endüstriyel atık merkezi WiganPier gibi) (Woodruffe, 1995: 228).

Turizm endüstrisini diğer hizmet sektörlerinden ayıran başlıca dört özellikten bahsedilebilir:

1) Elastik olmama: Turizm sektörü kapasite anlamında elastik değildir. Bir oteldeki yatak sayısı veya bir uçaktaki koltuk sayısı sabittir. Ani talep artışlarını karşılamak genellikle mümkün olamamaktadır. Benzer olarak, restoran masaları, otel yatakları ve uçak koltukları talebin düşük olduğu dönemlerde kullanılamaz ve boş kalır. Turizm hareketinin mevsimsellik doğası bu problemi artırmaktadır.

2) Stok yapılamama: Turizm hizmet ürünleri büyük oranda stoklanamaz. Kullanılmayan bir otel yatağı veya boş bir uçak koltuğu, endüstri için doğrudan bir zararı ifade eder. Bu durum genel endüstri karlılığına olumsuz olarak etki eder.

3) Sabit yerleşim: Turizm yöreleri sabit mahallerdir. Dolayısıyla potansiyel tüketicinin mahalli turizm değerlerini ziyaret etmesi teşvik edilmelidir. Bir tüketici yerel bir sinemada bir Hollywood filmini kolaylıkla seyredebilir. Fakat Taç Mahal’i görmesi için Hindistan’a seyahat etmesi gerekmektedir.

4) Görece olarak büyük finansal yatırım: Her modern turizm yatırımı ve mekânı çoğunlukla uzun zaman diliminde büyük yatırım gerektirir. Bu, turizm yönetimi için, risk seviyesinin ve geri dönüş oranının çok kritik öneme sahip olduğunu gösterir (Woodruffe, 1995: 230).

Turizm endüstrisinin gelecekteki yapısını, bilgisayarlı rezervasyon sistemlerinin kullanımı, kredi ve banka kartlarının yalnızca para kullanma, ödeme ve tahsilât aracı değil, aynı zamanda bilgi edinmeye yarayan ve rezervasyonlarda kullanılan araçlara dönüşmesi, bankaların turizm endüstrisine sermaye ve kredi vermesi veya doğrudan turizm yatırımı yapması belirleyecektir (Yarcan, 1998: 128).

1.3. Turizmin Tarihsel Gelişimi

Turizmin tarihsel gelişim dönemleri hakkında farklı yaklaşımlar vardır. Ancak, insanların avcılık ve toplayıcılık dönemlerinde bile ziyaret amaçlı etkinliklerden söz

(23)

edilebilir. Özellikle ilkel toplumlardaki tapınaklar ve dinsel ritüeller en önemli turizm etkinlikleri arasında sayılabilir. Konya’daki Çatalhöyük ve Şanlıurfa’daki Göbeklitepe neredeyse 12 bin yıllık bir geçmişte dinsel merkezlerin ve ritüellerin ne kadar belirleyici olduğunu göstermektedir.

1.3.1. Endüstri Devrimi Öncesinde Turizm

İnsanlık tarihinin her döneminde insanların sağlık merkezleri ve kutsal alanların ziyareti nedeniyle; yönetici, elçi ve konsolosların, misyonerlerin, hükümdarların, filozof ve bilginlerin, mimarların, tüccarların, denizcilerle beraber nihayet macera arayıcıların yer değiştirme hareketleri görülmektedir. İlk yüzyıllarda seyahatler, bir yanıyla merak faktörünün de tesiriyle, bir diğer yönden toplumun refah seviyelerinin artmasının sağlamış olduğu olanaklarla gelişmeler göstermiştir (Öztaş, 2002: 1-2).

Antik Yunan’da, Roma’da, Mısır’da, Çin’de ve diğer antik uygarlıklarda çok önemli dinsel ve yönetsel uygarlık etkinlikleri gözlemlenmiştir. İlk çağlarda turizm yalnızca zenginlerin ekonomik güçleri nedeniyle kullanabileceği sahip olduğu bir imtiyaz olarak görülmekteydi. Yunanistan’da, elit sınıfların şehir hayatının baskılarından kaçabilmesi için kalabalık şehirlerin dışına veya deniz kıyılarına sayfiye yerleri inşa edildi. Milattan önce de Roma, Atina ve Sparta gibi kentlerin nüfusu oldukça kalabalıktı ve bu nedenle kentlerin ileri gelenleri kent dışına dinlenme amacıyla seyahatler yapabiliyorlardı.

Avrupa’nın uygarlığının önemli bir unsuru Antik Yunan düşüncesi ise, diğeri de Roma hukuku ve uygarlığıdır. Roma İmparatorluğu oldukça geniş bir alana yayılmıştı. Hâkimiyetin ve ticaretin kolaylaştırılması için ve Roma imparatorluğu süvarilerinin daha kolay seyahat edebilmeleri için genişletilmiş yol sistemi Roma İmparatorluğu’nun ürünüdür. Romanın asilleri ve zenginleri, inşa edilen bu yollar sayesinde belirli ücretler karşılığında arabaları ile bu taş yollarda seyahat edebiliyorlardı.

Seyahat edenlere, ulaşımlarında, yolculukları süresince konaklama ve yeme ihtiyacını organize eden ve müşterilerinin can ve mal güvenliğini haydutlardan koruyan tur rehberleri eşlik ediyordu. Eski Orta Asya ve Türk kültüründe, Selçuklu ve

(24)

Osmanlı’da olduğu gibi Roma imparatorluğu hâkimiyet alanlarında da, seyahat eden tüccar ve gezginler için konaklama alanları mevcuttur.

