• Sonuç bulunamadı

Edirne İli'nde süt sığırcılığının üretim, fiyat ve pazarlama politikalarının değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Edirne İli'nde süt sığırcılığının üretim, fiyat ve pazarlama politikalarının değerlendirilmesi"

Copied!
52
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1.GİRİŞ

Değişen ve gelişen dünyamızda tarımsal ürünlere olan ihtiyaç gün geçtikçe artmakta ve buna bağlı olarak da hayvansal ürünler bu yelpaze de önemini artırmaktadır. Ülkemizde de Avrupa Birliği (AB) ile uyum çalışmaları kapsamında tarım ve hayvancılık büyük bir önem arz etmektedir.

Ülkemiz sığır varlığının 1996-2005 yılı verilerine göre % 14-38’nın kültür ırkı, % 40-30’nun kültür melezi, %46-32’sinin de yerli ırktan oluştuğu saptanmıştır. Görülmektedir ki ülkemiz sığır varlığı içinde yerli ırkın sayısal varlığı yıllar geçtikçe azalmış bulunmakla beraber yine de önemli bir bölümü teşkil etmektedir. Çünkü Avrupa Birliği ülkelerinde süt ineklerinin yaklaşık % 95'i kültür ırkıdır (TÜİK, 2006).

Ülkemizde 2006 yılı verilerine göre toplam 9.788.102 baş sığır bulunmakta olup bu sığırların %37’si kültür, %30’u kültür melezi ve %33’ü de yerli ırktır (TKB, 2006). Dünyada 2165 kg olan süt verimi Avrupa Birliğinde 5498 kg Türkiye’de ise 1887 kg’dır. Bu sayılar göz önüne alındığında hayvansal verim açısından henüz hedeflenen seviyeye gelinemediği de gerçektir (FAO, 2004). Bu miktarlara bağlı olarak Türkiye’de kişi başına süt tüketimi 1995 yılında 140,60 kg/yıl iken 2006 yılında 169 kg/yıl’a yükselmiştir (TÜİK, 2006). Görülmektedir ki; gelişen ve büyüyen Türkiye’de süt ve buna bağlı olarak hayvansal ürünlere olan ihtiyaç gün geçtikçe artmış ancak bu ihtiyacı karşılayacak hayvansal verim bakımından istenilen gelişmeler sağlanamamıştır.

Türkiye'de süt hayvanı olarak daha ekstansif koşullarda yetiştirilen koyun bir tarafa bırakılırsa süt üretiminin yaklaşık %87'sini sağlayan sığır yetiştiriciliği koyunculuktan daha hızlı gelişme çizgisi izlemektedir. Ülkemizde süt üretiminde inek sütünün önemli bir payı vardır ve bu payın gün geçtikçe artması beklenmektedir.

(2)

Bölgesinde gelişme göstermiştir (Yetişmeyen, 1998). Zira bu bölgelerdeki çiftçilerin hayvancılık üretim bilgileri yeterli olmakla birlikte mevcut yapısı itibarı ile üretim teknikleri ve mekanizasyon bakımından da diğer bölgelere göre ileri düzeydedir.

Araştırma alanı olarak seçilen Edirne İli tarımsal potansiyeli yüksek olan bir ildir. İlde faaliyet gösteren hayvancılık işletmelerinin sahip olduğu süt ineklerinin tamamına yakını kültür veya kültür+melez şeklinde olup süt verimi de Türkiye ortalamasının üzerindedir.

Türkiye’nin ortalama süt verimi 2004 yılı verilerine göre 1.890 kg. iken Edirne ilinin süt verimi ortalama 2.450 kg’dır (TKB, 2005). Edirne ili sığır varlığı 2005 yılı verilerine göre 142.236 baş olup bu rakam Türkiye’nin sığır varlığının %1.4’üne karşılık gelmektedir. Türkiye’nin yıllık 9.514.138 ton inek sütü üretiminin 196.780 tonu Edirne ilinden karşılanmaktadır. Bu da göstermektedir ki; Edirne ili ülke sığır varlığının %1,4 ünü oluşturmasına karşın süt üretiminin %2,1 ini karşılamaktadır (TKB, 2005).

Bununla birlikte Edirne İlinin Türkiye’nin süt üretiminde ve veriminde önemli bir paya sahip olmasına karşın Avrupa Birliği ülkelerindeki süt verimi yıllık ortalama 4500 kg olduğundan bu işletmeler ile rekabet edebilmesi açısından acil tedbirlerin alınması gerekliliğini göstermektedir.

Bu amaçla araştırmanın ikinci bölümünde çalışmada kullanılan veriler ve örnekleme metodu hakkında bilgi verilmiştir.

Üçüncü bölümde, Dünyadaki ve AB’deki süt sığırcılığının gelişimi konusunda son 25 yıllık veriler göz önüne alınmış ve Avrupa Birliği’ndeki destekleme politikaları incelenmiştir.

Dördüncü bölümde, Türkiye’de ve Trakya Bölgesi’nde süt sığırcılığının yapısı ve Türkiye’de uygulanan destekleme politikaları incelenmiştir.

(3)

Beşinci bölümde ise, işletmelerden elde ettiğimiz verilerin gözler önüne serilerek yorumlanması sağlanmıştır.

Altıncı bölümde de bu veriler ışığında hali hazırda uygulanan destekleme politikaları değerlendirilerek araştırma neticelendirilmiştir.

Bu araştırma sonucunda ülkemiz süt sığırcılığının sorunları ortaya koyularak, Türkiye ve Avrupa Birliği süt sığırcılığının mevcut politikaları karşılaştırılacak ve ülkemiz süt sığırcılığının gelişimini sağlayacak tedbirler ortaya çıkarılacaktır. Araştırma kapsamında ülkemiz ve Edirne İli süt sığırcılığının işletme yapısının küçük işletme özelliği gösterdiği bulgusuna varılmış ve bu da süt sığırcılığımızın gelişimindeki önemli bir engel olarak karşımıza çıktığı saptanmıştır.

Araştırma, Edirne İlinde 108 yerleşim yerinde 216 süt sığırı yetiştiricisi ile yapılan anketler ile yürütülmüştür. Yapılan anket ile süt sığırı işletmelerindeki mevcut yapı ortaya çıkarılmaya çalışılmış, AB hayvancılık işletmeleri ve devlet politikaları hakkındaki yetiştiricilerin görüşleri alınarak karşılaştıkları sorunlar gözler önüne serilmiştir. Ülkemiz süt hayvancılığı konusunda önemli konumda bulunan Edirne İli süt yetiştiricilerinden elde edilen bu bulgular ülkenin süt sektörü politikasına ve alınması gereken önlemlere yardımcı olabilecektir.

(4)

2. MATERYAL VE YÖNTEM

Araştırma materyalini birincil veriler oluşturmaktadır. Bu amaçla, Edirne merkez ve ilçelerinde (Uzunköprü, Keşan, İpsala, Enez, Süloğlu, Lalapaşa, Havsa, Meriç) bulunan süt sığırcılığı işletmelerinde üreticilerle yüz yüze anket çalışması yapılmıştır.

Edirne ilini temsil edecek örnek hacminin belirlenmesinde temel ölçüt olarak ildeki toplam 267 yerleşim birimine (ilçe, kasaba, köy) ait büyükbaş hayvan sayıları dikkate alınmış ve yöntem olarak popülasyon aritmetik ortalamasına dayalı olasılık örneklemesi kullanılmıştır. Bu şekilde oluşturulan sonlu popülasyona ait parametrelerin hesaplanmasına ilişkin ayrıntılar aşağıda sunulmuştur:

N = 267 (popülasyonu oluşturan yerleşim birimi sayısı)

µ = 583 (popülasyona ait yerleşim birimi başına düşen büyükbaş hayvan sayısı) = 400,36 (popülasyonun standart sapması)

Örnekleme hatası (veya tahmin hatası) aritmetik ortalamanın µ ±%l0'u kabul edilmiştir. Diğer bir ifade ile çekilen örneğin aritmetik ortalaması popülasyon ortalamasından ±% 10 farklı olabilecektir. Diğer yandan, örnek ortalamasının bu sınır içerisine düşme olasılığı %95 olarak kabul edilmiştir.

Z = 1.96

B= µ . 0,10 = 58.35 (örnekleme hatası) n = ~108 x 2 = 216 (örnek hacmi)

Yukarıdaki kabullere göre örnek hacminin belirlenmesinde aşağıdaki formüllerden yararlanılmıştır (Cochran, 1963; McClave ve Benson, 1988).

(5)

216 2 108 38 , 58 36 , 400 . 96 , 1 . 267 1 1 38 , 58 ) 36 , 400 . 96 , 1 2 2 = =       +       = X n

Yukarıdaki formül yardımı ile örnek hacmi (n) 108 yerleşim birimi olarak saptanmıştır. İlçelere göre 108 adet yerleşim biriminin dağılımında ise ilçelerin büyükbaş hayvan varlığını dikkate alan oransal kriter kullanılmıştır (Çizelge 2.l). Zamanın kısıtlı olması nedeni ile her yerleşim biriminde yapılacak anket sayısı, 2 işletme ile sınırlandırılmıştır. Her yerleşim birimindeki 2 işletme rasgele seçilmiştir. Buna göre ilçelerde gidilecek yerleşim birimi sayısı ve yapılacak anket sayısı söz konusu Çizelge 2.l' de verilmiştir.

