• Sonuç bulunamadı

Emirgan yalıları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Emirgan yalıları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

* <7

ro

¿T

*

1

*

4

.

I

T T .-S O ÍÍU !

f

I TARİHTEN SAHİFELER |

ııf^ ı^ ıM ^ ^ fft^ - ^ ı ı ı ı ^ 'Tı i t m_;•i ^ ^ T ^ r r t;ı1 T„r- y „ - •••_ ■■ ■

Emirgân yalıları

Y asam Mmiûk Y*

Şehsüvaroğiu

1880 de Emirgân kıyıları Emirgân, BizanslIlar zamanında

büyük bir servi koruluğu halin­ deydi. Bu semt fetihten sonra da uzun bir zaman iskân olunmadı.

16 ncı asırda Istinye taraflarında

Feridun Beyin bahçesi ve köşkü

meşhurdu. Hükümdarların binişe

; çıktıkları, içinde ziyafetler tertib edilen bu bahçenin şöhreti bir asır devam etti. 1635 yılında Revan ka­

lesini zapteden IV. Murad, kale

muhafızı (Emirgün oğlu Tahmasp

Kulu Han) ile binden ziyade a-

damlarını affetmiş ve Emirgüııe

Feridun bahçesini ihsan eylemişti. Padişah, musahibleri arasına gi­ ren îranlı kumandana bu bahçede büyük bir sahilsaray yaptırttı ve bu bina münasebetile semte M ir- günoğlu denilmeğe başlandı.

Mirgünoğlu, sahilsarayında IV.

Murad için bir taht da kurdur-

muştu. Padişah zaman zaman Emir­ gân sarayına gidiyor ve musahibi­ nin tertib ettiği musikili ziyafet­ lerde, eğlencelerde hazır bulunu­ yordu.

IV. Muradın ölümünden sonra

Emirgün oğlu katledilmiş, meşhur

yalı da Sadnâzam Kara Mustafa

Paşaya verilmişti.

Boğaziçinin o vakitki vasıtalarına göre şehre uzak bulunan bu güze] semtte I. Abdülhamid zamanmda büyük bir imar hareketi görüldü.

Padişah, 1780 yılında Emirgân- da bir cami inşa ettirdi ve Padişa­ hın (ol cay -i ferahfezaya bu veç­ hile rağbeti) halk arasında yayılın­

ca (refte refte fırın, hamam, değir­ men, dükkânlar ve yalılar) yapıl­ mağa başlanıldı.

III. Selim devrinde Emirgân, B o­ ğaziçinin kalabalık ve güzel semt­ lerinden biri haline gelmiş bulu­ nuyordu. Bu devirde köyde sırasile (Kuzzattan Seyid Mustafa Efendi­

nin, Mühürdar Emin Efendinin,

Mehmed Ağanın yalıları, Emirgân

camii, üst tarafında Nakşibendî

tekkesi, sahilde Gümrük binası, ya nında kahveci Mehmed Ağa yalısı, Serkâtibî Efendi yalısı, Seyid Ha­ şan Efendi yalısı, Tokmak burnun­ da Beylikçi Efendi yalısı) bulunu­ yordu.

Fakat bu devirde semtin en meş­ hur yalısı Valide Kethüdası Yusuf Ağanın sahilsarayıydı. Yalı, yay­ van yapısı, geniş saçakları, en usta sanatkârların işlediği nakışları ve altın tezyinatı ile göz kamaştıran bir güzellikteydi.

Yalıya şairler muhtelif tarihler söylemişler, vezirler inşa münase­ betile birbirinden ağır hediyeler, top top nadide kumaşlar, şallar he­ diye etmişlerdi. Sürürü Efendi de: Ferahza oldu bu sahilsera Yusuf

Ağa yaptı. tarihini düşürmüştü.

19 uncu asrın birinci yarısmda Emirgân iskelesinden İstinyeye ka­ dar sahilde sırasile şu binalar bu­

lunuyordu. (Emirgân iskelesi ve

serapa kahve dükkânları, I. A bdül­ hamid camii ve çeşme, üst tarafın­ da Nakşibendî tekkesi, sahilde Güm

rük binası, yanında Kuzzattan R a- gıb Efendi yalısı, müderrislerden

İsmail Bey, Eğribozlu Ebubekir

Paşa hemşiresi, Arif Efendi yalı­ ları, Mutfak Emini Osman Ağanın yalısı ve iki köşkü, Gümrükçüzade Feyzi Efendi yalısı, Cafer Bey, A b - dülhalim Efendi yalıları....)

Bu malûmatı veren Bostancıbaşı risalesine göre o tarihte Tokmak burnunda herhangi bir bina b u ­ lunmuyordu.

1829 yılında II. Mahmud karar­ gâhını Tarabyaya naklettiği vakit bu kıyıların ehemmiyeti de artmış­ tı. Civar tepelere hassa kuvvetleri çadırlar kürmuşlar, Tarabya ile y a­ kın semtlerdeki yalılara da Padi­ şahın maiyetinde bulunanlar yer­ leşmişlerdi.

