• Sonuç bulunamadı

Başlık: Ordu Kazası'nda Asayiş Sorunları (19. Yüzyılın Sonu-20. Yüzyılın Başı)Yazar(lar):AKTAŞ, Esat; YAŞAR, HakanSayı: 41 Sayfa: 001-024 DOI: 10.1501/OTAM_0000000715 Yayın Tarihi: 2017 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Ordu Kazası'nda Asayiş Sorunları (19. Yüzyılın Sonu-20. Yüzyılın Başı)Yazar(lar):AKTAŞ, Esat; YAŞAR, HakanSayı: 41 Sayfa: 001-024 DOI: 10.1501/OTAM_0000000715 Yayın Tarihi: 2017 PDF"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Makaleler/Articles:

Ordu KazasÖ'nda Asayiû SorunlarÖ

(19. YüzyÖlÖn Sonu-20. YüzyÖlÖn BaûÖ)

The Problems of Order in the Ordu Town (In the End of

the 19th Century-The Beginnings of the 20th Century)

Esat AKTAú Hakan YAúARi

Özet

Asayiû sorunu, 19. yüzyÖlÖn sonu ve 20. yüzyÖlÖn baûÖnda OsmanlÖ Devleti’nin genelinde yaûanmaktaydÖ. Özellikle devletin birçok konuda sorun yaûadÖøÖ ancak sorunlarÖna kurumsal ve toplumsal olarak çözüm aradÖøÖ bir dönemdi. Bu dönemde devlet, savaûlarla dÖû tehditlere karûÖ koymaya çalÖûÖrken içerideki tehditlerle de mücadele etmek zorundaydÖ. Bu iç tehditlerden biri de asayiû sorunlarÖydÖ. Baûta eûkÖyalÖk olmak üzere asayiûi tehdit eden gasp, hÖrsÖzlÖk, cinayet, ahlak sorunlarÖ gibi sÖkÖntÖlar mevcuttu. Trabzon vilayeti içerisinde yer alan Ordu kazasÖnda yaûananlar, bunlara örnek olarak seçilip incelenecektir. Kazadaki hanedan üyelerinin olaylara etkisiyle birlikte bölgenin coørafi yönden sarp olmasÖ ve 19. yüzyÖlda yaûanan göçler neticesindeki Gürcü muhacirlerin iskânÖ bölgede yaûanan sorunlarÖ daha da içinden çÖkÖlmaz bir hale getirdi. Devleti temsil eden idareciler, eûkÖyalarla mücadele yöntemlerinde önemli bir yeri olan güvenlik güçlerinden yoksun olup bu konuda Gürcü muhacirlerin ortaya çÖkardÖøÖ olumsuzluklar sebebiyle de sÖkÖntÖ yaûadÖ. Bu çalÖûmada, Ordu kazasÖnda meydana gelen asayiû olaylarÖyla devletin bu yöndeki mücadelesi aktarÖlacaktÖr. AyrÖca yerel ahaliden olan eûkÖyalarla birlikte muhacir göçünün etkisi, meydana gelen vaka örnekleriyle deøerlendirilmeye çalÖûÖlacaktÖr.

Anahtar Kelimeler: OsmanlÖ Devleti, Ordu KazasÖ, EûkÖyalÖk,

Asayiû.



Yrd.Doç.Dr., Bayburt Üniversitesi, ùnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih

Bölümü BAYBURT, esataktas52@hotmail.com

i Dr., Gaziosmanpaûa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü TOKAT,

(2)

Abstract

In the beginning of the 20th century and end of the 19th century there is the problem of the order in the Ottoman State. Espicially it is a period that the state live alot of problems but solutions were looked for against the problems as corporate and social. In that period the state had to struggled with internal threats while it was stuggling external threats with wars. One of these internal threats was order problems. Firstly, there were problems like extortion,theft, urder, moral problems that threat the order. The events that were lived in Trabzon city and Ordu town will be chosen and examined. With the effects of the memebers of the town against the problems being steep of the region as geographic and the settlement of Georgian emigrant worsen living problems in the region. While administrators who present the state struggled with bandits , they had not security forces and they lived in troubled because of the Georgian emigrants. I n this paper, the order events taht happened in Ordu town and the struggle of the state will be transfered. And also, with bandits who were from local people and effects of the migrations of refugees will be tried to be evaluated with event examples that happened.

Key words: Ottoman State, Ordu town, Banditry, Order

Giriû

19. yüzyÖlÖn sonu ve 20. yüzyÖlÖn baûÖnda Ordu kazasÖnda asayiûe müteallik sorunlarÖn ele alÖnacaøÖ bu çalÖûmada gerek yerel idarecilerin, gerekse merkezi idarenin asayiûsizlik sorununu çözmeye dair teûebbüslerine de yer verilecektir. AsÖl konuya geçmeden önce bahsi geçen dönemde, OsmanlÖ Devleti’nin içinde bulunduøu siyasî, askerî ve iktisadî ûartlar hakkÖnda genel bilgi vermenin yararlÖ olacaøÖ düûünülmektedir. Zira bir devlette asayiûin istenilen ölçülerde saølanÖp saølanamamasÖ bahsedilen koûullarla doørudan ilgilidir.

OsmanlÖ Devleti’nde yenilik hareketlerinin önemli bir merhalesi olan Tanzimat FermanÖ’nÖn ilan edildiøi 19. yüzyÖl, son derece sÖkÖntÖlÖ bir dönemdi. Dönemin Hariciye NazÖrÖ Mustafa Reûit Paûa’nÖn etkisiyle ilan edilen Tanzimat FermanÖ, 3 KasÖm 1839’da Gülhane’de okundu. Fermanda, önceki dönemin eksiklikleri ile devletin ve halkÖn fakirleûtiøi vurgulanmaktaydÖ. Bu kötü gidiûat, ancak çeûitli haklarla düzeltilebilecekti. ùlk olarak can, mal, namus gibi haklar üzerinde durularak bunlarÖn dÖûÖnda birçok alanda adaletin saølanacaøÖndan ve sorunlarÖn çözüm yollarÖndan bahsedilmekteydi.1

OsmanlÖ idarecileri 1856 yÖlÖnda Islahat FermanÖ’yla gayrimüslim tebaasÖna bazÖ haklar verse de ayrÖlÖkçÖ hareketlerin önüne geçemedi. II. Abdülhamid’in 

1 Edouard-Philippe Engelhardt, Türkiye’de Çaødaûlaûma Hareketleri-Tanzimat, Örgün

YayÖnevi ùstanbul, 2010, s.15; Abdullah Saydam, “Tanzimat Devri ReformlarÖ”, Türkler, C. 12, Yeni Türkiye YayÖnlarÖ, Ankara 2002, s. 783-785.

(3)

tahta çÖktÖøÖ sÖrada devlet, SÖrbistan ve Karadaø ile savaûÖyordu. Buna ise Bosna ve Hersek ile Bulgaristan olaylarÖ zemin oluûturmuûtu.2 Sultan Abdülhamid, bu siyasî ortamda OsmanlÖ tahtÖna bazÖ sözler vererek oturdu. Haklar noktasÖnda Jön Türklere yani Yeni OsmanlÖlara3 1876’da Meûrutiyet’i ilan edeceøine dair söz vererek tahta çÖkan II. Abdülhamid, sözünü tutarak Meûrutiyet’i ilan ettiyse de OsmanlÖ’nÖn bu ilk meûrutî yönetimi uzun sürmedi.

Devlet siyasi ve askeri alanda birtakÖm krizler yaûarken ülke ekonomisinin durumu da iç açÖcÖ deøildi. OsmanlÖ Devleti’nde üretim büyük ölçüde tarÖma dayanmaktaydÖ ve 19. yüzyÖlda biryandan tarÖmsal üretim artÖrÖlmaya çalÖûÖlÖrken diøer yandan yerli sanayiyi geliûtirmek amacÖyla çeûitli çalÖûmalar yapÖldÖ. Lakin bunlar istenilen sonucu vermeyecekti. Zira OsmanlÖ’nÖn ekonomik hayata dair birçok yapÖsal sorunu olduøu gibi kapitülasyonlar ve KÖrÖm SavaûÖ’ndan itibaren alÖnmaya baûlayan dÖû borçlar, ülke ekonomisinin geliûmesinin önünde büyük engel teûkil etmekteydi. AyrÖca 19. yüzyÖlda ve 20. yüzyÖlÖn baûÖnda bir taraftan isyanlarla ve savaûlarla uøraûan devlet, diøer taraftan malî açÖdan aøÖr yükler getiren kÖtlÖk, kuraklÖk, deprem, yangÖn gibi doøal afetlerle4 birlikte toplum yapÖsÖnÖ derinden etkileyen göçler5 ile salgÖn hastalÖklar6 gibi sosyal sorunlarla da 

2 Enver Ziya Karal, OsmanlÖ Tarihi, Islahat FermanÖ Devri (1861-1876), C. VII, TTK.

YayÖnlarÖ, Ankara 2003. s. 14, 24.

3 Yeni OsmanlÖlar hakkÖnda daha geniû bilgi için bkz. úerif Mardin, Yeni OsmanlÖ

Düûüncesinin Doøuûu, Çev. Mümtazer Türköne-Fahri Unan-ùrfan Erdoøan, ùletiûim YayÖnlarÖ, ùstanbul 2010.

4 Bu konuda ayrÖntÖlÖ bilgi için ûu kaynaklara bakÖlabilir: OsmanlÖ ùmparatorluøu’nda

Afetler, Ed. Elizabeth Zachariadou, Tarih VakfÖ Yurt YayÖnlarÖ, ùstanbul 2001; Besim Özcan, Bursa Afetleri (1326-1900), Aktif YayÖnlarÖ, Erzurum 2002; Mehmet Yavuz Erler, OsmanlÖ Devleti’nde KuraklÖk ve KÖtlÖk OlaylarÖ (1800-1880), Libra YayÖnlarÖ, ùstanbul 2010; Selma Turhan SarÖköse, XIX. YüzyÖlda Çukurova’da Doøal Afetler ve SalgÖn HastalÖklar, YayÖmlanmamÖû Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2013; Selahattin SatÖlmÖû, AydÖn Vilayetinde Doøal Afetler (1850-1900), YayÖmlanmamÖû Doktora Tezi, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Manisa 2012; Alpaslan Demir-Esat Aktaû, “Gümüûhane SancaøÖ’nda Doøal Afetler (1888-1910)”, OTAM, S. 24, Ankara 2010.

5 1856 KÖrÖm SavaûÖ’ndan sonra Kafkaslardan ve 93 Harbi sonrasÖnda da

Balkanlar’dan OsmanlÖ topraklarÖna yaptÖrÖlan zorunlu göçlerde de büyük sÖkÖntÖlar yaûanmÖûtÖ: Söz konusu göçlere ve yarattÖøÖ sorunlara dair bkz: Abdullah Saydam, KÖrÖm ve Kafkas Göçleri (1856-1876), TTK. YayÖnlarÖ, Ankara 1997, s. 91; Justin McCarthy, Ölüm ve Sürgün-OsmanlÖ MüslümanlarÖnÖn Etnik KÖyÖmÖ (1821-1922), TTK. YayÖnlarÖ, Ankara 2012.

