Kriz Dergisi 3(1-2). 75-87
ÇOCUKLARDA VE ADOLESANS ÇAĞINDA İNTİHAR:
ARAŞTIRMALAR, ÖNLEMLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Melâhat K. SUVARLI*Çocuklar, çeşitli ortamlarda ana-baba desteğini sevgisini yoğun bir biçimde aramakta, kendilerini yalnız ve yardımsız hissettiği, korkutulduğu eleşti rildiği ya da sınırlandırıldığında uygun bir tepki ver mesi beklenip, bu tepkilerin yanı sıra karamsar duygular da gözlendiğinde, depresyondan söz edi lebilecektir
Çocuk, yaşının gereği fantazıler ve gündüz rü yalarıyla yaşar, en çok sevdiği kişilerin bile ölmüş olduklarını düşleyebılır. Çocuk, haksızlıklar baskı, aşırı ceza sonucu oluşan değersizlik duygusu so nucu kaçma davranışını deneyebileceği gibi, yaşa mına son vermeyi de düşünebilir. Daha çok histe rik çocuklar kendilerini yaralayarak çevresindekilere mesaj iletir ve dikkatleri üzerine çeker Bu davranış yetişkinleri çocuğu anlamaya, ona uygun ortamlar hazırlamaya yaşamdan daha çok zevk alır duruma getirmeğe itebilecektir
Çocuk, yakınlarının kısa süreli uzaklaşmaları ile ana veya baba yoksunluğunu yaşarken, bu sürenin artması ile bir takım uyumsuz davranışlar da geliş tirebilecektir Yakınından giden insanlarla, ölmüş olanları tam ayıramayacaktır Kendisindeki incin melerde de ölüme ilişkin korkular geliştirecektir Örneğin, uzun süre hasta yatan ana-babanın öle ceği korkusu gibi
Çocuk, yetişkinlerle olan deneyimlerinden sonra 1- Olumu bir savunma olarak kullanmayı,
Yard Doç Dr, DELİ Buca Eğitim Fakültesi
2- Başkalarıyla mücadelede kurtarma aracı ola rak kullanabilmeyi,
3- ölümün başkalarını uyarmak için nasıl kulla nılacağını,
4- Ölümün anlamını öğrenmektedir
Çocuklarda intihar girişimi nedenlerinin başlıca-ları ise.
1- Kaybedilen, çok sevilen objeye kavuşmak için (Ana-baba ölümü),
2- ölüm ne demektir anlama isteği,
3- Başkalarını yönetme, onları cezalandırma (ölürsem pişman olacaksınız),
4- Sıkıntı belirtisi olarak intihar etme (problem-yardım isteği),
5- Öfkenin, suçluluk, depresyon şeklinde içe alınması.
Obje kaybı latens ve ergenlik döneminde olursa özdeşleşme sorunu ortaya çıkar, hatta yoğun bir terkedilmiş duygusu yaşanır Kaybedilmiş objeden nefret eder, düşmanca duyguları gittikçe artar.
On yaşın altındaki çocuklarda ölüm kavramı karmaşık ve tamamlanmamıştır, daha az intihar gi rişimi vardır ve ölümle sonuçlanmaz Gelişim süre cinde ölüm kavramının genel olarak 7-8 yaşlarında olduğu kabul edilmektedir 5-6 yaşlarındaki çocuk lar, ölenlerin bir gün tekrar geleceğini düşünürler (özdoğan, 1988)
Durkheım veya Delmas'a göre intihar tanımları na bakıldığında ortak yön, insana özgü ve aklı
şında insanın yaşam ve ölüm arasında seçim ya pabileceği halde, ölümü seçip kendisini öldürmesi-dir. Çoğu zaman çocuklar ve ergenler yaşamdaki stresle ve sorunlarla başa çıkamamakta, çözümü yaşamlarına son vermekte bulmaktadırlar.
Pek çok araştırmada son 15-20 yıl içinde çocuk ve ergen intihar girişimlerindeki hızlı artış, psikolog ve psikiyatristleri olduğu kadar eğiticileri de düşün dürmektedir. Bu girişimlerin bir kısmı ciddi yaralan ma ve ölüme yol açmaktadır. Son 15 yıldan bu güne kadar 15-24 yaş arası intihar % 131'e ulaş mıştır (Hollinger 1978). Orta ve geç ergenlik dö nemlerindeki artış hızı göz ardı edilmemelidir (Ro-senkrante, 1978). Hatta Rivera ve Mueller (1987), 85135 ölümden 10-14 yaş arası 139 çocuk, 15-18 yaş arasında 1797 ergenin intihar sonucu yaşamı nı yitirdiğini vurgulamaktadır. Smith, Rich Ronald ve Diğ (1991-92), 14-24 yaş arasındaki ergen inti harında artmanın son 30 yıl içinde % 300 olduğunu belirtmektedirler.
Pheffer (1988), risk etkeni taşıyan çocukların, 1- Geçmişte intihar eğilimi ve intihar hikayesi olanlar,
2- Zorba davranışta bulunanlar,
3- Ölümle ilgili düşünceler taşıyan ve bu fikirle devamlı uğraşanlar,
4- Depresif belirti gösterenlerdir.
1980 yılında ABD'de 0-19 yaş grubundaki nüfu sun 85135'i yaşamını çeşitli şekillerde yitirmiştir, in tiharın oranı büyük yaşlarda artmaktadır.
1986 yılında Hafen ve Frandsen'in araştırmala rında son 30 yıl içerisinde ergenlerin intiharlarında üç misli artış gözlenmiştir. 25 yılda 15-24 yaş ara sında intiharlar erkek çocuklarda % 300, kız çocuk larında % 200 artmıştır. 15-24 yaş arasında intiha ra teşebbüs eden beşyüzbin gencin beşyüz kadarı bunu gerçekleştirmiştir (Brad ve diğ. 1988). Asar-now 14 yaşından önce başarılmış intiharın sayıca çok az olduğunu belirtemtedir (Asarnovv ve diğ. 1988).
Greene (1988), çocuk intiharı ile ilgili esası ol mayan düşünceleri şöyle sıralamaktadır:
1- intiharı başarıyla gerçekleştirmede fiziki ve bilişsel yetersizlik bulunduğu,
2- Sonuçta ölümü anlayamadığı,
3- Çocukta psikodinamik ve gelişimsel gerçek depresyonun bulunamayacağı,
4- Sessiz dönemde (6-12 yaşlar arası) intiharın aşırı derecesinin nadir olduğu,
5- Altı yaşın altındaki çocuklarda intihar etme davranışının olmadığı.
Büyüklerden farklı olarak çocuklarda "maskeli bir depresyondan söz edilebilir. Çocuk kederli sus kun olma yerine saldırgan, kızgın davranışlar sergi leyebilir, intihar yöntemleri de yüksekten atlama, hızlı giden arabanın önüne fırlama, kendini asma biçimindedir. Ergenlerdeki intihar şekilleri oldukça ayrıcalıklar taşımakta ve araştırmalar içinde belirtil mektedir.
DİE'nin 1992 verileri incelendiğinde, ergen ve çocuk intiharları ayrıca ele alınmamaktadır. Öğre nim durumlarına göre incelendiğinde en alt grubu oluşturan üç grup şöyledir: Toplam 1304 kişinin % 88.4'ü (1032) okuma yazma bilen, % 11.7'si (137) bir kurumdan mezun olmayan, % 11.6'sı okuma-yazma bilmeyenden oluşmaktadır.
ilkokuldan, yüksek öğrenime kadar olan grup ise: ilkokulu bitirenler % 55.9 (652), Ortaokul-lise ve dengi toplam % 17.5 (204), Yüksek ok. ve fakül te % 3.3 (39) dur. Eğitim düzeyi düştükçe intihar oranındaki artış belirginleşmektedir (DİE İst. 1992, s. 5).
Nedenler incelendiğinde ise, hastalık % 37.1 oranı ile ilk sırayı alırken, bunu % 24.9 ile aile ge çimsizliği, diğer etmenler % 10, Geçim zorluğu % 10.7, hissi ilişki % 7.9, ticari başarısızlık % 3.7, öğ renim başarısızlığı % 3.3'dür. öğrenim başarısızlı ğının hangi düzey için olduğu açıkça belirtilmemiş tir.
Yaş değişkeni incelendiğinde ise 15-24 yaş gru bunda intihar oranının oldukça yüksek olduğu (% 47) görülmektedir. 75 yaş ve üzerinde ise oran % 4'lere kadar düşmektedir. Bu yaş grubunda kadın ların oranı yüksektir. İntihar şekli de yine 15-24 yaş grubu için açıklıkla belirlenmemiştir.
Çocuk intiharı ile ilgili araştırmalar:
Corder, Haizlip (1984) örtülü dönemi yaşamakta iken, birisi kendini zehirleyerek, ikisi de ateş ederek öldüren üç çocuğun vak'a tarihçesi incelenerek,
çevresel ve aile tarihçesi benzerlikleri kişilik değiş kenleri belirlenerek, çocuk ve aile arasında payla şılmış olan benlik kavramının gelişimi ve sürdürül mesinde önemli olan mekanizmalar önerilmiştir.
