• Sonuç bulunamadı

Çağdaş şiirimizin hüzün ağacı:Behçet Necatigil

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çağdaş şiirimizin hüzün ağacı:Behçet Necatigil"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BU AŞAMADA

ŞÜKRAN KURDAKUL_________

Çağdaş Şiirimizin Hüzün

Ağacı: Behçet NecaUgil

Yeni şiir hareketinin henüz kendi okurunu yaratamadığı 1944’lerde tanıdım Behçet Necatigil’i. İzmir’de yedek su­ baylık görevini yaparken Besim Akımsar’ın özveriyle sür­ dürdüğü Kovan dergisine şiirler veriyordu. Sanırım Nahit Ulvi Akgün, Karşıyaka Halkevi’nde düzenlediğimiz şiir ge­ celerinden birine getirmişti.

O yıllar dilimden düşürmediğim iki dizesi vardı Behçet’in:

“Sen artık eski Behçet değilsin, Devran değişti. ”

Yirmi yıl sonra, Ataç Kitabevi’ni yönetirken Yaz Dönemi’ni yayımlamamı istedi benden.

Gerçekten devran değişmiş, değişen zamanla birlikte yeni edebiyat hareketi içinde Necatigil’in şiiri de özgün odaklardan biri olmuştu.

★ >.

Behçet Necatigil, ilk şiirlerini 1935-36 yıllarında Varlık dergisinde yayımladı. Ölünceye kadar da sürdürdü söz­ cüklerle savaşımını. Bu kırk beş yıllık şiir yaşamını çağdaş edebiyatımızın oluşum sürecinden ayrı düşünemeyiz.

Başladığı dönem edebiyatımızda Yahya Kemal ve Ha- şim egemenliğinin hızı kesilmemişti henüz. Necip Fazıl

alaturka duyarlıklardan arınmış bir şiirin, hece ölçüsüyle, ilk örneklerini veriyordu. Nâzım Hikmet, Ataç’ın dediği gi­ bi, sihirli bir dünya yaratmıştı. Kendisinden sonra gelen ku­ şakları yörüngesine alıveren bir dünyaydı bu.

Şiirini kendi gurbetinin "saklı su la rın d a aramak... Şiirimizin bu değişmeler döneminde, Necatigil’in var ol­ ma çabasını böyle tanımlayabiliriz.

Kapalı Çarşı'da (1945) ve bu kitabını izleyen evrede to p ­ lumsal olanı uzaktan yaşar Necatigil. 1950’den sonra ken­ disiyle birlikte yakın çevre gerçeği öne çıkar şiirlerinde. Du­ yarlığın tepkiye dönüştüğünü söyleyebileceğimiz bu ara dönemde dış, şiirinin gurbetine sızmış gibidir.

“Şu dünyada oturacak o kadar yer yapıldı Kulübeler, evler, hanlar, apartmanlar.. Bölüşüldü oda oda, bölüşüldü kapı kapı Ama size hiçbir hisse ayrılmadı

Duvar dipleri, yangın yerleri halkı Külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar. ”

Doğan Hızlan’ın dediği gibi “ Yaşamın acı bir açıklama­

sıdır" Necatigil’in şiiri.

İdeolojik yaklaşımların dışında, insansal olanın içinde. Necatigil, kendi halinde yaşarken duyarlığını zedeleyen hüzünlerle sözcükler arasında gider gelir. Yazmasa, dün­ yanın ağırlığı altında kalmaktan korktuğu için “şiirine te­

selli gözüyle” bakar.

“Biz büyükler bu kadar yalnızız da Ya onlar küçücük kalırsa ardımızda?

Hem onlar geç büyürler, sonra ne güç büyürler Daha yavru, dünyanın farkında değiller

Üşümüş, soğuklarda yatağımıza gelirler Bizler büyükken bu kadar yılmışız da Ya onlar küçücük kalırsa ardımızda?"

15 yıl oluyor Behçet Necatigil aramızdan ayrılalı. Bırak­ tığı şiir mirasıyla çağdaş klasiklerimizden biri olduğunu gün geçtikçe daha iyi anlıyoruz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ama dolarlı, mark- lı turistler dünyayı dolaşıp ge­ zecekler.. Frank yerinde otur­ mak için Fransız yerinden kı

Bu konuda, bir süre önce Tür­ kiye'ye gelen Nancy Festivalinin temsilcisi, tanınmış tiyatro ada­ mı Henri Baradier, «Sersem Kocanın Kurnaz Karısı» adlı

Yüreğindeki sanatçı heyecanını, sanatçı tutku­ sunu, Yaşar Kem al kadar dört bir yanma saçan bir sanatçı daha görmedim, di­ yebilirim.. Bu heyecanı ade­

Günübirlik ziyaretçiler, ço­ cukları için Eyüp oyuncakçılarından boyalı kayıklar, beşikler, fırıldak, tahta kılıç, kamış tüfek, tef, dü­ dük,

Dışişlerinden aldığı bursla Madrid Güzel Sanatlar Akademisinde baskı, gravür kıs­ mını bitirdi.. Kendi dalında araştırmalar

Ahiren Leipzig Konservatuvarında tahsillerini bitirdikten sonra Almanya’da bir çok konserler veren, İstanbulda da ilk ciddî konserlerini dinle­ ten ve şimdi

Türk balesine eği­ timci olarak da katkıları bulunan Akın, “Kuğu Gö­ lü”, “Uyuyan Güzel”, “Romeo ve Jüliet”, “Ham­ let”, “Cindirella” gibi

Kulağım onda, gözlerim tekerlekli sandalyenin tekerleklerinde dinli­ yorum: “Daha iyi, daha güzel daha insanca, yani insanın insanlığım bütün boyutlarıyla