6 19 yüzyÖlda ve 20. yüzyÖlÖn baûÖnda OsmanlÖ coørafyasÖnda birçok kez veba ve kolera

salgÖnÖ görülürken devlet bu salgÖnlarda on binlerce vatandaûÖnÖ kaybettiøi gibi salgÖnlarla mücadele için harcanan para devletin maliyesine önemli masraflar açtÖ. Söz konusu dönemde yaûanan salgÖn hastalÖklara ve devletin bu hastalÖklarla mücadelesine dair ayrÖntÖlÖ bilgi için ûu kaynaklara bakÖlabilir: Daniel Panzac, OsmanlÖ ùmparatorluøu’nda Veba 1700-1850, Çev. Serap YÖlmaz, Tarih VakfÖ Yurt YayÖnlarÖ, ùstanbul 2011; Gülden

(4)

baû etmeye çalÖûtÖ. Yine bu dönemde devletin uøraûmak zorunda kaldÖøÖ en temel sorunlardan biri de ülkenin hemen her yerinde baû gösteren asayiûsizlikti. Tarihin her döneminde ve hemen her coørafyada görülebilecek suçlar, elbette ki OsmanlÖ Devleti’nde de görülmekteydi. Bu suçlardan özellikle eûkÖyalÖk ön plana çÖkmaktaydÖ. Nitekim içeriøinden 19. yüzyÖlÖn sonlarÖna doøru hazÖrlandÖøÖ anlaûÖlan “Muhafaza-i Asayiûe Müteallik BazÖ Maruzat” baûlÖøÖnÖ taûÖyan layihada bu açÖkça vurgulanmaktaydÖ. Söz konusu layihaya göre, ülke genelinde asayiûin saølanmasÖ ve halkÖn huzurunun korunmasÖ için yapÖlacak ûeylerden biri ve belki de birincisi eûkÖyalÖøÖn önlenmesiydi. Zira asayiûin mükemmel olmasÖ durumunda, ziraat ve ticaret artar, hayvanlar çoøalÖr ve böylece devletin gelirleri ve halkÖn serveti artardÖ. Asayiûin bozukluøu nedeniyle, halkÖn gördüøü zarar, verdiøi vergilerden çok daha fazlaydÖ. EûkÖyalÖk olaylarÖnÖ önlemeye dair birçok tedbir alÖnmÖûsa da istenilen sonuç elde edilememiûti. EûkÖyalÖk olaylarÖ, ancak yeterli sayÖda ve donanÖmlÖ jandarmalarla önlenebilirdi. AyrÖca asayiûin saølanabilmesi için yargÖya, bürokrasiye ve kolluk kuvvetlerine yetenekli kiûiler getirilmeliydi.7

Tanzimat’Ön ilanÖ ile birlikte birçok alanda düzenlemeler yapÖldÖøÖ gibi vilayet yönetimi ve vilayetin yöneticisi olan valilerin yetki ve görevlerinde deøiûiklikler yapÖldÖ.8 Bu dönemde valilere asayiûi saølayabilmeleri için birtakÖm ilave yetkiler verildiyse de tam anlamÖyla asayiû saølanamadÖ.

1-Ordu KazasÖnda EûkÖyalÖk Faaliyetleri ve Diøer Asayiû OlaylarÖ Ordu kazasÖ, 19. yüzyÖlÖn sonunda Trabzon vilayeti sÖnÖrlarÖnda yer almaktaydÖ. Bolaman, Perûembe, Ulubey, Hapsamana9 ve AybastÖ nahiyelerinden oluûan kazanÖn toplam nüfusu 1892 yÖlÖnda 99.332 idi.10 1900 yÖlÖna gelindiøinde kazanÖn toplam nüfusu 114.598’e11 ve 1904 yÖlÖnda ise  SarÖyÖldÖz, Karantina TeûkilatÖnÖn Kuruluûu ve Faaliyetleri (1838-1876), YayÖmlanmamÖû Yüksek Lisans Tezi, ùstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, ùstanbul 1986; Esat Aktaû, Erzurum ve Trabzon Vilayetlerinde SalgÖn HastalÖklar (1838-1914), YayÖmlanmamÖû Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum 2015; Oya Daølar Macar, Balkan SavaûlarÖ’nda SalgÖn HastalÖklar ve SaølÖk Hizmetleri, Libra YayÖnlarÖ, ùstanbul 2009; Hikmet Özdemir, SalgÖn HastalÖklardan Ölümler 1914-1918, TTK. YayÖnlarÖ, Ankara 2010.

7 BOA, Y.PRK.ASK., 20/58.

8 Musa ÇadÖrcÖ, Tanzimat Dönemi’nde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik YapÖlarÖ,

TTK YayÖnlarÖ, Ankara 1991, s. 225.

9 Ordu iline baølÖ Gölköy ilçesi.

10 Trabzon Vilayeti Salnamesi 1892, C. 14, Haz. Kudret Emiroølu, Trabzon ùli ve ùlçeleri

Eøitim, Kültür ve Sosyal YardÖmlaûma VakfÖ YayÖnlarÖ, Ankara 2005, s. 469-471.

11 Trabzon Vilayeti Salnamesi 1900, C. 18, Haz. Kudret Emiroølu, Trabzon ùli ve ùlçeleri

(5)

118.600’e çÖktÖ.12 19. yüzyÖlÖn sonlarÖna gelindiøinde ülkenin diøer pek çok yerinde olduøu gibi Ordu kazasÖnda da adam öldürme, gasp, hÖrsÖzlÖk, daøa kadÖn kaldÖrma ve hayvan hÖrsÖzlÖøÖ gibi birçok vukuat iûlenmekle birlikte asayiûi bozan temel hususlardan biri eûkÖyalÖk olaylarÖydÖ.

Yerli eûkÖyalarla birlikte Protestan ve Ortodoks cemaat mensuplarÖnÖn da mücadele içerisinde olduøu Ordu kazasÖndaki13 asayiû sorunlarÖna 19. yüzyÖlÖn sonuna doøru bir de Gürcü eûkÖyalar katÖldÖ. 93 Harbi neticesinde Kafkasya’dan ve savaû sonunda Rusya’ya bÖrakÖlan topraklardan çok sayÖda göçmen, Karadeniz bölgesinin çeûitli yerlerine geldi. Bu göçlerde 5.034 hane Ordu, Fatsa, Ünye, Çarûamba ve Bafra kazalarÖna yerleûtirildi.14 Bunlar içerisinde 1886 yÖlÖna kadar 1.034 hanede 4.254 Batum göçmeninin de Ordu kazasÖna yerleûtirildiøi ifade edilmektedir.15 Göçmenlerin Ordu ve çevresindeki diøer kazalara yerleûtirilmesindeki temel faktör, Çüruksulu Ali Paûa idi. Yerli hanedan ailesinden olmasa da Ordu kazasÖnda etkin olan Ali Paûa, 1860’larda Ordu KaymakamlÖøÖ yaparak 93 Harbi neticesinde gelen Gürcülerle aynÖ yÖl Ordu’ya yerleûmiûti. Muhacirler de bölgeyi iyi tanÖyan ve iliûkileri güçlü olan Ali Paûa’dan baøÖmsÖz hareket etmezlerdi.16

1860’lardan sonra Kafkasya’dan zorunlu göç ettirilen muhacirler, vatanlarÖnÖ terk etmenin acÖsÖ içerisinde sÖkÖntÖlÖ bir ulaûÖm ve iskân dönemi de geçirdi. Gelen göçmenlerden bir haylisi, bunlarÖn peûini hiç bÖrakmayan salgÖn hastalÖklardan hayatÖnÖ kaybetti.17 93 Harbi sonrasÖnda gelen Gürcü muhacirler, diøerlerine göre biraz daha iyi koûullara sahip olmasÖna raømen vatanlarÖnÖ terk etme acÖsÖ aynÖydÖ ve geldikleri zaman kuraklÖk ve açlÖk gibi olumsuz ûartlar da varlÖøÖnÖ korumaktaydÖ. Bununla birlikte asayiûin olmadÖøÖ bir ortamda muhacirlerin bir kÖsmÖ var olan eûkÖyalÖk olaylarÖnda baûrol oymaya baûladÖ.18 Baûta arazi olmak üzere muhacirlerin iskânÖ için gerekli olan birçok ihtiyacÖ yerel 

12 Trabzon Vilayeti Salnamesi 1904, C. 22, Haz. Kudret Emiroølu, Trabzon ùli ve ùlçeleri

Eøitim, Kültür ve Sosyal YardÖmlaûma VakfÖ YayÖnlarÖ, Ankara 2009, s. 871.

13 Bu konuda daha geniû bilgi için bkz. ùlhan Ekinci, “19. YüzyÖlda Ordu KazasÖnda

Ermeni Nüfusu ve Göçler”, Yeni Türkiye, S. 60, Ermeni Meselesi Özel SayÖsÖ I, Eylül-AralÖk 2014.

14 Hamdi Özdiû, Taûrada ùktidar Mücadelesi: II. Abdülhamid Döneminde Trabzon Vilayeti’nde

Eûraf, Siyaset ve Devlet (1876-1909), YayÖmlanmamÖû Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2008, s. 83.

15 Ülkü Köksal, “XIX. YüzyÖlÖn ùkinci YarÖsÖnda Akçaabat’ta Muhacir ùskânlarÖ

SÖrasÖnda Yaûanan Yerleûim Yeri Problemleri (YaylacÖk MerasÖ Örneøi)”, Dünden Bugüne Akçaabat Sempozyumu, 26-28 Nisan 2013, Akçaabat Belediyesi Kültür YayÖnlarÖ, Trabzon 2014, s. 118-119.

16 H. Özdiû, Taûrada ùktidar Mücadelesi, s. 204.

17 E. Aktaû, Erzurum ve Trabzon Vilayetlerinde SalgÖn HastalÖklar, s. 277-274.

18 Oktay Özel, “Muhacirler, Yerliler ve Gayrimüslimler, OsmanlÖ’nÖn Son Devrinde

Orta Karadeniz’de Toplumsal Uyumun SÖnÖrlarÖ Üzerine BazÖ Gözlemler”, Tarih ve Toplum Yeni YaklaûÖmlar, S. 5, Bahar 2007, s. 97.

(6)

ahali karûÖladÖ. Mevcut iskân kanunu da bunu gerektiriyordu. Yaûam koûullarÖnÖn zor olmasÖyla birlikte o seneki kÖtlÖk ve Gürcülerin iyi silah kullanmasÖ, bölgede çatÖûmalarÖ kaçÖnÖlmaz bir hale getirdi. DevamÖnda ise Gürcülerin yerlilerin elindeki arazileri ele geçirme istekleri ûiddetli çatÖûmalara sebep oldu.19 Böylece muhacirler, kÖsa sürede yerli ahaliyi canÖndan bezdirdi. Özellikle Rum ve Ermeniler, baûta Rusya olmak üzere OsmanlÖ topraklarÖnÖn dÖûÖna göçe baûladÖ. Gürcüler bu göçün ilk olmasa da önemli müsebbipleri arasÖnda gelmekteydi.20 Enver Ziya Karal, halkÖn göçmenlerin yerleûtirilmesinde çok çalÖûtÖøÖnÖ ve çift ve çubuøunu onlarla bölüûtüøünü ifade etmekle birlikte memurlarÖn bu iûte yolsuzluk yaptÖøÖnÖ, göçmenlerin çoøunun sefalet ve açlÖktan öldüøünü belirtmektedir. Bu durumun birçok göçmeni isyana sürüklediøini, daølara çÖkÖp eûkÖyalÖk yaparak halkÖn mal ve mülküne iliûmeye baûladÖøÖnÖ vurgulayan Karal, “YalnÖz Canik sancaøÖnda çaldÖklarÖ at, öküz ve davarlarÖn sayÖsÖ 25.000’e varmakta idi.”21 ûeklinde göçmenlerin bölgedeki asayiûi tehdit eden durumuna iûaret etmektedir.

Çürüksulu Ali Paûa, muhacirlerin bölgeye gelmesiyle birlikte onlarÖn hamiliøini üstlendi. Ali Paûa ile Trabzon Valisi SÖrrÖ Paûa arasÖnda yaûanan iktidar mücadelesinde SÖrrÖ Paûa, Ali Paûa’yÖ ùstanbul’a yaptÖøÖ ûikâyetlerinde bölgedeki otoritesini zedeleyen, emniyeti bozan, emirlere karûÖ gelen, himayesindeki Gürcülerin eûkÖyalÖk faaliyetlerine göz yuman ve valilik tarafÖndan alÖnan önlemleri boûa çÖkaran birisi olarak tanÖmlamaktaydÖ. Ali Paûa ise Vali Bey’i Gürcülerden nefret etmekle ve bölgedeki eûkÖyalÖk faaliyetini Gürcülere yüklemeye çalÖûmakla itham etmekteydi. Ali Paûa zamanla, özellikle Ordu, Perûembe ve Fatsa’da iskân edilip itaat altÖna alÖnamayan ve silahlÖ Gürcülerin desteøiyle devlet otoritesini tanÖmayan bir güce dönüûtü. Paûa’nÖn elde ettiøi bu güçte Trabzon’da ikamet eden kardeûi Osman Paûa’nÖn yanÖ sÖra 93 Harbi ve öncesindeki baûarÖlarÖnÖn da etkisi vardÖ.22 Bölgede gücünü artÖrmak isteyen Ali Paûa’nÖn asÖl gayesi; kendisini Trabzon’a vali, kardeûi Osman Paûa’yÖ da Ordu’nun sancak haline dönüûtürülmesini saølayÖp buraya idareci yaptÖrmaktÖ.23 Ali Paûa’nÖn nüfuzunu kÖrÖp bölgede asayiûi saølamayÖ düûünen SÖrrÖ Paûa, bu hususta birtakÖm sert uygulamalara giriûti. Bu durumdan rahatsÖz olan muhacirler, paûa hakkÖnda ûikâyetlerde bulundu. SÖrrÖ Paûa, muhacirler tarafÖndan ûikâyet edilse de bunun tam aksine eûkÖyalÖk olaylarÖndan mustarip olan yerli ahali paûanÖn yanÖnda yer aldÖ. Neticede merkezi idare, SÖrrÖ Paûa’yÖ 1881 yÖlÖnda valilikten almak zorunda kaldÖ. Bir yÖl sonra aynÖ göreve geri 

19 H. Özdiû, Taûrada ùktidar Mücadelesi, s. 83-85.

20 O. Özel, “Muhacirler, Yerliler ve Gayrimüslimler”, s. 97. 21 E. Z. Karal, OsmanlÖ Tarihi, s. 278.

22 Oktay Özel, “Çürüksulu Ali Paûa ve Ailesi Üzerine Biyografik Notlar”, Kebikeç, S. 16,

2003, s. 105-106.

