• Sonuç bulunamadı

Demokrasi ve ekonomik kalkınma: 1992 sonrası Orta Asya Türk Cumhuriyetleri için bir analiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Demokrasi ve ekonomik kalkınma: 1992 sonrası Orta Asya Türk Cumhuriyetleri için bir analiz"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma: 1992 Sonrası Orta

Asya Türk Cumhuriyetleri için Bir Analiz

Ali Pişkin, Doğuş Üniversitesi

Dinçer Dedeoğlu, Bahçeşehir Üniversitesi

Abstract

Democracy and Economic Development: An Analysis for Central Asian

Turkic Republics After 1992

Lipset (1959) had firstly claimed that democracy is not entirely based on social conditions but also it is based on condition of fulfillment of economic development. Following many empirical studies have pointed out the positive relation between democracy and economic development. In this study, basic conditions that are stated as determining variables for the mentioned relation by Barro (1996) are interpreted and debated within the context of data held from International institutes such as the World Bank and the United Nations for Central Asian Turkic Republics after 1992. In the situation that the positive relation occurs, maintenaning of the rule of law, free markets, small government consumption and high human capital are required as instruments of economic policy.

JEL Codes: A13, O53.

1 Giriş

Geçtiğimiz son yüzyıl boyunca dünya ekonomileri hızlı bir değişim içerisine girmişlerdir. Bazı ülkeler yaşam standartlarında daha önce benzeri görülmemiş bir biçimde gelişim sağlarken, üçüncü dünya ülkelerinden birçoğu yoksul olarak kalmıştır. Büyümenin sürekliliği veya belirli bölgelerin/ülkelerin gelişim patikası zamana yayılırken-Avrupa ülkeleri 100-150 yıllık bir sürede büyümeye devam etmektedir, Afrika gibi bazı bölgeler gelişmeden yeteri kadar pay alamamıştır. Bu süreçte, ülkelerin politik rejimlerinin de hızla değişime uğradığı görülmektedir. Bazı ülkeler sağlam bir demokrasi ile idare edilmekteyken, bağımsız ülkelerin yarıya yakını da otokrasi ile yönetilmektedir. Ancak, demokrasinin zaman içerisinde yayıldığı dikkatten kaçmamaktadır (Persson ve Tabellini, 2006).

Ekonomik ve politik değişim arasındaki ilişki, 19. yy.dan itibaren araştırmacıların ilgisini çekmeye başlamıştır. Bu iki dinamik değişkenin nedensel ilişkisi, karşılıklı olarak değerlendirilmiştir; istikrarlı bir demokrasi ekonomik kalkınmayı teşvik etmektedir veya ekonomik kalkınma demokrasinin sağlamlaşmasına neden olmaktadır (Persson ve Tabellini, 2006). Demokrasi alanındaki gelişmelerin 20. yy.da hız kazanması ile birlikte demokrasi ve ekonomik kalkınma ilişkisi daha önemli bir hale gelmiştir (Doğan, 2005). Bu ilişki hakkında henüz teorik ve ampirik çalışmalar yeterli düzeye ulaşmamışken, Lipset (1959) kalkınma seviyesinin demokrasinin sürdürülebilirliği üzerinde pozitif bir etkisi olduğunu iddia etmiştir. Lipset’in çalışmasını takip eden birçok araştırmacı, konuyu farklı açılardan ele almış ve bu ilişkiye dair katkılar sunmuşlardır.

Bu kapsamda, çalışmanın ikinci bölümünde demokrasi ve demokrasinin 20. yy.daki gelişimi açıklanmaktadır. Üçüncü bölümde, demokrasi ve ekonomik kalkınma arasındaki ilişkiyi konu edinen çalışmalar belirtilmekte, dördüncü bölümde ise Barro (1996)’nun çalışmasına dayanılarak Orta Asya Türk Cumhuriyetleri için 1992 sonrasında ilgili verilerin seyri analiz edilmektedir.

