" - 1 ’ - Ahmet OKTAY
m
Ki tip yazar var: Ölümünden sonra ardında hiçbir şey bırakmayan, m üsvettelerlnln yokedilmesini isteyen, yayınlanmış yapıtından başka bir kaynağa başvurulmaması™ dileyenler ile si gara paketlerine aldığı notları bile saklayan, daha sağ lıklarında kitaplarının dışında nerdeyse bir arşiv oluş turmaya çalışanlar. Birinci tipin örneklerinden biri Ok tay Rıfat’tır, İkincinin İse Kemal Tahlr.
Kemal Tahir, yalnızca romanlarıyladeğlIOsmanlı- Türk toplumu üzerindeki düşünceleriyle, tartışmala rıyla da dikkati çekmiş bir yazarımız. O kadar ki, bi r dö nemde, Türkiye tarihi hakkındakl tezleriyle nerdeyse bir öncü sayılm ıştır Kemal Tahir. Kuşkusuz, öncelik le romancı olarak tarih, toplum bilim ve slyasetbllim sorunlarına eğildiğini belirten Kemal Tahlr, resmi İde olojinin m itoslarını sorgulamaya açmıştırama, tezle rinin büyük bölümünün Halil İnalcık, Ömer Lütfü Bar kan, Fuat Köprülü gibi bilim adamlarınca çok daha ön ceden belirlenmiş olduğunu söylemek gerekir.
Doğrusu istenirse, Cumhuriyet İdeolojisini benim seyen sol Kemalistler kadar Markslstlerde belli bir za mana katar tarihle İlgilenmek gereğini duymamış, geçm işi yeniden yorumlamaya, değerlendirmeye ça lışmamıştır. Buysa, etkileri sonradan görülecek bir bil gi boşluğunayol açm ıştır. Kemal Tahir, Asya Üretim Biçim i sorunu çerçevesinde Osmanlı-Türk toplumu- nun evrimleşme sürecini araştırırken, bu varsayımın sınıfsıztoplum u değilse bile feodallte-burjuvazl ege m enliğini geçerslzleştlrmeyi öngören yorumunu be nimsemiş, Türklerln Batı’dan farklı birtoplum olduğu kanısına vararak, “ Türk romanının gerek öz, gerek bi çim bakımından başkalık göstermeye mecbur” oldu ğu düşüncesine varmıştır. Kemal Tahlr'ln çalışmala rını, öne sürdüğü düşünceleri bir ta rih çl’nin tarih bi lim inin yöntemine uygun olarak geliştirdiği
görüşü-Kemal Tahir’in Notlar’ı
gelişimi içinde gösterilmez. Her zaman tamamlanmış bir kişid ir” . Hiç kuşkusuz tarih bir yerde olup bltmlş- ne katılmayanlar da vardır elbet. tir. Ama tarih, romancının bir başka yerdevurguladı-10 cilt halinde yayınlanacağı belirtilen Notlar’ın ilk A Ö1 g ib i ancak "gün ü m ü zün ta rih öncesi haline cildinin yayınlamasıyla birlikte, değerli romancının ta-* 'g etirilirse " okuru etkiler. Yani, tarihsel de olsa ro- rihten yazın’a, birçok düşüncesinin yeniden ta rtış ıl- " 1 man kişilerinin gelişimi göz ardı edilemez. Lukacs’a ması olanağı doğmuş bulunuyor. Değişik zaman ve- kulak verilebilir: "Yarattığı tiplerin evrimini kendi Is- sorun bağlamları dolayısıyla, çoğu kez de alelacele^-. temine göre yöneten bir yazar hakiki bir gerçekçi de- alındıkları belli olan bu Notlar, kitabı yayına hazırlayan _u ği!dir, gerçekten iyi bir yazar bile değildir.” Cengiz Yazoğlu’nun çabasına rağmen, yine de not o l- ^ Batı ile hesaplaşmayı yaşamsal sorun haline ga manın dağınıklığından kurtulamıyor. Belki g e llş tlrlle -'^ tirdiği görülen Kema1 Tahlr’ln aforizma biçiminde dl- cek, belki de hiç kullanılmayacak düşünceler içe riyo r*\j le getirdiği görüşler oldukça İlginç. Şunları yazıyor: bu metinler. Birçok doğru gözlemin yanı sıra birçok “ Batı romanındaki (Ölümsüz tipler) aldatılmış Batı in-gerekçelendirllmemiş yargıyı bir arada görüyoruz. Ör
neğin Kemal Tahlr "M edenî Kanun" ve "m edenî nikâh” deyimlerinin İçerdiği yanlışlığı İnandırıcı bi çimde dile getiriyor ama “ Cumhurlyet-Temelden gel meyen gerçek dışı bir a tılım ” derken, geliştirilmeye, kanıtlanmaya muhtaç bir düşünce öne sürmekten öte ye geçmiş olmuyor. Kemal Tahlr’ln Cumhuriyet İdeo lo jisini sorgulamaya yönelirken, daha geliştirilm iş, dizgeselleştirilmiş yazı ve konuşmalarında bile bu tür den keskin ve ama o nispette de şaibeli yargılar ver mesinin, giderek sağakaydığının göstergesi sayıldı ğını yerj gelmişken anımsatmak gerekir.
Notlar, dediğim gibi değişik zamanlarda değişik amaçlar gözönünde tutularak alındığı için, okuru şa şırtan vurgulamalar içermekten kurtulam ıyor elbet. Örneğin, tarihle onca ilgilenmiş olan Kemal Tahlr şöy le yazıyor: "Tarihsel roman kötü bir türdür, bileni üzer, tarihi uydurmalarla bozar, uydurmaları da tarihle". Ro man kişisi ve românda gerçekçilik konuları üzerinde düşüncelerinden çok yararlandığı anlaşılan Lukacs’- ın tutumuna tamamen ters sonuçlar çıkardığı da olu yor Kemal Tahir’ln. Şöyle diyor örneğin: “ Başarılı ta rih romanlarının kahramanı hiçbir zaman kişiliğinin
sanını belirttiği için canlı ve ömürlüdür. Aslında sade ce İnsan sefaletini belirleyen anormal yaratıklardır” . (Vurgulamalar benim. — A.O.— ) Bir başka örnek: “ Is- larnda, resim sanatının batıdaklne benzer biçimde var olmaması, dinsel yasaklardan değil, sosyal şartlar dan, çadırda resim galerisi bulunmadığından ve tab loların bedevi yaşayışında savrulup taşınamamasın- dan İleri gelse gerekir". İnsanın , Islamlyetln geliş me dönemlerinde, bir imparatorluk biçiminde örgüt lendiği zamanlarda kurulmuş Emevî ve Abbasî saray larının nereye g ittiğin i sormaması olanaksız bu nok tada.
Notlar’da Fatma Irfan’a Mektuplar dolayısıyla yi ne bu köşede yayınladığım bir yazıda değindiğim ka dın sorununa da bir kez daha dönüyor Kemal Tahir: "Kadınlar hep kolay yaratıklar oldu benim İçin. Kolay aldattım hepsini. Kolay yattılar benimle. Bunda şaşı lacak bir şey yok. Sevmemiştlk hiçbirini de ondan. Evet, ne yazık kİ öyle” . Fethi Naci’nin, yıllar önce Ke mal Tahir’I "h iç kimseyi sevmemekle” suçlamasını anımsadım ister istemez.
Kemal Tahlr’ln Notlar’ı herhalde çok uzun süre tar tışılm ayı hakeden bir kitap olacak sanıyorum.
Taha Toros Arşivi
1 5 2 1 9 8 2 0 0 6 *