Çizelge 2.1. Edirne İli Büyükbaş Hayvan Sayısı, İlçelerin Büyükbaş Hayvan Yüzdesi, Gidilecek Yerleşim Birimi ve Yapılacak Anket Sayısı

İlçeler Büyükbaş Hayvan Sayısı İlçelerin Büyükbaş Hayvan Varlığının Ortalama Hayvan Varlığına Oranı Gidilecek Yerleşim Birimi Sayısı Yapılacak Anket Sayısı Merkez 18750 0.13 14 28 Uzunköprü 25430 0.18 19 39 Keşan 26236 0.18 20 40 İpsala 13674 0.10 10 21 Enez 12106 0.09 9 18 Sü1oğlu 8546 0.06 7 13 Lalapaşa 13054 0.09 10 20 Meriç 9200 0.06 7 14 Havsa 15240 0.11 12 23 TOPLAM 142236 1.00 108 216

(6)

3. DÜNYADA VE AVRUPA BİRLİĞİ’NDE SÜT SIĞIRCILIĞI VE DESTEKLEME POLİTİKALARI

3.1. Dünyadaki Süt Sığırcılığı

Dünya süt üretiminde sığır önemli bir yere sahip olmakla birlikte son yıllardaki bazı olumsuz gelişmelere rağmen dünya sığır varlığı önemli ölçüde artmıştır. FAO (2004) verilerine göre Dünya hayvan varlığını incelediğimizde, 1975 yılı baz olarak alındığında dünyada yaklaşık 1 milyar 190 milyon baş civarında olan sığır sayısı 2003 yılında, %15.5‘lik bir artışla 1 milyar 371 milyona ulaşmıştır (Çizelge 3.1). Bu değişim bütün kıtalarda aynı hızda olmamış, hatta bazı kıtalarda azalma meydana gelmiştir. Sığır varlığı, gelişmiş ve gelişme yolundaki ülkeler esas alınarak incelendiğinde, gelişme yolundaki ülkelerde sığır varlığının 1975–2003 yılları arasında yaklaşık %40 arttığı, gelişmiş ülkeler sığır varlığının ise yaklaşık %30 azaldığı anlaşılmaktadır (Azabağaoğlu ve ark., 2002)

Çizelge 3.1. Dünya, Kıtalar ve Çeşitli Gruplar Sığır Varlığının Yıllar İtibariyle Değişimi

1975 Yılı Sayısı 100 Kabul Edildiğinde 1975 (Milyon Baş) 1980 1985 1990 1995 2000 2003 2003 (Milyon Baş) Dünya 1187,1 102,5 106 103,5 112,1 112,6 115,5 1371,1 Asya 343,8 100,9 108,7 116,8 126,8 132,2 134,8 463,5 Avrupa 133,9 100,1 99,2 93,1 80 75,8 72,3 96,1 Afrika 155,7 110,4 112,7 120,6 128,9 143,5 148,3 230,9 Okyanusya 42,7 81,9 73,4 74,7 83,8 87,5 88,1 37,6 K.O.Amerika 190 90,2 91,5 84,7 87,5 85,2 84,8 161,2 G.Amerika 211,9 114,2 118,3 128,5 138,8 140,4 152,4 322,8 Gelişmiş Ül. 448,1 94,8 94,3 89,2 81,9 73,4 71,4 320,1 Gelişmekte Olan Ül. 739,1 107,1 113,2 121,4 130,5 136,4 142,2 1051 AB (15) 97,5 97,8 99,6 94,2 86,7 84,3 80,7 78,7 AB (25) 109,7 99,2 97,3 91,4 86,6 85,2 81,1 89

(7)

Dünya’da 2001 yılı ile 2005 yılları arasında hayvan varlığı yaklaşık 50 milyon artış göstermesine karşın (FAO, 2005) Çizelge 3.2.’de görüldüğü gibi Avrupa Birliği ülkelerinde inek sayısında düşüş yaşandığı görülmektedir. Türkiye de gelişmekte olan bir ülke olmasına rağmen uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle hayvan sayısında yıllar itibarıyla düşüş yaşanmıştır.

Çizelge 3.2 Büyükbaş Hayvan Varlığındaki Değişimler Tablosu ( Adet/B.Baş)

YILLAR AB (25) TÜRKİYE DÜNYA

2001 92.599.072 10.761.000 1.321.827.283

2002 90.543.450 10.548.000 1.336.135.703

2003 89.287.034 9.804.000 1.350.935.906

2004 88.262.846, 9.789.000 1.364.950.514

2005 87.880.153 10.069.346 1.372.250.974

Kaynak : FAO 2005, Tarım İstatistikleri

Sığırdan sağlanan et ve süt üretimi söz konusu olduğunda hem kıtalar hem de ülkeler için değişim, sayısal değişimden çok farklı olabilmektedir. Dünya süt üretiminin 1975’ten 2003 yılına yaklaşık %31 arttığı görülmektedir. Yine sığır sayısı yaklaşık %20 azalan AB’de sığır sütü üretimi %11 artmıştır. Sığır sütü üretimindeki en büyük artış Asya kıtasında gerçekleşmiştir. Bunu Afrika ve Güney Amerika izlemiştir. Buna rağmen dünya süt üretimini yaklaşık %70’i, sığır varlığının %24’ünü barındıran gelişmiş ülkelerde üretilmektedir. Avrupa Birliği’nin süt üretimi Asya ve Afrika kıtaları süt üretimi toplamından daha fazladır (Çizelge 3.3). Oysa bu iki kıtanın sığır varlığı dünya varlığının yarısı, AB sığır varlığının da 7.8 katı kadardır. Sığır sayısı ile süt verimi arasında bir paralellik olmaması birim başa verimdeki farklılıkla ilgilidir.

(8)

Çizelge 3.3. Dünya, Kıtalar ve Çeşitli Gruplarda Sığır Sütü Üretiminin Yıllar İtibariyle Değişimi

1975 Yılı Sayısı 100 Kabul Edildiğinde 1975 (Milyon Ton) 1980 1985 1990 1995 2000 2003 2003 (Milyon Ton) Dünya 387.7 108.9 118.1 123.6 119.6 126.5 130.7 506.9 Asya 30.4 122.1 151.5 185.9 220.3 276.6 302.4 92.0 Avrupa 152.7 111.6 116.0 110.5 102.6 102.8 102.0 155.9 Afrika 9.8 116.9 129.0 155.4 171.0 202.6 216.5 21.1 Okyanusya 12.9 95.9 110.1 109.1 138.5 182.6 194.8 25.1 K.O.Amerika 69.2 109.7 119.8 122.6 129.3 140.7 143.3 99.1 G.Amerika 22.5 109.8 119.9 141.5 172.4 199.1 206.2 46.3 Gelişmiş Ül. 324.0 107.6 114.9 116.5 105.7 105.2 106.7 345.8 Gelişmekte Olan Ül. 63.7 115.8 134.6 159.8 190.3 234.9 252.7 161.0 AB (15) 115.0 112.4 116.7 110.2 106.7 107.1 105.9 121.7 AB (25) 129.3 111.6 115.5 109.5 109.2 112.1 111.0 143.5

Kaynak : FAO 2004, Tarım İstatistikleri

İnsan beslenmesinde önemli yeri olan sütün de, dünyada üretimi yıllar itibariyle Çizelge 3.3’de de görüldüğü üzere artış göstermesine karşın; AB ülkelerinde aşırı üretimin önüne geçilmesi için uygulanan politikalar süt üretimini 125 milyon ton seviyesinde sınırlandırmıştır. Türkiye’de ise 90’lı yıllardan sonra yem/süt fiyat paritesinin sürekli düşmesi, fiyat ve destekleme politikalarındaki yanlışlıklar ve uzun vadeli projelerin geliştirilmemesi neticesi, süt üretiminin düşmesi sonucunu doğurmuştur.

İnek başına süt verimi bakımından Dünya ortalaması 2003 yılında 2165 kg’dır. Gelişmiş ülkeler söz konusu olduğunda 4672 kg’a yükselen bu değer, AB için yaklaşık 6 ton’dur. İncelemeye esas olan 1975-2003 yılları arasında inek başına ortalama süt verimi bakımından en yüksek artış %74 ile AB ülkelerinde gerçekleştirilmiştir (Çizelge 3.4).

(9)

Çizelge 3.4. Dünya, kıtalar ve çeşitli gruplarda yıllar itibariyle inek başına yıllık süt verimi (kg) YILLAR 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2003 Dünya 1954 1 974 2 078 2 110 2 049 2 163 2 165 Asya 755 792 900 992 1 081 1 207 1 240 Avrupa 3 210 3 590 3 860 4 177 4 713 5 289 5 498 Afrika 445 449 452 458 471 473 480 Okyanusya 2 876 2 926 3 218 3 166 3 537 4 222 4 214 K.O.Amerika 3 280 3 606 4 026 4 126 4 452 4 749 4 739 G.Amerika 1 061 960 996 1 063 1 178 1 432 1 387 Gelişmiş Ül. 2 963 3 172 3 426 3 771 3 853 4 468 4 672 Gelişmekte Olan Ül. 716 709 767 802 882 994 1 006 AB (15) 3 586 4 030 4 290 4 739 5 421 6 010 6 240 AB (25) 3 413 3 839 4 105 4 526 4 980 5 705 5 930

Kaynak : FAO 2004, Tarım İstatistikleri

3.2. Avrupa Birliği’ndeki Süt Sığırcılığı ve Destekleme Politikaları

Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tarım politikalarının gerek ekonomik gerek siyasi anlamda ortak bir çerçevede yönetilmesi esasına dayanan Ortak Tarım Politikası (OTP), AB’nin ilk ortak politikasıdır.

İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan kıtlığın yarattığı endişe, savaş sonrasında AB aktif nüfusunun çok önemli bir bölümünü oluşturan tarım sektörü çalışanlarının gelir düzeyinin korunması ve yükseltilmesi, üye ülkelerin ulusal tarım politikaları arasındaki derin farklılıkların giderilmesi gerekliliği Birliği bir ortak tarım politikası oluşturmaya yöneltmiştir.

Tüm bu etkenlerinin bir araya gelmesi ile üye ülkeler tarafından gerekliliğine karar verilen ve Roma Antlaşması'nın 32–38. maddeleriyle (Amsterdam Antlaşmasıyla yeni 32–38. maddeler) yasal çerçevesi belirlenen

(10)

OTP, 1962 yılında ilk ortak piyasa düzeninin oluşturulması ile resmen hayata geçirilmiştir.

