• Sonuç bulunamadı

Sakarya ili Karasu ilçesi boncuk oyaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sakarya ili Karasu ilçesi boncuk oyaları"

Copied!
123
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

SAKARYA ĠLĠ KARASU ĠLÇESĠ BONCUK OYALARI

Arzu SÜTCÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

EL SANATLARI ANA BĠLĠM DALI

DEKORATĠF ÜRÜNLER EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(3)

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOBĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakkı saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ….(…) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı: Arzu Soyadı: SÜTCÜ

Bölümü: Dekoratif Ürünler Eğitimi Bilim Dalı Ġmza:

Teslim tarihi:

TEZĠN

Türkçe Adı: Sakarya Ġli Karasu Ġlçesi Boncuk Oyaları

(4)

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢında tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim

Yazar adı soyadı: Arzu SÜTCÜ

(5)

Jüri onay sayfası

Arzu SÜTCÜ tarafından hazırlanan “Sakarya Ġli Karasu Ġlçesi Boncuk Oyaları” adlı tez çalıĢması aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği/oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi El Sanatları Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. H. Serpil ORTAÇ

Gazi Üniversitesi ……...………….………

BaĢkan: Prof. Dr. Mediha GÜLER

Gazi Üniversitesi ……...………….………

Üye: Yrd. Doç. Dr. Meral BÜYÜKYAZICI

Gazi Üniversitesi ……...………….………

Tez Savunma Tarih: 24.10.2014

Bu tezin Gazi Üniversitesi El Sanatları Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olması için Ģartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Servet KARABAĞ

(6)

TEġEKKÜR

Bu çalıĢmanın her aĢamasında büyük katkılar sağlayan Sayın Hocam Yrd. Doç.Dr. H. Serpil ORTAÇ‟a, süreç boyunca beni yalnız bırakmayan sevgili dostum, Nurcan YILDIRIM‟a, yazım aĢamasında yardımını esirgemeyen sevgili kardeĢim Ebrar ÇELĠK‟e maddi, manevi, desteklerinden dolayı kıymetli aileme teĢekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.

Arzu SÜTCÜ ANKARA 2014

(7)

SAKARYA ĠLĠ KARASU ĠLÇESĠ BONCUK OYALARI

(Yüksek Lisans Tezi)

Arzu SÜTCÜ

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Ekim 2014

ÖZ

Bu araĢtırmanın genel amacı, Sakarya Ġli Karasu Ġlçesinde yapılmakta olan Boncuk oyalarının yapım Özellikleri ve kullanım alanlarını belirlemektir. Bu genel amaç doğrultusunda, yapılan boncuk oyalarının çeĢitleri, boncuk oyalarında kullanılan malzemeler, uygulanan teknikler, kullanılan motiflerin özellikleri, kullanım yerleri ve boncuk oyası yapan bireyler incelenmiĢtir. Bu çalıĢmada Karasu Ġlçesinde yapılan boncuk oyaları, araç, gereç, teknik, renk, motif, kompozisyon özellikleriyle incelenmiĢtir. Evreni oluĢturan karasu ilçesinde boncuk oyalarında kullanılan araç, gereç, yapım teknikleri, renk, motif özelliğine göre 40 adet örneklem seçilerek, bunların fotoğraflarıyla birlikte bilgi formları düzenlenmiĢtir. AraĢtırmanın alt amaçlara iliĢkin verileri toplamak amacıyla 25 adet çoktan seçmeli anket hazırlanmıĢ, hazırlanan anket, örneklem olarak seçilen karasu Ġlçesinde boncuk oyası yapan 25 kiĢiye uygulanmıĢtır. Boncuk oyalarına iliĢkin hazırlanan anket yoluyla elde edilen verilerin frekans, yüzde dağılım tabloları çıkarılarak yorumlanmıĢtır. Örneklem olarak seçilen ürünlerin yapım özelliklerine iliĢkin her verinin frekans ve yüzde tabloları hazırlanarak ürünlerin değerlendirilmesi yapılmıĢtır. Karasu Ġlçesinde en fazla boncuk oyası ile uğraĢan hanımların 32 yaĢ ve üzerinde olduğu, bireylerin evli ve ev hanımı, öğrenim durumlarının çoğunlukla ilköğretim mezunu olduğu görülmüĢtür. Boncuk oyasını çoğunlukla aileden ve 15 ve yukarı yaĢlarda öğrendiği ve boncuk oyasını farklı sürede öğrenmiĢ olduğu ve boncuk oyası yapan çoğunluğun orta yaĢlı hanımlar ve 6–10 yıldan beri boncuk oyası yaptıkları, çeyiz ve gelir için yaparak ve evlerinde pazarladığı, oya olarak sattıkları tespit edilmiĢtir. Ġpliklerini kendilerinin hazırlamadığı, naylon iplik ve üç kat kullandıkları görülmektedir. Karasu boncuk oyalarının en çok tülbent kenarlarına dikildiği ve baĢörtüsü olarak kullanıldığı görülmektedir. YapılmıĢ boncuk oyası örnekleri model alınarak yapılan örneklerde kompozisyon olarak çoğunlukla Ana-Ara Motif Aralıklı Tekrar kullanıldığı, geometrik, bitkisel, nesneli bezemelerin farklı oranlarda yer aldığı görülmektedir. Boncuk oyalarının tülbentlerdeki kullanımının yanı sara farklı kullanım alanlarına yönelik tespitlerde

(8)

bulunulmuĢtur. Bu sonuçlara bağlı olarak boncuk oyacılığının geliĢtirilmesi ve farklı alanlarda kullanımına yönelik önerilerde bulunulmuĢtur.

Bilim Kodu : -

Anahtar Kelimeler : Boncuk, Oya, Motif Sayfa Adedi : 106

(9)

BEAD CROCHET KARASU DISTRICT OF SAKARYA PROVINCE

(M. Sc. Thesis)

Arzu SÜTCÜ

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

October 2014

ABSTRACT

The overall objective of this research, which is carried out in the district of Sakarya Province Karasu Bead embroidery is to determine the structural properties and application areas. In line with this overall objective, the types of beads embroidery, bead embroidery materials used in the applied techniques, the motifs used features, uses, and bead embroidery individuals who were examined. In this study, conducted in Karasu district lace beads, tools, equipment, technique, color, pattern, composition features were examined. Karasu district constitute the universe, used in beads embroidery tools, equipment, construction techniques, color, pattern according to a selected sample of 40 units, data sheets are arranged with their photo. The research has been to collect data on 25 multiple-choice questions prepared questionnaire was prepared Karasu district selected as a sample bead was applied to 25 people who vote. Beads prepared to vote on the frequency of the data obtained through a questionnaire, were interpreted by subtracting the percentage distribution tables. Examples of products made on the properties selected as frequency and percentage of each data table prepared products are evaluated. Karasu district dealing with the most beads, embroidery ladies over the age of 32, which is a housewife married individuals, educational status was found to be mostly primary school graduates. Bead embroidery mostly family and 15 and up age learn and bead embroidery different time have learned and bead embroidery makes the majority of middle-aged ladies and 6-10 years bead embroidery they do, dowry and income for the making and in the homes marketed, lace purchase as they have been identified. Strands that their preparation, it is seen that use of nylon yarns and three layers. Karasu bead embroidery is sewn to the edges of the cheesecloth and most have been used as a headscarf. Examples of beads made of lace modeled as the composition of the samples was used mostly main-December Motif Spaced Repetition, geometric, plant, objects embellishments are seen to take place at different rates. In addition to their use in cheesecloth bead embroidery sara determined for

(10)

different uses have been made. Depending on these results, the development of oyacılıg beads and suggestions have been made for use in different areas.

Science Code : -

Key Words : Beads, Crochet, Motif Page Number : 106

(11)

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa ÖZ ... v ABSTRACT ... vii ĠÇĠNDEKĠLER ... ix TABLOLAR LĠSTESĠ... xi

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xiii

BÖLÜM I. GĠRĠġ... 1 1.1. Problem ... 1 1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 2 1.3. AraĢtırmanın Önemi ... 2 1.4. Varsayımlar ... 3 1.5. Sınırlılıklar ... 3 1.6. Tanımlar ... 3

BÖLÜM II.KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR ... 5

2.1. Kavramsal Çerçeve ... 5

2.1.1. Sakarya Ġli Hakkında Genel Bilgi ... 5

2.1.2. Karasu Ġlçesi Hakkında Genel Bilgi ... 5

2.1.3. Ġlde Yapılan El Sanatları ... 6

2.1.4. Kültür ve Sanatın Tanımı ... 7

2.1.5. El Sanatlarının Tanımı ve Sınıflandırılması ... 8

2.1.6. Örücülüğün Tanımı ve Tarihsel GeliĢimi ... 10

2.1.7. Örücülüğün Sınıflandırılması ... 11

2.1.8. Oya Sanatı Hakkında Genel Bilgi ... 11

2.1.8.1. Oyanın Tanımı ve Sınıflandırılması... 12

2.1.8.2. Oyanın Tarihsel GeliĢimi ve Türk Kültüründeki Yeri .. 15

2.1.9. Boncuğun Tanımı ve Sınıflandırılması ... 17

2.1.9.1. Kullanıldıkları Malzemeye Göre Boncuklar... 18

(12)

Sayfa

2.1.9.3. Görünümlerine Göre Boncuklar ... 21

2.1.10. Boncuğun Tarihsel GeliĢimi ve Türk Kültüründeki Yeri ... 22

2.1.11. Sakarya Karasu Ġlçesinde Yapılan Boncuk Oyalarının Özellikleri ... 24

2.1.12. Boncuk Oyası Yapımında Kullanılan Araç ve Gereçler... 25

2.1.12.1. Araçlar ... 25

2.1.12.2. Gereçler ... 28

2.1.13. Boncuk Oyalarının Motif, Kompozisyon Ve Renk Özellikleri .. 29

2.1.14. Boncuk Oyasının Saklanması Temizliği ve Kullanım Alanları ... 31

2.1.15. Boncuk Oyası Analizi ( Gelin Tacı) ... 32

2.2. Ġlgili AraĢtırmalar ... 33 BÖLÜM III.YÖNTEM ... 35 3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 35 3.2. Evren ve Örneklem ... 35 3.3. Verilerin Toplanması ... 35 3.4. Verilerin Analizi ... 36