2 Demokrasi ve Demokrasinin 20. Yüzyılda Gelişimi

(2)

anlamına gelmektedir. Tarihsel süreçte topluma ait kolektif bir kararın ortaya konulabilmesi amacıyla farklı yöntemler uygulanmıştır; aristokrasi, meritokrasi, oligarşi ve monarşi gibi. Demokrasi, bu yöntemlerden, bireylere tanıdığı eşit hak nedeniyle ayrılmaktadır. Bu bakımdan demokrasi beş temel düşünceye dayanmaktadır (Beetham, 2005):

1. Toplumdaki bireyler, kolektif kararlar tarafından etkilenen bireysel çıkarlara sahip bulunmaktadır.

2. Herkes, kendileri ve toplum için hangi kararların doğru, hangi kararların yanlış olacağını değerlendirebilmektedir.

3. Uzun dönemde en iyi karar, bütün fikirlerin açıkça ortaya konması ve tartışılması ile alınmaktadır.

4. Tartışmaların neticesinde tek bir kararın alınamaması neticesinde, herkesin eşit şartlarda katıldığı bir oylama sistemi devreye girmektedir.

5. Bir kişi ve bir oy fikri, bireyler arasındaki eşit statüyü güçlendirmektedir.

1960’lı yıllarda, gelişmiş ülkelerin, demokrasi yapısına göre geri kalmış ülkelere yapacakları ekonomik yardımlar ile bu ülkelerde liberal ve demokrat yapının gelişeceği, böylece ekonomik kalkınmanın da hız kazanacağı düşünülmekteydi (Doğan, 2005). 1970’lerde ise demokrasi üçüncü dünya ülkeleri için ikincil öneme sahip bulunmaktaydı. Buna göre birincil öncelik ekonomik kalkınmaydı ve demokrasinin istikrarlı kalkınmayı takip edeceği savunulmaktaydı. Bu yaklaşım, diktatörlükleri ve askeri yönetimleri meşrulaştırmaktaydı. 1980’lerde ise liberal akımın ön plana çıkması ile serbest piyasa ekonomisinin gerekliliği olarak görülmeye başlanan demokrasi, ekonomik kalkınmanın öncüsü olarak değerlendirilmeye başlamıştır. Bu dönemde, demokrasi üçüncü dünya ülkelerine ithal edilmesi gereken bir politik rejim biçimi olarak dikkate alınmaktaydı. Bu durumda, tartışma konusu olan demokrasinin, ekonomik kalkınma için kolaylaştırıcı bir değişken olup olmadığı üzerinde yoğunlaşmaktaydı (Adejumobi, 2000).

1990’lı yılların başında, Batı Avrupa’da ve Sovyetler Birliği’nde komünist rejimler yıkıldıktan sonra, demokrasi politik idare şekli olarak hızlı bir şekilde yayılmaya başlamıştır. Bu dönemde, bağımsızlığını kazanan ülkeler için Freedom House’un hazırladığı demokrasi indeksinin ortalaması 1989’da 0,26 iken 1991’de 0,57 olarak açıklanmıştır (0, demokrasinin olmadığı; 1 tam demokrasinin olduğu durumu ifade etmektedir) (Fidrmuc, 2003). Komünist dönemin sonrasında demokrasinin hâkim olduğu ülke sayısının otokrasi ile idare edilen ülke sayısını aştığı, Grafik 1’de daha iyi görülmektedir. Buna göre, 2000 yılı sonrasında süreç, demokrasinin lehine hareket etmektedir.

(3)

Uzun dönemde başarılı bir ekonomik performansın sağlanabilmesi için gerekli olan temel şartlardan birinin üreticilerin mülkiyet hakkını koruyan kurumların varlığı olduğu konusunda geniş bir fikir birliği mevcut bulunmaktadır. Kurumların, kimlerin haklarını ve bunları nasıl koruyacağı konusu ise politik güç kavramını ortaya çıkartmaktadır. Politik güç, çıkar grupları arasında farklı yönetim biçimlerinde farklı dağılabilmekte; bununla beraber, bu dağılım, demokrasilerde daha eşit olabilmektedir (Acemoglu 2008). Ancak, bir ülkede demokratik kurumların varlığı, o ülkenin her zaman demokratik olmayan ülkelerden daha üstün bir ekonomik performans sergileyeceği anlamına gelmemektedir. Nitekim bu durum savaş sonrası dönemde gözlemlenmiştir (Barro 1999).

