24 Kanunusani 1339 - 1923 Tanin No 103
...irşadı ibret
Delilere Gazete okutmak
'Tl*-*>SsrL/~hZb
Şu dakikada masamın ü s t ü n d e ,tarihi eskimiş bir tezkere duruyor;bunu karile* rimle birlikte okumak isterim:
Efendim,"müessesemizde tedavi edilmekte o" an marezaya bir muaveneti hayriye olmak üzere zükur ve ünas daireleri için ceridenizden iki nüshanın irsali ri ca ve teyidi ihtiram olunur efendim." Bimarhane sertabibi muallim Mazhar Osm an .^azhar Osman beyin vukuf ve ihtisası önünde hörmetle eğilenlerdenim.Fakat tabibi muhterem beni af buyursun,mes'eleyi bir defa da kendi mantığımla t eti kika luzum gördüm ve bu tetkik talebi vakiin i s ’afa şayan olmadığını göster diği için gazeteleri gönöertmedim.Belki birçok kimseler bu hareketimi tababe te karşı cahilane bir serkeşlik telakki ederlerŞ fakat ne çare ki ben şuunu hayatı tecrübe ve tahassüslerime göre muhakeme etmekten zevk duyan bir adam*»
ım.Emrazı asabiye mutahassısı muhtereminin tezkeresindeki esbabı mucibe haka- yıkı fenniyeden Bbü mülhem olabilir, fakat bence hakikati hayatı ifadeye kafi değildir. îzah edeyim:
Mazhar Osman Bey gazetecilerin hissi merhamet ve insaniyetini tahrik için Bimarhanedeki insanlara "hasta"^ diyor.Ben bu nazariyeyi kabul edebilmek için evvel beevvel bimarhane haricirîdkilerin sihhati aklından emin olmalıyım.Halb uki bundan çok şübhem var.Eğer delilik denilen şey muvazenei mantıkiyenin oo-
zulması ve akıl zenbereğinin kırılması ise bilâtereddüd söyliyebilirim ki ber şu aralık en akıllı geçinenlerin bile m a n t ı k l a r m d â selâmet ve akıllarında selabet görmüyorum.Hem sorarım size: Bizim gibi düşünmiyen,yahud bizimkadar hamul olmadıkları için gününbirinde bir hamlei isyan ile şu köhne mevzuatı ictimaiyeyi parçalamış olan inanları hâsta ve deli diye ayırıp tecrid etmek akıllılığa mı yoksa tenperverane bir ihtiyat ile karışık bir meyli tagallübe mi delalet eder? Dahası vaı: Sıhhat kelimesi maddî ve manevî bir rahatın ifa- öei İlmiyesi ise şu fânî varlık için muttasıl didinip duran ve hiçbir gününü sükun ve rahatla geçirmeğe muvaffak olamıyanlar mı sihhatte sayılır,yoksa t ı marhanelerin yüksek ve kapalı divarları arasında kendi âlemlerinin zevki fer agatini rahat rahat yaşıyarlar mı ?
Bu noktada Tabibi muhteremi^ ihtisas ve vukufu beni ilzam edeceğini farz elsem bile delilere gazete okutmak bir "muaveneti hayriye" olacağını hiç kat* ul edemem,ve kâh gazeteci,kâh karî olmuş bir ferd sıfatiyle bunda hak kazana cağımı iddea ederim.Euğa güreşlerince Toreadorlar hayvanı kızdırmak için ona ikide bir kırmızı renkli bir mendil gösterirler»Buğanın şiddeti savletleri d< asıl bu kırmızı paçavrayı gördükten sonra başlar.Ben zamanın gözetelerini az çok buna benzetirim.Hiçbir sağlam zenberekli akıl bilmiyorum ki dört muhteli: gazetanın yedi sekiz sütununu metanet ve soğuk kanlılıkla dolaşabilsin ve hit bir karî tanımıyorum ki üç sabah biribiri ardınca,gazetasını tıpkı bir papat ya çiçeği menkuu içer gibi okuya bilsin...
Hayır
»azizim,hastalarınıza karşı şefkat ve rikkatle mütehassis iseniz,on ların sakin ve tabii hayatlarında delişmen fırtınalar koparmak istemezseniz, hülâsa tababet yoliyle şifayab edemediğiniz insanlara hissi insaniyetinizle destigr^olmak luzumunu duyuyorsanız bu tuttuğunuz yol sizi maksada isal etm ez. kalp "Ve asaletsiz bir“eşya meşherini andıran gazete sütunların*,dört gün de sekiz defa meslek değiştiren ve bugün sövdüğünü yarın başında taşıyan gaz eteleri onlara okutmayınız.Akıllılar hesabına da rica ederim,okutmayınız;çün kü biz kendimize a k ı l l ı ,onlara deli diyoruz.Onlar ise bize hiçbir şey demede] oturuyorlar.Eğer tımarhanelere gazeteleri sokacak olurşahız,sizi temin ederi-m ki Lozan konferansına aid yazıları okuduktan sonra:-deli, delilA*
diye yüzümüze bağırmıyacak bir tek deli bulama z s ı n ı z . AfiLıllılara karşı ka fi derece gülünç olduğumuz yetişmiyormuş bir de delileri mi kendimize güldü- rteceğiz ?