Romalı turistler genellikle Kolezyum veya Forum gibi özel görsel cazibe merkezlerinin önünde sanatçılara poz veriyorlardı.

Tarihçi Philon, milattan önce dünyanın yedi harikasını tarif etmekteydi; Piramitler, İskenderiye Feneri, Babil’in Asma Bahçeleri, Rodos Sütunu, Zeus Heykeli, Artemis Tapınağı ve Halikarnas’ta Mausolus Mezarı. Bu eski uygarlık eserlerinden bugün sadece piramitler mevcuttur.

Milattan sonra 1275’ te Marco Polo, babası ve amcası ile birlikte Bağdat şehrine seyahat eder. Sonra Gobi çölünden geçer, yasaklı şehir Peiping’e ulaşır. Orada, zamanın en güçlü hükümdarı Kubilay Han ile karşılaşır. M. Polo, on yedi seneden sonra Venedik’e dönüşünde, seyahat ve keşfi bütünüyle Avrupa’da en tartışılacak konu yapacak bir eser yazmıştır (Foster, 1994: 9-10). Marco Polo gibi gezginler Avrupalılarda uzak coğrafyalara olan ilgiyi uyandırmıştır. Ticaret kentlerinin ortaya çıkması; baharat yollarının ve ipek yolunun güçlenmesi farklı kültürler ve coğrafyalar arasındaki etkileşimi artırmıştır.

İlk yüzyıllarda başlayacak askeri ve ticari seyahatler, yeniçağla beraber artık dönemsel olarak turizm özellikleri de kazanmış, insanların artık gezmek görmek amaçlı seyahatler etmeye başlamışlardır. Turistik seyahatlerin, başlarındaki, en geçerli nedenlerinin başında doğal kaynakları görme gelmiştir. Şifalı su kaynaklarının keşfedildiği yörelere ziyaretçilerin gelmesi, oldukça eskilere dayanmaktadır (Akat, 2000: 10). Termal turizm veya sağlık turizmi diye tanımlanan etkinliklerin antik çağlara uzanan bir geçmişi vardır.

İslam ve Hıristiyanlık dininin hızlı yayılması ve Müslümanlık inancın getirdiği hac yapma görevinin de, seyahatlerin oluşumu yönünden kayda değer bir hareketliliğin oluşmasını sağlamıştır, (Olalı, 1993: 3). Aynı şekilde Hristiyanların hac yapmak amacıyla Hristiyan büyüklerinin yaşadıkları alanları ziyaret etmek için yaptıkları seyahatlerde inanç turizmini güçlendirmiştir. Bu durum Budizm gibi ilahi kaynaklı olmayan dinler için de geçerlidir. Budizmin egemen olduğu coğrafyalarda da farklı tapınaklar her zaman seyahatlerin odağında olmuştur.

(25)

Posta arabasının gelişmesi, kara yolculuğunun artmasını teşvik etti. Atların çektiği yolcu arabaları 1600’lerde ilk önce Macaristan’da popüler olmuştur. 1668’e kadar yolcu taşıma araçları İngiltere’nin vazgeçilmezleri olmuştu. Bununla beraber, bakım yönünden iyi durumda bulunmayan yollar nedeniyle kara yoluyla seyahatler çok zordu. Zamanla Avrupa kıtasına da yayılacak geliştirilmiş anayolları 1790’larda İskoçya’da görmekteyiz(Foster, 1994: 11).

1.3.2. Endüstri Devrimi Sonrasında Turizm

İnsanlığın geçirdiği tarım devrimi, insan yerleşmeleri ve yeni insan ve kültür ilişkileri açısından yeni oluşumların kapısını açmıştı. Endüstri devrimi de, makinenin hâkimiyetini sağlarken bütün ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel ilişkileri de dönüştürmüştür. Turizm de Endüstri Devrimi’nden önemli ölçüde etkilenmiştir. Çünkü sosyal hareketlilik oldukça hızlanmış ve köy kent etkileşimi değişmeye başlamıştır. Endüstri Devrimi ve sonrasında turizmin gelişmesinde kilometre taşı olan gelişmeleri Foster’ın Travel and Tourism (1994) adlı eseri gelişmeleri şu biçimde analiz etmektedir:

On yedinci yüzyılda, Almanya’da demiryolunun icat edilmesi, ulaşımda devrim yarattı. 1800’lü yılların başında Birleşik Devletlerde ilk çelik raylar ortaya çıkıncaya kadar, demiryollarında odun raylar kullanılıyordu.

On dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar, trenler ülkeyi baştanbaşa geçen ana ulaşım yolu olarak turizmin gelişmesinin itici gücü oldu. 1904’e kadar Birleşik Amerika’yı bir baştan bir başa geçen dört yol faaliyette idi. Diğer bir demiryolu da Kanada’yı baştanbaşa geçmek için geliştirilmişti. Genelde tren istasyonlarına bitişik ana demiryolu hatları üzerinde büyük otellerin inşası yapıldı. Yapılan otellerin büyük çoğunluğuna demiryolunu işleten şirketler sahipti.

Avrupa’da, Amsterdam; Berlin, Brüksel, Roma, Viyana, Fransız Rivierası ve diğer popüler tatil noktaları arasında demiryolları kuruldu. Demir yolları ağı sosyal hareketliliği şaşırtıcı ölçüde artırdığı için, turistik amaçlı seyahatleri de artırdı.