3 Literatür

Demokrasi ve ekonomik kalkınma birbirini tamamlayan kavramlardır. Refah düzeyi yüksek toplumlarda, ekonominin ve demokrasi istenilen seviyelerde bulunmaktadır. Bu bakımdan, demokrasi ve kalkınma birbirini besleyen kaynaklardır (Ghali, 2003). İktisat literatüründe ise demokrasi ve ekonomik kalkınma arasında pozitif ilişki olduğunu savunan araştırmacılar, ilişkinin yönünü demokratikleşme-ekonomik kalkınma veya ekonomik kalkınma-demokratikleşme şeklinde olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, bazı çalışmalar sonucunda, ilişkinin negatif veya önemsiz olduğu yönünde çıkarımlar da elde edilmiştir.

İlk defa Lipset (1959), demokrasinin sadece belirli sosyal şartlara dayanmadığını; aynı zamanda ekonomik kalkınmayı sağlayan bazı şartlara da dayandığını savunmuştur. Çalışma, ülkelerin gelir düzeylerinin artması ile demokrasiyi sürdürebileceklerini iddia etmektedir. Coleman (1960), Cutright (1963), Helliwell (1992, 1994), Burkhart ve Lewis-Beck (1994), Lipset (1994), Przeworski vd. (2000),Boix ve Stokes (2003) ve Epstein (2006), çalışmalarında benzer sonuçlara ulaşmışlardır. Buna göre belirtilen ilişkinin yönü; ekonomik kalkınmanın istikrarlı bir biçimde sürdürülmesi ile demokrasinin güçleneceği şeklindedir.

Literatürde, diğer yönlü ilişkinin varlığına ait çalışmalar da bulunmaktadır. Bu görüşe göre demokrasinin sürdürülmesi ile ekonomik kalkınmanın devamlılığı sağlanmaktadır (Borooah ve Paldam, 2007). Demokratik rejimler piyasa yapısının gelişmesi, kalkınmanın istikrarlı bir yapıya kavuşabilmesi için sürekli teknik yenilikler üretmeli ve girişimcilerin önünü açacak uygulamaları hayata geçirmelidir. Yine de demokratikleşme, kalkınma için mutlak değildir; demokrasi ancak rekabeti arttırdığı ve piyasaları genişlettiği ölçüde kalkınmaya olumlu etkide bulunmaktadır (Bhagwati, 2002). Inglehart (1990), Alesina vd. (1996), Londragen ve Poole (1996), Barro (1996, 1999) ve Milanovic (2005) bahsedilen ilişkinin pozitif yönlü olduğunu iddia eden diğer araştırmacılardır.

Neubauer (1967) kalkınmış toplumların daha demokratik olmaları gerektiği şeklindeki ifadenin her zaman doğru olmadığını iddia etmiştir. Kim (1971), Monshipouri ve Samuel (1995), Landman (1999) ve Alfaro (2002) farklı ülke grupları/ülkeler için yaptıkları çalışmalar neticesinde, inceleme yaptıkları vakalar için demokrasi ile ekonomik kalkınma arasında pozitif bir ilişki bulunmadığı sonucuna varmışlardır. Acemoglu vd. (2005) demokrasi ile ekonomik kalkınma arasındaki ilişkinin zayıf olduğunu savunmaktadır.