(7)

atanacak olan Vali Bey, aynÖ sebeple yine valilikten alÖnacaktÖ.24 Bunda Ali Paûa’nÖn ve savaûçÖ muhacirlerin de etkisi olacaktÖ. Zira Ali Paûa, 1886 yÖlÖnda Balkanlarda yaûananlara karûÖ Ordu kazasÖnda 10.106 kiûilik 4 alaydan müteûekkil milis kuvvetiyle harekete hazÖr olduøunu padiûaha bildirecekti.25

Ali Paûa’nÖn da etkisiyle Gürcülerin kÖsa süre içinde bölgedeki hâkimiyetinin ne dereceye vardÖøÖ SÖrrÖ Paûa’nÖn verdiøi bilgilerden de anlaûÖlmaktadÖr. Vali Bey, Gürcü nüfusunun yoøun ûekilde iskân edildiøi bu bölgeye, hâkim olmaya çalÖûtÖøÖnÖ ancak zaptiyelerin elindeki adi silahlarla eûkÖyaya karûÖ mücadele edemeyeceøini vurgulamaktaydÖ. Daha da önemlisi, zaptiyelerin onda sekizini Gürcülerin oluûturduøunu belirten Vali Bey, bu durumun eûkÖyalarÖn yakalanmasÖnÖ güçleûtirdiøi gibi cüretlerini de artÖrdÖøÖnÖ ùstanbul’a bildirmekteydi. Bölgede vali paûanÖn ûikâyetlerini haklÖ çÖkaracak olaylar da yaûanmÖyor deøildi. Örneøin çatÖûÖp teslim olan 30 eûkÖya mahkemece serbest bÖrakÖlmÖûtÖ. ùdari ve adli mekanizmanÖn iûletilemediøi bir dönemde, olaylarÖn artmasÖ üzerine vilayet merkezinden bir müfreze gönderildi ve sükûnet saølanabildi. Fakat bu çok uzun sürmeyerek Gürcü eûkÖyalar yeniden ortaya çÖktÖ.26

EûkÖyalÖøÖn oluûumunda, hemen hemen hareketsiz bir tarihî öøe olan coørafyanÖn etkisini göz ardÖ etmemek gerekir.27 EûkÖyalÖøÖn daølar, yüksek ovalar, ormanlar ve dar geçitli engebeli yöreler gibi Örak ve ulaûÖlmaz bölgelerde, sanayi öncesinin geliûmemiû yollarÖnda görüldüøü bilinen bir gerçektir.28 Ordu’nun coørafi konumu ve ûekilleri de eûkÖyalÖk olaylarÖ için oldukça uygundu. Zira Ordu’nun yüzde 86’sÖ daølarla kaplÖ olduøu gibi29 bölgedeki Canik ve Karagöl daølarÖ eûkÖya çetelerinin takibini zorlaûtÖrmaktaydÖ.30 Örneøin Ordu kazasÖndan memleketleri olan Karahisar-Ö ûarki31 kazasÖna gitmekteyken Amedi Divan-Ö Humayun odacÖsÖ Mustafa ve beraberindekilerin para ve eûyalarÖnÖ gasp eden 12 Gürcü eûkÖyasÖ ancak 1887’de yakalanabilmiûti.32 1888 yÖlÖnda ise 

24 Ahmet Köksal, Giritli SÖrrÖ Paûa (1844-1895), YayÖmlanmamÖû Doktora Tezi, Atatürk

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum 2013, s. 69-73.

25 O. Özel, “Çürüksulu Ali Paûa”, s. 108.

26 H. Özdiû, Taûrada ùktidar Mücadelesi, s. 87, 89, 207.

27 Fernand Braudel, Akdeniz ve Akdeniz DünyasÖ, C. I, Çev. Mehmet Ali KÖlÖçbay, ùmge

Kitapevi Yay., Ankara 1992, s. 43.

28 Eric J. Hobsbawm, Sosyal ùsyancÖlar, Çev. Necati Doøru, ùstanbul 1995, s. 157. 29 Yurt Ansiklopedisi, C. 9, Anadolu YayÖncÖlÖk, ùstanbul 1983, s. 6249.

30 DaølÖk ve ormanlÖk arazide eûkÖyayÖ yakalamanÖn ne derece zor olduøunun farkÖnda

olan dönemin idarecileri, özellikle kÖû mevsiminde eûkÖyalarÖ köylerdeki yataklarÖnÖn yanÖnda bastÖrarak ele geçirmek için tedbirleri kÖû mevsiminde artÖrmÖûtÖ. Bu hususta bakÖnÖz: BOA, DH.MKT., 2668/84. 12 Teûrin-i sani 1324/25 KasÖm 1908; DH.MKT., 2702/19. 27 Kanun-Ö evvel 1324/9 Ocak 1909; MV., 124/15. 3 Muharrem 1327/25 Ocak 1909.

31 Giresun iline baølÖ úebinkarahisar ilçesi.

(8)

bölgede faaliyet gösteren Gürcü muhacirlerinden olup daha önce yaralÖ olarak firar eden Süleyman ve Coboølu Osman ismindeki iki ûaki eylül ayÖnda canlÖ olarak ele geçirildi.33

Bölgede etkin olan Ali Paûa’nÖn da eûkÖya çetelerini yakaladÖøÖna dair haberler gelmekteydi. 1887 yÖlÖnÖn ekim ayÖnda BabÖali hademesinden Salih ve diøerlerinin Ordu ile Hamidiye34 arasÖnda para ve eûyalarÖnÖ gasp eden haydutlarÖn, Çürüksulu Ali Paûa tarafÖndan takip edilerek yakalandÖøÖ ve ûakilerle gasp edilen mallarÖn Ordu kazasÖ idarecilerine teslim edildiøine dair Karahisar MutasarrÖflÖøÖndan tahrirat gönderilmiûti.35 Bu ûakileri yakalayanÖn Ali Paûa olmasÖ hasebiyle bunlarÖn Gürcü eûkÖyasÖ olmayÖp yerli çeteler olmasÖ muhtemeldir.

Devlet idarecilerinin eûkÖya ile mücadele etmesine raømen ûakilerin faaliyetleri devam etti. Örneøin 1894 yÖlÖnda kazaya baølÖ Dereköyünde yaûayan Osman ismindeki bir ûahsÖn Davutoølu Mecid ve yandaûlarÖ tarafÖndan katledildiøi, Terme kazasÖ kaymakam vekili imzasÖyla gönderilen arzuhalde beyan edildi. Bu bilgi üzerine olayÖn araûtÖrÖlmasÖ istendi.36 EûkÖyalÖk faaliyetleriyle birlikte kazada sÖradan vakalar da yaûanmaktaydÖ. AynÖ yÖl bidayet mahkemesi odacÖsÖ olan Bucak mahallesinden HacÖ Abbas’Ön oølu Mehmed öldürüldü ve Mehmed’in katilleri olduøu anlaûÖlan Mollaoølu Mustafa ile Mollaoølu Mehmed Ali yakalanarak adliyeye teslim edildi.37 Zaman zaman devlet görevlilerinin eûkÖyalÖkla mücadelesinde taltif yoluyla ödüllendirilmesi de düûünüldü. Bu ûekilde eûkÖya ile mücadelenin devlet nazarÖnda önemli bir iû olduøu anlatÖlmaya çalÖûÖlÖrken aynÖ zamanda görevlilerin de mükâfatlar sayesinde bu mücadeledeki morallerinin yüksek tutulmasÖnÖn düûünüldüøü anlaûÖlmaktadÖr.38

1890’larda atanÖp 10 yÖlÖn üstünde görevini ifa eden ve muktedir bir vali olan Mehmed Kadri Bey, Trabzon vilayetinde önemli iûler yaptÖ. Baûta kaçakçÖlÖk olmak üzere onun döneminde asayiûe iliûkin vakalarda azalma 

33 BOA., DH.MKT., 1546/33. 12 Eylül 1304/24 Eylül 1888. 34 Ordu iline baølÖ Mesudiye ilçesi.

35 BOA., DH.MKT., 1496/73. 10 Mart 1304/22 Mart 1888.

36 BOA., BEO., 342/25639. 1 Kanun-Ö sani 1309/13 Ocak 1894. Böyle bir yer adÖ

Ordu kazasÖ sÖnÖrlarÖnda olmamakla birlikte o dönemde Ünye kazasÖnda vardÖ. AyrÖca bilgiyi verenin de Terme kaymakamÖ olmasÖ belgede hata olduøunu düûündürmektedir.

37 BOA., DH.MKT., 2067/96. 31 MayÖs 1310/12 Haziran 1894.

38 Örneøin uzun süredir kazada eûkÖyalÖk yapan meûhur ûaki Güzel Ahmed ile Sülo ve

yandaûlarÖnÖn yakalanmalarÖ için çaba gösterilmekteydi. EûkÖyalarÖn yakalanmasÖ konusunda hizmeti görülen kaza kaymakamÖ Reûid Bey ile diøer kiûilerin taltifleri uygun görüldü. (BOA., DH.MKT., 1682/97. 5 Kanun-Ö evvel 1305/17 AralÖk 1889) Yine zabÖta memuru vekili Durmuû Çavuû’un da beûinci rütbeden mecidi niûanÖyla taltifi konusunda Trabzon vilayetinden talepte bulunuldu. (BOA., DH.MKT., 1777/88. 22 Teûrin-i evvel 1306/3 KasÖm 1890).

(9)

görüldü.39 1901 yÖlÖna ait vilayet salnamesinde hükümetin ilk vazifesinin emniyet-i umumiyeyi muhafaza etmek olduøu ifade edilerek diøer vilayetlerde de bu meselenin göz ardÖ edilmediøi gibi Trabzon vilayetinde de “…en evvel

selamet-i umumiye ve saadet-i asudeginin istikrarÖna sa’y edilmiû, hudud-Ö vilayetin bir baûÖndan diøer baûÖna kadar hilaf-Ö marzi-i âli küçük bir vakanÖn bile cereyanÖna meydan verilmemek hususu akdem-i vezaif-i müterettebiden [müterettibeden] bulunmuûtur”

denilerek asayiûin saølanmasÖ için çalÖûÖldÖøÖ bildirilmekte ve mevcut istatistik cetvellerinin de bunu desteklediøi ifade edilmektedir.40 1903 tarihli vilayet salnamesinde vilayet içerisindeki ahaliden bahsederken Gürcüler için cesur ve silah kullanmayÖ bilen kiûiler olduklarÖ, bu tarafa yeni göç ettikleri vakit bazÖ uygunsuz hareketlerde bulunmuûlarsa da hükümetin aldÖøÖ tedbirler sayesinde sükûn ve asayiûin faydasÖnÖ ve özellikle komûularÖnÖn hukukuna riayet etmek gerektiøini anladÖklarÖndan bugün vilayetin çalÖûkan bir halkÖ olduøundan bahsedilmektedir.41 Fakat 1890’larÖn sonu ile 1900’lü yÖllarÖn baûÖnda Gürcülerle yerli ahali arasÖndaki mücadelenin savaû ortamÖna dönüûtüøü de ûimdiye kadar yapÖlan çalÖûmalarda ifade edilmektedir. Bununla birlikte bu dönemde muhacirler, yerli aøa ve beylerle devletin her kurumunda nüfuz mücadelesine de girerek kadrolaûmaya baûladÖ. Bu dönemde Ermeni isyancÖlarÖn da faaliyete geçmesi asayiûi daha da bozdu. AyrÖca çoøu zaman bu gayrimüslim isyancÖlar, Gürcü ve Çerkez kÖyafetiyle eylemlerini gerçekleûtirdi.42