James Monroe, düzenli Atlantik geçişleri yapmak üzere ilk yelkenli gemi olarak dizayn edildi. 5 Ocak 1818’de Liverpool’a gitmek üzere New York’tan ayrıldı. 1819’da buharlı gemi Savannah, Kaptan Moses Rogers yönetiminde Atlantik Okyanusu’nu geçti.

(26)

On dokuzuncu yüzyılın son dönemlerine kadar, Yeni Dünya’ya göçmen taşıyan; birçoğu dönemine göre çok süratli 20.000 tonajlı buharla çalışan gemilerin Kuzey Amerika ile Avrupa arasındaki yolcuları taşımada etkin olmuşlardır.

1845’te, ilk perakendeci seyahat acente işletmesi İngiltere’de açılır. Seyahat Acentesinin kurucusu Thomas Cook birçok demiryolu işletmesini ve buharla çalışan gemi şirketlerinin bilet satışı için kendisine komisyon ödemesini kabul ettirir.

1891’de Wells Fargo’nun yan kuruluşu olan Amerikan Express şirketi ilk olarak seyahat çekini sunmuştur. Amerikan Express büroları halka seyahat rezervasyonunu gerçekleştiren ilk Birleşik Devletler şirketlerinin arasındadır.

On dokuzuncu yüzyıldan önce, konaklama gereksinimleri, mahremiyet, güvenilir ortam ve sağlık açısından sorunlu olan yol kenarı hanları ile karşılanırken, konaklama alanında ilk otel olan Themont House, Amerika Birleşik devletlerinde konaklama hizmeti vermeye başlamıştır. 1919 yıllarında Themont House otelinin açılmasından kısa süre sonra otel işletmelerinin altın dönemi başlamış oldu. Bu dönem boyunca New York’ta Waldorf Astoria, Chicaco’da Halmer House, San Fransisco’da Palace Hotel’inin de aralarında bulunduğu birçok büyük otel inşa edildi.

Petrol ile çalışacak ilk otomobili Almanlar geliştirmiş, fakat 1907’de, Henry Ford’un seri üretim geliştirmesi T Model otomobilinin piyasalara sunulması dönemine kadar otomobillerle yapılan seyahatler bu kadar popüler olmamıştır.

Henry Ford öncülüğünde ilk otomobil monte edilirken, Orvville ve Wilbur Wright ilk kanatlı uçabilen bisikletin deneme çalışmalarını yapıyorlardı. Rüyalarını gerçekleştiren ilk başarılı uçuş deneylerini 17 Aralık 1903’te Kuzey Caroline’de gerçekleştirdiler.

1919 yılında düzenli yolcu uçuşları, Londra Hounslow ve Paris Bourget havaalanları arasında gerçekleşmeye başladı. 1922 yılına kadar 10.000’den fazla yolcunun Londra-Paris arası havayolu aracılığıyla seyahat gerçekleştirmiş oluyordu.

Okyanus ötesi uçuşlar, hava ulaşımının şeklini tamamen değiştirdi. Okyanus sadece üç veya daha fazla motorlu büyük uçaklar ile geçilebilirdi. Okyanusu aşan ilk uçak yolcuları, New York’tan Berlin’e bir gün yani 24 saatlik sürede taşıma yapan

(27)

Almanların yaptığı Focke Wulf Condor olmuştur. Hava yolu taşımacılığı anlamında ilk modern uçak Boing247, 1939 yılı içinde hizmetlerine başlamıştır.

Eğer 1945 yılında turizm endüstrisinde ihtisaslaşmanın gelişmeye başladığını kabul edersek, turizm endüstrisinde fark edilebilecek bazı genel değişimleri gözlemleyebiliriz.

1950’li yıllardan önce, turizm endüstrisi birbirlerinden bağımsız ayrı bir görünüme sahipti. Oteller, ulaştırma hizmeti veren işletmeler, tur operatörleri, seyahat acente ve işletmeleri birbirlerinden ayrı olarak çalışma eğiliminde idiler. Oteller genel olarak konaklama amaçlı oda satma amacı taşımakta idiler. Hava yolu; demiryolları koltuk satmanın peşindeydiler. Seyahat acenteleri seyahat ve tatil satıyorlardı. Ancak büyük çoğunlukla bağımsız hareket etme eğiliminde idiler. 1950 yıllarının ortasından başlayarak en başta İngiliz Krallığında tur operatörlerinin büyümelerinin başlamış olması, sanayinin doğasında, bağımsız işletmelerden farklı olarak, çok bütünleşmiş işletme faaliyetlerine doğru değiştirmeye başlamıştır.

Örneğin; oteller, müşterilerinin yataktan başka hizmetleri de istediğini görmeye başladılar. Bu durum otelleri, alışveriş için pasajlar geliştirmeye itecektir. Daha sonraları misafirlerine otel işletmeleri içerisinde yaptıkları harcamaları arttırmak amaçlı sekreter ya merkezlerini hizmete sundular. Havayolu işletmeleri, seyahat edecekler için güven artırıcı olarak sigorta ve otel rezervasyonlarını sunmaya başladılar (Foster, 1994: 11-14).