Barro (1996), demokrasi ve büyüme/kalkınma arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasında, lineer olmayan bir ilişkinin varlığından söz etmektedir. Büyümenin devam etmesi; hukukun üstünlüğüne, serbest piyasanın varlığına, azaltılmış hükümet harcamalarına ve yüksek beşeri sermayeye bağlı bulunmaktadır. Bu değişkenler ve kişi başı reel GSYH sabit tutulduğunda, demokrasinin büyüme/kalkınma üzerindeki etkisi negatiftir. Politik özgürlüğün alt seviyelerde olduğu durumlarda demokrasinin büyüme/kalkınma üzerindeki etkisi, politik özgürlüğün tam olduğu durumlara göre daha fazladır. Bu bakımdan kalkınma sürecinde bulunan gelişmekte olan ülkelerde, yaşam standartlarının iyileştirilmesi –GSYH, genel sağlık durumu ve eğitim– politik özgürlüklerin artma ihtimalini yükseltmektedir.

Barro (1996)’ya göre büyüme çeşitli değişkenlerden etkilenmektedir. Bunlar; GSYH’nin başlangıç seviyesi, beşeri sermayenin başlangıç seviyesi, eğitim harcamaları, doğum oranı,

(4)

hükümet harcamaları, piyasa bozulmaları, yatırım oranı, dış ticaret hacmi ve demokrasi seviyesi olarak belirtilmektedir. Barro, demokrasi ve yaşam standardı arasındaki etkiyi; büyüme oranı, erkeklerin ilköğretime katılma oranı, kızların ilköğretime katılma oranı ve bebek ölüm oranı ile tespit etmektedir. Bu değişkenlerdeki gelişme, yaşam standartlarını ve demokrasi seviyesini değiştirmekte, demokrasi seviyesi de ekonomik kalkınmayı etkilemektedir.

4 Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nde Demokrasi ve Kalkınma

Sovyet Birliği’nin dağılmasından sonraki süreçte bağımsızlığını kazanan ülkelerde çok çeşitli ekonomik sonuçlar ortaya çıkmıştır. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ni oluşturan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın da aralarında bulunduğu bu ülkelerde, reformların başlangıcından itibaren ekonomik aktivitelerde birtakım daralmalar ortaya çıkmıştır. Bazı ülkelerde geçiş döneminden dolayı resesyonlar yaşanmış, bunlar 2-4 yıl aralığında ortadan kalkmıştır. Bazıları ise yüksek bir ekonomi performansı sergilemiştir (Fidrmuc, 2003).

Tablo 1’de Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlık sonrası sabit fiyatlarla hesaplanan GSYH büyüme oranı görülmektedir. 1992-1996 yılları arasında beş Türkî Cumhuriyet’in de ekonomileri önemli ölçüde daralmalar yaşamıştır. Bu süreçte daralmadan en az etkilenen ülke Özbekistan olmuştur. 1999 sonrasında büyüme oranları pozitife dönmüştür. Önceki çalışmalarda bahsedildiği gibi başlangıç GSYH seviyesi diğerlerine göre yüksek olan Kazakistan ve Özbekistan, 2000 sonrasında diğer ülkelerin büyüme oranı değişimlerine göre daha istikrarlı bir seyir izlemişlerdir. Barro (1996) büyüme oranı ile demokrasi arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu belirtmektedir. Bu bakımdan, -istikrarsız büyüme oranları nedeniyle- Kırgızistan hariç, diğer ülkelerdeki büyümenin demokrasiye olumlu katkı yapacağı düşünülmektedir.

Azerbaycan Kazakistan Kırgızistan Türkmenistan Özbekistan

1993 -23,1 -9,2 -15,5 -10,0 -2,3 1994 -19,7 -12,6 -20,1 -17,3 -5,2 1995 -11,8 -8,2 -5,4 -7,2 -0,9 1996 1,3 0,5 7,1 -6,7 1,7 1997 5,8 1,7 9,9 -11,3 5,2 1998 10,0 -1,9 2,1 6,7 4,3 1999 7,4 2,7 3,7 16,5 4,3 2000 11,1 9,8 5,4 18,6 3,8 2001 9,9 13,5 5,3 20,4 4,2 2002 10,6 9,8 0,0 15,8 4,0 2003 11,2 9,3 7,0 17,1 4,2 2004 10,2 9,6 7,0 17,2 7,7 2005 26,4 9,7 -0,2 13,0 7,0 2006 34,5 10,7 3,0 11,4 7,3 2007 25,0 8,9 8,5 11,6 9,5 2008 10,8 3,2 7,6 9,8 9,0

Tablo 1: GSYH büyüme oranı, sabit fiyatlarla, 1993-2008. Kaynak: UNCTAD verilerinden derlenmiştir.