Gürcülere yönelik ûikâyetlerin ilerleyen yÖllarda da ardÖ kesilmedi. 22 Nisan 1907 tarihinde KatÖrcÖzade Mustafa ve arkadaûÖ tarafÖndan úura-yÖ Devlete bir arzuhal gönderildi. Söz konusu ûahÖs, kaza eûrafÖndan olan KatÖrcÖzade Mustafa Aøa idi. Bu arzuhal esasÖnda muhacir Gürcülerle yerli ahali arasÖndaki ûimdiye kadar anlatÖlan mücadelenin de bir özeti niteliøindeydi. Arzuhalde 93 Harbi sonrasÖnda gelen Gürcü MüslümanlarÖnÖn bir hayli miktarÖnÖn Ordu kazasÖnda iskân edildiøi, ancak muhacirlere tahsis edilecek boû devlet arazisinin azlÖøÖ sebebiyle arazi sahipleri tarafÖndan tapusuyla beraber birer miktar arazinin verildiøinden bahsedilmekteydi. Bu ûekilde arazi sahibi olan Gürcülerin 

39 Rusya sÖnÖrÖnda olan vilayet, bu sebeple sÖkÖntÖ yaûamaktaydÖ. Bu durumu fÖrsat bilen

birçok suçlu, Kafkasya’ya geçtikten sonra kendilerini kurtarÖyordu. Buna çare arayan Kadri Bey, o sÖrada Kafkasya valiliøi görevindeki Prens Galiçin’e karûÖlÖklÖ olarak suçlularÖn iadesi için anlaûma yapmayÖ teklif etti. Bu fikir Galiçin tarafÖndan olumlu karûÖlanÖp kÖsa sürede istenilen netice elde edilmeye baûlandÖ. Bu giriûim, ehemmiyetli bir caydÖrÖcÖlÖk etkisinin yanÖnda mahkemelerin de daha ciddi çalÖûmasÖ neticesini getirdi. AyrÖca Rusya’ya kaçmakla kurtulamayacaøÖnÖ anlayanlar, kendi hallerinde yaûamaktan baûka bir çÖkar yol olmadÖøÖnÖ kabul ettiler. Bkz. Hüseyin KâzÖm Kadri, Meûrutiyetten Cumhuriyete HatÖralarÖm, Haz. ùsmail Kara, Dergah YayÖnlarÖ, ùstanbul 2000, s. 55-56.

40 Trabzon Vilayeti Salnamesi 1901, C. 19, Haz. Kudret Emiroølu, Trabzon ùli ve ùlçeleri

Eøitim, Kültür ve Sosyal YardÖmlaûma VakfÖ YayÖnlarÖ, Ankara 2008, s. 401.

41 Trabzon Vilayeti Salnamesi 1903, C. 21, Haz. Kudret Emiroølu, Trabzon ùli ve ùlçeleri

Eøitim, Kültür ve Sosyal YardÖmlaûma VakfÖ YayÖnlarÖ, Ankara 2008, s. 443-445.

(10)

oturacaklarÖ evlerinin de bölgedeki servet sahipleri tarafÖndan yardÖm yoluyla inûa ettirildiøi ve yemeklik, tohumluk ve çift hayvanlarÖ gibi ihtiyaçlarÖnÖn da tedarik edilerek iskânlarÖnÖn saølandÖøÖ ifade edilmekteydi. Arzuhale göre, bunlar bir süre yerli ahali ile kardeûçe yaûamÖûsa da zamanla hÖrsÖzlÖøa ve katle baûlamÖûlardÖ. 20 seneden beri vilayet merkezinde bulunan alaybeyleriyle tabur aøalarÖndan çoøunun ya da ûüphesiz birisinin Gürcülerden olduøu ve boûluk buldukça nefer ve zabitleri Gürcülerden istihdam ettikleri ve rüsumat, duyun-Ö umumiye, reji idareleri kolculuklarÖna da bunlarÖn yerleûtirildiøi beyan edilmekteydi. Bu ûekilde hükümet daire ve ûubelerinde kendilerine yer bulan bu kiûiler, zamanla her fenalÖøa baûlayarak kazada mevcut olan seksen kadar zaptiyenin altmÖûÖndan fazlasÖnÖ kendi adamlarÖndan almaya muvaffak oldu. Böylece kol kol eûkÖya çeteleri ortaya çÖkarak yerli ahaliyi rahatsÖz etmeye, öûür iltizamÖna girerek halkÖ zarara uøratmaya baûladÖ. Bunlardan ûikâyetçi olanlar da geceleri faili meçhul bir ûekilde katledildi ve haneleri yakÖlmaya baûlandÖ. Arzuhalde bunlarÖn dÖûÖnda Gürcülerin önemli ailelerle sorun yaûadÖklarÖ da ifade edilerek 135 bin nüfusu olan Ordu kazasÖnda 8-9 bin Gürcü olduøu ve bunlarÖn nüfusunun yerli ahaliye nispeten yüzde 6-7 oranÖnda kaldÖøÖ belirtilmekteydi. Buna raømen kazadaki cinayet ve hÖrsÖzlÖk gibi vakalarÖn arttÖøÖ ve adi vakalarÖn arasÖna giren cinayetlerin yüzde doksanÖnÖn Gürcüler tarafÖndan iûlendiøi iddia edilmekteydi. Ancak usulsüz bir ûekilde adliye tarafÖndan suçlarÖ sabit görülemediøinden beraat ettirildikleri, suçlarÖ sabit olanlarÖn da yakalanmayarak firari olup çeûitli suçlara devam ettiøi belirtilmekteydi. Bu maruzata kazanÖn adli kayÖtlarÖnÖn da ûahit olduøu ifade edilerek vergilerde de birçok sÖkÖntÖnÖn olduøu aktarÖlmaktaydÖ. KatÖrcÖzade Mustafa Aøa, Gürcülerin asayiûi tehdidine yönelik bu ûekilde bilgi verirken bu konuda tahkikat yapÖlmasÖ için de bir heyet talep etti.43

YukarÖda zikredilen arzuhal üzerine vilayetten inceleme yapÖlmasÖ istendi. Bölgede yaûanan asayiû sorunlarÖnÖ incelemek üzere Vilayet ùdare Meclisi Baûkâtibi Arif Efendi Ordu’ya gönderildi.44 OlaylarÖ incelemek üzere merkezden ve mahallinden memurlar görevlendiren valilik, ayrÖca kazanÖn Bolaman tarafÖndaki suçlu olan Gürcü muhacirlerinin mahkemeye teslim edildiøini bildirmekteydi. Vilayet merkezinden gönderilen memur, kazanÖn asayiû sorunlarÖna dair bir de rapor sundu. Bu rapora göre kazanÖn asayiûinin temini için alÖnmasÖ gereken tedbirler, vilayet idare meclisi tarafÖndan deøerlendirildi.45 Tahkik memuru Arif Efendi’nin vilayete sunduøu rapor, KatÖrcÖzade Mustafa Aøa’nÖn iddialarÖnÖ destekler nitelikteydi. Zira genel asayiû sorunlarÖna dair deøerlendirmelerin yapÖldÖøÖ raporda, aøÖrlÖklÖ olarak Gürcülerden bahsedilmekteydi. Raporun bir baûlÖøÖnda da ahalinin elindeki silahlarla ilgili bilgi verilmekteydi. Buna göre Ordu kazasÖnda Gürcü muhacirlerinin genelinde 

43 BOA., úD., 1862/10. 9 Nisan 1323/22 Nisan 1907. 44 BOA., úD., 1862/10. Tarihsiz.

(11)

ve yerli ahalinin de bazÖlarÖnda OsmanlÖ, Rus ve Yunan martini tüfekleri olduøu haber alÖndÖøÖndan cinayetlere baûlÖca sebep olan bu tüfeklerin toplattÖrÖlmasÖ gerekmekteydi. Konu vilayet idare meclisinde müzakere edilerek hangi devletin malÖ olursa olsun ahalinin elinde bulunan harp silahlarÖnÖn toplanarak askeri depolarda saklanmasÖna karar verildi. Bu ûekil devlet tüfeklerinin hükümete teslimi için bir süre belirlenerek kaza ahalisine ilan edilmesi ve bu süre içinde getirilecek tüfeklerin sahiplerinden birer ilmühaber karûÖlÖøÖnda teslim alÖnarak makbuz senediyle mahalli redif deposuna bÖrakÖlmasÖ uygun bulundu. Devlet silahlarÖnÖn ahalinin elinde bÖrakÖlmamasÖ vilayet idare meclisi kararÖyla Ordu kaymakamlÖøÖna da tebliø edildi. BunlarÖn dÖûÖnda kalan bekçi ve korucularla yolcularÖn kendilerini korumak için taûÖyacaklarÖ adi silahlar için de kefil gösterilmesi ve tezkiresiz silah taûÖnmamasÖ gerektiøinden bu konudaki yasaøÖn ahaliye ilanÖ gerekiyordu. ùlan tarihinden itibaren de her kimde silah görülürse silahlarÖna el konulmasÖ ve bu yasaøÖn devamÖna itina ve dikkat edilmesi de vilayet idare meclisi kararÖyla kaymakamlÖøa tebliø edildi.46

Diøer bir ûikâyet konusu da güvenlik görevlilerinin aøÖrlÖklÖ olarak Gürcülerden oluûturulmasÖ, bu sebeple yaûanan sorunlar ve yapÖlan suiistimaldi. Raporda kaza merkezi ile nahiyelerde bulunan jandarmalarÖn büyük bir kÖsmÖnÖn Gürcü muhacirlerinden olduøuna iûaret edilmekteydi. BunlarÖn da kavmiyet ve cinsiyet hasebiyle Gürcülerden olan suçlularÖn takip ve yakalanmalarÖnda müsamaha gösterdiøine, hatta davacÖ ve ûahitleri tehdit ettiklerine yönelik ûikâyetlerin olduøu ifade edilerek bu ûikâyetlerin önüne geçilmesi için de çözüm yolu sunulmaktaydÖ. Buna göre yerli ahaliden zaptiyelik yapabilecek olanlar görevlendirilse dahi bunun da aynÖ neticeyle sonuçlanabileceøi düûünüldüøünden-ayrÖca raporda yerli ahalinin aøÖr hareketinden zaptiye olarak uygun olmadÖøÖ da zikredilmektedir- kazadaki zaptiyelerin Trabzon sancaøÖnÖn diøer kaza ve nahiyelerinden olan zaptiyelerle yavaû yavaû deøiûtirilmesi gerekiyordu. Bu görüû, vilayet idare meclisinde uygun görülerek jandarma alay kumandanlÖøÖna da bildirildi. Bu gibi tedbirlerin dÖûÖnda kazanÖn adli, mali ve idari yapÖsÖna dair deøerlendirmede de bulunulmaktaydÖ. Adli yapÖnÖn daha iyi bir ûekilde idare edilebilmesi için kadÖ vekilliøine muktedir kiûilerin atanmasÖ ve bunlarÖn kazada görev yapmalarÖnÖ saølamak için maaûlarÖnÖn artÖrÖlmasÖ talep edilmekteydi. Aûar mültezimleriyle ahali arasÖnda yaûanan sorunlara ve bazÖ muhtekirlerin de bu iûten fayda saølamalarÖnÖn önüne geçilmesi için ihalelerin aûar nizamnamesine uygun olarak belirlenmesi ve nizami süresinde iltizam iûinin tamamlanmasÖ uygun bulundu. Asayiûin saølanmasÖ konusundaki son talep ise kazanÖn idari statüsünün deøiûtirilmesine yönelikti. Bu konuda Ordu’nun nüfusunun 135 bin olduøu ve böyle büyük bir yerin kaza halinde idaresinin zor



(12)

olduøu vurgulanarak yeni bir düzenlemeyle sancak statüsüne çÖkarÖlmasÖ istenmekteydi.47

Kazadaki sorunlara bu ûekilde çözüm yollarÖ aranÖrken ùmparatorluk coørafyasÖnda ve özellikle de kÖrsalda eûkÖyalÖkla birlikte en fazla görülen suç türlerinden biri de hayvan hÖrsÖzlÖøÖydÖ. TarÖm ve hayvancÖlÖkla uøraûan bir köylü için hayvan hÖrsÖzlÖøÖ, “yangÖndan, kuraktan, su baskÖnÖndan, eûkÖya baskÖsÖndan,

çekirge belasÖndan, hâsÖlÖ her türlü afetlerden daha afet, daha müzmin bir musibetti.” 48 Zira çoøu köylü için elinde bulunan birkaç hayvan tek geçim kaynaøÖydÖ. 20. yüzyÖlÖn baûÖnda hÖrsÖzlÖk öyle artmÖûtÖ ki, ahali artÖk dayanÖlmaz boyutlara ulaûan bu sorunun halledilmesi için sürekli ûikâyette bulunmaktaydÖ. HÖrsÖzlar, gecenin karanlÖøÖndan veya hayvanlarÖn tenha yerlerde bulunmasÖndan istifade ederek hayvanlarÖ çaldÖøÖ için olaylar, faili meçhul kalmakta bu da hÖrsÖzlarÖn cüretlerini arttÖrmaktaydÖ.