Shafii (1988), intihar girişiminde bulunmuş 11-19 yaşlar arasındaki 21 çocuk ve ergenin psikolojik incelemesinde intihar kurbanlarının % 95'i, kontrol grubunun % 48'i en azından bir ciddi zihinsel bo zukluğa sahipti (P 0.02 den az). İki veya daha fazla zihinsel bozukluğun varlığı intihar kurbanlarında % 81, kontrol grubunda %29; depresyon, intihar kur banlarında % 76, kontrol grubunda % 24'dür. Alkol ve ilaç kullanımı, yönetme bozukluğu davardı. İnti har kurbanlarında daha fazla stres yapıcılar, uyum fonksiyonlarında daha düşük düzey saptandı. Bu araştırma çocuk ve ergenlerde intiharların ilaç ve alkol kullanımıyla ve ciddi psikiyatrik bozukluklarla ilgili olduğunu göstermektedir.
Asarnow (1988), 8-13 yaşlar arasındaki intihar girişiminde bulunan psikiyatrik hastalarda aile des teğini farketme, ümitsizlik ve depresyon ölçülmüş, bu ölçümlerde % 88 oranında intihar girişimcilerini ve girişimde bulunmayanları ayırdetmiştir. Sonuç lar, çocukta düşük aile desteğini algılama ile intihar girişimi arasında güçlü bir ilişki bulunduğu şeklinde yorumlanmıştır.
Pasko (1989), çocuk intihar nedenlerini, 1-Kaçış, 2- Kendini cezalandırma, 3- Dayanılmaz du rumlarını düzenleme olarak belirtir, kızlarda daha sık görülen ölüm oranı 14 yaş altındaki çocuklarda denktir.
Hollinger (1983), 1900-1980 yılları arasında 5-14 yaşlar arasında olan yüksek ölüm oranları ince lendi. İntiharlar ve kaza ölümlerinde araç kullanma yanlar için 5-14 arası yaş, diğer yaş gruplarından daha düşük risk altındadır. İntiharlar ve araçlı kaza ölümlerinde 0-4 yaş düşük bir orana sahipti. 5-14 yaşlarda erkeklerde kadınlardan daha yüksek orandadır. Beyazlarda katletme ve araçsız kazalar la ölüm riski fazladır.
McClure (1988), İngiltere ve Galler'de düşük düzeyde kalan 10-14 yaşlarında olan çocukların in tihar raporunda 1940-1988 yılları arasında erkek lerde intiharda düşüş, kadınlarda bir artış olmuştur. 1970'lere kadar katı ve sıvı yüksek dozda zehirle intihar sürmüşken, bu durum 1980 yılına kadar devam etmiştir.
Kuperman (1988), 4-15 yıl için izlenen 1331 çocuk psikiyatrisi hastası arasında intihar riski ra porları incelendiğinde (9 intihar) erkekler de anlam lıydı. Hiç bir intihar 17 yaşından daha önce olma mıştır, intihar riski şizofrenik hastalarda 80 katı, zihinsel bozukluğu olan hastalarda beklenenin 25 katıydı. İntiharın artışı duygusal bbzukluk-öz yıkım nevroz ve anoroxia nevrosa ile ilişkili değildi. Has tanede 15 günden fazla kalma ile intihar ilgili görül dü.
Cummins, Allvvood (1984), Ocak 1977 ile Aralık 1982, altı yıl periyodunda 10-15 yaşlar arasında çocuk ve ergen grubunun kliniğe başvuruları ince lendi, % 10'unda birlikte intihar girişimi görüldü. Kızlar ve erkekler. 13 yaşında idi. Erkeklerde baş vuru 2/1'dir. Yüksek dozda ilaç kullanımı % 30 (Kız ve erk.), birçok ilacı yüksek dozda kullanmışlardır. Hasta birey veya bir aile üyesinde psikiyatrik hasta lık, aile stresi (boşanma), okul problemi vardır. Kız ların % 30'u öncelikle intihar girişimi ve tehlikesi ge çirmiştir, % 7'sinden azı, ilk tedaviden sonra daha ciddi intihar girişiminde bulunmuştur, erkeklerde ilaç kullanımı kızlardan üç kat fazla idi.
Cheifetz, Posener, Laltaye ve diğ. (1987), Mont real kentinde, 1978-1982 yılları arasında 10-19 yaşları arasındaki kişilerde intiharlar incelenerek, yaş, cinsiyet, intihar yöntemi ve ölüm belirlendi. Oran erkeklerde yüzbinde 5.92, kadınlarda 2.52 idi. 15-19 yaşları arasında olanlar, 10-14 yaş grubunda olanların yaklaşık 10 katıydı. Erkekler arasında kendini idam etme (ası) I. sırayı, ateşli silahlar II. sırayı, yüksekten atlama veya bir aracın önüne at lama III. sırayı alırken, kızlarda I. ilaç zehirlenmesi, II. ateşli silahlar, III. sırayı atlama almaktadır.
Garfinkel (1982), 7 yıl boyunca pediatrik acil odasına kabul edilenler incelenmiş ve intihar girişi minde bulunmuş 505 çocuk ve ergen bulunmuştur. Kızlar erkeklerin üç katı idi, erkekler anlamlı şekilde daha küçüktü. Kontrol grubuna göre ailelerinde daha fazla psikiyatrik hastalık (öncelikle ilaç ve alkol yıkımı), intihar, babanın işsizliği, ana-baba yoksunluğu görülmekte idi. intihar girişimleri genel likle kışın okul sonrası veya gecesinde yakın biriyle evde iken ve yüksek dozda ilaç ile oluyordu.
Christoffel (1988), ergen intiharını aydınlatmak için kenar mahalle alanlarındaki 10-19 yaşlar ara sındaki ergenlerin (1978'den 1982'ye kadar) ve hastanede yatan ergenlerin (İntihar girişimcileri),
1979'dan 1983'e kadar olan kişisel ve sosyal tarih çede, 5 yılda onbır ölüm vardı Erkeklerde oran 100 000'de 10 3'du, 15-19 yaşları arasında kızlar da duşuktu Chicago, Illinois ve United States'den daha duşuktu, kızların oranı ise yüksekti 210 inti har girişimi incelendi, % 77'sı 15-19 yaşlarında % 70 kız ve % 82"sı beyaz, % 83"u tıbbı veya zehirle rin içilmesi ile ilgili Yıllık intihar girişimi oranı 15-19 yaşları için 100 000 de 140'dır Kızların oranının erkekleri geçtiği 10-14 yaşlarında % 00045'dı inti har girişimi tarihleri ile tatillerin oluşumları arasında bir ilişki vardı ve okul yılının sonunda girişimler do ruktaydı
Ergenlerde İntihar Araştırmaları:
Bu grupta ele alınan araştırmaların gruplanması düşünülmüşse de, yapıldığı ülkelerin, kullanılan araçların, yapılış amaçlarının farklılığı düşünülerek ayrı ayrı verilmiştir Araştırmalar, çeşitli ulusların konuya verdiği önemi açıkça ortaya koymaktadır Yurdumuzdaki TURDOK VE TÜBİTAK gibi kuru luşlarımız yoluyla uçyuzun üzerindeki araştırmaya ulaşıldığı halde yurdumuzdaki araştırmalara ulaşı lamaması nedeniyle bu bildiriye alınamamıştır Araştırmacıdan özel izin alınma zorluğu ve nerede kimler tarafından çalışma yapıldığının bilinememe si, bu bilgilerin ilgili fakülte birimlerinin raflarında kalmasından başka bir işe yaramayacağı, bu ne denledir ki psikologlar ve psıkıyatrıstlerle eğitimcile re ulaşacak bilgi ağı konusunda yurdumuzdaki ala nın uzmanlarına da oldukça önemli görevler duştuğu düşünülmektedir
Rıggs, Alarıo, McHomey (1990), 8-12 yaşları arasında 600 ergene "Ortak ihtiyaçları Belirleme Envanteri" uygulanmış, pek çok bilgi istenmiştir Ergenlerin % 13'unde iyileşme öncesi kötü mua mele, % 5 2'sınde fiziki tacız görülmüştür % 5 4'u seksüel tacız, % 2 7'sı fızıkı-seksuel tacız görül müştür Bu öğrencilerin, fiziki tacız görmeyen arka daşlarından intihara teşebbüs etme olasılığı 5 defa, ilaç kullanmaya bağlı olarak kişiyi kandırarak kusturma 6 defa sigara, alkol kullanma suıstımale uğramayan çocuklara göre uç kere fazladır
Marttunen, Aro, Lonnquıst (1992), Fınlandıyada 53 intihar kurbanı ergenin karakteristikleri, büroda ki bilgilerden ve ailelerden sağlandı 10 kurbanın 4'unde antısosyal davranış 1/3'unde açık intihar teşebbüsleri ve 6/10'unda ise intihar düşüncesini söylediği, kurbanların 1/3'ı psikiyatrik tedavi birimiy le bağlantılı ıdı
Kotıla, Lonnquıst (1987) 1973-1982'de 15-19 yaşındaki ergenler tarafından yapılan 406 ardışık intihar girişimi incelendi, 226 vak'a ilkti ve 180'I tek rarlanmış intihar girişimiydi Tekrarlayanların ailele rinin statüsü duşuktu, uyum problemleri vardı ve psikiyatrik tedavi görmüşlerdi, psikiyatrı sonrası ba kımları daha yoğundu