Bu dönemde, turizmin gelişmesine etki eden diğer bir husus da, seyahat konusunda edebi eserlerin yayımlanmasıdır. Seyahat imkânlarının artmasıyla, yazarlar dünyanın farklı yerlerini gezerek yaşadıkları deneyimleri yayınlamışlar bu çalışma insanlarda var olan merak ve seyahat duygularını canlandırmıştır, (Olalı, 1993: 4)

1.4. Türkiye’de ve Dünya’da Turizm Gelişimi

Türkiye Osmanlı döneminden itibaren özellikle Avrupa’nın büyük ilgi odağı olmuştur. Dünyadaki turizm sektörünün gelişmesini oldukça geriden izleyen bir ülke konumunda olsa da, Türkiye bugün dünya genelinde turizm destinasyonları açısından ilk altı ülke arasındadır. Türkiye’nin en önemli turizm hedefi 50 milyon turist ve 50 milyar dolar gelirdir. 2019 sezonunda ise 70 milyon turist 70 milyar dolar gelir hedeflenmektedir.

(28)

1.4.1. Türkiye’de Turizm Gelişimi

Türkiye’nin turizm alanında yıldız ülkelerden birisi olsa da, zaman zaman çok önemli sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Bazı dönemlerde artan terör olayları turizm sektörünü de yakından etkilemektedir. Türkiye, ne yazık ki önemli turizm kentlerinde ciddi ve sarsıcı terör hareketleriyle karşı karşıya kalmıştır. Oysa turizm sektörünün gelişebilmesinin en önemli ön koşullarından birisi güvenliktir. Seyahatler ve konaklama sırasında bireylerin can ve mal güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Tarihsel sürece baktığımızda Roma İmparatorluğunun güçlü dönemlerinde bu güvenlik sağlamıştır. Güvenli seyahat ve konaklama nedeniyle, adı geçen dönemde Roma’da turizm büyük bir ilgi uyandırmıştır (Civelek, 2013: 12).

Üç yanı denizle çevrilen, 8350 km uzunluğunda deniz kıyı şeridi bulunan Türkiye; Asya, Afrika ve Avrupa’nın adeta kavşak noktasında yer almakta ve iki kıtada toprakları bulunmaktadır. Türkiye’nin Asya’da bulunan kısmı Anadolu veya Küçük Asya olarak da isimlendirilen bir yarımadadır ve birçok tarihçi tarafından uygarlıkların beşiği olarak nitelendirilmektedir (Budak, 2000: 59). Türkiye bilinen onlarca uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Frigler, Urartular, Lidyalılar, Hititler, Asurlular, Antik Yunan, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemi eserleri turizm açısından büyük öneme sahiptir. Çatalhöyük ve Göbeklitepe 12 bin yıllık geçmişi simgeleyen değerler olarak bütün dünyanın ilgisini çekmektedir. Konya yakınlarındaki Kilistra bile Erken Hristiyanlık dönemi eserlerine konu olmuştur ve Eski Ahit’te yer almıştır. Türkiye’nin hemen hemen her ilçesinde ve ilinde tarih öncesi ve tarihi eserlere ve izlere rastlamak olanaklıdır.

Cumhuriyet öncesinde, Osmanlının dağılmasıyla beraber I. Dünya Savaşı’nın etkileri ile turizm etkinlikleri önemli ölçüde duraklamıştır. Başlıca turist gönderecek ülkelerle savaşa girilmiş olması ve turistlerin seyahat ve can güvenliğinin azalmasından ötürü yabancıların ülkeye karşı güvensizlik duygularının yaygınlaşması da turizmin gelişmesini engelleyen önemli birer neden olmuştur (Budak, 2000: 61).

Kuşkusuz Cumhuriyet döneminde kamu politikalarının en önemli konularından birisi de turizm olmuştur. Dünyadaki genel gidişata uygun olarak, Türkiye’de turizm alanındaki gelişmeler de 1950’li yıllardan sonra hızlanmıştır. Türkiye’de 1963 sonrası döneme Planlı Dönem adı verilmektedir. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında yabancı

(29)

ülkelerde gelişen turizm sektörünün ülkemizde de etkin olabilmesi yolunda çalışmalar yapılmıştır. Turizm yatırımlarının arttırılması, tanıtıma önem verilmesi, turizm için çeşitli kredilerle teşvik sağlanması, turizmin gelişmesi için altyapı çalışmalarına ağırlık verilmesi ve danışma bürolarının oluşturulması gibi konular üzerinde durulmuştur. 1. BYKP’da yer alan bir diğer konu ise turizmin ödemeler dengesinde dış açıkları kapatmada bir unsur olarak görülmesidir. TÜİK istatistiklerine bakıldığında 1961 senesinde Türkiye’ye 129 bin yabancı turist gelmiş vebu ziyaretlerden 7,5 milyon dolar döviz kazanılmıştır (Civelek, 2013: 12).