Kaza ùdare Meclisi tarafÖndan hayvan hÖrsÖzlÖøÖnÖn aûÖrÖ derecede artmasÖ, köy ihtiyar heyetiyle ileri gelenlerinin kanunen mükellef olduklarÖ vazifeleri yerine getirmemelerine baølanmaktaydÖ. Bu konuda söz konusu görevlilerin güvenlik vazifelerini yerine getirmeyip hÖrsÖzlÖk olaylarÖnÖ aydÖnlatmamalarÖ ve köylerde ihtiyaca uygun bekçi istihdam etmemeleri olaylara sebep olarak gösterilmekteydi. Bu doørultuda failleri bulunamayan hÖrsÖzlÖk vakalarÖndaki zararÖn, mensup olduklarÖ köylerin ihtiyar heyetiyle ileri gelenlerine tazmin ettirilmesi veya köy ahalisine ödettirilmesi düûünüldü. Böyle bir tedbire baûvurulmasÖ durumunda ihtiyar heyetinin kanuni vazifelerini yapacaøÖ, ahalisini yardÖmlaûmaya mecbur edeceøi, hayvan hÖrsÖzlarÖnÖn ortaya çÖkarÖlmasÖnÖ kolaylaûtÖracaøÖ ve ahaliyi daima hÖrsÖzlara karûÖ dikkatli olmaya teûvik edeceøi var sayÖlmaktaydÖ. Düûünülen bu tedbire dair, Dâhiliyeden fikir sorulmasÖ idare meclisince uygun bulundu.49 Yine idare meclisince hayvan hÖrsÖzlÖøÖnÖ önleyebilmek için düûünülen bir diøer çare de hayvan hÖrsÖzlÖøÖndan ûüpheli ûahÖslarÖn geçici olarak vilayet içinde uygun yerlere gönderilmesiydi.50

Bu konu, úura-yÖ Devlet tarafÖndan görüûülerek hayvan bedellerinin köylüden tazmini uygun görülmedi ve güvenliøin artÖrÖlarak bu vakalara engel olunmasÖ istendi.51 AyrÖca hayvan hÖrsÖzlÖøÖnÖn diøer hÖrsÖzlÖklardan farkÖ olmayÖp bu vakalarÖn incelenerek faillerinin ortaya çÖkarÖlmasÖnÖn hükümetin görevi olduøu vurgulandÖ.52 Faili belli olmayan böyle birçok vakanÖn yanÖnda failleri



47 BOA., úD., 1862/10. Tarihsiz.

48 úinasi, “Köylülerin En büyük Derdi”, Ahenk, 10 Haziran 1328/23 Haziran 1912, s. 1. 49 BOA., úD., 1862/12. 2 MayÖs 1323/15 MayÖs 1907.

50 BOA., úD., 1862/10. Tarihsiz.; úD., 1862/12. 13 MayÖs 1323/26 MayÖs 1907. 51 BOA., BEO., 3108/233041. 7 Temmuz 1323/20 Temmuz 1907.

(13)

bilinenler de vardÖ. Örneøin AybastÖ nahiyesine baølÖ ùlikoølu(?)53 köyünden ve meûhur eûkÖyalardan Hasan Çavuû idaresindeki çete, Niksar’Ön Çamiçi nahiyesinin ùliûmi(?)54 köyüne gelerek bekçinin silahÖyla köyden on baû hayvan gasp ederek kaçmÖûlardÖ.55

23 Temmuz 1908’de Meûrutiyet’in ikinci kez ilanÖ ve akabinde yaûanan geliûmeler, Türk siyasî, iktisadî ve sosyo-kültürel yaûamÖnda önemli yenilikleri beraberinde getirmekle birlikte bu olay ülkenin asayiûini de doørudan etkiledi. úöyle ki, Meûrutiyet’in ilanÖnÖn hemen ardÖndan siyasi mahkûmlar için af çÖkarÖlmÖûtÖ. Her ne kadar bu af, adi suçlardan hüküm giyenleri kapsamasa da ülkenin pek çok yerinde adi suçlardan mahkûm ve zanlÖ olarak hapishanede bulunanlar, zaptiye memurlarÖna karûÖ bir isyana teûebbüs etti. Buna mukabil mahkûmlarÖn isyanlarÖ, bazÖ yerlerde ûiddet yoluyla bastÖrÖldÖysa da bazÖ vilayetlerde “esbab-Ö mahsusaya binaen” mahkûmlar hapishaneden çÖkmÖû veya çÖkarÖlmÖûtÖ. Hapishanelerde yaûanan olaylarÖn önünü bir türlü alamayan hükümet, nihayetinde “memlekette ihtilal vukuuna meydan vermemek vehimesiyle” bu suçlularÖn da tahliyesi için özel bir af çÖkardÖ.56 Netice olarak siyasî af, genel affa dönüûtürülerek, 28 Temmuz 1908’de tüm vilayetlere tebliø edildi.57 ùlan edilen umumi afla birlikte her türlü suçtan mahkûm ve zanlÖ olarak hapishanede bulunan binlerce kiûi tahliye edildi. Bu durum ülkenin kÖrsalÖnda zaten bozuk olan asayiûi daha da içinden çÖkÖlmaz bir hale getirdi.58 Dönemin gazetelerinden Ahenk, Meûrutiyet’in ilanÖna atÖfta bulunarak bundan sonra “HayvanlarÖnÖz çalÖnÖp, iûleriniz yüzüstü kalmayacak. Daøda eûkÖya çÖkÖp sizi

soymayacak” 59 dese de bu mümkün olmadÖ.

Meûrutiyet’in ilanÖndan sonra ülkenin her tarafÖnda iûlenen türlü suçlarda ciddi bir artÖû yaûanÖrken60 bu durumdan Ordu kazasÖ da nasibini aldÖ. KazanÖn birçok yerinde türlü suçlar iûlenirken Gürcü ya da yerli eûkÖyalarÖn vukuatlarÖna 

53 Belgede ùlikoølu karyesi ifadesi yer almakla birlikte AybastÖ’ya baølÖ böyle bir köy

olmayÖp Elbeyi isminde bir köy vardÖr.

54 O dönemde böyle bir yer adÖ olmamakla birlikte Niksar Çamiçi’ne baølÖ ùlmidi köyü

vardÖ.

55 BOA., DH.EUM.AYú., 18/94. 16 Aøustos 1325/29 Aøustos 1909.

56 MMZC., C. 6, Devre: I, ùçtima Senesi: I, ùnikad: 137, 5 Aøustos 1325/18 Aøustos

1909, s. 530.

57 Taner Aslan, “II. Meûrutiyet Dönemi Genel Af UygulamalarÖ”, Gazi Akademik BakÖû

Dergisi, C. III, S. 5, KÖû 2009, s. 43.

58 ùkinci Meûrutiyet’in ilanÖ sonrasÖnda ilan edilen genel affÖn ülkenin asayiûine nasÖl

tesir ettiøine dair ayrÖntÖlÖ bilgi için bakÖnÖz: Hakan Yaûar, II. Meûrutiyet’in ùlanÖndan Yunan ùûgaline BatÖ Anadolu’da EûkÖyalÖk (1908-1919), YayÖmlanmamÖû Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Türk ùnkÖlap Tarihi Enstitüsü, Ankara 2015, s. 40 vd.

59 M. Esad, “Köylülerimize”, Ahenk, 24 Temmuz 1324/6 Aøustos 1908, s. 4.

60 Bu hususta bakÖnÖz: BOA, DH.MKT., 2672/60. 16 Teûrin-i sani 1324/29 KasÖm

(14)

bir de bölgenin ünlü eûkÖyalarÖndan Hekimoølu ùbrahim’in yaptÖklarÖ eklendi. Bir yanlÖû anlaûÖlma sonucu61 Gürcüler tarafÖndan öldürülmeye çalÖûÖlan Hekimoølu, bunlarÖn elinden kurtularak daølara çÖktÖ. Zamanla Gürcü muhacirlerin hasmÖ haline gelen Hekimoølu, yerli ahaliyi koruyup kolladÖøÖ için adeta bir kahraman olarak algÖlanmaya baûlandÖ.

1910 yÖlÖna gelindiøinde, bölgede Gürcü-yerli kavgasÖ ûiddetini artÖrmaktaydÖ. Bu sebeple bizzat inceleme yapan dönemin Trabzon Valisi Mustafa Bey, Dâhiliye Nezaretine bir telgraf gönderdi. Vali Bey’e göre Ordu, Fatsa, Ünye ve Niksar’a iskân edilen Gürcüler, eski gelenek ve göreneklerini devam ettirmekle birlikte adam öldürme, gasp, haneye tecavüz gibi suçlar iûlemekteydi. Bunlar, Örki olarak diøer kazalardaki Gürcüler tarafÖndan himaye edilmekte ve bu yörede Çeteler Kanunu’nun62 uygulanmasÖ gerekmekteydi. Valinin bu talebi eûkÖyalÖk olaylarÖnÖn sadece bölgede görüldüøü gerekçesiyle kabul görmedi.

Asayiûi bozan çete ve eûkÖya gruplarÖ içerisinde hiç ûüphesiz Hekimoølu ùbrahim de yer almaktaydÖ. Gürcülerin kendi ÖrkdaûlarÖ tarafÖndan korunmasÖna karûÖlÖk aynÖ ûekilde Hekimoølu da yerli ahali tarafÖndan korunuyor ve destekleniyordu. Hekimoølu’nun af yoluyla daødan indirilmesi düûünülmüûse de kabul görmedi ve daølardaki hâkimiyeti 1913 yÖlÖna kadar devam etti. 1913 yÖlÖnda öldürülen Hekimoølu, netice itibariyle daha önce de zikredildiøi üzere Gürcü-yerli kavgasÖnda “ahali-yi kadime”yi Gürcü eûkÖyalara karûÖ koruduøundan halk arasÖnda iyi bir ûöhret yaptÖ, hatta ölümünden sonra adÖna türküler yakÖlarak Gürcü-yerli çatÖûmasÖ Hekimoølu türkülerinde de “AynalÖ martinimiz Gürcü seçmesin, Muhacir milleti buradan geçmesin” ûeklinde yerini aldÖ.63

Bir yandan eûkÖyalÖk olaylarÖ hÖz kesemeden devam ederken diøer yandan da yakalanan ûakiler yok deøildi. Eylül 1909 tarihinde Trabzon valisi tarafÖndan Dâhiliye Nezaretine verilen bilgiye göre kazanÖn emniyeti temin edilmeye 

61 1900’lü yÖllarda muhacirlerden Gürcü Sefer Aøa’nÖn deøirmeninde çalÖûan

Hekimoølu ùbrahim, Sefer Aøa’nÖn kÖzÖ Fadime ile konuûurken kÖzÖn niûanlÖsÖ olan Gürce Bey’i olan Seyit Aøa’nÖn yeøeni Yusuf onlarÖ görerek bu konuûmayÖ baûka bir ûekilde düûünür. Yusuf’un bu durumu Seyit Aøa’ya ûikâyeti üzerine Hekimoølu, aøanÖn evine davet edilir ve kendisini vuracak olan Yusuf’tan daha önce silahÖnÖ çekerek onu öldürür. Bu olay üzerine Hekimoølu daøa çÖkar. Bu konuda olayÖn özünün aynÖ olmasÖyla birlikte daha farklÖ bilgiler de yer almaktadÖr. Daha geniû bilgi için bkz. Ayhan Yüksel, Doøu Karadeniz AraûtÖrmalarÖ, Kitabevi YayÖnlarÖ, ùstanbul 2013, s. 134-135.

62 Çeteler Kanunu, eûkÖyalÖk olaylarÖnÖ önleyebilmek için 1909’da Rumeli vilayetleri ve

AydÖn vilayetinde uygulamaya konulan ve bir dizi sert tedbirler öngören bir kanundu. Kanunun mahiyeti ve uygulanmasÖna dair ayrÖntÖlÖ bilgi için bakÖnÖz: H. Yaûar, BatÖ Anadolu’da EûkÖyalÖk, s. 131 vd.

