• Sonuç bulunamadı

Şehirler şehri İstanbul

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şehirler şehri İstanbul"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Şehirler Sehrt

® &>

(2)

«Birkaç kürek vuruşundan sonra denizin öyle bir noktasına varmış olduk ki buradan hem Ha­ liç, hem Boğaziçi ve Marmara, hem de bütün liman ve İstanbul şehrinin iç denizini görmek mümkün oluyordu. Ama buraya gelince Marma­ ra’yı Asya kıyısını ve Boğaziçi’ni unutarak Ha- liç’in giriş havuzunu, İstanbul’un yedi tepesi üs­ tüne asılı yedi şehrini, çevreyi tarayan bakışları­ mızla seyre daldık... Şehrin yedi tepesi denizin bir kolu olan Haliç’e doğru akıyordu... Eşsiz, hiçbir yerle kıyaslanamayacak kadar güzel İs­ tanbul. ..»

Alphonse De Lamartine’in 1833 tarihini ta­ şıyan bu satırları kuşkusuz şehirler şehri İstan­ bul’un tüm güzelliğini aksettirmeyebilir. Haliç’in çevresi için «Hiçbir ressam fırçası burasını bü­ tünü ile resmedemez», diyen Lamartine, İstanbul ile ilgili satırlarında «bu güzelliği ifadeden aciz» olduğunu sürekli vurgulamıştır.

Megaralı göçmenlerin yeni bir yurt aramak amacıyla çıktıkları uzun göç yolculuğunun son noktası Sarayburnu olmuştu. Trak kökenli Byzas’ın bu küçük yerleşim yeri daha sonra onun adından esinlenerek Byzas adını alacak ve Byzantion olarak anılacaktı. Plinos’a göre İs­ tanbul’un ilk adı Lygos’tu. İ.Ö. 660 da kurulan Byzantion Roma İmparatoru Büyük Kostanti- nus’a kadar bu isimle anıldı. İ.S. II. yy’da

Byzantion’u ele geçiren Roma İmparatoru Sep- timius Severus İstanbul’a Agusta Antonina adı­ nı verdi ancak bu benimsenmiyecek, ardından Nea Roma (Yeni Roma) adı gelecekti. Bu kim­ lik değişiklikleri ile birlikte İstanbul’a kent ya­ pısı ve ekonomik görünüş olarak değişiklikler de geliyordu.

Fransız yazar Théophile Gautier de İstanbul’a eşsiz bir sevgiyle bakan kişilerdendir. Ancak Gautier İstanbul’da beğenmediği tarafları da be­ lirtmekten kaçınmaz. Ama genellikle o da sev­ dalıdır İstanbul’a...

«Kayıklar iz bırakarak oraya buraya gidiyor­ du. Hele karşı kıyıda İstanbul’un o harika pa­ noraması uzanıyordu. Bu görünüm öylesine ga­ rip bir güzellikte ki, kişi gerçek olduğundan şüp­ he edebilir. Kişi sanabilir ki, karşısındaki bu gö­ rünüm ressamın fantezisine göre hayali bir Doğu temsili için boyanmış bir dekor tablosudur. Fa­ tih Sultan Mehmed’in şehri rüya renkleriyle uza­ nıp gider.»

İstanbul’u «rüya renkleriyle» gören «harika bir panorama» olarak tanımlayan Théophile Gau- tier’in sıradan bir yazar olmadığını belirtmek ge­ rek. Gautier gizem dolu bir dünya, engin bir bakış kazandıran ve onu rüyalar içinde gezdiren İstanbul gerçeğinden başkası değil... İstanbul’u şehirler şehri yapan da bu gerçek değil mi?

