• Sonuç bulunamadı

Elinden ud düşmedi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Elinden ud düşmedi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M illiyet Pazar 27 Tem m uz 1997 Sayı: 36

P-O R -T-R -E

Elinden ud düşmedi...

Türk musikisine ilgi artarken, bu müziğin üstadları da yeniden hatırlanıyor. Bunlardan biri, 20 yıl

önce kaybettiğimiz

Yorgo Bacanos.

Peki onun musiki tarihimizdeki yeri tam olarak ne? Saygıyla

anlatıyorum...

Orhan Kahyaoğlu

B

u yüzyılın Türk musi­kisi geleneği azıcık e- şelense; bu müziğin virtüozlan anımsansa, Yorgo

Bacanos ilk akla gelen üstudlar

arasında kabul edilir.

Bir müzisyen düşünün, yaşı henüz onikiyken (yıl 1912) pro­ fesyonel hayata uduyla katılıyor ve sonraki yıllar, o dönemin en ö- nemli ustalarıyla musiki icra edi­ yor. Türkiye'de 1927 yılında açı­ lan ilk radyoda çalışmaya başlı­ yor. Ülkenin o dönemki ünlü ses­ leri Hafız Kemal. Sadettin

Kaynak gibi ustalara eşlik edi­

yor. Henüz o genç yaşlarında, u- duna taşıdığı özgün üslup ve ta­ vırla, musiki çevresinin tartışıl­ maz bir sanatçısı olarak kabul e- diliyor. Öyle bir ustalığı yakalı­ yor ki; adı yalnızca Türkiye'de değil, makam müziği yapılan tüm Doğu ve Orta Doğu ülkele­ rinde prima bir müzisyen olarak anılıyor. Onu, ülkesi Mısır'da dinleyen, Akdeniz’in yetiştirdiği en ünlü şarkıcı Ümmü Gülsüm; bir Yorgo Bacanos hayranı oldu­ ğunu açıkça söylüyor.

Yorgo Bacanos, İstanbul, Si­ livri'de doğan bir Rum çingenesi. Dedesi ve büyükbabası da ens­ trüman çalan sanatçı, ilk dersleri­ ni babası lavtacı Haralam- bos'tan alıyor. Sonraki yıllarda, birlikte musiki yapacağı ağabeyi

Aleko ve dayısı Anostas, başarı­

lı birer kemençeci. Başta Todari olmak üzere, müzikle iştigal e- den kuzenleri de var. Yani Baca­ nos ailesi, küçük bir ud yapıp,

yv/î

v - j

Gazino ve radyo programları­ nın vazgeçilmez bir sazendesi o- lan Bacanos; klasik koro ve fasıl­ ların yanında, solo ve refakatlar- daki performansıyla da ilgi odağı olmayı başarmıştır. Mesut Ce­

mil ve Münir Nurettin Selçuk

gibi ünlü müzik adamlarının icra korolarının vazgeçilmez bir üye­ sidir. Parçalara uduyla yaptığı süslemeler, dinleyenlerde hep hayranlık uyandırmıştır. Yıllarca içinde bulunduğu Mesut Cemil Bey'in Klasik Korosu'nda, süsle­ me ve varyasyon şansı tanınan tek müzisyen Bacanos'tur. Öyle ki, Mesut Cemil de bu coşkulu tempoya elinden geldiğince ayak

uydurmaktan vazgeçmemiştir. O bir virtüözdür. Bu yüzden, besteci kimliği fazla önem taşı­ maz. Onbeş civarında bestesi vardır. Bunlar arasında yalnızca, mahur "Hala Kanayan Kalbimi

Aşk Ateşi Dağlar" adlı şarkısı

büyük ilgi görmüştür. Esas ayrı­ calığıysa, udiliği kadar önemli

bir piyanist olmasıdır. Buna rağmen nadiren ça­ lar. Çaldıklarını dinleyen otoriteler ise; piyanoyla en iyi Türk musikisi yo­ rumcusunun Yorgo Ba­ canos olduğunu söyler.

Beni, ölümünden yir­ mi yıl sonra Yorgo Baca- nos'u anmaya iten albü­ mü de kısaca tanıtmak gerek. Bu albüm, zorlu bir çalışmanın ürünü ola­ rak ortaya çıkmıştır. Taş plak ve bant kayıtlan bu­ lunup, temizlenerek; özenli bir çalışmanın sonucunda dinleyici­ lere ulaşmıştır. Onyedi parçadan oluşan albümün esas miman, müzik adamımız Bülent Aksoy. Bu projede katkılan bulunan di­ ğer iki isimse Murat Bardakçı ve Muammer Karabey.