Türkiye’nin turizm endüstrisinin büyük bir kısmını deniz ile sahil turizmi oluşturmaktadır. Sürdürülebilirlik yönünden turizme geçiş de alternatif turizm uygulamalarının teşvik edilmesinin yanı sıra deniz kum ve güneş turizminin sürdürülebilir bir eksende geliştirilmesi de acili yet oluşturmaktadır. Sahil bölgeleri içinde gerçekleştirilen özelliklede küçük ölçekli turizm işletme yatırımları ekonomik kriterler gözetilerek yapılmakta, bu süreçler döneminde doğaya yansıyacak olumsuz etkenler de ancak bütçenin elverdiği derecede kısıtlanmaya çalışılmaktadır. Doğa ve çevresinin arka planda kaldığı bu yönlü bir gelişme modeli ile turizmi uzun dönemde geleceği tehlikeye atılmaktadır. Bu sebeple doğa ve çevre dengesini merkeze alamayan turizm anlayışının neden olacağı muhtemel sorunları ortadan kaldırmak ve yerli kaynakları koruma adına sahil turizminin de stratejik kalkınma planlamalarına dâhil edilmesiyle birlikte faydalı sonuçların ortay çıkması sağlanacaktır. Bu doğrultuda, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), birden fazla sektörü içine alan çok yönlü, denge uyarlanmış, Entegre Sahil Bölge Yönetimi (Integrated Coastal Zone Management) adıyla bir proje geliştirilmiştir. Gelişen bu yöndeki yaklaşımla ilgililer ve farklı kullanıcı grupları arasında yapıcı bir iletişim ortamı kurmayı hedeflemiştir. Anılan birimin etkili olacak çevre düzenlemelerini hayata geçirmesi ve aynı zamanda uygulamaları denetlemesi öngörülmüştür. Türkiye bu amaçlar doğrultusunda deniz, kum ve sahil turizmini sağlam bir temele oturtarak sürdürülebilir olan çalışmaları benimsemelidir (TÜSİAD, 2012: 47).

1.4.2. Dünyada Turizmin Gelişimi

Seyahat olgusunun insanlık tarihi kadar eski olduğu bilinen bir gerçekliktir. İlkçağda insanlar ticari ve dini amaçlarla seyahat ederken, günümüzde çok farklı amaçlarla ulusal ve uluslararası seyahatler neredeyse zorunluluk halini almıştır.

(30)

Devletlerin hukuk sistemlerinin gelişmesi, seyahat edenlerin her türlü güvenliğinin önündeki risklerin azalmasına neden olmuştur. Bu da insanların daha fazla ve farklı destinasyonlara seyahat etmesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle seyahat ve turizmin geliştirilebilmesi için önemli etkenlerden biri ve en önemlisi güvenlik konusudur. Seyahat ile konaklama sırasında bireylerin mal ve can güvenliklerinin güvence altına alınması gerekmektedir. Can ve mal güvenliğinin olmadığı yerlerde turizmi geliştirmek mümkün olmamaktadır. Güvenliğin olmadığı ortamlarda turizmin gelişmesi mümkün değildir. Roma İmparatorluğu merkezi ve güçlü bir devlet olarak yollarda ve konaklama yerlerinde, seyahat hedefi olan yerlerde güvenliği sağlamıştır. Güvenlik, bu dönemde seyahatlerin yoğunlaşması ve turizmin gelişmesinde rol oynayan önemli bir etken olmuştur (Civelek, 2013: 11).

İngiltere’de 1841 yıllarında Thomas Cook’un Licester’dan yaklaşık 12 mil uzaklıkta bulunan Lougborough şehrinde düzenlenecek festivale 570 kişiden oluşan bir topluluğu götürmesi; ticaret amacı ile yapılacak aynı zamanda tanıtım yapılarak halka duyurulmuş ilk toplu yapılan tren seferi olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmaların doğal sonucu olarak Thomas Cook kabul edilen ilk turizm seyahat organizatörü olacaktır. 1840 yıllarında Londra’da ilk turizm seyahat acentesini açmıştır. Açılan bu şirket hızlı bir şekilde büyümüş veCook’a ait olan bu firma günümüzde turizm şirketlerinin en büyüklerinden birisi durumuna gelmiştir (Mcintosh ve Gupta, 1980: 5).

Seyahat şekillerinin değişmesiyle birlikte zorunlu seyahatler kademeli olarak zevk amaçlı seyahatlere yerini bırakmış, ek olarak da spor ve hobi gibi özel ilgi turlarını sunan acenteler ve gönüllü kurum ve kuruluşların makul fiyata sunduğu faaliyetler yer almaya başlamıştır. 1890 yılında Turing Club, 1898 yılında ise Alliance International Tourism kurulmuştur (Lickorish ve Jenkins, 1997: 21). 20.yüzyıl başlarında turizm amaçlı organizasyonların artmasıyla birlikte turistik etkinliklerde artmaya başlamıştır.

Ekonomik rakamlar turizmin dünya çapında önemli ve anlamlı bir etkinlik olarak büyüdüğünü göstermektedir. Bir dizi ülke için, turizm uluslararası ticarette büyük bir metadır. Diğer ülkelerde ise ilk üç endüstri arasında yer almaktadır. Turizm dünyada hızla büyüyen önemli bir sosyal ve ekonomik güç haline gelmiştir (Goeldner vd.2000: 8).

Sonuç olarak gelinen son 30-40 yıllık dönem içinde topluluklara yönelik turizm yani kitle turizmi dünyada çok hızlı gelişen turizm sektörlerinin başında gelmektedir.