BÖLÜM IV.BULGULAR VE YORUM ... 37

4.1. Ankete Dayalı Verilere iliĢkin Bulgular ... 37

4.1.1. Sakarya Ġlinde Boncuk Oyası Yapan Bireylerin Genel Özellikleri ... 37

4.1.2. Karasu Ġlçesi Boncuk Oyalarının Günümüzdeki Yeri ... 42

4.1.3. Boncuk Oyası Yapımında Kullanılan Araç Ve Gereç Özellikleri ... 43

4.1.4. Karasu Ġlçesi Boncuk Oyalarının Teknik, Motif ve Renk Özellikleri ... 45 BÖLÜM V.SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 55 5.1. Sonuç ... 55 5.2. Öneriler ... 57 KAYNAKÇA ... 59 EKLER... 61 EK-1. BĠLGĠ FORMLARI ... 62

(13)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo Sayfa

Tablo 1. Ankete Katılan Bireylerin YaĢ Durumlarına Göre Dağılımı ... 37

Tablo 2. Bireylerin Medeni Halini Durumuna Göre Dağılımı ... 38

Tablo 3. Bireylerin Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı ... 38

Tablo 4. Bireylerin Mesleklerine Göre Dağılımı ... 39

Tablo 5. Bireylerin Boncuk Oyasını Öğrenme Kaynağına Göre Dağılımı ... 39

Tablo 6. Bireylerin Boncuk Oyasını Hangi YaĢta Öğrendiğine Göre Dağılımı ... 40

Tablo 7. Bireylerin Boncuk Oyasını Öğrenme Sürelerine Göre Dağılımı... 41

Tablo 8. Bireylerin Kaç Yıldan Beri Boncuk Oyası Yaptığını Göre Dağılımı ... 41

Tablo 9. Bireylerin Boncuk Oyasını Ne Amaçla Yaptıklarına Göre Dağılımı ... 42

Tablo 10. Bireylerin Boncuk Oyasını Nasıl Pazarladığına Göre Dağılımı ... 42

Tablo 11. Ankete Katılan Bireylerin Boncuk Oyalarını Ne ġekilde Sattıklarını Gösteren Sayısal Dağılım ... 43

Tablo 12. Bireylerin Boncuk Oyası Ürünlerde Kullandıkları Ġplik ÇeĢitlerine Göre Dağılımı ... 44

Tablo 13. Bireylerin Boncuk Oyası Yaparken Kullandığı Ġpliğin Kat Sayısına Göre Dağılımı ... 44

Tablo 14. Bireylerin Boncuk Oyası Motiflerini OluĢturmada Faydalandıkları Kaynaklara Göre Dağılımı ... 45

Tablo 15. Boncuk Oyası Yapımında Kullanılan Boncukların Türlerine Göre Dağılımı ... 46

Tablo 16. Bireylerin Boncuk Oyalarının Ġle Yapılan Ürünlere Göre Dağılımı ... 46

Tablo 17. Bireylerin Bir BaĢörtüsünün Dört Kenarını Ne Kadar Zamanda Yaptığını Gösteren Dağılımı ... 47

Tablo 18. Bireylerin Boncuk Oyalarında Kullandıkları Renkleri Tercih Sebeplerine Göre Dağılımı... 48

(14)

Tablo Sayfa Tablo 20. Bireylerin Boncuk Oyalarını SertleĢtirmede Kullandığını Yöntemlere Göre

Dağılımı ... 49 Tablo 21. Bireylerin Boncuk Oyalarını Nasıl Muhafaza Ettiğine Göre Dağılımı ... 50 Tablo 22. Bireylerin Boncuk Oyası Yapımında En Çok Kullandıkları Tığ Oyası

Tekniklerinin Dağılım ... 51 Tablo 23. Bireylerin Boncuk Oyası Yapımında KarĢılaĢtıkları Sorunlara Göre Dağılımı .. 51 Tablo 24. Bilgi Formlarından Elde Edilen Verilere Göre Boncuk Oyalarının Monte

Edildiği Zemin Renklerinin Dağılımı ... 52 Tablo 25. Bilgi Formlarından Elde Edilen Verilere Göre Boncuk Oyasında Kullanılan

Boncuk Renklerinin Dağılımı ... 53 Tablo 26. Bilgi Formlarından Elde Edilen Verilere Göre Boncuk Oyasında Kullanılan

(15)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil Sayfa

ġekil 1. Oyalar ... 12

ġekil 2. Ġğne oyası ... 13

ġekil 3. Tığ oyası ... 13

ġekil 4. Mekik oyası ... 14

ġekil 5. Firkete oyası... 14

ġekil 6. Koza oyaları ... 14

ġekil 7. Yün oyaları ... 15

ġekil 8. Boncuk oyası ... 15

ġekil 9. Karasu boncuk oyaları ... 17

ġekil 10. Cam boncuk ... 18

ġekil 11. Metal boncuk ... 19

ġekil 12. AhĢap boncuk ... 19

ġekil 13. Yuvarlak boncuklar ... 20

ġekil 14. Boru boncuklar ... 20

ġekil 15. Doğal boncuklar... 21

ġekil 16. Boncuktan hediyelik eĢyalar ... 24

ġekil 17. Ġğneler ... 25 ġekil 18. Tığlar... 26 ġekil 19. Firkete ... 26 ġekil 20. Mekik ... 26 ġekil 21. ġiĢler ... 27 ġekil 22. Makas ... 27

ġekil 23. Çengelli iğne ... 27

ġekil 24. Ġplik ... 28

ġekil 25. Boncuk ... 28

(16)

ġekil Sayfa

ġekil 27. Plastik halkalar... 29

ġekil 28. Yazma (tülbent) ... 29

ġekil 29. Ana motiflerin Kompozisyon ġekilleri ... 31

ġekil 30. Pıtırcık motifini tamamlama ... 32

ġekil 31. Boncuk oyasına baĢlama... 32

ġekil 32. Çanak yaprağı baĢlama ... 33

ġekil 33. Çanak yaprağı tamamlama ... 33

ġekil 34. Taç yaprağı baĢlama ... 33

(17)

BÖLÜM I

GĠRĠġ

1.1. Problem

Sanat, insanların duygu ve düĢünceleri, heyecanlarını ve ruhsal değerlerini baĢkalarına aktarabilmesi, biçimlendirilmesidir (Züber, 1982, s.13).

Bireyin bilgi ve becerisine dayanan genellikle doğal ham maddelerden yararlanılarak yapılan, toplumun kültürünü gelenek ve göreneklerini, folklorik özelliklerini taĢıyan, yapan kiĢinin zevk ve becerisini yansıtan gelir sağlayıcı üretime dönük sanatsal etkinliklere el sanatları denilmektedir (Öztürk, 1998, s. 17).

El sanatları bir toplumun yaĢamını gelecek nesillere aktaran en önemli kültür varlıklarıdır. Anadolu insanı sinesinde var olan zenginlikleri kendi yaratıcılığı ile birleĢerek eĢine az rastlanacak nitelikte bir kültür hazinesi yaratmıĢtır (Özder, 1999, s. 334).

Çok zengin bir el sanatları potansiyeline sahip olan Türk Milletinin kültür tarihini incelediğimizde, asırlar öncesinden bile yaratıcı gücünü kullanarak madenlerden, taĢlardan, bitkilerden ve hayvanlardan elde edilen ham maddeleri değerlendirecek çeĢitli ihtiyaç maddelerim yaptığını görüyoruz. Orta Asya'dan Anadolu'ya kadar uzanan göç yolunda karĢılaĢtıkları kültürlerden de etkilenerek günümüze kadar uzanan zengin el sanatlarımızı oluĢturmuĢlardır (AltundaĢ, 1994, s. 1).

El sanatları alanında çok zengin ve köklü bir geçmiĢe sahip Anadolu‟nun, her bölgesinde yöre halkının istek ve zevkleri ile desen, renk ve kullanılan malzemeye göre değiĢiklik ve çeĢitlilik göstermektedir.

Hammaddesi life dayalı el sanatları; ülkemizde çağlardan beri çok değerli örneklerini vermiĢ, geniĢ uygulama alanları bulmuĢ, sanat eseri değeri taĢıyan ürünlerdir. Türk kadını sözle anlatamadığı duygu, düĢünce ve isteklerini yarattığı eserlerinde kullandığı motif ve renklerle dile getirmeye çalıĢmıĢtır. Bunlardan önemli bir grubu da oyalar oluĢturmaktadır.

(18)

Oyalar gereç, teknik, renk ve motif zenginliği ile Türk kadının gözü, sesi, duygu ve düĢünceleri ifade etmiĢ önemli bir kültür ürünüdür.

Boncuk oyalarının büyük bir kısmının, henüz özgünlüklerini yitirmemiĢ olmaları maddi, manevi kültür değerlerimizi aktarma açısından ilgi çekmektedir. El sanatlarının yaĢatılması, geliĢtirilmesi için eski ve yaĢanan özgün örneklerinin belgelendirilmesi, çağdaĢ boyutlar kazandıracak kaynakların hazırlanması gerekmektedir. Yöresel el sanatlarına sanat eğitimi veren resmi ve özel kurumların, gereği kadar bu alana eğilmeyiĢi çağdaĢ boyutlara ulaĢtırılmadan, zamanla yok olacağı düĢünce ve endiĢesi problemini oluĢturmaktadır.

1.2. AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırmada amacımız el sanatlarımızın bir dalı olan bocuk oyalarının Sakarya Ġlindeki örneklerini gün ıĢığına çıkararak unutulmaktan kurtarmak örnekleri; araç, gereç, teknik, konu, biçimlendirme ve kompozisyon özellikleri ile tanıtmaya çalıĢmaktır. Her kesimden ve her yaĢtan bayanların özellikle gençlerin ilgisini bu konuya çekerek boncuk oyalarının çağdaĢ Türk Kültürüne ve bugünkü Türk kadınının yaĢamında yeniden yerini almasına katkıda bulunmak Halk Sanatları konusunda ülkemizin çok zengin kaynaklara sahip olduğunu göstermektir. Amaçlarımız doğrultusunda Ģu sorulara cevap aranacaktır.

1. Karasu ilçesinde boncuk oyası yapan bireylerin özellikleri nedir? 2. Karasu ilçesi boncuk oyalarının günümüzdeki yeri nedir?

3. Karasu ilçesi boncuk oyalarının teknikleri, motifleri, renkleri nelerdir? 4. Boncuk oyası yapımında kullanılan araç ve gereçler nelerdir?

5. Karasu ilçesi boncuk oyalarında kullanılan kompozisyon özellikleri nelerdir?

1.3. AraĢtırmanın Önemi

Örgü ĠĢleri gerek Ģehirli, gerekse köylü kadınlarının baĢta gelen iĢlerinden biridir. Günlük iĢlerden boĢ kalan zamanlarda vakitlerini Örgü sanatı Ġle değerlendirirler. Çok eski bir geçmiĢi olan bu sanat çeĢitleri arasına giren boncuk oyacılığı en ince ve güzel oyalar arasında önemli bir yere sahiptir.

