• Sonuç bulunamadı

Aybar'a saygı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aybar'a saygı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aybar’a saygı

EHMET Ali Aybar'ın Bebek camiindeki cenaze na­ mazına gidemedim ama fatihamı gönderdim. O TİP'in lideriyken ben MHP'nin İstanbul Gençlik Kolu'ndaydım. "Aybar Moskova'ya" diye bağırmıştım da...

Sonra, gazetelerde bir haber: "Aybar TİP'li gençlere Pro-

udhon'u da okumalarını söyleyince, Behice Boran ve arka­ daşları karşı çıktı!"

Neydi bu mesele? Proudhon'u benim de öğrenmem ge­ rektiğini anlamıştım.

Sovyet tankları Çekoslovakya'yı işgal edince, Aybar haysi­ yetli bir tepki gösterdi. Bu tepkisiyle hem TİP'in 'ortodoks' yapısını sarstı hem de bizim kafalarımızı: Sosyalizmle Mos­ kova her zaman aynı değilmiş!

Aybar, kafaları silkelemeye devam etti: 26 - 30 Ağustos 1978 tarihlerinde Cumhuriyet gazetesinde "Leninist Parti

Modeli ve Örgütlenme" başlıklı bir yazı dizisi ile Lenin'in i-

pini pazara çıkardı.

Bozkır kökenli kafamdaki "Sosyalizm" şablonu param­ parça olmuştu: Olaylara, bu arada sosyalist akıma "şablon" açısından bakmamak, farklılıkları farketmek gereğini anlı­ yordum artık.

SkAĞ CI, solcu olmak farketmiyordu: Bozkırın monoton ta- ‘“ 'biatı zihnimize yansımıştı: Renklerdeki ton farkını görme­ ye, analitik düşünmeye yatkın değildik. Aristokrat kökenli ve Boğaziçi'nin renkler cümbüşü içinde büyümüş, Fransa'da tahsil görmüş Aybar içinse, ton farkları çok önemliydi. "Sos­

yalizme evet, Lenin'e hayır" diyordu.

Sosyalizmdeki totaliterliğin Lenin'in "öncü parti" teorisin­ den doğduğunu, Leninist "yanılmazlık" doktrinin saçmalığı­ nı anlatıyordu.

Orhan Hançerlioğlu "Marksizm, 'tek bilim'dir" diye ya­ zarken, Aybar, bağlı kaldığı Marks'ın da eksiklerini sergili­ yor, "Marks'ın politika teorisi yoktur" diyor, dogmatizmi e- leştiriyordu:

"Aristo usta derki... Lenin usta der ki... Bu biçim ¡skolas­ tik tartışmalar artık Ortaçağın karanlıklarında kaldı ama bağnaz Stalinci kafalar için ne yazık ki hala geçerli..."

DİSK kongresinde mikrofon bozulmuş. Kürsüdeki hatibin mikrofonsuz konuşması istenmiş. "Proleter devrimci" biri demiş ki:

- Kışlık Saray'ın önünde Lenin mikrofonla mı konuştu?

Aybar'ın tepkisi:

- Yahu mikrofon konusunda da mı Lenin? Sultan Ahmet Meydanı'nda da Halide Edip hanımı hatırlasana!

[ 3 ÜTÜN bu birikimiyle Aybar, "aydınların yüzde 99'u ap­

taldır, ben hariç" diyen megalomanlıktan çok uzaktı.

Magolomani, insanın kendi yanılmalarını görmesini önleyen bir narsisizmdir. Aybar ise, doymuş kökeni ve akademik eği­ timi ile bilimin temelinde de "yanılma"nın olduğunu haykır­ mıştır:

"Bilim, yanılmayı önceden kabul eder. Bulguladığı gerçe­ ğin göreli bir gerçek olduğunu bilir. Bilimde yanılmaz dok­ trin yoktur..."

Bu sözleriyle çağdaş bilim felsefesini yansıtan Aybar, me­ galoman olmadığı gibi kışkırtıcı da olmamış, mücadelesinde kaliteyi hiç düşürmemiştir.

Şunu da belirteyim ki, Aybar "Aristo usta der ki, Lenin us­

ta der ki..." ¡skolastiğini reddederken, maalesef "Marks usta derki..."yi reddetmemiştir.

Son yayınlanan "Neden Sosyalizm?" adlı kitabında, çağı­ mızda "bilim ve teknolojideki gelişmelerden sosyalizmin

(Sf.130)

Sanıyorum, Marksist diyalektik, Aybar gibi soylu bir kafa­ nın bile "bilgi toplumu"nu görmesini önlemiştir.

, Ben sağda, o solda... O devrimci, ben muhafazakar... O sosyalist, ben liberal... Ama fikir ayrılığı, AybaPa saygı duy­ mama asla engel değildir.

Çünkü fikirlerde kalite, 'doğru'dan önemlidir.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Türk musikisi repertua­ rının baş köşesinde yerini almış olan Hicazkâr saz semaisi ve LEYLÂ isimli fantezisi yanında, bir mu­ siki hocası olarak da ö-

Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB ve Baş Boyun Cerrahisi AD, Afyonkarahisar, Türkiye..

Çünkü, ( deha ) denilen kuv­ vetten nasipleri bulunan bu iki genç, çok faal olduklari için, yüksek san’atlarını neşir hususun­ da cömert davranacaklar,

Bir müzisyen düşünün, yaşı henüz onikiyken (yıl 1912) pro­ fesyonel hayata uduyla katılıyor ve sonraki yıllar, o dönemin en ö- nemli ustalarıyla musiki icra

Elde edilen sonuçlar göz önüne alındığında keman öğretim elemanlarının keman öğrencilerine göre çalgılı ve çalgısız hazırlayıcı çalışmalar ile

Rolünde o kadar çevik o kadar hassas tı ki ve öyle bir mükemmel bir san’atle oynuyordu ki halktan başlayarak onun et rafında bulunan sanatkâr­ lara

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahm i atölyesin­ den mezun olduktan sonra A m eri­ ka Wisconsin Üniversitesi’nde mas­ ter yapan ve Amerika, Tahran,

Bi- limsel programda sualtı omurgasızları- nın örneklenmesi ve denizlerimizdeki yabancı türler, sualtı fotoğrafçılığının bilimsel amaçlı kullanımı, gözleme da-