(5)

Tablo 2’de Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan için ilköğretimde kızlar ve erkekler için okula devam etme oranları görülmektedir. Türkmenistan için bu veri bulunmamakta, Özbekistan için ise yetersiz veri bulunmaktadır. Azerbaycan’da, başlangıçta, kızların katılım oranı daha yüksek orandadır, sonraki yıllarda oran erkeklerin lehine değişmiştir. Katılım oranları 2003 yılından sonra %90’nın üzerinde seyretmiştir. Kazakistan’da her iki grubun katılım oranları birbirine yakın seyretmektedir. Kırgızistan’da ise diğer iki ülkeye göre daha düşük katılım oranı izlenmektedir. Bu ülkede, erkek katılımı, kız katılımından her zaman daha yüksek olmakla beraber, iki oran da dalgalı bir seyre sahip bulunmaktadır. Barro (1996)’ya göre kız katılımının artması, demokrasiyi ve dolayısıyla kalkınmayı olumlu etkilemektedir. Erkek katılımının ise negatif bir etkisi vardır. Ancak, daha çok önemli olan ise iki katılım arasındaki farktır. Bu fark ne kadar yüksek olursa, demokrasi ve kalkınma bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Bu bakımdan, en avantajlı ülke olarak Kazakistan gözlemlenmektedir.

1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Azerbaycan Kız 89,3 90,5 86,6 87,1 87,0 90,9 94,7 92,9 94,6 95,3 Erkek 88,1 88,6 88,0 88,2 89,5 92,3 96,4 95,5 96,0 96,7 Kazakistan Kız 87,8 89,1 91,0 91,9 92,5 90,9 90,1 90,1 90,2 Erkek 86,7 89,3 91,4 92,0 92,7 91,1 90,1 90,4 90,5 Kırgızistan Kız 87,4 86,0 85,3 85,1 84,0 88,3 84,8 84,4 83,0 83,2 Erkek 88,6 87,3 87,1 86,8 85,5 88,7 85,4 85,3 83,8 83,9 Türkmenistan Kız - - - -Erkek - - - -Özbekistan Kız - - - 88,7 -Erkek - - - 91,1

Tablo 2: İlköğretimde okula devam etme oranı, net %, 1999-2008. Kaynak: Dünya Bankası.

Bir başka önemli gösterge de canlı doğan her bin bebekte, bebek ölüm sayısıdır. Barro (1996), bu sayı ile kalkınma arasında negatif bir ilişki belirlemektedir. Tablo 3, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri için bu veriyi göstermektedir. 2005 yılından sonra düzenli hale gelen verilere göre Türkî Cumhuriyetlerde bebek ölüm sayısı sürekli düşüş kaydetmektedir. Bu durum, olumlu bir seyir olarak kaydedilebilir. Ancak, yine de sayıların daha alt seviyelere çekilmesi kalkınma üzerinde olumlu bir katkı sağlayacaktır.

1995 2000 2005 2006 2007 2008 Azerbaycan 74,9 57,6 39,9 37,1 34,4 31,9 Kazakistan 48,0 38,4 30,7 29,4 28,0 26,9 Kırgızistan 52,6 44,1 37,0 35,7 34,4 33,3 Türkmenistan 70,4 59,1 48,5 46,7 44,9 43,1 Özbekistan 57,2 52,7 39,8 37,6 35,6 33,7

Tablo 3: Bebek ölüm sayısı, her bin canlı doğumda, 1995-2008. Kaynak: Dünya Bankası.