Steın, VVıtztum, De Nour (1989) Jevvısh, İsrailli ergenlerde intihara yönelik tutumlar üzerinde kap samlı şekilde çalışmıştır İntihara meyilli birey ceza landırılmamış, okuldan kovulmamıştır Kadınlarda dinsel inançların gözönunde tutulmadığı ve daha çok onaylanan tavırları gösterdikleri, dindar olan erkek ergenlerin ise devamlı olarak dindar olma yanlardan daha çok olumsuz tavır gösterdiklerini belirtmiştir
Mehr ve dığ (1982), bu çalışmada, 1972-1978 arasında Los Angeles çocuk hastanesinde tedavi gören, kendisine zarar verici davranışları sürdüren ergen intihar girişimcileri incelendi 235 anket gön derildi elde edilen bilgiler düzenlendi, sonuçlar, sü rekli olan kendine zarar verici davranışın, intihar gi rişiminde bulunmuş ergenler tarafından açıkça gösterildiğini belirtir
Kosky (1982), Batı Avusturalya'da 14 yaş ustu intihar girişiminde bulunmuş, intihar kurbanlarının sayısı incelenmiştir, konunun çok önemli olduğu fakat oranın tahmin edilenin altında olduğu vurgu lanmaktadır
Spırıto, Overholser, Stark (1989), bu çalışmada adolesanların genel ve anı intihar girişimleri ile bazı problemleri çözmede kullandıkları stratejiler araştı rılmıştır Bu grupta okul, aile, arkadaşlar ve kız ya da erkek arkadaşlar dört problem alanını oluşturur Veriler kontrol grubu ile karşılaştırılır, intihar girişi minde bulunanlar stresssız kontrol grubuna göre daha fazla problemli, içe donuk ve düzensizliğe sa hipti (duygusal) Stresli grupta istekli düşünme ve boyun eğme intihar girişiminde bulunanlara göre daha fazladır Bulgular stressiz grupla da karşılaştı rmıştır
Fremouvv, VVıllıam ve dığ (1993), ergenlerde in tihar riski, hastanede psikiyatrik problemi olan 21 ergenle, intihara teşebbüs eden 33 ergen ve 89 ki şilik kontrol grubu ile intiharla yaşam stresi ve prob lem çözme etkileşim modeli araştırılmış, intihar riski ile ilişkili olan özdeşleşmeye stresli yaşamın katkısının olmadığı bulunmuştur
Miller, Kenneth ve dığ (1993), intihara teşeb büs eden ergenlerin aile çevrelerini algılamaları, ai lesel koruma, aile bakımı, ana-baba ergen iletişimi, uyum sağlama yönüyle 15 intihara teşebbüs eden ergen, 14 psikiyatrik kontrol grubu 14 kişilik normal grup incelenmiştir intihara teşebbüs edenlerde aile içinde dağılma olduğunda intihar davranışının ortaya çıkabildiği bildirilir Aileler oldukça baskılı, daha az seçicidir
Smıth, Gravvford, Sylvıa (1986) normal lise öğ rencileri arasında intihar davranışına dikkatin çekil mesi incelemesinde 313 normal lise öğrencisinde intihar düşüncesi oranı % 62 6 bulunmuştur
İntihara teşebbüs eden ergenlerde risk faktörleri 8 ve 10 sınıflardaki 3803 öğrencide intihar potan siyeli, intihar teşebbüsü depresyon ve stres incele nir Erkeklerde intihar teşebbüs riski buyuk olan ai leler bulunmuştur Kadın ve erkeklerde alkol tüketimi ve sex eylemlerinden kaçınmadıkları için buyuk olçude risk taşıyorlardı
Spınto, Antnony ve dığ (1990), intihara teşeb büs etmiş 40, teşebbüs etmemiş 41 ergen karşılaş tırmıştır Sonuçlar incelendiğinde Matson'un "Sos yal Becerilerin Değerlendirilmesi Envanteri" ve "Çocuk Depresyon Envanter"ı sonuçlarında bir fark görülmedi
Gıspert, Mana ve dığ (1985), intihara teşebbüs eden 82 ergende aile yapısı, okulun fonksiyonu, depresyon ve yaşam olayları stresi ile ilişkisi ince lendi İntihar riski şimdiki ve uzun suren stresle iliş kili ıdı Bu öğrencilerin okulda fonksiyonları zayıftı, öfke ve depresyon görülüyordu, aile karışıklığı ya şanıyordu
ûueralt (1993), Ocak 1988-Hazıran 89 tarihleri arasında Mıamı ve Florıdada, 13-19 yaşları arasın da 14 Latin ergeninin dahil edildiği incelemede inti harla ortak olan risk faktörleri incelenmiştir Aynı sayıda belirlenen kontrol grubu verilen t testi sonu cuna göre fark belirlendi İntihar kurbanları ile aile, stres yapıcılar, kişilik davranışları, okulun anlamlılı ğı konularında anlamlı fark ortaya çıkmıştır
Brent, Perper, Morıtz ve dığ (1993) 20 intihar kurbanı ergenin 25 arkadaşı, intihardan 6 ay sonra incelenmiş, 25 kişilik kontrol grubunun verileri ile karşılaştırmıştır İntihar kurbanlarının arkadaşla rında, intiharı takiben oldukça yoğun bir depresyon görülebilmektedir Ailenin psikiyatrik karışıklık oy
kuşu çocuklarınkı ile benzerdi Kontrol grubu ile in tihar kurbanlarının anneleri karşılaştırıldı, onların çocuklarının intiharından 6 ay sonra oldukça yoğun depresyon yaşadığı görülmektedir intihar eden er genlerin ailelerine yardımcı olmada birtakım yollar vardır
Gıspert, Davıs, Mars-Wheeler (1987), 43 ergen le, intihara fazlaca teşebbüs eden 38 kışı karşılaştı rıldı intihara teşebbüste tekrar edenler okulda az başarılı ıdı, hostılıty vardı, uzun sureli stres görülü yordu
Shaf ve dığ (1985), intihara teşebbüs etmiş 12-19 yaşlarında olan 20 çocuk ve ergenin psiko patolojik incelemesinde kurbanların % 85'ınde, kontrol grubunun % 18'ınde intihar düşüncesini ifade etmiş olduğu ortaya çıkarıldı istatistiksel ola rak anlamlı sayıda intihar tehlikesi (% 55), (% 40) intihar girişimi, (% 70) ilaç ve alkol kullanımı, (% 70) antı-sosyal davranış, (% 65) kişilik tutukluğu belirlenmiştir Aıle-akraba ve arkadaşlarının intihar davranışı ve duygusal problemler, yokluk veya yok sunluğun anne-babayla ilgili tarihçesi aynı zaman da kurbanlar çın anlamlı faktörlerdi
Stap, Varters (1989), yaşları 13-19 arasında ciddi intihar teşebbüsü ve rahatsızlıkları olan 56 ergen ile akut hastalıkları bulunan 248 kişiye sağlık bakımı kullanma, alkol ve ilaç kullanma, son stres, psıko-sosyal fonksiyonla ilgili "Benlik Yönelimi En vanteri" kullanıldı intihara teşebbüs eden ergenler 111 ergenle karşılaştırıldı Alkol kullanma sayısı, uç aylık stres skoru yüksek okul performansı ve aile ilişkileri uyarım kontrolü, akıl sağlığı zayıflığı görülmüştür Marıjuana kullanma ve bağımlılık da belirlenmiştir
Tonkın (1984), 1978-79 yılında İngiliz Colum-bıa'sında 20 yaşın altındaki intihar ve intihar zanlı ları incelendi Croner'ın dosyaları 15 yaş altındaki insanların % 11'ını içeren 122 vak'ayı belirlemek için kullanıldı 15-19 yaşındaki erkekler 80 vak'ada sayıldı ve % 52'sı olum aracı olarak bir tüfek kullan dı 15-19 yaşlarındaki kızlar butun vak'aların % 54'unde alkol ve ilaç kullandı Metropolitan olma yan yerleşim yerlerinde daha fazla tüfek kullanma oldu Bayanlar ve metropolıtan yerleşim yerleri ateşli silahlardan başka metodları daha fazla kul landılar Vak'aların % 45'ınde alkol tüketimi belirgin özellikti, fakat cinsiyet, etnik yapı ve yerleşim yeri ne dayalı gruplar arasında anlamlı bir fark yoktu
Nazel ve diğ. (1993), ergen hastalar içinde inti hara teşebbüs ettiği kabul edilen 48, intihar fikri ta şıyan 33, teşebbüs ve fikri olmayan 53 kişi toplam 134 kişi ile çalışıldı. Altı ay sonra hastanede görüş me yapıldı 134 hastanın 13'ü (% 9.7) intihara te şebbüs etmişti (hastanede iken). 12/13 veya (% 92.3) duyusal olmayan, intiharda etkili diğer risk faktörleri. Duygusal hastalarda parasal aile prob lemleri ve bir ölümle karşılaşma sonucu devam eden düşüncelerin etkisi ile depresif duygular ya şayan hastalar, altı ay içinde tekrar intihara teşeb büs etmede temel olan risk faktörleridir. 36 veya 26 (% 8)'inde intihar fikri görülüyor.