Bu amaçlara ulaşmak için geliştirilen mekanizma ise piyasa düzenlemeleri olmuştur. Söz konusu mekanizmanın yasal dayanağı ise Avrupa Topluluklarını kuran anlaşmanın 32. maddesidir (eski 38. madde). Bu madde aynı zamanda, değişik tarım ürünleri için geliştirilen ortak piyasa düzenlerinin ele alındığı tüzüklerin de yasal dayanağını oluşturmaktadır.

Piyasa politikası, OTP'nin en eski ve en önemli araçlarından birisini oluşturmaktadır. Piyasa politikası; tarımsal üretimin yönlendirilmesi ve piyasaların dengelenmesi amacıyla ürünler veya ürün gruplarının belirli bir rejime, yani ortak piyasa düzenine tabi tutulması yoluyla çalışmaktadır. Böylelikle üretim ve ticarette ortak kurallar işlemektedir.

Ortak Piyasa Düzenleri (OPD) 3 prensibi esas almaktadır:

• Tek pazar: tarım ürünlerinin üye devletler arasında serbest dolaşımı, • Topluluk tercihi: Birlik içinde üretilen ürünlere öncelik tanınması, bunun

için AB tarım ürünlerinin ithalata karşı korunmasını, ihracatının ise sübvanse edilmesini gerektirmektedir.

• Ortak mali sorumluluk: OTP’nin uygulanması sonucu ortaya çıkan harcamaların topluluk bütçesinden karşılanmasıdır.

Yukarıda belirtilen prensipler çerçevesinde oluşturulan OPD aynı zamanda, tarım sektöründe üreticilere yapılan yardımlar ile ürünler için verilen sübvansiyonların temelini de oluşturmaktadır.

1992 yılında arz ve talep arasında gittikçe artan dengesizlik nedeniyle ortaya çıkan bütçe harcamaları baskısı, OTP'deki reformu kaçınılmaz kılmıştır. Bunun sonucunda, OTP'nin temel aracı olan piyasa fiyatları desteği kısmen doğrudan gelir desteği sistemi ile değiştirmiştir. Bu uygulamaya 1993 yılında ekilebilir ürünler, dana eti, koyun ve keçi eti, süt ürünleri ve tütün sektörlerinde başlanmıştır.

(11)

Yukarıda belirtilen prensipler çerçevesinde oluşturulan OPD aynı zamanda, tarım sektöründe üreticilere yapılan yardımlar ile ürünler için verilen sübvansiyonların temelini de oluşturmaktadır.

1997 yılındaki Lüksemburg Zirvesi ile AB'ye aday ülke statüsü kazanan Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkelerinde tarımın ekonomideki payı, tarımsal mekanizmalarındaki farklılıklar gibi nedenlerle genişlemenin OTP'ye getireceği maliyet, özellikle Dünya Ticaret Örgütü ileri tarım müzakereleri de göz önüne alındığında yeni bir reformu zorunlu hale getirmiştir.

Haziran 2003'de kabul edilen son OTP reformunun en önemli unsurlarından birisi "Tek Ödeme Planı" dır ("Single payment Scheme"). Bu yeni ödeme planı, AB'deki çiftçilerin yararlanmakta olduğu doğrudan ödemelerin birçoğunun yerini almaktadır. Getirilen bu yeni ödeme mekanizması ile çiftçilere verilen destek ile çiftçilerin ürettikleri ürün arasındaki ilişki ortadan kaldırılmaktadır. Ödemelerin üretilen ürün ile ilişkilendirilmesine son verilmesi ile AB tarım sektörünün piyasa odaklı bir anlayışa yönelmesi hedeflenmektedir.

Yukarıda da belirtilen ortak mali sorumluluk ilkesi çerçevesinde, AB’nin OTP kapsamında yaptığı harcamalar Avrupa Tarımsal Garanti ve Yönlendirme Fonunun (FEOGA) Garanti Bölümünden finanse edilmektedir.

Ortak Tarım Politikası kapsamında, ortak piyasa düzenlerinde kullanılan süt ve süt ürünlerini ayarlamada temel araçları şu şekilde özetlemek mümkündür.

İhracat sübvansiyonları; Avrupa Birliğinde çok yüksek idari maliyetlerin ortaya çıkardığı ürün fazlasını elden çıkarma (dana eti ve süt ürünlerinde olduğu gibi) veya pazar fiyatlarının yüksek bir düzeyde tutulmasını sağlama (sebze ve meyve, domuz etinde olduğu gibi) yöntemi olarak kullanılmaktadır.

Gümrük Tarifeleri: Topluluğa ithal edilen tarım ürünleri için, yüksek gümrük vergili koruma tedbirlerini içermektedir.

(12)

Doğrudan ödemeler; şu anda gerek ekilebilir ürünler, gerek hayvancılık sektöründe en önemli OTP aracı olup, ekilebilir ürünlerde ekim yapılan arazinin hektarı başına, hayvancılık sektöründe de hayvan sayısı esas alınarak verilmektedir.

Üretim kotaları; özellikle üretim fazlası olan ürün grupları için, üretimin azaltılması amacına yönelik olarak geliştirilmiştir. Kotalar ülkeler arasında dağıtılmakta, ülkeler ise tarımsal işletmeler bazında tahsisat yapmaktadır. Üretim kotalarının aşılması durumunda, cezai müeyyideler uygulanmaktadır.

Bu açıdan bakıldığında OPD 2 farklı şekilde sınıflandırılabilmektedir. a. Destek Mekanizmalarına Göre

Garanti edilen fiyatlar ve otomatik müdahaleye dayalı OPD'ler: Bu kategori Topluluğun hâlihazırda şeker ve süt ürünlerine uygulanmaktadır. Pazar fiyatları çok düşük olduğunda, ürünlerinin müdahale kuruluşlarına teslimi ile bu kuruluşlar tarafından çiftçilere asgari veya garanti edilmiş fiyatlar ödenmektedir. Bu tür düzenler 1992 yılı öncesinde AB'de uygulanan OPD'lerin en önemli özelliği olup, günümüzde yavaş yavaş azaltılmaktadır.

Garanti edilmiş fiyatlar ve üretimi tamamlamak üzere doğrudan yardıma dayalı karışık OPD'ler: Bu kategoride hububat, pirinç, koyun eti, muz, süt (2005-2006'dan sonra) ve sığır ve dana etine yönelik OPD’ler yer almaktadır. Dana eti için 2002'den itibaren "güvenlik payına dayalı”, koşullu bir müdahale planı oluşturulmuştur. Bu kategori Topluluk tarımsal üretiminin üçte birine karşılık gelmekte olup, 1992 ve 1999'da benimsenen OTP reform paketleri çerçevesinde gittikçe büyümektedir.

b. Arz Kontrol Mekanizmalarına Göre

a.Üretim Kotaları: Süt ve şeker için kotalar ulusal düzeyde belirlenmekte ve çiftçi veya işletmelere tahsis edilmektedir. Her üye devletteki, kotaları aşan üreticiler cezalandırılmaktadır.

(13)

b. Ulusal Garanti Edilmiş Üretim Kotaları: Bu kotalar (azami garanti edilmiş miktarlar, azami garanti edilmiş alanlar ve sığır başına primler) oldukça uzun bir ürün listesini kapsamaktadır. Kotalar üreticilere yapılan doğrudan yardımlara eşit olup, bir üye devlette yardıma uygun başvurular çerçevesinde önceden belirlenen eşikler aşıldığında, verilebilecek toplam yardım miktarı sabit olduğundan, üreticilere verilen yardımlar orantılı biçimde azaltılmaktadır

Ortak Tarım Politikalarını çerçeveleyen 17 Mayıs 2000 tarihli Konsey Tüzüğünde 29 Eylül 2003 tarihinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Özellikle Çiftlik Danışmanlık Sistemi gereği; üye devletlerin 1 Ocak 2007 tarihine kadar, bir veya daha fazla sayıda yetkili veya özel kuruluşu belirlemeleri ve çiftçilere arazi ve çiftlik yönetiminde tavsiyelerde bulunmak üzere bu kuruluşlar tarafından işletilecek bir sistem kurmaları gerekmektedir. Danışmanlık hizmeti, en azından yukarıda çapraz uyum bölümünde bahsedilen koşulları kapsamaktadır.

Çiftçiler danışmanlık sistemine gönüllülük esasında katılabilmekte olup, üye devletlerin 15.000 €'dan fazla yıllık doğrudan ödeme alan çiftçilere öncelik tanıması öngörülmüştür.

Sistem dâhilinde elde edilen bilgilerin, çiftlik sahibinden başkasına ifşa edilmemesi kuralı getirilmiştir. Başta ceza gerektiren suçlar olmak üzere, Topluluk mevzuatı veya ulusal mevzuatın ihlali halinde, ilgili yetki mercilere bildirimde bulunulması gereken durumlar, bu kuralın istisnası olarak belirlenmiştir.

Hayvancılıkla ilgili destekler konusunda ise ilgili direktif ve tüzükler uyarınca, Entegre İdare ve Kontrol Sistemi (IACS-Integrated Adminitration and Control System) kapsamında hayvan kimlik ve kayıt sisteminin de bulunması gerektiği belirtilmiştir. Tüzükte IACS 'la ilgili idari çapraz kontroller, saha kontrolleri, uygun olmayan ödemelerde yapılacak indirim ve yardımın kesilmesi, ödemelerin yapılma tarihleri gibi bir takım ilave

(14)

düzenlemeler bulunmakta olup, bunlar burada ele alınmamıştır.

Ortak Tarım Politikasında yardım programları çerçevesinde sığır ve dana primleri açısından sığır ve dana etine ilişkin düzenlemelerin uygulanması durumunda, aşağıda belirtilen ve üye devlet tarafından seçilecek yardım veya yardımlar verilecektir

Özel Primler: Düzenleme kapsamında özel primler başlıklı bir destek mekanizması yer almaktadır.

Pirimler bölgesel tavanlar dahilinde, her bir yaş aralığı için 90' dan az hayvan sayısı olan işletmelere hayvan başına yapılan ödemeler şeklindedir. Primler yaşı 9 aydan büyük boğa için bir defa, her bir tosun için de 9 aylıkken bir defa, 21 aylıkken de 2. defa olmak üzere iki defa verilmektedir. Prim verilecek hayvanların hayvan kimlik sisteminde kayıtlı olması gerekmektedir.