Albümde, Bacanos'u, Hafız

Kemal ve Sadettin Kaynak'a

eşlik ederken dinleme şansı bu­ luyoruz. Bacanos'un birçok ma­ kamdan taksimini dinlerken, vir­ tüöz kimliği bir kez daha belir­ ginleşiyor. Taksimlerin yanında; peşrevler, oyun havalan ve saz semailerini dinleme şansına da u- laşıyoruz.

liyor. Sağlam tekniği ve bastığı seslerdeki sıkılık onun büyülü yanını öne çıkarmasını sağlıyor. Varyasyonlan bu yüzden her za­ man dikkat çekiyor. Onun çok keskin bir ud çalış tarzı var. Adı­ na hazırlanan bir tezde, Cenuçen

Tanrıkorur bakın neler diyor:

"Yorgo denince, insanın aklına bir udi olarak, tabanca veya ma­ kineli tüfek sesini andıran bir ic­ ra tarzı geliyor. Yalnız bu icra, ta­ bancadaki monotonlukla değil; ondaki nitelik ve berraklıkla kı­ yaslanabilecek bir icradır."

Kendi tarzını oluştururken et­ kilendiği en önemli isim Tambu­

ri Cemil Bey'dir. Gençlik döne­

minde yaptığı taksimlerde, usta­ nın yoğun etkisi hissedilmiştir. Bacanos'un doğaçlama ruhunun şekillenmesinde de devamlı bu ustadan feyz aldığı anlaşılır. Yorgo'yu henüz beş yaşındayken

çalıştırmaya başlıyor. Ama, ba­ basının esas düşü, Yorgo’yu mü­ zisyen değil; doktor, mühendis yapmak. Ne var ki, babanın düşü hiç gerçekleşmiyor. Çünkü Yor­ go udunu hiç elinden bırakmıyor. Bu yüzden, eğitimini de sürdüre- miyor. Musikiden başka hiçbir seçeneği kabul etmiyor. Babasın­ dan sonra dönemin ve çevresinin musiki hocalarından devamlı dersler alıp, kısa süre içinde pro­ fesyonel hayata adım atıyor. Yaşı henüz onikiyken, ünlü Eftalipos Gazinosu'ndaki fasıl heyetinde çalmaya başlıyor. Ve 77 yaşında ölene kadar ud çalıyor; ud ve mu­ sikiyle soluyor.

Ud, müzikal olanağı çok geniş bir çalgı. Perdesiz olduğu için, Yorgo, çalgısıyla istediği fre­ kanstaki sesi kolayca elde

edebi-İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Arnold Glas şirketi, mikado tabakalı camlara güneş kontrol özelliği ekleyerek bu camların ayrıca ısı yansıtması için de çalışmalarına

Bir gazete veya dergi yazýsýný okurken, ne okuduðunu hatýrlama konusundaki sorun sýklýðýna iliþkin; "Okumakta olduðunuz paragraftan bir önceki paragrafý

20.yy da Harput’ta yaşamış mahalli musiki icracılarının icra mukayeseleri ile ilgili bu çalışmada, Hafız Osman Öge birinci kuşak sanatçısı olarak

6 sene sonra çocukların yaşla - rı toplamı, babanın yaşına eşit olacağına göre;. Babadan 2 yaş küçük olan annenin bugünkü yaşı

Türk müziğinde ud eğitimine katkı sağlayan ve gerek amatör gerekse akademik ortamlarda kaynak olarak kabul gören bazı ud metotları şunlardır: Ali Salahi Bey,

Okul öncesi altı yaş çocuklarına uygulanan bellek eğitim programının, aradan geçen iki yıl sonunda çocukların bellek gelişimleri üzerindeki etkisinin devam edeceği

Ailənin bu günə qədər sənə çəkdiyi əziyyətləri gözünün önündən keçirirsən.. Təcrübən

Hem hafif kognitif bozukluk hem de Alzheimer Hastalığını da dahil olmak üzere tüm demans nedenlerinin etyolojisinde semptomatik ve asemptomatik karotis arter darlığı