De VVilde (1994) ve diğ. dört grup ergen arasın da, yaşam olayları, sosyal destek ve davranışsal karakteristik farklar araştırıldı. Bir grup intihara te şebbüs eden depresif ergende görülen problematik psikolojik sonuçlarla ilgili idi. intihara teşebbüs edenlerdeki yüksek risk ile, diğer düşük riskli üç grupta psikolojik karakteristikler incelendi. Yüksek riskli grupta yaşam boyunca, yaşam stuasyonunda değişme, çocukluk sırasında fiziki suistimal, aile dı şındaki ilişkileri ve arkadaşlıkları anlama ve az destek kaydedilen psikolojik yönden oldukça nor mal grupta kendilik duygusu tartışılır. Yüksek riskli grupta önceki yıllarda çok kardeşi olan evden ayrıl ma, ergenlik süresince seksüel taciz ve davranış sal düzeyde onların oldukça fazla alkol tüketme alışkanlığı olduğu kaydedilir. Onlar ailesi dışındaki insanlara fazlaca güvenirler, onlar ailelerinde gürül tü kargaşa yaşandığını açıklarlar. Diğer iki grupla, yüksek risk grubu arasındaki farklar, psikolojik ka rakteristikler ve farklılıklara bağlı olan ilişkiler bakı mından tanımlanır. Acil servisteki verilerle uygula malar tartışılır.
Katila (1989), 327 genç yetişkinin intihar girişimi ile, 15-19 yaşlarındaki 422 adolesan'ın intihar giri şimleri karşılaştırılmış ve incelenmiştir. Adolesan-lar, genç yetişkinlere göre daha ciddi sosyal prob lemlere sahiptirler, onların uyum problemleri, 20 yaşın üzerindekilerden daha kötü ve zor olmakta dır. Ergenler, genç yetişkinlere göre daha sık ve ciddi intihar girişiminde bulunuyorlar, fakat onların intihar girişimleri genç yetişkinlerinki gibi öldürücü değil. Bütün gruplarda genel olarak intihar girişimi tekrarlayıcı niteliktedir. Genç yetişkinlerde olduğu gibi ergenlerde intihara giriştiklerinde sık sık psiko-tik oluyorlar. Ergenlerin % 24'ü ve genç yetişkinle rin % 26'sı psikiyatrik hastane (bakım ünitesine) te davisine alınmışlardır.
Jay ve diğ. (1989), bu çalışmada pediatrik acil bakım odasına alınmış tedavi görmüş ve intihar gi rişiminde bulunmuş ergenler incelenmektedir. 1984-Temmuzu ile 1995 Haziranı arasında hasta neye acil bakıma alınan çocuklar ile, 4072 ergen geriye dönük olarak incelenmiştir. Kendisini bilerek kasten inciten 27 ergen teşhis edilmiştir. Yaş orta laması 14 yıl 7 aydır (Ranj 11-19). Hastaların % 52'si beyaz ve % 78'i de kadındır. Sonuçlanmış olan % 11 girişimde, % 7 bilekleri kesme görülmüş tür. Acil bakım odalarında doktor tarafından değer lendirildikten sonra hastaların % 30'u tedaviden sonra tahliye edilmiştir, % 11'i ise direkt olarak psi kiyatrik bakım ünitesine transfer edilmiştir ve % 59'u da çocuk hastanesine kabul edilmiştir. Ortala ma olarak hastanede kalma süresi 1.88 gündür. % 81'i bir kez psikiyatrik konsültasyon için hastanede kalmış % 50'si sosyal serviste % 19'u psikolojide ve % 6'sı da nörolojide bulunmuştur.
Denver (1989), Amerikan Kızılderilileri arasında özellikle adolesanlarda intihar oranı genel populas-yondan daha yüksektir. Burada yatılı okula devam eden kızılderili yüksek okul öğrencilerinin intihar risklerini içeren verilerde öğrencilerin % 23'ünde geçmişte intihara teşebbüs, % 33'ünde ise geçmiş aylarda intiharla ilgili düşünceler rapor edilmiştir. Büyük intihar risk gruplarındaki öğrencilerde ya aile, ya da arkadaşlarda intihar girişimi psikolojik öl çümlerle rapor edilmiştir. Büyük oranda depresif belirtiler yine ve en büyük oranda ve sıklıkta alkol kullanımıyla çok az aile desteği olduğu rapor edil miştir. 1988'deki temel toplum programlarında Kı zılderili ergenlerde 194 olayda önemli intihar önle me hareketleri başarıyla tamamlanmıştır. Temel okul programının 41'inde öğrencilerin zihinsel sağ lık (akıl sağlığı) problemleri ve madde kötüye kulla nımı gibi özel risk faktörlerinin azaltılıp, erken tanı-lanması üzerinde durulmuştur.
Jelsberg, Neegard (1994), 1969 psikiyatrik has tanın 1792'si (% 91) 15 yıllık bir sürenin ortasında izleri bulundu, izlendi. Kızlardan 35 ergen hasta % 1.7'si ve erkeklerden % 2.2'si intihara teşebbüs et miştir. Yıllık istatistikler, intiharın 145/100.000'i er kekler, 110/100.000 kadınlardır. Bu veriler erkekler de 6 kat, kadınlarda 19 kat artma olduğunu göstermiştir. Genel popülasyonda kadın ve erkek ler 15-29 yıllar arasında intihar oranı açısından kar-şılaştırılmıştır. Cebir yoluyla intihar ve cebir yoluyla olmayanlar da vardı. İntihara teşebbüs etmiş olan hastalar, canlı sağ kalanlar eşdeğerdekilerle
karşı-laştırıldı. intihar grubunda olgunlaşmamış savun ma mekanizması, çok fazla yardım reddetme iste ği, düşük benlik saygısı, oldukça fazla öğrenme zorlukları yoğun depresif semptomlar bulunmak taydı. Onlarda ailesel destek eksikti ve onların ana-babalarında oldukça yoğun ve sıkça sözlü su-istimal vardı. Onlar erken çocuklukta yoğun sıklıkta ciddi kayıplar yaşamıştı. DSM-III-R içinde strese tahammül oranı yüksek olanlar köyden gelenlerdi.
Brent ve diğ. (1993), intihar eden ergenler ve stresli yaşam olayları arasındaki ilişkinin incelen mesinde, intihara teşebbüsden aynı özellikteki 67 kontrol ve 67 intihar kurbanı ergenin verileri değer lendirildi, ölüm öncesi yılda intiharı tamamlama in celenebildi, intiharla ilgili nedenler: 1- Kız/erkek ar kadaşlarla, ana-babalarla kişilerarası çatışma, 2-Romantik duyguların karışıklığı, 3- Yasa ve disiplin problemleri. Geçmiş yıllarda yasa ve disiplin prob lemleri nedeniyle intihar riskinde bir artma gözlen miştir. Kişilerarası kayıp da intihar konusuyla ol dukça ortaklık göstermekte idi.
Marttunen (1993), Finlandiya'da 13-19 yaşlar arasında olan intihar eden ergenler araştırılmış, in tihar öncesi düşüncesizce hareketler % 70'i bunla rın yarısı son 24 saat süresince ortaya çıkmıştır. Ailesel destek zayıflığı var. İntihar .öncesi 1 yıl sü resince oldukça yoğun akut ve kronik stres yaşan mıştır. Son ayda yüksek stres oluşturucular, dü şüncesiz hareket olarak kişilerarası ayrım yaşanmıştır.
Kotila (1987), Helsinki'de 1973-82 yılları arasın da 422 ergenin intihar girişimi incelendi. Ölmeye niyet etme yetişkin insanlardan daha zayıftı. Akıl sağlıkları iyi değildi, daha düşük sosyal sınıflardan geliyorlardı, psikiyatrik tedavileri çok yoğun değildi. Topol, Reznikoff (1982), intihar girişiminde bu lunmuş hastaneye yatmış 30 ergen ile, hastaneye yatmış intihar etmemiş 35 ergenin problem boyut ları, akran ve aile ilişkilerini kabulleri, umutsuzlu ğun derecesi ve denetim odakları bakımından kar-şılaştırılmıştır. İntihar girişiminde bulunanlar daha fazla probleme maruz kalmışlar, umutsuzluk dere celeri daha yüksek kontrol odakları, kontrol gru bundaki ergenlerden daha dışsaldı.