63 Ayhan Yüksel, Doøu Karadeniz AraûtÖrmalarÖ, Kitabevi YayÖnlarÖ, ùstanbul 2013, s.

(15)

çalÖûÖlmaktaydÖ. Bu doørultuda kazanÖn asayiûini tehdit eden meûhur ûakilerden Yataøanoølu Yusuf ve arkadaûÖnÖn alÖnan tedbirler ve yapÖlan takibat üzerine kaçacak yeri kalmamÖûtÖ ve bir haftaya kadar teslim olacaklarÖ düûünülmekteydi.64 EûkÖyalÖk yaparak dolaûmaktayken aman diledikleri daha önce arz edilen Deli Arif oølu ùzzet Mehmed Ali’nin adamlarÖndan Kara HacÖ oølu ùzzet’in de aman dilediøi ve bu ûekilde kazaya atandÖøÖndan itibaren tam dokuz eûkÖyanÖn yakalanmasÖna muvaffak olunduøu 6 Ekim 1910 tarihinde kaymakam vekili Haydar Bey tarafÖndan haber verilmekteydi.65

Bütün bir ülkenin kÖrsalÖnda yaûayan insanlarÖn can ve mal güvenliøini tehdit eden birçok olay yaûanmakla birlikte namus güvenliklerinin saølanmasÖ da baûlÖca problemlerden biriydi. Zira kÖrsalda iûlenen suçlarÖn baûlÖcalarÖndan biri de tecavüz ve “daøa kadÖn kaldÖrma” suçlarÖydÖ. Çoøu eûkÖya çetesi, genellikle ev basÖp, yol keserek para ve eûya gasp etmekle yetinirken bir kÖsmÖ ise kendini savunmaktan aciz kadÖnlarÖn ÖrzÖna el uzatmaktaydÖ. Örneøin 1909 yÖlÖnda Perûembe nahiyesinin ÇandÖr66 köyünden HacÖ Aziz Hoca, ailesinin Salahiye muhacirlerinden Kadir Hamid tarafÖndan zorla daøa kaldÖrdÖøÖnÖ ve merhamet edilmediøi takdirde nakl-i haneye hazÖr olduøunu Meclis-i Mebusan Riyasetine gönderdiøi telgrafta ifade etmekteydi.67 Yine 1913 yÖlÖnÖn Ocak ayÖnda oølu ile kardeûinin askerde olmalarÖndan istifade ederek memleketteki hanesinin eûyasÖnÖ gasp eden ve bekâr kÖz kardeûini daøa kaldÖran Ömer Usta ve yandaûlarÖndan ûikâyet eden Ordu kazasÖna baølÖ Hoûkadem68 köyü ahalisinden ve Dersaadet dersiamlarÖndan Mustafa AsÖm imzasÖyla varaka yazÖlmÖûtÖ. VatanÖn muhafazasÖ için silahaltÖna alÖnan asker ailelerinin namuslarÖnÖn korunmasÖ, mahalli hükümetin vazifesinden olup varakada yazÖlanlarÖn gerçek olmasÖ halinde suçlularÖn hemen kanunlara teslim edilmesinin mahalline tebliøi uygun bulundu.69 Vilayete, bu suçu iûlediøi ifade edilen Kara Ömer oølu Ömer Usta ve 8 yandaûÖnÖn takip edilerek yakalanmalarÖ ve neticenin bildirilmesi konusunda bilgi verildi.70 KÖsa süre içinde Mustafa AsÖm Efendi’nin kÖz kardeûini daøa kaldÖranlardan Kara Ömer oølu Salih ve Ömer, Hayyam oølu Ali ve Müftü oølu úevket yakalanarak adliyeye teslim edildi ve söz konusu kÖz da kurtarÖldÖ.71 AyrÖca kÖza ait olup gasp olunan eûyanÖn cinsi ve miktarÖnÖn henüz tayin edilememiû olup hanede bulunanlarÖn ifadelerinin alÖnacaøÖ ve neticesine göre kanuni iûlemin yapÖlacaøÖ da kaymakamlÖktan bildirildi.72



64 BOA., DH.MUù., 18-1/34. 5 Eylül 1325/18 Eylül 1909. 65 BOA., DH.H., 41/6. 23 Eylül 1326/6 Ekim 1910. 66 AybastÖ ilçesine baølÖ köy.

67 BOA., DH.MKT., 2882/24. 28 Haziran 1325/11 Temmuz 1909. 68 AybastÖ ilçesine baølÖ köy.

69 BOA., DH.H., 42/8. 20 Kanun-Ö evvel 1328/2 Ocak 1913. 70 BOA., DH.H., 42/8. 24 Kanun-Ö evvel 1328/6 Ocak 1913. 71 BOA., DH.H., 42/8. 30 Kanun-Ö evvel 1328/12 Ocak 1913. 72 BOA., DH.H., 42/8. 14 úubat 1328/27 úubat 1913.

(16)

Namusla ilgili vakalar yalnÖzca kadÖn kaçÖrmaktan veya tecavüz olaylarÖndan ibaret deøildi. 27 Temmuz 1913 gecesi BektaûYaylasÖ’nÖn Çatalçam73 mevkiinde Ordu kazasÖndan Mahmud, Hayrat, Hüseyin, Osman, Said ve SÖrrÖ ismindeki altÖ kiûi kadÖn oynatmaktaydÖ. Bu sÖrada üzerlerine giden iki jandarmanÖn birini ayaøÖndan yaralayarak firar ettiler. Bu hadiseden sonra takip müfrezesi çÖkarÖlarak Mahmud, Osman, Said ve SÖrrÖ’nÖn yakalandÖklarÖ Giresun KaymakamlÖøÖndan bildirildi.74 Bu olay, Ordu kazasÖndan olan ûahÖslarca gerçekleûtirilmiûse de vakanÖn yaûandÖøÖ yer Giresun sÖnÖrlarÖ içindeydi.75

Ordu kazasÖ da dâhil ülkenin pek çok yerinde asayiû tam manasÖyla saølanamadÖøÖ gibi OsmanlÖ Devleti’nin Birinci Dünya SavaûÖ’na girmesiyle durum daha vahim bir hâl aldÖ. Savaû yÖllarÖnda baûta eûkÖyalÖk olaylarÖ olmak üzere iûlenen suçlarda artÖû olmasÖnÖn temel nedenleri arasÖnda kÖrsalda asayiûi saølamakla görevli jandarmalarÖn önemli bir kÖsmÖnÖn cepheye sevk edilmiû olmasÖ ve asker firarilerinin sayÖsÖnÖn yüz binleri bulmasÖ yer almaktaydÖ.76 

73 Giresun ili Piraziz ilçesi sÖnÖrlarÖnda yayla.

74 BOA., DH.EUM.EMN., 30/59. 28 Aøustos 1329/10 Eylül 1913.

75 Buna benzer baûka bir vaka da Karahisar-Ö úarki’de meydana gelmiû olup bu defa da

olayÖn faili Ordu’ya kaçmÖûtÖ. Karahisar-Ö ûarki sancaøÖna baølÖ KÖrÖk nahiyesinin Aksu (Giresun ili Dereli ilçesine baølÖ köy)köyünden Cafer oølu Haûim’in kÖzÖ Rukiye, zorla ÖrzÖna geçildikten sonra katledildi. OlayÖn faillerinden Veli oølu Rasim yakalandÖysa da adamÖ olan Aksu köyünden Mehmed, Ordu kazasÖnÖn Kestane (GülyalÖ ilçesine baølÖ köy) köyünde bulunan babasÖ Ahmed’in yanÖna firar etti. Bu bilgi Karahisar MutasarrÖflÖøÖndan verilmiû olup bu ûahsÖn yakalanmasÖ Trabzon vilayetine yazÖldÖ. BOA., DH.EUM.VRK., 11/71-A. 22 Teûrin-i evvel 1329/4 KasÖm 1913.

76 Bu hususta ayrÖntÖlÖ bilgi için bakÖnÖz: H. Yaûar, BatÖ Anadolu’da EûkÖyalÖk, s. 346 vd;

Bu süreçte Ordu kazasÖnda iûlenen suçlara birkaç örnek verilebilir; MayÖs 1914 tarihli cetvelde cinayetten aranÖp yakalananlara dair bilgi verilmektedir. Buna göre TaûbaûÖ RumlarÖndan Baba Avram oølu Nikol kasaba içinde, Harami (Kabadüz ilçesine baølÖ köy) köyünden Bahtluoølu Ahmed ve Panbuloølu Hurûid Caøanus (Eski adÖ Caøanas olan Ordu merkeze baølÖ HacÖlar köyü) köyünde, BayramlÖ (Ordu merkeze baølÖ köy) köyünden Koçoølu Ahmed de aynÖ köyde yakalandÖ. AyrÖca yakalanamayan daha 8 kiûi vardÖ. (BOA., DH.EUM.MTK., 48/21. 1 Haziran 1330/14 Haziran 1914.). Savaû döneminde de eûkÖyalar birçok yerde olduøu gibi Ordu kazasÖnda da faaliyetlerine devam etti. Örneøin Trabzon Valisi Cemal Azmi Bey’in 4 úubat 1915 tarihinde Dâhiliye Nezaretine gönderdiøi yazÖda Ordu kazasÖnda iûlediøi cinayetlere ve hakkÖndaki takibata raømen yakalanamayan meûhur eûkÖyadan Kirkor’un 1 úubat’ta kasabaya yakÖn olan Boztepe köyünde bir hanede adamlarÖyla beraber saklandÖøÖnÖn haber alÖnmasÖ üzerine müfrezelerin sevk edildiøi bildirilmektedir. Müfreze tarafÖndan hane muhasara edildiyse de bir netice alÖnamadÖ. Bunun üzerine hane yakÖlarak Kirkor ile iki adamÖ ölü ve biri de canlÖ olarak ele geçirildi. EûkÖya ile müfreze arasÖnda çÖkan çatÖûmada jandarmadan bir ûehid verilirken bir jandarma da hafif ûekilde yaralandÖ. (BOA., DH.EUM.KLU., 7/27. 22 Kanun-Ö sani 1330/4 úubat 1915.). Ocak 1916’da verilen bilgide ise bir süredir eûkÖyalÖk yapan Abazaoølu Abdurrahman’Ön silahÖyla ve Serdaroølu Salih’in silahsÖz ûekilde canlÖ olarak ve Fatsa’nÖn Sayaca köyünden RÖzvanoølu Mevlüd’ün de ölü olarak

(17)

2-Asayiûin SaølanmasÖ ùçin Bekçi ùstihdamÖ

OsmanlÖ Devleti’nde 1879-1908 yÖllarÖ arasÖndaki dönemde taûra güvenlik teûkilatÖnda ülkenin tamamÖnÖ kapsayacak ûekilde ve merkezî hükümetin taûradaki egemenliøini pekiûtirmeye yönelik düzenlemeler yapÖldÖ. Bu dönemde taûrada polis teûkilatÖ oldukça cÖlÖzdÖ ve güvenliøin saølanmasÖ iûi büyük ölçüde jandarma teûkilatÖna havale edilmiûti.77 Lakin kÖrsalda asayiûi saølamaya yetecek kadar jandarma yoktu. Ordu kazasÖnda da asayiûin temini konusunda ûimdiye kadar bahsedilen vakalardan, güvenlik güçlerinin yetersizliøi çok açÖk bir ûekilde görülmektedir. Bölge insanÖnÖn yaûam ûekilleri de söz konusu ihtiyacÖ biraz daha artÖrmaktaydÖ. Zira ahali yaz mevsiminde yaylalara çÖkmaktaydÖ. 1903 yÖlÖnda bu ihtiyacÖ gidermek için köylerdeki fakir ahali istisna olmak üzere diøerlerinden hane baûÖna doksan para alÖnmasÖ ve bununla 30 bekçi kaydedilip bu bekçilerin haziran ayÖnÖn baûÖndan eylülün sonuna kadar yayla yollarÖnda kurulan kordonlarda ve diøer güvenlik hizmetlerinde istihdam edilmesi yönünde bir talepte bulunuldu. AyrÖca bu uygulamanÖn önceki yÖllarda da yapÖldÖøÖ ve bundan fayda saølandÖøÖndan bu sene de aynÖ tedbire baûvurulmasÖ istendi. Bu tedbir, bahsedilen yerlerin korunmasÖ maksadÖna dayanmasÖ, bu ûekil bekçi ücretlerinin ödenmesinin ahaliye ait olmasÖ ve fakirler istisna tutulduøu takdirde hane baûÖna doksan paranÖn da fazla görülmemesi sebebiyle vilayetten de münasip bulunduøundan úura-yÖ Devlet tarafÖndan uygun görüldü.78