(31)

Başta Türkiye olmak üzere gelişmekte olan ülkeler dış ticaret açığında ticari dengeyi sağlama adına olumlu yönde gelir artırıcı etkisi bulunmaktadır. İstihdam adına olumlu yönde yaptığı katkı, yabancı yatırımcının ülkeye çekilmesi yanında organizasyon bilgisinin ülkeye kazandırılması, vergi gelirinin artırılması yönünde mali katkılar sağlayacağı bilinmektedir. Kitlelerin katılacağı turizm etkinliklerinin teşviki amacıyla izlenecek kamusal politikalar planlı kalkınmanın başlatıldığı 1960 yılından bu yana uygulanmaktadır. Bu yöndeki çalışmalar içinde bulunduğumuz döneme kadar sürdürülmüştür. Bütün bu çalışmalarla beraber kitlesel turizmin kendi özel yapısından kaynaklanan olumsuzlukları içerisinde barındırabilen özelliklede destinasyonun bulunduğu ulusal ve yerel ekonomik bazı faktörleri ve özelliklerini iyi tanımak gerekmektedir. 21. Asrın başlarında tamamen bu yönlü turizm anlayışının sınırlarının zorlanmaya başlanmış olduğu da anlaşılmaktadır (Soyak, 2013: 6).

Günümüzde turizm ülkeler için önemli bir gelir kaynağı aynı zamanda ciddi bir istihdam alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkeler arasında son yıllarda ekonomik ve siyasi ilişkilerin işleyişinde turizm belirleyici bir rol üstlenmekte ve aynı zamanda siyasi bir koz olarak kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Son yıllarda Türkiye Rusya arasında yaşanan sorunlardan dolayı Rus turistlerin sayısında dikkate değer bir azalma olmuştu. Ancak, siyasal ve ekonomik ilişkilerin düzelmesiyle birlikte Türkiye Rus turistler için en önemli destinasyonlardan birisi haline gelmiştir. Farklı kimlikleri benimsemiş toplumların kültürel yakınlaşmalarını sağlayan devletlerarası ilişkileri olumlu yönde geliştiren topluma yön veren belirleyici bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır. Turizm yatırımları kısa vadede dönebilme özelliğine sahip olma özelliği de taşımaktadır. Ülkelerin sunmuş oldukları hizmet kalitesi, turizm altyapısına göstermiş oldukları özen ve turistlerin memnuniyetle gittikleri ülkelerden ayrılmaları aynı zamanda ülkeler için çok önemli bir imaj ve tanıtım değeri taşımaktadır. Bu yüzden diğer ülkelerde yapıldığı gibi Turizm Tanıtma Fonu gibi fonlar Türkiye’de de kurulmuştur (Soyak, 2013: 6-7).

Yapılacak turizm yatırımları aynı zamanda ulaşım altyapı olarak da ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmakta kişi başına düşen milli gelire ciddi oranlarda katkılar sunabilmektedir. Türkiye gibi insanlığın varoluşundan bu yana her çağda farklı medeniyetlerin yaşadığı birçok eserlerin bulunduğu bir ülkede turizmin hak ettiği yeri alamadığı görülmektedir. Turizm 2023 Vizyonuna uygun olarak belirlenen hedeflere

(32)

ulaşılabilmesi halinde Türkiye Dünyanın ve Avrupa’nın sayılı turizm merkezlerinden biri olacaktır. Türkiye turizm de sahip olduklarının karşılığını halen daha alamamış bir ülke olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sektörde dünyanın sayılı ülkelerinden birisi olarak hedefini mutlaka gerçekleştirmemiz gerekmektedir. Türkiye doğal güzelliklerinin yanında tarihi ve kültürel varlıkları, farklı inançların önemli merkezlerinin ve değerlerinin bulunduğu eşsiz değerlere sahip, bir ülke olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu değerlerin tanıtılması yanında, mutlaka sağlıklı bir şekilde korunarak, sahip olunan değerler korunarak gelecek nesillere aktarılabilmelidir. Eşsiz doğal güzelliklere sahip olan Türkiye doğa turizminin her çeşidine ev sahipliği yapabilecek nadir ülkelerden birisidir.

(33)

İKİNCİ BÖLÜM

2. ALTERNATİF TURİZM ve TÜRKİYE’DEKİ DURUMUNA GENEL BAKIŞ Küresel köye dönüşen dünyada bilişim teknolojileri ve ulaşım olanaklarının baş döndürücü gelişimi karşısında deniz-sahil odaklı turizm etkinliklerinin yanına sürekli olarak yeni ve alternatif turistik etkinlikler eklemlenmektedir. Bu bölümde alternatif turizm konusu çözümlenmeye çalışılmaktadır.

2.1. Alternatif Turizm Tanımı

Alternatif turizmle ilgili farklı ve çok boyutlu tanımlamalar söz konusudur. Alternatif turizmi tanımlarken; ekoturizm, kırsal turizm, doğa etkili turizm, sürdürülebilir eko turizm, doğa merkezli, düşük eksenli, kültür, macera, inceleme turizmi gibi ifade ve kavramlar ile beraber yer yer aynı manada kullanılabilmektedir (Ulu Çeçen, 2011: 31).