Amerika'da bir Micronesia topluluğunda, 15-20 yaşlar arasındaki erkek akran grubu ile ilgili bir araştırma projesi, bu toplulukta ergen stresi ve inti harına katkıda bulunan faktörlerin etnografik bir in celemesi gerçekleştirilmiştir.
Summerville ve diğ. (1994), bu çalışmada, Ame rika'da intihara teşebbüs eden 121 Afrika'lı ergen de bilişsel stil ve aile fonksiyonu ve psikopatolojisi incelenmiştir. Bu grubun % 67'sinin uyumsuz aile yapıları vardı, çocuk ve genç depresif semptomları benzerlik göstermekte idi.
Brent (1993) intihar sonucu yaşamını yitiren 20 ergenin 25 arkadaşı intihardan 6 ay sonra açık psi kiyatrik hastalıklar, aile tarihçesinde büyük depres yonlar görülmüştür. Kontrol grubu ve kurbanların anneleri incelenmiştir. Çocuğu intihar eden annele re (ailelere) müdahale tavsiye edilir.
Brent (1993)'e göre, silâhlar ve intihar arasında ki ilişkide, evdeki uzun silâhlar, köylük alanlarda in tiharla ilişkisi oldukça kapalı idi. Psikiyatrik ergenler evde silâh bulundurmakta ısrar edebilecektir. Erge nin evde silah bulunduran ailesi, intihara zemin ha zırlamaktadır.
Rotheram, Borus (1990), intihara teşebbüs eden 77 kız ergendeki bilişsel stil ve uygun aktivite-ler, intihara teşebbüs etmeyen ergen grubu ile kar şılaştırıldı. 23'ünün psk. rahatsızlığı yoktu, 39'unun vardı. Psk. rahatsızlığı olmayanlarda problemlerle başa çıkma stili ortaya çıktı, ve anlamlı idi. Karşı grupta depresyon, fonksiyonel olarak da yetersizlik görüldü, intihara teşebbüs eden kız ergenlerin yarı dan azı depresif değildir ve depresif olanlara farklı bilişsel davranışsal müdahaleler önerilir.
Schmidt (1984), 317 on ve onikinci sınıf öğren cisi sex, sınıf, köy ve şehirde yaşama durumuna göre incelenmiştir. Bu bireylerin % 60'ının karakte rine intihar düşüncesi yansımıştı. % 55'i intihar dü şüncesini belirtti. 130 denek intihar düşüncesini yansıttı. İntihar düşüncesinde azalma erkeklere göre kadınlarda daha azdır, intihar düşüncesi, ar kadaş ve aile problemi depresyon ve duygusal problemle ilişkili idi. İntihar düşüncesi 7. ve 9. sınıf larda daha sık ortaya çıkmaktadır.
Rotheram ve diğ. (1990), bu araştırmada rahat sızlığı olmayan 23 ergen, orta düzeyde psikolojik rahatsızlığı olan 39 ergenle, intihara teşebbüs eden 77 ergenin zevkli aktiviteleri ve bilişsel stilleri karşılaştırılmıştır. intihara teşebbüs edenlerde, te şebbüs etmeyenlerden daha fazla taklit yeteneği, bir metni raporu lehine yorumlama yeteneği, prob lemlere oldukça fazla yönelmesi, odaklaşması ol dukça anlamlı idi. insanlar arası problem çözmede önerilen birkaç alternatifin oldukça anlamlı olduğu kaydedildi.
McKenry, Tıshler, Kelley (1983), 46 ergen inti har girişimcisi ve ailelerinin ilâç tarihçesi hazırlan dı, girişimcilerin aileleri ile girişimde bulunmayanla rın aileleri karşılaştırıldı Bulgular ergen ilaç kullanımının belkıde semptomatık intihar davranış ları ve butun patolojilerle yakın ilişkili olduğunu göstermiştir Bu çalışmada, aıle-ergen cevapları arasındaki zıtlık nedeniyle intihar davranışı-ılaç kul lanımı arasındaki ilişki açık değildir
Kovarsky (1989), vakitsiz birden gelen ıkı ölüm tipine, kaza ile veya intiharla bir çocuğunu kaybe den ailenin duyduğu yalnızlık ve acı veren karışık lık derecesi karşılaştırılır intihardan kurtulan kim selerde acı ve yalnızlık eğiliminde azalma olurken, anı ölümde geri kalanlar için her zaman acı ve yal nızlık duygusu artar
Saik, Lıpsıtt, Sturner ve dığ (1985), 20 yaş ön cesi intihara teşebbüs eden 52 ergen, doğum ön cesi, doğum ve doğum sonrasında 46 risk faktörü ile ergende intihar yükselme oranı -ölüm arasında ilişki incelenmiş, kontrol grubuna göre intihar kur banlarında anlamlı farklar gözlenmiştir Bunlar 1-Bırden fazla solunumla ilgili sıkıntısı, 2- Hamileliğin 20 haftasından önce doğum öncesi bakım yok, 3-Hamılelık sırasında annenin kronik hastalığı belir lenmiştir
ilkokullardan davet edilen 210 okul danışmanı, intihar eden ergenlerle çalışmak üzere çağırılır B J danışmanların % 92'sının intihar riskini zamanında değerlendirdiği, intihara teşebbüs eden bir ergenle çalışırken, danışanların % 42'sının onların yanlış yaptığını hissettiği, yardımda yeterince guçlu olma dıkları belirtildi Bunu belirten tepkiler % 66 ıdı Da nışanlardan % 68'ı danışmana gönderildiğinde daha iyi duruma geldiğini belirtmedi Deneyimi fazla olan danışmanlar daha iyi sonuç almakta ıdı intihar riski duşuk olan danışanlarda başarı daha yüksekti
Smıth, Rıch, Ronald ve dığ (1991-92), 328 kız ve 285 erkek toplam 613 kolej öğrencisine intihar düşüncesini belirlemek amacıyla, intihar davranışı-stres incinme modeli üzerinde çalışılarak, pek çok araç uygulanmış ve pek çok istatistiksel analizlerle yoruma gidilmiştir Çalışmada kullanılan araçlar
1- intihar Düşüncesi Skalası (Scale for Suıcıdal Ideatıon)
2- Yaşam Stresleri Skalası (Life Stress Scale)
3- Mutsuzluk Skalası (Hopelessness Scale) 4- Yaşam Amaçları Envanteri (Reason for Lı-vıng Inventory)
5- UÇLA Yalnızlık Skalası (UÇLA Lonelıness Scale)
6- Birey Depresyon Değerlendirme (Belirleme) Skalası (Self-Ratıng Depressıon Scale)
7- Alkol ve ilaç Surveyı (Alcohol and Drug Sur-vey)
Araçlar yoluyla elde edilen veriler arası ilişkiler saptanmaya çalışılmıştır örneğin, Pearson-Moment Korelasyonu sonucundaki bulgular
1- intihar fıkrı-Depresyon ilişkisi 61 2-Depresyon-Mutsuzluk ilişkisi 63 3- Mutsuzluk-Yalnızlık İlişkisi 41 4- Yalnızlık-Yaşam amaçları ilişkisi 27 5- Problem Çozme-Yaşam Amaçları ilişkisi 37 6- Yaşam Stresı-Temel Problem Çözme İlişkisi 13 7- Problem Çözme-Sosyal İçme İlişkisi 86
Diğer bulgulardan bazıları şu şekilde özetlenebi lir
282 deneğin % 46'sında intihar fikri var, % 72'sı alkol kullanıyor 262 kışının % 43'u alkole orta okul da başlıyar, n = 139'un % 23'u lise düzeyinde, n = 60 öğrencinin % 10'u ilkokulda başlıyor Okulda alkol ve içki problemi olduğuna inananlar % 62-64, n = 30 % 5'ı ilaç problemi olduğuna inanıyor, belirti yor n = 74 % 20'sı ana.babadan birisinin alkol problemi var
Araştırmalarda Kullanılan Bazı Araçlardan Örnekler:
Smıth, Rıch, Ronald ve grubunun kullandığı araçların Uda Yalnızlık Skalası dışındaki araçla ra ulaşmak mumkun olmadığı gibi bu bolümde daha farklı araçlar da belirtilecektir Bu araçların Rehberlik Merkezlerindeki uzmanlarımızda olmadı ğı gibi Üniversite Hastaneleri Psikiyatrı bölümlerin den sağlama olanağı yoktur, bazılarında yurdumuz ergenleri için uyarlama çalışmalarına gereksinim olduğu düşünülmektedir Çunku intihar düşüncesi taşıyan bir ergeni belirlemede hangi aracı kullana bileceğini bilen ama buna sahip olamayan, elde edemıyen psikolog, rehber-psıkolojık danışmanları mızın sayısı az değildir, psikiyatrı merkezlerindeki tıp uzmanları Milli Eğitim Müdürlükleri ve rehberlik merkezlen ile iletişim kurma çabasında değildir
Tatman, Greene, Karr (1993), bu çalışma Gull ve Gıll'ın 1988 yılında standardızasyonu yoluyla kazanılan (SPS) intihar Olasılığı Envanteri 217 normal ergenden elde edilen sonuçlarda, intihar eden ergenler ve normaller arasındaki ayrılıklar, alt skala ve ergen intihar potansiyelinin değerlendiril mesinde dikkatli kullanılması önerilir