1907 yÖlÖnda asayiû sorunlarÖnÖn tespiti için bölgeye bir memur gönderilmiûti. Bu memur tarafÖndan hazÖrlanan rapor, vilayet idarecilerince deøerlendirildi79 ve Dâhiliye Nezaretine bir tahrirat gönderildi. Tahriratta vilayetin büyüklüøü ve jandarmanÖn azlÖøÖ sebebiyle güvenlik noktasÖnda sÖkÖntÖ çekildiøinden bahsedilmekte ve jandarmanÖn artÖrÖlmasÖ konusundaki giriûimlerden de bir netice alÖnamadÖøÖ ifade edilmekteydi. Kaza ahalisinin yaz mevsiminde yaylaya çÖkmasÖ sebebiyle daha önceki yÖllarda uygulamanÖn devam ettiøi anlaûÖlmakla birlikte vilayet tarafÖndan bu defa aylÖk 100 kuruû ücretle geçici olarak tayin edilen bekçilerin bazÖ eksikleri dile getirildi. Geçici bekçilerin beû ay süreyle yayla ve köy yollarÖnÖn korunmasÖnda istihdam edildiøi, fakat bunlarÖn jandarma kÖyafeti giymedikleri ve jandarmalar gibi devlet silahÖ taûÖmadÖklarÖndan hizmetlerinden çok az istifade edildiøi bildirilmekteydi. Hâlbuki her biri bir kaza büyüklüøündeki beû nahiyesi ve 135 bin nüfusuyla büyük bir kaza olan Ordu’da, merkezden 12 saat uzaklÖkta bulunup her sene yaz mevsiminde 4-5 ay 40-50 bin kiûinin toplandÖøÖ meûhur ÇambaûÖ80 yaylasÖnÖn da bulunduøu ve kazanÖn jandarma mürettebatÖnÖn  yakalandÖklarÖ anlaûÖlmaktadÖr. (BOA., DH.EUM.2.úb., 17/5. 10 Kanun-Ö sani 1331/23 Ocak 1916.).

77 Nadir Özbek, “OsmanlÖ ùmparatorluøu’nda ùç Güvenlik, Siyaset ve Devlet”, Türklük

AraûtÖrmalarÖ Dergisi, S. 16, (Güz 2004), s. 74, 79.

78 BOA., BEO., 2163/162204. 16 Aøustos 1319/29 Aøustos 1903. 79 BOA., úD., 1862/10. Tarihsiz.

(18)

güvenliøin saølanmasÖ noktasÖnda yetersiz kaldÖøÖ vurgulanmaktaydÖ. Bu sebeple ahalinin kendi rÖzasÖyla verdiøi doksanar paranÖn beûer kuruûa çÖkarÖlmasÖyla bekçilerin, toplanacak para ile jandarma kÖyafetiyle giyindirilmesi saølanacaktÖ. Kefaletle silah da verilerek mevcut kuvvetlere ilaveten istihdam edilmek üzere daimi bekçiler olarak tayin edilmelerinin vilayetçe uygun görüldüøü ve bu ûekilde de jandarmaya olan ihtiyacÖn bir dereceye kadar giderileceøinden ahaliden alÖnmakta olan paralarÖn fayda saølayacaøÖ aûikârdÖ.81 Bu konu “Tesri-i Muamelat ve Islahat Komisyonu”nca görüûülüp úura-yÖ Devlet’e havalesi istendi.82 Ancak bu hizmetin hükümetin asli görevleri arasÖnda yer aldÖøÖndan ahaliden ayrÖca ücret alÖnmasÖ úura-yÖ Devletçe kabul edilmeyerek jandarma kuvvetinin artÖrÖlmasÖ gerektiøi cevabÖ verildi.83 Bu karar üzerine merkez ve çevre yerleûimlerde kaç jandarmaya ihtiyaç olduøunun bildirilmesi vilayete tebliø edildi.84

3-Kolcu ve Zabtiyeler HakkÖndaki úikâyetler

YukarÖda da belirtildiøi üzere OsmanlÖ Devleti’nin taûrasÖnda asayiûi saølamak için yeterli sayÖda jandarmanÖn olmayÖûÖ birçok sorunu da beraberinde getirmekteydi. Öncelikle eksiøi kapatmak için geliûi güzel bir ûekilde gerekli vasÖflardan yoksun kiûilerin jandarma olarak kaydedilmesi birtakÖm usulsüzlüklere de sebep olmaktaydÖ. AyrÖca asÖl vazifeleri tütün kaçakçÖlÖøÖnÖn önlenmesi ve tütün vergilerinin toplanmasÖ olan reji kolcularÖnÖn asayiûe müteallik diøer hususlarda da görevlendirilmeleri birçok vukuata ve beraberinde ûikâyete neden olmaktaydÖ. AdlarÖ her ne olursa olsun asayiûi temin etmekle görevli olan kiûilerin kimi zaman yerel nüfuz sahibi kiûi ya da ailelerle veya yerel yöneticilerle menfaat birliøi nedeniyle görevlerini kötüye kullanmalarÖna sÖklÖkla rastlanmaktaydÖ. Yani kendilerinden asayiûin saølanmasÖ beklenen kolluk görevlileri, bizzat asayiûsizliøin kaynaøÖ olabilmekteydi. Örneøin 1889 yÖlÖnda Memiû, Kel Ali ve Osman ismindeki ûahÖslar Karahisar-Ö úarki’de bir papaz ve yakÖnlarÖndan bir adamÖ öldürüp iki kiûiyi de yaralayarak Ordu kazasÖ sÖnÖrlarÖna kaçtÖ. Takip memurlarÖ tarafÖndan yakalanan bu kiûilerin Ordu kazasÖ kaymakamÖyla zabÖta memuru tarafÖndan korunduøuna yönelik haber alÖndÖøÖna dair Sivas vilayetinden tahrirat gönderildi. OlayÖn soruûturularak neticesinin bildirilmesi istenmiûse de bununla ilgili bir yazÖûmaya ulaûÖlamadÖ.85

1907 yÖlÖnda Umum Erkan-Ö Harbiye Dairesinin yazÖsÖna göre Karahisar-Ö úarki sancaøÖna baølÖ Hamidiye kazasÖnÖn KotanÖ86 köyünden Halil’i yaralayarak 

81 BOA., úD., 1862/10. Tarihsiz.; úD., 1862/17. 13 MayÖs 1323/26 MayÖs 1907. 82 BOA., DH.TMIK.M., 248/62. 25 Haziran 1323/8 Temmuz 1907.

83 BOA., BEO., 3161/237066. 17 Eylül 1323/30 Eylül 1907; DH.TMIK.M., 248/62. 17

Eylül 1323/30 Eylül 1907.

84 BOA., DH.TMIK.M., 248/62. 20 Teûrin-i sani 1323/3 AralÖk 1907. 85 BOA., DH.MKT., 1648/123. 5 Aøustos 1305/17 Aøustos 1889. 86 Kabadüz ilçesine baølÖ Derinçay köyü.

(19)

30 lirasÖnÖ gasp eden ve Pursurlu/Yursurlu(?)Ermeni’nin hanesini basarak fidye talebiyle Ahmed isminde birini daøa kaldÖran eûkÖyalarÖn Ordu kazasÖna kaçtÖklarÖ anlaûÖldÖ. Bunun üzerine Ordu kazasÖnca takip edilmeleri için bir müfreze çÖkarÖlarak yakalanmalarÖ gerektiøi Trabzon vilayetine ve Ordu kaymakamlÖøÖna tebliø edildi. Fakat bu kiûilerin yakalanmasÖna yönelik bir giriûimde bulunulmadÖøÖnÖn düûünülmesi üzerine bir jandarma müfrezesiyle Hamidiye kaymakamÖ Ordu’ya gönderildi ve kaçÖrÖlan Ahmed hafif yaralÖ olarak kurtarÖldÖ. úakilerden Hasan ve Ahmed ismindeki iki eûkÖya da yakalandÖ. Dördü martin ve ikisi rovelver ile silahlÖ olan eûkÖyadan dördünün Ordu Reji kolcularÖndan Süleyman, Ömer, Kirazdereli87 Cemal ve Turan ismindeki kiûiler olduøu anlaûÖldÖ. Üstelik bu olaydan zabtiye olan Hüseyin’in de haberi vardÖ. YapÖlan tahkikata göre jandarma ve kÖrserdarÖ namÖyla istihdam edilen bazÖ kiûilerin resmi bir elbiseleri ve armalarÖ olmaksÖzÖn silahlÖ bir ûekilde ûurada-burada dolaûtÖklarÖ anlaûÖldÖ. AyrÖca Ordu’nun Habsamana nahiyesinde kolcularÖn eûkÖyalÖk faaliyetlerinden geri durmadÖklarÖ yapÖlan incelemeyle meydana çÖktÖ. Bu durum karûÖsÖnda, Umum Erkan-Ö Harbiye Dairesince bir deøerlendirme yapÖlarak Ordu’daki idarecilerin gasp, yaralama ve daøa adam kaldÖrmaya cüret eden eûkÖyalarÖn yakalanmasÖ hususunda müsamahakar davrandÖklarÖ neticesine varÖldÖ. Bu doørultuda asayiûi saølamakla görevli olan jandarmanÖn resmi elbisesi olmaksÖzÖn görev yapmamasÖ gerektiøi belirtildi. AyrÖca resmi olarak görevinin ne olduøu belli olmayan bazÖ ûahÖslarÖn kÖrserdarÖ adÖyla silahlÖ olarak daølarda kÖrlarda gezmesinin uygun olmayacaøÖ ifade edildi. Birer çifteden baûka silah taûÖma hakkÖ olmayan ve fÖrsat buldukça yolcu ve fukara ahaliye saldÖrmaktan çekinmeyen reji kolcularÖnÖn kaçak takibi bahanesiyle kaza sÖnÖrÖnÖn dÖûÖna çÖkarak eûkÖyalÖk hareketlerinde bulunmasÖnÖn da kabul edilemeyeceøi bildirildi.88

Reji kolcularÖnÖn usulsüzlüklerini ve iûlediøi suçlarÖ fÖrsat bilen bazÖ kiûiler de kendilerini kolcu olarak tanÖtÖp rahatça suç iûleyebilmekteydi. Örneøin Temmuz 1907 tarihinde, Sadarete gönderilen arzda 26 Haziran’da Baûçiftlik yaylasÖ civarÖnda devlete ait silahlardan martin ve dolma rovelver ile silahlÖ Gürcü elbiseli iki ûahsÖn Perûembe pazarÖna89 gitmekte olan yolcularÖn önüne çÖkarak tütün kaçakçÖlÖøÖ iddiasÖyla herkesin üzerlerini arayÖp ahaliyi soyduklarÖnÖn haber alÖndÖøÖ ifade edilmekteydi. Beûrum90 nahiyesi müdürlüøünce bu ûahÖslar silahlarÖyla yakalanarak merkez kazaya gönderilmiûti. Bu kiûiler, AybastÖ nahiyesinin Toygar91 köyü ahalisinden ùmamoølu Yusuf ve Esenli92 köyünden ÇakÖr Ahmedoølu Ahmed’di. BunlarÖn reji kolcusu olduklarÖ 

87 Kabadüz ilçesine baølÖ köy.

88 BOA., BEO., 3094/231991. Tarihsiz. 89 AybastÖ ilçesine baølÖ Perûembe yaylasÖ.

90 Tokat ili Reûadiye ilçesine baølÖ Büûürüm nahiyesi. 91 AybastÖ ilçesine baølÖ köy.

(20)

beyan edilmiûse de yapÖlan incelemeyle Yusuf’un asker firarisi olduøu anlaûÖldÖ. Yine AybastÖ nahiyesi reji memuru Mesud Efendi’nin silahlÖ olup Ordu kazasÖ reji idaresinde kaydÖ olmayan ancak kolcu namÖyla sabÖkalÖ takÖmÖndan bazÖ adamlarÖ etrafÖna topladÖøÖ ve bunlar vasÖtasÖyla da ahaliyi gasp ettiøinin haber alÖndÖøÖ bildirilmekteydi.93