Tüzük uyarınca, her bir üye devlette, primlerden faydalandırılacak hayvan sayısı belirlenmiştir. Bir yıl içinde yapılan başvurularda prime uygun hayvan sayısı, bu tavanı aşarsa, yetiştiricilere verilen yardımlar orantılı olarak azaltılmaktadır.

Primler kesim sırasında da verilebilmektedir. Böyle bir durumda boğalar için getirilmiş olan yaş kriteri, 185 kg. asgari karkas ağırlığı kriteri ile değiştirilebilmektedir.

Özel pirim oranları:

Boğalar için hayvan başına 210 €

Tosunlar için hayvan başına 150 € (Can, 2005)

Pirim ödemelerindeki uygunluk kontrolü, hayvan kimlik sistemi verileri kullanılarak yapılmaktadır.

Doğrudan Gelir Desteklemeleri Kapsamında ve Tek Ödeme Planı çerçevesinde Ortak Piyasa Düzenlemelerine tabi olan süt ve süt ürünlerinin desteklenmesi aşağıda irdelenmiştir.

(15)

3.2.1. Avrupa Birliği’ndeki Süt ve Süt Ürünleri Desteklemeleri

Temel mevzuat 1255/1999/EC: Süt ve süt ürünlerine ilişkin pazarın ortak örgütlenmesi hakkında 17 Mayıs 1999 tarihli Konsey Tüzüğüdür. Tüzük kapsamında süt ve yağı, süt ürünleri (yoğurt, peynir, tereyağ vb.), laktoz, laktoz şurubu, hayvanları beslemek için kullanılan ürünler yer almaktadır.

Müdahale Fiyatı Tereyağ için;

Çizelge 3.5: Müdahale Fiyatı (Tereyağ için)

Dönem Fiyat (€ / 100 kg)

1 Temmuz 2000-30 Haziran 2004 arası 328,20 1 Temmuz 2004-30 Haziran 2005 arası 305,23 1 Temmuz 2005-30 Haziran 2006 arası 282,44 1 Temmuz 2006-30 Haziran 2007 arası 259,52

1 Temmuz 2007 ve sonrası 246,39

Yağsız süt tozu için;

Çizelge 3.6: Müdahale Fiyatı (Yağsız süt tozu için)

Dönem Fiyat (€ / 100 kg)

1 Temmuz 2000-30 Haziran 2004 arası 205,52 1 Temmuz 2004-30 Haziran 2005 arası 195,24 1 Temmuz 2005-30 Haziran 2006 arası 184,97

1 Temmuz 2006 ve sonrası 174,69

Tereyağı için müdahale fiyatı, bir veya daha fazla üye devlette, gösterge döneminde, müdahale fiyatının %92'sinden daha düşük fiyatlar ortaya çıktığında uygulanmaktadır. Müdahale ihale ile gerçekleştirilmektedir. Ancak 1 Mart–31 Ağustos tarihleri arasında ihaledeki alım fiyatı, müdahale fiyatının %90'ından az olamamaktadır.

Müdahale için teklif edilen miktar 2004 yılında 70.000 ton, 2005 yılında 60.000 ton, 2006 yılında 50.000 ton, 2007 yılında 40.000 ve 2008 yılı ve sonrasında 30.000 ton'u aşarsa Komisyon müdahale alımını askıya alabilecektir.

(16)

Diğer ortak piyasa düzenlemelerinde olduğu gibi, müdahale alımı yapılan tereyağı için kalite standartları getirilmiştir.

Özel depolama yardımları;

Belli koşulların sağlanması durumunda, belirli kalitedeki kaymak, belirli işletmelerden gelen tuzlanmamış tereyağı ile tuzlanmış tereyağı için verilebilmektedir. Yardım, depolama maliyetleri ve taze tereyağı ile stoklardaki tereyağının fiyatlarındaki eğilim ışığında belirlenmektedir.

Müdahale yoluyla alınan ürünlerin piyasaya arzında, piyasa koşullarının çok fazla etkilenmemesine dikkat edilmektedir.

224/2004lEC sayılı Komisyon Tüzüğü ile müdahale kapsamındaki tereyağına yönelik özel depolama yardımlarının, 2004 yılında sonuçlandırılmış sözleşmeler için aşağıdaki gibi olması öngörülmüştür:

• Bütün sözleşmeler için

 sabit maliyetlere yönelik olarak 24 €/ton

 sözleşme dönemi süresince her bir gün için 0,35 €/ton'luk soğuk depolama maliyeti

 sözleşmeye dayalı depolamanın başladığı gün tereyağı müdahale fiyatının %90'i ile yıllık %2,25'lik faiz oranı kullanılarak hesaplanan oran

• 1 Temmuz 2004 tarihinden önce müdahale kuruluşları tarafından alınan başvurular çerçevesinde sonuçlandırılan sözleşmeler için 147,60 €/ton.

Kaymağı alınmış sütten yapılan en yüksek kalitedeki süttozu, müdahale fiyatından alınmaktadır. Alınacak ürünlerin uyması gereken standartlar belirlenmiştir. 1 Mart–31 Ağustos arasında yağsız süttozu alımı 109.000 ton'u aştığında müdahale alımları askıya alınabilmektedir.

(17)

Pazarlama Yardımları

Yem olarak kullanılması düşünülen yağsız süt ve yağsız süt tozu için verilmektedir. Kazein ve kazeinat elde etmek için kullanılan yağı alınmış süte de yardım verilmektedir. Bu yardımların miktarı kaymağı alınmış süttozunun müdahale fiyatı veya eğer müdahale fiyatı aşılıyorsa 1. kalitedeki sprey prosesi ile yağı alınan sütten yapılan süttozunun piyasa fiyatı ile kazein ve kazeinat Dünya ve Topluluk fiyatları esas alınarak belirlenmektedir.

2921/90/EEC sayılı Komisyon Tüzüğünde kazein veya kazeinat elde etmek için işlenmiş yağsız sütün 100 kg’ı için öngörülen yardım 2.70 € olarak belirlenmiştir.

Süt ürünlerinde artış olması durumunda kaymak, tereyağı ve konsantre tereyağının daha düşük fiyatlarda kar amacı gütmeyen kurum ve kuruluşlar, askeri birlikler, dondurma ve unlu mamul üreticileri, daha sonra belirlenecek diğer gıda üreticileri ile konsantre tereyağının doğrudan tüketimi için yardım verilmektedir.

Okul çocuklarına işlenmiş süt ürünlerinin dağıtılmasına yönelik yardım verilmektedir. Topluluk yardımları haricinde üye devletler de benzer yardım programı geliştirebilmektedir.

Okul çocuklarına dağıtılacak tam süt için Topluluk yardım oranları aşağıda gösterildiği biçimde belirlenmiştir:

Çizelge 3.7: Okul Çocuklarına Dağıtılacak Tam Süt İçin Topluluk Yardım Oranları

Dönem Fiyat (€/100 kg)

30 Haziran 2004'e kadar 23.24

1 Temmuz 2004-30 Haziran 2005 arası 21,69 1 Temmuz 2005-30 Haziran 2006 arası 20,16 1 Temmuz 2006-30 Haziran 2007 18,61

1 Temmuz 2007 sonrası 18,15

Diğer süt ürünleri söz konusu olduğunda, yardım oranları ayrıca belirlenmekte olup, bunlara ilişkin örnekler olmasına rağmen burada ayrıca

(18)

belirtilmemiştir. Ancak, yardımda öğrenci başına 0,25 lt süt ve eşdeğer miktarı esas alınmaktadır (Can, 2005).

(19)

4. TÜRKİYE’DE VE TRAKYA BÖLGESİ’NDE SÜT SIĞIRCILIĞI VE DESTEKLEME POLİTİKALARI

4.1. Türkiye’de ve Edirne İli’ndeki Süt Sığırcılığının Yapısı

Tarımsal üretimin entansifleştiği ve gelişmişlik düzeyi diğer bölgelere göre yüksek olan Ege ve Marmara bölgelerinde kültür ırkı ve kültür melezi sığırların oranı daha yüksektir. Bu durum entansifleşmenin bir gereği ve doğal sonucu olarak kabul edilmelidir.

Ülkemiz sığır varlığı 90’lı yıllarda 11 milyon civarında iken 2005 yılına gelindiğinde 10 milyon başa düşmüştür. Buna karşın Şekil 4.1.’de görüldüğü üzere sığır varlığımızın ırklarındaki önemli değişim göze çarpmaktadır. Doksanlı yıllarda yerli ırk sığırlar önemli bir çoğunluğu oluşturmasına karşın 2005’e kadar yerli ırk sayısında önemli bir düşüş yaşandığı ve kültür melezi ırkların sayısının büyük ölçüde arttığı gözlemlenmektedir. Zamanla yapılan suni tohumlama çalışmaları sayesinde ırkların saflaştırıldığı ve yıllar itibari ile kültür ırkı sayısının arttığı görülmektedir.

Türkiye'nin Irklarına Göre Sığır Varlığı (Baş/Adet)

1 000 000 3 000 000 5 000 000 7 000 000 9 000 000 11 000 000 13 000 000 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 2006 YILLAR B A Ş /A D E T

Kültür Kültür Melezi Yerli Toplam

(20)

Edirne İli sığır varlığı 1995 yılında 160 bin civarında iken 2000 yılında bu rakam 110 bine kadar düşmüş ancak bu tarihten sonra artış gösterdiği görülmüştür. Bu rakam 2006 yılı verilerine göre ise 142 bin civarındadır. Irkların mevcut durumu göz önüne alındığında ise son 10 yıllık dönemde kültür ve kültür melezi ırklarının önemli bir orana sahip olduğu gözlemlenmekle beraber suni tohumlama uygulamaları nedeniyle kültür ırkı melezlerinin saflaştırıldığı Şekil 4.2’den anlaşılmaktadır. Özellikle 2000’li yıllardan sonra kültür ırkı sayısında önemli artışlar saptanmaktadır. Türkiye’de yerli ırklar önemini korunmasına karşın Edirne İli’nde kültür ırkı hayvanlarının sayısı önemli ölçüde artmıştır.