Başka bir tanımlamaya göre Doğa Alternatif turizm; bilinen şehir turizminden, süregelen klasik gelenekçi, kitle turizminin olumsuz etkilerinden kurtulabilmek ve bu etkileri azaltmak hedefiyle oluşturulacak yeni turizm ürünlerinin bir arada bulunduğu geliştirilmiş olan turizm çeşididir (Ulusan, 2009: 21). Alternatif turizm; kitle turizmine yani bilinen klasik turizme alternatif olarak ele alan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Turizm ve Kültür Bakanlığı Alternatif turizmi tanımlarken “sosyal ve ekolojik uyuma, yerel ve yabancı girişimcilerin işbirliğine ve gelişmede yerli malzeme kullanılmasına öncelik verme amacını güden bir turizm çeşididir” diye tanımlamıştır. Bir başka araştırmanın tanımında ise alternatif turizm; “geleneksel ve klasik kitle turizmi ve şehir turizminin olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla yeni turistik ürünlerin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bir turizm çeşidi” olarak açıklanmıştır. Kavram olarak alternatif turizmin ortaya çıkmasına neden olan temel etken şöyle açıklanmaktadır. Mevcut turizm anlayışının sürekli artmakta olan olumsuz yöndeki çevresel etkilerinin fark edilmiş olmasının getirdiği, yeni yeni etkinlikler bekleyen gezgin sayılarındaki artışlar, finansal ve çevreci etkenlerin artarak değer kazanmış olması nedenleriyle turizm pazarında bilindik eğilimlerin Alternatif turizme kayması biçiminde sıralanabilir (Kılıç ve Kurnaz, 2010: 42).

(34)

Alternatif turizm; Sahip olunan doğal kaynaklı stokları koruyarak aranan kalitede çevre oluşturmayı; yerli yaşamını bölgede sürdüren halkın turizm ile ilgili etkinliklerini destekleyerek kontrollü bir şekilde ekonomik yarar sağlamayı hedeflemektedir. Kavram olarak bu özellikle 1990’lı senelerin ortasından itibaren kullanılmıştır. Cazibesini yavaş yavaş kaybetmeye başlayan klasik kitle turizmine karşı yeni turizm modeli geliştirilmesini doğurmuştur (Hacıoğlu ve Avcıkurt, 2008: 8). Kültürel, sosyal, psikolojik ve ekonomik koşullar ve değişkenler farklılaştıkça geleneksel turizm anlayışı da değişmekte, insanlar yeni arayışlara yönelmekte; doğa ve tarihle daha çok bütünleşmeyi amaçlamaktadırlar. Bu nedenle alternatif turizme “tamamlayıcı” bir turizm sektörü olarak bakmakta da yarar vardır.

Alternatif turizm; klasik kitle turizminin bir yerde tamamlayıcısı iken diğer bir yerde antitezi konumunda değerlendirilmektedir. Bu nedenlerle birbirlerinden farklı noktalar belirlendiği zaman alternatif turizm ve taşıdığı özellikleri turizm paydaşlarına kazandırdığı yenilikler daha belirgin ortaya çıkacaktır. Söz konusu olan farlılıklar aşağıdaki tabloda gösterilmektedir (Ulu Çeçen, 2011: 33).

Tablo 1: Kitle İletişim ve Alternatif Turizmin Çevre ile İlişkilerini Ortaya Koyan Özellikler

KİTLE TURİZMİ ALTERNATİF TURİZM

Taşıma kapasitelerini zorlayacak çok sayıda katılım Bölgenin taşıma kapasitelerini zorlamayacak sınırlı katılım Mekân ve zamanda yoğunlaşma Turizmin mekân ve zaman açısından yayılması

Hızlı ve denetimsiz gelişim Yavaş ve denetimli gelişim Büyük ölçekli, uluslararası standartlara uygun konaklama

düzeni Küçük ölçekli turistik işletmeler Yerel mimariyi dışlayan, anonim turizm mimarisi Çevreye uyumlu, özgün turizm mimarisi Yerel halk ve turist arasındaki ilişkinin kopuk olduğu,

kapalı turist bölgeleri Yerel halk ve turist arasındaki iletişimde uyumluluk Çok uluslu tur operatörlerine bağımlılık Uzmanlaşmış bağımsız çalışan tur operatörleri Turistik ürünlerin yerel özelliklerini yitirerek

standartlaşması Özgün ve geleneksel değerlerin korunması Ölçek ekonomilerine dayalı bir gelişme ve yatırım Yerel ölçekte turizm planlaması Genellikle kıyılara ve özgün doğa parçalarına yöneliş Turizm istihdamında yöre halkına öncelik verilmesi

(35)

Alternatif turizm özelliği nedeniyle yeni yeni bölgeler keşfedilmekte, keşfedilen bu yeni yörelerin bozulmayan doğası ile ve taşımakta olduğu kültürel değerleri sayesinde sermaye akışını sağlamaktadır. Sağladığı sermaye akışı ve farklı kültürel ve doğal yapısıyla hem turist sayısını artırmakta ve aynı zamanda ün kazanmaktadır. Bölgeye yatırım çekebilmektedir. Yapılan bu yatırımlar bölgeye gelecek turist sayısını artırmakta aynı zamanda istihdama katkı sağlamaktadır. Kaynaklarımızın sınırlı olduğu düşünülmeden aşırı kullanım ve gereğinden fazla yatırım sonunda kültürel, çevresel ve sosyal değerler yok edilmektedir. Tüm bu değerlerin kaybedilmesi

ile beraber bölgenin doğal imajı ve dengesi bozulmakta bölgede çıkarı kalmayan uluslararası sermaye henüz keşfedilmemiş yeni yöreler için girişimlere başlamaktadır (Civelek, 2013: 26).