Emirgânda devrin meşhur yalısı 0 tarihte vezarete yükselmiş bulu­ nan ve Gümrükçü Osman Paşa a - dile şöhret alan eski Mutfak Emi­ ni Osman Ağanın sahilsarayıydı.

II. Mahmud Tarabya kasrında o - tururken bu büyük ve güzel yalıya da Padişahın harem takımı n ak- letmişti. Sultan Mahmud, bazı cu­ malar Emirgân camiine selâmlığa çıkıyor ve bazı gecelerini de Güm­ rükçü Osman Paşa yalısında geçi­ riyordu.

Y :1ı, Osman Paşadan Koca H üs- rev Paşaya ve Hüsrev Paşanın ö - lümünden sonra da Sadnâzam R e - şid Paşaya intikal etmişti. Büyük vezirin içinde bir çok yabancılar­ la siyasî müzakereler yaptığı, mü­ him devlet işlerini görüştüğü E - mirgân yalısı, Paşanın ölümü ile ‘ ve 1858 de miriye intikal etti. O s-1 manii sarayının fer'iye dairelerin­ den biri halinde kullanılan ve bir iki yabancı misafirin ikametine tah sis olunan yalıda bir müddet de III. Mahmudun kızı Atiye Sultanla,

Fethi Paşanın kızları bulunan Fe­ ride ve Seniye Hanım Sultanlar o - turaular. ■

j Nihayet 1864 yılında Abdülaziz, hanım sultanların oturduğu Emir­ gân yalısını Mısır valisi İsmail Pa­ şaya verdi. Bu suretle Hidiv İsmail Paşaya geçen sahilhane büyük bir zenginlik ve debdebe içinde parlak tarihini devam ettirdi.

İsmail Paşa yeni yalılar, köşkler yaptırarak Emirğânı daha mamur bir hale getirmişti. K oru civarında bir de hastane inşa ettirdi.

İsmail Paşa Hidivlikten ayrıldık­ tan sonra II. Abdülhamidin müsaa- desile Napoliden İstanbula gelerek yalısında oturmuş ve burada 1895 yılında vefat etmişti. Bir müddet ailesi efradının ikamet ettiği bu gü­ zel ve tarihî bina 1927 yılında v e ­ rese tarafından yıktırıldı.

Boğaziçinin bugün mevcud güzel ve eski yalılarından birisi Em ir- gândaki Şerif Abdiilâh Paşa yalı­

sıdır. Yalının selâmlık kısmının

Mirgünoğlu sahilsaraymm bir par­ çası olduğunu eskidenberi söyliyen- ler vardır. Yalnız binanın üslûbu,

fıskiyeli salondaki tezyinat çok

sonraki devirlere aiddir.

Bu yalının bildiğimiz eski sahih­ lerinden birisi Ağa Hüseyin Paşa­ dır. II. Mahmud devrinde İstanbula

gelen Sırb Beyi Miloş burada

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

misafir edilmişti.

Emirgânm eski binaları arasın­ da Münir Bey, Seyid Bey, Prens Mehmed A li Paşa, Hüsam Efendi yalılarile, Tokmak burnunda G irid- li Mustafa Nailî Paşa ve Teşrifatçı Kâmil Bey yalıları da bulunuyordu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ankara Devlet Balesi, bu yıl Uluslararası İstanbul Festivali’- ne müziğini Bülent Tarcan’ın gerçekleştirdiği “Deli Dumrul” balesiyle katıldı.

Dilimin döndüğü, aklımın erdiği ka - dar anlatmak istedim, bunun adeta bir nevi talim ve terbiye tekniği olduğunu, talebeye usul tahtında nasıl ders

Çünkü, tam­ pon bölgeye girmiş olan Türk askerinin bu bölgeye girmiş olabileceğine ilişkin olarak Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Bartş Gücü'ne

Şimdiye kadar “ gazi,, silâh arkadaş­ larının başında kumanda eden Onun maddî varlığı gibi bundan sonra “ şe­ hit,, çocuklarının yanında yaşıyacak

Aksiyel tomografi kesitinde özefagus orta kesimde yaklaşık 2.5 cm uzun- luğunda lümeninde hava dansiteleri içeren divertikül ile uyumlu görünüm saptandı (beyaz ok)

Neither atropine sulfate and ramosetron nor theophylline pretreatment significantly changed the blood flow responses obtained from GLP–2 infusion.. Conclusion: These

“Bo- zay›ya olan ilgim 1998-2000 y›llar›nda Avrupa Birli¤i taraf›ndan desteklenen kurtlar üzerine yürüttü¤üm proje s›ras›n- da bafllad›” diyor Emre ve

&#34;Madeni Eşya Sanayii” kisvesi altında, Haliç’in Sütlüce sahilinde faaliyette bulunan Killigil fabrikası, Türk Ordusu­ na olduğu kadar yabancılara da iş