5 Sonuç

Demokrasi ile ekonomik kalkınma arasındaki ilişki araştırmacılar tarafından, farklı açılardan ele alınmış ve incelenmiştir. Bu çalışmada ise Barro (1996)’nun araştırmasında belirttiği ve demokrasiyi, dolayısıyla kalkınmayı etkileyen değişkenlerin Orta Asya Türk

(6)

Cumhuriyetleri’ndeki yapısı, 1992 yılı sonrası için ele alınmıştır. Bu değişkenler; büyüme oranı, kızların ve erkeklerin ilköğretim seviyesinde okula katılma oranı ve her bin canlı doğumda bebek ölüm oranıdır.

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonraki süreçte, başlangıçta, ekonomiler daralma yaşamıştır. İleriki yıllarda, büyüme oranları iyileşme kaydetmiş, genellikle istikrarlı bir seyre girmiştir. İlköğretim seviyesinde katılım oranı hakkında yıllar ve ülkeler itibari ile yetersiz bilgi bulunmaktadır. Ancak, mevcut bilgiler ile Azerbaycan ve Kazakistan için oranın olumlu olduğu söylenebilmektedir. Her bin canlı doğumda bebek ölüm sayısında ise yıllar itibari ile azalma gözlemlenmektedir. Birlikte değerlendirildiği zaman, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ndeki genel durumun 1992’den günümüze kadar daha olumlu bir yapıya kavuştuğu söylenebilmektedir. Demokrasinin daha yüksek seviyelere çıkabilmesi için ilgili değişkenlerde pozitif gelişmelerin sağlanması, ekonomik kalkınmanın istikrarlı bir düzeyde devam etmesine neden olacaktır. Beşeri sermayenin güçlenmesi –sağlık harcamaları ile doğumda hayat süresinin uzaması ve eğitim harcamaları ile okullaşma oranının yükselmesi–, hükümet harcamalarının azalması, piyasa bozucu etkenlerin ortadan kaldırılması, ticaret hacminin genişlemesi ve demokrasinin daha yüksek seviyelere çıkması, kalkınmayı daha da hızlandıracak; demokrasi ve kalkınma birbirini besleyen bir yapıya sahip olacaktır.

Kaynakça

Acemoglu, 2008. "Oligarchic versus Democratic Societies", Journal of the European

Economic Association, 6(1), p. 1.

• Acemoglu, vd, 2005. Income and Democracy, http://www.nber.org/papers/w11205. • Adejumobi, 2000. Between Democracy and Development in Africa: What are the the

Missing Links?, http://www.worldbank.org/research/abcde/eu_2000/pdffiles/ADEJU MBOI.pdf.

Alesina, vd, 1996. "Political Insability and Economic Growth", Journal of Economic

Growth, 1, 189.

• Alfaro, 2002. "Economic Development and Democracy: Can Modernization Theory Be Upheld in Central America?", in Proceedings of 2. Revista de Ciencias

Economicas, p. 20.

Barro, 1996. "Democracy and Growth", Journal of Economic Growth, 1(1), p. 1.Barro, 1999. "Determinants of Democracy", Journal of Political Economy, 107(6), p.

158.

Beetham, 2005. The Democracy: A Beginner’s Guide. Oneworld, England. • Bhagwati, 2002. "Democracy and Development: Cruel Dilemma or Symbiotic

Relationship?", Review of Development Economics, 6(2), p. 151.

Boix ve Stokes, 2003. "Endogenous Democratization", World Politics, 55, p. 517. • Borooah ve Paldam, 2007. "Why is the World Short of Democracy? A Cross-country

Analysis of Barriers to Representative Government", European Journal of Political

Economy, 23, p. 582.

• Burkhart ve Lewis-Beck, 1994. "Comparative Democracy: the Economic Development Thesis", American Political Science Review, 88 (4), p. 903.

Coleman, 1960. "Conclusion: the Political Systems of the Developing Area", The Politics of Developing Areas. Princeton University Press, USA.

• Cutright, 1963. "National political development: measurement and analysis",

American Sociological Review, 28, p. 253.