Boncuk oyalarının eski değerlerini bulması ve değerini kaybetmemesi için boncuk oyalarına sahip çıkılması önemli bir sorundur. El sanatlarımızda çok Önemli bir yeri olan

(19)

boncuk oyalarının kültürümüze yansıtılmasının yanı sıra turistin ilgisini çeken ve gelir kaynağı olabilecek oyalarımızın canlandırılması için çalıĢmalar yapılması gerekmektedir. Günümüze kadar incelenmemiĢ konulardan biri olan Sakarya boncuk oyacılığının, geleneksel özelliklerini kadın halk sanatları ve süsleme sanatlarında önemli bir yeri vardır. Giderek kaybolmaya baĢlayan Sakarya ili boncuk oyalarının bölgesel özelliklerinin incelenmesi ve günümüzdeki durumun belirlenmesi oyacılık sanatı açısından önemlidir. 1.4. Varsayımlar

 AraĢtırmada yararlanılan Türkçe kaynaklardan elde edilen bilgiler geçerli ve güvenilirdir.

 AraĢtırmada yararlanılan kiĢi ve kaynaklar örneklemi temsil edecek özelliktedir.

 AraĢtırmacı bu çalıĢmayı planlama ve yürütmede yeterli bilgi ve beceriye sahiptir.

 Hazırlanan ölçme araçları geçerli ve güvenilirdir.

 AraĢtırmacının kullandığı yöntem ve teknikler araĢtırmanın amaçlarına hizmet edecek niteliktedir.

1.5. Sınırlılıklar

 Bu araĢtırma Sakarya ili Karasu ilçesinde yapılan boncuk oyaları ile sınırlıdır.

 AraĢtırma boncuk oyalarının çeĢitli boyutlarda yapım özelliklerini incelemek, veri toplamak amacıyla geliĢtirilen anket ve örneklem olarak seçilen boncuk oyaları için hazırlanan bilgi formlarından elde edilen verilerle sınırlıdır.

 AraĢtırma verilen süre ile sınırlıdır. 1.6. Tanımlar

Oya : ipek ibriĢim, renkli iplikten tığ, mekik, iğne ve firkete ile iĢlenen ince örgü. Yapıldığı malzemeye göre, iğne, tığ, firkete, mekik, oyası gibi adlar alır. Oyaların tekniklerine göre koza, mum, boncuk, dokuma gibi adları vardır (Önder, 1995, s.154). Boncuk oyası: boncuk oyası, iplik üzerine geçirilen boncukların, iğne tığ, mekik, firkete gibi basit araçlarla yapılan örgü sırasında desene uygun olarak, belli sayılarda örgünün içine alınarak oluĢturulmasıdır (Korkusuz, 1980, s. 377)

(20)

Firkete: YaklaĢık 10–12 cm. uzunluğunda, 3-4 mm. Kalınlığında U Ģeklinde kıvrılmıĢ metal çubuk.

Kese: Para, saat, mühür, tütün gibi çeĢitli eĢyaların içinde korunduğu örme ibriĢimden, boncuktan, deriden ve kumaĢtan yapılma, ağzı büzmeli, küçük torbalar (Önder, 1995, s. 108).

Motif: Tek baĢına süs olarak kullanılan ve bir süslemeyi meydana getiren unsurlardan her biri (Ayverdi, 2006, s.96).

Pul: Metal selüloit veya plastikten yapılan düz veya ölmeli küçük yuvarlaklar, iĢlemelerde kullanılan parlak ortası delik, küçük çok ince sedeften levhacıklardır (Ayverdi, 2006, s.2532).

Zincir: Tığ ile ipliğin ilmeklenerek birbiri içinden geçirilmesi sonucunda elde edilen görüntü.

Zürefa: KumaĢla ana örgeyi birleĢtiren, bölümdür. Ġğne oyasının temel ilmeği olup düğümlü ilmekten meydana gelmektedir (Onuk, 1988. s. 9).

(21)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.1. Kavramsal Çerçeve

2.1.1. Sakarya Ġli Hakkında Genel Bilgi

Sakarya iklim, verimli toprakları, ormanları akarsuları, gölleri ve önemli göç yolları üzerinde bulunması dolayısıyla, M.Ö. XII. beri önemli bir yerleĢim merkezidir.

Coğrafi konum itibariyle Doğu Marmara‟da bulunan Sakarya, kuzeyden Karadeniz‟le kıyı sınırı olan, güneyden Anadolu‟nun karasal iklim özelliğine uzanan, Düzce‟den sapanca gölünün bitimine kadar sağlı – sollu her ili yanı dağlarla çevrili geniĢ bir geçiĢ koridoruna sahip kendine özgü bir Ģehirdir. Bu kendine özgü çeĢitlilik yüzyılı aĢkın zamandır Balkanlardan, Kafkaslardan ve Anadolu‟nun değiĢik bölgelerinden göç etmiĢ uyum içerisinde yaĢayan insanlar görülür (Sakaya rehberi, 2011, s. 7).

2.1.2. Karasu Ġlçesi Hakkında Genel Bilgi

Ġlçe Batı Karadeniz bölgesinin bitimi, Marmara bölgesinin baĢlama noktasındadır. Sakarya merkeze uzaklığı 55 km.dir. Karasu, batı Karadeniz bölgesinin bittiği, Marmara bölgesinin baĢladığı yerde olduğu için iki bölgenin tesiri altındaki iklime sahiptir. 2007 yılı sayımına göre ilçenin toplam nüfusu 51.596 kiĢidir. Karasu ilçesinin tarihi Frigyalılara kadar uzanmaktadır.1326 yılında Sultan Orhan Gazi‟nin uç beylerinden Korunalp komutasındaki Osmanlı kuvvetleri Sakarya ile birlikte karasu‟yu da topraklarına katmıĢtır. Ġstiklal SavaĢı sırasında Adapazarı, Sapanca ve Geyve Yunanlılar tarafın dan iĢkal edilmiĢ olduğu halde Karasu‟ya düĢman girememiĢtir.

(22)

Fındık, turizm, mısır ve balıkçılık ilçede yapılan baĢlıca sektörlerdir. ĠĢletmelerde fındık üretimi ağırlıklı olmak üzere, tarla ziraatı ve küçük çapta bağ bahçe ziraatı yapılmaktadır (Sakarya rehberi, 2011, s. 189).

2.1.3. Ġlde Yapılan El Sanatları

Ağırlıklı olarak taraklı ilçesinde bazı geleneksel el sanatları halen yaĢatılmaktadır. Alballar, Kemaller, Esenyurt ve mahdumlar köylerinde 200 yakın usta tarafından kaĢık, bazı ev ve mutfak gereçleri (çeyiz sandığı, sehpa, telefonluk, abajur, nihale, ekmek sepeti, peçetelik vb) ve baston yapımı halen sürdürülmektedir. Bastonculuk taraklının yanı sıra Akyazı ve Kayalar Memduhiye‟de halen sürdürülmektedir. Diğer el sanatlarından çömlekçilik ve süpürgecilik (yaygın olarak merkez ilçede), sepetçilik ve hasırcılık (Sapanca‟da ve Adapazarı abalı köyünde) kısmen yaĢatılmaktadır (Sakaya rehber, 2011, s. 151).

KaĢıkçılık: Evliya Çelebinin „‟ormanlarının büyük kısmının ĢimĢir agaçları ile dolu‟‟ olduğunu söylediği Taraklıda, 1970 yılında halkın % 79‟unun kaĢıkçılıkla geçimini sağladığı, yapılan kaĢıklarında uzun yıllar Arap ve Acem ülkelerine ihraç edildiği bilinmektedir. 468 farklı türden kaĢık yapıldığı tespit edilen yörede, bugün için „‟kaĢık evi‟‟denen odalarda Alballar, Kemaller, Esenyurt ve Mahdumlar köylerinde azda olsa üretim devam etmektedir (Sakaya rehber, 2011, s. 151).

Dokumacılık: KumaĢ ve kilim olarak iki alanda incelemek gerekir. Yörede „‟Düzen‟‟adı verilen tezgahlarda keten/ pamuk karıĢımı olan kumaĢ dokumacılığı, Kaynarca ve Taraklı bölgelerinde azalarak da olsa sürdürülmektedir. Özellikle Kaynarca köylerinde; saf yün ve kök boyadan ‟‟nakıĢlı, yenidünya, sofralı adlarıyla 1980 yılına kadar kadar yoğun biçimde sürdürülen kilim dokumacılığı, günümüzde yok denecek kadar azalmıĢ durumdadır (Sakaya rehber, 2011, s. 151).

Kaynarca Bezi: Keten bitkisi ıslama ve tokmaklama iĢlemlerinden sonra ince liflere ayrılmakta, ardından da çeĢitli kalınlıkta iplere dönüĢtürülmekte, “düzen‟‟ adı verilen basit tezgahlarda kadınlar tarafından, çeĢitli yoğunlukta pamuk katılarak 60-70 cm. geniĢliğinde dadı bezi, Ģayak bezi, örtme bezi, mintanlık, iç donluk, çarĢaflık gibi ürünler üretilmekteydi. Halk arasında yöresel yakınlık nedeniyle Kandıra bezi de denilen Kaynarca bezlerinin üretimi günümüzde, modern tekstil üretiminin yaygınlaĢması ile yok denecek kadar azalmıĢ durumdadır (Sakaya rehber, 2011, s. 151).

(23)

Taraklı Bezi: Taraklı köylerinde 1990‟lara kadar büyük oranda, günümüz deyse kısmen devam eden, düzen adı verilen tezgâhlarda taraklı bezi adı verilen, çok farklı renk ve desende,60-70cm. GeniĢliğin de pamuklu veya yünlü bezler üretilmektedir. Örtü bezi, bezdon adlarıyla iki ana türde dokunan taraklı bezleri, renk ve kalınlıklarına göre baĢörtüsü, mintan, pantolon, Ģalvar veya yatak çarĢafı olarak da kullanılmaktadır. Taraklı bezi üretimi, modern tekstil teknolojisine rağmen günümüzde ciddi miktarda üretime devam etmektedir (Sakaya rehber, 2011, s. 151).

2.1.4. Kültür ve Sanatın Tanımı

Kültür, bir millete Ģahsiyetini veren, diğer milletle arasındaki farkı tespite yarayan, tarihin seyri içinde teĢekkül etmiĢ, o millete has maddi, manevi varlık ve değerlerin ahenkli bütünüdür (Bilgiç, 1997, s. 2).