Edirne İli Irklara Göre Sığr Varlığı (Baş/Adet)

0 20000 40000 60000 80000 100000 120000 140000 160000 180000 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005

KÜLTÜR KÜLTÜR MELEZİ YERLİ TOPLAM

Şekil 4.2.: Edirne İli ırklara Göre Sığır Varlığı (TKB, 2005)

Ülkemizde yerli ırk sayısı halen yüksek oranda bulunmasına karşın yıllara göre azalma eğilimini göstermesi olumlu bir gelişme olarak görülmektedir. Zira yüksek verimli kültür ırkları arasında Holstein ırkının özellikle Trakya Bölgesi ve Edirne İli’ndeki sayıları gün geçtikçe artmakta ve melez ırklar da aynı ırk suni tohumlamalar vasıtasıyla saflaştırılmaktadır.

(21)

Şekil 4.3: Türkiye’nin Irklara Göre Sığır Varlığı Dağılımı (TKB, 2006)

Ülkemizde bölgeler itibariyle; Holstein ırkının Ege ve Marmara Bölgesinde çoğunlukta olduğu görülmekte iken Holstein Melezi bakımından Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi göze çarpmaktadır. Karadeniz Bölgesinde Jersey ve Jersey melezi ırklar yaygın iken Doğu Anadolu Bölgesinde yerli ırklar halen sığır varlığı içinde büyük bir orana sahiptir.

Edirne İli’nde ise sığır varlığı içindeki kültür ırkı hayvanlarının sayısının önemli bir artış sağladığı görülmektedir. Zira Şekil 4.3’te de görüleceği üzere sığır varlığının çok büyük bir kısmının kültür ırkı olduğu anlaşılmaktadır.

(22)

Şekil 4.4: Edirne İli’nin Irklara Göre Sığır Varlığı Dağılımı (TKB, 2006)

Türkiye'de işletmelerin arazi ortalaması yaklaşık 59-60 dekar olmasına karşın, Trakya arazi ortalaması 81 dekardır. Ancak işletmelerin çoğunluğunun sahip olduğu ortalama arazi büyüklüğü bu değerlerin oldukça altında kalmaktadır. Türkiye tarımının en önemli sorunlarından biri olan arazilerin çok parçalı oluşu Trakya tarımını da olumsuz etkilemektedir. Bu konuda 1995 yılında Edirne ve Tekirdağ illerini kapsayan toplam 22 köyde yapılan bir araştırmada ortalama arazi parça sayısının 9 olduğu ortaya çıkmıştır (Aksoy ve ark., 1996).

Trakya yöresinde son yıllarda süt sığırcılığının artması ile birlikte doğan kaba yem sıkıntısının karşılanması amacıyla yeşil yemleri saklama tekniği olarak bilinen ve besin değeri yüksek olan mısır silajı yaygınlaşmaktadır. Özellikle mısır bitkisinin silaj yapımına uygun olması, Trakya yöresinde tarım koşullarının bu bitkinin birinci ve ikinci ürün olarak üretimine olanak sağlaması gibi faktörler, sığırcılıkla uğraşan yöre çiftçisinin mısır silajına ilgisini arttırmıştır. Silajın hayvanlar tarafından sevilerek tüketilmesi, sindirilme oranının yüksek, dayanma süresinin uzun, besin madde kaybının az olması ve ekonomik oluşu son yıllarda tercih edilmesinin en önemli nedenleridir. Hayvancılık alt sektöründe belirleyici rolü olan sığır, özellikle süt sığın varlığında artış görülmektedir.

(23)

Trakya yöresi inek sütü üretim miktarının Türkiye üretimindeki payı %5.3 'tür. Süt ineği varlığının Türkiye üretimindeki payının %2.9 olduğu hatırlanırsa, Trakya süt ineği popülasyonunda süt veriminin Türkiye ortalamasının iki katı olduğu anlaşılacaktır (Aksoy ve ark., 1996).

Ülkemizde 1992 yılı kayıtlarına göre toplam 274 adet yem fabrikası mevcut iken 2005 yılı verilerine göre bu rakam 606 ya ulaşmıştır (TZMO, 2005). Trakya yöresi gerek hayvan varlığı gerekse karma yem üretimi yönünden potansiyel bir güce sahiptir. Buna karşılık AB ve gelişmiş ülkelerde karma yem fabrikaları sayısında son 10 yılda yaklaşık %5,1 oranında azalma meydana gelmiştir. Bunun nedeni; işletme büyüklüklerinin artması ve maliyetleri düşürmek için işletme içi karma yem ünitelerinin kurulmuş olmasındandır

Süt sığırcılığı Trakya yöresindeki hayvancılık faaliyetlerinin temelini oluşturmaktadır. Özellikle Tekirdağ ve Edirne illeri süt sığırcılığında yoğunluk gösterirken Kırklareli ilinde koyunculuk yaygındır. Edirne ilinin ülkemiz sığır varlığı içerisindeki oranı %1.4 tür. Türkiye’nin yıllık 9.514.138 ton inek sütü üretiminin 196.780 tonu Edirne ilinden karşılanmaktadır. Bu da göstermektedir ki; Edirne ili ülke sığır varlığının %1,4 ünü oluşturmasına karşın süt üretiminin %2,1 ini karşılamaktadır.

Trakya Bölgesi iklim ve toprak nitelikleri açısından özellikle tarla tarımı ve hayvancılık için son derece elverişli arazilerden oluşmaktadır. Uygun üretim koşullarına ek olarak, yörede kurulu bulunan tarıma yönelik sanayi tesislerinin varlığı da tarımı destekleyici bir güç meydana getirmiştir. Trakya yöresinde hızla gelişmekte olan tarıma dayalı sanayi sektöründe gıda sanayi önemli bir yer tutmaktadır. Tarımın entansite derecesi girdi ve verim açısından Türkiye ortalamasının üzerine çıkmıştır (Aksoy ve ark., 1996).

Türkiye' de 2001 yılı verilerine göre 19.443.000 dekar çayır-mera alanı mevcuttur. Türkiye'deki çayır-mera alanlarının %4,18'si Edirne ili sınırları içerisinde bulunmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Veteriner Bilgi Sistemi 2006 yılı

(24)

Temmuz ayı verilerine göre sığır varlığının %86 kültür, %10 kültür melezi, %4’ü yerli ırktır. Türkiye değerleri göz önüne alındığında ildeki hayvan varlığının önemli bir kısmını kültür ırkı sığırlar oluşturmaktadır. İlin toplam süt üretimi ise 196.780 ton ile Türkiye toplam süt üretiminin % 2,1’ini oluşturmaktadır.

Araştırmalarımızın ışığında süt sığırcılığımızın gelişmesinde birim başına maliyetlerin düşürülmesi önem arz etmektedir. Zira bu sayede reel süt fiyatları da artacaktır. Şekil 4.5’de görüleceği üzere 1992 yılı baz olarak alındığında süt fiyatları sürekli düşüş göstermiş ve bu düşüş 2001 yılında 20 br/fiyata düşmüştür ki bu % 80 gibi bir gelir kaybına karşılık gelmektedir.

Yıllara Göre Süt/Yem Paritesi

0 0,2 0,4 0,6 0,8 1 1,2 1,4 1,6 1,8 2 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004

Şekil 4.5 : Yıllara Göre Süt/Yem Paritesi (DSYMB, 2005)

Ülkemizdeki süt fiyatlarının reel değişim değerleri de göz önüne alındığında Şekil 4.6’da görüleceği üzere sürekli bir düşüş görülmekte olduğu saptanmaktadır.

(25)

BBaş Süt Fiyatlarındaki Reel Değişim (1992=100) 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 110 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 Yıllar R e e l F iy a tla r B.Baş Süt Fiyatı

Şekil 4.6 Yıllara Göre Büyükbaş Süt Fiyatlarındaki Reel Değişimi (DSYMB, 2002)

4.2. Türkiye’deki Destekleme Politikaları

Türkiye’deki süt sığırcılığının yapısı ülkemizde 2005 yılından itibaren Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 24/02/2005 tarihinde 25737 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile 2005-2010 yılları arasında yapılacak hayvancılığı yapılacak tüm desteklemeler tek çatı altında toplanmış olacaktır.

Bu desteklemeleri düzenlemek üzere 2006/9 no’lu tebliğ ile yürütülecektir. Tebliğ kapsamı içerisinde süt sığırcılığına yapılacak desteklemeler sıralandırırsak; 1- Yem bitkileri üretimi desteği

2- Yem bitkisi üretimi yapanlar için alet ve makine desteklemesi 3- Sertifikalı yem bitkileri tohumluğu üretim desteği

4- Damızlık ve saf ırk gebe düve desteği 5- Suni tohumlamadan doğan buzağı desteği

6- Suni tohumlama hizmeti sağlayan gerçek ve tüzel kişilere desteklemesi 7- Süt desteği

8- Sabit veya seyyar süt sağım ünitesi ve soğutma tankı kurulması desteği 9- Gübre çukuru yapılması desteği

(26)

11- Hayvan hastalıkları ile mücadelede programlı aşılamalar için uygulayıcı desteği

12- Hayvansal orijinli gıda kontrolünde, işletmelerde veteriner hekim çalıştırılması desteği

4.2.1.Maliyet Politikaları

4.2.1.1.Yem Bitkileri Üretim Desteklemeleri

Yem bitkilerinin üretimine yapılan desteğin amacı daha ucuza yem elde etmek suretiyle üretim maliyetlerini düşürerek çiftçilerin gelirlerini daha iyi düzeylere çıkarmaktır. Bu destekleme; yonca, korunga, fiğ, macar fiği, burçak, mürdümük, silajlık mısır, sorgum, sudan otu, sorgum-sudan otu melezi, hayvan pancarı, yem şalgamı, fiğ bitkileri ekilişi yapan çiftçileri kapsamaktadır. Bu destekleme ile çiftçilerimize yem bitkileri ekilişi alışkanlığı sağlamaya çalışılmaktır. Destekleme kapsamında 2006 yılında yonca 130 YTL/dekar, korunga 80 YTL/dekar, tek yıllık yem bitkileri için 50 YTL/dekar, silajlık tek yıllık yem bitkilerinde 60 YTL/dekar, yapay çayır-mera için 100 YTL/dekar destekleme öngörülmektedir (TKB, 2006).