Doğan, 2005. "Demokrasi ve Ekonomik Gelişme", Erciyes Üniversitesi İktisadi ve

(7)

Epstein, 2006. "Democratic transitions", American Journal of Political Science, 50(3), p. 1.

• Fidrmuc, 2003. "Economic Reform, Democracy and Growth During Post-Communist Transition", European Journal of Political Economy, 19(3), p. 583.

Ghali, vd, 2003. The Interaction Between Democracy and Development. UNESCO, Paris.

• Helliwell, 1992. Empirical linkages between democracy and economic, http://www.nber.org/papers/w4066.pdf.

• Helliwell, 1994. "Empirical Linkages Between Democracy and Economic Growth",

British Journal of Political Science, 24, p. 225.

Inglehart, 1990. Culture Shift in Advanced Industrial Society. Princeton,USA. • Kim, 1971. "Socio-economic Development and Political Democracy in Japanese

Prefectures", The American Political Science Review, 65 (1), p. 184.

• Landman, 1999. "Economic Development and Democracy: the View from Latin America", Political Studies, 47, p. 607.

• Lipset, 1959. "Some Social Requisites of Democracy: Economic Development and Political Legitimacy", American Political Science Review, 53(1), p. 69.

• Lipset, 1994. "The Social Requisites of Democracy Revisited: 1993 Presidential Address", American Sociological Review, 59, p. 1.

Londragen ve Poole, 1996. "Does High Income Promote Democracy", World Politics, 49, p. 1.

• Milanovic, 2005.Relationship Between Income and Emergence of Democracy Reexamined 1820–2000: A Non-parametric Approach,

http://siteresources.worldbank.org/ INTDECINEQ/Resources/przeworski1.pdf. • Monshipouri ve Samuel, 1995. "Development and Democracy in Pakistan: Tenuous or

Plausible Nexus?", Asian Survey, 35 (11), p. 973.

Neubauer, 1967. "Some conditions of Democracy", The American Political Science

Review, 6 (4), p. 1002.

• Persson ve Tabellini, 2006. Democratic capital: The nexus of political and economic change, http://www.nber.org/papers/w12175.

Przeworski, vd, 2000. Democracy and Development. Political Institutions and Well-Being in the World: 1950–199, Cambridge UP, England.

Şekil

Grafik 1: Rejim Kategorilerinde Küresel Eğilim, 1950-2002 (Helperin, vd, 2005).

Referanslar

Benzer Belgeler

Mütevazi bir hanımefen­ di olan Melâhat Pars, eserleri için «De­ nemelerim» demesine rağmen, bu elli kü­ sur yapıt arasında özellikle «Gümüş tel­ lerle

 鍾筱菁助理教授學術分享:感染性心內膜炎的致病機轉 鍾筱菁老師於 2010 年 1

• Ankara'ya. bir sayfayı İki buçuk daki­ kada geçiyoruz... Biz, kendi işimizi yaptığımız gibi, başka gazeteler de, ücretini öde­ yerek bizim faksımızı

Ekonomik büyüme merkezli kalkınma yaklaşımının gerilemesi aynı zamanda İnsan Sermayesi Kuramı ekseninde kurulan eğitim kalkınma ilişkisinin, ekonomik büyüme ve

Lipset’in modernleşme teorisinin çekirdeğini oluşturan ekonomik ge- lişme ve demokrasi arasındaki doğrusal ilişkiyi “Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma” (Democracy and

standart en küçük kareler yöntemi ile bir aral¬k üzerinde verilen herhangi bir sürekli fonksiyona daha basit fonksiyonlarla uygun yakla¸s¬mlar¬n nas¬l

İktisat literatüründe yığılma ekonomilerinin bölgesel kalkınmaya etkileri konusunda iki farklı görüş mevcuttur: “Bir bölgede yığılma, komşu bölgelerin de

BOCUTOĞLU Ersan, BERBER Metin, Genel İktisada Giriş, 2013, 3.. Baskı Ekin Basın Yayın