Sıehl ve dıö (1991), 109 9 sınıf öğrencisine (SIO "intihar Özdeşleşme Envanteri" ve /RADS) Reynold'un "Ergen Depresyon Envanteri" uygulan dı 21 öğrenci 8 haftalık grup iyileştirme programı na katıldılar ö n ve son test sonuçlarına göre en vanterdeki tepkilerin sıklığı analız edilir Yardım edilmeye çalışılan onbır ve yardımcı olunmayan on öğrencinin analizi farklı bulunmuştur RADS sonuç ları da oldukça anlamlı bulunmuştur
Spırıto (1988), normal ve duygusal sarsıntı ya şayan ergenlerle çocukların psıkometrık özellikleri için "Mutsuzluk Skalasf geliştirilmiştir HSC "Ço cuklar İçin Mutsuzluk Skalası"nın psıkometrık özel likleri intihara teşebbüs eden 93 ergenle 834 nor mal ergen üzerinde araştırıldı intihara teşebbüs eden grupta depresıf tavırlar ve depresyonla ba ğıntı pozitiftir
Spırıto ve dığ (1988), intihar girişimi sonucu hastaneye yatırılmış bireylere "Ergen Etkileşim Skalası'nın değiştirilmiş versiyonu uygulandı İnti hara teşebbüs eden ergenlerde aktıvıte düzeyi ve Depr-benlık kaydı arasında ufak bir ilişki bulundu İki grup arasında intihara teşebbüs edenlerde, so murtkanlık, huysuzluk, yüze ait ifadelerde oldukça yüksek bir sayı elde edilmiştir, fark oldukça anlamlı düzeydedir
Sılberg (1992) Sheppard ve Enoch Pratt hasta nesinde Rorschac lndex'ın değişik bir formu (Exner) kullanılmıştır 28 intihar etmeyen, 25 dep resıf ve intihar eden, 26 sadece depresıf olan ergen gruplarına uygulanmış çok iyi sonuçlar elde
edilmiştir
Adcock (1991), 8 ve 10 sınıf öğrencisi 3803 Alabama ergenine (NASHS) Ulusal Er Öğrenci Sağlık Envanterı'nın farklı bir versiyonu stres, dep resyon ve intihar teşebbüsü, alkol kullanımı v b bil gileri elde etmek amacıyla uygulanmış, veriler khı kare yöntemiyle analız edilmiştir Alkol alanlar, bı rakanlardan daha buyuk risk taşıyordu Kadınların sonuçları, erkeklerden, beyazların sonuçları siyah lardan daha iyidir Koy öğrencilerinin sonuçların
dan şehir öğrencilerinin sonuçları daha iyi ıdı inti har ve depresyon yönüyle oldukça etkili davranış risklerinin çeşitli tipleri ortaya çıkmıştı ergenler önemli ölçüde depresyon ve strese sahiptir
Stıvers (1988) ana-baba ergen iletişimini belirle mek için "Ana-Baba-Ergen iletişim Envanteri (PACI) geliştirilmiştir Ergenlere PACI ve (SDI) Ergen Depresyon Envanteri (depresyon ve intihara yatkınlığı ölçmek için) kullanıldı Anne ve Ergen pu anları arasında anlamlı bir ilişki bulundu Diğer ba ğımsız değişkenler kontrol edildiğinde ne babanın ne de annenin puanları Ergen SDI puanlarıyla an lamlı ilişkili değildi
Attılıo, Campbell, Lubold ve dığ (1992), sosyal destek ve intihar potansiyelini belirlemek amacıyla 16-20 yaşlar arasında 50 ergen incelendi Sara-son'un hazırladığı (1983) yılında Sosyal Destek Envanteri ve Gull ve Gıll'ın "intihar Olasılığı Skala sf ndan elde edilen verilerin analizi sonucunda, inti har potansiyelinde varyansın % 52 üzerinde belirle nen sosyal destek ayrıcalıkları gorulur intihar riski ile ilgili sonuçlarda, sosyal desteğin farkına varma niteliğine bağlanır Buyuk oranda intihar riski olan ergenlerde, sosyal desteğin niteliği daha az ikna edici ve anlamlı ıdı
Önleme Çalışmaları
Sımon'un (1991) bu çalışmasında, okuldaki inti harı önleme programını geliştirmek amacıyla 23 bölgesel düzeyde 2 545 öğrenciden aile yaşamı, ana-baba-ergen ilişkileri, intihar düşüncesi ile ilgili sorulara cevap alındı I Gr intihara teşebbüs eden, ciddi şekilde planlamış ve çabalamış birey lerdir, II Gr intihar etmeyen, III Gr ciddi olarak asla düşünmemiş gruptur Sonuçta ciddi olarak dü şünmüş olanların % 12 3'ı, intihara çabalamış olan ların ise % 7 2'sı (14-19 yaşlar arasındadır) Oran artan çocuklarda ailenin tavırları anlamlı ıdı Ailesi ile yaşayan ve yaşamayanlar arasındaki sonuçlar anlamlı ıdı
Shaffer, Vıeland, Garland ve dığ (1990), ergen intihar teşebbüsü, intihar önleme programında 9 ve 10 sınıftan 1438 öğrenciye uygulanan intihar önle me programının bir bölümünde 63 intihara teşeb büs etmiş ergen bulundu Onların intiharla ilgili ta vırları ve yardım isteme durumu 910 ergenle karşılaştırmıştır Önleme programına reaksiyon, intihara teşebbüs etmeyen yardımsız olan 524'unun tepkileri ile programla karşı karşıya kalan
35 teşebbüs etmiş bireyin tepkileri karşılaştırıldı. Programların, intihara teşebbüs etmişler üzerinde etkisi başarılı idi.
Rence, Sonya ve diğ. (1988), telefonla kriz hiz met merkezlerinin etkisini öğrenmek amacıyla 832 onuncu sınıf öğrencisine envanter uygulanmış ve elde edilen bulgularda % 11.6'sının intihara teşeb büs ettiği % 41'inin kriz yardım servisine başvurabi leceği, % 37.3'ü bu servisi çağırabileceğini (teşeb büsü olmadığı halde), % 56.9'u merkezden yardım istemeyeceğini, yabancılarla konuşmak yerine ar kadaşları ile görüşebileceklerini belirtmişlerdir. Bu merkezler yeterince bilinmemektedir ve okullarda intihar eğitimi ve önleme programına ihtiyaç vardır, intihar eğilimi olan öğrencilere arkadaşlarının ve öğretmenlerinin nasıl yardımcı olacağı konusunda bilgiler verilmelidir.
İntihar önleme ve Müdahale Programlarının İçeriği
Abramson ve diğ. (1982), öğrencinin ihtiyacını içeren bu intihar önleme programında I. bölümde lise düzeyinde okulda intihar eden ergenin proble mi, II. bölümde amaç ve yöntemler-sosyo-kültürel etmenler, Bilişsel Statü ve evlilik, yaş, sex, oluş oranında intiharla ilgili başta gelen gerçekler, III bö lümde intihar hakkında 13 görüşün tartışılması, IV. bölümde intihar nedenleri ve tehlike sinyalleri-stres, davranışsal değişme, V. bölümde intiharda yardım işlevinin nasılo lacağı, VI. bölümde bir inti har tehdidine yaklaşım davranışları için öneri-ler.ortaokul öğrenci ve öğretmenlerinin kullanabile ceği müdahale yolları verilir VII. bölümde intihara teşebbüs eden bir erkek çocuğunun öyküsü ve iki intihar krizi gibi kaynaklar yer almaktadır.
Brovvn'ın (1987), servis içinde kullanılmak üzere ergende bir içgörü sağlamada yardım için amaç lanmış çalışmada, ölüm düşüncesi olmadan baş lanan program konulan şunlardır: Şehir toplumun da ölüme duyarlığı azaıtmaK topıumaa hızlı değişme, başarı normu, aile dışında açıkça görül meyen etmenler depresyon, okul problemi, taciz, inanç ve yaşam stili değişikliği, ani mutsuzluk, sözlü tehdit, sanatçı öğrencide ölüm teması gibi konular işlenir.
Capuzzi (1988), bu 360 sayfalık doküman, ilko kul ve ortaokul düzeyi için ayrı ayrı önlemler öner mektedir.
Capuzzi (1988), 496 sayfalık bu kaynakta ise; Ergenin intihar Problemi Teşebbüs Edenin Profili, Yıkılmanın Değerlendirilmesi-Önlem ve Müdahale-Ergenin Dünyası ve Sosyal Eğilimler-Davranışsal Belirleyiciler-Kişilik Farkları-Depresyon Psikolojik Değerlendirme-intiharın Anlamı-Bir önleme Model Programı-Kolej Kampus insanlarıyla Müdahaleler-Krize Müdahale-Aile Terapisi ve Netvvork, Uygula yıcılar için Yasal Yolları içerir.