EûkÖyalÖk faaliyetlerinden mustarip olan bölge ahalisi can, mal ve namus güvenliklerinin saølanmasÖ hususunda yerel yöneticilere yaptÖklarÖ müracaatlarÖn sonuçsuz kalmasÖ durumunda ûikâyet ve isteklerini daha üst makamlara ve hatta Meclis-i Mebusana kadar taûÖmaktaydÖ. Örneøin 1909’da Felekoølu ùsmail ve arkadaûlarÖnÖn yaptÖklarÖndan ûikâyetçi olan ahali, bu ûikâyetlerinin karûÖlÖk bulmamasÖ nedeniyle konuyu Meclis-i Mebusana taûÖdÖ. Meclis ise durumun araûtÖrÖlmasÖna karar vererek94 bu hususu yine vilayete havale etti.95

Asayiûin saølanmasÖ ve suçlularÖn gerekli cezaya çarptÖrÖlmasÖ hususunda mülkî idareciler gibi jandarma ve polisin de görevlerini suiistimal ettiøine dair ûikâyetler söz konusuydu. Ordu’dan Patrikhaneye gönderilen 8 Haziran 1909 tarihli telgraf suretinde bir Rum köyü olan Kerepne (?) ahalisinden dört kiûinin ûikâyetine göre Gerce96 köyünden Hatibi Ahmed Efendi, yüz kiûiye Kerepne köyünü bastÖrarak ahaliye saldÖrmÖû ve köylünün ürünlerini de tahrip ettirmiûti. Köyü basanlar ahaliyi, isteklerine karûÖ çÖkÖldÖøÖ takdirde “hepinizi öldüreceøiz” diye tehdit de etmiûti. Bu sebeple köy ahalisi çoluk çocuøuyla köyü terk edip hükümete sÖøÖnmÖûlarsa da verdikleri arzuhallerinin jandarmadan polise polisten jandarmaya havaleden baûka bir neticeye varmadÖøÖndan ve Hatib ve avanesinin yakalanmadÖøÖndan bahsetmekteydi.97 Bu ûikâyet üzerine vilayete bilgi verilip olayÖn araûtÖrÖlmasÖ istenmiûse de98 herhangi bir sonuca ulaûÖlamadÖ. Buradaki köy isimlerinden hareketle olaylarÖn yine Gürcüler tarafÖndan yapÖldÖøÖ düûünülmektedir.

Bu yöndeki ûikâyetlerin neticesine ulaûÖlamadÖøÖndan doøruluøuna ûüpheli bakÖlsa da güvenlik görevlilerine yönelik yapÖlan bazÖ ûikâyetlerin sonucuna ulaûÖlarak asÖlsÖz, hatta tam aksi yönde olduøu da görülmektedir. 22 Ocak 1913 tarihinde Ermeni Patriki tarafÖndan Dâhiliye Nezaretine gönderilen bir evrakta Kirazdere köyünde yaûanan bir vakaya yönelik ûikâyet yer almaktaydÖ. YapÖlan ûikâyette jandarmalarÖn Ermeni muhtarÖnÖ darp ve iûkenceyle ahalinin malÖnÖ gasp ettikleri ve köy bekçilerinin ruhsatnameli silahlarÖnÖ toplayarak muhtarÖ da kollarÖ baølÖ olarak kaza merkezine getirdikleri, buna raømen mahalli hükümetin olaya kayÖtsÖz kalmasÖyla bölgede emniyetin kalmadÖøÖ Patrikhaneye bildirilmiûti.99 

93 BOA., BEO., 3094/231991. 18 Haziran 1323/1 Temmuz 1907. 94 BOA., DH.MKT., 2736/31. 25 Kanun-Ö sani 1324/7 úubat 1909. 95 BOA., DH.MKT., 2736/31. 29 Kanun-Ö sani 1324/11 úubat 1909. 96 Ordu iline baølÖ köy.

97 BOA., DH.MKT., 2838/72. 26 MayÖs 1325/8 Haziran 1909. 98 BOA., DH.MKT., 2838/72. 28 MayÖs 1325/10 Haziran 1909. 99 BOA., DH.H., 68/11. 9 Kanun-Ö sani 1328/22 Ocak 1913.

(21)

Yaûanan olayÖn aslÖ olup olmadÖøÖna dair vilayetten bilgi istenmesi üzerine100 bir inceleme yapÖlarak gerçek ortaya çÖkarÖldÖ. Asker toplamak için ekim ayÖnda Kirazdere köyüne gönderilen jandarmalar, misafir olduklarÖ hanede yasak silahlardan üç martin tüfeøi görmüû ve bu silahlara el koyarak zabÖt varakasÖyla beraber jandarma dairesine teslim etmiûlerdi. Bu silahlarÖn köy bekçilerine ait olduøu ifade edilerek iade edilmeleri istenmiûse de tüfeklerin numarasÖ bekçilerin ellerindeki silah tezkiresinde yazÖlÖ numaralarla aynÖ olmadÖøÖndan verilen dilekçelerin kabul edilmeyeceøi dilekçe sahiplerine anlatÖlmÖûtÖ. JandarmalarÖn muhtarÖ baølÖ olarak kasabaya getirmeleri ve kadÖnlarÖn sandÖklarÖnÖ açarak eûya aldÖklarÖ hakkÖndaki konuya gelince bunun tamamen yalan olduøu, ayrÖca aksi iddia edildiøi takdirde zararÖ olan ûahsÖn usulüne uygun olarak mahkemeye müracaat etmesi gerekeceøi jandarma bölük kumandanlÖøÖndan ifade edilmiûti. Bu konu için eûraftan bazÖlarÖnÖn yaptÖøÖ müracaatlarÖn kabul edilmemesinden dolayÖ olayÖn tahrik edilerek ûikâyet edildiøi kaymakamlÖktan bildirildi.101

Sonuç

OsmanlÖ Devleti için 19. yüzyÖlÖn sonu ile 20. yüzyÖlÖn baûÖnda yaûanan siyasi, askeri ve iktisadi geliûmeler ülkenin taûrasÖnda yaûanan asayiû sorunlarÖnÖ daha da kronik bir hale getirdi. Özellikle toprak kayÖplarÖna paralel olarak yaûanan göçlerle gelen insanlarÖn uyum problemleri birçok sorunu da beraberinde getirdi. Zaten asayiûin tam olarak saølanamadÖøÖ yerlerden biri olan Ordu kazasÖndaki güvenlik sorunlarÖna bir de iskân edilen Gürcülerin yol açtÖøÖ sorunlar eklendi. Göçmenlerin iskânÖ, bir yandan kazanÖn asayiûini olumsuz etkilerken diøer yandan da devletin merkezileûmeye ve taûrada kontrolü saølamaya çalÖûtÖøÖ bir dönemde olumsuz sonuçlar doøurdu. Zira yerel eûraftan olmayÖp kazada kaymakamlÖk yapan ve muhacir göçünü bölgedeki nüfuzunu artÖrmak için büyük bir fÖrsat gören Çüruksulu Ali Paûa, muhacir Gürcüleri himayesine aldÖ. Gürcülerin devlet mekanizmasÖnÖn kontrolünden uzak yaûamaya alÖûkÖn ve silahûor bir millet olmalarÖndan da istifade eden Ali Paûa, bunlarÖn bir kÖsmÖnÖ adeta kendi silahlÖ gücü gibi gördü. Paûa’nÖn muhacirlerle olan bu münasebeti, onlarÖn asayiûi bozan birtakÖm faaliyetlerini de görmezden gelmesine sebep oldu.

OsmanlÖ Devleti’nin hemen her yerinde yaygÖn olarak görülen eûkÖyalÖk olaylarÖ, Ordu kazasÖnda da halkÖn can ve mal güvenliøini tehdit eden baûlÖca suç türüydü. YukarÖda sÖralanan örneklerden de anlaûÖlacaøÖ üzere bu suça karÖûanlarÖn önemli bir kÖsmÖnÖ bölgeye iskân edilen Gürcüler oluûturmaktaydÖ. Bu durum yerli ahali ile muhacirler arasÖnda uzun sürecek anlaûmazlÖklarÖ tetiklediøi gibi muhacirlerin yerli ahali ile kaynaûmasÖnÖn da önüne geçen faktörlerden biri oldu. 

100 BOA., DH.H., 68/11. 12 Kanun-Ö sani 1328/25 Ocak 1913. 101 BOA., DH.H., 68/11. 11 úubat 1328/24 úubat 1913.

(22)

Ordu kazasÖnda eûkÖyalÖkla birlikte sÖklÖkla iûlenen suçlar arasÖnda cinayet, gasp, hÖrsÖzlÖk, daøa kadÖn kaldÖrma, hayvan hÖrsÖzlÖøÖ ve haneye tecavüz vardÖ. ùnsanlarÖn can, mal ve namus güvenliklerini önemli ölçüde tehdit eden söz konusu suçlarÖn engellenemeyiûinde baûÖ çeken faktör güvelik güçlerinin sayÖca ve mesleki liyakat açÖsÖndan yetersizliøi gelmekteydi. Hatta kendilerinden asayiûi temin etmesi beklenen kolluk kuvvetlerinin bazÖlarÖ dahi gerçekleûtirdikleri kanun dÖûÖ eylemlerle bizzat asayiûsizliøin kaynaøÖ olabilmekteydi.

Kaynakça

1. Arûiv Belgeleri-BaûbakanlÖk OsmanlÖ Arûivi (BOA)

Bab-Ö Âlî Evrak OdasÖ EvrakÖ (BEO): 2163/162204, 3094/231991, 3108/233041, 3161/237066, 342/25639.

Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye ùkinci úube (DH.EUM.2.úb.): 17/5.

Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Asayiû Kalemi EvrakÖ (DH.EUM.AYú.): 18/94. Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Emniyet úubesi EvrakÖ (DH.EUM.EMN.): 30/59. Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Kalemi Umumi (DH.EUM.KLU.): 7/27.

Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Muhaberat ve Tensikat Müdüriyeti EvrakÖ (DH.EUM.MTK.): 48/21.

Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Evrak OdasÖ Kalemi EvrakÖ (DH.EUM.VRK.): 11/71-A. Dahiliye Nezareti Hukuk EvrakÖ (DH.H.): 41/6, 42/8, 68/11.

Dahiliye Nezareti Mektubî Kalemi (DH.MKT.): 1170/78, 1393/41, 1496/73, 1546/33, 1648/123, 1682/97, 1777/88, 2067/96, 2668/84, 2672/60, 2702/19, 2707/7, 2736/31, 2838/72, 2882/24.

Dahiliye Nezareti Muhaberât-Ö Umumiye ùdaresi EvrakÖ (DH.MUù.): 18-1/34. Dahiliye Nezareti Tesrî-i Muamelât (DH.TMùK.M.): 248/62.

Meclis-i Vükela MazbatalarÖ (MV.): 124/15.

úûrâ-yÖ Devlet EvrakÖ (úD.): 1862/10, 1862/12, 1862/17. YÖldÖz Perakende EvrakÖ Askerî Maruzât (Y.PRK.ASK.): 20/58.

2.Meclis-i Mebusan ZabÖt Cerideleri

MMZC., C. 6, Devre: I, ùçtima Senesi: I, ùnikad: 137, 5 Aøustos 1325/18 Aøustos 1909.

3. AraûtÖrma ve ùnceleme Eserler

AKTAú, Esat, Erzurum ve Trabzon Vilayetlerinde SalgÖn HastalÖklar (1838-1914), YayÖmlanmamÖû Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum 2015.

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırmada ele alınan faktörler; başarı güdüsü ile ilgili olarak başarıya inanma, farklı olma, odaklanma ve bireysel sorumluluk alma, organizasyonel bağlılık ile

AB ve ihracat yapan ülke arasında karşılıklı uluslararası ticaret durduğu zaman, AB’ne üye ülkeler, topluluk içerisinde üretilen gıda ürünlerini ithal etmeyebilir..

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halkoylamasıyla anayasal kurum olan Kamu Denetçiliği konusunda, yurtdışından Avrupa Ombudsmanı, seçkin akademis- yen ve uygulamacılar ile

Hasan Fehim Üçışık, the Dean of the Law Faculty of Dogus Universtiy, and myself went to Ankara in order to meet dear Haşim Kılıç, Constitutional Court President of Turkey;

We approach the problem using two complementary methods: The vari- ational methods for non-overdamped operator pencils to describe eigenvalues in definite spectral zones,

Golet suyunda ba şta fosfor fraksiyonlan (toplam fosfor, toplam ortofosfat, toplam filtre edilebilir ortofosfat, partiküler incırganik fosfor) olmak üzere azot fraksiyonlan

Bilgi, Weapons o f the Protohistoric Age, (Saberk Hanim Museum) App. Bilgi, A Unique Spearhead from Sadberk Harum Museum, App.. Completion as to H.A.. It is arranged

In this study, talc ore was treated by acetic acid solution under various conditions to prepare porous silica by selective leaching.. The dissolution kinetics