Ġnsanoğlu kendi özünü, kültürü aracılığı ile açıklaya bilmektedir. Ġnsanlığın evrensel tarihini bağlayıcı gücünü, insanlığı birleĢtirici bir vasıtayı ve insan neslinin manevi kuvvetlerinin bir genel tezahürünü teĢkil etmektedir (Oğuz, 1976, s. 35)

Ġnsanlık yaĢantısını kendi yöntemine göre anlatan tarih, duygu alanındaki en hassas göstergelerini sanatta bulurken, Bu yolla insanın geçmiĢini elle tutulabilir hale getirir. Sanat ise tarihi, kendi yöntem, sitil ve plastik üstünlükleriyle görsel alana aktarır. Ġnsanın serüvenini, zamanın dönemeç noktasındaki kiĢi ve olayları ele alarak hem içeriğini zenginleĢtirir, hem de belgeler (BaĢkan, 2000, s. 9).

Toplumlar arasındaki kültürel düzeyi ne olursa olsun toplumsal yapıya ve davranıĢa en büyük etki sanattan gelmektedir. insanlar arasında gene en hızlı yayılma gücü sanatta vardır. Geleneksel bir toplumun çevre kültürlerin etkisinde, tekniğin geliĢmesi sonucu yeni unsurların girmesi gibi etkenlerle nasıl yeni kültür unsurları yarattığı eskiden beri süregelen çoğu kültür unsurlarının nasıl terk edildiği gözlemlene bilmektedir (Öztürk, 1997, s. 88).

Sanat insan düĢüncesinin en doğal en kuvvetli gereksinimi eĢya ve olaylara estetik bir düzen verme çabasıdır. KarıĢıklık düzensizlik insan düĢüncesinin ilgili sorunlarının çözümüne yönelik arayıĢlar içine sokar. Düzen ise insanın kendi varlığını anlamasının ön koĢuludur. Bu bakımdan sanat bir düzenleme bir sevgi olayıdır (Artut, 2002, s. 19).

(24)

Tolstoy, „‟insanın bir zamanlar yaĢamıĢ olduğu duyguyu kendinde canlandırdıktan sonra, aynı duyguyu baĢkalarının da hissedebilmesi için hareket, ses, çizgi, renk veya sözcüklerle belirlenen biçimlerle ifade etme ihtiyacından sanat ortaya çıkmıĢtır‟‟der (Arseven, 1970, s. 34).

Toplumların sanat duyarlılığının en kesin ve açık bir biçimde o toplumun süsleme ve süslenme sanatlarında görmek mümkündür. Süslenme açısından son derece zengin olan Türk El Sanatlarının gerek Ġslamiyet öncesi ve gerekse Ġslamiyet sonrası Türklerin hâkimiyet kurduğu pek çok coğrafi bölgedeki süsleme ve el sanatları geleneklerinden etkilenmiĢ olduğu doğaldır (Onuk, 1994, s. 120).

2.1.5. El Sanatlarının Tanımı ve Sınıflandırılması

Ġnsanların günlük kaynaklarını sağlama yanında, boĢ zamanlarda, genel, kiĢisel kullanım için yapılan araç, gereç olarak açıklanabilen el sanatları, el becerisi ve basit araçlar yardımıyla yapılmıĢ ürünleri kapsar. Bu ürünler tarihsel geçmiĢi içinde yerine göre günlük kullanım eĢyasından süs eĢyasına çeyizlik eĢyadan hediyelik eĢyaya, pek çok ürünü içine alan dayanıklı tüketim malları olarak tanımlanabilir. Bu tür ürünler, el emeğine dayalı üretildiği için biri diğerinin aynı değildir ve her ürün tektir (Öztürk, 1998, s. 7).

Türk el sanatları, halkın doğal çevresiyle geleneksel kültürünün etkisinde ve diğer kültürlerden etkilenerek benimsediği, estetik ve yaralılığı bütünleĢmiĢ ürünlerdir (Ortaç, 1997, s. 174).

El sanatları kullanıldıkları ham maddelere göre yedi ana grup altında incelenmektedir. 1- Hammadde olarak lif iĢleyen el sanatları

Hayvansal lifleri (yün, tiftik, deve yünü, tavĢan yünü, keçi lifleri, ipek vb.) iĢleyen el sanatları; hazırlama sanatları, halıcılık, kilim ve benzeri yaygılar dokuma, örgü iĢleri, mekikli dokumacılık, keçecilik, kolon dokuma, oya iĢleri, iĢlemeler.

a) Bitkisel lifleri (pamuk, keten, kenevir, jüt vb)iĢleyen el sanatları; dantel örme, mekikli dokumacılık, bükümlü malzeme yapımı, yazmacılık.

b) Kimyasal lifleri iĢleyen

2- Hammadde olarak ağaç (fındık, kestane, ceviz, çam, ıhlamur, ĢimĢir vb) iĢleyen el sanatları; el sanatları ile ilgili araç yapımı, tarım araçları yapımı, kullanım eĢyası ve aksesuar yapımı, mutfak araçları yapımı, savaĢ araçları yapımı, müzik araçları yapımı.

(25)

3- Hammadde olarak taĢ iĢleyen el sanatları

Değersiz taĢları iĢleyen el sanatları; mimari eleman (taĢ) iĢlemeciliği, tarımda kullanılan araç yapımı, süs taĢları iĢlemeciliği, kulanım eĢyası ve aksesuar yapımı, mermer

iĢçiliği.

4- Hammadde olarak toprak iĢleyen el sanatları

Kapı ve pencere donanımı yapımı, marangoz araçları yapımı, mutfak araçları yapımı, ısınma araçları yapımı, tarım araçları yapımı.

5- Hammadde olarak maden iĢleyen el sanatları

Hayvan koĢumu ve donanımı ile ilgili araç yapımı, savaĢ araçları yapımı, mimari eleman yapımı, müzik araçları ve aksesuarları yapımı, diğer kullanım araçları yapımı, mutfak araçları yapımı, muhafaza ve taĢıma araçları yapımı, çay kahve takımları yapımı, turistik ve hediyelik eĢya yapımı, mimari eleman yapımı araçları,

6- Hammadde olarak deri ve hayvansal atıkları iĢleyen el sanatları

a) Deri iĢleyen el sanatları; hayvan koĢum takımı yapımı, müzik araçları yapımı, kürk ve post yapımı, ciltçilik, tarım araçları yapımı, mobilya yapımı

b) Boynuz ve kemik kullanan el sanatları; sap yapımı, kullanım eĢyası, aksesuar yapımı, müzik ve haberleĢme araçları yapımı

c) Deniz hayvanı atıklarını iĢleyen el sanatları; sap süslemeciliği, mobilya aksesuarı süslemeciliği, takı ve biblo yapımı

7- Hammadde olarak ince dallar, saplar ve ağaç Ģeritleri iĢleye el sanatları; Sepet örücülüğü, mobilya, günlük kullanım eĢyası, yaygı yapımı (Arlı, 1990, s. 10)

Hammaddesine göre gruplandırılan ve iĢleve göre üretim az geliĢmiĢ teknoloji, geleneksel malzeme kullanımı gibi özellikler taĢıyan el sanatları ürünler günlük kullanımda, beĢikten arabaya, çanak çömlekten, kuyumculuğa, baĢlıktan çeyiz sandığındaki eĢyaya kadar geniĢ bir dağarcığa sahiptir (Öztürk, 1997, s. 88).

Türk kadını evinin ve kendi ihtiyacını karĢılamak için yaptığı el iĢlerini, sırasında erkeğine destek sağlamak, ekonomik yardımda bulunmak amacıyla da elinin emeğini ortaya koymaktan çekinmemektedir. Yaptığı iĢlerde, halk sanatlarının geleneksel karakterini, milli sanat zevkini, ruhunda taĢıdığı yaratıcılık fikrini, his ve arzularını bazen figürlü

(26)

motiflerle sembolize ederek, bazen soyut formlar içinde hallederek, halısında kiliminde, çorabında, oyasında en güzel renklerle dile getirerek anlatır (Öztürk, 1977, s. 87).

El sanatları yönünden zengin olan Anadolu, insanın ve tabiatın yarattığı güzelliklerle doludur. El sanatları ürünlerinin her birinin Ģekil desen, renk uyumu yanında kendine özgü bir anlam taĢıması ve anlatması da önemlidir. Söz gelimi oyalara, iĢlemelere, çoraplara, halı ve kilimlere, doğada gördüğünü, düĢündüğünü olduğu gibi aktaran eller, içindeki güzellikleri, yüreğindeki saf duygularını da katmasını bilmiĢtir

(Taner, 1982, s. 290).

2.1.6. Örücülüğün Tanımı ve Tarihsel GeliĢimi

Örgü, yün, ipek, pamuk yada baĢka bir madde ipliğinin özel ĢiĢ, tığ, iğne, mekik gibi araçlarla yapılmıĢ ilmeklerinin, bir araya getirilmesi iĢlemidir (Öztürk, 1984, s. 228). Örücülük sanatının ilk kez nerede nasıl ve kimler tarafından baĢlatıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, insanların örtünme ihtiyacını hissettiği, zamanla baĢladığı zevk, beğeni ve yaratıcılık yeteneklerinin artmasıyla geliĢme gösterdiği düĢünülmektedir. Türklere ait örücülükle ilgili ilk tarihi belgeler Orta Asya‟da yapılan arkeolojik kazılarda bulunuĢtur. M.Ö.7.ve 8. yüzyıllarda Orta Asya‟da yaĢayan Hunlar‟a ait ikinci Pazırık kurganındaki bulgular arasında örücülük ile ilgili örneklere rastlanmıĢtır (Onuk, 2005, s. 5).

Bulgular arasında konç kısmı koç boynuzu motifleri ile süslü yün çoraplar bulunması, örgü sanatının Asya Türkleri arasında geliĢmiĢ olduğunu göstermektedir. 1905‟te Menfiz kazılarında bulunan örneklerden özellikle balık ağlarından örücülük tekniğinin M.Ö. 2000 yılları öncesine ait olduğu tahmin edilmektedir (Özbel, 1945, s. 4). DeğiĢik tarihi belgeler ve mesleki kaynaklar da, M.Ö. 3-5 bin yıllarını baĢlangıç tarihi ve Orta Asya, Çin ve Mısır‟daki yaĢamıĢ toplumların da ilk örmeyi uygulayan insanlar olduğu belirtilmektedir. E eski örgü örnekleri, Londra‟da Victoria and Albert Müzesi‟ndeki Mısır mezarlarında bulunan baĢparmağı ayrık kırmızı yün çoraplar ve Yale Üniversitesi‟nin Suriye‟de (eski bir ġehirde) yaptığı araĢtırmalarda bulunan Araplara ait konçlu bir çoraptır. Ġslamiyet öncesi devirlerde „‟çapraz doğu ilmeği‟‟ denilen düz çorap örme tekniği ile yapılmıĢ, bu çorap üzerindeki incelemeler sonucu, çorabın ĢiĢle örüldüğü sanılırken, yapılan incelemelerde iğne ilmeği ile yapılmıĢ olabileceği görüĢü ortaya konmuĢtur (Atay, 1997, s. 33,35).