Garland, Saffer, VVhittle (1989), okulu temel alan intihar önleme çalışmaları verilir. Uzmanlar ve medya için intihar önleme eğitimi, intihar eğilimini etkili belirleme ve genç riskinin iyileştirilmesi, krize müdahalenin ana hatları yer alır.
YORUM
1- Çocuğun yakınlarınca ana, baba kaybının ya rattığı kaygı ve depresyonu azaltıcı destek sağlan ması yararlı olmaktadır (Yıldönümlerinde).
2- Rosenberg ve Latimer'in önem verdiği çocuk intiharını önleme çalışmalarında aile terapisine yer verilmelidir.
3- Ders dışında sınıf ve grup öğretmenlerine, öğrencilerin arkadaşlarıyla ilişkilerini geliştirici ve sosyal etkinlikleri artırıcı görevler verilmesinde yarar vardır.
4- Çocuğun ölümü algılamasının ne anlama gel diğinin anlatılmasının çocuğun ölüm şokunu atlat masında ona yardımcı olabileceği bilinmelidir.
5- Sevgi dolu bir ortam ve paylaşım, ona değerli olduğunu hissettirme sorunlarını çözme fırsatı ve recek ve intihar oranı da düşebilecektir. Ana-babanın çocuğunun sorunlarını büyümeden ve önemseyerek ele alınmasında yarar görülmektedir.
6- intiharda en önemli nedenlerden birisinin kavga olduğunun (erkek çocuk ile) iletişim kurama-manın olduğu unutulmamalıdır.
7- Kız-erkek arkadaş ilişkisi, okul başarısızlık sorunları önemsenmen çözümler aranmalıdır.
8- Alkol uyuşturucu kullanma-intihar ilişkisi son yıllarda güç kazanmıştır. Bu gereksinim okuldan okula değiştiği için psikolog ve okul danışmanlarına görevler düşmektedir.
9- Okul disiplin sorunları nedeniyle okulun ce zalandırması, polisçe izlenmenin gencin gururunu kırdığı, benlik saygısını etkilediği unutulmamalıdır.
10- Sosyal izolasyon, okuldan kaçma üzerinde durulacak önemli problemlerdir.
11- Uzun süren hastalıklar, arkadaş intiharı da gençlerde intihara neden olabilmektedir.
12- Araştırmaların pek çoğunda ortak bulgu 15-24 yaşlar arasında intihar teşebbüsünün oranın en yüksek düzeye ulaştığıdır. Çocuklarda ergenlik dö neminde içe kapanma, kimlik krizi ve insanlardan kaçma, boşluk, bıkkınlık yorgunluk gibi daha pek çok duygusal özellik gözardı edilmemeli, ergenin psikolojik özelliklerine uygun tavır alınmalıdır.
13- Bütün intihar tehditleri ve tipik depresyon görünümleri ciddiye alınmalıdır.
14- Aile içinde ve çevresinde duygusal bozuk luk ve intihar davranışı varsa ve ateşli silâhlar bulu nuyorsa bu kolaylığın intiharda yerinin önemli oldu ğu unutulmamalıdır.
15- Gençler çelişkili ikizli duygular yaşar bu ne denle çözüm bulamadığı durumlarda anlayışla kendisine yaklaşacak uzman bulabilmelidir.
16- Tıp fakülteleri acil servis istatistikleri ile DİE intihar istatistiklerinin birleştirilmesi ile verilere ula şım ve daha ayrıntılı olarak nedenleri öğrenmek mümkün olabilecektir.
17- İl Milli Eğitim Müdürlükleri ve Rehberlik Mer kezlen ile Tıp Fakültelerinde kurulmaya başlamış olan "İntihar Önleme Merkezleri" konusunda
başla-KAYNAKÇA
1- Abramson Rıchard A, Ed, Wıng Mıchael Ed "Adoles-cent Suıcıde Preventıon A Compendıum of Resources "Geo-grafıc Source U S , Maıne, Now 1982
2- Asarnow JR, Carlos G "Suıcıde attempts in preadoles-cent chıld psychıatry ınpatıents Suıcıde Life Threat Behav 1988, 18/2, p 129-36
3- Brad ve dığ "Risk factors for adolescent suıcıde" Arch Gen Psychıat45 p 581-588
4- Brent DA , "Psychıatrıc ımpact of the loss of an adoles cent sıblıng to suıcıde", VVestern Psychıatrıc Instıtute and Clınıc, Pıttsburg, 1993 28(4), p 249-56
5- Brent DA, Perper JA, ve Dığ "Fırearms and adolescent suıcıde A communıty case control study" Am J Dıs Chıld 1993, 147(10) p 1066-71
tılacak işbirliğine gereksinim oldukça fazladır, geci kilmemelidir.
18- intihar Düşüncesini Belirleme, "Genç Mut suzluk Envanteri" gibi daha pek çok envantere ula şılamamaktadır. Psikiyatristler veya Psikologlar yo luyla bu araçların geçerlik güvenirlik çalışması yapılarak "Rehberlik Merkezlerime de ulaştırılması na, gereksinim duyulmaktadır.
19- intihar girişiminde aile de ele alınmalıdır, ana-baba ve çocukla birlikte konuşulmalıdır, ileti şim kopuksa sağlanmaya çalışılmalıdır.
20- intihar girişimi gösteren gençlerin bazıları nın ailelerinin tedaviye direnç gösterdikleri de unu tulmamalıdır. Tehlikenin geçtiğini düşünerek tera pistle ilişkiyi kesmeleri oldukça sakıncalı bir davranıştır.
21- Sevilmeyen, ihmal edilen, cinsel taciz veya tecavüz geçirmiş, çok kötülük görmüş çocuklar kadar, yakınlarından birini intihar yoluyla kaybeden çocuklar konusunda dikkatli olunmalıdır.
22- intihar girişiminde bulunan gençlerin kısa süre hastanede yatırılması yararlı olduğu halde, uzun süreli kalma intihar tekrarına neden olmakta dır.
23- Eğitim düzeyi düşük, sosyal iletişimi zayıf ai lelerde intihar riski taşıyan çocuklara eğitimsel yar dımlar yapılmalıdır.
6- Brown, B H , "Adolescent Suıcıde An Educator's Guıde", The Annual Convention on the American Assocıatıon for Coun-selıng and Development, New Orleans, LA, 21 -25, 1987
7- Capuzzi, Dave' Counselıng and Interve-ıtıon Strategies for Adolescent Suıcıde Preventıon Ene Clearınghouse on Coun selıng and Personnel Services, Ann Arbor, Mıch 1988
8- Cheıfetz PN, Posener JA ve Dığ "An Epıdemıologıc study of adolescent suıcıde" Can J Psychıatry, 32(8), 1987, p 656-9
9- Chrıstoffeı KK , ve Dığ "Adolescent suıcıde and suıcıde attempts-A populahon study" Pedıatry Emerg Çare, 4(1), 1988, p 32-40
10- Corder, B.F , Haızlıp T M "Envıronmental and personal-ıty Sımılarıtıes in case hıstortes of suıcıde and self-poısonıng by chıldren under ten" Suıcıde Life Threat Behav 14(1), 1984, p 59-66
11- Cummins R R , Allwood CW, "Suıcıde attempts or threats by chıldren and adolescents m Johannesburg" S Afr Med J 66(19)1984, p 226-9
12- Ekşi, Aysel Çocuk, Genç Ana Babalar, Bilgi Yayınevi, l s t , 1 9 9 0 , s s 155-77
13- Frenouvv VVıllıam ve Dığ Adolescent suıcıdal risk Psy-chologıcal, problem solvıng and envıronmental factors Suıcıdal and Lıfe-Threatenıng Behavıor, 23 (1), 1993, p 46-54
14- Garfınkel BD, Forese A , Hood J "Suıcıde attempts in chıldren and adolescent" Am J Psychıatry, 139(10), 1982, p 1257-61
15- Garland A, Saffer ve Dığ A natıonal survey of school-based, adolescent suıcıde preventıon program J Am Acad Chıld Adolesc Psychıatry, Nov 28(6) 1989, p 931-4
16- Gısper M , Davıs M S , ve Dığ , Predıctıve factors m re-peated suıcıde attempts by adolescent Hosp Communıty Psy chıatry 38(4), 1987 p 390-3
17- Grazman, Harrıet B , An Öpen LetterTo School Admın-ıstrators and Mental Healt Professıonals about School-Based, Suıcıde Preventıon Programs The Annual Meetıng of the Amer ican Orthopsychıatrıc Assocıatıon Toronto, Ontorıo Canada, 1991
18- Greene Dorothea B Chıldhood suıcıde and myths sur-roundıng it Socıal Work", V 39, n 2,1988, p 330-32
19- Hollınger PC , "Vıolent deaths among the young Re-cent trends in suıcıde homıcıde and accıdents" Am J Psychıa try, 136, 9, 1978, p 1144-1147
20- Hollınger PC, Offer D Predıctıon of adolescent suıcıde A populatıon model Am J Psychıatry 139, 3,1982, p 302-7
21- intihar istatıstıklerı-1992 T C Başbakanlık Devlet ist Ens 1994
22- Jay, M, Susan and Others "Adolescent suıcıde attempt-ers presentıng to a pedıatrıc facılıtıy" Adolescence, V 24, n 94,
1989, p 467-72
23- Johnson VVanda V , "Classroom dıscussıon of suıcıde An ınterventıon tool for the teacher" Contemporary Educatıon V 56, n 2, 1985, p 114-17
24- Kosky R "Suıcıde and attempted suıcıde among Aus-tralıan chıldren", Med J Aust Feb6, I (3), 1982, p 124-6
25- Kotıla L, Lonquıst J , "Adolescent Suıcıde Attempts 1973-1982 in the Helsınky Area" National Public Healt Instıtute, Helsınky, Fınland, Açta Psychıatr Scand (Denmark) Oct 76(4), 1987, p 346-54
26- Kotıla L, Lonquıst J , "Adolescents who make suıcıde at-temps repeatedly" Açta Psychıatr Scand (Denmark), Oct 76 (4), 1987, p 386-93
27- Kotıla L, Lonnquıst J , "Suıcıde and vıolent death among adolescent suıcıde Attempters" Açta Psychıatry Scand 79(5), 1989, p 453-9
28- Kovarsky RS "Lonelıness and dısturbed grıef A com-parıson of parents who lost a chıld to suıcıde or accıdental death" Arch PsychatrNurs Apr 3(2), 1989, p 86-96
29- Kuperman S, and Other "Excess suıcıde among fomer-ly hospıtahzed chıld psychıatry patıents" J Clın Psychıatry, 49 (3), 1988, p 88-93
30- Marttunen MJ, and Oth "Adolescent suıcıde End poınt of long-term dıfficultıes" Am Acad Chıld Adolesc Psychıatry 31(4), 1992, p 649-54
31- Marttunen MJ, and Oth "Precıpıtant stressors in adoles cent suıcıde" Am Acad Chıld Adolesc Psychıatry No 32(6), 1993, p 1178-83.