(3)

«After a few strokes of the rows we have reached such a point on the sea that all Gol­ den Horn, Bosphorus and Marmara Sea, and the whole harbour and the interior of Istan­ bul could be seen from that point. But, as one reached this point the • Marmara Sea, Asian shore, and Bosphorus were all forgotten, and so did we: We all dedicated ourselves to watching the entrance pond of the Golden Horn, the seven cities hanging on the seven hills of Istan­ bul... The seven hills of the city were all flowing towards the Golden Horn, a branch of the sea... Istanbul, so uniquely and incomparably beauti­ ful...»

These lines created by Alphonse De Lamar­ tine in 1833 may of course not reflect all the beauties of Istanbul the Queen of the Cities. Lamartine, who put forward that «No painter’s brush can ever illustrate this place completely», did continuously emphasized that he is unable to «express this beauty» in his works relevant to Istanbul.

The very end point of the migration travel of the Megarian immigrants who had left their home in order to seek a new one, was Saraybur- nu. This tiny settlement of Byzans from Tracian root would afterwards be called as Byzas under inspiration from his name, and then be known as Byzantion. According to Plinos, the very first name of Istanbul was Lygos. Established in 660 BC, Byzantion was called under this name until the Roman Emperor Constantinus the Great.

(4)

m iri 5 île i I «fi* liri

íi3E

Roman Emperor Septimus Severus who con­ quered Istanbul in 11th century AD. named her as «Agusta Antonina». This name would, however, be not adopted and immediately fol­ lowed by «Nea Roma» (New Rome). Accom­ panied by these changes in identity were the ur­ ban variations in urban structure and economical appearance in Istanbul.

The French author Theophile Gautier is too one of those who show a unique symphaty to­ wards Istanbul. Yet Gautier does not hesitate to express the dislikes he developed regarding certain facts about Istanbul, either. But generally he is also in love with Istanbul.

«The boats were moving around leaving traces behind them. Especially on the opposite side the fascinating panorama of Istanbul was lying. This view was so strange to mind that, one could even consider this to be unreal. One could suppose that this view lying before him was a decorative painting created from the phantasies of the painter illustrating an imaginary Oriantal appearance. The city of Mehmet the Conqueror is there, exhibiting all her colours as if a dream animation.

We must essentially mention that Theophile Gautier who saw Istanbul «with the colours of a dream», described her as «a fascinating pano­ rama» is no ordinary author. It is no other cause that provided Gautier with a word of mystery, a vast point of view, but the fact of Istanbul... And is it not this fact that makes Istanbul the Queen of the cities?

11

Kişisel Arşivlerde Istanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Büyük Roma imparatorluğunun bahçe sanatına katkısı, büyük sosyal yeşillikler ve villa bahçeleri olmuştur.. Bu aşamada Yunan etkileri

Hamamın giriş yolu batıdan olup, yedi metre genişliğinde, alt kısmı kanallı, üstü taş levhalarla örtülmüş, her iki tarafı sü- tunlarla süslü, deniz surlarına kadar

Lâhit, Kılâsik devir şehirlerinden Tiberiopolis şehri yerinde bulunmuştur Bu şehri, Henri Kiepert'in (Asie Mi- neure) adlı, Anadoludaki Kılâsik devir şehirlerinin

Romalılar, Keltleri mağlup ettikten sonra Tuna dirseğine, yani Kuzey Macaristan’a kadar ilerleyerek imparatorluğun doğu sınırlarını genişletmiştir.. Fetihleri

Roma hamamları günümüzde de yapılıyor olsaydı onları rahatlıkla ekolojik yapılar olarak tanımlardık; en sıcak mekânların güneşin geldiği yöne göre konum-

 Bu teorem, her sonlu asal sayı listesi için bu listede olmayan başka bir asal sayının olduğunu, bu yüzden de sonsuz sayıda asal sayı. olduğunu

Barbar kavimler, Roma’ya saldırmışlarken, barışı tesis edip Roma için önemli bir dönemi de başlatmıştır.. Çünkü Roma en büyük yayılmasını bu

 Belirli dönemlerde yapılan bu oyunlar için arenalar özel olarak düzenlenir. değişik