(27)

2.1.7. Örücülüğün Sınıflandırılması

Atay (1997); örücülüğü, el ile yapılan örücülük ve makine ile yapılan örücülük olarak baĢlıca iki gruba ayırmıĢtır.

El ile yapılan örücülükte, -Araçsız yapılan örücülük a) El düğümleri

b) Bitkisel örücülük -Araç ile yapılan örücülük a) Ġğne ile yapılan örücülük b) Tığ ile yapılan örücülük c) Mekik ile yapılan örücülük d) Firkete ile yapılan örücülük

e) ġiĢ ile yapılan örücülük, olarak sınıflandırmıĢtır (Atay, 1997, s. 37)

Özbel; Örgüyü kullanılan ipliğin kalınlığına göre de ince örgüler, kalın örgüler olmak üzere iki gruba ayırır;

Ġnce Örgüler; iğne, tığ, mekik veya ĢiĢ ile yapılan; oya, danteller ve keselerdir.

Kalın Örgüler; iki veya beĢ ĢiĢle yapılan; çorap, eldiven, tozluk, baĢlık atkı, bluz, süveter v.b. dir (Özbel, 1947, s. 7).

2.1.8. Oya Sanatı Hakkında Genel Bilgi

Anadolu‟nun arkeolojik zenginliklerinin yanı sıra folklor ve etnografyası da bitmeyen bir kaynaktır. Sahip olduğu el sanatlarının çeĢitliliği ve yapım tekniğindeki inceliği bakımından da önemli bir uygarlık merkezidir. Türk insanı pratik zekasıyla birlikte, zevkini, inceliğini ve iç dünyasının zenginliğini büyük bir özenle meydana getirdiği bu el sanatları ürünlerine yansıtmaktadır (Öğüt, 1973, s. 55).

Oyacılık bir örgü sanatıdır. Oyalar, içsel güzellik duygusunun, güzele ve güzelliğe yansıtıldığı süslemek ve süslenmek ihtiyacıyla yapılan ve tekniği örgü olan en güzel el sanatları örneklerindendir (Kurt, 2011, s. 36).

(28)

Anadolu‟nun hemen her yöresinde kadınların baĢ örtme geleneği içinde kenarları iğne oyalı ipek veya pamuklu örtüleri kullandıkları bilinmektedir. Bundan dolayı oya denince akla ilk baĢörtülerin kenarlarını süsleyen bordür Ģeklindeki oyalar gelir. Oyalar verdikleri mesajlar doğrultusunda Türk halk Bilimi içinde Ģarkı, türkü ve manilere de konu olmuĢtur (Önge, 1997, s. 50).

Oyalar Türk kadınının en zengin motif kaynağını oluĢturmaktadır. Bitkilerden çiçek, yaprak, meyve, sebze ve ağaçlar doğadan ustaca stilize edilerek yalın ifadeyle ya iki boyutlu biçimde oyalarda dile getirilmiĢtir. Sebze ve meyve çiçekleri ile saksı çiçekler; menekĢe, mine, papatya, karanfil gibi çiçekler Anadolu‟nun bütün yörelerinde yapılan oyalarda gözlenmektedir. Bununla beraber oyalar, bazı bölgelerin doğal bitki örtüsüne ve yetiĢtirilen çiçek çeĢitlerine göre değiĢik isimlerle ortaya çıkmaktadır. Yapraklar çiçeklerin yanında tamamlayıcı öğe olarak görüldüğü gibi bağlantılı olamayan motiflerin yanında ya da baĢlı baĢına motif olarak da iĢlenmektedir (Özbağı, 1997, s. 120).

2.1.8.1. Oyanın Tanımı ve Sınıflandırılması

Oyalar, geleneksel kültürün ve el sanatlarının en örneklerindendir. Oya çiçekle örgü sanatının birleĢmesinden doğmuĢ süslemek ve süslenmek amacıyla yapılan ve ayrıca taĢıdıkları mesajlarla bir iletiĢim aracı olarak da kullanılan ve tekniği örgü olan bir süsleme gerecidir (Kurt, 2011, s. 38).

(29)

Oyacılık ince ya da kalın bükümlü çeĢitli cinste ipliklerin; tığ, iğne, mekik, firkete, ĢiĢ gibi basit araçlarla ve el yardımı ile sırayla birbiri üzerine ilmiklenerek tutturulmasıyla meydana gelen örgülerdir. Bu örgüler yapılıĢ teknikleri bakımından; düğümlü, düğümsüz; kafesli, kafessiz veya benzetme yoluyla pirinç örgüsü badem örgüsü gibi adlar alırlar (Öğüt, 1973, s. 55).

Oyalar değiĢik kaynaklarda farklı Ģekillerde sınıflandırılmıĢlardır.

1.Ġğne oyaları; ana malzemesi çoğunlukla ipek olan ve küçük iğnelerle düğümler atılarak yapılırlar. Bu düğümlerle oluĢturulan gözler üçgen ve kare düğümlerdir.

ġekil 2. Ġğne oyası

1- Tığ oyaları; pamuk ve sentetik iplikler ve çeĢitli kalınlıklarda tığlarla zincirlenerek, birbirine eklenerek yapılan oyalardır.

ġekil 3. Tığ oyası

2- Mekik oyaları; belli uzunluktaki bir ipliğe iĢlenmek istenen motifin Ģekli verilerek, mekikteki iplikler halkalanarak yapılan ilmeklerle örülür.

(30)

ġekil 4. Mekik oyası

3- Firkete oyaları; bir firketenin iki yanına iplikler geçirilerek tığ ile ilmeklerin birbirine örülmesiyle meydana gelir.

ġekil 5. Firkete oyası

4- Koza oyaları; oya motifleri Ģekillerine göre kozalara yapılarak, iğne ve tığ ile örülmüĢ kısımlara eklenir. ĠĢçiliği iğne oyaları kadar zor ve zaman alıcıdır.

ġekil 6. Koza oyaları

5- Yün oyaları; yün ve pamuk ipliği kullanılarak iğne veya tığ ile örülürler. Yünlerden yapılmıĢ motifler, iğne veya tığ ile iĢlenmiĢ kısmına dikilerek meydana gelir.

(31)

ġekil 7. Yün oyaları

7- Mum oyaları; yün ve koza oyalarına benzeyen mum oyalarının motifleri renkli mumlarla yapılmıĢtır.

8- Boncuk oyaları; ipek, sentetik iplikler, iğne, tığ kullanılarak yapılan oyaların uçlarına boncuklar geçirilmek suretiyle meydana gelmektedir.

ġekil 8. Boncuk oyası

9- Dokuma oyaları; bir nevi ince Ģerit Ģeklindedir. Atkı ve çözgüsü olduğu için bu ismi taĢımaktadır. Diğer oyaların biçiminden ayrı bir Ģekildedir, isminden baĢka oya ile alakası yoktur (Özbel, 1945, s. 6).

2.1.8.2. Oyanın Tarihsel Gelişimi ve Türk Kültüründeki Yeri

Ġnsanın kendini baĢkalarına beğendirme tutkusu da süslenme ihtiyacını doğurmuĢtur. Süsleme ve süslenme ihtiyacını karĢılaya oyanın beğenme ve beğenilme güdüsüyle geliĢtiğini söylemek yanlıĢ olmaz, kaldı ki oyayı oya yapan da kullanan da çoğunlukla kadındır (Kahveci, 1998, s. 100).

XVII. yüzyıl Ehri Hiref defterlerinde çevresi metal bükümlü ipliklerle süslenmiĢ bazı örtülerden söz edilmesine rağmen, Türk dantel ve oyalarına ulaĢabilmiĢ en eski örnekler

(32)

ancak XVIII. Yüzyıldan kalmadır. Bu dönemden önceki tarihler için sadece eldeki çeĢitli yazılı kaynaklardan ve yer yer minyatürlerden bilgi edinilmektedir. Sultan III. Ahmed döneminde Ġstanbul‟a elçi olarak atanan kocasıyla beraber Türkiye‟ye gelen (1716) Ġngiliz Kadın Yazar Lady Montagu (1689-1762) dolaĢtığı kentlerde incelediği mimarlık eserlerini, dönemin Osmanlı Toplumunun gelenek ve göreneklerini, özelliklede kadınların yaĢamını anlattığı mektuplarında, Türk bezeme sanatlarına da sık sık değinmiĢtir. Lady Montagu mektuplarında kıĢlık odaların sırma oyalı kadifelerle döĢendiğini ve Osmanlı Kadınlarının kıvırcık siyah saçlarını her zaman çiçekten yapılmıĢ çelenklerle süslediklerini anlatmaktadır. Bu oyalı baĢörtülerden çok etkilenmiĢ olduğu anlaĢılan yazar, Osmanlı ince örgülerinin bütün dünyada tanınmasında büyük ölçüde etkili olmuĢtur (BarıĢta, 1994, s. 306).

Günümüze kadar gelebilen bazı örneklerin inceleme sonuçlarına göre oyalara en çok 17.18. ve 19. yüzyılda önem verildiği; teknik, renk, kompozisyon bakımlarından özgün kalitelerinin de üstün olduğu anlaĢılmaktadır (Onuk, 1995, s. 55).

El sanatları arasında hatırı sayılır bir yeri olan oyaların milli ekonomide kendine göre bir değeri olmakla beraber, halk zevkinin ve duygusunun örnekleri olarak taĢıdıkları değer bunun çok üstündedir. Bunlar yalnız Ģekil, renk ve desen inceliği veya bu güzelliklerin çok ustalıklı olarak kaynaĢtırılması, ahenkleĢtirilmesi bakımından değil her birinin kendine göre bir anlam taĢıması ve ifade etmesi yönünden de önemlidir (Öğüt, 1975, s. 55).