32- McClure GM "Recent Trends in suıcıde Among the young" Brıt J Psychıatry 144, 1984, p 134-138
33- McClure GM "Recent change in suıcıde among adoles cents in England and Wales" J Adolesc Jun 9(2), 1986, p 135-43
34- McKenry PC, and Other 'The role of drugs in adoles cent suıcıde attempts" Suıcıde üfe Threat Behav Fail, 13(3), 1983, p 166-75
35- Mehr M, and Oth "Contınued şelf destructıve behavıors m adolescent suıcıde attempters" Part II, A Pilot Study, J Adese Healt Çare, 2(3), 1982, p 183-7
36- Miller Kenneth, and Other "Suıcıdal adolescents per-ceptıons of theır famıly envıronment" Suıcıde and Ufe-Threatenıng Behavır, V 33, n 2, 1992, p 336-39
37- O Carroll PW, and Other, "Program for the preventıon of suıcıde among adolescents and young adults" MMMr Morb Mortal Wkly Rep (US) Journal Artıcle, Apr 22, 43 (RR-6), 1994, p 1-7
38- Ozdoğan B , Çocuk ve Oyun Terapisi, Ankara, 1988 39- Pasko Sharla Nıchols "Suıcıdal Behavıor in Chıldren", The Annual Meetıng of the Mıd-South Educatıonal Research As socıatıon (Lıttte Rock) Ar Nov 8-10, 1989
40- Pheffer "Normal chıldren at risk for sucıdal behavıor A two year follow-up study" Am J Acad Chıld Adolescent Psy chıatry, 27,1 1988, p 34-41
41- Pfeffer Cynthıa R "Too Young to consıder Death7 ThınkAgaın" PTAToday, V 19, n 2 , 1993, p 14-16
42- Pişkin Metin. "Çocuk İntiharı' Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt 23, 1990, s s 441-456
43- Oueralt M , "Risk factors assocıated wıth completed suı cıde in Latıno adolesecents", Florıda International Unıversıty, Department of Socıal Work, North Mıamı Adolescence (U S), 28(112), 1993, p 831-50
44- Rence Sonya L, and Others "Evaluatıon of the effectı-venes of Crısıs Unes in Reachıng Adolescent Suıcıde
Attem-ters", The Annual Meetıng of the Southeastern Psychologıcal Assocıatıon, March 31, Aprıl 2,1988
45- Rıgg Ş, and Otn "Health risk behavıors and attempted suıcıde in adolescents who report prıor maltreatment" J Pedıat-ry, 116(5), 1990, p 815 21
46- Rıvera FP , and Oth T h e epıdemıology and causes of chıldhood ınjurıes" Journal of Socıal Issues, Vol 43, 2,1987, p 13-30
47- Rotheram, Borus MJ, and Other "Cognıtıve style and pleasant actıvıtes among female adolescent suıcıde attempters dıvısîon of chıld psychıatry, College of Physıcıans and Sur-geons", Columbıa Unv, New York, Consult Cl Psychol (US) 58(5) 1990, p 554 61
48- Rubınsteın D H "Epıdemıc suıcıde among mıcronesıan adolescents', Sos Sc , 17(10), 1983, p 657-65
49- Saik Lıpsıtt "Relatıonshıp of maternal and, perinatal condıtıons to eventual adolescent suıcıde", Lancet, 16, 1, 1985, p 624-7
50- Schmıdt VVıllıam, R , and Oth "Adolescent Suıcıdal Thınkıng", The Sıxth Annual Graduate Student Research Com-petıtıon at the Annual Meetıng of the Texas Psychologıcal Asso cıatıon, 1984
51 Shaffer D , Vıeland V , and Other "Adolescent suıcıde Attempters Response to suıcıde preventıon Program" Journal Artı^'e, Dec 26, 264 1990, p 3151 5
52 Shafıı M, and Oth , "Comorbıdıty of mental dısorders in the post mortem dıagnosıs of completed suıcıde in chıldren and adolescents" Chıld Psychıatrıc Services, Affect Dısord, Nov-dec 15(3), 1988
53- Shamoo, Tonıa K , and Oth , "Suıcıde ıntervenöon stra tagıes for the adolescent' Journal Artıcle VI n 4, 1985, p 297-303
54 Sıehl Peterann M and Oth "School Counselor Attı-tudes and Referral Practıces When Workıng wıth Suıcıdal Ado lescents' , The Annual Conventıon of the American Assocıatıon for Counselıng and Development Reno, NV, Aprıl 21-24,1991
55- Sılberg JL, Armstrong JG T h e Rorschach Test for Predıctıng Suıcıde Among Depressed Adolescent in Patıents", Sheppard and Enoch Pratt Hospıtal, Baltimore, MD US Oct 1992 59(2), p 290-303
56- Steın D , VVitztum E and Oth Adolescent attıtudes to-ward suıcıde J Psychıatry RelatScı, 26(1-2) 1989, p 58-68
57- Stıvers C "Parent-adolescent communıcatıon and ıts relatıonshıp to adolescent depressıon and suıcıde Pronenens" Adolescence, (U S) Sum 23(90), 1988, p 291-5
58- Smıt Grawford, Sıylvıa Suıcıde behavıor among "nor mal" hıgh school students Suıcıde and üfe-Threatenıng Behav ıor, V 16, n 3, 1986, p 313-25
59- Smıth JK, Rıch A , and Oth "Psychologıcal vulnerabılı-ty and substance abuse a s Predıctors of suıcıde ıdeatıon among adolescents" Omega Journal of Death and Dyıng, Vol 24(1), 1991-1992, p 21-33
60- Spırıto A, and Oth T h e Hopelessness scale for chıl dren Psychometrıc properûes vvıth normal and emotıonall dıs-turbed adolescent" Journal of Abnormal Chıld Psychology, V 16, n 4, Aug , 1988, p 445-58
61 - Spırıto A , Stark LJ , and Oth "Overt behavıor of ado lescent suıcıde attempters hospıtalızed on a general pedıatrıcs flor" Adolesc Health Çare (U S) Nov , 9(6), 1988, p 491-4
62- Spırıto A , and Oth 'Rhode Island Hospıtal Brown Unı-versıty Program m Medıcıne, Provıdence Abnormal Chıld Psy chol (U S) 17(2) 1989, p 213 21
63- Spırıto A , and Oth "Socıal skılls and depressıon in ado lescent suıcıde attempters", Adolescence V 85, n 99, 1990, p 543-53
64- Summervılle M B , and Oth "Psychopathology, famıly functıonıng, and cognıtıve style in urban adolescent wıth suıcıde attempts" Abnormal Chıld Psychol (US) 22(2) Apr 1994, p 221-35
65- Topol P , Reznıkoff M "Perspectıve peer and famıly re latıonshıps, hopelessness and locus of control as factors in ado lescent suıcıde attempts" Suıcıde Life Threat Behav (US) 12 (3) 1982 p 141-50
66- -Youth Suıcıde Preventıon m Vermont The Usmtenant Governors Task Force Vermont State Dept of Educa-tıon Montpelıer, May 1988
- İntihar İstatistikleri, T C Başbakanlık Devlet İst Enst