Edirne İlinde yem bitkileri üretimin desteklenmesi kapsamında 2005 yılında 5.268 çiftçiye 62.038 dekar alanda 3.342.578,58 YTL destekleme primi ödemesi gerçekleştirilmiş olup, detaylı bilgiler Çizelge 4.1’de gösterilmiştir.

(27)

Çizelge 4.1 2005 Yılı İl Geneli Yem Bitkisi Ekilişleri (da.)

İlçe Adı Çiftçi Sayısı Yonca (da.) Fiğ+ Macar Fiği (da.) Tritikale (da.) Silajlık Mısır (da.) Sudan Otu (da.) Yapay Mera (da.) Toplam Ekiliş (da.) Enez 387 285,7 385,6 1089,5 2933,6 0 0 4.694,4 Havsa 915 488,8 432,9 1142,1 7598,0 37,8 0 9.699,6 İpsala 682 111,5 53,6 0 5105,0 5,4 0 5.275,5 Keşan 1.202 381,0 1720,0 1839,0 7788,0 0 0 11.728,0 Lalapaşa 470 56,9 424,9 461,2 5132,4 0 0 6.075,4 Meriç 136 0 67,1 166,8 1217,2 0 0 1.451,1 Merkez 915 507,8 95,4 0 8534,8 0 1.300,0 10.438,0 Süloğlu 501 194,8 29,7 0 7306,3 14,0 0 7.544,8 Uzunköprü 60 135,8 0 0 4995,5 0 0 5.131,3 TOPLAM 5.268 2162,3 3209,2 4698,6 50610,8 57,2 1.300,0 62.038,1

Kaynak: T.K.B. Edirne İl Müdürlüğü 2005 Yılı İstatistikleri

4.2.1.2. Sertifikalı Yem Bitkileri Tohumluğu Üretim Desteği

Bakanlıkça tohumculuk kuruluşu kabul edilen ve Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı arazilerde sertifikalı yem bitkileri tohumluğu üreten/ürettiren özel sektör tohumculuk kuruluşları yararlandırılmaktadır. Bu desteklemenin amacı; yem bitkisi üretimi yapan kişilere ektikleri tohumları sertifikalı kullandırmak suretiyle daha yüksek verim almalarını sağlamaktır.

4.2.1.3. Suni Tohumlamadan Doğan Buzağı Desteklemesi

Bu destekleme politikası ile yetiştiricilerimizin elinde bulunan saf ırk kültür hayvanı ve kültür melezi hayvanların aynı kültür ırkı yüksek verimli boğanın sperması vasıtasıyla suni tohumlama yapmak ve bu suretle hayvanların ırk kalitelerinin korumak ve kültür melezi hayvanlarımızın da bu şekilde saflaştırılmasını sağlamaktır. Bu destekleme sonucu yetiştiricilerimiz ellerindeki

(28)

kültür hayvanı ve melezlerinin ırkları bozulmamış olup, daha verimli hayvanlara sahip olmaları sağlanacaktır. Soykütüğüne kayıtlı işletmelerde 2006 yılı destekleme miktarları kapsamında 140 YTL/baş, önsoykütüğüne kayıtlı işletmelerde ise 80 YTL/baş olarak destekleme verilmektedir. Edirne İlinde Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği tarafından kayıtları tutulan soykütüğü ve önsoykütüğü projesine kayıtlı sığırların suni tohumlamasından doğan buzağılara destek primi uygulaması 2005 yılı gerçekleşmesinde 4100 buzağıya destekleme yapılmış olup, 2005 yılı verileri Çizelge 4.2’de gösterilmiştir. Destekleme uygulamalarında 2006 yılı ilk altı ayında toplam 8000 adet buzağı desteklemeden yararlandırılmıştır.

Çizelge 4.2 Suni Tohumlamadan Doğan Buzağı Desteklemesi (2005)

Konu Soykütüğü Sistemi Önsoykütüğü

Sistemi

Destekleme Tutarı (YTL.)

Buzağı Sayısı 2.268 1.832

Destekleme Tutarı 175.120 69.620 244.740

Kaynak: T.K.B. Edirne İl Müdürlüğü 2005 Yılı İstatistikleri

4.2.1.4. Suni Tohumlama Hizmeti Sağlayan Gerçek ve Tüzel Kişilere Destek

Bu destekleme özel veterinerlerin suni tohumlamayı doğru ve yetiştiricilerimize daha ucuza sağlamalarını teşvik amacıyla yapılan desteklemelerden birisidir. Böylece farklı ırktan olan hayvana farklı bir boğanın spermasının kullanılması takdirde tohumlama desteği ödenmeyeceğinden suni tohumlamayı yapan veteriner hekimi bu konuya özen göstermesinin sağlanması ile hayvanların kültür ırkı vasıflarının korunması amaçlanmaktadır.

Suni tohumlama desteklemeleri, 2005 yılından itibaren 2005/8503 Sayılı kararname ile İl müdürlüklerinden suni tohumlama izni almış kişi ve kuruluşlara ödenmeye başlamıştır. Çizelge 4.3’de yıllar itibariyle suni tohumlama çalışmaları gösterilmiştir. Çizelgede gösterilen verilerden anlaşıldığı üzere 2005 yılında 86.842 boğa altı inek mevcut iken ilde 17 bin suni tohumlama yapıldığı görülmektedir. İl

(29)

genelinde soykütüğü ve önsoykütüğüne kayıtlı 17.275 büyükbaş hayvan için uygulayıcılara toplam 477.745 YTL destekleme ödemesi yapılmıştır. İlçeler bazında suni tohumlama desteklemelerine ait bilgiler Çizelge 4.4’de gösterilmiştir. Buradan anlaşıldığı üzere ilde toplam hayvan varlığının yaklaşık %20 suni tohumlama ile %80 ise doğal yollarla tohumlandığı anlaşılmaktadır.

(30)

Çizelge 4.3 Edirne İli 2002-2005 Yılları Arası Suni Tohumlama Çalışmaları 2002 2003 2004 2005 İLÇESİ Köy Sayısı Boğa Altı İnek Sayısı Ekip Sayısı Köy Sayısı Boğa Altı İnek Sayısı Ekip Sayısı Köy Sayısı Boğa Altı İnek Sayısı Ekip Sayısı Köy Sayısı Boğa Altı İnek Sayısı Ekip Sayısı Merkez 37 6015 2 37 6572 3 37 6572 6 37 7.103 18 Enez 19 2530 1 19 3694 1 19 3694 1 19 7.478 2 Havsa 22 7415 3 22 7049 3 22 7049 5 22 10.009 10 İpsala 22 6765 1 22 7265 1 22 7265 1 22 10.790 3 Keşan 49 10450 9 49 9923 9 49 9923 13 49 15.102 19 Lalapaşa 27 5490 1 27 5174 1 27 5174 2 27 10.396 5 Meriç 23 3600 2 23 3435 2 23 3435 2 23 6.291 3 Süloğlu 10 5700 1 10 5054 1 10 5054 3 10 5.716 4 Uzunköprü 56 15310 5 56 13810 8 56 13810 8 56 13.597 15 TOPLAM 265 63275 25 265 61976 29 265 61976 41 265 86.482 79

(31)

Çizelge 4.4 2005 Yılı Suni Tohumlama Desteği Çalışmaları (2005) İlçeler Soykütüğüne Kayıtlı Önsoykütüğüne Kayıtlı Toplam Tohumlanan Baş Sayısı Destekleme Tutarı (YTL.) Enez 0 79 79 1.975,00 Havsa 67 1.286 1.353 34.495,00 İpsala 40 227 267 7.075,00 Keşan 35 1.701 1.736 43.750,00 Lalapaşa 24 1.399 1.423 35.815,00 Meriç 0 940 940 23.500,00 Merkez 4.301 3.024 7.325 226.135,00 Süloğlu 90 766 856 22.300,00 Uzunköprü 30 3.266 3.296 82.700,00 Toplam 4.587 12.688 17.275 477.745,00

Kaynak: T.K.B. Edirne İl Müdürlüğü 2005 Yılı İstatistikleri

4.2.1.5. Hayvan Hastalıkları İle Mücadelede Programlı Aşılamalar İçin Uygulayıcı Desteği

Bu destekleme ile; ülke hayvancılığına önemli bir zarar teşkil eden salgın hayvan hastalıkları ile mücadelede etkinliğin sağlamak maksadıyla aşılama çalışmalarında mesleğini serbest olarak icra eden veteriner hekimlerden yararlanmak amaçlanmaktadır. Bu sayede halen ülke ekonomisine önemli zararlar veren salgın hayvan hastalıkların zararları minimize edileceği öngörülmektedir.

4.2.1.6.Hayvansal Orijinli Gıda Kontrolünde, İşletmelerde Veteriner Hekim Çalıştırılması Desteği

Mezbaha ve kombinalarda çalıştırılmak üzere istihdam edilen veteriner hekim maliyetlerini azaltmak ve gıda kontrolü sayesinde de sağlıklı ürünlerin elde edilmesini sağlamak amaçlanmaktadır.

(32)

4.2.1.7. Yem Bitkisi Üretimi Yapanlar İçin Alet ve Makine Desteği

Yem bitkisi üretimi yapan kişilere üretiminde mekanizasyonu sağlamak ve maliyetleri düşürmek maksadıyla ihtiyaçları olacak alet ve makinelerin temini için destekleme yapılmaktadır. Bu desteklemeler; silaj makinesi, ot biçme makinesi, mibzer, balya makinesi, yağmurlama sulama sistemleri ve motopomp desteklemelerini kapsamaktadır. Yem bitkileri üretiminde kullanılmak üzere satın alınan alet ve makineler fatura bedelinin %40'ı kadar desteklenir. Ancak alet ve makine desteği, desteklemeye konu yem bitkileri desteğinin %40'ını geçmemesi gerekmektedir.