Oyalar da zarif görünüĢü, ince yapım tekniğiyle bu örgü sanatı içinde önemli bir yer edinmiĢtir. Türk kültürünün, çeyiz geleneğinin önemli bir bölümünü teĢkil eden oyalarımız, kadınlarımızın da kendilerini ifade etmede duygularını dile getirmede aracı olmuĢlardır. Duygu ve düĢüncelerin açıkça söylenmediği bir ortamda, yazmasının kenarını süslediği ve süslendiği oyalarla çevresine mesajlar göndermiĢ, onu kendine sözsüz bir iletiĢim aracı yapmıĢtır. Oyalar Türk kültüründe erkek ve kadın kıyafetlerine de yapılarak giysilerde de bir süsleme gereci olmuĢlardır.

Her bölgedeki oyaların giyimle iliĢkili geleneklere bağlı özellikleri vardır. Geometrik motifler iç çamaĢırlarına uygulanmakta ve sağlam ipliklerle iĢlenerek, yıkanmadan dolayı bozulması önlenmektedir. IĢıklar penceresi, berber aynası, kol kola kızlar gibi motifler, yerine göre bir banda veya ensiz bir dantel gibi iĢlenen bu oyalardaki zenginlik bilhassa karı koca arasındaki iliĢkilerin gizli simgeleri haline gelmiĢlerdir (Özbel, 1945, s. 3).

(33)

Aile ve akraba arasında, komĢu münasebetlerinde, Ģölenlerde kullanılarak, sevgi, sitem gibi çeĢitli iliĢkilerin duygusal yönlerini olduğu kadar, sosyal iliĢkilerinde iyi, ya da kötü yönlerini anlatmaktadır (Özbel, 1979, s. 22).

Özellikle kadınların ürettikleri el sanatları ürünleri Anadolu‟daki evliliğe hazırlık ve çeyiz geleneğinin sürdürülmesi nedeniyle devam etmiĢtir. Ancak soyut özelliği taĢıyan renkler ve motifler gittikçe azalmaktadır. Günümüzde el sanatlarını sürdüren usta ve bireyler daha az renk ve daha kolay örüleni, iĢlenen dokunan, motifleri tercih etmektedir. Bu bağlamda soyut ve somut özelliği olan kültürel mirası oluĢturan el sanatlarının korunmasının zorunluluğu ortaya çıkmaktadır (Onuk Akpınarlı, 2007, s. 55).

Anadolu kadını bir taraftan yaĢam mücadelesi verip bağında bahçesinde çalıĢırken, bir taraftan da iĢleme ve örgü yapmayı ihmal etmemiĢ, hem kendi ihtiyacını karĢılamıĢ, hem de kızına oğluna çeyiz hazırlamıĢtır. Teknolojik geliĢmeyle birlikte bu gün büyük bir özveriyle yapılarak çeyizlerimizde yer alan oyalarımızın, bazı ailelere ekonomik katkı sağladığı bir gerçektir. Bu gün müzelerimizde yer alan birçok oyalar sanatsal değerler taĢırken, izleyeni hayran bırakacak güzellikte ve inceliktedir. Zamana karĢı adeta mücadele verircesine geçmiĢin izlerini taĢıyarak, o günleri yaĢatmaktadır (Meriç, 1992, s. 34).

ġekil 9. Karasu boncuk oyaları

2.1.9. Boncuğun Tanımı ve Sınıflandırılması

Ġnsanın kültürel yaĢamının önemli aĢamalarından biri de kendini diğer insanlardan ayrı kılacak kültürel donanımlara sahip olmasıdır. Bu donanımlardan biride süs eĢyalarıdır. Boncuk ve boncuktan yapılmıĢ kolyeler süs eĢyalarının ilk örnekleridir. BaĢlangıçta büyü tıslın gibi dinsel inançlar çerçevesinde üretilen boncuk, daha sonra bu niteliklerini de koruyarak bir süs ve prestij eĢyasına dönüĢmüĢtür (Kurt, 2011, s. 55).

(34)

Boncuk; renkli cam, taĢ sedef gibi maddelerden yapılarak ipe dizilen süs öğesi olarak tanınan, Ġlk çağlardan beri kadınlar süs takısı olarak boyunlarına, kollarına takmıĢlardır. Boncuk nazarlık, para kesesi, süs alınlığı örüldüğü gibi, koĢum takımlar da boncuklarla süslenmiĢtir (Önder, 1995, s. 28).

Teknolojik geliĢmelerin getirdiği avantajlarla her türlü malzemeden cam, metal, ahĢap, plastik her renk, boy ve Ģekilde boncuk üretimi yapılmaktadır. Ġlk bakıĢta boncuk dükkanındaki tüm boncuklar birbirinin aynısıymıĢ gibi görünse de daha dikkatli bakıldığında çeĢitli Ģekil ve farklı boyutlara sahip oldukları fark edilmektedir. Boncuk oyaları yapımında kullanılan boncukları, yapıldıkları malzemeye, görünüm ve Ģekillerine göre gruplandırabiliriz (Kurt, 2011, s. 55).

2.1.9.1. Kullanıldıkları Malzemeye Göre Boncuklar

1. Cam boncuklar; bazı değerli taĢlara benzetmek için beyaz, siyah yada renkli cam kullanılarak çeĢitli boy ve biçimde parlak, Ģeffaf, mat renklerde üretilmiĢ süs taneleridir. Farklı gramaj paketlerde, ya da 15-20 cm arasında diziler halinde yan yana getirilerek oluĢturulmuĢ gruplar (top) halinde satılmaktadır. Kullanılacak cam boncukların tipi ve boyutu muntazam boncuk oyaları yapımında önemlidir.

ġekil 10. Cam boncuk

2-Metal boncuklar; metal görünümüne sahip yüzeyi galvanizli kaplı ise elektrolizle veya boya ile kaplanarak son görünümü verilen farklı Ģekil ve boylardaki metal görünümlü boncuklardır.

(35)

ġekil 11. Metal boncuk

3-Sentetik boncuklar; plastik malzemeden yapılmıĢ, farklı Ģekillerde ve boylarda üretilen renkli hafif malzemelerdir. Boncuk oyalarında çok fazla tercih edilmemesine rağmen, farklı Ģekillerde plastik boncuklarla örülmüĢ örnekleri bulunmaktadır.

4-AhĢap boncuklar; ağaç ve ağaç kabukları gibi doğal malzemeden elde edilen doğal renklerde, renklendirilmiĢ veya parlatılmıĢ çeĢitli Ģekillerde ve boylardaki boncuklardır. Boncuk oyası yapımında kullanılmamaktadır.

ġekil 12. AhĢap boncuk

5-Doğal malzemeden yapılan boncuklar; doğada bulunan bitkiler, tohumları, çekirdekleri, küçük deniz kabukları ve deniz canlılarından elde edilen doğal boncuklardır. Bazı bölgelere arpa sapı, karanfil, çitlembik ağacı parçaları boncuk oyalarının yapımında kullanılmaktadır.

Boncukların çok çeĢitli Ģekillerde ve renklerde olanları mevcuttur. Boncuk oyası yapımında kullanılan boncuklar da Ģekillerine ve görünümlerine sınıflandırılabilir.

(36)

2.1.9.2. Şekillerine Göre Boncuklar

1- Yuvarlak boncuklar; cam tahta, porselen, mercan, altın, gümüĢ ve kehribardan imal edilir. Ġlk defa Caterina de Medici‟nin sarayında bulunan bir Fransız tarafından yapılmıĢtır . Çok farklı boyutlarda yuvarlak boncuklardır. Büyükçe olanları kısa boncuk olarak, daha küçük olanları ufak boncuk olarak bilinir. En çok kullanılan boncuklardır.

ġekil 13. Yuvarlak boncuklar

2- Kesme boncuklar; altı yüzlü cam borudan yapılan silindir Ģeklindeki boncuklardır. Kısa ve kalın boru boncuğa benzerler ve desen oluĢturmak için oldukça kullanıĢlıdırlar.

3- Boru boncuklar; boru damla ve küreye benzerler, bazılarının yüzeyi 6-8 köĢelidir. Bu yüzden ıĢığı yansıtırlar. YumuĢak camdan yapılan boncuklar 2-30mm arasında çeĢitli uzunlukta kesilirler. En çok kullanılanları, 4mm, 6mm, 9mm uzunluğunda olanlarıdır.

ġekil 14. Boru boncuklar

4- Doğal boncuklar; arpa sapı, karanfil, çitlembik ağacı parçaları, bitki tohumları, küçük deniz canlıları, balmumu gibi doğa ürünlerdir. Doğada bulunduğu Ģekilleri ile boncuk yerine kullanılan malzemelerdir.

(37)

ġekil 15. Doğal boncuklar

2.1.9.3. Görünümlerine Göre Boncuklar

1- Kum boncuklar; ismiyle de bilinen çeĢitli boylardaki silindir boncuklardır. Bu boncuklar yan yana dizildiklerinde eĢit bir görüntü oluĢturmalarından dolayı, iğneyle yapılan boncuk örücülüğü, tığ ve iğne örücülüğü çalıĢmaları için idealdir. GeniĢ delikleri sayesinde iğne ve iplikler içlerinden birçok kez geçirilebilir. Kadınların oya örücülüğünde en çok kullandığı boncuklar arasında yer almaktadır.

2- Ġnci boncuklar; plastik, sedef gibi maddelerden yapılır, yuvarlak sert, pürüzsüz ve cilalıdır, çeĢitli renklere boyanabilir.

3- Mat boncuklar; cila makinesinde yıkanıp temizlenmiĢ veya donuk düz bir yüzey elde etmek için aside batırılmıĢ opak boncuklardır.

4- Sedef boncuklar; boncuğa ince bir parlaklık veren renkli veya Ģeffaf bir kaplamaya sahip, sedef cilalı boncuklardır.

5- Parlak (kristal) boncuklar; aynı cam gibi çok parlak boncuklardır.

6- Kesme boncuklar; altı yüzlü cam borudan yapılan silindir Ģeklindeki boncuklardır. Kısa ve kalın bor boncuğa benzerler ve desen oluĢturmak için oldukça kullanıĢlıdır.

7-ġeffaf boncuklar; ıĢık geçirgenliğine izin veren Ģeffaf veya renkli camlardır. Koyu renk ipliğin kullanılması, boncuğun renginin değiĢmesine neden olabilir.

8- Ġris veya gökkuĢağı boncuklar (yanar döner, janjanlı boncuk);yağlı bir görünüm vermesi amacıyla metal tuzlarıyla iĢleme tabi tutulurlar. Genellikle koyu renkli veya siyah renkteki opak boncuklardan yapılırlar.

9- Çilli boncuklar; yuvarlak, sert ve pürüzsüz camdan yapılan boncukların zemin rengi yüzeyinde farklı renkte çizgiler yer almaktadır.

