• Sonuç bulunamadı

Hüseyin Rahmi Gürpınar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hüseyin Rahmi Gürpınar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

'fffujtöcs m

oa/^Dooranci] f c t e p

HÜSEYİN

C

RAHMİ

f

GÜRPINAR

\

-j o / r / i y H m d â İs ta n b u l’ da

J-O O T-Ayazpaşa’da doğan

Gürpınar 4.5 yaşınday­ ken annesinin ölümü ve baba­ sı Mehmet Sait Paşa’nın ikinci kez evlenmesi üzerine büyük­ annesinin evinde teyzesi ve komşu kadınların arasında bü­ yümüştür. Çelimsiz bir çocuk olmasına karşın çok yaramaz olan Gürpınar sonunda Mülki­ ye mektebine (Siyasal Bilgiler Okuluna) . girmiş bu okulu bitirdikten sonra memurluğa başlamıştır. Meşrutiyetle bir­ likte gazeteciliğe de başlayan Gürpınar iki dönem yaptığı Kütahya milletvekilliği (1935 - 1943) dışında yaşamını kale­ miyle kazanmıştır.

12 yaşındayken yazı yazma­ ya başlayan Gürpınar’ın ilk oyunu "Gülbahar HanırrT’dır. Bu oyun yayınlanmamıştır. Yayınlanan ilk yazısı Ceride-i Havadis gazetesinde çıkan “ İs­ tanbul’da Bir Frenk”tir(1887).

Gürpınar’ı üne kavuşturan ilk romanı “ Şık” tır. Ahmet

Mithat Efendi’ye posta İle

gönderdiği bu roman Tercü- man-ı Hakikat gazetesinde tef­ rika edilmiştir.

Çeşitli gazetelerde çalışan Hüseyin Rahmi Gürpınar hiç evlenmemiş, yaşamının son yıllarını Heybeliada’daki köş­ künde akrabaları ile birlikte geçirmiştir.

8 mart 1944’de ölen Gürpı­ nar’ın 40 roman, 2 oyun, 7 hikâye, 2 tartışma ve 6 çeviri kitabı vardır.

Yaşadığı devirde biraz hafi­ fe alınan ve “ halk yazarı” denilerek küçümsenen Gürpı­ nar’ın asit kıymeti ölümünden

sonra anlaşılmış ve Batılı

anlamda Türk romanının te­ mellerini atığı söylenmiştir. Türk romanında gerçek konuş­

manın Hüseyin Rahmi ile

başladığı, gerçekçi romanı başlattığı kabul edilmiştir.

GÜRPINAR’DAN BİR ANI:

Hüseyin Rahmi Gürpınar kendisine BabIâli’nin kapılarını açan ve üne kavuşturan “ Şık” romanının öyküsünü şöyle an­ latmıştır:

“ Şık romanı basın yoluna attığım ilk adım sayılır. Bu yüzden bunun kendimce coş­ kulu bir hikâyesi vardır.

...Şık’ın yazılmış yarısını büyük bir zarfa doldurarak Ahmet Mithat Efendi’ye gön­ derirdim. Eseri gönderdikten sonra bana müthiş bir pişman­ lık geldi. Hiç böyle büyük bir adama böyle çocukça budala­ ca, saçma yazılar gönderilir mi? Eyvah... Ben ne yaptım.

—Ertesi gün arkadaşların­ dan biri elinde bir Tercüman’ı Hakikat gazetesiyle karşıma çıkarak:

—Müjde... Eserin beğenil­ miş. Ahmet Mithat Efendi hazretleri seni basımevine ça­ ğırıyor.

—Alay etme, ben utancım­ dan yerlere geçiyorum.

—Vallahi alay değil, işte nah, al oku...

—Gazeteyi aldım. Bir sayfanın ortasında“ Açık Yarış-; ma” başlığı altında şu satırları ,> okudum:

“ Matbaamıza gönderilen. Şık adlı hikâye hakkıyla değerli- görülmekle, yazarı Hüseyin

Rahmi Beyefendinin lütfen

idarehanemize teşrifleri rica

olunur.” *%al

Gözlerime inanamıyorum. Karantina dairesinde büyük bir heyecanla, Hazretln huzu­ runa çıktım. Gür kaşlı, kara sakallı, iriyarı, heybetli bir- zat... Beni görünce ilk sorusu şu oldu:

—Kimsin sen çocuğum? <■'J —Şık yazarı Hüseyin Rah­ mi...

K o r k t u ğ u m a uğr ad ım. ^ Efendl’nin yüzünde hemen bir güvensizlik gülümsemesi be­

lirdi. Deyişi hiç aklımdan

çıkmaz. Bana pek alaylı gelen bir sesle:

"Oğlum senin ağzın daha süt kokuyor. Bu roman usta işi. Senin ne kalemin, ne konuşman, ne tecrüben, ne d,6 l görgün bunu yazmaya uygun.: değil. Bu gerçek görünüyor. ’ Sen öyle böyle bir şey yazma-' ya özenebilirsin ama bu işin yalnız başına başaramazsın:; sana bir yardım eden var.

Bacın mıdır, ağabeyin mi­ dir, arkadaşın mıdır, o kimdir Söyle.”

Koca Ahmet Mithat Efendi’- ; nin suçlaması karşısında kü- çüldüm, büzüldüm, hiçbir söz" bulamadım. Sonunda gözle­ rimden dökülen iki daml^,. üzünçlü bir cevap yerine geçti. Bu saf, içten, masum ağlayı­

şım Efendi’ye dokundu, he­

men:

—Ağlama, ağlama inan­ dım, ama böyle güzel başlayan eserlerin bazan sonu başına uymayabilir, bunu bitir sonra yayınlayalım dedi.

Ben helecan, üzüntü,

umutsuzluk içinde hikâyemi bitirdim. Efendi başı kadar sonunu da beğendi.

(Refik Ahmet Sevengii’ir f “ Hüseyin Rahmi Gürpınar” ad­ lı eserinden) 4 '■

t.ı

h

jy P li -: *****

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Karakter Sermet, Aynınur’un sadakatsizliği konusunda arkadaşını daha çok düşünür ama karısının zoruyla daha sağduyulu hareket etmek zorunda kalır. Hem arkadaşını

Enis Buhari Eskiden vaiz olan Enis Buhari, Mualla Efendi’nin kitabında savunulan, insanların atalarının hayvanlar olduğu düşüncesine şiddetle karşı çıkar ve

Konunuz esrarengiz cin, peri gariplikleri ya da bir çarşambakarısı, bir dev, bir gulyabani olacak… Olay o kadar merak verici bir ustalıkla düzenlenecek ki biz, hep sizi çok

Türk folklorunun gel­ miş geçmiş en büyük araş­ tırmacısı olarak kabul edi­ len Pertev Naili Borat» ’ ın Fransa’daki arşivinin Tür­ kiye'ye getirilmesi için Ta­

Uğur Dündar’ın sunduğu bu gece­ ki programa Yıldız Kenter’in kızı Ley­ la Tepedelenli ve ağabeyi Mahmut Kenter yurt dışında yapılan çekimleriyle

Daha sonra Aksoy’un cenazesi Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. ■

Çünkü eser Loti’nin en çok okunmuş ve en çok alâka çekmiş romanlarından biridir ve Cânan’ın ölürken yazmış olduğu mektup, hakikaten Madam Lera

Retrofaringeal apsenin C1-C2 vertebra- lar aras›nda sa¤ taraftan spinal epidural apse ile devaml›l›k arzetti¤i görülmektedir..