4.2.2.Fiyat Politikaları

4.2.2.1. Süt Desteği

Süt desteği üreticilere doğrudan yapılan desteklemelerden biridir. Süt desteklemesi sadece çiğ süt üreten gerçek ve tüzel kişilere yapılır. Süt üreticisi, üretmiş olduğu sütü, süt işletmelerine hangi örgüt aracılığı ile satarsa satsın, üyesi bulunduğu örgüt, soykütüğü işletmesi ve diğerleri için belirlenen destekleme oranından yararlanmaktadır. Süt desteklemeleri 2005 yılında Edirne ilinde 157.094.791,47 lt. süte 5.266.733,82 YTL destekleme yapılmıştır. Bu destekleme ile süt üreticilerinin rekabet şartlarını güçlendirmek amaçlanmıştır.

(33)

Çizelge 4.5 2005 Yılı Edirne İlinde Gerçekleştirilen Süt Teşvik Prim Miktarları İşletmeler Müstahsil Sayısı Süt Miktarı (Litre) Destek Miktarı (YTL) Ödenen Destekleme Tutarı (YTL)

Hastalıktan Ari İşlet. 4 28.858,00 0,06 1.716,40

Soykütüğüne Kayıtlı İşl. 623 14.532.586,50 0,06 878.000,98 Tar.Kalk.Koop.Üye İşl. 1.162 19.291.032,00 0,04 744.211,13 Soykütüğüne Kayıtlı Ve Hastalıktan Ari İşl. 8 453.467,00 0,075 32.027,71 Diğer İşletmeler 14.325 122.788.847,97 0,03 3.610.777,60 TOPLAM 16.122 157.094.791,47 5.266.733,82

Kaynak: T.K.B. Edirne İl Müdürlüğü 2005 Yılı İstatistikleri

4.2.2.2. Sabit veya Seyyar Süt Sağım Ünitesi ve Soğutma Tankı Kurulması Desteği

Orta ve büyük ölçekli süt sığırı işletmelerinin gereksinim duyduğu alet ve mekanizasyonlardan olan süt sağım ünitesi ve soğutma tankı kurulumunun maliyetlerinin azaltmak suretiyle fatura bedelinin %40’ı kadar destekleme yapılmaktadır. Edirne İlinde 2006 yılı ilk altı ayında 5 adet süt sağım ünitesi ve soğutma tankı alımı destekleme kapsamına alınmıştır.

4.2.2.3. Gübre Çukuru Yapılması Desteği

Kendi öz kaynaklarıyla, mülkiyeti kendilerine ait veya kiralık (asgari 10 yıl) alanlarda, en az 75 m³ kapasiteli gübre çukuru yapacak üreticiler destekleme kapsamındadır. Bu destekleme ile amaç, çevreye dışsal maliyet yüklemeden elde edilecek olan gübrenin doğru bir şekilde elde edilmesinin sağlanmasıdır. Gübre çukuru desteklemesinde yatırım tutarının %40’ı kadar destekleme yapılmaktadır.

4.2.3.Pazarlama Politikaları

(34)

4.2.3.1. Damızlık ve Saf Irk Gebe Düve Desteği

Ülke hayvancılığımızın damızlık kalitesini artırmak maksadıyla yetiştiricilerimize damızlık ve saf ırk gebe düve alımlarında desteklemeler yapılmaktadır. Damızlık ve saf ırk gebe düve desteklemesi sayesinde damızlık gebe düve alan yetiştiricimize damızlık ırk sertifikasına sahip olanlara 550 YTL/baş, saf ırk sertifikasına sahip olanlara ise 275 YTL/baş destekleme yapılmaktadır.

Edirne İlinde Damızlık Gebe Düve Desteklemesi çalışmaları kapsamında 2005 yılında İl genelinde 315 yetiştiriciye prim ödemesi yapılmıştır. İlçeler bazında damızlık gebe düve desteklemelerine ait bilgiler Çizelge 4.6’da gösterilmiştir.

Çizelge 4.6 Damızlık Gebe Düve Destekleme Çalışmaları (2005)

Damızlık Sertifikalı Saf Irk Sertifikalı

İlçeler Yetiştirici Sayısı Hayvan Sayısı Destekleme Tutarı (YTL.) Yetiştirici Sayısı Hayvan Sayısı Destekleme Tutarı (YTL.) Enez -- -- -- -- -- -- Havsa 1 2 1.000 5 5 1.250 İpsala -- -- -- -- -- -- Keşan 12 15 7.200 14 19 4.550 Lalapaşa 13 20 5.800 209 214 43.700 Meriç 1 1 500 40 57 14.250 Merkez 10 15 7.300 2 3 650 Süloğlu 4 5 2.400 2 5 1.250 Uzunköprü 1 5 2.500 1 18 4.500 Toplam 42 63 26.700 273 321 70.150

Kaynak: T.K.B. Edirne İl Müdürlüğü 2005 Yılı İstatistikleri

4.2.3.2. Hastalıktan Ari Bölge Oluşturmak İçin Trakya Bölgesinde Sığır İşletme Desteği

(35)

Trakya Bölgesi süt üreticilerini AB ile uyum kapsamında rekabet gücünü sağlamlaştırmak ve hijyenik hayvansal gıdaların temini ve bunların daha kolay pazarlanmasını sağlamak hedeflenmektedir. Destekleme Trakya Bölgesi, İstanbul ve Çanakkale illerinin Anadolu yakası, İzmir, Aydın, Manisa, Muğla, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Bilecik, Yalova ve Kocaeli illerini kapsamaktadır. Hastalıktan ari işletmeye ayrıca sertifika verilmektedir.

4.2.4. Sübvansiyonlu Tarımsal Kredi Uygulamaları

Üreticinin finansman ihtiyaçlarının uygun koşullarda karşılanması, tarımsal üretimin geliştirilmesi, verimliliğin ve kaliteni artırılması amacıyla 2005/9839 Sayılı bakanlar Kurulu Kararı kapsamında gerçek ve tüzel kişilere tarımsal üretime yönelik düşük faizli yatırım ve işletme kredisini kapsamaktadır.

Bu kapsamda; T.C. Ziraat Bankası kredi konularına göre cari faiz oranlarından belli oranlarda indirim yapmaktadır. Damızlık süt sığırcılığını geliştirmeye yönelik krediler ve faiz indirim oranları şunlardır :

Damızlık Süt Sığırcılığı (işletme-yatırım); %60 oranında,

Büyükbaş Hayvan Yetiştiriciliği (işletme-yatırım); %40 oranında faizlerde indirim yapılmaktadır. Bu krediler 500.000,00 YTL’ye kadar kullandırılmaktadır.

(36)

Araştırmamıza konu olan Edirne İli Süt Sığırcılığımızın bulunduğu yeri tespit etmek maksadıyla Edirne İline bağlı 8 ilçe ve 1 merkez ilçe olmak üzere 108 köy ve toplam 216 süt sığırı işletmesinde yapılan anketlerin sonuçları aşağıya çıkartılmıştır.

5.1. Süt Sığır İşletmelerinin Hayvan Varlıkları

Araştırılan süt sığırı işletmelerinin hayvan varlıkları incelendiğinde sığır varlığı 1-5 arasındaki işletme sayısı 95 (%44), 6-10 arası sığır varlığını içeren işletme sayısı ise 85 (%39)’dir. Çizelge 5.1’de de görüldüğü üzere işletmelerin büyük çoğunluğu 1-10 baş sığıra sahip işletmelerdir.

Çizelge 5.1 Süt Sığırı İşletmelerinin Sığır Varlıkları

Sığır Sayısı İşletme Sayısı Yüzde

Sığır Sayısı (1-5) 95 44,0 Sığır Sayısı (6-10) 85 39,4 Sığır Sayısı (11-20) 32 14,8 Sığır Sayısı (21-30) 2 0,9 Sığır Sayısı (41+) 2 0,9 TOPLAM 216 100,0

5.2 . Süt Sığır İşletmelerinin Yem Temin Yerleri

Araştırma bulgularına göre süt sığırı işletmelerinin karlılığını artırabilmelerindeki en önemli unsurun maliyetlerin azaltılması olarak görülmekte bundan dolayı yem temininde kendi imkânlarının kullanılması önem arz etmektedir. Bu kapsamda Şekil 5.2.’de de görüldüğü üzere araştırmaya konu süt sığırı işletmelerinden kaba yem (saman) ihtiyacını kendi imkanları ile üretenlerin sayısı 194 (%90) işletme olup 16 (%7) işletme de özel bayilerden temin yoluna gitmektedir.

(37)

Kaba Yem Temini 7%

90% 3%

Özel Bayi Kendisi Kullanmayan

Şekil-5.1 Kaba Yem Temin Yerleri

Süt Sığırcılığında üretimin artırılmasında önemli bir etken konumunda bulunan silajlık mısır temininde 128 (%59) işletme kendisi üretimini yapmakta buna karşılık 4 (%2) işletme özel bayiden temin yoluna gitmektedir. Araştırma konusu işletmelerden 84 (%39) işletme ise silajlık kullanmadığını ifade etmişlerdir. Sulanabilir tarım arazilerinin büyük bir kısmının çeltik ekim sahası olarak kullanılması nedeni ile silajlık mısır kullanımı ve ekimini azaltmaktadır. Yetiştiriciler bu ihtiyacını fabrika yemi ve diğer kaba yemler ile karşılama yoluna gitmektedirler.

(38)

Silaj Temin Yeri

2%

59% 39%

Özel Bayi Kendisi Kullanmayan

Şekil 5.2. Silaj Temin Yerleri

Elde edilen diğer bir araştırma sonucuna göre de, süt sığırcılığında gün geçtikçe önem arz eden yemlerden olan fabrika yeminin temininde de Şekil 5.4.’de görüldüğü üzere işletmelerden 156 (%73)’sı özel bayiden yararlanmakta iken 54 (%25) işletme Tarım Kredi Kooperatifinden istifade etmektedir. Fabrika yemi kullanmayan işletme ise 5 (%2)’dir. Fabrika yemi temininde Tarım Satış Kooperatiflerinden yararlanılmamaktadır. Özel firmaların pazarlama kanallarının gelişmiş olması ve rekabet şartlarında fiyat ve ödeme kolaylıkları bakımından işletmelere çeşitli olanaklar sunması tercih edilmelerinde büyük öneme sahiptir.