(38)

10- Metal boncuklar; metal görünümlü olan tüm boncuklara verilen genel isimdir. Son görünüm boya ile verilebilir. Ancak boncuklar galvanizle kaplı ise boncuk yüzeyi elektrolize kaplanarak son görünüm verilir (Kurt, 2011, s. 60).

2.1.10. Boncuğun Tarihsel GeliĢimi ve Türk Kültüründeki Yeri

Boncuk ilk olarak, Homa sapiens‟in kültürel açıdan modern davranıĢlar sergilediği, sanatsal ve teknolojik yaratıcılığının geliĢtiği ve belirli iĢaretlerle iletiĢim kurma yeteneği paleolitik dönemin sonuna doğru yaklaĢık 45 bin yıl önce ortaya çıkmıĢtır. Boncuk olarak ilk kullanılan nesnelerin asmak ya da ipe dizmek için doğal delikli veya profilli tohum ya da kabuklar gibi doğada bulunan organik malzemeler olduğu görülmektedir. Eski taĢ devri aletleri genellikle yumuĢak taĢların iĢlenmesiyle sınırlı olduğundan çoğunlukla ilk taĢ boncuklar, talk, kireç taĢı ve yılan taĢı gibi daha yumuĢak taĢlardan yapılmıĢtır. Doğal bakırdan yapılmıĢ boncuklar metal iĢçiliğinin baĢlangıcını gösterirken, akik kaya kristali, turkuaz ve diğer uzak kaynaklı süs taĢları da nadir boncuklar olarak görülmektedir. Oldukça kolay ve çok miktarda taĢına bilir olmaları, toplumlar arası değiĢ tokuĢ malzemesi olarak bir tür para gibi kullanılmıĢ olabileceklerinden dolayı üretim yeri konusundaki belirsizlik devam etmektedir. Kaynağı Afganistan ve Mısır civarında olan lapis lazuli taĢ cinslerinin bütün yakın doğu‟da kabul görmüĢ olması boncukların ticari mal olarak nasıl bir iĢleve sahip olduğu konusunda fikir vermektedir (Atik, 2007, s. 12).

Anadolu ve çevresine getirilen boncukların sınırlarını doğuda Hindistan ve Afganistan‟dan batıda kuzey Avrupa ülkelerine kadar geniĢletmektedir. Roma ve Bizans dönemine ait buluntular değerli taĢ kullanımı ve geliĢmiĢ olan ince kuyumculuk sanatı hakkında bilgi vermektedir. Ġmparator ve imparatoriçelerin törensel kıyafetleri olan “laros” denilen giysilerinde, kumaĢın tüm yüzeyi değerli taĢlar ve incilerle süslenmiĢtir (Kurt, 2011, s. 63). Selçuklu döneminden bugüne ulaĢan metal çini seramik örnekleri zenginliğine karĢın dönemin takı ve boncukları ile ilgili yeterince bilgi bulunmamaktadır. Selçuklu takılarında altı gümüĢ, bronz ve pirinç gibi metallerle, turkuaz mercan gibi yarı değerli süs taĢları ve cam kullanılmıĢtır. Bütün büyük devletlerde olduğu gibi Osmanlıda da saray, sanat dallarının geliĢmesinde ve biçimlenmesinde önemli rol oynamıĢtır. Osmanlı mücevherlerinde çok renklilik hakimdir. Zümrüt, yakut, safir firuze, elmas inci, mercan, yeĢim, sedef ve akik en sevilen taĢlardır (Kurt, 2011, s. 64).

(39)

Türk kültüründe kendine özgü bir yeri olan oyalar arasında boncuk kullanılarak yapılan oyalar da Anadolu‟da yapılan diğer oyalar kadar sevilerek yapılmakta ve kullanılmaktadır. Anadolu‟nun bütün yörelerinde rastlanan, özellikle güney ve batı Anadolu bölgelerinde çok uygulanan boncuk oyasının, bir çok modeli ve sayısız isimleri bulunmaktadır (Onuk, 2005, s. 53).

Anadolu kadını her yaĢ döneminde giyim ve kuĢamında süsleyici bir unsur olarak boncuğu kullanmıĢtır. Boncuk tülbent ve yazma kenarlarını süsleyen baĢ örtülerinde, elbisenin üzerinde, döĢlüklerinde, önlüklerinde, takke ve baĢlıklarında, bel bağlarında, para keseleri ve kemerlerinde, ayakkabı ve çantalarında, takılarında, saçak vb. kullanılmıĢ ve kullanılmaktadır (Kurt, 2011, s. 66).

Bazı yörelerimizde geleneksel olarak giyilen bayramlık kadın giysilerinde kullanılan üçgen Ģeklindeki geometrik Ģekiller ve bunların sarkıntılı boncukları, mavi boncuklarla süslenmiĢ örgülü saçlardan eteklere kadar inen saç bağları, arkaya üçgen Ģeklinde bağlanmıĢ, kalçalara kadar sarılmıĢ boncuklu örgü kuĢaklar, kıyafeti tamamlayan unsurlardır (Kurt, 2011, s. 67)

Türk kültüründe boncuk iĢlerinin yoğun olarak uygulandığı bir alanda hapishane iĢlerinden oluĢmaktadır.

Birinci dünya savaĢı sırasında Mısır,Yunanistan, Mezepotamya, ve Ġngiliz adalarına esir düĢen Türk askerlerinin bu kamplarda örücülük iĢlerinin yanında boncuk iĢleride yapmıĢlardır.

Boncuklardan yapılan yılan, cüzdan vb. iĢler hapishane gardiyanlarına veya yerel dükkanlara satılmıĢtır. 20 y.y da boncuk iĢlemeleri Türk hapishanelerinde öğretilmeye baĢlanmıĢtır. Günümüzde de bu boncuk iĢleri güncel olarak devam etmekte, anahtarlık, cüzdan, kalemlik, tespih, kolye, kemer vb. farklı kullanım alanlarına yönelik hediyelik el sanatları ürünleri yapılmaktadır (Kurt, 2011, s. 69)

(40)

ġekil 16. Boncuktan hediyelik eĢyalar

Anadolu kadını her yaĢ döneminde giyim ve kuĢamında süsleyici bir unsur olarak boncuğu kullanmıĢtır. Boncuk yazma ve tülbent kenarlarını süsleyen baĢörtülerinde, elbisenin üzerinde, önlüklerinde, takke ve baĢlıklarında, bel bağlarında, para keselerinde, ayakkabı ve çantalarında, takılarında, saçak vb. kullanılmıĢ ve kullanılmaktadır.

Günümüzde boncuğun çok revaçta olduğu, yeni kullanım alanları yarattığı bir gerçektir. Oysa Anadolu kadını boncuğun güzelliğinin yüzyıllar önce farkına varmıĢ, birbirinden güzel yüzlerce boncuk oyası yaparak onları baĢ üstünde taĢımıĢtır. Tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Anadolu‟da boncuk oyası yapımı çok eskiye dayanmaktadır. Ana malzemesi boncuk ve iptir. Adını yapımında kullanılan boncuklardan almıĢtır (ġenol, 2009, s. 8).

2.1.11. Sakarya Karasu Ġlçesinde Yapılan Boncuk Oyalarının Özellikleri

Bölgede çeyiz geleneğine bağlı olarak yapılan boncuk oyaları yazma ve tülbent kenarlarını süslemektedir. Çeyiz için hazırlanan tığ, iğne, mekik firkete ve boncuk oyaları özel olarak yapılan çeyiz sandıklarında muhafaza edilmektedir. NiĢan ve düğün cemiyeti sırasında damat ve gelin tarafının karĢılıklı hediyeleĢme adetine göre hazırlanan bohçalarda boncuk oyalı yazma ve tülbentlerin önemli bir yeri vardır.

Bölgede düğün cemiyetlerinden bir hafta sonra yapılan her iki tarafın ailelerinin, akraba ve dostların davet edildiği yedi geleneğinde gelin davetlilere tığ, mekik, boncuk,iğne oyalı yazma ve tülbentlerinden hediye eder.

Tülbent ve yazma kenarlarını süsleyen boncuk oyalarının kompozisyonları incelendiğinde, tek sıra ve tek renk boncukla ve pul-boncuk karıĢımı oyalar dikkat çekmektedir. Aynı renk tonlarında oyalar olduğu gibi farklı renklerde de oyalar yapılmaktadır.

(41)

Genel olarak oyaların iplik renkleri tülbent‟in zemin rengine bağlı kalınarak yapıldığı görülmektedir. Bu renkler oyanın modeline göre tülbentteki renklere göre bir, iki veya üç renkte olabilmektedir. Oyalarda kullanılan boncukların renkleri seçilirken tülbentin renk özelliklerine uyumlu boncuk seçimine dikkat edildiği görülmektedir. Bazı boncuk oyası örneklerinde tığ ve iğne, tığ ve mekik, iğne ve mekik oyası tekniklerinin birlikte kullanıldığı görülmektedir.

Boncuk oyaları ütülemedeki sıkıntılar, boncuk oyalarının ağırlığı ve kadınların saçlarına takıldığı için, kullanımı daha rahat ve hafif olan tığ ve iğne oyaları daha çok tercih edilmektedir.

2.1.12. Boncuk Oyası Yapımında Kullanılan Araç ve Gereçler

2.1.12.1. Araçlar

Ġğne: iki Ģeyi bir birine tutturmak için kullanılan, bir tarafında iplik geçirilecek bir deliği bulunan ucu sivri ince çelik alete iğne denir. Ġğneler kullanıldıkları alana göre dikiĢ iğnesi, yorgan iğnesi, ameliyat iğnesi diye isimler almıĢlardır (Kurt, 2011, s. 78).

ġekil 17. Ġğneler

Tığ: Dantel veya yün örmekte kullanılan, bir ucu çengel Ģeklinde, diğer ucu düz, kısa ĢiĢe verilen addır (Ayverdi, 2006, s. 3159).

(42)

ġekil 18. Tığlar

Firkete: Firkete oyası yapmak için kullanılan U biçimindeki yuvarlak uzun metale firkete denir (Kurt, 2011, s. 80).

ġekil 19. Firkete

Mekik: Kemik, fildiĢi, ahĢap, plastik, gümüĢ gibi malzemelerden yapılmıĢ,1-2cm eninde, 6-7cm uzunluğunda ortasından ip sarılacak düzenekle perçinlenmiĢ mekik oyası yapmak için kullanılan araca verilen addır (Kurt, 2011, s. 79).