Son yıllarda turizm endüstrisinde görülmekte olan yeni arayışlar alternatif turizmine yönelen yeni beklentiler kitle turizminin yetersiz gelmesi nedenleri ile doğa ve yeşile olan ilgi artmakta ve de bu yöne doğru bir kayma meydana gelmektedir. Yıllardır devam eden deniz, kum, güneş üçgeni içinde yapılan turizm etkinlikleri artık terkedilmekte ve bu şekilde devam eden kitle turizmi etkisini hızla kaybederek sektör kitle turizminin olumsuzluklarından çevrede açtığı yıkımlardan kurtulmanın yollarını aramaktadır. Kitle turizminin çevrede meydana getirmiş olduğu ağır yıkımlar ve kayıplar geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmekte ve ekolojik dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Söz konusu sosyal ve çevresel alanda meydana gelen yıkımlar geri kazanılması mümkün olmayacak bir duruma gelmiştir. Kitle turizminin belli destinasyonlarda belli zaman aralıklarında yoğunluk göstermesi ile çevresel ve sosyal yıkımlar hız kazanmaktadır (Civelek, 2013: 25). Dolayısıyla alternatif turizmin gelişmesinde ekolojik kaygıların da önemli bir payı olduğu kabul edilmektedir.

Alternatif turizm ile ilgili literatür incelendiği zaman iki temel öngörü karşımıza çıkmaktadır. Bu yaklaşımlardan biri; Alternatif turizmde farklı turizm etkinliklerine bağlı olarak tamamlayıcı bir turizm etkinliği olarak değerlendirilmesi, bir diğer yaklaşım ise oluşum gelişim ve yapısı bakımından kitle turizminden farklı olarak farklı özellikleri barındıran daha farklı yönleri olan daha özel ilgi alanlarını harekete geçiren bir turizm çeşidi olarak bakılmaktadır. Bu durum kendine has bir takım turizm taleplerinde doğal çekicilik olarak ifade edilecektir (Britton, 1977: 269).

(36)

Alternatif turizmde ürün yelpazesini geliştirmek sahip olunan turizm değerlerinin korunarak ürün ve değerlerin sonraki nesillere aktarılmasını sağlamış olacaktır. Bu yönüyle turizm sadece yılın belli dönemlerinde yapılan bir etkinlik olmaktan çıkarak bütün bir yıla yayılması sağlanacaktır. Bütün bu çalışmalar alternatif turizmin çeşitlendirilerek sürdürülmesini ortaya koymaktadır (Yeşiltaş, 2008: 9).

Yamaç paraşütü, trekking, rafting; yerel gastronomi şenlikleri; tarihsel nitelik taşıyan ağaç ve yapıların ziyareti; yayla turizmi başka memleketlerde olduğu gibi Türkiye’de de alternatif turizm anlamında oldukça önemli gelişmelerin gözlendiği alanlar olmuştur.

2.2. Alternatif Turizmin Ortaya Çıkış Nedenleri

Alternatif turizmin ortaya çıkış nedenleri hakkında özellikle sosyo-kültürel ve psikolojik açıdan birçok neden belirtilebilir. Ancak, alternatif turizm ifadesini ortaya çıkaran faktörleri şu şekilde sıralamak mümkündür (Ulu Çeçen, 2011: 32):

 Kaynakların azalması ve niteliklerinin bozulması,  Turizmde sürdürülebilirlik anlayışının ortaya çıkması,  Bütün yıla turizmin yayılması yönlü anlayışının gelişmesi,

 Tüketicilerin klasik kitle turizminden (deniz, güneş, kum) sıkılması,

 Tüketiciye değişik zevk ve heyecanları yaşatacak tatil imkânlarının sunulması,

 Bireylerin turizm ve tatil anlayışlarının oluşumuna dair beklentilerin değişmesi (Ulusan, 2009: 22).

2.3. Alternatif Turizm Türleri

Turizm de meydana gelen olayların daha teferruatlı incelenebilmesi; kendi içinde tutarlılık gösterecek farklı değerlere göre var olan farklılıkların belirlenmesi gerekmektedir. Bu kesin ve keskin olan ayrımlar turizmin kendine has dinamikleri nedeniyle her zaman mümkün olmayacaktır (Ulu Çeçen, 2011: 8).

Bireyleri turizm etkinliklerine katılmaya yöneltecek etkenler incelendiği zaman turizmin farklı çeşitleri ortaya çıkmaktadır. Bireyler hangi amaç ve güdüyle seyahate

Şekil

Tablo 2: Alternatif Turizm Türleri
Tablo 3: Türkiye’de Turizm Eğitiminin Genel Görünümü  Turizm EĞİTİMİ

Referanslar

Benzer Belgeler

• Barınma durumu aile yanında, çalışma durumu çalışmayan ve kişisel gelişim eğitimi alan, cinsiyeti kadın olan, eğitimi üniversite olan, kirada veya akraba yanında kalan,

The performance test included robot actuator test, robot movement test, water pump test, and robot control distance test.. The overall results of the testing process can be seen

This research came to the conclusion that both dimensions pertaining to the psychological and environmental criteria are able to explain the strength of its influence for Muslim

Also according to ZITTEL, the Hipparion faunas of the Pontian were es- pecially well developed in Greece at Pikermi, Salonique, in the westera end of Asia-Minor-the Island of

Cengizhan YILDIRIM Abant İzzet Baysal Üniversitesi Yrd. Mustafa YILDIRIM

Bu bağlamda küresel kriz sonrası dönemde ser- maye akımlarında meydana gelen oynaklığın finansal istikrarı olumsuz yönde etki- lediği sıklıkla dile getirilmekle

Bu doğrultuda makaledeöncelikle öteki, ötekileştir(il)me kavramları ortaya konacak ve daha sonra da yaşadığı dönem içerisinde bir öteki olarak görülen Sabahattin