(39)

Fabrika Yemi Temini

25%

73%

2% 0%

Tarım Satış Koop. Tarım Kredi Koop. Özel Bayi Kullanmayan

Şekil 5.3. Fabrika Yemi Temin Yerleri

5.3. Süt Sığır İşletmelerinin Yem Bitkisi Üretimi

İncelenen süt sığırı işletmelerinde yem bitkisi üretimi yapanların sayısı 195 (%90) yem bitkisi üretmeyen işletmelerin sayısı ise 21 (%10) dir. İşletmelerin kendi olanakları ile maliyetlerini azaltma çabasında oldukları görülmektedir.

Yem Bitkisi Üretimi

10%

90%

Yem Bitkisi Üretmeyen Yem Bitkisi Üreten

(40)

5.4. Süt Sığır İşletmelerinin Süt Üretimleri ve Pazarlama Kanalları

İşletmelerde üretilen sütlerin hangi yollar ile pazarlandığına bakıldığında büyük bir kısmının (139 işletme %64) kooperatifler kanalıyla pazarlandığını, pazarlama kanalında ikinci öncelikli olarak da süt birliklerinin (41 işletme %19) karşımıza çıktığını görmekteyiz. Mandıralar yolu ile pazarlama işletme sayısı ise 34 (%16)’dır. Şekil 5.5’de görülmektedir ki Edirne ilinde üretilen sütlerin pazarlamasında kooperatifler, süt birlikleri ve mandıralar aktif bir rol almaktadır. Ancak işletmelerin büyük bir kısmı kooperatifler aracılığı ile pazarlama yoluna gitmekle birlikte süt birliklerinin kurulma aşamasında oldukları için henüz süt birliklerinin etkin bir rol üslenemedikleri gözlemlenmektedir.

Süt Pazarlama Kanalları

19%

64%

16% 1%

Süt Birliği Kooperatifler Mandıralar Fabrikaya Satan

Şekil 5.5 Süt Pazarlama Kanalları

5.5. Süt Sığır İşletmelerinin Arazi Varlıkları

Süt sığırı işletmelerimizin tamamına yakın kısmı arazi sahibi olup ortalama 86 da. arazi varlığına sahiptirler. İnceleme yapılan işletmeler, arazi varlıklarının büyük bir

(41)

bölümünü tarım amaçlı kullanmakta, bir kısım arazilerinin de büyükbaş hayvan işletmelerinin yem temininde kullanıldığı saptanmıştır.

5.6. Süt Sığır İşletme Sahiplerinin Destekleme Politikalarından Memnuniyet Durumları

Araştırmanın amacı olan süt sığır işletmelerinin maliyet-fiyat-pazarlama politikalarının değerlendirilmesi amacıyla işletme sahiplerine devletin hayvancılığa uyguladığı destekleme politikalarından memnun olup olmadıklarını sorduğumuzda Şekil 5.6.’da da görüldüğü üzere 114 kişi (%53) memnun olduğunu ifade etmekte iken 102 (%47) işletme sahibi ise bu politikalardan memnun olmadığını dile getirmişlerdir. Görülmektedir ki destekleme politikalarında tam anlamıyla etkinlik sağlanamamış ve aynı zamanda bu politikalar kendisini işletme sahiplerine ifade edememiştir. Bu sebeple, işletmelerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için öncelikli olarak süt üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve bu sayede reel fiyatların makul bir seviyeye çekilmesi gerekmektedir.

Uygulanan Politika Memnuniyeti

47%

53%

Memnun Olmayanlar Memnun Olanlar Şekil 5.6. Destekleme Politikalarına Karşı Memnuniyet

(42)

5.7. Süt Sığır İşletme Sahiplerinin AB’deki Süt İşletmeleri Hakkında Bilgi Sahibi Olup Olmadıkları

Araştırmaya konu olan işletme sahiplerinin AB’deki işletme yapıları hakkındaki bilgilerinin olup olmadığı öğrenilmek amacıyla sorulan sorulara verilen cevaplar göstermektedir ki; işletme sahiplerinin yarıdan fazlasının (135 işletme) bu konuda bilgi sahibi olmadığı görülmektedir. Avrupa Birliği süt sığırcılığı işletmeleri teknoloji, bilinçli uygulamalar ve büyük işletme yapısı ile pazarlama konusunda etkinlik sağlamışlardır. Bu bakımdan AB’deki süt sığırcılığı ile rekabet ortamında bulunan işletmelerimizin rekabet gücünü geliştirmesi açısından rekabetin tarafını oluşturan AB işletmelerinin yapısını ve üretim şekillerini bilmemesi işletmelerimiz açısından eksiklik oluşturmaktadır.

AB Süt İşletmeleri Hakkında Bilgi Sahibi Olanlar

62% 38%

Bilgi Sahibi Olmayanlar Bilgi sahibi Olanlar

Şekil 5.7. AB İşletmeleri Hakkındaki Bilgi Durumu

5.8. Süt Sığır İşletme Sahiplerinin Ortak İşletme Kurma Düşünceleri Ülkemiz hayvancılığının negatif görünümü olan küçük işletme yapısından kurtulabilmek ve bu sayede AB süt sığırcılığı ile rekabette güç kazanmak maksadıyla

(43)

ortak işletmelerin kurulması yönünde, işletme sahiplerinin önemli bir kısmı (136 işletme) ortak işletme kurma düşüncesinin olduğunu ifade etmişlerdir. Ancak yine de 79 işletme sahibi (%37) ortak işletme kurma düşüncesinin olmadığını ifade etmişlerdir.

Ortak İşletme Kurma Düşüncesi

63% 37%

0%

Düşünenler Düşünmeyenler Kararsız

Şekil 5.8. İşletmelerin Ortak İşletme Kurma Düşünceleri

5.9. Süt Sığır İşletme Sahiplerinin Kooperatife Üyelikleri

Araştırma yapılan işletmelerdeki kooperatifçilik durumlarına bakıldığında 127 işletmenin (%59) kooperatifçilik çatısı altında birleştiği, buna karşılık 89 işletmenin ise (%41) herhangi bir kooperatif çatısı altında birleşmediği görülmektedir. Kooperatif çatısı altında birleşmeyen işletmelerin büyük bir kısmı süt birlikleri ve mandıralar kanalı ile pazarlama yoluna gittikleri görülmektedir. Bu sonuç bize süt sığırı işletmelerimizin ortak bir yapıda büyüyememesinin nedenlerini ortaya koymaktadır.

(44)

Kooperatif Üyeliği

41%

59%

Üye Olmayan Üye Olan

Şekil 5.9. İşletmelerin Kooperatif Üyelikleri

5.10. Süt Sığır İşletme Sahiplerinin Süt ve Besi Sığırcılığının Karlılık Düşünceleri

Yapılan araştırmalar göstermektedir ki Edirne İlindeki sığır işletmelerinin yapısı büyük çoğunlukla süt sığırcılığına dayanmaktadır. Süt ve besi hayvancılığının karlılık durumları işletmelere sorulduğunda; büyük bir kısmı (165 işletme,%76) süt sığırcılığını karlı olarak görmekte iken besiciliği karlı olarak gören işletme sayısı 51’dir (%24). Görülmektedir ki; işletme sahipleri besi süresinin uzunluğu, buna karşılık süt sığırcılığının sürekli nakit girdisi sağlaması nedeni ile süt sığırcılığını tercih etmekte ve buna göre üretim gerçekleştirmektedirler.

(45)

İşletmelerin Süt ve Besi Sığırcılığı Arasındaki Tercihleri 24%

76%

Besi Süt

Şekil 5.10. İşletmelerin Süt ve Besi Sığırcılığı Arasındaki Tercihleri

5.11 Süt Sığır İşletme Sahiplerinin Süt Fiyatları Hakkında Düşünceleri Edirne İlindeki sığır işletmelerinin büyük çoğunluğu süt sığırcılığını tercih etmekle birlikte uygulanan fiyat politikalarından özellikle de süt fiyatlarının düşüklüğünden yakındıkları gözükmektedir. Araştırmaya konu edilen işletmelerin tamamına yakın bir kısmı (%99) süt fiyatının düşük olduğu kanısındadırlar.

(46)

Süt Fiyatları

1%

99%

Normal Düşük

Referanslar

Benzer Belgeler

Hayvanın canlı ağırlığı, süt verimi, sütün yağ oranı, laktasyon dönemi ve hayvanın sağlık durumu gibi özellikler hayvanların ihtiyaçlarının

• Bütirik Asit; Çok düşük miktarda olmasına rağmen süt yağına özgü kokuyu veren y.a...

Lezzet değişir, pişmiş süt lezzetini alır1.

Bilindiği gibi; basit filtrasyondan geçmiş ana faz (süt) içindeki, filtrelerin ayıramadığı katı, yarı katı veya yarı sıvı fazların santrifüj kuvveti ile

Boruya sağım yapan tesisin kovaya sağım yapan tesisten ayrıcalığı, sütün, uzun borular içinde iletilmesi dışında, süt ayırıcıya ve süt deposunun boru

• İncelenen işletmelerde süt sığırcılığı işletmelerinde işletme başına elde edilen yıllık toplam süt üretim miktarı 126 956,26 lt olarak

Kimyasal özellikler içerisinde, KOI, toplam azot, toplam fosfor, yağ ve gres ile fiziksel özelliklerden askıda katı madde yönetmelikte konvansiyonel parametreler

Buzağılama Yılı, Buzağılama Ayı, Laktasyon Sırası ve İllere Göre Siyah Alaca Sığırlarının 305 Gün Süt Verimi, Laktasyon Süresi, Kuruda Kalma Süresi ve BAna