ġekil 20. Mekik

ġiĢ: Her türlü kalınlıktaki ipliklerle örgü örmeye yarayan, maden, bakalit, veya kemikten yapılmıĢ uzun çubuklara denir (Ayverdi, 2006, s. 2960).

(43)

ġekil 21. ġiĢler

Makas: ortadan bir pimle çapraz Ģekilde birleĢtirilmiĢ, iç tarafları kesin iki bıçaktan meydana gelen ve saplarındaki yuvalara yerleĢtirilen el parmaklarının kumandasıyla açılıp kapanarak aralarına konulan, kağıt, kumaĢ saç levha vb. Ģeyleri kesmeye yarayan alete denir (Kurt, 2011, s. 79).

ġekil 22. Makas

Çengelli iğne(kancalı iğne):Bir ucu diğer ucundaki yuvaya geçirilmek suretiyle kapatılan ve kumaĢ, kağıt vb. gereçleri bir birine tutturmaya yarayan iğnedir (Ayverdi, 2006, s. 556).

ġekil 23. Çengelli iğne

(44)

2.1.12.2. Gereçler

Ġplikler:Pamuk, keten, yün, ipek, Naylon gibi maddelerden bükülerek yapılan ve dikiĢ dikmekte kullanılan ince uzun liflere verilen addır (Ayverdi, 2006, s. 556).

ġekil 24. Ġplik

Boncuk:Cam, ahĢap, plastik, metal,vb. maddelerden yapılan ortası delik renkli,küçük tanelere verilen addı (Ayverdi, 2006, s. 388).

ġekil 25. Boncuk

Pul: Metal selüloit veya plastikten yapılan düz veya bombeli küçük yuvarlaklar, iĢlemelerde kullanılan parlak ortası delik, küçük çok ince sedeften levhacıklara denir (Ayverdi, 2006, s. 2532).

(45)

Plastik halkalar: Küçük plastikten yapılmıĢ oya halkası olarak satılmaktadır. Ayrıca oya yapan bayanlar Ģeffaf plastik boruları ince, ince keserek de kullanırlar (Kurt, 2011, s. 83).

ġekil 27. Plastik halkalar

Tülbent ve yazmalar: Çok ince beyaz pamuklu dokuma kumaĢlara tülbent adı verilmektedir. Tülbentten baĢörtüsü, yemeni, yazma ve sarık (destar) yapılır (Önder, 1995, s. 198).

Süsleri fırça veya agğaç üzerine kazılmıĢkalıplar vasıtasıyla ince kumaĢlara basılan iĢlere yazma adı verilir (Kurt, 2011, s. 84).

ġekil 28. Yazma (tülbent)

2.1.13. Boncuk Oyalarının Motif, Kompozisyon Ve Renk Özellikleri

Motif genel olarak güzel sanatların her kolunda kompozisyonun esasını teĢkil eder. Bir araya gelerek bir eseri yada süsleme iĢini meydana getiren baĢlı baĢına bir birlik ve temel öğedir (Taner, 1982, s. 290).

El sanatlarındaki en vurgulu anlatım aracı olan motifler sürekli olarak değiĢir. Bu değiĢim yayılma, ödünç alma, taklit etme ya da yöredeki motiflere benzeme etkileri ile değiĢimlerini sürdürürler. El sanatlarında iĢlenen her motifin bir anlamı ve bir dili vardır.

(46)

El sanatlarında kullanılan motiflerin sıcak, sevgiyi anlatan insanın birer bildikleri oldukları tartıĢma götürmez. Bu bildirilerde yüklü insan sevgisi yarattığı gibi savaĢ, göçler doğal yıkımlar ve insanoğlunun binlerce yıllık nefreti yatar. Ġnsanlığın ürettiği sanat eserinde en saf en katıĢıksız biçimlerini alan henüz okunamayan veya yeni okunmaya baĢlayan motifler binlerce yıllık bilimsel gizle dolu olan insanlığın birer hiyerografileridir (Taner, 1982, s. 290). Ġnsanoğlu her dönemde el sanatlarına yeni bir anlayıĢ getirmiĢtir, Bugün Anadolu‟da bu kültürel değerleri okuyup yorumlaya bilenler, onları yapanlar, dilinden anlayan ve üretenlerdir.

Oyaları teknik ve renklerin yanında zenginleĢtiren en önemli unsur motif ve anlamdır. En basit görünen bir oyanın ardında binlerce yıllık kültürün oluĢumunun yeni bir sentezi görülmektedir (Ortaç, 2007, s. 284).

Onuk; oyalarda kullanılan motifleri;

Bitkisel bezemeler; yaprak, çiçek, ağaç, meyve vb.

Geometrik bezemeler; kare, üçgen, düz çizgi, dikdörtgen vb. Nesneli bezemeler; nazarlık, ibrik, çanta, küpe vb.

Figürlü bezemeler; kuĢ, kelebek, sincap, göz, el, tırnak vb. Sembolik bezemeler, çeĢitli iĢaretler ve semboller

Doğadan esinlenerek yapılan bezemeler, dağ, tepe, güneĢ, kaya vb. diye sınıflandırılmıĢtır (Onuk, 2005, s. 14).

Boncuk oyalarında gözlenen kompozisyonlar sanat eğitimi görmemiĢ, renk bilgisi almamıĢ, kadınların yaratıcı gücünü ve becerisini, güzeli görme çevresinden etkilenme, duygularını yansıtma, özelliklerini vurgulamaktadır. Ayrıca kiĢinin zevkine, düĢüncesine duygularına bağlı olarak yapılmaktadır (Akpınarlı ve Ortaç, 2006, s. 237).

Oyayı kullanan bireyin yöresini yansıtmada; Bireyin medeni durumunu yansıtmakta, Bireyler arası iletiĢim aracı olmakta, Duygu ve düĢünceleri yansıtmakta, yöredeki önemli olayları vurgulamaktadır. Oyalardaki motifler sadece yazma kenarlarında, tepeliklerde, feslerde, çeĢitli örtülerde kullanılmamıĢtır. Bu motifler Ģiirde, manide, romanda, tiyatro eserlerinde, sosyoloji vb. alanlarda kullanılmaktadır (Akpınarlı ve Ortaç, s. 236).

Oyacılıkta bir güzelliği olan ve ardılsal tekrarlanan biçimler motifleri oluĢturmaktadır. Bir yaprak, geometrik bir Ģekil ya da bir çiçek baĢlı baĢına bir motif sayılır. Bunların bir araya getirilmesiyle meydana gelen ve bir yeri süsleyecek Ģekilde düzenlenmesine de kompozisyon denir (Kurt, 2011, s. 131).

(47)

Akpınarlı ve Ortaç; oyalarda gözlenen kompozisyon Ģekillerini Ana motif sürekli tekrar kompozisyonu

Ana ara motif bağlı tekrar kompozisyonu Ana motif aralıklı tekrar kompozisyonu

Ana – ara motif aralıklı tekrarı kompozisyonu olarak sınıflandırılmıĢlardır.

Ana motifin sürekli tekrar kompozisyonu Ana motif aralıklı tekrarı kompozisyonu

Ana-ara motif aralıklı tekrarı kompozisyonu Ana Ara motif bağlı tekrarı kompozisyonu ġekil 29. Ana motiflerin Kompozisyon ġekilleri

Oyalarda renk kullanımı renklerin bağlı olduğu kurallara ve kiĢinin duygularına bağlıdır. Renk her zaman insanları etkilemiĢ estetik bir beğeni ve rahatlık uyumları, vermiĢtir. Özellikle oyalarda çok etkili bir öğedir. Çünkü oyalarda renk sadece Ģekillendirmek için değil, estetik kazandırmak ve mesaj iletmek amacı ile de kullanılır. Örneğin, sarı; bezginliği, kırmızı canlılığı, aĢkı, sevgiyi, mavi; rahatlığı, mutluluğu, kötülükten korunmayı, yeĢil; istek, ümit, vb. gibi duyguları canlandırır.

Yazma, çember ve tülbent kenarlarını süsleyen boncuk oyalarında boyanın süslendiği örtünün renkleri ile oyanın aynı renklerde veya tonlarda yapılarak renk uyumu sağladığı görülmektedir. Bir oya üzerinde renkleri kullanırken doğayı sıcak-soğuk, açık koyu vb. unsurlarla yorumlamak da önemlidir. Yemeni kenarında kullanılacaksa yemenideki baskı renkleri ile uyum sağlanır (Onuk, 2005, s. 14).

2.1.14. Boncuk Oyasının Saklanması Temizliği ve Kullanım Alanları

Oyalar, örtülere dikilerek ya da kartonlara sarılarak bohçalara konur. Sandıklarda saklanır. Boncuk oyalarının büyük bir bölümü rahatlıkla yıkanıp, kaynatıla bilir. Ancak arpa sapı, karanfil dürme kordon gibi malzemelerle yapılan oyalar yıkanmaz. Örtü kirlenince oya

Şekil

ġekil 1. Oyalar
ġekil 3. Tığ oyası
ġekil 9. Karasu boncuk oyaları
ġekil 16. Boncuktan hediyelik eĢyalar
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Kaynarca ağzında standart Türkiye Türkçesinde olduğu gibi alınma kelimelerde tekleşme hadisesi görülmektedir..

Cephe özellikleri, plan özellikleri, malzeme ve yapım teknikleri ile süsleme açısından Sapanca evlerinin değerlendirdiğimizde Türk evi özelliklerini yansıtmakta

Yalova ili iğne oyaları çalışmasının yapım amaçlarını şöyle sıralaya biliriz: Yörede yapılan iğne oyalarını tespit edip gözlem fişi yardımıyla katalog oluşturmak

時間: 2019 年 12 月 5 日 ( 四 )    至 12 月 8 日 ( 日 ) 地點: 南港展覽館 2 館 整合多家醫療、科技及生技

Baba, alp bir oğul yetiştirmek için; oğul ise Oğuz töresine uygun bir alp olduğunu kanıtlamak için mücadele eder.. Bu bir çatışma değil, baba ile oğlun birlikte

Bugün birçok uzay aracı önceden belirlenmiş rotalarında ilerleyerek uzayın ve gök cisimlerinin fotoğraflarını Dünya’ya gönderdiği hâlde uçsuz bucaksız bir yer olan

Mandrel üzerinde cam sarma tekniğinde çeşitli şekillerde çalışılan boncuklar üzerine istenilen renklerden frit veya stringer çekilir.. Poker Tungston (çelik uçlu kalem) veya

Beşinci aksiyomun Öklit’in Elemanlar kitabındaki ifadesi biraz ka- rışık, ama gene de oradan aktarayım: Eğer bir düzlem içindeki iki doğru, üçüncü bir doğru